İstanbul'da, Hrant Dink soruşturması kapsamında, FETÖ lideri Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, Mehmet Faruk Mercan, avukat Halil İbrahim Koca, kapatılan Zaman Gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ve gazeteci Adem Yavuz Arslan hakkında yakalama kararı çıkarıldı. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Gökalp Kökçü yakalama talebinin gerekçesinde Ogün Samast ile Jandarma görevlilerinin Türk bayrağı ile çekilen görüntüsünün kaynağının Koca olduğunu ileri sürdü. Savcı Kökçü, 30 Ocak 2007'de görüntüleri yayınlayan Ercan Gün, Ekrem Dumanlı, Faruk Mercan, Adem Yavuz Arslan ve avukat Halil İbrahim Koca'nın buluştuğunu ve görüntülerin polislerin 'abi'liğini yapan avukat Koca tarafından verildiğini iddia etti. Yazıda görüntülerle Dink cinayetinin arkasında ulusalcıların olduğu algısı yaratıldığı ve Ergenekon operasyonları için zemin oluşturulduğu iddia edildi. Dink cinayetinin 'Türkiye Cumhuriyeti Anayasal düzenini yıkmak için tasarlanmış bir eylem' olduğuna vurgu yapan savcı Kökçü, 'bunların ABD İstihbarat teşkilatı CIA'in kontrolünde bulunan Gülen'in emrindeki FETÖ mensupları tarafından gerçekleştirildiğini' belirtti. Savcı Kökçü, Öz'ün Alman İstihbarat servisinin korumasında olduğunun altını çizdi.
25.03.2017 15:19 Hrant Dink soruşturması kapsamında, FETÖ lideri Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, Mehmet Faruk Mercan, avukat Halil İbrahim Koca, kapatılan Zaman Gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ve gazeteci Adem Yavuz Arslan hakkında yakalama kararı çıkarıldı.
21 ve 22 Mart'taki gelişmeye göre, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin soruşturmayı yürüten savcı Gökalp Kökçü'nün, FETÖ lideri Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, Mehmet Faruk Mercan, avukat Halil İbrahim Koca, kapatılan Zaman Gazetesi eski genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı ve gazeteci Adem Yavuz Arslan hakkında yakalama kararı çıkarılması talebi, Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği tarafından değerlendirildi.
İstanbul 6'ıncı Sulh Ceza Hakimliği, adreslerinin tespitinin mümkün olmaması, tüm aramalara rağmen şüphelilere ulaşılamaması ve kendilerine çağrı yapılamadığı gerekçesiyle 6 isim hakkında yakalama kararı çıkardı.
Soruşturma Savcısı Gökalp Kökçü, dün akşam saatlerinde, Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'ne yazı yazarak, FETÖ lideri Fetullah Gülen hakkında 'silahlı terör örgütü kurma veya yönetme', 'suç işlemek amacıyla örgüt kurma' ve 'kasten öldürmek' suçlarından tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasını talep etmişti. Savcılık ayrıca, firari eski savcı Zekeriya Öz, kapatılan Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni firari şüpheli Ekrem Dumanlı, avukat Halil İbrahim Koca, gazeteci Adem Yavuz Arslan ve Mehmet Faruk Mercan hakkında ise 'silahlı terör örgütüne üye olmak' ve 'kasten öldürmek' suçlarından tutuklamaya yakalama kararı çıkarılmasını istemişti.
8 KİŞİ HAKKINDA DAHA GÖZALTI KARARI VERİLMİŞTİ
Savcılık, Dink cinayeti hükümlüsü Ogün Samast'ın 20 Ocak 2007'de Samsun Otogarı'nda yakalandıktan sonra Samsun Jandarma Komutanlığı ve Emniyet Müdürlüğüne bağlı birimlerde gözaltında tutulduğu sırada Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Vatan toprağı kutsaldır, kaderine terk edilemez.' sözü bulunan Türk bayrağı önünde çekilen fotoğraflar ve videoların 2007 ve 2016 yılının Eylül ayında bazı medya kuruluşlarında yayınlanmasına ilişkin 8 şüpheli hakkında gözaltı kararı vermişti.
