Şırnak'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimiyle ilgili aralarında meslekten ihraç edilen dönemin 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanı Tümgeneral Abdullah Baysar ile Çakırsöğüt Jandarma Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Ali Osman Gürcan'ın da yer aldığı 49'u tutuklu 385 sanığın üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 15 ile 22 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istemiyle açılan dava, Adana'da görülmeye başlandı.
30.09.2017 21:39 Şırnak'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimiyle ilgili aralarında meslekten ihraç edilen dönemin 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanı Tümgeneral Abdullah Baysar ile Çakırsöğüt Jandarma Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Ali Osman Gürcan'ın da yer aldığı 49'u tutuklu 385 sanığın üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 15 ile 22 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istemiyle açılan dava, Adana'da görülmeye başlandı.
25.09.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Şırnak'taki eylemlere ilişkin soruşturma kapsamında 385 sanıkla ilgili 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme', 'TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme' ve 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçlarından Şırnak 2. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan kamu davasının, Ceza Muhakemesi Kanunu'ndaki 'Kovuşturmanın görevli ve yetkili olan mahkemenin bulunduğu yerde yapılması, kamu güvenliği için tehlikeli olursa davanın naklini Adalet Bakanı Yargıtaydan ister' maddesi uyarınca Adana 12. Ağır Ceza Mahkemesine nakline karar verilmesi sonucu sanıklar burada 50 kişilik gruplar halinde yargılanacak.
Üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 15 ile 22 yıla kadar hapis cezaları istenen 385 sanığın yargılanacağı davanın ilk duruşması başladı.
Sanık sayısının fazla olması nedeniyle duruşma Adana Bölge Adliye Mahkemesinde yaptırılan 375 kişi kapasiteli 420 metrekarelik duruşma salonunda görülüyor. Sanıklar 50 kişilik gruplar halinde bugün, 16-23 Ekim, 6-13-27 Kasım ve 4 Aralık'ta 7 ayrı celsede hakim karşısına çıkacak.
Bugünkü ilk celsede, önce aralarında eski 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanı Tümgeneral Abdullah Baysar ile eski Çakırsöğüt Jandarma Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Ali Osman Gürcan'ın da bulunduğu tutuklu 49 üst rütbeli askerin kimlik tespitleri yapılmaya başlandı.
Duruşmada sanıkların kimlik tespitinin ardından savunmalara geçildi.
İlk olarak savunması istenen tutuklu sanık Baysar, darbe girişimini öğrendikten sonra tümene gittiğini ve emirlere uyulmayacağı talimatını verdiğini söyledi.
Çakırsöğüt tugayının kendi haberi olmadan saat 23.20'de hareket ettiğini ifade eden Baysar, şunları söyledi:
'Birlikleri ben engelledim. Darbenin bastırılması için çalıştım. Bursa'da ele geçirilen bir belgede adımın 'sıkıyönetim komutanı' olarak geçmesi nedeniyle tutuklandım. Ben tugay komutanı Ali Osman Gürcan'ı aradım ama ulaşamadım. Konvoyun birliğinden dışarı çıktığından haberim yoktu. Zaten emrimde 5 tane helikopter vardı, istesem kullanırdım. Ben darbeyi engellemek için çalıştım. O gün Vali benimle 55 defa görüşmüş, cumhuriyet savcısı ile görüşmüşüm. Darbeci olsam neden mülki amirler benimle görüşsün? Yurtta Sulh Konseyinin emirlerini ben yerine getirmedim. İsteseydim birliklerin Ankara'ya gitmesini sağlardım. Benim emrimle konvoy durduruldu. Suçlamaları kabul etmiyorum. FETÖ/PDY terör örgütü üyesi değilim. Tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum.'
- 'Eşimle harp okulunda tanıştım ve evlendim'
Eski Şırnak Akçay 6. Motorlu Piyade Tugay Komutanı tutuklu sanık Tuğgeneral Mesut Savaş da FETÖ/PDY terör örgütü ile bir bağının olmadığını, terörle mücadele veren bir komutan olduğunu ifade etti.
Yurtta Sulh Konseyinin hazırladığı listede sıkıyönetim komutan yardımcısı olarak nitelenmesi nedeniyle tutuklandığını dile getiren Savaş, savunmasını şöyle sürdürdü:
'Darbe gecesi Yurtta Sulh Konseyi yazan ve Mehmet Partigöç'ün imzasını taşıyan kriptosuz bir mesaj geldi. Bu mesajın eklerini açtığımda Sıkıyönetim Komutan yardımcısı olarak adımın yazıldığını gördüm. Ben bunu kabul etmedim. Yanımdaki komutanlar buna şahittir. Darbeye karşı olan bir insanım. Darbe yapılacaksa önce hedef iyi planlanmalı. Hedef alınmazsa o iş olmaz. Başta yönetim kademesinin etkisiz hale getirilmesi darbeyi başarılı kılardı. Ben darbeye katılmadım. Yurtta Sulh Konseyini tanımam dedim.
Ben eşimle harp okulunda tanıştım ve evlendim. Katalog evliliği yapmadım. Suçlamaları kabul etmiyor, tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum.'
Duruşma, diğer sanıkların savunmaları için yarın devam edecek.
27.09.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Duruşmanın bugünkü oturumunda eski Çakırsöğüt Jandarma Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Ali Osman Gürcan savunmasına devam etti.
Adana 12. Ağır Ceza Mahkemesince sanık sayısının fazla olması nedeniyle duruşma Adana Bölge Adliye Mahkemesinde yaptırılan 375 kişi kapasiteli 420 metrekarelik mahkeme salonunda görülen duruşmaya Baysar ile Gürcan'ın da yer aldığı 49'u tutuklu rütbeli asker ve avukatları katıldı.
Mahkemede savunmasına devam eden tutuklu sanık Ali Osman Gürcan, darbe girişiminden haberi olmadığını ve olay gecesi hazırlanan tutanağın yanlış düzenlendiğini söyledi.
Tutanağın dava dosyasından çıkarılmasını talep eden Gürcan, şöyle konuştu:
'Benim, polislere yönelik 'Yolu açın yoksa 5 dakika içerisinde uçaklarla burayı bombalarız.' diye bir ifadem olmadı. İddianamede geçen bu beyanı kabul etmiyorum. Sadece 'Yolu açın ileri gidelim.' dedim. Amacım askeri Şırnak istikametine doğru geri çekmekti. İsmail binbaşı ve Yasin yarbayım söyleyene kadar benim darbeden haberim yoktu. Polisler bana 'Darbeye kalkışıyorsunuz.' demedi. Biz olayı anlar anlamaz kışlaya döndük. Bizim geri dönüş kararımızla zaten darbe sekteye uğramıştır. ByLock programını kullanmadım. İntikal emrinin hedefi ise Çakırsöğüt tugayı hareketli, kabiliyetli, profesyonel bir birliktir. Genelkurmay bu birliği isterse Kuzey Irak'a isterse Suriye'ye gönderir. Bize kurulan bir kumpas ve tuzaktır. Suçlamaları kabul etmiyor, tahliyemi ve beraatimi istiyorum.'
Tutuklu sanık 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı Kurmay Başkanı Kurmay Albay Cevdet Polat da 15 Temmuz gecesi gelen sıkıyönetim emrini kabul etmediğini ve Yurtta Sulh Konseyiyle fikir ve iş birliği içinde olmadığını kaydetti.
FETÖ/PYD terör örgütü ile bir bağının olmadığını ifade eden Polat, 'Darbeden haberim yoktur ve darbeyi tasvip etmiyorum. Zaten sıkıyönetim atama listesinin kanuni bir belge olmadığını o zaman söyledim ve kabul etmedim. Peki neden benim adım listede yer aldı? Çünkü ben Tokat'ta görev yaptım. Tokat Yozgat'a yakın bir il. Yozgat'a en yakın görev yapmış kurmay albay olmam sebebiyle bu listeye adımın yazıldığını düşünüyorum. Benim 20 yıllık meslek hayatım başarılarla doludur.' diye konuştu.
'ByLock programını telefonuma indirdim'
Sanık Polat, ByLock uygulamasını 2014 yılında İtalya'da kursa gitmeden önce denemek amacıyla cep telefonuna indirdiğini anlatarak kimseyle bu program üzerinden görüşme ve mesajlaşma yapmadığını ifade etti.
2-3 ay sonra programı sildiğini dile getiren Polat, şöyle devam etti:
'İtalya'da akademik bir kurs vardı. Bu kurs internet üzerinden online sınav yapıyordu. Size materyaller gönderiliyor. NATO ile ilgili sorular soruluyor ve İngilizce seviyeniz ölçülüyordu. Benimde bu süreçte Murat albayla iletişime geçmem lazımdı. Whatsapp o zaman yaygın değildi. İtalya'daki o kurs için kalınacak yeri kendiniz ayarlıyordunuz. Hatta sizden daha önce kurs için orada kalan şahısla irtibata geçip kalacak yerinizi siz ayarlıyordunuz. Ben google play üzerinde ByLock, Tango ve Whatsapp programlarını indirdim. ByLock telefonunuzun rehberini görmüyor. ByLock İngilizce 'kilit' anlamını taşır zaten. Bu programın 15 Temmuz sonrası FETÖ tarafından kullanılan bir uygulama olduğunu ve flash disk'le telefona yüklendiğini öğrendim. Tango'nun ses sistemi iyi değildi. Murat albay ile biz Whatsapp üzerinden konuştuk. Ben darbeci ve FETÖ'cü değilim. ByLock üzerinden yazışma yapmadım. Darbeye katılmadım. Suçlamaları kabul etmiyorum. Tahliyemi ve beraatimi talep ederim.'
Mahkeme diğer sanıkların savunmasının alınmasıyla yarın devam edecek.
28.09.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Duruşmanın bugünkü oturumunda sanıkların savunmaları dinlendi.
Adana 12. Ağır Ceza Mahkemesince sanık sayısının fazla olması nedeniyle duruşma, Adana Bölge Adliye Mahkemesinde yaptırılan 375 kişi kapasiteli 420 metrekarelik mahkeme salonunda görüldü. Duruşmaya 49'u tutuklu rütbeli asker ve avukatları katıldı.
Mahkemede savunması istenen sanık Arif Bozbıyık, 23.Jandarma Tümen Komutanlığında Kurmay Başkanı olduğunu ve 15 Temmuz günü 2 evrak geldiğini söyledi.
Birliğe gelen 2. evrakta Çakırsöğüt Tugayı'nın Ankara'ya intikal emrinin yazdığını belirten Bozbıyık, 'Açıkçası evraktaki emri görünce ne yapacağımı şaşırdım. Bu evrakta tümen komutanımızın da adı yazıyordu. Evrağı aldım ve Tümen komutanımın yanına gittim. Durumu tümen komutanına arz ettim ve bu olaya karşı olduğumu söyledim. Tümen komutanımız beni Çakırsöğüt'e gönderdi. Ali Osman Gürcan Paşa'yı aradım ve tümen komutanımızın emri var geri dönün dedim. Ali Osman Gürcan ise bana 'Tümen komutanı ile görüşeceğim' dedi. Sonrasında tümen komutanımız Abdullah Baysar'a 'Komutanım bu çocukların bir günahı yok' dedim, komutan da bana 'Evet bu Ali Osman'ın hatası' dedi.' diye konuştu.
Mahkeme heyeti ise duruşmada sanık Bozbıyık'a 'Neden tugay komutanına bunun bir darbe olduğunu söylemediniz?' sorusunu yöneltmesi üzerine Arif Bozbıyık, 'Aklıma gelmedi' dedi.
FETÖ/PDY terör örgütünün gizli haberleşme programı ByLock'u kullanmadığını kaydeden sanık Bozbıyık, arkadaşlarının da suçsuz olduğunu savundu.
Sanık, eski Çakırsöğüt Komando Tugayı Kurmay Başkanı Yarbay İbrahim Yazıcı ise 15 Temmuz günü tugay komutanının bir toplantı yaptığını ve 'Arkadaşlar bugüne kadar çok önemli görevler yaptık. Yine önemli bir görev var ve Cizre'ye 3. ve 4. tabur olarak gideceğiz' dediğini ifade etti.
15 Temmuz gecesi tugay komutanını aradığını ve tümen komutanının 'geri dönün' emri olduğunu söylediğini aktaran Yazıcı, şöyle devam etti:
'Sıkıyönetim emrini ben gece saat 24: 04'te gördüm. Ben darbe olacağını Başbakanımız televizyonda açıklayana kadar bilmiyordum. Darbenin bu ülkeye hiçbir faydası yoktur. FETÖ/PDY terör örgütü üyesi değilim. ByLock programını kullanmadım. Ben 15 Temmuz günü Ali Osman Gürcan operasyon emri verdiği için yargılanıyorum. Tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum.'
Duruşma yarın devam edecek.
29.09.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Adana 12. Ağır Ceza Mahkemesince sanık sayısının fazla olması nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesindeki 375 kişi kapasiteli 420 metrekarelik mahkeme salonunda görülen duruşmaya 49'u tutuklu eski rütbeli asker ve avukatları katıldı.
Mahkemede savunması istenen tutuklu sanık eski Çakırsöğüt Jandarma Komando Tabur Komutanı Binbaşı Aykut Kara, darbe girişimini ve 'CIA oyuncağı olan şizofren bir kişi' diye nitelendirdiği Fetullah Gülen'e inananları lanetlediğini söyledi.
Bir tarikat imamından emir alan asker, yargıç olamayacağını belirten Kara, şöyle konuştu:
'Çakırsöğüt'e yaşananları anlatmak istiyorum. 15 Temmuz sabahı yapılan bir toplantıda bize 3. ve 4. taburun hazır kıta bekletilmesi emri verildi. Daha sonra akşam tugay komutanı saat 09.00 sularında bizi çağırdı ve 'özel bir görev var 3. ve 4. tabur önden çıkacak 1. ve 2. tabur hazır bekleyecek cep telefonlarını toplayın' emri verdi. Biz sırt çantası, silah teçhizat hazırlandık. Tugay komutanımızın odasında elinde bir kağıt vardı. Sıkıntılı bir yüz ifadesi vardı. Elindeki kağıdı bize göstermedi. Benim emir astsubayım saat 24.00 sularında sıkıyönetim emrini bir zarf içerisinde bana getirdi. Detaylı incelemedim bu emri. Taburun yanına döndüm ve aynı düzeni muhafaza ederek bekleyin dedim. Tugay karargahının önüne geldim ve bekledim. Artık an itibarıyla darbeden haberimiz oldu. Taburu göz önünde tuttum. Darbeyi öğrendikten sonra tek kelime etmedim çünkü faaliyetimiz olmadı. Endişeliydim, moralim bozuktu çünkü darbe oluyor, ülke bombalanıyordu.'
Darbeye kalkışmadığını ve dahil olmadığını öne süren Kara, 'O gece ülke bombalanırken birliğinin başında olmayan, tatiline devam eden, cep telefonuna ulaşılamayan kim varsa bunlar haindir. Ben kimseye silah doğrultmadım. Hangi darbede Hakkari'den Şırnak'tan asker Ankara'ya götürülür? Bunun bir mantığı yoktur. Ben ByLock kullanmadım. Makam odamda 1 dolar bulunmamıştır. Bu yapıyla alakam yoktur.' diyerek tahliyesini istedi.
Tutuklu sanıklardan eski binbaşı Murat Yıldırım ise 15 Temmuz'da saat 21.30 sularında tugay komutanının odasında toplandıklarını ve tugay komutanının kendilerine 'Arkadaşlar acil durum var, Ankara'ya gideceğiz. Bütün herkes cep telefonlarını bıraksın, üniformasını giysin' dediğini kaydetti.
Sadece tabur komutanlarının cep telefonunu aldığını anlatan Yıldırım, şöyle devam etti:
'Tugay komutanı bana 'Eksik de olsa ilk senin taburun yola çıkacak.' dedi. Tugay komutanının cep telefonu konusunda hassas davrandığını görünce ben de askerlere cep telefonunu yanına alan olursa hakkında işlem yaparım dedim. O sırada aklımızda sadece görev vardı. İntikal sırasında aklımızda sadece görev vardı. İntikal sırasında belli bir müddet sonra ben cep telefonuna baktım ve bir kalkışma olduğuna dair haberler gördüm. Bizim araçta H. binbaşı ben ve M.K. astsubay vardı. Cizre'ye vardığımızda polisler önümüzü kesti. 'Garnizonun talimatı var geçemezsiniz' denildi. Sonra Hasan binbaşıya 'Tugay komutanı ile görüştün mü?' diye sordum. Hasan binbaşı bana 'Evet tugay komutanı ile görüştüm gerekirse zor kullanacaksınız ama geçeceksiniz' emrini verdiğini söyledi. 'Böyle bir şey olabilir mi?' dedim. Cizre İlçe Emniyet Müdürü geldi. Ben ona sordum müdürüm neden açmıyorsunuz yolu dedim. Bana, 'Tümen komutanının emri var yolu açamayız.' yanıtını verdi.'
Tugay komutanı ile tümen komutanlarının irtibatlı olduklarını düşündüklerini kaydeden Yıldırım, kendilerinin ortamı sakin tutmaya çalışırken tugay komutanı ve polisler arasında arbede çıktığını anlattı.
Tugay komutanının polislere yönelik, 'Emir veriyorum size yolu açın.' dediğini paylaşan Yıldırım, 'Orada bir travma yaşadık resmen. Daha sonra Cizre Garnizon Komutan Vekili yarbay geldi ve bize yönelik 'arkadaşlar bilgi kirliliği var neyin ne olduğu belli değil, tümene geri dönün. Tümen komutanı geri dönmenizi emrediyor şu an darbeci olarak algılanıyorsunuz' dedi. Daha sonra yarbay, 'Arkadaşlar ben yapacağımı yaptım gidiyorum.' dedi. Sonrasında tugay komutanının yanına gittik ve komutanım darbeci olarak algılanıyoruz geri dönelim dedik. Araçlara bindik ve geri dönüşe geçtik.'
Örgütle bir alakası olmadığını ileri süren Yıldırım darbeye katılmadığını, destek vermediğini belirterek tahliyesini ve beraatini istedi.
Duruşma, diğer sanıkların savunması için pazartesi devam edecek.
Paralel yapı-03 Mart (2017) 'Şırnak Darbe Yapılanması 385 sanık' davası
(30 Eylül 2017, 21:39)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: