Az sanıklı Fetö davaları

Çeşitli illerde görülen çok sayıdaki az sanıklı Fetö davasında sanıkların yargılanmasına ilk kez başlandı ya da duruşmalara devam edildi.

24.06.2017 20:17 Çeşitli illerde görülen çok sayıdaki az sanıklı Fetö davasında sanıkların yargılanmasına ilk kez başlandı ya da duruşmalara devam edildi.

1) ELAZIĞ: 1 SANIK.. ERDOĞAN'IN KORUMASIYDI, İTİRAFÇI OLDU

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığı döneminde koruma polisli olan Sefer Hançer itirafçı oldu. FETÖ üyesi olan Sefer Hançer, soruların nasıl çalınıp kendilerine verildiği anlattı.

21 Haziran'da, Elazığ'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında meslekten ihraç edilen eski komiser Sefer Hançer'in yargılanmasına başlandı.

Etkin Pişmanlık Yasası'ndan yararlanmak istediğini ifade eden sanık Hançer, savunmasında 2002 yılında Isparta'da Gölcük dershanesine gittiğini, sonradan terör örgütüne ait olduğunu öğrendiğini, bu okul vasıtasıyla örgütle tanıştığını ve sonraki yıllarda da örgüte katıldığını söyledi.

Sefer Hançer, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığı döneminde koruma polisliğini yaptığını ve kendisini çok sevdiğini söyledi.

Örgütün gizli haberleşme programı "ByLock"u kullandığını itiraf eden Hançer, bu programı "Orhan" kod isimli üniversitede öğretim görevlisi olan Ayhan Çiftçi'nin kendi telefonuna yüklediğini savundu.

Yazıştıkları üç kişilik grubun abisinin "Orhan" olduğunu kaydeden Hançer, genelde dini içerikli sohbetler yaptıklarını dile getirdi. Bazen siyasi mesajların da geldiğine işaret eden Hançer, "Siyasi mesajlarda 'Siz hangi partiye oy vereceğinizi biliyorsunuz'. deniyordu. Bundan, o bölgede AK Parti'nin karşısında en güçlü partiyi kast ediyorlardı. Ben karşı çıkıyordum." dedi.

Terör örgütünün sohbetlerine de katıldığını anlatan Hançer, şöyle devam etti: "Sohbetlerde bazen telefonun bataryalarını çıkarıyorduk. 'Gün gelir devran döner, sizin güvenliğiniz için, sıkıntı yaşamamanız için' diyorlardı. 2014 yılına kadar dini içerikli sohbet yapıyorduk. O yıl yapılan seçimin ardından siyasi sohbetler de yapılmaya başlandı. Bir sohbette bize komiserlik sınavı soruları verildi. Soruları 'Orhan' vermişti. Sorular gizlilik içerisinde Kur'an-ı Kerim'e el bastırılarak verildi. Kimseyle konuşmamamız söylendi. Sorular sınavda çıktı, 85 puan aldım. Soruların verildiği sohbette daha önce görmediğim insanlar vardı. Onların sınavı kazanıp kazanmadıklarını bilmiyorum."

Sohbetlerde himmet toplandığına da değinen Hançer, "Öğrenciler ve okul giderleri için para topluyorlardı. Ben de 50-100 lira arasında değişen para veriyordum. Az verdiğim için hoşnut olmuyorlardı." diye konuştu.

Samimi duygularla katıldığı terör örgütü tarafından kandırıldığını ve pişman olduğunu kaydeden Hançer, beraatini istedi.

Mahkeme heyeti, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.

2) ERZURUM: 1 SANIK.. ÖRGÜTÜN İSTİHBARAT AĞI 5A MENSUBU VE ESKİ İCRA MÜDÜR YARDIMCISI V.S'NİN DAVASI

Erzurum'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında hakkında dava açılan, örgüt içerisinde istihbarat ağı olarak adlandırılan "5A" grubunda olduğu öne sürülen eski icra müdür yardımcısı Veysi Sayar'ın yargılanmasına devam edildi.

23 Haziran'da Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, sanık avukatları katıldı. Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde tutuklu bulunan sanık Veysi Sayar ile Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlantı kuruldu.

Sanık Sayar, savunmasında, Antalya'da 2009'da memuriyete başladığını belirtti.

Hastanede çalışan Hasan isimli kişiyle tanışıp arkadaşlık kurduktan sonra daveti üzerine toplantılara gitmeye başladığını anlatan Sayar, toplantılarda Kur'an-ı Kerim dinlendiğini, dini sohbetler yapıldığını ve Fetullah Gülen'e ait kitapların okutulup görüntülerinin izletildiğini anlattı.

Sayar, "Toplantılarda himmet adı altında para toplanıyor, kurban yardımı yapılması yönünde tavsiye ve isteklerde bulunuyorlardı. Evlilerden yüzde 5, bekarlardan yüzde 10 oranında maaşını himmet olarak vermesi talep ediliyordu." dedi.

Askere gittikten sonra dönüşünde yabancı dil bildiği için bakanlıklarda çalışmaya başladığını dile getiren Sayar, şöyle devam etti:

"Hepimiz aynı birimde çalışıyorduk. Ayrıca Zafer, ciddi derecede tedbir almamızı, namaz kılmamamızı sürekli öğütlüyordu. Hatta imam hatipli olduğu için bu konuda kendisiyle ters düşüyorduk. Zafer'den sonra da aynı görevi yine bakanlıkta çalışan Ali Yücesar üstlenerek devam ettirdi. Zafer ile ters düşünce icra müdürlüğünü kazandıktan sonra bana referans olamayacağını söyledi. Fakat benimle bağlantıyı da kesmedi. Erzurum'da göreve başlayınca bana bir telefon vererek Enes veya Mustafa isimli bir kişiyle görüşmemi sağladı. Bu kişiyle görüştüğümde beni zannedersem infaz koruma memurlarının bulunduğu bir eve yerleştirdi."

"Cover Me ve Line isimli programları da kullandırdılar"

Halit kod adlı Hakan Bircan ile tanıştığını ifade eden Sayar, bu kişinin kendisiyle 2 saat süren mülakat yaptığını ve başka bir sohbet grubuna dahil ettiğini söyledi.

Sayar, grupta Ahmet Acer, Alpay Yılmaz, Muhammet Akçelik, Adem Yıldırım, Ercan ile Enes veya Mustafa isimli kişilerin daha olduğunu belirterek, şu bilgileri verdi:

"Halit 2013'te benimle görüşerek adliyede 5A grubu olarak tabir edilen, gizli ve istihbarat toplayan özel bir birime girmemi istedi ve beni bu gruba aldı. Neleri, nasıl yapmamız ve kimler hakkında nasıl bilgi toplamamız gerektiğini anlattı. Tek gün olarak sohbete giderken bu görev sebebiyle haftada iki kez toplantılara gitmeye başladım. Bu grubun sorumlusu Erkan kod adlı Ramazan Yurt'tu. Sürekli olarak adliyedeki kişiler hakkında özel veya görevsel bilgi vermemizi istiyordu. Bense İcra Müdürlüğünde çalıştığım ve yeni başladığım için bilgi veremiyordum. Çok gittiğim için bir süre sonra gelemeyeceğimi söylememe rağmen Halit kod isimli kişi artık gizli bir gruba dahil olduğumu, çıkamayacağını özellikle söyledi. Hiçbir şey bilmediğim gibi gelip gidiyordum. Bu sırada 17-25 Aralık oldu ve 2 ay toplantılar yapılmadı."

Sayar, 17-25 Aralık'tan sonra toplantıların siyaset ve seçim odaklı olmaya başladığına dikkati çekerek, sürekli AK Parti aleyhine bir hareket içerisinde işlem yapılması ve davranılmasının öğütlendiğini aktardı.

Özellikle 2014 yerel seçimlerinde bir şekilde görev almalarının istenildiğine işaret eden Sayar, "İsmail kod adlı Yılmaz Barol, beni tekrar 5A grubuna almak istedi. Israrla istemeyince başka bir gruba dahil etti ve normal sohbet toplantılarına devam ettim. Bu grupta İsmail ve Erkan isimli kişiler özellikle bir program üzerinden görüşmemizi söylediler ve ByLock programını yüklediler." şeklinde konuştu.

Sayar, savunmasına şöyle sürdürdü:

"Kıbrıs'ta üniversite okumaya gidince 2015'te tüm bağlarım koptu. 5A grubuna dahil olan kişilerde İlimdar Avcı da vardı. 2013'te 'Cover Me' ve 'Line' isimli programları da kısa bir süre bize kullandırdılar. Bank Asya'yı kurtarmak için para yatırma konusunda ısrarla istekte bulunmalarına rağmen buna riayet etmedim. Seçimler sırasında sürekli yüksek seçmen olan bölgelere gidip oralarda kontrol etme imkanına sahip olmamızı istiyorlardı, fakat buna da rıza göstermedim. ByLock'tan görüştüğüm kişiler sadece İsmail ve İlimdar isimli kişilerdir. Ayrıca bu süreçte herkesin tanıdığı ve üst düzey birisi olduğunu söylediği kod ismi Barış olan Savaş Göksu ile tanıştım. 5A'lardan sorumlu Ramazan Yurt'un ismi üzerindeki kişileri bilmiyorum. İl adliye yapısından sorumlu bildiğim kadarıyla ilk olarak Halit'ti, sonra da Osman Mumcu. Onların kime bağlı olduğunu bilmiyorum. Toplanan himmetlerin kimlere gittiğini bilmiyorum."

Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.

İddianamede, sanık Sayar hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.

3) ERZURUM: 1 SANIK.. KOMİSER H.V. KPSS OPERASYONUNU ÖRGÜTE SIZDIRMIŞ

Erzurum 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen FETÖ/PDY davasında ağırlaştırılmış ömür boyu ve 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle tutuklu yargılanan eski komiser Hüseyin V.'nin, KPSS soruşturmasında operasyon bilgilerini imamlara sızdırdığı ortaya çıktı.

18 Haziran'da Darbe girişimi sonrası yürütülen soruşturmalar kapsamında, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde çalışırken meslekten ihraç edilen komiser Hüseyin V., tutuklanarak cezaevine konuldu. Hüseyin V. hakkında 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, silahlı terör örgütüne üye olma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme' suçlarından ağırlaştırılmış ömür boyu ile 25 yıla kadar hapis cezası istemi ile 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Hüseyin V. hakkında hazırlanan iddianamede itirafçı olan meslektaşları ve mahrem imamlarının kendisi hakkında verdiği bilgilere yer verildi. Ev kadını olan eşi Neslihan V.'nin de sohbet toplantılarına katıldığı belirtilen iddianamede, 'Hasan' kod adlı doktor Hakan S.'nin komiserlere, öğretmen olan eşi Selver S.'nin de eşlerine imamlık yaptığı bildirildi. Mahrem imam Hakan S.'nin etkin pişmanlık kapsamında 13 Aralık 2016'da verdiği ifadesine yer verilen iddianamede, doktorun en son 2005- 2006 ve 2007 yılları mezun komiserler grubuna baktığına işaret edildi. İtirafcı doktor Hakan S. Hüseyin V. ile ilgili şunları anlattı:

"Ali K. ve Hayrettin A. benim grubumda bulunan ve Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde çalışan komiser Hüseyin V. ile özel ilgilenmemi, rütbeli düzeyde bu birimlerde fazla örgüt üyesinin bulunmadığını, kendisine şubede olan olaylar, personel, yapılan veya yapılacak operasyonlar hakkında bilgi sormamı istediler. Ben de bu durumu komiser Hüseyin V.'ye ilettim. İlk etapta bilgi vermedi, ilerleyen süreçte 2016 yılının başlarında Eagle programı ile Erzurum Bölge Eğitim Hastanesinin karşısında bulunan eczanelerin önünde buluşma talep yazısı gönderdi. Aynı gün akşam saatinde buluştuk. Komiser Mehmet Emin G.'ye ait araca birlikte bindik. Yakın bir bölgede ara sokakta araçtan indik yaya olarak giderken Hüseyin V. bana Ardahan'da KPSS sınavı ile ilgili soruşturma kapsamında TEM'de gözaltında bulunan şahsın ifade verdiğini, Kayakyolu 1. Cadde civarında bir evde kalarak bu evde KPSS ile ilgili çalıştırıldığını, Ardahan'da sorumlu düzeyde bulunan şahısların isimlerini vereceğini, ayrıca Bursa'da bir çanta içerisinde örgüte ait isimlerin bulunduğunu bu isimlere yönelik operasyonlar yapılacağını ve bu isimlerin kimler olduğunu abilerin bilebileceğini söyleyerek üst düzeye iletmemi istedi. Hemen Eagle programından söylemiş olduğu, konuyu yazarak Hamza kod Hayrettin A.'ya gönderdim. Bir kaç gün sonra Hayrettin A. bana belirtilen yerde gerçekten örgütün bir evinin olduğunu, o akşam bu evi kapattıklarını, bu evde kalanları başka yerlere gönderdiklerini söyleyerek bana ve Hüseyin V.'ye teşekkür etti."

İddianamede, Hakan S.'nin itiraflarını doğrular şekilde Naci T. isimli bir kişinin 8 Mart 2016'da gözaltına alındığı, Bursa'da başka bir şüphelinin evinde arama yapıldığı, buna göre isim listesi ele geçtiği vurgulandı. Hüseyin V.'nin örgütsel faaliyet kapsamında üst mertebelere yükseldiğine işaret edilen iddianamede, çalışmakta olduğu TEM şube nedeniyle kendisini ispatlamış biri olduğu, örgütsel manada aldığı görevleri yerine getirdiği, örgüt içerisinde taktir gören biri olduğu, bu hususun 2005 yılında girdiği komiser yardımcılığı sınavında 95 puan aldığı vurgulandı. İddianamede, "Yönetici kadro gibi örgütçe Eagle programının kullandırtıldığı, nitekim görev yaptığı birim FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün en önemli eylemleri arasında kalan sınav soruşturmasına ilişkin çalıştığı birimce elde edilen bilgileri imamlarına ve üstlerine aktardığı, bu sayede örgütün tespit edilebilecek adreslerde ele geçirilebilecek delilleri kaçırdığı, bu vaka ile soruşturma dosyasındaki delillerin yok olmasına sebebiyet verdiği, bu deliller ışığında ortaya çıkartılabilecek diğer örgüt üyelerinin kimliğinin tespitini engellediği, bu suretle FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyelerini koruyarak onların gerçekleştireceği darbe girişiminde rol aldığı" denildi.

Erzurum 2'nci Ağır Ceza Mahkemesinde yargılaması devam eden Hüseyin V., duruşmaya Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Tanık beyanlarıyla suçlandığını iddia eden süren Hüseyin V., "Bu kişiler, bu dosyada benim gibi sanık durumunda olan kişilerdir ve sadece kendilerini kurtarmak amacıyla üzerime suç atmaktadırlar. Bunların hiçbiri de doğru değildir. Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya yönelik hiçbir hareketim olmamıştır. Bu suçlamayı bütünüyle reddediyorum. Suç delillerini yok etme ve gizleme hususunda en ufak bir hareketim olmamıştır. Hiç kimseye ne bir dosya ne de başka bir adli bilgi taşıma yönünde bir hareket ve davranışım yoktur" diye konuştu.

4) ERZURUM: 2 SANIK.. EMNİYET MÜDÜRLERİ İ.Y VE N.B, 'DARBECİLERE DİRENMEYİN' TALİMATI NEDENİYLE SUÇLANIYOR

Erzurum'da, Fetullahçı Terör Örgütü ve Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında darbe gecesi astlarının karşı koymasını engellemeye yönelik talimatlar verdiği iddia edilen eski Aziziye İlçe Emniyet Müdürü İlhan Yalçın ve grup amiri vekili Başpolis Nedim Bıçakçı'nın yargılanmasına başlandı.

20 Haziran'da Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanıklar Yalçın, Bıçakçı ve sanık avukatları ile tanık katıldı.

Kimlik tespitinin yapılması ve iddianamenin okunmasının ardından savunmasını yapan Yalçın, hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini söyledi.

Darbe gecesi yaşananları televizyondan izledikten sonra emniyete geçtiğini anlatan Yalçın, "Personele ne kadar mühimmat varsa dağıttım. Kaymakam arayarak jandarma etrafında hareketlilik olup olmadığını kontrol etmemi isteyince oraya geçtim." dedi.

Yalçın, hareketlilik olmadığını görünce kaymakamla polis merkezine geçtiğini anlatarak, şunları aktardı:

"Kaymakam benim aldığım tedbirleri gördü, gece boyunca da beraberdik ve talimatları dışına çıkmadım. Ben personele sadece münferit hareket etmeyin, bilgim dahilinde hareket etmeyin dedim. Asker gelirse çatışmayın yönünde talimatım yoktur. Asker gelirse ne yapalım dediklerin de bizden başlamasın dedim. Çay için yönünde bir şey söylemediğimi hatırlamıyorum. Çatışmaya karşı koymayın diye bir şey demedim. ByLock'u ilk televizyondan gördüm. Bu programı kullanmadım. Nasıl tespit edildiğini bilmiyorum."

Sanık Bıçakçı ise savunmasında darbe günü sabah grup amirliği yaptığını, akşam telefonla aramaları üzerine olaydan haberdar olduğunu ileri sürdü.

Karakola geçerken yolda kendisine bağlı personeli göreve çağırdığını anlatan Bıçakçı, şöyle devam etti:

"Personeli olası müdahaleye karşı görevlendirdim. Hiçbir arkadaşıma askerler geldiğinde karşı koymayın gibi bir şey demedim. Lokalde otururken Muhammet isimli biri 'Bu darbe değil yanlış bildiri' gibi bir şey dedi. Ben de karşılık olarak 'Siz hiç darbe gördünüz mü ?' dedim. Bunu da o anda lakayt arkadaşların daha disiplinli olup ciddiye almaları için söyledim. Bu iş bitti demem olayların bitmesi anlamındadır yoksa bizim bitmemiz anlamında değil."

Tanık Y.D ise beyanında darbe gecesi evinde olduğunu ve olaylardan Bıçakçı'nın araması üzerine haberdar olduğunu anlatarak, "Karakola geldiğimde teçhizatların dağıtıldığını gördüm ama kimin talimatıyla dağıtıldığını bilmiyorum. Televizyonda çevik kuvvetin bombalandığını görünce sinirlenip dışarı çıkıp küfür etmeye başladım. O esnada Bıçakçı yanıma geldi. 'Ben senin gibilerini çok gördüm. Hiç darbe gördün mü?' dedi. Ne niyetle dediğini bilmiyorum. Kendisiyle bir yıldır çalışıyorum, bir şeyini görmedim." ifadelerini kullandı.

Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Yalçın ve Bıçakçı'nın bu hallerinin devamına karar vererek eksikliklerin tamamlanması amacıyla duruşmayı erteledi.

İddianameden

Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık İlhan Yalçın'ın uzun yıllardan beri FETÖ/PDY'nin emniyet yapılanması içerisinde yer aldığı, 1998 mezunu polis akademililer grubuna dahil olduğu, 2014 ve devamında örgütsel toplantılara katılmaya devam ettiği anlatılıyor.

Sanık Yalçın'ın ByLock kullanıcısı olduğunun yer aldığı iddianamede, sanığın himmet verip örgüte bağlı biri olduğu, toplantılar sırasında örgütte tabi olduğu, üst düzeylere görev yaptığı yerlerde olan olaylar ve ekip arkadaşları diğer polis memurlarını rapor ederek kendisine verilen talimatlara uyup üstlerinin beğenisini kazandığı, terör örgütü içerisinde verilen talimatlara uyarak terör örgütünün saldırısının olduğu gün darbeyi gerçekleştirmeye çalışanlara astlarının karşı koymasını engellemeye yönelik talimatlar vererek darbeye katıldığı belirtiliyor.

İddianamede, tanık Ü.Ç'nin beyanına göre Yalçın'ın darbeye kalkışan askerleri kastederek "Gelirlerse çay ikram edersiniz kardeş, çatışma ortamından sakının, münferit hareket etmeyin, gelirlerse çay içmeye davet edin, bizden kaynaklı yanlış hareket olmasın" şeklindeki sözlerle astlarına darbeye karşı koymayın talimatı verdiği bildiriyor.

Aynı dosya kapsamında yargılanan diğer sanık Bıçakçı hakkında iddianamede, grup amir vekili olarak astı konumunda olan polis memurlarına aynı mahiyette talimatlar verdiği, TSK mensubu görünümlü FETÖ/PDY mensupları ile iştirak iradesi içerisinde hareket ettiği ve HTS kayıtlarından görüldüğü üzere FETÖ/PDY üyesi olmaktan işlem gören ve ByLock kullanıcısı olduğu tespit edilen çok sayıda kişi ile telefon irtibatının bulunduğu kaydediliyor.

İddianamede, sanıklar Yalçın ve Bıçakçı hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek" ve "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.

5) İZMİR: 1 SANIK.. KATİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ BİLGİ İŞLEM DAİRE BAŞKAN VEKİLİ M.Ç'NİN DAVASI

İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında "terör örgütü üyesi olmak" olduğu iddiasıyla yargılanan İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Bilgi İşlem Daire Başkan Vekili Melek Çoğun'un yargılanmasına devam edildi.

21 Haziran'da İzmir 15. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada tutuklu sanık Melek Çoğun ile avukatı hazır bulundu.

İKÇÜ'de 2011 yılının Ekim ayında uzman olarak işe girdiği, 2016'nın başında Yazılım Şube Müdürü, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ise Bilgi İşlem Daire Başkan Vekili olduğu belirtilen ve hakkında "telefonunda ByLock tespit edildiği", "2011 yılında 100 üzerinden 15 puan almasına rağmen uzmanlık kadrosuna atandığı, daha sonra da görevinde yükseltildiği" iddiaları bulunan sanık Melek Çoğun savunma yaptı.

Çoğun, başvurduğu ilana kendisi dışında 2 kişinin daha müracaat ettiğini ancak sınava giremediğini belirterek, 13 Eylül 2011'de yapılan uzman kadrosu sınavında 100 üzerinden 15 puan aldığını ALES, yabancı dil puanı, mezuniyet notu ile birleştirildiğinde 50 puan almış olduğunu ve üniversitedeki görevine başladığını söyledi.

Çoğun, hakkındaki iddiaları kabul etmedi.

Duruşmada, İÇKÜ Rektörü Galip Akhan ve bazı üniversite çalışanları tanık olarak dinlendi.

Sanığın mesai arkadaşı olduğunu beyan eden A.B. kapatılan Gediz Üniversitesi'nin kapatılması işlemleri ile görevlendirildiğini demirbaşların sayımı sırasında telefon konuşmasına şahit olduğu sanığın rektör Galip Akhan'ın kendisini arayıp 2 saat içinde serverlerdeki bilgilerin kopyalanmasını istediğini belirterek, "Sanık bana '2 saat içinde nasıl kopyalayacağım' dedi. 2 saat içinde zordur. Bu işlemleri yaparken polis nezaretinde olması gerekmiyor mu' dedim. Bana 'Siz kendi işinize bakın' dedi." ifadesini kullandı.

"Göreve tedbiren atadım"

Tanık olarak dinlenen İKÇÜ Rektörü Galip Akhan, 100 üzerinden 15 puan sanığı neden atadığını açıklarken "Sınav jürisinin hazırladığı sorulardır. Bu sınavın zor olduğunu gösterir. 3 kişi başvurmuş. 2 kişinin koşulları uygun değildi. ALES, yabancı dil ve üniversite mezuniyet ortalaması ise girişte etkendir. Mevcutlardan en iyisi olan Melek Çoğun'u ben göreve atadım. Bu göreve tedbiren atadım, başka bilgisayar uzmanları da vardı, olumlu performansı nedeniyle onu atadım. Darbe teşebbüsü sürecinden sonra savcılığın bilgisi üzerine Gediz Üniversitesi üniversitemize nakledilince o üniversitenin bilgisayarlarından kopyalama işlemi kolluk görevlilerinin gözetiminde yapılmıştır. Sanık Melek o işte görevlendirilmiştir. '2 saat içerisinde gelin alın' demedim." şeklinde beyanda bulundu.

Savcının 'Diğerleri niye ihraç? Melek niye ihraç değil?' sorusuna Akhan, sanık hakkında idari soruşturmada ByLock çıkana kadar herhangi bir tanık beyanı olmadığını ileri sürdü.

İKÇÜ Genel Sekreter Vekili ve İKÇÜ'deki OHAL İdari Soruşturma Komisyonu Başkanı Nurettin Memur ise sanığın çok çalışkan bir personel olduğunu, herhangi bir yapıya üye olduğunu düşünmediğini söyledi.

Savcının "15 puan alması dikkat çekici. Daha sonra yapılan sınavlarda kaç alan var" sorusuna Nurettin M. "Üniversitede ilk başladığında bilgi işleme eleman alınırken 15, 20, 30, 40 puan almışlardır. Yeni kurulan üniversiteler müracaatçılar tarafından riskli görünür, çok başvuru almaz." iddiasında bulundu.

Dinlenen diğer tanıklar da sanık lehinde beyanda bulundu.

Mahkeme heyeti ByLock kullanımına ilişkin ayrıntılı analiz raporu istenmesine ve tutuklu sanık Melek Çoğun'un bu halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.

Yakınları duruşma salonuna girdi

Duruşma sonunda sanığın yakınları Çoğun'u görmek için duruşma salonuna girdi. Sanık ile kısa süre görüşen yakınları ile sanığı götürmek isteyen jandarma arasında kısa süreli gerginlik yaşandı. Bu sırada sanığın ağabeyi Yalçın Çoğun duruşma salonu önünde bayıldı. Dili boğazına kaçan Çoğun'a sağlık ekipleri müdahale etti.

Olay

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca İzmir Katip Çelebi Üniversitesine (İKÇÜ) yönelik hazırlanan ve İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, Melek Çoğun hakkında "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçlamasıyla 15 yıla kadar hapis cezası talep edildi.

İddianamede, FETÖ'nün İzmir Katip Çelebi Üniversitesi yapılanmasına yönelik İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesinde 21'i tutuklu 29 sanığın yargılanmasına devam edildiği belirtilerek, sanıkların savunmasının alınması ve birçok tanığın ifade vermesi nedeniyle sanık Çoğun'un ayrı olarak yargılanmasına karar verildiği kaydedildi.

Örgütün gizli haberleşme programı "ByLock"u kullandığı tespit edilen Melek Çoğun'un ifadelerine yer verilen iddianamede, FETÖ ile bağlantısını kabul etmeyen sanığın örgütle irtibatlı olduğu gerekçesiyle kapatılan özel bir kolejden mezun olduğuna, 2011'in Ekim ayında İKÇÜ'de uzman olarak işe girdiğine, 2016'nın başında Yazılım Şube Müdürü, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ise Bilgi İşlem Daire Başkan Vekili olduğuna dikkati çekildi.

6) İZMİR: 1 SANIK.. ADİL ÖKSÜZ İLE FETÖ SANIĞI ARKADAŞI İ.A'NIN PARA TRAFİĞİ İDDİANAMEDE

İzmir'de, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında tutuklanan Yrd. Doç. Dr. İsmail Acar'ın, darbe girişiminin yaşandığı gece yakalandığı Akıncı Hava Üssü'nde bölgeye arsa bakmaya geldiğini öne süren, örgütün "Hava Kuvvetleri İmamı" Adil Öksüz'le olan para transferi iddianamede yer aldı.

21 Haziran'daki gelişmeye göre, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, örgütün Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) yapılanmasına ilişkin soruşturma kapsamında açığa alındıktan sonra tutuklanan DEÜ İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Acar'ın "Silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçlamasıyla 15 yıla kadar hapsi istendi.

İddianamede, sanık Acar'ın çocuklarının FETÖ/PDY ile irtibatlı olduğu gerekçesiyle KHK ile kapatılan Özel Yamanlar Koleji'nde okuduğuna, eşinin ise yine aynı okulda öğretmenlik yaptığına vurgu yapılırken, 1985-1990 yılları arasında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde birlikte okudukları sınıf arkadaşı Adil Öksüz'e olan borcu nedeniyle para yolladığını ve bunun da kayıtlarda bulunduğuna ilişkin savunmasına yer verildi.

Acar da arkadaşı Öksüz gibi "arsa" savunması yaptı

İddianamede ifadelerine yer verilen Acar, Öksüz'le bağlantısına ilişkin Ankara'ya yapılan ihbarların gerçeği yansıtmadığını, ihbarı yapan kişiyle husumetli olduğunu iddia etti.

Öksüz'ün hazırladığı doktora tezinin bir kısmını okuyarak düzeltmesinden dolayı kendisine para teklif ettiğini ancak bunu kabul etmediğini ileri süren Acar, "Hesapta bulunduğu belirtilen yaklaşık 10 bin liralık rakam, sınıf arkadaşım olan Adil Öksüz'den borç aldığım paradır. Bu para, Kısıkköy'deki arsayı almak için kendisinden aldığım paradır. Bu parayı ona tekrar aynı banka ile havale aracılığıyla ödedim fakat ne zaman ödediğimi hatırlamıyorum." ifadesini kullandı.

"Adil Öksüz'le birkaç ortak arsa aldık"

Acar'ın nöbetçi sulh ceza hakimliğinde konuya ilişkin verdiği beyanında ise "Adil Öksüz'le birkaç ortak arsa aldık. Dönümün miktarı sebebiyle tek kişinin üzerine tapu kaydının yapılmaması gerekiyordu. Tapu kaydı A.B.B. (FETÖ/PDY'ye yönelik soruşturmada şüpheli) isimli kişinin üzerine yapıldı. Kendi aramızda yazılı tutanak tuttuk. Eşlerimizi de şahit gösterdik." savunması yaptı.

İsmail Acar, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'le ilgili yazılan "M. Fetullah Gülen Hocaefendi Bir Alim Portresi" isimli kitabında yazılı olan makaleye ilişkin de "Konuşmamdan alıp makale haline getirmişler, basmışlar, 10 gün sonra haberim oldum, isteğimle yazdığım bir konu değildir." ifadelerini kullandı.

Örgütün firari tepe yöneticileriyle telefon görüşmeleri

FETÖ/PDY'nin tepe yöneticilerinden firari Barbaros Kocakurt, İrfan Yılmaz, Mustafa Özcan ve Reşit Haylamaz olan telefon görüşmelerine ilişkin savunma yapan Acar, kendi adına kayıtlı olan GSM hattını eşinin kullandığını, eşinin kapatılan Özel Yamanlar Koleji'nde çalıştığı dönemde okulun yöneticisi olan Kocakurt'la iş gereği telefonla görüştüğünü iddia etti.

Tutuklu sanık Acar, 17-25 Aralık 2013'e kadar sempati duyduğu FETÖ/PDY ile bağlantısını kabul ederek, "17-25 Aralık olayları nedeniyle örgütü ciddi şekilde sorgulamaya başladım. Gerçek yüzlerini de maalesef 15 Temmuz akşamı öğrenmiş oldum. Keşke daha önceden bilebilseydim." beyanında bulundu.

Acar'ın, FETÖ/PDY yöneticisi ve 15 Temmuz darbe girişiminin sanıklarından Öksüz'le irtibatlı olduğu, sanığın kendi beyanı ve yapılan araştırma sonucunda böyle bir kanaate varıldığına değinilen iddianamede, "Şüphelinin (sanığın) FETÖ/PDY üyesi olduğuna ilişkin tanık beyanları, ihbar tutanakları, arama tutanağı, örgüt elebaşı için kitap yazma, kapatılan Bank Asya kayıtları, Öksüz'le irtibatı, örgütün tepe yöneticileriyle görüşme kayıtları, hakkındaki disiplin soruşturması ve dosyadaki diğer delillerden örgüt üyesi olduğu anlaşılmaktadır." değerlendirilmesine yer verildi.

Operasyon

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca, DEÜ'deki FETÖ/PDY yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, 30 Mayıs ve 6 Haziran'da düzenlediği eş zamanlı operasyonlarda 39 kişiyi gözaltına almıştı. Soruşturma kapsamında, aralarında Yrd. Doç. Dr. İsmail Acar'ın da bulunduğu 24 şüpheli tutuklanmıştı.

7) KASTAMONU: 6 SANIK.. İNEBOLU DERSHANE ORTAKLARI VE ÇALIŞANLARI

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında, Kastamonu'nun İnebolu ilçesinde örgüte yakınlığıyla bilinen bir dershanenin ortakları ve çalışanları hakkında açılan davanın ilk duruşması görüldü.

20 Haziran'da Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, "silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan yargılanan tutuklu sanıklar M.A.T, İ.Ş. ve H.R.K. ile tutuksuz yargılanan O.E, İ.İ. ve E.K, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.

Dershanenin ortaklarından M.A.T, savunmasında, FETÖ gibi hain bir örgütle ilişkisinin olmadığını öne sürdü.

Mahkeme başkanının, dershanenin bağlı bulunduğu şirkete nasıl ortak olduğunu sorması üzerine M.A.T, "Dershanenin açılması için bize baskı yapıldı. 'Çocuklar dershane için Kastamonu'ya gitmesin.' denildi. Biz de bu baskılar nedeniyle şirkete iyi niyetle ortak olduk. Ben dershanenin kar edip etmediğini, ettiğinde bu paranın nereye gittiğini bilmiyorum." ifadelerini kullandı.

Dershane çalışanlarından H.R.K. ise örgütün şifreli haberleşme programı ByLock'u kullandığı yönündeki iddiaları reddetti.

Mahkeme başkanının, çağrı yapılmasının ardından Bank Asya'ya para yatırma gerekçesini sorması üzerine H.R.K, "Bir araba alım satımı yapacaktım. Bu alışveriş kalınca para yanımda durmasın diye bankaya yatırdım." dedi.

Dershane çalışanlarından E.K. de telefon hattında ByLock çıktığını mahkemede öğrendiğini öne sürdü. E.K, "Teknoloji özürlü bir insanım. Bu programın nasıl kullanıldığını, nasıl indirildiğini bilmem." diye konuştu.

Diğer sanık ve avukatları dinleyen mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 24 Ekim'e erteledi.

İnebolu ilçesinde faaliyet gösteren ve FETÖ'ye yakınlığıyla bilinen bir dershaneye yönelik operasyonda, dershane ortakları ve çalışanlarından oluşan 6 kişi gözaltına alınmıştı. M.A.T, İ.Ş. ve H.R.K. tutuklanmış, O.E, İ.İ. ve E.K. adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.

8) KASTAMONU: 7 POLİSİN DAVASI

Kastamonu'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında meslekten ihraç edilen 7 polisin yargılandığı davanın ilk duruşması yapıldı.

20 Haziran'da Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, "silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan yargılanan tutuklu sanıklar M.Ç, Ö.A, L.T, F.K, E.K. ve A.D. ile tutuksuz yargılanan F.A. katıldı.

İtirafçı olup etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteyen F.A, ifadesinde Bitlis'te görev yaparken bir öğretmenin telefonuna örgütün şifreli haberleşme programı ByLock'u yüklediğini söyledi.

Bu yapının içerisinde terör örgütü olduğunu bilmeden bulunduğunu savunan F.A, "Kastamonu'nun Pınarbaşı ilçesinde sohbetler oluyordu. Toplantılara E.K, M.Ç, A.D, F.K, Ö.A. katılırdı. Himmet verenler vardı. E.K, himmetleri topluyordu." dedi.

Bitlis'ten Kastamonu'ya tayini çıktıktan sonra tanıştığı E.K'nin telefonuna Tango adlı bir programı yüklediğini ifade eden F.A, "15 Temmuz gecesi program üzerinden 'Görevi başındaki polisler askere direnmesin' şeklinde mesaj geldi." diye konuştu.

Diğer sanık ve avukatları dinleyen mahkeme heyeti, M.Ç, L.T, F.K. ve E.K'nin tutukluluk halinin devamına, Ö.A. ve A.D'nin adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına karar verdi.

9) KAYSERİ: 4 SANIK POLİS.. TUTUKLULUĞUNUN DEVAMINA KARAR VERİLEN BAŞPOLİS DURUŞMADA CEKETİNİ FIRLATTI

Kayseri’de FETÖ/PDY’ye üye oldukları ve gizli iletişim ağı bylock programını kullandıkları iddiasıyla tutuklu yargılanan aralarında başpolis, komiserin olduğu 4 sanık ilk kez hakim karşısına çıktı.

20 Haziran'da görülen duruşma eksiklikler nedeniyle ertelenirken, duruşma sonrası tutuklu başpolis ceketini çıkarıp yere fırlatarak, "Ben gaziyim, dik duracağım, saygı olsun diye takım elbise giyip geldim" diye bağırdı.

Kayseri 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada tutuklu sanıklar A.U., A.K., A.Y. ve A.Ç. ile avukatları hazır bulundu. Sanık yakınları da duruşmayı izledi.

İhraç edilen eski başpolis tutuklu sanık A.U., "Ben özel harekat polisiyim. Ben by lock yüklendiği söylenen o dönemde Tunceli'de görevliydim. Ben terör örgütüne üye olmam, terörle mücadele ederim. 20 yıllık özel harekat polisiyim. Ağır geliyor, yüreğim kaldırmıyor" dedi. Tutuklu sanık A.K. de, "12 yıllık polisim, 4 yıldır da komiserim. 22 Kasım'da KHK ile ihraç edildim. 12 yıldır aynı hattı kullanırım. Bylock kullanmadım" diye konuştu. Diğer iki sanık da bylock iddialarını kabul etmeyerek tahliyelerini istedi.

Mahkeme heyeti, sanık avukatlarının savcılık mütalaasına cevap vermek için süre istemesi üzerine duruşmayı erteleyip, sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmetti.

Duruşma sonrası sanık yakını sanığa 'Sen suçsuzsun, dik dur' deyince eski başpolis tutuklu sanık A.U. ceketini çıkarıp yere fırlatarak, "Dik duracağım, dik duruyorum. Gaziyim ben, saygı olsun diye takım elbise giyip geldim" diye bağırdı. Jandarma tutuklu sanıkları, adliye polisi de sanık yakınlarını duruşma salonundan çıkarırken, mahkeme başkanı yaşanan olayı duruşma zabtına geçirdi.

10) KAYSERİ: 15 SANIKLI AYRI DAVALAR

Kayseri'de Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında, haklarında "silahlı terör örgütü üyesi oldukları" iddiasıyla dava açılan 15 sanığın yargılanmasına devam edildi.

20 Haziran'da Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki ilk iki duruşmaya, çeşitli meslek gruplarından tutuklu sanıklar İ.U, Y.U.İ, A.T, A.A, A.K, O.G, S.Ş, M.G, Y.E.U, H.G, İ.G, ile tutuksuz 3 sanık ve avukatları katıldı.

Mahkeme heyetinin söz vermesi üzerine 9,5 aydır tutuklu bulunan sanık Y.U.İ, bir güvenlik şirketinde stajyer olarak çalıştığını, şirketin genel müdürü ve şu an firari sanık olan Ahmet Doğan'ın isteği üzerine kendisine hat aldığını söyledi.

Sanığın avukatı ise müvekkilinin bu hattı kullanmadığını belirterek, "Kendisinin üzerine kayıtlı iki hat var. Birinde ByLock çıktı ancak müvekkilim bu hattı şirket sahibinin isteği üzerine kendisine almıştır. Bir güvenlik şirketini yöneten bu genel müdürün kendine ait hattı bulunmuyor, şirkette çalışan pek çok kişiye aldırdığı hatları kullanıyor. Müvekkilimin tahliyesini talep ediyoruz." diye konuştu.

Tutuklu sanık A.K. da doktora tezi için Kayseri'ye geldiğini, FETÖ'ye ait yurtta kaldığı için 9 aydır tutuklu olduğunu belirterek, tahliyesini istedi.

Tutuklu diğer sanıklar da savunmalarını yineleyerek tahliyelerini istedi.

Sanıkların tutukluluk hallerini görüşen mahkeme heyeti, tutukluluk sürelerini göz önünde bulundurarak 11 sanığın adli kontrol ve yurtdışı yasağı şartıyla tahliyelerine karar verdi.

Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki üçüncü duruşmaya, SEGBİS ile katılan eski polis M.A.İ. hakkındaki FETÖ/PDY üyeliği iddialarını reddetti.

Meslektaşlarının kendisine iftira attığını ileri süren M.A.İ, tahliyesini istedi.

Mahkeme heyeti sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi.

11) KIRIKKALE: 3 POLİS K.G, H.B VE İ.Ç'NİN DAVASI

Kırıkkale'de Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında haklarında dava açılan 3 eski polis hakim karşısına çıktı.

22 Haziran'da Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, meslekten ihraç edilen tutuksuz sanıklar K.G, H.B. ve İ.Ç. ile avukatları hazır bulundu.

Örgüte üye olmakla suçlanan sanıklardan H.B. savunmasında, emniyetteki ifadelerini tekrarladığını belirterek, bu yapının toplantılarına katılmadığını ileri sürdü.

Sanık K.G'nin arkadaşı olduğunu ve bir gün evine çağırdığını belirten H.B, 'Evde birisi vardı. 'Bu arkadaş bize dini sohbet edecek' dedi. Ben birkaç dakika sonra katılmak istemediğimi belirterek evden ayrıldım. Sonra emniyette o kişinin R.Ç. olduğunu öğrendim. ByLock kullanmadım. Bank Asya'da da hesabım yok.' diye konuştu.

K.G. ise H.B'nin beyanlarının iftira olduğunu savundu. H.B'nin de 17-25 Aralık sürecine kadar sohbetlere katıldığını ve bir defasında onun evinde toplandıklarını iddia eden K.G, '15 Şubat 2017 tarihinde H.B ile çarşıda karşılaştım. Bana ifademi değiştirmem yönünde talepte bulundu. Ben bu yapıya 17-25 Aralık tarihine kadar dini duygularla katıldım. Terör örgütü üyesi değilim.' ifadelerini kullandı.

Mahkeme heyeti, dosyadaki eksiklerin giderilmesi için duruşmayı 19 Ekim'e erteledi.

12) KIRŞEHİR: 1 SANIK.. ESKİ JANDARMA KURMAY ALBAY Ö.K'NİN DOSYA BİRLEŞTİRME TALEBİNE RET

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişiminde adı "Kırşehir Sıkıyönetim Komutanı" olarak yer alan ve "Analizi Harbiyeli" adlı Twitter hesabını kullandığı belirlenen eski Jandarma Kurmay Albay Ömer Kulaç'ın yargılanmasına devam edildi.

21 Haziran'da Kulaç, Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesinde avukatının hazır bulunduğu duruşmaya, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.

Mütalaası sorulan cumhuriyet savcısı, Kulaç hakkında "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Cumhurbaşkanına suikast", "Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma", "Silahlı terör örgütüne üye olmak", "TBMM ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini engellemeye teşebbüs" suçlarından 5 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve FETÖ üyeliğiyle cezalandırılmasını talep etti.

Daha sonra savunması için söz verilen Kulaç, dosyadaki belgelerin kendisine ulaşmaması, belgeler üzerinde araştırma yapılması talebinin reddedilmesi gerekçesiyle esas hakkında savunma yapmayacağını söyledi.

Kulaç, dosyasının Ankara'da devam eden sözde Yurtta Sulh Konseyi üyelerinin yargılandığı dosya ile birleştirilmesini talep ederek, savunma yapabilmesi için ek süre verilmesini istedi.

Dosyada eksiklikler bulunduğunu, hakkındaki iki ayrı Bylock raporu arasında çelişkiler olduğunu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden gözlemci istemesi ile ilgili sözlerinin zapta geçirilmediğini ileri süren Kulaç, "Dosyamın Yurtta Sulh Konseyi üyelerinin yargılandığı dosya ile birleştirilmesini istiyorum. Tevsi tahkikat talebimi yineliyorum. Yurtta Sulh Konseyi direktifinde görev verilen tüm askerlerle ilgili adli ve idari işlem yapılıp yapılmadığı konusunda Genelkurmay Başkanlığına yazı yazılmasını talep ediyorum. Eksikler giderildikten sonra savunma yapacağım. Karar duruşmasında salonda hazır edilmemi istiyorum." ifadelerini kullandı.

Avukatının savunmasını da alan mahkeme heyeti, dosyanın sözde Yurtta Sulh Konseyi üyelerinin yargılandığı dosya ile birleştirilmesi ve diğer talepleri, davanın esasına katkı yapmayacağı ve yargılamayı uzatmaya yönelik olduğu gerekçesiyle reddetti.

Dosyanın bir örneğinin UYAP üzerinden Kulaç'a gönderilmesini kararlaştıran mahkeme heyeti, şüpheliye son kez savunma imkanı sağlanması için duruşmayı erteledi.

Dava süreci

İstanbul Harp Akademileri Komutanlığında görevli Ömer Kulaç, FETÖ'nün darbe girişiminde, sözde Yurtta Sulh Konseyi tarafından kendisine verilen "Kırşehir Sıkıyönetim Komutanı" görevini icra etmek için 15 Temmuz akşamı Kırşehir'e gelmek üzere İstanbul'dan yola çıkmış, kent girişinde kolluk kuvvetlerinin "Dur" ihtarına uymayarak aracıyla kaçmaya çalışırken Hacıbektaş ilçesinde çıkan çatışmada yakalanmış ve 17 Temmuz 2016'da tutuklanmıştı.

FETÖ/PDY soruşturması kapsamında meslekten ihraç edilen Kulaç hakkında, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "cumhurbaşkanına suikast", "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma", "silahlı terör örgütüne üye olmak", "TBMM ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini engellemeye teşebbüs" suçlarından 5 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle iddianame hazırlanmıştı.

Ayrıca, Kulaç'ın darbe girişimine yönelik paylaşımlarda bulunan "Analizi Harbiyeli" adlı Twitter hesabının kullanıcısı olduğu tespit edilmişti.

13) KIRŞEHİR: 1 SANIK.. SÖZDE SIKIYÖNETİM KOMUTANI Ö.K'NIN "AVRUPADAN DURUŞMAYA GÖZLEMCİ KATILSIN" TALEBİNE RET

Ağır Ceza Mahkemesinde SEBGİS yöntemi ile yapılan duruşmada 15 Temmuz darbe girişimi sonrası sözde sıkı yönetim komutanı Ömer Kulaç, esas hakkında savunma yapmayacağını söyledi.

21 Haziran'da Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesinde SEBGİS yöntemi ile yapılan duruşmada 15 Temmuz darbe girişimi sonrası sözde sıkı yönetim komutanı Ömer Kulaç, esas hakkında savunma yapmayacağını söyledi.

Kendisine gerekli imkanların sağlanmadığını ileri süren Kulaç, "Esas hakkındaki savunmamı yapmayacağım. Öncelikle dosyadaki belgelerin bana gönderilmesi gerekir. İddianame dışında bana bir belge gelmedi.

Savunma yapmam için gerekli imkanlar bana sağlanmadı. 17 Mayıs tarihindeki duruşmada somut gerçeklerin ortaya çıkması için araştırma yapılmasını talep etmiştim. Bu talebin gerekçesiz olarak reddedildi. Bu taleplerimi yineliyorum. Masumiyetimin ortaya çıkması için talep ettiğim araştırmaların yapılmasını istiyorum." dedi.

AB gözlemcisi isteğini de yenileyen Kulaç, örgütün yazışma programı Bylock hakkında da iki farklı raporun olduğunu belirterek çelişkilerin kaldırılmasını istedi. Eksiklerin giderilmesinden sonra savunma da yapacağını anlatan Kulaç, "Genelkurmay Başkanlığı adına yayınlanan direktifte bana görev verilmiş olması FETÖ üyeliğine delil olarak kabul edilemez" dedi.

Kulaç'ın taleplerini dinleyen mahkeme heyeti ise "Taleplerin yargılamayı uzatmaya yönelik olduğu, dosyanın esası ile ilgisinin olmadığı ve bir katkı sağlamayacağı nedeniyle taleplerin reddine, UYAP üzerinden dosyanın bir örneğini Ömer Kulaç'a gönderilmesine, savunma yapması için son kez süre verilmesine karar verdi."

İstanbul Harp Akademileri Komutanlığında görevli Ömer Kulaç, FETÖ'nün darbe girişiminde, sözde Yurtta Sulh Konseyi tarafından kendisine verilen Kırşehir Sıkıyönetim Komutanı görevi üzerine Kırşehir'e gelmek üzere İstanbul'dan yola çıkmış, kent girişinde kolluk kuvvetleri ile yaşanan çatışma sonrası yakalanmıştı.

14) KIRŞEHİR: 1 SANIK.. AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİ İŞÇİSİ S.K'NIN DAVASI

Kırşehir'de, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında örgüt üyeliğinden yargılanan sanık, ByLock tespit edilen telefonunu, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrası virüs bulaşması nedeniyle değiştirdiğini iddia etti.

23 Haziran'da Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık eski Ahi Evran Üniversitesi işçisi S.K. ile avukatı katıldı.

Mahkeme başkanının telefonunda ByLock tespit edildiğini söylemesi üzerine S.K, hiçbir zaman bu programı kullanmadığını iddia etti.

Virüs giren akıllı telefonunu darbe girişiminden sonra değiştirdiğini savunan S.K, "Telefonuma virüs girince GSM operatörünü aradım. Arama kayıtlarım orada mevcuttur. Daha sonra akıllı telefonu vererek yerine tuşlu telefon aldım." dedi.

Kırşehir'de Bank Asya protestosuna katılma sebebi sorulan S.K, ülkücü düşünceye sahip bir insan olduğunu, dinleme amacıyla eylemde yer aldığını ileri sürdü.

Telefonuna ait HTS kayıtları hatırlatılan S.K, bir çoğu FETÖ üyeliği ve yöneticiliğinden yargılanan bazı kişileri tanıdığını, bazılarını ise tanımadığını söyledi.

Sanık, 70 gündür tutuklu olması ve küçük çocuklarının bulunması nedeniyle mağduriyet yaşadığını dile getirerek, tahliyesini talep etti.

Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.

15) KIRŞEHİR: 1 SANIK Y.B'NİN DAVASI

FETÖ/PDY duruşmasında Fetullahçı yapılanma duruşmasına tanık olarak katılan E.E., Sağlıkçılar Derneğinin resmi olduğunu ama derneği yöneten mütevelli heyetinin gayri resmi olduğunu söyledi.

20 Haziran'da Ağır Ceza Mahkemesinde görülen FETÖ/PDY duruşmasında konuşan tanık E.E., "Sağlıkçılar Derneği yapısı ile derneğin mütevelli heyeti yapısı farklı, Kırşehir Sağlıkçılar Derneğine Sağlıkçı olmayanlar da üye olabiliyor.

Derneğin mütevelli heyetine ise FETÖ dışında katılım olmuyor. Dernek resmi mütevelli heyeti ise gayri resmi." dedi.

17/25 Aralık öncesinde yapılan toplantılara katıldığını itiraf eden tutuklu sanık Y.B., ise savunmasında, aynı apartmanda oturduğu komşusunun çay daveti üzerine cemaat yapılanmasına gittiğini şöyle anlattı:

"2014-2015 Yılları karşı komşum tarafından yönlendirildim. Alınan ifademde de söyledim, ben cemaat yapılanmasından ayrıldıktan sonra da toplantılar devam etti. 2015 Yılında yapılanmadan ayrıldığıma dair şahitlerim de var."

Müdafi avukatının beyanının ardından mahkeme heyeti sanık Y.B.,'yi elde bulunan deliller ve cezaevinde geçirdiği süreyi de göz önüne alarak denetimli serbestlik şartlarını uygulayarak serbest bıraktı.

16) KOCAELİ: 1 SANIK.. EMNİYET MÜDÜRÜ Z.S'NİN DAVASI

Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) üye olduğu ve "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçlamasıyla hakkında dava açılan eski emniyet müdürünün yargılanmasına devam edildi.

21 Haziran'da Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, il emniyet müdür yardımcısı vekiliyken açığa alınıp meslekten ihraç edilen tutuklu sanıklı Zeynettin Sağlam ve avukatı Tahir Hakkı İskender katıldı.

Duruşmada dinlenen tanıklardan M.Ç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla 15 Temmuz akşamı sokağa çıktıklarını belirterek, kurdukları ses sistemiyle vatandaşları sokağa çıkmaya davet ettiklerini anlattı.

M.Ç şunları kaydetti: "Milliyetçi müzikler çaldığımız sırada bir sivil araç geldi. Şoför bize doğru geldi. Sanıksa araçtan inerek bize doğru yaklaştı. Orada cami imamıyla konuştu. Aramızda 50 metre vardı. Şoför yanımıza geldiğinde 'Müziği kapatmamızı, yaptığımızın kanunsuz olduğunu, eliyle sanığı işaret ederek, müdürümüz araçta oturuyor, müzikten rahatsız oluyor, kapatmanızı istiyor. Dağılmazsanız jandarma, polis gelerek sizi dağıtacak.' dedi. Müzik aletlerine yönelince önüne geçtik. Biz de 'Müzikten rahatsız değiliz.' dedik. Daha sonra arabaya binerek sanıkla gittiler."

Duruşmada diğer tanıklar N.K, E.O. ve O.Ş. de dinlendi.

Mahkeme heyeti, tanıklar dinlenirken sanığın sürekli müdahalede bulunduğu, dinlemeyi engellediği, söz hakkı sanığa bildirilmesine rağmen buna uymadığı, kendisinin sürekli uyarılması nedeniyle duruşmaya 10 dakika ara verildi.

Aranın ardından söz verilen sanık Sağlam, tanık beyanlarının aleyhine olan kısımlarını kabul etmeyerek, yüksek sesle yayın yapılan müziğin kısılması konusunda beyanda bulunduğunu bildirdi.

Sanık avukatı İskender de müvekkilinin evinin olay yerine yakın olduğunu dile getirerek, yüksek sesten dolayı sanığın uyarısının farklı mecralara çekildiğini savundu.

Tanık beyanlarında çelişkiler bulunduğunu anlatan İskender, müvekkilinin isnat edilen suçları işlediğine dair somut delil bulunmadığını belirterek, tanıklar A.Ö. ve M.Y'nin dinlenmesini ve müvekkilinin tahliyesini talep etti.

Mahkeme heyeti, tanıklar A.Ö. ve M.Y'nin dinlenmesine, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.

Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Sağlam'ın "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis ve "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan da 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.

17) NEVŞEHİR: 6 SANIK 6 DAVA

Nevşehir 2.Ağır Ceza Mahkemesinde FETÖ duruşmaları 6 dava ile devam etti.

21 Haziran'da Nevşehir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde FETÖ'den tutuklu sanıklar Fatma A., Ali K., Gökhan G. ve Asuman C. haklarında "Silahlı Terör Örgütü Kurma veya Yönetme, Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında ki kanuna muhalefet" suçlarından yargılanırken, Nöfer E. ve Mehmet Ş. isimli tutuklu sanıklar ise "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma" suçlarından yargılanmaya başladı.

FETÖ'den tutuklu sanıklar üzerlerine atılan suçları kabul etmezken mahkeme heyeti tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına ve bir sonraki duruşmanın 17 Temmuz tarihine ertelenmesini açıkladı.

18) NİĞDE: 7 SANIK

Niğde'de Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında hakkında dava açılan sanıkların yargılanmasına devam edildi.

20 Haziran'da Niğde 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, "silahlı terör örgütünü üye olma" suçundan tutuklu sanıklar Hasan H.D, Mustafa A, Yasin Ç, Ali B, Mustafa T, İbrahim A. ve Kamer A'nın yargılanmalarına devam edildi.

Heyet, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, dosyalardaki eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.

19) SAMSUN: 8 SANIK.. AYVACIK YARDIMLAŞMA KÜLTÜR VE EĞİTİM DERNEĞİ (AYDER) YÖNETİCİ VE ÜYELERİ

Samsun'un Ayvacık ilçesinde, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında, kapatılan Ayvacık Yardımlaşma Kültür ve Eğitim Derneği (AYDER) yönetici ve üyesi olan ikisi tutuklu 8 sanığın yargılanmasına başlandı.

21 Haziran'da Samsun 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, "Silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanun'a muhalefet" iddiasıyla tutuklu yargılanan Burhan A. ve Salih B. ile tutuksuz 6 sanık hazır bulundu.

"Terör örgütüne üye olmak" suçuyla tutuklu yargılanan, Ayvacık Devlet Hastanesi'nde sağlık teknikeri olan Burhan A, duruşmadaki savunmasında, Bank Asya'da evine yakın olduğu için hesap açtırdığını söyledi.

"ByLock'u öğrenciler indirmiş olabilir"

Örgütün gizli haberleşme uygulaması "ByLock"u telefonuna yüklemediğini öne süren Burhan A, "İnternet modemimi evimde şifresiz kullanıyordum. Herkes tarafından rahatlıkla girilebiliyordu. 2014-2015 yıllarında Ondokuzmayıs Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümünde öğrenci olarak da okuyordum. Burada telefonumda interneti bazen öğrencilere paylaşıma açıyordum. Öğrenciler, ByLock indirmiş olabilir. Bank Asya'da evime yakın olduğu için hesabım vardı. Ancak 'ByLock' ben yüklemedim ve kullanmadım. Evimdeki internetimi şifresiz olarak kullanıyordum. Başkaları internetimi kullanmış olabilir. 2014-2015 yıllarında Samsun OMÜ'de fizik öğrencisiydim. Bazen telefonumdaki interneti buradaki öğrencilere paylaşmak için açıyordum. Buradaki öğrencilerden biri benim internetim üzerinden 'ByLock' indirmiş olabilir." dedi.

Aykut Y. ise üniversiteden mezun olduktan sonra Ankara Gölbaşı'ndaki Polis Akademisini kazandığını, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Didim'de komiser yardımcılığı kursunda olduğu sırada kurumdan ilişiğinin kesildiğini aktardı.

"FETÖ CD'leri güvercinleri kaçırmak içindi"

Mahkeme heyetinin "Evinde yapılan aramada çıkan FETÖ'ye ait CD'ler hakkında ne diyeceksin?" sorusu üzerine Aykut Y, "Evimizin çatısına güvercinler geliyor. Babam CD'leri çöpten alıp getirmiş. CD'lerin yansımasından kaçtıklarından dolayı çatıya takmak için kullanıyordu. Zaten CD'ler kilerde duruyordu." ifadelerini kullandı.

Cemal Y. de çöplerden katı atık toplayarak geçimini sağladığını anlatarak, "Çöplerden bulduğum CD, dergi, gazeteleri eve getiriyordum. Bu sebeple CD ve diğer şeylerin oğlum Aykut ile ilgisi yoktur." dedi.

Diğer sanıklar da haklarındaki suçlamaları kabul etmedi.

Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamına karar vererek duruşmayı 27 Eylül'e erteledi.

20) SAMSUN: 1 SANIK.. KOMİSER YARDIMCISINDAN BYLOCK İTİRAFI

Samsun’da meslekten ihraç olduğu öğrenilen komiser yardımcısı, tutuksuz olarak yargılandığı ilk duruşmada telefonuna komiser arkadaşının “Buradan dua gönderirim sana” diyerek ’ByLock’ yüklediğini ancak söz konusu programı 15 Temmuz olaylarından 1,5 yıl önce sildiğini söyledi.

21 Haziran'da görülen davanın ilk duruşmasına katılan tutuksuz yargılanan M.H., "ByLock programını ailece görüştüğüm ve evime misafir olarak gelen T.Y. adlı komiser arkadaş telefonuma kurdu. 'Buradan dua gönderirim sana' dedi. Ben bu programı 15 Temmuz darbe girişiminden 1,5 yıl önce telefonumdan kaldırdım. Örgütsel hiçbir yazışma yapmadım" dedi.

Mahkeme heyeti M.H.'nin TEM Şube Müdürlüğüne kendisinin mi giderek ifade verdiğinin etkin pişmanlık yasası kapsamında mı ifade verdiğinin araştırılması için duruşmayı 29 Eylül'e erteledi.

Samsun Emniyet Müdürlüğü Büyükleri Koruma Şube Müdürlüğünde görev yapan ve mesleğinden ihraç olduğu öğrenilen komiser yardımcısı M.H., Samsun Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) Şube Müdürlüğüne kendisi gidip itirafta bulunmuştu. Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan M.H. hakkında Samsun 3. Ağır Ceza Mahkemesinde "silahlı terör örgütüne üye olmak ve terör örgütünün finansmanının önlenmesi kanununa muhalefet" suçlarından dava açıldı.

21) ORDU: 2 SANIK E.Y VE S.E'NİN DAVASI

Ordu'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında tutuklu 2 sanığın yargılanmasına başlandı.

20 Haziran'da Ordu 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, 2 tutuklu sanık ile yakınları ve avukatları katıldı.

Tutuklu sanık E.Y, savunmasında, örgütün gizli haberleşme programı "ByLock"u kullanmadığını öne sürdü. "Polis akademi mezunları"nın Ordu sorumlusu olduğu iddiasını reddeden E.Y, kendisinin market işinde çalıştığını ve hakkındaki iddiaların gerçeği yansıtmadığını söyledi.

Tanık olarak ifadesi dinlenen meslekten ihraç edilen S.E, sanığın duygusal olarak yapıya bir yakınlığını hissettiğini ancak eylemsel anlamda bir hususunu görmediğini ifade etti.

Komiser yardımcısı iken meslekten ihraç olan tutuklu B.Y. ise Bank Asya'da hesabının olması, ByLock kullandığı ve evinde yapılan aramada örgütsel olduğu düşünülen "B" serisi 1 dolar bulunduğu iddiasıyla hakim karşısına çıktı.

Yapıyla herhangi bir irtibatının olmadığını ileri süren B.Y, "2008 yılında birikim amacıyla hesap açtım. Bunu örgütsel bir tavırla yapmadım. 1 dolardan haberim yoktu. Sonradan sorduğumda büyük oğluma ait olduğunu öğrendim. Örgütsel amaçlı değildi. 2001 yılından beri aynı telefonu kullanıyorum. Bu veya başka telefonda söz konusu programı kullanmadım." dedi.

Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.

22) ORDU: 3 SANIK.. JANDARMA MENSUPLARI İ.A, M.Y ve S.Y'NİN DAVASI

Meslekten ihraç edilen eski askerler tutuklu İ.A. ile M.Y. ve tutuksuz S.Y ise ikinci kez hakim karşısında savunma yaptı.

20 Haziran'da Ordu 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, sanık İ.A, Ordu'da İl Jandarma Komutanlığında görevliyken ihraç olduğunu ve üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini söyledi. "ByLock" kullanıcısı olmadığını iddia eden İ.A, kullandığı telefonun dışarıdan yüklemeleri desteklemediğini öne sürdü.

Başçavuşluk görevini yürütürken ihraç olan M.Y. ise üzerine atılı suçlamayı reddederek, beraatini talep etti.

Tutuksuz yargılanan S.Y. de eski Ulubey İlçe Jandarma Komutanı olduğunu ve hakkında sadece eşinin yıllar öncesine ait Bank Asya'da hesabının bulunduğu iddiası olduğunu söyledi.

Mahkeme heyeti, tutuklu M.Y'nin tahliyesine, S.Y'nin imza atma yükümlülüğünün kalkmasına, İ.A'nın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.

Paralel yapı-TSK'daki Fetö'cülerin 15 Temmuz askeri darbe girişimi ile bağlantısının delilleri
Paralel yapı-Az sanıklı davalar

(24 Haziran 2017, 20:17)

HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: Göster/Gizle

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=10753