6 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI, 2 KİŞİ ARANIYOR
Bunun üzerine 6 ilde düzenlenen eş zamanlı operasyonda, gazeteci Muammer Ay ile Murat Bayrak, Yüksel Avan, Birol Ustaoğlu, Yakup Kurtaran ve Ahmet Çetiner gözaltına alındı. Hakkında gözaltı kararı bulunan iki şüpheli ise aranıyor.
Her taşın altından çıkan avukat
Hrant Dink cinayeti soruşturmasında hakkında yakalama kararı çıkarılan avukat Halil İbrahim Koca'nın ilginç bağlantıları saptandı.
Koca, MHP'ye kaset kumpası soruşturmasının şüphelilerinden Tarkim Havacılık'ın sahibi İbrahim Faruk Bayındır ile bir havayolu şirketinin ortağıydı. Bayındır, ABD'ye kaçtı, eşi ve kardeşi tutuklandı. İngiltere'ye kaçan Koca, Şike davasında bazı Trabzonsporlu yöneticilerin müdafiliğini üstlenmişti. Şike kumpası soruşturmalarında hakkında yakalama kararı çıkmıştı. Koca, ABD'de tutuklu olan 17 Aralık'ın kilit ismi Rıza Sarraf'ın da avukatıydı. Koca aynı zamanda Gülen yapılanmasının etkin olduğu dönemde İstanbul Emniyeti'nin avukatlığını yaptı. 17/25 Aralık operasyonlarından sonra Emniyet avukatlığı iptal edildi. Koca, Polis Akademisi'nde 'İnsan Hakları ve Kamu Hürriyetleri' dersi verdi.
'KAYNAK O'
Savcı Gökalp Kökçü yakalama talebinin gerekçesinde Ogün Samast ile Jandarma görevlilerinin Türk bayrağı ile çekilen görüntüsünün kaynağının Koca olduğunu ileri sürdü. Savcı Kökçü, 30 Ocak 2007'de görüntüleri yayınlayan Ercan Gün, Ekrem Dumanlı, Faruk Mercan, Adem Yavuz Arslan ve avukat Halil İbrahim Koca'nın buluştuğunu ve görüntülerin polislerin 'abi'liğini yapan avukat Koca tarafından verildiğini iddia etti.
Yazıda görüntülerle Dink cinayetinin arkasında ulusalcıların olduğu algısı yaratıldığı ve Ergenekon operasyonları için zemin oluşturulduğu iddia edildi. Dink cinayetinin 'Türkiye Cumhuriyeti Anayasal düzenini yıkmak için tasarlanmış bir eylem' olduğuna vurgu yapan savcı Kökçü, “bunların ABD İstihbarat teşkilatı CIA'in kontrolünde bulunan Gülen'in emrindeki FETÖ mensupları tarafından gerçekleştirildiğini” belirtti. Savcı Kökçü, Öz'ün Alman İstihbarat servisinin korumasında olduğunun altını çizdi.
SAVCILIĞA GÖRE 'HRANT DİNK CİNAYETİNİ KAMU GÖREVLİLERİ PLANLADI. YOLUNU AÇTI. DENETLEDİ. NEZARET ETTİ. ENGELLEMEDİ AMA İŞTİRAK ETTİ'
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Hrant Dink cinayeti soruşturması kapsamında, FETÖ lideri Fetullah Gülen, avukatlar Faruk Mercan, Halil İbrahim Koca, gazeteci Adem Yavuz, firari savcı Zekeri Öz ve kapatılan Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasını talep etti
'FETÖ SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN AMACI DOĞRULTUSUNDA ENGELLEMEDİLER'
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcısı Gökalp Kökçü tarafından Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'ne gönderilen yazıda, 'Hrant Dink cinayeti eylemini gerçekleştiren bir kısım kamu görevlisinin, eylemi başından sonuna kadar planlayıp icrasının yolunu açtıkları ve denetledikleri, cinayetin işlenmesine nezaret ettikleri, eylemi gerçekleştirecek potansiyel şüphelileri ve eylemi gerçekleştirenleri bildikleri halde, FETÖ silahlı terör örgütünün amacı doğrultusunda Hrant Dink'in öldürülmesini engellememişlerdir' denildi.
KUMPASLARIN HAZIRLIĞI BURADA YAPILDI
Yazıda ayrıca, Hrant Dink cinayeti öncesi FETÖ'nün amaçları doğrultusunda Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı'nda 2006 yılında C-5 isimli illegal bir büro kurulduğu ve buradan örgütle bağlantılı olmayan kamu personelinin tasfiyesinin yapıldığı bu büronun 2012 yılına kadar da faaliyet gösterdiği kaydedildi. Yazıda,15 Temmuz darbe girişiminin önünü açmak için Ergenekon, Balyoz gibi kumpas soruşturmalarının hazırlıklarının da bu büroda yapıldığı belirtildi.
DİNK CİNAYETİNİN BYLOCK KULLANAN ŞÜPHELİLERİ
Yazıda, Hrant Dink cinayetinin kamu görevlileri ayağıyla ilgili soruşturmada adı geçen şüphelilerin çoğunda FETÖ'nün kriptolu haberleşme programı Bylock'u kullandığının tespit edildiği de kaydedildi. Söz konusu şüphelilerin, Ramazan Akyürek, Serkan Şahin, Tamer Bülent Demirel, Ufuk Kaba, Volkan Altınbulak, Yılmaz Angın, Yunus Yazar, Murat Çetiner, Bülent Elaldı, Mehmet Altınel, Metin Canbay, Özcan Mumcu, Ömer Faruk Kartın, Osman Gülbel, Mesut Kılıçarslan, Mehmet Uçar, İzzet Akdağ, İbrahim Şevki Eldivan, İbrahim Pala, Hamdi Egbatan, Engin Akçiçek, Coşkun Çakar, Ali Poyraz ve Ali Çınar oldukları belirtildi.
OGÜN SAMAST'IN TÜRK BAYRAKLI GÖRÜNTÜSÜ ALGI OLUŞTURMAK İÇİNDİ
Yazıda Hrant Dink cinayetinin faili Ogün Samast'ın Samsun'da yakalandıktan sonra Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne götürüldüğü Samast'ın beyanına göre, burada eline zorla Türk bayrağı verilerek videosunun çekildiği belirtildi. Bu görüntülerin 10 dakika 20 saniye olduğu ancak Samsun İstihbarat'ın network üzerinden Ali Fuat Yılmazer'in başında bulunduğu C Şubeye 44 saniyelik kısmının gönderildiği belirtildi. Bu görüntülerin daha sonra kapatılan Zaman Gazetesi Müdürü Ekrem Dumanlı, Adem Yavuzarslan, Faruk Mercan ve Avukat Halil İbrahim Koca ile buluşan ve bu soruşturma kapsamında tutuklu bulunan gazeteci Ercan Gün'e haber yapılması için verildiği, ancak görüntülerin Samsun İl Jandarma Komutanlığı'nda çekildi algısı yaratılmak için Ercan Gün'ün Samsun'a gönderildiği belirtildi.
TUTUKLAMAYA YÖNELİK YAKALAMA KARARI TALEP EDİLDİ
Yazıda, bu görüntülerin Samsun İl Jandarma Komutanlığı'nda çekilmiş gibi yayınlanmasıyla Hrant Dink cinayeti arkasında ulusalcılar olduğu algısı yaratılarak Ergenekon operasyonlarının zeminin hazırlandığı ifade edildi. Ergenekon kumpas operasyonlarını yürüten savcının da Zekeriya Öz olduğuna dikkat çekildi. Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'ne gönderilen yazıda, şüpheliler; Ekrem Dumanlı, Adem Yavuzarslan, Mehmet Faruk Mercan, Halil İbrahim Koca ve Zekeriya Öz'ün 'Kasten öldürme' ve 'Silahlı terör örgütü üyeliği' suçlarından, FETÖ lideri Fetullah Gülen hakkında ise ''Silahlı terör örgütü kurma' ve 'Kasten öldürme' suçlarından tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılması talep edildi. Mahkeme de bu talebi kabul etti.
Savcılığın talep yazısında, Dink cinayetine ilişkin 'Anayasa dışı bir güç merkezi olarak, kamu kurum ve kuruluşlarında Fetullah Gülen cemaati adı altında FETÖ/PDY silahlı terör örgütü olarak örgütlenen yapının, anayasal düzeni silah zoruyla cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırıp bu düzen yerine, CIA gibi yabancı devlet istihbaratı kontrolünde bulunan meczup silahlı terör örgütü lideri Gülen'in kontrolünde sapkın dini inançları referans alınarak başka bir düzen getirmek, yasama, yürütme, yargı ve diğer tüm devlet kurumlarını silahlı kuvvetler ve emniyet teşkilatını denetimlerine almak için FETÖ/PDY örgütünün şiddet içeren bir başlangıç eylemidir' denildi.
Dink cinayeti eylemini gerçekleştiren bir kısım kamu görevlilerinin, eylemi başından sonuna kadar planlayıp icrasının yolunu açtıkları ve denetledikleri vurgulanan yazıda, cinayet öncesi FETÖ örgütünün amaçları doğrultusunda, Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürlüğünde 2006 yılında yasa dışı olarak kurulup 2012 yılına kadar çete faaliyeti yürüten C-5 Büro Amirliğinde, FETÖ mensuplarınca Silahlı Kuvvetler ve emniyet teşkilatında terör örgütüyle iltisaklı olmayan kamu personeli ile ilgili tasfiyelerin yapıldığı anlatılarak, örgüt tarafından, 15 Temmuz askeri darbe kalkışmasının önünü açmak için Ergenekon, Balyoz kumpas soruşturmalarının hazırlıklarının yapıldığı kaydedildi.
Cinayetten sonra örgüt mensuplarının Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı ve İl İstihbarat Müdürlüklerindeki kadroları işgal ettikleri bildirilen yazıda, 'Yapılan tasfiyeler ve kadrolaşmalardan sonra Oda TV, Şike, MİT soruşturması, 17-25 Aralık kumpas ve darbe soruşturmaları yapılmış, sonucunda örgütün nihai amacının sağlanmasının temini maksadıyla Türkiye Cumhuriyetinin anayasal düzenini cebir ve tehdit kullanarak değiştirilmesi için 15 Temmuz başarısız askeri darbe kalkışmasında bulunulmuştur.' değerlendirmesi yapıldı.
Cinayete ilişkin bir kısım kamu görevlileri hakkında dava açıldığı, aralarında Ramazan Akyürek, Coşgun Çakar, Tamer Bülent Demirel ve Yunus Yazar'ın da bulunduğu 24 kişinin örgütün şifreli mesajlaşma programı olan 'ByLock' kullanıcısı oldukları kaydedilen yazıda, şu ifadeler yer aldı:
'Cinayetin Türkiye kamuoyu ve Ermeni diasporasının etkin olduğu Avrupa ve Amerika'daki etkisi, gerçekleştirilen eylemin şiddet içeren silahlı örgütsel konumları ve sonucunda, bürokrasi kadrolarının ele geçirilmesi nedeniyle, eylemin FETÖ lideri Gülen'den bağımsız olarak, bilgi ve onayı dışından gerçekleştirildiğinin kabulü mümkün değildir.'
Samast'ın görüntüsü
Yazıda, Dink cinayetinin faili Ogün Samast'ın 20 Temmuz 2007'de, Samsun'da yakalandıktan sonra Samsun Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne götürüldüğü anlatılarak, Samast'ın beyanına göre 'Dink'in cesedi başında öldürülmekten korktuğu için açamadığı Türk bayrağını, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde jandarma ve emniyet görevlilerince zorla eline tutuşturularak açtırılmış görüntülerin alındığı' ifade edildi.
Savcılığa teslim edilen görüntüler 10 dakika 20 saniye olmasına rağmen, Samsun Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğünce, network üzerinden, başında Ali Fuat Yılmazer'in bulunduğu İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürlüğüne gönderilen görüntülerin 44 saniye olduğu belirtilen yazıda, 'Soruşturmanın tutuklu şüphelisi Ercan Gün, 30 Ocak 2007'de Zaman gazetesinde halen yurt dışında kaçak olarak bulunan FETÖ'nün medya tetikçileri Ekrem Dumanlı, Adem Yavuz Arslan ve Mehmet Faruk Mercan ile örgüt içerisinde 'abi' konumda bulunan avukat Halil İbrahim Koca ile buluşmuş, kendisine haber olarak yayınlayacağı görüntüler burada verilmesine rağmen, görüntülerin Samsun Jandarma Komutanlığında çekildiği algısı yaratılması için Samsun'a gönderilmiştir.' değerlendirmesinde bulunuldu.
Şüpheli Gün'ün yayınladığı görüntülerin, network üzerinden Yılmazer'e gönderilen 44 saniyelik görüntüler olduğu bilgisi verilen yazıda, bu görüntülerin Samsun Jandarma Komutanlığında çekilmiş gibi yayınlanmasıyla, Dink cinayetinin arkasında 'ulusalcılar' olduğu algısı oluşturularak, Ergenekon operasyonlarının zemininin hazırlandığı ve cinayetin medya tetikçiliğiyle oluşturulan kumpasla yerine getirildiği kaydedildi.
'Zekeriya Öz, Alman istihbaratının korumasında'
Ergenekon ve kumpas operasyonlarını yürüten savcının Zekeriya Öz olduğu, Öz'ün halen Almanya'da Alman istihbarat servisinin korumasında bulunduğunun altı çizilen yazıda, yine cinayet soruşturmasında tutuklu Muharrem Demirkale'nin cinayet öncesi ve sonrasındaki görev ve bağlantılarına dikkat çekildi. Demirkale'nin Dink cinayeti sırasında, İstanbul Jandarma Komutanlığında görev yaptığı ve Ogün Samast'ı izlediği, yine Demirkale'nin cinayetin hem öncesinde hem de sonrasında eski savcı Zekeriya Öz ve emniyet istihbaratçısı Ali Fuat Yılmazer'le telefon irtibatının bulunduğu ifade edilen yazıda, Muharrem Demirkale'nin 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, Jandarma Genel Komutanlığı binasında çatışma sonucu yaralı olarak ele geçirildiği hatırlatıldı.
8 TUTUKLAMA
28.03.2017 22:18 İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Gökalp Kökçü tarafından cinayete ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan gazeteci Muammer Ay ile dönemin Samsun İl Jandarma Komutanlığı KOM Şube Müdürü Murat Bayrak, Astsubay Yüksel Avan, dönemin Samsun Jandarma İl Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Birol Ustaoğlu, dönemin Samsun Emniyet İl Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürü Yakup Kurtaran, dönemin Samsun İl Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Nöbetçi Amiri Ahmet Çetiner, dönemin Samsun Jandarma İl Komutanlığı Asayiş Müdürü Atilla Güçoğlu ve dönemin Samsun İl Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdürlüğü emniyet amiri Metin Balta, çıkarıldıkları sulh ceza hakimliği tarafından "Silahlı terör örgütü üyeliği" ve "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlarından tutuklandı.
Şüphelilerin, Hrant Dink'in katili Ogün Samast'ın Samsun Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde Türk bayrağı ile çekilen görüntülerde yer alan polis ve jandarmalar olduğu, söz konusu görüntülerin daha sonra FETÖ mensuplarınca algı oluşturmak için medya kuruluşlarına servis edildiği iddia edildi.
Ogün Samast'ın Çekilen Görüntülerinde Fetö İzleri
Hrant Dink cinayeti soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve tutuklanması talebiyle hakimliğe sevk edilen, aralarında gazeteci, emniyet ve jandarma görevlilerinin de bulunduğu 8 şüphelinin, cinayetin faili Ogün Samast'a ait bilgileri, yakalanmadan 2 saat önce bildikleri ve FETÖ örgütünün amacı doğrultusunda hareket ettikleri öne sürüldü.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Gökalp Kökçü tarafından, cinayete ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, gözaltına alınan 8 şüpheliye ilişkin hazırlanan sevk yazısında, Dink cinayeti davası kapsamında hakkında dava açılan sanıklar ile şüphelilerin irtibatlarına, Ogün Samast'ın yakalandığı ana ilişkin detaylara yer verildi.
Cinayetin faili Ogün Samast'ın eylemi gerçekleştirdikten sonra Bayrampaşa Otogarından "Ogün Bey" adına düzenlenmiş Metro Turizme ait otobüs bileti ile İstanbul'dan Trabzon'a doğru yola çıktığı bilgisinin İstanbul Emniyet Müdürlüğünce elde edildiği belirtilen sevk yazısında, Samast'ın kimliğine dair kamuoyuna hiçbir bilginin yansımamasına, medyada yayınlanmış beyaz bereli bir fotoğraftan başka eşkali ile ilgili bir bilgi bulunmamasına ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevlilerinde "Ogün Bey" ismiyle adına bilet düzenlenen kişinin tetikçi Ogün Samast olduğuna dair kesin bir bilgi olmamasına rağmen, gazeteci Muammer Ay'ın 20 Ocak 2007'de saat 21.03'te eski Samsun Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürü şüpheli Yakup Kurtaran ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiği aktarılarak, "Saat 21.06'da Samsun Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli astsubay şüpheli Birol Ustaoğlu'na, İstanbul'dan Trabzon'a doğru hareket halinde olan ve Samsun'a yaklaşan Metro Turizm'e ait otobüs içinde Dink cinayetini gerçekleştiren Samast'ın bulunduğu bilgisini verdiği tespit edilmiştir." denildi.
Samsun Otogarına saat 22.45 sıralarında gelen otobüste bulunan Samast'ın jandarma ve emniyet görevlilerince yakalandığı, yakalanma tutanağına saat 23.00 olarak yazıldığı kaydedilen sevk yazısında, otogar içerisinde bulunan Yeşilkent Jandarma Karakolunda üst araması, kimlik tespiti ve parmak izi çalışmaları yapıldıktan sonra Samsun Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdürlüğüne götürüldüğü anlatıldı.
Sevk yazısında, Samsun Emniyet Müdürlüğü TEM Şubesinde Ogün Samast'ın fotoğraf ve video çekimlerinin, emniyet ve Samsun Jandarma Komutanlığı görevlilerince yapıldığı belirtilerek, "Görevlilerce Ogün Samast'a zorla Türk Bayrağı açtırılmış. Ayrıca Atatürk'ün 'Vatan toprağı kutsaldır, kaderine terk edilemez' sözünün yer aldığı, üzerinde Türk Bayrağı bulunan poster önünde de fotoğrafları çekilmiş, bu fotoğraflar daha sonra FETÖ/PDY örgütünce Dink cinayeti ile hedeflenen algının yaratılabilmesi amacıyla medya kuruluşlarına servis edilmiştir. Hedeflenen algının oluşturulmasından sonra FETÖ/PDY terör örgütünün amacı doğrultusunda asker ve emniyet bürokrasisini hedef alan tasfiyeye dönük soruşturmalara başlamıştır." ifadesi kullanıldı.
Şüphelilerden dönemin Samsun Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdürlüğü Emniyet Amiri Metin Balta'nın, Ogün Samast'ın TEM Şube Müdürlüğünde fotoğraf çekimlerinin yapılması için talimat verdiği, şüpheli Balta'nın "25 Aralık Darbeye teşebbüs" davasının firari sanıklarından eski emniyet müdürü Hamza Tosun ile 21 Ocak 2007'de saat 15.35'te irtibatlı olduğu ve şüphelinin 15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ'ye iltisakı nedeniyle meslekten ihraç edildiği vurgulanan sevk yazısında, dönemin Samsun Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Nöbetçi Amiri Ahmet Çetiner'in de Ogün Samast'ın Türk bayrağının önünde fotoğraf çekilmesi talimatını verdiği, bu şüphelinin de 15 Temmuz darbe girişiminin ardından meslekten ihraç edildiği belirtildi.
"Bayrağı çıkart Ogün"
Sevk yazısında, dönemin Samsun Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürü Yakup Kurtaran'ın, diğer şüpheli gazeteci Muammer Ay ile 20 Ocak 2007'de saat 21.03, 21.07, 21.10, 21.49, 21.50'de 5 kez telefonla görüştüğü, ayrıca diğer şüpheli dönemin Samsun İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Birol Ustaoğlu ile de Ogün Samast Samsun'a gelmeden telefonla görüştüğü belirtilerek, şüpheli Kurtaran'ın, kamuoyu algısı oluşturmak amacıyla Atatürk'ün "Vatan toprağı kutsaldır. kaderine terk edilemez" sözü önünde Ogün Samast'ın elinde Türk bayrağı olduğu halde, Samast ile birlikte fotoğraf çektirdiği, fotoğraf çekimi sırasında şüpheliler Birol Ustaoğlu ya da Murat Bayrak'ın Samast'a "Bayrağı çıkart Ogün" şeklinde telkinde bulunduklarını beyan ettiği aktarıldı.
Şüpheli Kurtaran'ın, FETÖ şüphelisi ve Dink cinayeti soruşturmasından hakkında yakalama kararı bulunan avukat Halil İbrahim Koca ile 16, FETÖ'nün firari sanıklarından eski emniyet müdürü Hamza Tosun ile 5 kez irtibatlı olduğu belirtilen sevk yazısında, şüphelinin FETÖ'nün şifreli mesajlaşma programı olan ByLock kullanıcısı olduğu ve 15 Temmuz darbe girişiminin ardından meslekten ihraç edildiği belirtildi.
FETÖ ve cinayetin şüphelisi tuğgeneral ile irtibatlılar
Sevk yazısında, gazeteci Muammer Ay'ın, cinayetin faili Ogün Samast'ın kimliği ve nerede olduğu, nereye gittiği bilinmemesine rağmen 20 Ocak 2007'de Samast yakalanmadan yaklaşık 2 saat önce, Samast'ın kimlik bilgilerini ve Samsun'a doğru hareket eden bir otobüste yolcu olarak bulunduğunu, FETÖ silahlı terör örgütündeki bağlantıları nedeniyle söz konusu bilgileri öğrenerek örgütsel faaliyet kapsamında, edindiği bilgiyi şüpheliler Yakup Kurtaran, Birol Ustaoğlu ve Atilla Güçlüoğlu ile paylaştığı, kapatılan Bank Asya'da 2 hesabının bulunduğu aktarıldı.
Dönemin Samsun İl Jandarma Komutanlığı Asayiş Müdürü şüpheli Atilla Güçoğlu'nun, şüpheliler ile Ogün Samast yakalanmadan önce defalarca irtibata geçtiği, Güçoğlu'nun da Ogün Samast ile fotoğraf çektirdiği anlatılan iddianamede, şüphelinin MİT tırları soruşturmasından ve bu soruşturma kapsamında tutuklanan eki tuğgeneral şüpheli Hamza Celepoğlu ile 3 telefon irtibatının tespit edildiği vurgulandı.
Sevk yazsısında, dönemin Samsun İl Jandarma Komutanlığı Asayiş Şube Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme Biriminde astsubay olan şüpheli Yüksel Avan'ın, Samast'ın fotoğraf ve kamera çekimlerini yapan şahıs olduğu kaydedildi.
Şüpheli Murat Bayrak'ın, diğer şüphelilerden Birol Ustaoğlu ile irtibatlı olduğu, şüphelinin MİT tırları soruşturmasından ve bu soruşturma kapsamında tutuklanan eski tuğgeneral şüpheli Hamza Celepoğlu ile 4 telefon irtibatının tespit edildiği, yine soruşturanın şüphelilerden Metin Yıldız ile de 2 telefon irtibatının bulunduğu vurgulanan sevk yazısında, şüpheli Bayrak ile ilgili şu tespitler yer aldı:
"TEM Şube Müdürlüğünde Ogün Samast'a kendi cep telefonundan görüntüler izlettirmiştir. Cumhuriyet Başsavcılığımızda bu nedenle ifadesi alınan Samast, şüpheli Murat Bayrak tarafından cep telefonundan kendisine izlettirilen görüntülerin Dink cinayeti sırasında olay yerinde bulunduğu esnada çekilen istihbari görüntüler olduğu beyanında bulunmuştur. Şüpheli Bayrak, şüpheli Birol Ustaoğlu ile birlikte Ogün Samast'a ısrar ederek zorla Türk Bayrağı açtırarak bunun fotoğraf ve kamera kaydını yaptırmışlardır."
Sevk yazısında, Birol Ustaoğlu'nun, örgüt bağlantıları nedeniyle Ogün Samast'ın kimliği, nerede olduğu ve nereye gittiği bilinmemesine rağmen tüm bu bilgileri Muammer Ay'dan öğrendiği, Ustaoğlu'nun Atatürk'ün "Vatan toprağı kutsaldır, kaderine terk edilemez" sözünün yer aldığı afiş önünde, Ogün Samast'ın fotoğraf çekiminin yapılacağı sırada, Atatürk'ün sözünün tam olarak fotoğrafta görülebilmesi amacıyla personele şapkalarını da çıkarttırdığı vurgulandı.
Sevk yazısında, tüm şüphelilerin üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti ile kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunması nedeniyle "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek" suçlarından tutuklanmaları talep edildi.
Paralel yapı-Hrant Dink cinayeti
(25 Mart 2017, 15:19), son güncel.: (28 Mart 2017, 22:18)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: