Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Mamak'taki 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığına bağlı Tank Taburu personelinin katıldığı eylemlere ilişkin 64 kişi hakkındaki iddianame tamamlandı. İddianamede, 16 tankın Genelkurmay Karargahına gitmek için kışladan çıkartıldığı belirtildi. iddianamede Ulus, Sıhhiye ve Kızılay'dan hareket eden tankların görüntülerine de yer verildi. Görüntülerde halkın tankları durdurmaya çalıştığı, askerlerin ise havaya ateş açtığı görüldü. Bu dava, aynı komutanlıktaki darbecilere karşı üçüncü dava oldu. Daha önce de birkaç hafta aralıklarla ilki 38 sanık, ikincisi de 268 sanık olmak üzere iki dava daha açılmıştı.
29.04.2017 14:19 Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Mamak'taki 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığına bağlı Tank Taburu personelinin katıldığı eylemlere ilişkin 64 kişi hakkındaki iddianame tamamlandı.
28 Nisan'daki gelişmeye göre, Ankara Cumhuriyet Savcısı Serdar Coşkun tarafından hazırlanan iddianame, Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. İddianamede tabur komutanı, yarbay, üç yüzbaşı, tabur dışından gelen bir yarbay, bir binbaşı, bir yüzbaşı, üç üsteğmen, bir asteğmen ve diğerleri astsubay, uzman ve erlerden oluşan 63'ü tutuklu 64 kişi şüpheli olarak yer aldı. Şüpheliler hakkında 'anayasayı ihlale teşebbüs etme', 'suçu işlemeyi kolaylaştırmak için öldürme', 'suçu işlemeyi kolaylaştırmak için öldürmeye teşebbüs etmek', 'kamu malına zarar verme', 'korku yaratabilecek tarzda silahla ateş etme' ve 'mala zarar verme' suçlamalarından kamu davası açıldığı belirtildi.
Genelkurmay Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Hava Kuvvetleri Komutanlığı ve Ankara Büyükşehir Belediyesi iddianamede 'mağdur' sıfatı ile yer alırken, şüphelilerin eylemleri sonucunda 5 vatandaşın hayatını kaybettiği belirtildi. Darbe girişimini önlemeye çalışan ve tankların üzerlerine sürülmesi, ateş edilmesi ya da tanklar tarafından öldürülmeye teşebbüs edilen 72 vatandaş ile darbe girişimi sırasında araçları zarar gören 24 kişinin müşteki olarak iddianamede yer aldığı ifade edildi.
16 tank Genelkurmay Karargahına hareket etmiş
İddianamede, Mamak 28. Mekanize Barış Gücü Tugayına bağlı Tank Taburunun Genelkurmay Başkanlığı Karargahına 16 tank sevk ettiği, bu tanklardan bir kısmının konvoy halinde gittiği belirtilerek, bir kısmının Kızılay'dan itibaren değişik sokak ve caddelerde kaybolduğu kaydedildi. Yolunu kaybeden tankın Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ve Jandarma Genel Komutanlığının bulunduğu kavşağa gittiği ifade edildi. Darbeci askerlere engel olmaya çalışan sivil vatandaşlara tank içindeki personel tarafından ateş edilerek öldürme ve yaralama fiillerinin işlendiği bildirilerek, Genelkurmay Başkanlığı önündeki alt geçide tank topunun namlusuna hasar görmüş polis aracını takıp insanların üzerine süren tankın plakasının ve içindekilerin kesin olarak tespit edildiği vurgulandı.
Generaller, 'Yürüyüş Bahanesiyle' Buluşup Darbe Planı Yapmış
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Mamak 28. Piyade Tugay Komutanlığına bağlı Tank Taburu personelinin katıldığı eylemlerle ilgili hazırlanan iddianamede, Ankara'daki 4. Kolordu ve ona bağlı 28. Mekanize Tugayında albay ve generallerden oluşan bir grubun, 2016 yılı başından itibaren sürekli yürüyüş yapma bahanesiyle bir araya gelerek darbe planı yaptığı tespitine yer verildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Mamak 28. Piyade Tugay Komutanlığına bağlı Tank Taburu personelinin katıldığı eylemlerle ilgili 64 kişi hakkında hazırlanan iddianame, Ankara 18. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.
Ankara'da Genelkurmay Başkanlığı karargah binasının bahçesinde askeri darbeden sonra 16 Temmuz günü tank, zırhlı mekanize ve lastik tekerlekli araçlar bulunduğu ve bu araçların askeri darbe için geldikleri tespit edilerek konunun soruşturulmasına başlandığı, mekanize zırhlı araçlarla ilgili ayrı bir soruşturma yürütüldüğü ve davanın açıldığı belirtilen iddianamede, hepsi darbe için Mamak'taki 28. Mekanize Tugayından geldiği anlaşılan tankları kullanan şüpheli darbeci asker kişiler hakkında ise bu soruşturmanın yürütüldüğü kaydedildi.
Ankara'daki 4. Kolordu ve ona bağlı 28. Mekanize Tugayında albay ve generallerden oluşan bir grubun 2016 yılı başından itibaren sürekli yürüyüş yapma bahanesiyle bir araya gelmeye başladığı, hafta sonları bu yürüyüşlerde askeri bir darbenin nasıl yapılacağı, kimlerin destek verdiği ve kimlerin karşı çıkacağının el altından konuşmalar yapılarak tespit edildiği belirtildi.
İddianamede, 'karşı çıkacak ve darbeyi önlemek için elinden geleni yapabilecek albay ve generallerin birer birer tespit edildiği, sağlıklı olmak ve askeri dayanıklılığı arttırma görüntüsü altında Fetullahçı general ve albayların aralarına aldıkları onlardan olmayan albay ve generallere, askeri bir darbe olması durumunda nasıl hareket edeceklerini kurnazca sorup bir istihbaratçı gibi bilgi toplayarak askeri darbenin askeri kanadının kimlerden oluşacağını belirledikleri, benzer şekilde çalışmanın bazı askeri birliklerde de yapıldığı' da aktarıldı.
Hazırlıklara 2 ay önce başladılar
Askeri darbe hazırlıklarının 28. Mekanize Tugayında mayıs ayı sonlarında, yani iki ay kadar önceden başladığı, arızalı araçların tamir edildiği, araçlardaki silah bakımlarının yapıldığı, personelin bakım ve eksikliklerinin giderildiği, tugayın Suriye sınırına sevk edileceği veya toplumsal olaylara destek için tatbikat yapıldığı izlenimi verilerek ama gerçekte darbeye tank ve zırhlı araç desteği sağlamak için hazırlandığı, askeri darbeden bir gün önce tanklara akaryakıt yüklemesi de yapıldığı belirlendi.
İddianamede, Ankara Mamak'ta bulunan 28. Mekanize Piyade Tugayına ve 4. Kolordu Komutanlığına 15 Temmuz 2016 günü gecesi önceden yapılan darbe planlamasına uygun olarak önce 28. Mekanize Tugay Komutanlığına sözde atanan firari general Ali Kalyoncu'nun ve 4. Kolordu Komutanlığına sözde atanan Osman Ünlü'nün gelerek darbeciler adına tugay ve kolordunun emir komutasını cebren ele aldıkları, kolordu ve mekanize tugayının darbeci komutanlar tarafından içeriden destek sağlayan askerlerin de emir komutaya uyması ve darbecilerin yanında yer almasıyla tugay ve kolordu üzerinde hakimiyetin sağlandığı, tugay kurmay başkanı albay Savaş Kabaklı'nın da darbecilerle birlikte hareket ettiği kaydedildi.
Önce bütün askeri birliklere alarm verildiği, sonra mesai harici olduğu için kışla dışındaki askeri personelin derhal kışlaya dönmesi için emir verildiği anlatılan iddianamede, Mamak'taki 28. Mekanize Tugayında tank ve mekanize araç taburlarının komutanlarının askeri darbe olacağını önceden bildiği, darbe teşebbüsünün başlamasıyla hemen tank ve zırhlı araçları mevcut askeri personeli kullanarak garajlardan çıkardıkları anlatıldı.
Ankara sokaklarına 16 tank çıkarıldı, biri yolunu kaybetti
Şüphelilerden, Mamak'taki 28. Mekanize Tugay Komutanlığına bağlı tank taburunun eski komutanı yarbay Nuri Büyükyazıcı tarafından olay günü toplam 16 tankın kışladan darbe için çıkarıldığı belirtilen iddianamede, 'Meclis veya Genelkurmay Başkanlığına terör saldırısı olduğu ve güvenliğinin sağlanacağı' söylenerek çıkarılan bu tank ve zırhlı araçların eskort almadan ilerledikleri, şehir içi trafikte birbirleriyle irtibatı kaybettikleri, tank ve zırhlı araçları sivil halkın üzerine sürüp hemen kışla dışında kişilerin mallarına zarar vererek ilerlemeye başladıkları ifade edildi.
Genelkurmay Başkanlığına gitmek üzere 092624, 092629, 092630, 092631, 092633, 092635, 092658, 092660, 092261, 092662, 092663, 092666, 092668, 092690, 092692, 092698 plakalı tankların, başka soruşturmanın şüphelisi firari 28. Tugay Kurmay Başkanı Savaş Kabaklı'nın talimatıyla tabur komutanı Nuri Büyükyazıcı'nın emir ve komutasında bölük komutanları Adil Baykal, Hüseyin Nişancı ve Ahmet Özkılıç'ın idaresi ve sorumluluğunda kışladan çıkış yaptıkları belirlendi.
Bu tanklardan 092630 plakalı tankın yolu kaybettiği için veya gelen yeni bir emirle Beştepe'ye Cumhurbaşkanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığının bulunduğu bölgeye gittiği, tabur komutanı Nuri Büyükyazıcı'nın diğer 15 tankı bizzat komuta ettiği, en önde içinde bulunduğu 092624 plakalı tankın yer aldığı da belirlendi.
İddianamede, şunlar kaydedildi:
'Tankların, bütün barikat ve engelleri ezerek geçtiği ve diğer tankların onu takip ettiği, bazı tankların gidilecek yolu şaşırıp planlanan yere ulaşamadığı, Ankara'da kaybolduğu, darbeye karşı sokağa çıkanlara yol ve güzergah sorduğu, ters yola girerek araçlara zarar verdikleri, Tank içindeki askeri personele darbe yaptıkları ve bu işten vazgeçmelerinin çevredeki siviller tarafından defaten telkin edildiği, hatta askerleri vazgeçirmek için yalvaranlar bile olduğu, ancak tanklar içindeki şüphelilerden hiçbirinin darbeden vazgeçerek hareketlerine son vermediği, yaptıklarının haksızlık ve kötülük olduğunu haklarında suç oluşturduğunu bilerek girdikleri yolda kararlılıkla devam ettikleri, bazı tankların polis ve sivil vatandaşlara saldırıp üzerilerine ateş açtığı, telsiz bağlantısı araya giren sivil araç trafiği ve engelleme gayretleri nedeniyle kesilen tankların bir kısmının konvoydan koparak ulaşmak istedikleri Genelkurmay Başkanlığına doğru dağınık şekilde yol aldıkları, Mamak 28. Mekanize Tugayından çıkan 16 tanktan 15'inin Genelkurmay Başkanlığına askeri darbeyi başarmak üzere intikal edebildiği, 15 tankın karargah bahçesinde 16 Temmuz 2016 günü yakalandığı anlaşılmıştır.'
Darbeciler Saldırı Planında Şehri Üçe Böldü
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Mamak 28. Piyade Tugay Komutanlığına bağlı Tank Taburu personelinin katıldığı eylemlere ilişkin iddianamede, darbeye Mamak'tan katılacak personel için yapılan planlamada, şehrin üçe bölündüğü belirlendi.
Ankara Cumhuriyet Savcısı Serdar Coşkun tarafından hazırlanan ve Ankara 18. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen iddianamede, tugay komutanlığı karargahındaki odalarda yapılan aramalarda ele geçirilen şüphelilere ait eşyalar dikkati çekti.
Buna göre, eski yüzbaşı şüpheli Ahmet Özkılıç'ın kullandığı oda ve dolapta, 4 Ankara kent planı, 1 CD ve fotoğraf, 1 taşınabilir harddisk, 7 adet 9 mm'lik boş kovan, 6 Altındağ harita fotokopisi, 1 powerbank, 1 cep telefonu, komutanlığını yaptığı tank içerisinde 1 adet üzerinde planlama ve işaretleme yapılmış Ankara şehir planı,1 adet tabanca şarjörü, 8 adet 9 mm'lik mermi bulundu.
Şüpheli Özkılıç'ın odasında ele geçirilen Ankara kent planı üzerinde, şehrin üçe bölündüğü, kırmızı ve mavi çizgiler çekilerek şehrin bölümlere ayrıldığı, darbe girişiminde tankların yerleştirileceği kavşaklara '1x', '2x' şeklinde işaretler konulduğu ortaya çıktı.
Darbecilerin, daha önce darbenin Etimesgut'taki Zırhlı Birlikler Komutanlığı ile Mamak'taki tugayın kontrolünde olmasını kararlaştırdıkları, kenti iki koldan ele geçirmeyi planladıkları ortaya çıkmıştı. Darbeye Mamak'tan katılacak kolun da kendi içinde kenti üçe bölerek, planlama yaptığı belirlendi.
'Kavşaklarda kaç zırhlı aracın yer alacağı notları tutuldu'
İddianamede, bu kapsamda, hava fotoğrafları ve haritalarda Ahlatlıbel Kavşağı, Atakule Kavşağı, Kuğulupark Kavşağı, Türkocağı Caddesi Kavşağı ve Beştepe kavşaklarının işaretli olduğu vurgulandı.
Aynı hava fotoğrafları içerisinde bulunan Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı, Çankaya Köşkü ve Ankara Özel Harekat Daire Başkanlığının hava fotoğrafları üzerinde de bazı işaretlemeler yapıldığı, fotoğrafların harita genel komutanlığından alındığı tespit edildi.
Olay tarihinde yarbay rütbesiyle tabur komutanlığı yapan şüpheli Nuri Büyükyazıcı'ya ait erbaşların kullandığı haberci odasında ise 8 harita, 1 flash bellek ve not defteri ele geçirildi.
Büyükyazıcı tarafından, el yazısıyla darbe gecesi kavşaklarda kaç zırhlı aracın yer alacağına ilişkin notlar tutulduğu, defterde ayrıca, '30'ar bl, 13 khbl, 112 tane', 'personel kaç tane lazım sağlam', 'zhtler?' notlarının yazıldığı görüldü.
Deftere Büyükyazıcı'nın 'araç k+sürücü+nişancı+3 mürettebat, 9x3=2, (?), Whatsapp grubu yarın, (cuma akşamı kaydet)', 'cep telefonu+powerbank+araç şarj cihazı, herkes gelecek (alarma), savaşın yeri, At, GK, TR' yazdığı, defterin son sayfasında 'hava A. kavşağı 4, Etlik 1, Akköprü 4, HASK 2, Beştepe 1+1, Yıldız 1' ifadelerinin yer aldığı belirlendi.
Gözaltı için bin 400 plastik kelepçe
Ayrıca Büyükyazıcı'nın otomobilinde bin 400 plastik kelepçe bulundu. Bu kelepçelerin, halkın veya kamu görevlilerinin gözaltına alındığı sırada, anayasayı ihlal suçunu başarıya ulaştırmak üzere temin edildiği, Büyükyazıcı'nın gözaltına alınacak kişiler için kelepçeleri el altında bulundurduğu kaydedildi.
Bu kadar çok sayıda plastik kelepçenin şüpheliye ait araçta bulunmasının, bunların askeri darbe sırasında kullanılacağını gösterdiği belirtildi.
Vatandaşları '092635' Plakalı Tankla Ezdiler
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Mamak 28. Piyade Tugay Komutanlığına bağlı tank taburu personelinin katıldığı eylemlerle ilgili 64 kişi hakkında düzenlenen iddianamede, 092635 plakalı tankın, yolu kapatan polis aracını namlusuna takıp İnönü Caddesi'ndeki sivillerin üzerine sürüldüğü belirtildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında 28. Piyade Tugay Komutanlığına bağlı tank taburu personelinin katıldığı eylemlerle ilgili 64 kişi hakkında iddianame düzenleyerek Ankara 18. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi.
İddianamede, eski 28. Tugay Kurmay Başkanı Savaş Kabaklı'nın talimatıyla hareket eden 16 tankın, tabur komutanı Nuri Büyükyazıcı'nın komutasında Genelkurmay Başkanlığına doğru yola çıktığı ancak tanklardan birinin yolunu kaybettiği için veya gelen başka bir emirle Cumhurbaşkanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığının bulunduğu Beştepe'ye gittiği aktarıldı.
Genelkurmay Başkanlığı önüne gelen tankların, vatandaşların direnişiyle karşılaştığı kaydedilerek, şüphelilerden eski yüzbaşı Fatih Anaz'ın komuta ettiği 092635 plakalı tankın, yolu kapatan polis aracını namlusuna takıp İnönü Caddesi'ndeki sivillerin üzerine sürüldüğü bildirildi.
'Vatandaşlar köprüden düştü
İddianamede, Anaz'ın, Kara Kuvvetleri Komutanlığında çalıştığı, şüpheli Abdullah Çakır ile tank taburuna geldikleri, taburla hiçbir ilgisi olmayan şüphelinin 092635 plakalı tankın komutanlığını devralıp bu tank ile askeri darbenin başarılı olması için Genelkurmay Karargahı'na gittiği bilgisine yer verildi. Anaz'ın komuta ettiği tankı, uzman Ali Aksoy sürdü. Uzman Şerafettin Atmaca nişancı, asteğmen Ersel Yaşar da doldurucu olarak tankta yer aldı.
Vatandaşların İnönü Caddesi'ndeki köprüden düşerek şehit olmasına ve yaralanmasına yol açan olay iddianamede şöyle anlatıldı:
'Gençlik Caddesi'ne gelen 12 zırhlı mekanize aracı, vatandaşlar ve polisin müdahalesi sonucu Genelkurmay Başkanlığına giremedi. Bir müddet Gençlik Caddesi'nde bekleyen bu gruba Genelkurmay Başkanlığı içine girmeyen 2 tank, 87. Sokak veya Mareşal Fevzi Çakmak Caddesi'ni kullanarak katıldı. Bu 2 tank, Gençlik Caddesi'nde havaya ateş açarak ve ters şeritten ilerleyerek yolda bulunan araçları ezip vatandaşları yaraladı.
Bu tanklarla birlikte 3 zırhlı araç, Necatibey Caddesi'ne ters istikametten girerek Kumrular Caddesi'nden Milli Müdafaa Caddesi'ne çıktı. Genelkurmay Başkanlığı içerisine girmeye çalışan tanklardan 092635 plakalı olan, yolu kapatan polis aracını namlusuna takarak İnönü Caddesi köprü üzerinde bulunan sivil vatandaşlara çarptı. Tank, ezerek ve yoldan alt geçide düşürerek vatandaşların şehit olmalarına ve yaralanmalarına sebep oldu.'
'FETÖ Genelkurmaya saldıracak'
İddianamede, tankın içinde bulunan personelin ifadelerine de yer verildi. Fatih Anaz, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığındaki ifadesinde, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Personel Temin Merkezi Başkanlığına tayin olduğunu, 11 Temmuz 2016'da görevine başladığını, 15 Temmuz 2016'da normal mesaisini yaptığını, saat 18.00 sıralarında mesaiyi bitirip evine gittiği anlattı.
Binbaşı Abdullah Çakır'ın saat 21.30 sıralarında kendisini aradığını belirten Anaz, şunları söyledi:
'Bahçelievler'de Abdullah Çakır ile buluştuk. Çakır, bana 'Sen çıktıktan sonra Kara Kuvvetlerinden mesaj geldi, alarm verileceği söylendi.' dedi. Çakır ile 28. Mekanize Tugayına gittik. Burada kimseyi tanımıyorduk. Garajlar bölgesine gönderildik. Burada hareketlilik vardı. Gelen personeli tanklara bindiriyorlardı. Tabur Komutanı Nuri Büyükyazıcı, 'Sizler de bir tanka binin.' dedi.
Komutan, orada bulunanlara, Genelkurmaya FETÖ'nün saldıracağını, halkın da propaganda yapacağını söyledi. Ben de tabur komutanının emriyle bir tanka bindim. Genelkurmay Karargahı'na saat 01.00 sıralarında vardık. Buraya geldikten sonra tank kapaklarını açtık. Genelkurmaya girdikten sonra sivil halkla hiç karşılaşmadık. Yanımızdaki ve tanktaki silahları sivil halka karşı kullanmadık.'
'Acımayın, ezin geçin'
Asteğmen Ersel Yaşar da Ankara Emniyet Müdürlüğündeki ifadesinde, Adil Baykal'ın bütün personele gece mesaisine gelmeleri yönünde mesaj attığını belirterek, şunları söyledi:
'Tankımıza yüzbaşı Fatih Anaz isimli şahıs geldi. Adil Baykal, telsizden, FETÖ'nün üst komutanları tarafından Genelkurmay Başkanlığının ele geçirildiğini, Genelkurmay Başkanı'nın rehin alındığını, polisle birlikte hareket ederek oranın emniyetini alacağımızı söyledi.
Bir müddet kapaklar açık devam ettikten sonra kapakları kapatıp pencereden baktığımda Genelkurmay Başkanlığına geldiğimizi anladım. Yüzbaşı Fatih Anaz, vatandaşları göstererek 'Bunlar FETÖ'cü. Bunlara acımayın, ezin geçin. Gerektiğinde ben atış emri vereceğim.' dedi. Aynı anonsu Nuri Büyükyazıcı'nın talimatıyla Turan Baysal da yaptı.'
Ali Aksoy da ifadesinde, Genelkurmayda asteğmen Ersel Yaşar'ın telefonundan devresi ile mesajlaştığını ve kendilerinin Genelkurmay Başkanlığına darbe girişimi amacıyla getirildiklerini öğrendiğini, tank içerisinde bulunan Fatih yüzbaşı ile konuştuklarını, Fatih yüzbaşının 'Böyle bir şey yok.' diyerek konuyu geçiştirmeye çalıştığını belirtti.
Şerafettin Atmaca da Kızılay kavşağına kadar geldiklerini, yolda herhangi bir engelle karşılaşmadıklarını aktararak, 'Akay Kavşağı istikametine giderken yolda ezilmiş polis aracı ve sivil araç gördük. O aracın üzerinden biz de geçtik. Önümüzdeki tankın orta refüjden geçtiğini gördük. Biz de orta refüjden karşıya geçtik. Sağa dönerek Genelkurmaya girdik. Güzergahı tam olarak göremedik. İçinde bulunduğumuz tank, hiçbir engele takılmadan Genelkurmay Başkanlığına geldi.' ifadesini kullandı.
Öte yandan, Kızılay, Genelkurmay Başkanlığı önü ve Gençlik Caddesi'nde vatandaşların tanklara direnişi, zırhlı araçların verdiği hasar ve yaralanan vatandaşlara ilişkin görüntüler de iddianamede yer aldı.
TANKLARI KOMUTA ETMELERİ İÇİN BAŞKA BİRLİKLERDEN SUBAY GÖREVLENDİRMİŞLER
Şüphelilerin alınan ifadelerinde faaliyetleri 'emir komuta zinciri' içerisinde gerçekleştiklerini beyan ettikleri kaydedilerek, şüphelilerden eski Tabur Komutanı Yarbay Nuri Büyükyazıcı'nın bütün emirlerini telsiz ve diğer haberleşme aracı ile tank komutanı veya personele harekat astsubayı şüpheli Turan Baysal'ın ulaştırdığı bildirildi. Kışladan çıkan tank ve diğer zırhlı araçları komuta etmesi amacıyla başka birliklerden subay rütbesinde kişilerin görevlendirildiği, tanklara bu kişilerin tabur komutanının emriyle bindirildiği ve şüphelilerin kendi komutanları olmayan tanımadıkları ve subay olduğunu bile bilmedikleri kişilerin emrine girerek o yönde hareket ettiklerine yer verildi.
'DARBE GİRİŞİMİNİ ÖNLEMEK İÇİN ÇIKAN HALKA SERSERİ GİBİ SALDIRDIKLARI ANLAŞILMIŞTIR'
Darbe girişiminden haberi olmayan halkın 28. Mekanize Tank Taburundan çıkan 16 tankı ve 2. Mekanize Piyade Taburundan çıkan ZPT ve ZMA türü araçları görmeleri üzerine sevinç gösterileri yaptıkları, darbe girişimini öğrenmeleri üzerine sevinç gösterilerinin yerini engelleme, durdurma, taşlama, darbeden vazgeçirmenin aldığı vurgulanan iddianamede şu tespitlere yer verildi:
'Mamak 28. Mekanize Tugayından toplam 16 tank ile askeri darbeyi gerçekleştirmek üzere Genelkurmay Başkanlığına sevkiyat yapıldığı, 092630 plakalı tankın yolda gideceği güzergahı kaybettiği, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ve Jandarma Genel Komutanlığının bulunduğu kavşağa gittikleri, askeri darbeyi gerçekleştirmek için tugaydan yola çıkan tankların Ankara sokaklarında şaşkın bir şekilde dolaştıkları, darbeyi önlemek için sokağa çıkan sivil insanlara gece boyunca serseri gibi saldırdıkları anlaşılmıştır. Mamak 28. Mekanize Tugayı içindeki Tank Taburu Komutanı şüpheli Yarbay Nuri Büyükyazıcı'nın yönettiği tanklarla Sıhhiye Köprüsü'ne geldiği, buradaki barikatı aşmak için önüne çıkan sivil kişilere tabancayla ateş ettiği, şüpheli Nuri Büyükyazıcı'nın yönettiği 092624 plakalı tankın Sıhhiye, Kızılay ve diğer güzergahlar ile özellikle Genelkurmay Başkanlığı önünde kişilerin üzerine sürüldüğü, içindeki askerler tarafından sivillerin üzerine ateş açıldığı, ilk önce bu tankın Sıhhiye, Kızılay ve Genelkurmay Başkanlığı çevresinde barikat olan sivil araçların üzerinden ezerek geçtiği, kişi mallarına kasten zarar verdiği, diğer tankların bu tankı takip ettiği, şüpheli Nuri Büyükyazıcı'nın Sıhhiye Köprüsü altında müşteki Faruk Sabır'ı ateş ederek dizinden yaraladığı ve engelleme yapan sivil vatandaşları korkutmak için havaya ateş açtığı anlaşılmıştır.'
Darbeci Komutandan "Genelkurmay'ın Kapısını Kırın" Emri
30.04.2017 10:53 Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Mamak 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığına bağlı Tank Taburu personelinin katıldığı eylemlere ilişkin iddianamede, eski Tabur Komutanı Yarbay Nuri Büyükyazıcı'nın Genelkurmay Başkanlığı bahçesine girmek için kapıların kırılması emrini verdiği belirtildi.
Ankara Cumhuriyet Savcısı Serdar Coşkun tarafından hazırlanan ve Ankara 18. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianamede yer verilen şüpheli ve tanık ifadeleri, Büyükyazıcı'nın darbe girişiminde oynadığı rolü gözler önüne serdi.
Buna göre, şüpheli Selim Gedikli, verdiği ifadede, Büyükyazıcı'ya telsizden tanklarla Genelkurmay Başkanlığının bahçesine girmeyi teklif ettiğini, Büyükyazıcı'nın da bunu onayladığını söyledi.
Ardından telsizden tüm tanklara en arkadan başlamak suretiyle Genelkurmay'ın arka bahçesine girme emri verildiğini anlatan Gedikli, kapının kapalı olduğunun bildirilmesi üzerine Büyükyazıcı'nın, "Gerekirse kapıyı kırın ve içeriye girin." şeklinde talimat verdiğini aktardı.
Tankların bahçeye girmesi sonrasında Büyükyazıcı'nın Hava Kuvvetleri Komutanlığı kolonlarının olduğu yerde bulunan grubun üzerine ateş edilmesi teklifini de onayladığını dile getiren Gedikli, onayla birlikte gruba doğru ateş edildiğini kaydetti.
"Korkmayın, doğru yerdeyiz"
Büyükyazıcı'nın omzuna tüfek alarak tanktan indiğini ve bir süre dışarıda kaldığını belirten Gedikli, havanın aydınlanmasının ardından Büyükyazıcı'nın, "İnternette çıkan haberlere itibar etmeyin, korkmayın, biz doğru yerdeyiz, komutanımız birazdan gelerek burada basın açıklaması yapacak, onu bekliyoruz." dediğini söyledi.
Tanık olarak ifade veren Özden Demir de daha önceden ihtiyaç olmasına rağmen kışlaya gelmeyen askeri malzeme ve kripto cihazların haziran ayında geldiğini, Nuri Büyükyazıcı'nın tanklara kriptolu iletişim sağlayan koordinat belirleme, kriptolu iletişim kurma, frekans atlatmalı çağrı sistemleri ile irtibat kuran telsizler taktırdığını bildirdi. Demir, bu telsizlerin kriptolu görüşme sağladığını ve bunların bölük komutanına tahsisli çift antenli tanklara takıldığını belirtti.
Bu arada, olay gecesi yaralanan müştekilerden Faruk Savır da yolu kapatıp tankların geçişine engel olmaya çalıştığı sırada Nuri Büyükyazıcı'nın tabancayla kendisine ateş ederek sağ dizinden yaraladığını söyledi.
Darbeci Komutan Gözünü Kırpmadan Vurdu
03.05.2017 13:28 Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Mamak 28. Mekanize Piyade Tugayına bağlı Tank Tabur komutanı eski Kurmay Yarbay Nuri Büyükyazıcı'nın, darbeyi önlemek için toplananlara tank üzerinden hedef gözeterek ateş ettiği ve bir vatandaşı dizinden yaraladığı anlar görüntülere yansıdı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan Mamak 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığına bağlı Tank Taburu personelinin katıldığı eylemlere ilişkin iddianame ekinde 15 Temmuz gecesi vatandaşların çektiği görüntülere de yer verildi.
Görüntülerde, bir grup vatandaşın Sıhhiye'de Kızılay istikametine giden tanklara engel olmaya çalıştığı anlar yer aldı.
Eski Tabur Komutanı Kurmay Yarbay Nuri Büyükyazıcı'nın kulesinde bulunduğu en öndeki tankın, ateş ederek ilerlediği, refüjdeki bariyerleri ezerek karşı şeride geçtiği görüldü.
Yoluna devam eden tankın önünün açılmasına rağmen, tank kulesindeki Büyükyazıcı'nın, hedef gözeterek darbeyi önlemeye çalışan vatandaşlardan Faruk Sabır'a tabancayla ateş ettiği ve dizinden yaraladığı anlar da cep telefonuyla görüntülendi. Kayıtlarda, Büyükyazıcı'nın üzerinde bulunduğu ilk tankın ardından 5 tankın daha Kızılay istikametine hareket ettiği görüldü.
İddianamede ifadesine yer verilen Faruk Sabır, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısı üzerine darbeyi önlemek için Kızılay Meydanı'na gitmek özere kardeşi Hakkı Sabır ile Sıhhiye'ye geldiğini anlattı.
Polis tarafından burada kurulan barikatta durdurulduğunu belirten Sabır, polislerle konuşurken tankların geldiğini, silahlarla üzerlerine ateş açıldığını söyledi.
Bir tankın üzerindeki kişiye "Siz de vatan evladısınız yanlış yapıyorsunuz." dediğini aktaran Sabır, askerin, kardeşi ve kendisine hedef gözeterek ateş ettiğini, sağ diz kapağından yaralandığını bildirdi.
İddianamede, Sabır'ın vurulma anına ilişkin görüntüler üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde tank kulesindeki askerin görüntülerinin netleştirildiği, bunların gösterildiği diğer şüphelilerin tabancayla ateş eden kişinin Nuri Büyükyazıcı olduğunu belirttikleri kaydedildi.
Ayrıca, tank üzerinden ateş eden kişinin kimliğinin belirlenmesi amacıyla 28. Mekanize Tugay Komutanlığına yazılan yazıya verilen cevapta tabancayla ateş eden kişinin şüpheli Nuri Büyükyazıcı olduğunun bildirildiği ifade edildi.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-06 Nisan (2017) 'Ankara Mamak 28. Mekanize Tugayı Darbe Yap. 38 sanık' davası
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-19 Nisan (2017) 'Ankara Mamak 28. Mekanize Tugayı Darbe Yap. 268 sanık' davası
(29 Nisan 2017, 14:19), son güncel.: (03 Mayıs 2017, 13:28)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: