Kamuoyunda 'Selam-Tevhid' olarak bilinen soruşturmada binlerce kişi hakkında usulsüz dinleme kararı vermekle suçlanan 54 hakim ve savcının yargılandığı davaya Ankara Yargıtay'da sanık savunmalarıyla devam edildi. Öte yandan, sözde 'Selam-Tevhid' soruşturması kapsamında usulsüz dinleme kararları veren eski cumhuriyet savcısı Ramazan Saban hakkında, FETÖ üyesi olmak suçlamasıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianame hazırlandı. Saban'ın, 'terör örgütü üyesi olmak' suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları isteniyor. İddianamede, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Konya Cumhuriyet Savcısı olan Saban hakkında, FETÖ üyesi olmak suçundan soruşturma başlatıldığı ve Saban'ın halen firari olduğu belirtiliyor.
15.04.2017 15:38 Kamuoyunda 'Selam-Tevhid' olarak bilinen soruşturmada binlerce kişi hakkında usulsüz dinleme kararı vermekle suçlanan 54 hakim ve savcının yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.
12.04.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kamuoyunda 'Selam-Tevhid' olarak bilinen soruşturmada binlerce kişi hakkında usulsüz dinleme kararı vermekle suçlanan 54 hakim ve savcının Yargıtay'da yargılandığı davanın bugünkü oturumunda sanık savunmaları alındı.
Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) 'Selam-Tevhid' soruşturmasında kumpas kurduğu iddiasına yönelik soruşturmanın yargı ayağını oluşturan ve Yargıtay 16. Ceza Dairesince görülen duruşma, sanık sayısının fazlalığı, Yargıtay'daki salonların yetersizliği nedeniyle Sincan Cezaevi yerleşkesindeki duruşma salonunda yapıldı.
Heyete Yargıtay 16. Ceza Dairesi Üyesi Mehmet Öztunç'un başkanlık ettiği duruşmaya, sanıklar, avukatları ile müşteki avukatları katıldı.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, sanık Ayhan Bedirhan savunmasına devam etti.
Bedirhan, telefonla yurt dışı görüşmesinde bulunmadığını, suç isnadı yapılan görüşmelerinin mesleki içerikli olduğunu savundu.
İddianamede şüpheli bulunan para transferlerinin, aynı yerde çalıştığı hakim arkadaşlarıyla yaptıkları gün paralarına ilişkin olduğunu ileri süren Bedirhan, yasa dışı bir işlemi banka üzerinden yapmayacağını söyledi.
Mahkeme Başkanı Öztunç'un 'Madem aynı yerde çalışıyordunuz, neden bu alışverişi elden yapmadınız?' sorusu üzerine Bedirhan, 'Uğraşmamak için elden yapmadık, internet bankacılığını kullandık.' dedi.
Mahkeme Üyesi Hamdi Karahan'ın transfer edilen miktarların birbirinden farklı olduğunu belirtmesine karşılık Bedirhan, gün için adam başı aylık bin 500 lira topladıklarını kaydetti.
Mahkeme Üyesi Mustafa Kurtaran ise bazı eski HSYK üyelerinin itirafçı olduğunu ve FETÖ üyesi hakim ve savcıların maaşlarının yüzde 10'u gibi bir miktarın himmet olarak toplandığını, bunun da gün veya benzeri organizasyonlarla yapıldığını anlattıklarını anımsattı. Bunun üzerine Ayhan Bedirhan, bu beyanlardan ve beyanlarda söz edildiği şekilde para toplandığından haberinin olmadığını öne sürdü. Bedirhan, bu işlemin belli bir dönemi kapsadığını dile getirerek, ' İçim çok rahat, bunlar gün parasıydı.' diye konuştu.
Daha sonra savunma yapan sanık Metin Özçelik, 1 Ağustos 2011'de 10 kişiye ilişkin toplam 3 karar verdiğini bildirdi. Bunların yasaya uygun verilmiş kararlar olduğunu savunan Özçelik, atılı suçlamaları kabul etmediğini vurguladı. Özçelik, dinleme kararı verdikleri isimler arasında siyasi, bürokrat gibi tanınmış kimseler bulunmadığına dikkati çekti. Kararlardaki imzaların kendisine ait olduğuna işaret eden Özçelik, daha önce bu imzalara ilişkin bilirkişi incelemesi talebinden vazgeçtiğini hatırlattı.
Sanık Mustafa Başer de 17 dinleme ve teknik takip kararına imza attığını, hukuki olarak kararlarının arkasında olduğunu söyledi. Dinleme kararı verdiği isimlerin kamuoyunca bilinen kişiler olmadığını ifade eden Başer, 'Esasen bunu hakimin denetleme imkanı da yoktur.' görüşünü savundu.
Başkan Öztunç'un, dinleme kararı verdiği isimler arasında İran Konsolosluğunda görevli 2 kişinin bulunduğunu anımsatması üzerine Başer, 'Selam-Tevhid örgütü İran merkezli olduğu için bu durumu yadırgamadım.' ifadesini kullandı.
Sadece T.C. kimlik numarası bulunan dinleme taleplerini nasıl kabul ettiği sorulan Başer, 'Kolluğa, 'Eğer kimlik numarasını buluyorsanız, diğer bilgilerini de bulabilirsiniz.' dedim. Ancak acil olduğunu söyledikleri için terörle mücadeledeki hassasiyet nedeniyle karar verdim.' şeklinde konuştu.
Duruşmaya yarın devam edilecek.
13.04.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
13 Nisan'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) 'Selam-Tevhid' soruşturmasında kumpas kurduğu iddiasına yönelik soruşturmanın yargı ayağını oluşturan ve Yargıtay 16. Ceza Dairesince görülen duruşma, sanık sayısının fazlalığı, Yargıtaydaki salonların yetersizliği nedeniyle Sincan Cezaevi yerleşkesindeki duruşma salonunda yapıldı.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi Üyesi Mehmet Öztunç'un heyete başkanlık ettiği duruşmaya sanıklar, avukatları ile müşteki avukatları katıldı.
Sanıklardan, Şike ve Odatv davalarına da bakan eski hakim Mehmet Ekinci savunmasında, bu dosya kapsamında 5 dinleme ve teknik takip kararı verdiğini söyledi.
Bu kararların tamamının gerçek kimlikler üzerinden verildiğini anlatan Ekinci, bu kişilerin ya sabıkalı olduklarını ya da haklarında öz geçmiş raporları bulunduğunu belirtti.
Dinleme kararlarını kendisinin yazdırdığını kaydeden Ekinci, 'Basit şüpheyi aşan durumlar için dinleme kararı verdim. Bu kararların tamamı usule uygundur. Dinleme kararı verdiğim kişiler masum değil. Masum olanlar 2012'den sonra dinlenenler. Hainler saptırmasaydı bu dosya çok önemli bir dosyaydı.' ifadelerini kullandı.
Örgütün haberleşme programı ByLock'u kullandığına dair raporu reddeden Ekinci, raporda programı yüklediği belirtilen üç telefondan birinin kendisine ait olmadığını, ByLock'u hiç kullanmadığını savundu.
Sanık İsmail Işık da dosyada kendisine suç isnadında bulunulan 50 dinleme ve teknik takip talebi olduğunu söyledi.
Haklarında açılan soruşturmanın keyfi ve delilsiz olduğunu ileri süren Işık, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başmüfettişliğinin hakkında savunma istediği dinleme taleplerinin kendisi tarafından verilmediğini iddia etti.
Sanık İsmail Işık, dinleme kararları verilen soruşturmayı kendisinin başlatmadığını ve bitirmediğini ifade ederek, sadece bir dönem talep ettiği dinlemeler nedeniyle yargılandığını söyledi.
Mahkemeden dinleme talebinde bulunurken başka bir motivasyonun etkisinde kalmadığını savunan Işık, yaptığı işlemlerin yasaya uygun olduğunu ileri sürdü. Işık, 'Selam-Tevhid soruşturması kurgu olsaydı 63 hakim ve savcı işin içinde olmazdı.' görüşünü savundu.
Sanık Birol Bilen de haklarındaki soruşturmanın usulüne uygun başlatılmadığını iddia etti.
Dosya kapsamında 3 dinleme kararı verdiğini aktaran Bilen, bu kararların yargı yetkisinin kullanılmasından ibaret olduğunu öne sürdü.
İddianamede, dinleme kararlarını talimat üzerine verdiklerinin belirtildiğini dile getiren Bilen, ancak kararların öncesinde ve sonrasında kimden, nasıl talimat alındığının somutlaştırılmadığını savundu.
FETÖ'nün örgüt içi haberleşmede kullandığı 'ByLock' programına ilişkin MİT'ten gelen raporu reddeden Bilen, bu programı hiç kullanmadığını, suçlanabilmesi için mesajlaşma içeriklerinin tespit edilmesi gerektiğini ileri sürdü.
Sanık Ümit Zafer Çolak da dosyanın asıl savcıları yerine dosyada imzası olanlardan hesap sorulmasının suç ve cezanın şahsiliği ilkesine aykırı olduğunu söyledi.
Dinleme talep ettiği isimler arasında siyasi ve bürokrat bulunmadığını aktaran Çolak, taleplerinin uzatmaya ilişkin olduğunu, hakkında ilk kez dinleme talep ettiği kimse olmadığını savundu.
Çolak, 'Ben savcı olarak talep ederim, mahkeme karar vermezse kimse dinlenemez. Dosyada inisiyatif almam söz konusu değildir.' savunmasını yaptı.
Kendisi hakkındaki MASAK raporunda şüpheli görülen para transferlerine değinen Çolak, bunların gün faaliyetlerine ilişkin olduğunu ileri sürdü.
Duruşma yarına bırakıldı.
14.04.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) 'Selam-Tevhid' soruşturmasında kumpas kurduğu iddiasına yönelik soruşturmanın yargı ayağını oluşturan ve binlerce kişi hakkında usulsüz dinleme kararı vermekle suçlanan 54 hakim ve savcının yargılandığı davanın bugünkü oturumunda sanık savunmaları alınmaya devam edildi.
FETÖ/PDY'nin 'Selam-Tevhid' soruşturmasında, kumpas kurduğu iddiasına yönelik soruşturmanın yargı ayağını oluşturan ve Yargıtay 16. Ceza Dairesince görülen duruşma, Yargıtaydaki salonların yetersizliği nedeniyle Sincan Cezaevi yerleşkesindeki salonda yapıldı.
Heyete, Yargıtay 16. Ceza Dairesi Üyesi Mehmet Öztunç'un başkanlık ettiği duruşmaya, sanıklar, avukatları ile müşteki avukatları katıldı.
Duruşmada, 25 Aralık soruşturmasında da görev alan eski hakim Süleyman Karaçöl, bu dosya kapsamındaki usule yönelik itirazlarını dile getirdi.
Hükümetteki isimlere yönelik dinleme kararı vermediğini ifade eden Karaçöl, Selam-Tevhid yapılanmasının mahkeme kararlarıyla varlığı kesinleşen bir örgüt olduğunu, dinleme kararlarını da bu çerçevede verdiğini savundu.
Dinlemeyle ilgili 413 karar verdiğini belirten Karaçöl, bu kadar fazla sayıda karar vermesinin bulunduğu yerde 18 ay görev yapmasından kaynaklandığını ileri sürdü.
O dönemde kendilerine günde 150-200 civarında dinleme talebi geldiğini kaydeden Karaçöl, bu nedenle taleplerin üst kısmını polislerin şablon olarak hazırlamasını istediklerini anlattı.
Suç isnat edilen eyleminin yargı yetkisini kullanmaktan ibaret olduğunu öne süren Karaçöl, 'Dinleme kararı verilen kişilerin kimlerle görüşeceğini bilemem. Bunu savcı, kolluk bilir ancak benden saklarlarsa ben bilemem. Benim yaptığım eylem, uyarma cezası gerektirir.' dedi.
MİT'in, FETÖ'nün örgüt içi haberleşmede kullandığı ByLock programına ilişkin raporunu kabul etmeyen Karaçöl, bu programı kullanmadığını iddia etti. Karaçöl, 'Bu program bende olsa bile suç olur mu?' diye konuştu.
'Hiç mi şüphelenmediniz?'
Mahkeme Üyesi Hamdi Karahan, 'Soruşturma kapsamında 4 yıl dinleme yapılıyor. Raporlara bakıyorsunuz, çoğunun içinde hiçbir şey yok. Bu süreçte gözaltı, tutuklama veya başka bir koruma tedbiri hiç istenmemiş, 4 yıl boyunca çok önemli isimlerle irtibatlı kişiler hedef seçilerek sürekli dinleme yapılmış. Bu durumdan hiç mi şüphelenmediniz?' sorusu üzerine Karaçöl, 'Bu soruya aklımdaki bilgilerle cevap verebilirim, daha sonra ayrıntılı açıklayabilirim. DHKP-C, PKK, FETÖ birbirinden farklıdır. Bunlar aynı şekilde eylem yapmayabilir. Ben taleple bağlıyım. Operasyona karar vermek, dosyanın sahibi savcıya aittir.' ifadelerini kullandı.
SELAM-TEVHİD SAVCISINA FETÖ ÜYELİĞİNDEN HAPİS İSTEMİ
Öte yandan, konuyla ilgili bir gelişme daha yaşandı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) sözde 'Selam-Tevhid' soruşturması kapsamında usulsüz dinleme kararları veren eski cumhuriyet savcısı Ramazan Saban hakkında, FETÖ üyesi olmak suçlamasıyla iddianame hazırladı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçları Soruşturma Bürosu savcılarından Veysel Kaçmaz tarafından hazırlanıp Ankara 18. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianamede, Saban'ın, 'terör örgütü üyesi olmak' suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istendi.
İddianamede, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Konya Cumhuriyet Savcısı olan Saban hakkında, FETÖ üyesi olmak suçundan soruşturma başlatıldığı ve Saban'ın halen firari olduğu belirtildi.
'Ev imamlığı yaptı'
Kamuoyunda 'Selam-Tevhid' olarak bilinen soruşturmada binlerce kişi hakkında usulsüz dinleme kararı vermekle suçlanan savcılar arasında yer alan Saban'ın, soruşturma kapsamında 2012-2013 yılları arasında 14 kişinin iletişiminin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınmasını talep ettiği kaydedildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca yürütülen bir soruşturmada şüpheli olan FETÖ'nün eski 'asker imamı' olduğu belirtilen Hasan Polat'ın, Saban'ın FETÖ'ye bağlı evlerde 'imamlık' yaptığına dair beyanına yer verilen iddianamede, şüphelinin Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca 24 Ağustos 2016'da meslekten ihraç edildiği bildirildi.
Saban'ın cumhuriyet savcısı olması nedeniyle yasadan kaynaklanan yetkilerini, yasalara açıkça aykırı olacak şekilde FETÖ'nün amaç ve hedefleri doğrultusunda kullandığı kaydedilen iddianamede, Saban hakkında 'terör örgütü üyeliği' suçundan dava açılması, dosyanın Yargıtay 16. Ceza Dairesinde görülen ve kamuoyunda 'Selam-Tevhid' olarak bilinen soruşturmada binlerce kişi hakkında usulsüz dinleme kararı vermekle suçlanan 54 hakim ve savcının yargılandığı davayla birleştirilmesi istendi.
Saban'ın yakalanması için çalışmaların devam ettiği kaydedildi.
Paralel yapı-11 Aralık (2015) 'Selam kumpasına karışan 54 hakim-savcı' davası (Yargıtay)
Paralel yapı-09 Kasım (2015) 'İstanbul Selam-Tevhit Soruşturmasında Kumpas 122 sanık' davası
Paralel yapı-Selam-Tevhit kumpası
(15 Nisan 2017, 15:38)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: