İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin davanın duruşmasında tutuklu sanıklar eski Sahil Güvenlik Hava Komutanı Pilot Albay Bülent Özbaşaran ve eski Sahil Güvenlik Ege Bölge Deniz Komutanı Albay Murat Yılmazarslan savunma yaptı.
29.04.2017 17:38 İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin 270 sanıklı davaya devam edildi. Tutuklu sanıklar eski Sahil Güvenlik Hava Komutanı Pilot Albay Bülent Özbaşaran ve eski Sahil Güvenlik Ege Bölge Deniz Komutanı Albay Murat Yılmazarslan savunma yaptı.
23.04.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, İzmir'de FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı şüpheli olduğu 270 sanıklı dava, Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'ndeki salonda devam ediyor.
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde 30 Ocak'tan bu yana görülen davada, kara, hava ve deniz kuvvetleri komutanlıkları ile Jandarma Genel Komutanlığında darbe teşebbüsüne ilişkin meydana gelen olaylarla ilgili bazı tutuklu ve tutuksuz yargılanan sanıklar ilk savunmasını gerçekleştirdi.
'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, silahlı terör örgütüne üye olma, silahlı terör örgütü yöneticisi olma, TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs ve Cumhurbaşkanına suikast' gibi suçlamalarla hakim karşısına çıkan bazı sanıklar, telefonlarında örgütün şifreli haberleşme programı ByLock'un yüklü olduğu tespit edilmesine karşın, bunu kabul etmemeleri ve 'ByLock'un ne olduğunu 15 Temmuz darbe girişiminin ardından tutuklu bulunduğum cezaevinde öğrendim.' şeklinde ifade vermeleri, FETÖ yöneticilerinin cezaevindeki üyelerine 'ortak' beyanda bulunmaları yönünde talimat verdiğini akıllara getirdi.
İlk incelemelere göre, yaklaşık 50 sanıkta ByLock tespit edilirken, şu ana kadar bu programı kullandığını kabullenen olmadı.
2 telefon hattında ByLock çıktı, 'İlk defa cezaevinde duydum' dedi.
Sanıkların, örgütün şifreli haberleşme programına ilişkin mahkemede verdiği ifadeler şöyle:
Tutuklu sanık Amfibi Deniz Piyade Tugay Komutanlığında görevliyken meslekten ihraç edilen üsteğmen Akın Beltek, 2 GSM hattında ByLock tespitinin yapılmasına ilişkin, 'Programın adını hayatımda hiç duymamıştım. ByLock'u ilk defa cezaevindeyken basından öğrendim. Bu programı kullanmadım. Bununla ilgili nasıl savunma yapılır, onu da bilmiyorum.' dedi.
Tutuklu yargılanan eski Güney Deniz Saha Komutanlığı Harekat Başkanı albay Malik Karahan, 'Darbe girişiminden sonra ilk kez duyduğum programı telefonuma yüklemedim, kullanmadım.' şeklinde savunma yaptı.
Sanıkların 'ByLock'u cezaevinde öğrendim' savunması
Telefonunda ByLock tespit edilen tutuklu sanık eski astsubay Emre Karayer, 'ByLock'u ilk defa cezaevine girdikten sonra öğrendim. Programı telefonuma yüklemedim, kullanmadım.' beyanında bulundu.
ByLock'u cep telefonuna yüklediğine yönelik suçlamaya ilişkin savunma yapan tutuklu sanık eski astsubay Ömer Tokmak, '15 Temmuz darbe girişiminin ardından programın adını televizyondan öğrendim. Önceden hiçbir bilgim yoktu. Hain FETÖ mensuplarının kullandığı programı hiç kullanmadım.' ifadelerini kullandı.
Tutuklu sanık eski Bornova 2. Jandarma Komando Tugay Komutanlığı 3. Tabur Komutanı yarbay Faik Baran, 'Programı bu olaylardan sonra cezaevinde duydum. 'ByLock'u telefonuma yüklemedim de kullanmadım da.' şeklinde savunma yaptı.
Tutuklu yargılanan eski Bornova 2. Jandarma Komando Tugay Komutanlığı 4. Tabur Komutanı Binbaşı Fatih Sarıçay ise 'Bu programı cezaevinde duydum, hiç kullanmadım.' iddiasında bulundu.
'Nereden çıktıysa çıktı, bilmiyorum'
Tutuklu sanıklardan eski TCG Bodrum gemisi kaptanı binbaşı Tolga Doğan, telefonunda ByLock tespit edilmesine ilişkin, 'ByLock'u hayatımda hiç kullanmadım. Nereden çıktıysa çıktı bilmiyorum. Böyle bir program olduğunu 15 Temmuz'dan sonra cezaevinde haberlerden öğrendim.' şeklinde ifade verdi.
FETÖ'nün 'Hava Kuvvetleri imamı' Adil Öksüz ile toplantılara katıldığı belirlenen eski Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Kurmay Başkanı Ömer Faruk Harmancık'ın eski emir astsubayı ve tutuklu sanık Ferhat Kaya, 'Örgütle bağlantım yok. ByLock programını burada (cezaevinde) öğrendim.' ifadesini paylaştı.
Tutuklu yargılanan eski kurmay albay İlsev Hazır da 'Böyle bir program kullanmadım ve yüklemedim. 'ByLock' diye bir şeyi ilk kez tutuklu olduğum Buca Cezaevinde öğrendim.' şeklinde konuştu.
TCG Bozcaada gemisinde görevli tutuklu sanık eski Topçu Astsubay Üstçavuş Cihan Avdan ise 'Kesinlikle programı indirmedim, kullanmadım. 15 Temmuz sürecinden sonra böyle bir program olduğunu haberlerden öğrendim. Programı kullanmadım, indirmedim kendimden eminim.' dedi.
24.04.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı şüpheli olduğu 270 sanıklı davanın görülmesine Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'ndeki salonda devam edildi.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kaydedilen duruşmaya bazı sanıklar ve taraf avukatları katıldı.
Tutuklu sanık Özbaşaran, darbe girişimi başladığı zaman iddianamedeki gibi Ankara'da bulunmadığını, askeri malzeme almak için o gün akşama doğru gittiği Ankara'dan askeri uçakla İstanbul'a gelmesinin ardından saat 21.50'de İzmir Adnan Menderes Havalimanı'na indiklerini savundu.
Özbaşaran, WhatsApp'taki 'Saguvhav' adlı gruba, 'Arkadaşlar, Topel'deyiz (Kocaeli Cengiz Topel Havalimanı), kalkış yaptım, geliyorum, hiçbir arkadaş garnizon dışına çıkmasın şu andan itibaren, birliğe çağırabilirim herkesi, hayırlı, uğurlu olsun vatana, millete' şeklinde mesaj attığı iddiasına ilişkin de mesajların uçağın kalkışından önce ve inişinden sonra çekildiğini ileri sürerek, 'Uçaktan indiğimiz için hayırlı olsun dedim.' şeklinde savunma yaptı.
Darbe teşebbüsünden önceden haberi olmadığını, kalkışmayı televizyondaki haberlerden öğrendiğini iddia eden Özbaşaran, darbeye ilişkin hiç kimseden emir ya da talimat almadığını, aksine birliğin korunması amacıyla 23.30 sıralarında personele toplanma talimatı verdiğini ileri sürdü.
Halen görevde olan Sahil Güvenlik Komutan Vekili Tuğamiral Bülent Olcay'la sürekli irtibat halinde kalarak darbecilere karşı Genelkurmay Başkanlığının emrinde olduğunu kendisine söylediğini belirten Özbaşaran, yaptığı görüşmelerin ardından personeli dağıttıklarını, 03.30 sıralarında ise birlik komutanlarının birlikten ayrıldığını söyledi.
Özbaşaran, birlikte bir süre dinlendikten sonra 08.00'de sözde sıkıyönetim direktifini gördüğünü savunarak, darbe teşebbüsüne destek vermediğini, o gece yaptıklarının doğru olduğunu ve birliğini koruduğunu ileri sürdü.
Sanık Yılmazarslan'ın savunması
Tutuklu sanık Yılmazarslan da darbe teşebbüsünden 4 gün sonra tutuklandığını, meslekten ihraç edildiğini belirterek, o gece kanunsuz şekilde emir vermediği bazı personelinin de tutuklanmasının kendisini derinden yaraladığını anlattı.
FETÖ ile hiçbir bağı ve birlikteliği olmadığını, Atatürkçü düşünce sistemine göre hareket ettiğini savunan Yılmazarslan, 'Denizlerde darbe olmaz. Darbe karada ve başkentte olur. Sahil Güvenlik Komutanlığının darbeyle işi olmaz. Benim de darbeyle alakam yoktur.' beyanında bulundu.
Darbe girişimine destek vereceğini aklının ucuna getiremeyeceği, meslekten ihraç edilen eski Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Hakan Üstem'in emriyle, Ege Bölge Deniz Komutanlığındaki personeli göreve çağırdığını dile getiren Yılmazarslan, iddianamede belirtildiği gibi belli bir grubu değil, ayrım gözetmeksizin tüm personeli göreve çağırdığını iddia etti.
'Eğer darbeden yana bir davranışım olsaydı, personelim bana karşı çıkardı.' diyen Yılmazarslan, Ankara ve İstanbul'daki olayların darbe teşebbüsüyle bağlantılı olduğunu öğrendiğinde ise erleri yatırdığını, göreve çağırdığı personeli de evlerine gitmeleri konusunda serbest bıraktığını öne sürdü.
'Meşgul olduğundan valiyi rahatsız etmek istemedim'
Yılmazarslan, sözde sıkıyönetim direktifini gördüğünde şaşırdığını, yüzeysel şekilde incelediğini, emirlere uymadığını ileri sürerek, direktifte ne kendisi ne de komutanlığıyla ilgili emir görmediğini, mesajları okumadığını, kimseye dağıtmadığını, üzerinde çalışmadığını ve direktifleri masasında bıraktığını iddia etti.
Valilik makamından aranmasına rağmen telefonlara çıkmadığı yönündeki suçlamaya ilişkin de Yılmazarslan, 'Saat 22.00 sıralarında valilik özel kaleminden aranmam üzerine valiyle bir görüşme yaptım ama bu görüşme Çeşme ilçesindeki bir olayla ilgiliydi. İlerleyen saatlerde valiyi 3-4 kez aradım ancak telefonu sürekli meşguldü. Ben de meşgul olduğundan valiyi rahatsız etmek istemedim.' şeklinde savunma yaptı.
25.04.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında görülen davada, tutuklu sanık eski Sahil Güvenlik Ege Bölge Deniz Komutanlığı İzmir Grup Komutanı Kurmay Binbaşı Sait Bozyel ve Üsteğmen Ali Ergeçer savunma yaptı.
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olduğu 270 sanıklı davanın İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülmesine Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'ndeki salonda devam edildi.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kaydedilen duruşmaya bazı sanıklar ve taraf avukatları katıldı.
Tutuklu sanık Bozyel, 15 Temmuz darbe teşebbüsünün yaşandığı gün, mesaisinin sona ermesinin ardından gittiği evinden çağrılması üzerine birliğe geldiğini belirterek, harekat merkezine vardığından televizyon haberlerinden terör tehdidinden bahsedildiğinden bunun için göreve geldiğini düşündüğünü savundu.
Terörden bahseden tutuklu sanık eski Sahil Güvenlik Ege Bölge Deniz Komutanı Albay Murat Yılmazarslan'dan da personelin görevde kalması ve limanın güvenliğinin artırılması yönünde tedbirler alınması talimatlarını aldıktan sonra bu talimatları bot komutanlarına aktardığını iddia eden Bozyel, daha sonra Başbakan Binali Yıldırım'ın TSK içerisindeki bazı FETÖ mensubu askerlerin kalkışma yaptıklarına ilişkin açıklamasını televizyondan takip ettiğini söyledi.
Yılmazarslan'ın deniz hudutlarının kapatılması, limanlara tekne giriş çıkışının önlenmesi için tedbir alınması, buna ilişkin bir mesaj hazırlanarak botlara çekilmesi için talimat verdiğini, bu emrin Ankara'dan geldiğini düşündüğünü anlatan Bozyel, 'Mesajın darbeye yönelik olduğunu düşünmedim. Yılmazarslan'ın darbeye destek verecek bir söylemini de görmediğimden bu emir bana normal geldi.' dedi.
Yılmazarslan'ın talimatı doğrultusunda, bot komutanlarına limana giriş ve çıkışların kontrol altına alınması ile botların seyre kalkıp liman çevresinde olması emrini verdiğini kaydeden Bozyel, 'Seyre çıkan botlar emrimle hareket etti. Bot komutanları, kendilerine verilen direktiflere uydu. Darbe girişimi karşısında neler yapılabileceği konusunda ellerinden geleni yaptılar. Bu komutanlar kaymakam ve mülki amirlerle sürekli irtibatlı oldu. Bunların seyre çıkmasının sorumluluğu bende ve sıralı komutanlardadır.' beyanında bulundu.
Sabaha karşı darbe girişimi bastırıldıktan sonra personelin evine gittiğini, Yılmazarslan ile kendisinin de öğleye doğru birlikten ayrıldığını ileri süren Bozyel, 'Darbeden önceden bilgim yoktu. O gece Yılmazarslan'dan darbeye yönelik bir talimat almadım, yasal olduğunu düşündüğüm emirlerini yerine getirdim. Üzerimde silah yoktu. Kimseye de 'Silahınızı alın' diye bir emrim ya da sözüm olmadı. Tahliyemi istiyorum.' savunmasını yaptı.
Örgütün şifreli haberleşme programı ByLock'u cep telefonunda kullandığına ilişkin tespit yapılmasına ilişkin, Bozyel bu programı telefonuna yüklemediğini savundu.
Sanık Ergeçer'in savunması
Tutuklu sanık eski TCSG 36 Hücumbot Komutanı Üsteğmen Ali Ergeçer, tutuklanmadan önce Kuşadası'nda görev yaptığını, açığa alındığını ancak meslekten ihraç edilmediğini ifade ederek, çağrılması üzerine göreve gittiğini, saat 00.40'ta deniz hudutlarının kapatılması ve limanlara tekne giriş çıkışının önlenmesi emrini almasının ardından amiri olan tutuklu sanık Kurmay Binbaşı Bozyel'le görüştüğünü ve tedbir maksadıyla seyre kalktığını ifade etti.
Marinadaki ABD bayraklı bir yatın Bordum'a gitmek istediğini ancak buna izin verilmemesi üzerine Bozyel'le görüştüğünü, Ankara'nın da onayının alınmasıyla, kontrolü yapılan yatın saat 05.30'da marinadan ayrıldığını kaydeden Ergeçer, bununla ilgili her gelişmeyi kayıt altına aldığını, Yüzbaşı A.C. aracılığıyla kaymakamla sürekli iletişim kurduklarını ve kaymakamı doğru bilgilendirdiklerini ileri sürdü.
Sözde sıkıyönetim direktifinde teknelerin liman ya da marinalardan çıkışına izin verilmemesi konusundaki emrin tersine hareket ederek yatın marinadan ayrılmasına izin verdiklerini, bu yönüyle darbeye destek vermediğini savunan Ergeçer, 'O gece suç teşkil edecek bir eylemim olmadı. Kaymakamı doğru bir şekilde bilgilendirdik. Yaptığımız her hareketi kayıt altına aldık. Eğer darbeyi destekliyor olsaydım, seyre çıktıktan sonra sürekli seyir halinde olurdum ancak marinadan ayrılmasının ardından körfezde dolaşmadan, gece boyunca aynı yerde botu sabitledim. Ankara'dan, limandan ayrılacak teknelere ateş açılması emri geldiğinden, teknelere ateş etmemek için limana yanaşmadık, teknelere müdahale etmedik.' beyanında bulundu.
Mahkeme heyeti, duruşmaya yarın devam edilmesini kararlaştırdı.
26.04.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında görülen davada, Sahil Güvenlik Komutanlığında görev yapan bazı tutuksuz sanıklar savunma yaptı.
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olduğu 270 sanıklı davanın İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülmesine Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'ndeki salonda devam edildi.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kaydedilen duruşmaya bazı sanıklar ve taraf avukatları katıldı.
Tutuksuz sanık eski TCSG 34 Bot Komutanı Üsteğmen S.G, halen Amasya'da TCSG 22 Bot Komutanı olarak görev yaptığını, 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı gece, çağrılması üzerine birliğine gittiğini belirterek, Valiliğin emri ve Sahil Güvenlik Ege Bölge Deniz Komutanlığının izniyle daha önce de güvenliğini sağladığı, Aliağa ilçesindeki TÜPRAŞ'a gittiğini ifade etti.
Terör saldırısı ya da eğitim maksatlı olarak göreve çağrıldığını zannettiğini dile getiren S.G., hücumbotlara tuğgeneral imzalı sözde sıkıyönetim direktifi emrinin geldiğini bunun Genelkurmay Başkanlığından gelmediğini anladığını ve buna uyulmayacağını personeline aktardığını savundu.
S.G. 'Bir bot komutanı olarak, paniklememeleri gerektiği konusunda uyardığım personelime bu kanun dışı emre iştirak etmeyeceğimizi, ailelerine haber vererek bu canice darbe girişimi hareketi içerisinde olmayacağımızı ve güvende olduğumuzu söylemeleri konusunda talimat verdim. Bunu yapmaları için de cep telefonlarını kendisine verdim.' şeklinde beyan verdi.
Sözde sıkıyönetim direktifinin ardından deniz hudutlarının kapatılmasına yönelik gelen emre de uymayarak anayasal düzenin yanında yer aldığını iddia eden S.G, beraat talebinde bulundu.
'Bu bir darbe girişimidir, buna katılmıyoruz'
Tutuksuz sanık, SAGET 26 Botu Komutanı Astsubay İ.D, çağrılması üzerine göreve gittiğini ifade ederek, ilk etapta birlikte konuşulanlar ile cep telefonundan internet üzerinden okuduğu haberlerden terör tehdidiyle toplanıldığını sandığını ancak sözde sıkıyönetim direktifi emrini görmesinin ardından bunun bir askeri kalkışma olduğunu anladığını dile getirdi.
'Sıkıyönetim direktifi emrinin çıktısını alarak, bazı bölümlerini sesli bir şekilde okuduktan sonra, personele hitaben, 'Bu bir darbe girişimidir, buna katılmıyoruz.' diye seslendim.' şeklinde beyanda bulunan İ.D, tutuklu sanık eski Sahil Güvenlik Ege Bölge Deniz Komutanlığı İzmir Grup Komutanı Kurmay Binbaşı Sait Bozyel'in emniyette verdiği yanlış ifadesini sonradan düzeltmesine rağmen gözaltına alındığını ve mağdur edildiğini savundu.
Tutuksuz sanık Üsteğmen R.A, sözde sıkıyönetim direktifi emrini gördüğünde okuma gereği duymadan, bilgisayardan çıktısı bile alma gereği duymadığını anlatarak, emri uygulamadığını savundu.
Tutuksuz sanık Astsubay Ö.Y. tutuklu sanık eski Sahil Güvenlik Ege Bölge Deniz Komutanı Albay Murat Yılmazarslan'ın emriyle deniz hudutlarının kapatılmasına ilişkin mesajı yazmaya başlamadan önce, darbe girişiminden haberi olmadığını ve sözde sıkıyönetim direktifi emrini görmediğini belirterek, alt rütbeli bir askeri personel olarak sıralı komutanlarının emirlerini yerine getirdiğini ifade etti.
Mahkeme heyeti, suçtan zarar görme ihtimalini göz önünde bulundurduğu Sahil Güvenlik Komutanlığının davaya katılma talebini kabul ederek, duruşmaya yarına kadar ara verdi.
27.04.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında görülen davada, tutuklu sanıklar eski askeri hakimler Erol Körnes ve İhsan Hoş savunma yaptı.
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olduğu 270 sanıklı davanın İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince görülmesine Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'ndeki salonda devam edildi.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kaydedilen duruşmaya bazı sanıklar ve taraf avukatları katıldı.
Tutuklu sanık eski askeri hakim Erol Körnes, 2009'da askeri hakimlik sınavını kazanarak göreve başladığını, rütbeye bakmaksızın delil durumuna göre kimseyi kayırmadan kararlar verdiğini savunarak, 15 Temmuz'da FETÖ mensuplarının gerçekleştirdiği darbe girişimine önceden bilgisi olmadığını iddia etti.
Sözde sıkıyönetim görevlendirme listesinde isminin yer alması nedeniyle hakkında 4 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 37,5 yıla kadar hapis cezası talep edildiğini belirten Körnes, isminin listeye yazılmasına ilişkin bir müdahalesinin olmadığını ileri sürdü.
Örgütün şifreli haberleşme programı 'ByLock'u telefonuna yüklendiğine ilişkin yapılan tespite dair Kornes, 'Programın adını tutukluyken duydum. ByLock'u kullanmadım. Kullandığım GSM operatöründe IP çakışması problemi olabileceğini düşünüyorum.' diyerek kendisini savunmaya çalıştı.
Tutuklu sanık eski askeri hakim İhsan Hoş, sözde Yurta Sulh Konseyince hazırlandığı belirtilen sıkıyönetim görevlendirme listesinde adının bulunması nedeniyle tutuklanıp yargılandığını iddia ederek, bu liste dışında aleyhine bir delil olmamasına rağmen yaklaşık 10 aydır tutuklu bulunduğunu kaydetti.
Kendisiyle ilgili itiraflara 'iftira' dedi
Tahliye talebinde bulunan Hoş, sanık avukatlarından Çağlar Durmuş'un 'İ.Y. isimli örgüt mensubu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği ifadesinde, örgütün çalışma evlerinde 3-5 ay kaldığını, burada askeri hakimlik sınavını kazandığını, bu evde İzmir'de askeri hakim olarak bildiğim İhsan Hoş'un da kaldığını ve soruların Hoş'a verildiğini söylemiş. Bu ifade doğru mudur?' sorusuna, 'İ.Y. ile mesleğe başlamadan önce tanışmıyordum. Staj yaptığım dönemde birisinin aracılığıyla tanıştığım İ.Y. ile bir samimiyetim yoktur. Bu şahıs, kendisini kurtarmak için bana iftira atmış olabilir. Örgüt tarafından bana sınav soruları verilmedi.' şeklinde cevap verdi.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016) 'İzmir Darbe Yapılanması 270 sanık' davası
(29 Nisan 2017, 17:38)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: