Genelkurmay Ergenekon savcılarınca ifadeye çağrılan Albay Dursun Çiçek ile 5 Er ve Erbaşı ifadeye göndermeyince savcılar harekete geçti ve ültimatom gibi bir ihtarlı mektup gönderdi. Mektupta belirtilen gün ve saatte gelmemeleri durumunda sözkonusu kişiler hakkında yakalama emri çıkartılacağı ve polis zoruyla ifadeye getirilecekleri bildirildi. Savcıların Dursun Çiçek dahil 6 er ve erbaş muvazzafı geçen hafta ifadeye çağırdığı ayrıca Genelkurmay karargahında belgenin hazırlandığı birimdeki 35 bilgisayarın incelenmek üzere getirilmesini talep ettiği ortaya çıkmıştı.
FLAŞ!!! Savcılara cevap vermeyen Genelkurmay´a son uyarı
Genelkurmay Ergenekon savcılarınca ifadeye çağrılan Albay Dursun Çiçek ile 5 Er ve Erbaşı ifadeye göndermeyince savcılar harekete geçti ve ültimatom gibi bir ihtarlı mektup gönderdi. Mektupta belirtilen gün ve saatte gelmemeleri durumunda sözkonusu kişiler hakkında yakalama emri çıkartılacağı ve polis zoruyla ifadeye getirilecekleri bildirildi. Savcıların Dursun Çiçek dahil 6 er ve erbaş muvazzafı geçen hafta ifadeye çağırdığı ayrıca Genelkurmay karargahında belgenin hazırlandığı birimdeki 35 bilgisayarın incelenmek üzere getirilmesini talep ettiği ortaya çıkmıştı.
Genelkurmay ne yapmaya çalışıyor?
Ergenekon Savcıları Albay Dursun Çiçek ve 5 er ve erbaşla ilgili olarak davet usulü çağrıya cevap verilmeyince ihtarlı davet mektubu gönderdi. Mektupta belirtilen gün ve saatte gelmemeleri durumunda sözkonusu kişiler hakkında yakalama emri çıkartılacağı ve polis zoruyla ifadeye getirilecekleri bildirildi. Gönderilen mektup, bu personelin polis nezaretinde görüldüğü yerde tutuklanarak sorguya getirilmesini ön görüyor. Eğer buna da uyulmaz ise subaylar tutuklanarak sorguya götürülecekler. Genelkurmay Çiçek ve sözkonusu 5 er ve erbaşı ifadeye göndermeme konusunda direnç gösteriyor. Sözkonusu kişilerin geçtiğimiz perşembe günü ifade vermeye gelmeleri gerekiyordu. Ancak sadece terhis olan bir er geldi ve ihbar mektubunda yeralan, Genelkurmay´da belgelerin imha edildiği, harddisklerin temizlendiği bilgilerini doğruladı. Genelkurmay´ın diğer beş er ve erbaşın da olayı doğrulamasından endişe ettiği ve ifadeye bu nedenle göndermediği değerlendiriliyor.
Genelkurmay´a ifadeye gönder çağrısı geçen hafta yapılmış ama hala ses yok
Ergenekon Savcıları belgeyle ilgili olarak 6 subayı geçen hafta ifadeye çağırdı. İfadeye çağırılan subayların ismi, İrtica ile Eylem Planı´nın aslını savcılığa gönderen askerin mektubunda geçtiği iddia ediliyor. Ayrıca, eylem planının hazırlandığı iddia edilen 35 bilgisayarda savcılık tarafından istendi. Bu taleplerin Genelkurmay´a geçtiğimiz hafta iletildiği, ancak Genelkurmay´ın yanıt vermediği belirtiliyor. ( Cnnturk) Eğer bu doğruysa Genelkurmay´ın ilgisizliği üzerine mektubun basına yansıtılmış da olabileceği bir olasılık olarak belirmiş oluyor.
6 askerden sadece terhis olan bir er ifade verdi ve ifadesi de iddiayı doğrular nitelikte
Mektupta adı geçtiği ileri sürülen 5 er ve erbaşın tespit edilmesinin ardından Genelkurmay Başkanlığı´na başvuran Başsavcılık, bu erlerin kısa sürede ifadelerinin alınmasını istedi. Geçtiğimiz Haziran´da Genelkurmay Karargahı´nda görevli bulunan, ancak geçen Ağustos´ta terhis olan ve İstanbul´da yaşayan bir erin ifadesi, bu kapsamda İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü´nde alındı. Ere, mektupta adı geçen, Albay Dursun Çiçek ile bazı generaller de dahil, Genelkurmay Karargahı´nda görevli bir grup Türk Silahlı Kuvvetleri personelini tanıyıp tanımadığı soruldu. Ayrıca, mektupta ortaya atıldığı öne sürülen, ´Genelkurmay içerisinde, Dursun Çiçek´in çalışmış olduğu dairede olayın ortaya çıkmasının ardından belge, evrak ve bilgisayarlar imha edildi iddiası da bu ere soruldu. Başsavcılığın bu sorusu üzerine, erin şu ifadeyi verdiği iddia edildi: O belge Cuma günü yayınlandı. Araya hafta sonu girdi. Bizim hafta sonları Genelkurmay Karargahı´na girmemiz yasak. Ayrıca belge ve evrakların imha edilmesi sırasında erler bulunmuyor. Ancak ben o hafta sonu bazı erlerin bilgisayarların taşınması sırasında görev aldığını duydum. ( Hürriyet)
İmhaya katılan Er imhayı ve diğer isimleri doğruladı
Ergenekon savcılarının ifadesini aldığı bir er, ihbar mektubunu yazan subayın ?Bütün belgeler, Karargah´ta imha edildi? sözlerini doğruladı. İhbar mektubuyla birlikte gönderilen ve delillerin imha edilmesinde görev alan altı erin isimlerinin olduğu listeyi de araştıran Ergenekon savcıları, bir askerin terhis olduğunu tespit etti. İfadesi alınan asker, belgeleri Taraf´ın haberi sonrası komutanlarının emriyle imha ettiklerini doğruladı. Kimliği açıklanmayan erin verdiği isimler, mektupta adı geçenlerle birebir örtüştü. Ergenekon savcıları, belgeleri imha eden beş erin İstanbul´a gönderilmesini istedi.
Terhis olan er: İmhada vardım
İrticayla Mücadele Eylem Planı haberinin Taraf´ta yayımlanmasının ardından belgelerin Karargah´ta imha edildiğini, ?gizemli subaydan? başka bir erin de Ergenekon Savcılarına doğruladığı ortaya çıktı. Belgenin orijinalini bir ihbar mektubuyla Ergenekon savcılarına gönderen subay, mektupta delillerin yok edilmesinde görev aldıklarını söylediği altı erin isimlerini de ek bir listeyle savcılığa göndermişti. Savcılık orijinal belgeyi Adli Tıp Kurumu´na gönderirken, listede yer alan bu altı er hakkında da soruşturma yaptı. Soruşturma sonucu erlerden birinin terhis olduğu ortaya çıktı. Bunun üzerine savcılık, terhis olan erin ifadesine başvurdu. Er, alınan ifadesinde, mektupta bahsedilen evrakların imha edilmesini doğruladı. Evrakları komutanlarının emriyle yok ettiklerini itiraf eden er, emri veren komutanlarının isimlerini, imha olayına katılanları da ifadesinde açıkladı. Erin verdiği isimlerle, subayın mektubunda geçen isimler ise aynı.
Genelkurmay ne yapmaya çalışıyor?
Askeri Savcı Yavuz Şentürk´ün Başsavcı ile görüşerek soruşturmanın kapatılmasını istediği öne sürüldü. Beş ere ihtarlı davet yollayan savcılar, askerleri göndermeyen komutanlar için silsile yoluyla suç duyurusu yapacak. Ergenekon soruşturmasını yürüten savcıların, ihbar mektubunda ismi geçen ve terhis olan erin ifadesinin ardından, geçtiğimiz çarşamba günü, Genelkurmay Başkanlığı´na bir yazı yazdıkları ortaya çıktı. Gönderilen yazıda listede yer alan ve halen askerlik yükümlülüğünü yapan beş erin de 24 saat içerisinde sorgulanmak üzere İstanbul´a gönderilmesi talep edildi. Genelkurmay Başkanlığı erlerin yerine askeri Savcı Yavuz Şentürk´ü İstanbul´a gönderdi. Şentürk, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin´le biraraya geldi. Taraf, geçtiğimiz hafta sonu İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´nda yaşanan bu görüşmenin detayına ulaştı. Askeri Savcı Yavuz Şentürk, geçtiğimiz cuma günü, İrticayla Mücadele Eylem Planı´nın orijinalinin bulunduğu haberinin kamuoyuna yansıdığı saatlerde İstanbul´a geldi. Şentürk, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin´le saat 10:00´da görüştü. Şentürk´ün görüşmede Engin´e ?Askerleri göndermeyeceklerini, soruşturmanın kapatılmasını? istediği iddia ediliyor. Hatırlanacağı gibi Askeri Savcı Şentürk, İrticayla Mücadele Eylem Planı belgesinin Taraf´ta yayımlanması üzerine Askeri Savcı olarak bu soruşturmayı yürütmüş ve delil bulamadığı gerekçesiyle kapatmıştı. Şentürk´ün cuma günü saat 10:00´da İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin´le görüşmesinin ardından da hareketli saatler yaşanmış ve bu da medyada yer almıştı. Başsavcı Engin, Sultanahmet Adliyesi´nde Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılarla biraraya gelmişti. Görüşme sonunda basın mensupları Engin´e, ?İrticayla Mücadele Eylem Planı?nın orijinalinin savcılığa gelip gelmediği yönündeki iddiaları ve bu olağanüstü toplantının amacını sormuştu. Engin de gazetecilere; ?Görüşmenin rutin olduğunu, bir aylık izinden yeni döndüğü için belgeyle ilgili haberinin olmadığını ve gelse bile soruşturmayla ilgili bilgi veremeyeceğini? açıklamıştı.
Silsile yoluyla suç duyurusu
Ergenekon soruşturmasını yürüten savcıların, beş erin ifadesini almak üzere Genelkurmay Başkanlığı´na yazdıkları yazıya, bugüne kadar cevap vermeyen sorumlular hakkında silsile yoluyla suç duyurusunda bulunmaya hazırlandıkları öğrenildi. Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılar, geçtiğimiz çarşamba günü beş erin 24 saat içerisinde İstanbul´a gönderilmesini talep etti ancak bu talep bugüne kadar yerine getirilmedi. Savcılar, erlerin bu hafta içinde İstanbul´a gönderilmemesi durumunda, erleri İstanbul´a göndermekle şu an yükümlü bulunan komutanlar, hakkında suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor. Eğer bu suç duyurusu üzerine, erler tekrar İstanbul´a getirilmezse, silsile yoluyla suç duyurusunun Genelkurmay Başkanlığı´na kadar gideceği öğrenildi. Savcılar erleri göndermeyen sorumlular hakkında ?Soruşturmaya yardımcı olmadıkları, suç işleyenleri sakladıkları? gerekçesiyle suç duyurusunda bulunacak. Bu arada Ergenekon savcıları, ismi geçen beş erle ilgili ihtarlı davet kararı çıkardı. Alınan bilgiye göre söz konusu beş er, davete uymazsa polis nezaretinde görüldüğü yerde tutuklanarak, sorguya getirilecek. ( Taraf, Mehmet Baransu, 27 Ekim 2009)
20:10: FLAŞ!!! Genelkurmay internet sitesinde soruşturma başlattığını açıkladı
TSK, haberleri ihbar kabul ederek bugün soruşturma başlatmış. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Albay Dursun Çiçek ile ilgili medyada yer alan haberler üzerine bugün saat 13:30´de soruşturma başlattığını açıkladı. Genel Kurmay Başkanlığı´nın web sitesinde saat 20:10´da yapılan basın açıklamasında, ıslak imzanın Çiçek´e ait olduğu ispat edilen belge ile ilgili olarak ´basın organlarında değil de yetkili soruşturma makamlarında olması gerektiği´ ifade edilirken adli makamlara gönderilen belgenin ise basına sızdırılmasını ´gizliliğin ihlali´ olarak nitelendirildi. Açıklamada, bilgi ve belge sızdırma eylemlerinin önlenmesi için faillerin cezalandırılması gerektiği belirtildi.
İşte Genelkurmay´ın web sitesindeki konuyla ilgili bildirisi
?TARİH : 26 Ekim 2009, SAAT : 20:10, NO : BN - 108 / 09
1. 23 Ekim 2009 tarihinden itibaren medyada, ?İrticayla Mücadele Eylem Planı?na ilişkin yeni bazı haberler yer almaya başlamıştır.
2. Söz konusu planın 12 Haziran 2009 tarihinde medyada gündeme getirilmesini müteakip, hemen aynı gün saat 10:50´de Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığınca soruşturmaya başlanılmıştır.
3. Başlatılan soruşturma, 24 Haziran 2009 tarihinde, 12 gün sonra sonuçlanmış ve sonuçlar kamuoyuna açıklanmıştır.
4. Soruşturma, aynen adli yargı teşkilatı içerisindeki Cumhuriyet Başsavcılıkları gibi, Anayasal teminatlar altında bağımsız bir şekilde yargısal faaliyetlerde bulunan Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı tarafından yürütülmüştür. Askeri Savcılık, yasalar çerçevesinde tüm hususları incelemiş ve bir karara ulaşmıştır. Askeri Savcılık tarafından verilen karara, bağımsız ve tarafsız bir soruşturma neticesinde ulaşılmıştır. Hukuka saygılı olduğunu ifade eden hiç kimsenin, söz konusu karara karşı saygısız tavırlar içine girme ve karara gölge düşürmeye çalışma hak ve yetkisi yoktur.
5. Soruşturma devam ettiği sırada, Dz.P.Kur.Alb. Dursun ÇİÇEK; bulunduğu görevden alınarak Genelkurmay Ana Karargahı binası dışında bulunan Terörle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi Akademik Kurulu´nda geçici olarak görevlendirilmiş, 4 Eylül 2009 tarihinde de Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Karargahına atandırılmıştır.
6. Sayın Genelkurmay Başkanı, 26 Haziran 2009 tarihindeki iletişim toplantısında aşağıdaki açıklamaları yapmıştır:
a. Türk Silahlı Kuvvetleri, hukuk devleti ve demokrasi ilkelerine bağlıdır ve saygılıdır.
b. Bu ilkelere aykırı düşünce içinde olan ve davranışlarda bulunan personelini Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde barındırmaz.
c. Hukuk açısından yaşadığımız olayda bugün gelinen nokta (26 Haziran 2009) iddia edilenin bir belge olmadığını bize göstermektedir.
ç. Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı, Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı vermiştir. Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı kesin değildir. Bu belgenin doğru olduğuna ilişkin yeni delil, bilgi veya emare çıkarsa, elbette bu soruşturma tekrar açılabilir.
7. Bugün gelinen süreçte ise, konunun basında yapılan haberlerle tekrar ve farklı bir şekilde gündeme getirilmesi bir ihbar kabul edilerek, 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu kapsamında askeri yargı görev alanına giren konuların kapsamlı bir şekilde araştırılması maksadıyla Genelkurmay Askeri Savcılığınca, 26 Ekim 2009 günü saat 13:30´da soruşturmaya başlanılması sağlanmıştır.
8. Şayet, ortada delil değeri taşıyan bir belge mevcut ise, bunun bulunması gereken yerin basın organları değil, yetkili soruşturma makamları olduğunda şüphe bulunmamaktadır. Bu nedenle, 24 Ekim 2009 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı´nca yapılan açıklamada; adli makamlara gönderildiği öne sürülen ihbar mektubunun, soruşturmanın gizliliği ilkesi ihlal edilerek basına sızdırılmasının ve bunun ne amaçla ve kimler tarafından yapıldığının düşünülmesi gereken bir nokta olduğuna dikkat çekilmiştir. Bu tip davranışlar, soruşturmaların şüpheli hale gelmesine ve kurumlar arasında güvensizlik ortamının doğmasına neden olabilecektir. Yaşanan gelişmelerin, konuyla ilgili yeni deliller yaratmaya yönelik çabalar olarak algılanması dahi mümkündür ki, bu husus şüphesiz hukuk devleti ilkesi ile bağdaştırılamaz. Soruşturmalarda, soruşturmanın gizliliği ilkesinin ve masumiyet karinesinin her zaman dikkate alınması gerekliliği açıktır. Bu kapsamda, soruşturma konusu olaylarla ilgili olarak yargısız infaz sonucunu ortaya çıkarabilecek davranışlardan kaçınılmalı, soruşturmanın gizliliğinin ihlali anlamına gelebilecek bilgi ve belge sızdırma eylemleri önlenmeli ve failleri cezalandırılmalıdır. Belirtilen bu hususlar, hukuk devletinin olmazsa olmazlarındandır ve bugün, bu konuda gelinen nokta vahimdir.
9. Türk Silahlı Kuvvetleri, her ortamda, hukuk devleti ilkelerine, hukukun üstünlüğüne, soruşturma usul ve yöntemlerine bağlı olduğunu söylem ve eylemleriyle ortaya koymuştur ve koymaya da devam edecektir. Kamuoyuna saygı ile duyurulur.? ( http://www.tsk.tr)
(26 Ekim 2009, 18:20)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: