Adana'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında örgütün şifreli haberleşme programı ByLock kullandığı iddia edilen çoğunluğu askeri personel 5'i tutuklu 9 sanık hakkında 'silahlı terör örgütüne üye olma' suçundan 15'er yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı.
24.06.2017 12:36 Adana'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında örgütün şifreli haberleşme programı ByLock kullandığı iddia edilen çoğunluğu askeri personel 5'i tutuklu 9 sanık hakkında 'silahlı terör örgütüne üye olma' suçundan 15'er yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı.
21 Haziran'daki gelişmeye göre, terör örgütüne üye oldukları iddia edilen şüphelilerle ilgili soruşturmayı tamamlayan cumhuriyet savcısı, tutuklu Emrah U, Fahri Ç, Hüseyin Y, Korhan B, Teyfik E. ile tutuksuz O.A, S. Ç, Ö. İ. ve eşi H. N. İ. hakkında 'silahlı terör örgütüne üye olma' suçundan iddianame hazırladı. 16 kişi hakkında ise takipsizlik kararı verildi.
Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, sanıkların 15'er yıl hapisler cezalandırılmasını istedi.
Meslekten ihraç edilen askeri personellerin örgütün iletişim programı ByLock'u kullandığı belirtilen iddianamede, sanıkların savunmalarında yer verildi.
Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteyen sanıklardan O.A, 2012 yılında Ankara Beytepe Jandarma Astsubaylık Meslek Yüksekokulunu kazandığını, 2014'te mezun olarak göreve başladığını ve 22 Kasım 2016'ta meslekten ihraç edildiğini belirtti.
O.A, 2011 yılında lise son sınıfta okurken bir öğretmeninin öğrencileri toplayarak okulun yaklaşık 1 kilometre uzağındaki cemaatin yurduna götürdüğünü aktararak şöyle devam etti:
'Maklube yedik ve benim bu yurda gitmemle Gülen cemaati ile tanışıklığım başladı. Öğretmenim daha sonra üniversiteyi kazanıp kazanmadığımı sordu. Ben de FEM dershanesine gittiğimi söyledim. Bana 'seni birisiyle görüştüreyim, senin derslerine çalışman için yardımcı olsun' dedi. Liseden arkadaşım İsmail ile söylediği yurda gittik. Burada bir şahıs yanımıza gelerek bizimle sohbet etmeye başladı. Hangi dershaneye gittiğimizi, 'Astsubay olmak ister misiniz?' diye sordu. Biz de 'tamam' dedik. Halit isimli şahıs bizi astsubay okuluna hazırlayacağını bu nedenle bir eve yerleştireceğini söyledi. Halit bana evde bulunan şahısları sorgulamayacağımı ve ismimi kimseye söylemememi ve bana ev içerisinde bundan sonra Musab kod adı kullanacağımı söyledi. Evde sohbetler sırasında Fetullah Gülenin vaazı dinletilirdi, kitapları okutulurdu. Eve sohbet hocası olarak başka abiler geleceği zaman kullandığımız telefonları başka bir odaya bırakır sonra bu şahısların yanında sohbet başlardı. Genellikle sohbetler de askeri okulların cemaat için önemini anlatırlardı. Bu teşkilatta cemaatin de yer alması gerektiği vurgulanırdı. 'Namazlı abdestli adamların bu teşkilata girmeyip de sarhoş insanlar mı girecek' şeklinde bize empoze edilirdi. Ev abisi Hamza kod adlı Zübeyir isimli şahıs bizlerden sorumlu kişiydi.'
Jandarma astsubay okulu mülakatında nasıl davranması gerektiği, muhtemel sorulacak sorulardan özellikle Atatürk ile ilgili bazı bilgileri kendisine doküman olarak verildiğini aktaran O. A, 'Bana mülakat provası yaptırdılar. Sonrasında sağlık, spor bölümlerini geçtim ve mülakata geldim. Burayı da geçtim ve okulu kazandığım daha sonra açıklandı. Sınav için Ankara'ya giderken Zübeyir bana Ulus semtinde bulunan otele gitmemi ve bana söylediği ismimi vermemi istedi. Hatta bana bu otelde kaydımın yapılmayacağını ve mülakat sırasında nerede kaldığım sorulursa bu otelin adını vermememi özellikle Zübeyir bana söylemişti. Ben bu otelde iki gün kaldım. Spor ve sağlık işlemleri için aynı grupta bulunduğumuz bir şahsı ikinci gün benim kaldığım otelde sabah kahvaltı yaparken gördüm. Bunun üzerine hemen yanına gittim ve beraber aynı sınava girdiğimizi konuştuk. Sohbet konuşmalarından kendisinin cemaat içerisinde yer aldığını anladım ve hatta kendisi bana yapı içerisinde yer aldığını söylemişti.' ifadesini kullandı.
Namaz ve abdest uyarısı
O A, 2012 yılı ağustos ayında Ankara Beytepe Jandarma Astsubay Okullarında eğitime başladığını anlatarak şunları kaydetti:
'Zübeyir devamlı benim ile buluşurdu. Kendisi ile evde buluştuğumda bana okulda kendime dikkat etmemi, kesinlikle normal yolla namaz kılmamamı, ima yoluyla yani göz ile takip ederek namaz kılmamı, abdesti teyemmüm yaparak almamı, abdest için normal su kullanmamamı yani cemaat üyesi izlenimi verecek hareketlerden kaçınmamı özellikle söylerdi. Fetullah Gülen'in bizim bu şekilde kıldığımız bir namazın kendisinin ömrü boyunca kıldığı namaza değişeceğine dair söylemleri olduğunu söylerdi. Bununla ilgili okulda cemaat içerisinde yer alan öğrencilerin ima yoluyla kıldıkları namazları sırasında bazı komutanların bu durumu fark ettiklerini bu nedenle bu konuda dikkatli olmamızı söylerdi.'
Okuldan mezun olduktan sonra görev yaptığı Adana'da telefonuna ByLock yüklendiğini anlatan O.A, 'Ben bu program üzerinden daha sonraki dönemlerde birkaç defa evlere gelme konusunda 'gelemiyorum' şeklinde mesaj göndermiştim. Bunun haricinde bir mesajlaşma olmamıştı.' dedi.
ByLock'u kardeşinin üstlendiği iddiası
Sanık Hüseyin Y. ise Harran Üniversitesi Bozova Meslek Yüksekokulu Muhasebe bölümünde okuduğunu, Açıköğretim Fakültesi İşletme bölümüne devam ederek lisans eğitimini tamamladığını belirterek'2015 yılında Kara Kuvvetleri Komutanlığı Muvazzaf Astsubaylık sınavını kazandım ve Balıkesir de eğitime başladım. 2016 ağustosunda mezun oldum ancak KHK ile atamalar iptal edildiği için mesleğe başlayamadım.' ifadesini kullandı.
Üniversitede eğitim görürken cemaate ait evde kaldığını belirten sanık Hüseyin Y, şöyle devam etti:
'2012 yılında mezun olduktan sonra üniversiteden arkadaşım Adana'ya yanıma geldi. Bana jandarma astsubaylığını kazandığını güvenlik soruşturmasının kaldığını yakında eğitime başlayacağını söyledi. Bana 'Ankara'ya gel askeri sınavlara hazırlanırsın' dedi. Ben de 'Ailemin durumu iyi değil ben gelemem' dedim. 'Sen gel ben senden para istemiyorum' dedi. 2015 yılı şubat ayında Ankara'ya gittim, Diyarbakırlı bir şahıs beni Keçiören'de bir eve götürdü. Evde kalmaya başladık. Jandarma sınavlarında daha önce çıkmış soruları çözüyorduk. 2015 yılında Kara Kuvvetleri astsubaylığı sınavına girip kazandım. Ayrıca Kara Kuvvetleri subaylığını da kazandım ve mülakatta kaybettim. Astsubaylık sınavı içinde köyümüzün muhtarı, arkadaşı olan, Murat isimli Ankara orduevinde berber olan bir şahısla beni görüştürdü. Daha sonra Ankara da bu şahıs ile yüz yüze görüştüm. Bu şahıs benden 390 lira para istedi ve ben de bu parayı verdim. Daha sonra mülakata girdim ve 2015 yılı yaz aylarında mülakatı kazandım.'
Hüseyin Y, mülakatı kazandıktan sonra örgüt üyelerinin peşini bırakmadığını aktararak '2-3 ay sonra evime geldiler bana 'Bizi neden bıraktın, neden gelmiyorsun, her şeyin bittiğini mi sanıyorsun' dediler. 'Benim sizinle işim olmaz defolun gidin' dedim. Bana 'Bu işin güvenlik soruşturması var, Ankara ya gelmezsen sen bilirsin, kaybedersen üzülme' dediler.' ifadesini kullandı.
İhraç edilen jandarma uzman çavuş S.Ç. de ByLock tespit edilen hattı kendisinin kullanmadığını, bu hattı Kilis'te yaşayan kardeşi M.Ç'nin 3-4 yıldır kullandığını ileri sürdü.
İddianamede, M.Ç'nin ağabeyinin kamu görevinden çıkartılmasını önlemek için suçu üstlendiği belirtilerek M.Ç. hakkında da ayrıca soruşturma yürütüldüğü kaydedildi.
(24 Haziran 2017, 12:36)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: