Askeri Yargıtay 3. Dairesi, asker ve sivillerin yargılandığı davada ´kanun koyucunun iradesi açık´ diyerek sivil mahkemeyi adres gösterdi. Askeri Yargıtay 3. Dairesi ´ihaleye fesat karıştırmak´ suçlamasıyla açılan davada hem sivillerin hem de askerlerin sivil mahkemelerde yargılanması gerektiğine hükmetti. Gerekçede Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi dahil bütün uluslararası hukuk metinlerine atıf var. Askeri Yargıtay, ´Kanun koyucunun iradesi açık´ diyerek AK Parti önergesiyle Meclis´ten geçen yasaya vurgu yaptı. CHP´nin başvurusunu görüşecek Yüksek Mahkeme´ye yol gösterdi. Askeri Yargıtay 3. Dairesi daha önce başka bir davada da benzer bir görüş bildirerek sivil mahkemelerin esas olduğunu vurgulamış, ancak Genelkurmay askeri mahkemesi bu görüşü dikkate almamış ve davanın sivil mahkemeye aktarılması isteğini reddetmişti. Bu gelişme, eski Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu´nun askeri mahkemeleri Meclis´in çıkardığı sivil yasayı tanımamaya çağırmasından kısa süre sonra meydana gelmişti.
Askeri Yargıtay´dan Genelkurmay ve Sabih´i kızdıracak karar
Askeri Yargıtay 3. Dairesi, asker ve sivillerin yargılandığı davada ´kanun koyucunun iradesi açık´ diyerek sivil mahkemeyi adres gösterdi. Askeri Yargıtay 3. Dairesi ´ihaleye fesat karıştırmak´ suçlamasıyla açılan davada hem sivillerin hem de askerlerin sivil mahkemelerde yargılanması gerektiğine hükmetti. Gerekçede Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi dahil bütün uluslararası hukuk metinlerine atıf var. Askeri Yargıtay, ´Kanun koyucunun iradesi açık´ diyerek AK Parti önergesiyle Meclis´ten geçen yasaya vurgu yaptı. CHP´nin başvurusunu görüşecek Yüksek Mahkeme´ye yol gösterdi. Askeri Yargıtay 3. Dairesi daha önce başka bir davada da benzer bir görüş bildirerek sivil mahkemelerin esas olduğunu vurgulamış, ancak Genelkurmay askeri mahkemesi bu görüşü dikkate almamış ve davanın sivil mahkemeye aktarılması isteğini reddetmişti. Bu gelişme, eski Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu´nun askeri mahkemeleri Meclis´in çıkardığı sivil yasayı tanımamaya çağırmasından kısa süre sonra meydana gelmişti.
Askeri Yargıtay: ´Kanun koyucunun iradesi açık´
Askeri Yargıtay 3. Dairesi, ?İhaleye fesat karıştırmak? suçlamasıyla açılan davada hem sivillerin hem de askerlerin sivil mahkemelerde yargılanması gerektiğine hükmetti. Emsal niteliği taşıyan kararda, asker ve sivillerin askeri olmayan bir suçu işledikleri vurgulanarak, yargılama merciinin sivil mahkemeler olduğu belirtildi. Askere sivil yargı yolunu açan yasa 9 Temmuz 2009´da Meclis´te kabul edilmişti. Cumhurbaşkanı Gül´ün onaylamasının ardından CHP, yasanın kısmen iptal edilmesi için Anayasa Mahkemesi´ne başvurmuştu. Yasayla ilgili Anayasa Mahkemesi´nin vereceği karar beklenirken, Askeri Yargıtay 3. Dairesi´nden emsal niteliğinde bir karar geldi.
Uluslararası sözleşmelere atıf
Yasanın yürürlük tarihinden bir hafta sonra çıkan kararda, yeni düzenlemeye atıf yapıldı. Bununla yetinmeyen Askeri Yargıtay, AİHM´nin 1999´da sivilleri askeri mahkemede yargılayan Polonya hakkında vermiş olduğu olumsuz karar ile Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi´nin 14´üncü maddesine ilişkin 1984 tarihli raporun Genel Yorumu´na yer verdi. Askeri Yargıtay, uluslararası kararlara neden bakılması gerektiğini şöyle açıkladı: ?Yürürlülük ve uygulanabilirlik konusunda karar verebilmek için kanun koyucunun iradesini ortaya çıkarmak ve kanunun amacını belirleyebilmek için yorum yapılması gerekmektedir. Yorum yaparken, kanun koyucunun iradesini anlamak için başvurulacak metin dışı araçlar; hazırlık çalışmaları, komisyon raporları, yasama organındaki tartışmalar, hukukun genel ilkeleri, mukayeseli hukuk ve tarihçedir.?
AİHM´e uymak zorundayız
3. Daire, yukarıdaki bilgileri verdikten sonra TBMM´deki görüşmeler sırasında 5918 sayılı Türk Ceza Kanunu ili Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 6. maddesi ile 5271 sayılı CMK´nın 3. maddesindeki değişikliğin önergeyle tasarıya eklendiğine dikkat çekti. Kararda, ?Görüşmeler sırasında verilen bir önerge ile değişiklik tasarıya eklendiğinden ve madde üzerinde konuşma yapılmadığından, kanun koyucunun iradesini ortaya koyabilmek için başvurulacak kanunun hazırlık çalışmaları, komisyon raporları ve yasama organındaki tartışmalar gibi metin dışı araçlar mevcut değildir. Bu durumda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi´nin Türkiye aleyhine açılan davalarla ilgili olarak verdiği kararları dikkate alarak amaçsal bir yorum yapılması gerekmektedir? dendi.
Adres sivil yargı
Hakim Albay Erdoğan Genel başkanlığında dört üyeyle toplanan 3. Daire, oybirliğiyle aldığı kararda şunlara dikkat çekti: ?Tüm bu açıklamalardan sonra 09.07. 2009 tarihinde yürürlüğe giren 5918 sayılı kanunun 6. maddesi ile CMK´nın 3. maddesine eklenen fıkradaki hüküm ile 353 sayılı kanunun 12. maddesinin kısmen değiştirilerek ilga edildiğini, barışta sivil kişiler tarafından işlenen şuçlar bakımından, suçun askeri bir suç olup olmadığına ve asker kişiler tarafından müştereken işlenip işlenmediğine bakılmaksızın askeri mahkemelerin yargılama görevinin sona erdiğini ancak 12. maddenin ikinci tümcesinde yer alan hükmün yürürlükte olduğu yani askeri mahkemelere ve adliye mahkemelerine tabi kişiler tarafından bir suçun müştereken işlenmesi halinde, eğer suç Askeri Ceza Kanunu´nda yazılı olmayan bir suç ise, asker kişiler bakımından da adliye mahkemelerinin görevli olduğunu kabul etmek gerekir.?
Gerekçeleri sağlam bir karar
Askeri Yargıtay 3. Dairesi´nin verdiği kararı değerlendiren emekli Hakim Albay Ümit Kardaş şöyle konuştu: ?Karara göre sivil kişiler askerlerle birlikte bir suç işlediklerinde suçun askeri bir suç olup olmaması önemli değildir. Suç askeri bir suç olsa da siviller sivil yargıda yargılanacaklardır. Böylece yeni değişiklikle 353 sayılı askeri mahkemeler kuruluşu ve yargılama usulü kanununun 12. maddesi kısmen ilga edilmiş olmaktadır. Artık siviller barış zamanında hiçbir suç nedeniyle askeri yargı alanına girmeyeceklerdir. Karara göre ayrıca, sivillerin askerlerle birlikte işledikleri suçlarda suç askeri bir suç değilse askerler de sivil yargıda yargılanacaklardır. Çünkü 353 sayılı kanunun 12. maddesinin askerleri ilgilendiren bölümü yürürlüktedir. Ancak, AKP´nin kritik dönemlerde parça parça değişiklik yapmak yerine, askeri ve sivil mahkemeler arasındaki çelişkileri ortadan kaldıracak toptan bir düzenleme yapması gerekir. Yargıda tekbaşlılık sağlanmalıdır. Askeri Yargıtay, AİHM kararları başta olmak üzere, BM İnsan Hakları Komitesi ve Uluslararası Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi´ne bakmış. Çok alışılagelmiş bir durum ve karar değil. Bu açıdan karar çok önemli.? ( Taraf)
Sabih Kanadoğlu askeri mahkemeleri Meclis´in çıkardığı yasayı takmamaya çağırmıştı
Meclis´in çıkardığı yasa Kontrgerillacıları şok etmişti. Eski onursal yargıtay başsavcıları Vural Savaş ve Sabih Kanadoğlu yasa değişikliğini ağır şekilde eleştirmişlerdi. Değişikliğin anayasaya aykırı olduğunu savunan Kanadoğlu, laik cumhuriyetin tehdit altında olduğunu ileri sürmüş ve askeri mahkemeleri yasayı takmamaya çağırmıştı. Abdullah Gül´ün Köşk´e çıkmasının engellenmesine yönelik 367 krizinin mimarı olan, Ergenekon soruşturmasının engellenmesi, pardon, daha kolay ve sağlıklı yürütülebilmesi için 40 savcı formülü ve benzeri ilginç formüllerle gündeme oturmayı başaran eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, darbecilere sivil mahkeme yolunu açan düzenleme için de yeni bir formül, yeni bir kaos planı ortaya atmıştı. Düşündüğü formülü Uğur Dündar´a anlatan Kanadoğlu´na göre askeri yargı, Meclis´in çıkardığı son yasaya uymayacaktı. Askeri Yargıyı tırpanlayan yeni yasanın Meclis´ten geçmesi üzerine, TV´de canlı yayına katılan Kanadoğlu, yeni yasanın yasadışı olduğunu ilan etmiş ve Anayasa´nın 145. maddesinde askeri yargının görev ve yetkilerinin net bir şekilde belirlendiğini öne sürmüştü. Siz bu Anayasa´da değişiklik yapmadan bir yasayla bu işi halledemezsiniz, daha başka büyük sorunlar çıkarırsınız diyen Kanadoğlu, çıkacak büyük sorunları şöyle sıralamıştı: Anamuhalefet partisi, Anayasa Mahkemesi´nde bunun iptali için dava açar. O da yetmez, elinde o dava bulunan askeri mahkeme, çıkarılan yasanın Anayasa´ya aykırı olduğunu Anayasa Mahkemesi´nde iddia edebilir, gönderebilir.
Sabih: Bir de üçüncü asıl tartışmalı olabilecek ve ortalığı daha büsbütün değiştirecek bir unsur daha var
Şimdi onun kimse farkında değil. Anayasa maddeleri doğrudan uygulanabilir haldeyse, o takdirde mahkemeler yasayı ihmal ederler, Anayasa´yı doğrudan uygularlar. Onun için şu tartışma bunu beraberinde getirebilir. Der ki askeri yargı; bakmakta olduğu davada ´ben yetkimi görevimi Anayasa´dan alıyorum. Bu çıkardığınız yasayı uygulamıyorum. Ben devam ediyorum´ diyebilir. ( Zaman)
Sabih´in isyan çağrısına kapılan Genelkurmay askeri mahkemesi yasayı ilk takmayan askeri mahkeme olmuştu
Genelkurmay Askeri Mahkemesi, askere sivil yargı yolunu açan yasayı ihmal ederek ´Anayasayı doğrudan uygulayın´ diyen Yargıtay eski Başsavcısı Sabih Kanadoğlu´nun önerisi doğrultusunda içtihat oluşturmuş ve yargıladığı bir sivilin, sivil mahkemede yargılanmaya devam edilmesi başvurusunu reddetmişti. Böylece Cumhuriyet tarihinde ilk kez TBMM´nin çıkardığı bir yasa hükmü hiçe sayılarak Anayasa doğrudan devreye sokulmuş, bu durum ayrıca, bir yerel mahkemenin kendini Anayasa Mahkemesi yerine koyması sonucunu doğurmuştu. Bu içtihat, askerlerin, sivillere yönelik suçların işlendiği Şemdinli davası ve benzer kritik davaları sivil yargıya devretmeyeceğini göstermesi açısından anlamlı bulunmuştu.
´Davamı sivil yargıya devredin´
Askerlikten kurtulmak için hile yaptığı iddiasıyla Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi´nde tutuklu olarak yargılanan M.Ş.M., mahkemeye 7 Ağustos 2009´da verdiği dilekçede, askere sivil yargılama yolu açan CMK´daki değişikliğin yürürlükte olduğunu belirterek, tutukluluk halinin kaldırılması ve yargılamanın sivil mahkemeye devredilmesini talep etti. Bu talep askeri mahkeme tarafından reddedildi.
Askeri Yargıtay 3. Dairesi o zaman da örnek bir karar vermişti
Bunun üzerine M.Ş.M, Genelkurmay Askeri Mahkemesi´ne itirazda bulundu. İtiraz dilekçesinde, Askeri Yargıtay 3. Dairesi´nin benzer bir davada ?askeri mahkemeler görevsizdir? kararı verdiği hatırlatıldı. Askeri Yargıtay´ın Ağustos ayı başlarında aldığı kararda, askeri mahkemenin görevsizlik kararı vererek dosyayı sivil mahkemeye göndermesini istediği karar örneği de dilekçede yer aldı.
Duruşmasız toplantıda karar: Her ne kadar yasa çıkmışmışsa da!..
Askeri Yargıtay kararına rağmen, Genelkurmay Askeri Mahkemesi, 11 Ağustos 2009´da duruşmasız olarak yaptığı toplantıda, Hava Kuvvetleri Askeri Mahkemesi´nin verdiği kararı yerinde buldmuştu. Genelkurmay Askeri Mahkemesi kararında ?Türkiye Cumhuriyeti Anayasası´nın 145´inci maddesinin varlığı?na işaret edilerek, şöyle denildi: ?Her ne kadar CMK´da yapılan değişiklikle sivil kişiler hakkında askeri yargıda soruşturma ve kovuşturma yapılmayacağı düzenlenmiş ise de, halen Askeri Yargıtay Başsavcılığı tarafından benzer bir olayda Askeri Yargıtay ilgili dairesinin kararına karşı itiraz edildiğinden ve Askeri Yargıtay Daireler Kurulu tarafından henüz bir karar verilmediğinden, Askeri mahkeme ve savcılıklarının görevi netleşmemiştir.?
Adalet Bakanlığı´na şikayet
M.Ş.M., Genelkurmay Askeri Mahkemesi´nin kararı üzerine, Adalet bakanlığına şikayet dilekçesi gönderdi. M.Ş.M, usul kanunlarının yürürlüğe girdikleri günden itibaren uygulanmasının zorunlu olduğunu ve askeri mahkemenin söz konusu usul yasasını uygulamamakta ´ısrar´ etmesinin suç olduğunu? belirterek, durumu bir dilekçeyle Milli Savunma Bakanlığı Askeri Adalet İşleri Başkanlığı, Genelkurmay Adli Müşavirliği ve Adalet Bakanlığı´na bildirdi.
Her mahkeme AYM değildir
Milli Savunma Bakanlığı eski Başhukuk Muşaviri Cavit Çalış ?Mahkeme, üst normu uygulamayı tercih edebilir? derken Ceza Hukuku uzmanı Avukat Ergin Cinmen, mahkemelerin kendini Anayasa Mahkemesi yerine koyamayacağını belirterek,?Yasayı meclis çıkarmıştır ve mahkemelerin görevi yasayı uygulamaktır. Aksi takdirde kendilerini Anayasa Mahkemesi yerine koymuş olurlar? demişti. (Star)
Sadece Sabih değil Askeri Yargıtay Başsavcısı da karar kızdı ve itiraz etti
08 Ekim 2009: Askeri Yargıtay´ın asker ve sivillerin yargılandığı davada sivil mahkemeyi adres gösteren kararına Askeri Yargıtay Başsavcılığı´ndan itiraz geldi. Askeri Yargıtay 3. Dairesi´nin?İhaleye fesat karıştırmak? suçlamasıyla açılan davada hem sivillerin hem de askerlerin sivil mahkemelerde yargılanması gerektiğine hükmettiği karara, Askeri Yargıtay Başsavcılığı itiraz etti. İtirazı görüşüp, bütün daireleri bağlayıcı karar verecek olan Yargıtay Daireler Kurulu bugün dosyayı görüşecek. Askeri Yargıtay Başsavcılığı´nın itirazı üzerine kararı bugün görüşecek olan Askeri Yargıtay Daireler Kurulu, Askeri Yargıtay Kanunu´nun 6´ncı maddesinde belirtildiği esaslara göre toplanacak. Yasaya göre; Daireler Kurulu, Askeri Yargıtay Başkanı´nın başkanlığında, ikinci başkan, daire başkanları kararına itiraz edilen veya direnilen daire hariç olmak üzere dairelerden ikişer üyenin katılması ile kuruluyor. Başkanın kurula katılmaması halinde, ikinci başkan kurula başkanlık edecek. Bu takdirde kararına itiraz edilen veya direnilen daireden inceleme konusu kararın alınmasına katılmamış bir üye kurula katılacak. Bu uygulamanın amacı kararda eşitlik durumunu ortadan kaldırmak. Ancak 3. Daire kararı oybirliğiyle aldığı için bu son madde geçerlilik taşımıyor. Bu durumu da dikkate alan Askeri Yargıtay Kanunu, 6´ncı maddede konuya başka bir çözüm getirmiş. Başkanın katılmaması ve oybirliğiyle alınan karar olması durumunda, eşitliği bozmak için bu kez kurula, kararına itiraz edilen veya direnilen daireden inceleme konusu kararın alınmasına katılmamış bir üye sokulacak. Böylece tek haneli rakam üzerinden oylama yapılacak. Askere sivil yargı yolunu açan yasa 9 Temmuz 2009´da Meclis´te kabul edilmişti. Cumhurbaşkanı Gül´ün onaylamasının ardından CHP, yasanın iptal edilmesi için Anayasa Mahkemesi´ne başvurmuştu. ( Taraf)
Bugün CHP´liler için üzücü bir gün oldu
08 Ekim 2009: TBMM´den çıkarılan ´askeri yargıya tırpan´ düzenlemesinin iptali için CHP´nin başvurusuna Anayasa Mahkemesi´nin vereceği karar beklenirken, Anayasa mahkemesinden bugün peşpeşe CHP´lileri üzecek kararlar geldi. İlk karar Danıştay´ın Anayasa Mahkemesi´ne yaptığı Kuran kurslarında yaş sınırlamasının iptali isteminin reddedilmesi oldu. İkinci karar ise SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı´na devri kararının iptali için CHP´nin başvurusunun reddedilmesiydi. Üçüncü ve ´askeri yargıya tırpan´ yasasıyla aynı kulvardaki gelişme ise daha önce verilen bir kararın gerekçesinin açıklanması oldu. Anayasa Mahkemesi, askeri mahkemelerdeki hukukçu olmayan subay üyelerin mahkemelerde bulunmasına ilişkin yasa hükmünün iptaline ilişkin kararın gerekçesini açıkladı. Bir yıl içinde askeri mahkemelerde asker üye kalmayacak!.. Kararın gerekçesinde hakimlerin kararlarını verirken özgür oldukları belirtildi. Gerekçenin yayımlanmasından sonraki bir yıl içinde asker üyelerin askeri mahkemelerden çekilme süreci tamamlanacak.
´Hakim emir alamaz´
Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu´nun 2. maddesi uyarınca askeri mahkemelerde iki askeri hakim ve bir subay üyeden oluşuyor. Ancak Genelkurmay Başkanlığı nezdindeki askeri mahkeme, general ve amiralleri yargıladığı davalarda üç askeri hakim ile iki general veya amiralden kuruluyor. Anayasa Mahkemesi, askeri mahkemelerde bulunan subay üyenin kaldırılmasına ilişkin kararının gerekçesinde, ?Hakimlerin kararlarını verirken özgür olmaları, hiçbir dış baskı ve etki altında bulunmamaları, baskı yapılması kadar baskı yapılabilme ihtimalinin de bulunmaması, hakimin kimseden emir almaması, hukuka ve vicdanına göre karar vermesi gerekir? denildi.
Komutan atıyordu
Gerekçede, askeri mahkemelerdeki hakim üyelerin Milli Savunma Bakanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı´nca üçlü kararname ile atandığı, subay üyelerin ise hakim üyelerin aksine askeri mahkemelerin kurulu olduğu komutanlıklardaki en üst komutan veya askeri kurum amiri tarafından her yılın aralık ayında o mahkemenin yetkisine giren birlik ve kurum mensupları arasından bir yıl süre ile atandığı hatırlatıldı. Asker üyelerin yargılamada hakim üyelerin sahip oldukları yetkiye sahip olduğu da şöyle anlatıldı: ?Askeri mahkemelerde görevlendirilen subay üyeler askeri hakim olmadıkları ve bu görevi asıl görevlerine ek olarak yerine getirdikleri için, bunlara mesleki sicil verilmemekte, yükselmeleri genel kurallara göre yapılmakta ve sicilleri askeri hiyerarşi içerisinde kendi üstleri tarafından düzenlenmektedir. Askeri mahkemelerde bulunan subay üyelerin hiyerarşik düzene bağlı olan görevlendirilme süreci, sicillerinin düzenlenmesi, disiplin cezası verilmesi gibi hususlar göz önünde bulundurulduğunda; askeri mahkemelerde görev yaptıkları süre içerisinde de hiyerarşik ilişkinin devam ettiği, bu durumda, hakim olarak sahip olmaları gereken bağımsızlıklarının meslekten hakim olmadıkça sağlanamayacağı sonucuna varılmıştır. Buna göre iptali istenilen kuralın hakimleri bağımsızlığı ilkesi ile bağdaştırılması olanaksız olduğundan iptali gerekir.? İptal sonrası oluşacak hukuksal boşluğa dikkat çekilerek ?Kararın resmi gazetede yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra girilmesine karar verildi? denildi. ( Radikal)
(07 Ekim 2009), son güncel.: (08 Ekim 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: