Ergenekon soruşturması kapsamında Haziran ayı başındaki polis operasyonlarında göz altına alınan ve bürosunda bugünlerde Türkiye´yi yine sarsmaya başlayan ´AKP ve Gülen´i Bitirme Planı´nın fotokopisi ilk olarak ele geçen ve skandalın patlamasına yol açan Ergenekon tutuklusu Avukat Serdar Öztürk, bürosunda ele geçirildiği iddia edilen, ´İrtica ile Mücadele Eylem Planı´nın aslı ve ihbar mektubunun incelenmesi için Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığına gönderilmesini talep etti. Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek´i hiç tanımadığını belirttiği talep dilekçesinde Öztürk, ´Dursun Çiçek bu işi yaptı, ortaya çıkınca her belgeyi imha etti de bir bu belgenin aslını bıraktı, sonra da o vatansever subay bunu aldı savcılara gönderdi öyle mi?´ şeklinde ifadeler kullanan Öztürk, buna inanmadığını bildirdi.
Skandalın patlamasına yol açan Avukat: Belgeyi askerler incelesin
Ergenekon soruşturması kapsamında Haziran ayı başındaki polis operasyonlarında göz altına alınan ve bürosunda bugünlerde Türkiye´yi yine sarsmaya başlayan ´ AKP ve Gülen´i Bitirme Planı´nın fotokopisi ilk olarak ele geçen ve skandalın patlamasına yol açan Ergenekon tutuklusu Avukat Serdar Öztürk, bürosunda ele geçirildiği iddia edilen, ´İrtica ile Mücadele Eylem Planı´nın aslı ve ihbar mektubunun incelenmesi için Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığına gönderilmesini talep etti.Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek´i hiç tanımadığını belirttiği talep dilekçesinde Öztürk, ´Dursun Çiçek bu işi yaptı, ortaya çıkınca her belgeyi imha etti de bir bu belgenin aslını bıraktı, sonra da o vatansever subay bunu aldı savcılara gönderdi öyle mi?´ şeklinde ifadeler kullanan Öztürk, buna inanmadığını bildirdi.
Öztürk, tutuklu bulunduğu Silivri 5 No´lu L Tipi Cezaevinden, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği dilekçede, ´Ergenekon´ soruşturması kapsamında tutuklandıktan sonra tahliye edilen Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek´i hiç tanımadığını belirtti.Dilekçesinde, ´Dursun Çiçek bu işi yaptı, ortaya çıkınca her belgeyi imha etti de bir bu belgenin aslını bıraktı, sonra da o vatansever subay bunu aldı savcılara gönderdi öyle mi?´ şeklinde ifadeler kullanan Öztürk, buna inanmadığını bildirdi.Serdar Öztürk, dilekçesinde kimliği meçhul bir kişinin, avukatı Demet Recber´i arayarak, ´Bu belgenin aslının kendisinde olduğunu ve İstanbul´da gizli bir kasada bulunduğunu, Serdar Öztürk´ün ofisine belgenin yerleştirilmesi talimatının verildiği, ortam dinlemesi kaydının CD olarak kendisinde bulunduğunu ve dosyada gizli tanık olduğunu´ söylediğini anlattı.Avukatlarının, bu kişiyle yüz yüze görüştüklerini, belgeleri vermek için randevulaştıklarını dilekçesinde ifade eden Öztürk, avukatlarına bunun bir tuzak olduğunu söylemesi üzerine görüşmenin gerçekleşmediğini kaydetti.Dilekçede, bu kişinin emekli özel harekatçı bir polis olduğunu öğrendiklerini kaydeden Öztürk, ´Belgenin aslı olduğu iddia edilen parçanın ve ihbar mektubunun zarfı ile birlikte inceleme için Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığına gönderilmesini´ talep etti. ( Zaman)
Şerefinden dolayı madalyaları Cumhurbaşkanlığına geri iade etmeyi düşünenler bir türlü orjinal belgeyi kabule yanaşmıyor yan çiziyor...
1) Gözaltına alınırken ´Madalyamı geri alın´ şovu yapmıştı
Ergenekon son dalga operasyonları sırasında 5 Haziran 2009 günü emekli Albay Levent Göktaş´ın avukatı Serdar Öztürk, Ergenekon Terör Örgütü üyesi olduğu iddiası ile Ankara´da gözaltına alınmıştı. Gözaltında iken Serdar Öztürk gözaltında iken avukatı Demet Reçber´e yıllar önce kendisine verilen üstün hizmet madalyası ve beratının Cumhurbaşkanı´na iade edilmesi talimatını vermişti. Öztürk, gözaltında bulunduğu Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü´nde de Cumhurbaşkanlığı makamına iletilmek üzere şu dilekçeyi yazmıştı: 1985 yılında binlerce Kara Harp Okulu subayı gibi gerekirse vatan uğrunda canımı feda etmeye yemin ederek askerlik mesleğine adım attım. Askerlik hayatım boyunca yeminime sadık kaldım. 1993-1994 tarihleri arasında Şırnak ili Silopi İlçesi Çalışkan köyü bölgesinde konuşlu Eren bölüğünde bölük komutanı olarak görev yaptım. Bu görevim esnasında 13 Ekim 1994 tarihinde Kuzey Irak sınırında icra edilen operasyon sırasında bubi tuzağına basmak suretiyle ağır yaralandım. İki hafta komada kaldım. İki yıl tedavi gördüm. Bir gözümü ve bazı iç organlarımı tamamen kaybettim. Bu nedenle devletim tarafından şahsıma devlet övünç madalyası verilmiştir. 3 Haziran 2009´da İstanbul Özel yetkili 11´inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hakkımda terör örgütü üyeliği iddiası ile yakalama kararı verilmiştir. Bir insan, hem devletinin övüncüne mazhar olmuş bir kahraman, hem de terör örgütü üyesi olamaz. Yaptığım hizmet, feda ettiğim gençliğim ve sağlığım. Devletime helaldir. Ancak bu çelişkinin giderilmesi maksadıyla Sayın Cumhurbaşkanlığı´nca tarafıma verilen devlet övünç madalyasını makamınıza iade etmek zorunluluğu doğmuştur.
2) Madalyasını geri iade etme girişiminden sonra sıradaki şov: ´Belgeyi ofisime polisler bıraktı´
14 Haziran 2009: Avukat Serdar Öztürk, TV´den 51 Numaralı DVD´yi ve diğer belgeleri büroya polisin koyduğunu iddia etmiş ve bu iddia Ergenekoncu çevrelerce de günlerce dile getirilmişti. Hatta Öztürk iddiasını daha da ileri götürerek DVD ve diğer CD-DVD´leri polisin koyduğunu ispatlayacaklarını açıklamıştı: DVD´nin oraya polis memurlarınca konulduğunu tespit ettik. DVD içinde bulunan görüntülerin tespit tutanağına ulaştık. DVD´de bir savcının havaalanında gizlice çekilmiş görüntülerinin bulunduğunu ileri süren Öztürk, şöyle devam etmişti: Havaalanında bulunan kameraların diğer görüntülerinden bu görüntüyü çeken kişinin de tespit edileceğini anladık. DVD´yi büroya koyan polis memurunun ismi ve resmini de tespit edip Ankara Savcılığı´na başvurdum.
Aramaların polis kamerasına kaydedildiğinin ortaya çıkması ve kendi avukatlarının imzaları Öztürk´ün şovunu bitirdi
Ancak Öztürk´ün bu iddiası aramanın polis kamerasınca saniye saniye kaydedildiğinin ve arama esnasında Öztürk´ün bürosunda bulunan 3 avukatının tutanağı imzaladıklarının ortaya çıkmasıyla yalanlanmıştı.
Tutanakta imzası bulunuyordu
Serdar Öztürk´ün bürosunda bulunan ve kamuoyuna ´AKP ve Gülen´i Bitirme Planı´ olarak duyurulan belgeyi inkar etme senaryosunu kayıtlara yalanladı. Öztürk´ün avukatı Hasan Gürbüz, müvekkiline ait böyle bir belge olmadığını ve komplo kurulduğunu iddia etmişti. Ancak, Öztürk´ün bürosundaki arama sırasında Öztürk´ün avukatı Demet Reçber´in de hazır bulunduğu ve büroda ele geçirilen belgelerle ilgili tutanağa polis ve savcıyla birlikte imza attığı ortaya çıktı.
Odalara aynı anda girildi
Avukatlık bürosunda yapılan arama sırasında Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin kamera kullandığı ve kameraların an be an aramaları kaydettiği ve arama yapılan her yere savcı, avukat ve polisin birlikte girdiği öğrenildi. Serdar Öztürk´ten elde edilen CD, DVD ve bilgisayar hard disklerinin imajlarının da kısa süre içinde kopyalanarak tutanak karşılığı teslim edildiği kaydedildi. Kamera uygulamasının Levent Göktaş´ın ofisinde ele geçirilen 51 no´lu DVD ile ilgili olarak ortaya atılan ´polis koydu´ iddiası gibi benzer bir olayla karşılaşmamak için yapıldığı öğrenildi.
Öztürk tam bir cevhermiş: Kendi bürosuyla müvekkilinin bürosunda Türkiye´yi sallayan dvd ve belgeler ele geçti
Serdar Öztürk, bazı üst düzey yargı mensupları ile bürokratlara ait şantaj amaçlı namahrem görüntüler ile Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Yalçınkaya´nın özel hayatı ve ailesiyle ilgili fişleme dosyalarının bulunduğu 51 Numaralı DVD´nin sahibi Göktaş´ın avukatı ve iş ortağıydı. Öztürk, TV´den 51 Numaralı DVD´yi büroya polisin koyduğunu iddia etmişti.
Avukatın sivil yargıdan kaçma çabaları ve madalyaları geri iade etmek isteyecek kadar şerefine düşkünlüğü..
3) Öztürk´ün şovları bitmedi: Kendisini sivil değil askeri savcıların sorgulamasını istemiş ve bürosunda ele geçen harddiski askeri savcılığa teslim etmişti
Ergenekon tutuklusu Avukat Serdar Öztürk´ün sivil yargıdan kaçma çabası dikkatlerden kaçmamıştı. Bürosunda yapılan aramada ´İrtica Eylem Planı´ bulunan Ergenekon tutuklusu Serdar Öztürk´ün avukatları, müvekkilleri Öztürk´ün Askeri Savcılık tarafından ifadesinin alınmasını talep etmiş ve ayrıca kopyası çıkartılan harddisk´i de Askeri Savcılığa teslim etmişlerdi. Bunlarla da yetinmeyen Serdar Öztürk, Taraf Gazetesi´nde yayımlanan ´İrtica ile Mücadele Planı´nı basına sızdırdıkları gerekçesiyle savcılar ve polisler hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Öztürk´ün avukatları, belgeyi sızdırdıkları iddiasıyla Fatih Cumhuriyet Savcılığı´na başvururak, polis şefleri hakkında suç duyurusunda bulunmuşlardı. Suç duyurusu dilekçesinde dosyada ´kısıtlama kararı´ olması nedeniyle avukatlara bile verilmeyen belgelerin bir gazeteye servis yapıldığı savunularak, savcılar ve polislerin görevi ihmal suçundan yargılanması istenmişti. İlk ortaya çıktığında belgeyi inkar eden Öztürk´ün, belgenin sızdırılması iddiasıyla suç duyurusu yapması anlamlı bulunmuştu. Öztürk´ün avukatları ayrıca Ergenekon soruşturma savcılarını aynı gerekçelerle Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu´na (HSYK) da şikayette bulunacaklarını açıklamışlardı. Öztürk´ün Topluma karşı suç olan eylemleri içeren bir belgeyi bürosunda bulundurmayı açıklamak yerine veya ´benim değil, alnım ak´ demek yerine sivil yargıdan kaçma girişimleri, madalyasına düşkün olduğunu iddia eden biri için hayretle karşılanıyor.
İfadeyi Askeri Savcılık alsın dediler
Öztürk´ün avukatları, Askeri Savcılığı da başvuruda bulundu. Avukatlar, Öztürk´ün ifadesinin Askeri Savcılık tarafından alınmasını talep etti. Öztürk´ün avukatı Hasan Gürbüz konuyla ilgili şunları söyledi: Serdar Öztürk avukat olduğu için kanunlar gereği polis ifade alamıyor. Belgeleri inceleyemediği için savcılığa da ifade vermedi. Sorgu hakimi ise ´Soru sormayız´ dedi. Bu noktada, Öztürk´ün ifadesini Askeri Savcılığın alması için başvuruda bulunduk. Çünkü belgeyle ilgili soruşturmayı da Askeri Savcılık yürütüyor. Öztürk´ün ifadesinin alınmaması eksiklik yaratır. Bu başvuruyu yaparken Öztürk´ün bürosundaki bilgisayarın hard diski´nin kopyasını da Askeri Savcılığa verdik. Çünkü belgenin bu bilgisayardan çıktığı iddia ediliyor. İnceleme yapması için hard disk´in kopyasını askeri savcılığa teslim ettik.
4) Öztürk şov devam ediyor: Sorguda belgeleri ameliyat eldiveniyle inceledi
Serdar Öztürk´ün avukatı Demet Reçber, müvekkilinin 6 Haziran 2009 tarihindeki sorgusunda parmak izi istediğini belirterek, şöyle anlattı: O gün üzerinde ´gizli´ ibaresi olan birçok belge müvekkilime gösterildi. Kendisi üzerinde ´gizli´ yazısını görünce ameliyat eldiveni istedi ve belgeleri bu eldiveni giyerek yaklaşık bir dakika inceledi. Bu sırada hakim ve polisler de eldiven giydi. Hakim inceleme sırasında müdahale etti ve ´Belgeleri incelemeniz için değil tespit için size gösterdik´ dedi.
Beyaz klasörden çıktı
Belgenin Öztürk´ün bürosunda ortak kullanım alanında bulunan bir masanın altındaki yeşil çantanın içinden çıktığı iddia edilmişti. Öztürk´ün avukatı Hasan Gürbüz ise kendilerinin belgeyi görmemelerine rağmen Emniyet birimleri tarafından kendilerine belgenin bürodaki beyaz renkli bir klasörden çıktığının beyan edildiğini söyledi. Söz konusu beyaz klasör, 4 Haziran 2009 tarihinde Öztürk´ün bürosunda tutulan arama ve el koyma tutanağında şöyle anlatılıyor: Bir adet beyaz klasörün içerisinde 326 sayfalık, tarafımızdan 1´den 326´ya kadar numaralandırılan ve Avukat Özge Evci´ye paraflatılan ´Gizli - Çok Gizli´ kaşeli bilgisayar çıktılı, daktilo çıktılı, el yazmalı teksir kağıtlarından dökümanlar...
Fatih Cumhuriyet Savcılığı´na suç duyurusu yaptılar
Ofisinde darbe eylem planı ´andıç´ ele geçirilen emekli Yüzbaşı Serdar Öztürk´ün avukatları belgenin gazetecilere sızdırıldığını ileri sürerek Ergenekon savcıları ve polis hakkında suç duyurusunda bulundu. Serdar Öztürk´ün avukatları, Fatih Cumhuriyet Savcılığı´na verdikleri suç duyurusu dilekçesinde, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi Sağ Terör Büro amirliği görevlileri, Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılar, haberi yayınlayan Taraf Gazetesi ve muhabiri hakkında soruşturma yapılarak soruşturmanın gizliliğini ihlal edenlerin tespit edilerek cezalandırılmasını istediler. Avukatlar, dosya üzerinde kısıtlama olduğu gerekçesiyle kendilerine bile bilgi verilmediği halde, ´İrtica ile Mücadele Planı´ adlı belgenin gazetecilere sızdırılarak soruşturmanın gizliliğinin ihlal edildiğini ileri sürdüler. Serdar Öztürk, avukatlığını yaptığı Ergenekon tutuklusu, emekli Albay Levent Göktaş´ta bulunan şantaj CD´si ve mermiler için de ?Polis koydu? demişti.
5) Şov bitmedi: Belgeleri polis koydu iddiasını tutturamayınca yılmadı, bu kez sabıkalı birini suçladı, üstelik de o kişinin bulunmasını istedi
Daha önce ofisinde ele geçirilen Kurmay Albay Dursun Çiçek´in hazırladığı ´AKP ve Gülen´i Bitirme Planı´ belgesini arama yapan polislerin koyduğunu iddia eden Serdar Öztürk, ağız değiştirip ´Belgeyi sabıkalı biri bıraktı, araştırılıp bulunsun´ iddiasında bulunmuştu. Belgenin polislerce yerleştirildiği iddiası çürüyen Serdar Öztürk ağız değiştirerek bu kez daha soyut bir suçlamayla sabıkalı birisinin belgeleri bürosuna yerleştirdiğini iddia etti ve bürosunun bulunduğu sokaktaki telefon görüşme kayıtlarının incelenerek bu kişinin bulunabileceğini belirterek savcılıktan bu isteğinin değerlendirilmeye alınmasını istemişti. Serdar Öztürk´ün ağız değişikliği, Yarbay Mustafa Dönmez´i hatırlatmıştı. Yarbay Dönmez de arazisinde ve evinde ele geçen malzemelerin polislerce yerleştirildiğini iddia ederek polisi suçlayarak askerleri savunmuştu. Ancak aramada hazır bulunan çok sayıdaki asker görevlilerin de polisleri savunması üzerine konuyu saptıran Yarbay, ıslak tükenmezle hazırladığı krokinin kendisine ait olduğunun bilirkişi tarafından kesin olarak belirtilmesine de itiraz ederek oyalama olduğu anlaşılan savunma taktiği yürütmeye devam etmişti.
Yeni mazeret: Sabıkalı biri koydu iletişim tespitiyle bulunsun
Avukat Serdar Öztürk´ün, dilekçesinde, soruşturma konusu belgenin sabıkalı bir kişi tarafından ofisine konulduğunu iddia ederek, aramanın yapıldığı günden bir gün öncesine ait ofisinin bulunduğu Bestekar Sokak ile ilgili ?iletişimin tespiti? kararı çıkartılmasını talep ettiği belirtildi. Öztürk´ün belgeyi bırakan kişinin bu şekilde tespit edilebileceğini savunduğu, ancak isim vermediği bildirildi. Savcılık, Öztürk´ün bu talebine ilişkin henüz bir karar vermedi. Öztürk, aramada ele geçirilen belgeler ve 250 adet merminin kendisine ait olmadığını ileri sürmüştü. Aramanın yapıldığı gün iş nedeniyle Antalya´da bulunan Öztürk, bu süre içerisinde bürosuna giren kişi ya da kişilerce belgenin ofisine bırakılmış olabileceğini iddia etmişti.
(26 Ekim 2009, 15:55)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
´AKP ve Gülen´i Bitirme Planı´ manşetlerimiz
Ergenekon soruşturmasını/davasını akamete uğratma girişimleri