Danıştay ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırılara ilişkin dava ile birleştirilen birinci Ergenekon davasının 114. duruşması başladı. Duruşma, Hakan Saraylıoğlu´nu ´tasarlayarak öldürmek´ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle hakkında dava açılan ve bu dosya ile birleştirilen davaya ilişkin Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Serhan Bolluk´un ek savunmasının alınmasıyla devam ediyor. Ergenekon davası sanıklarından Serhan Bolluk hakkında DHKP-C´nin Önder Babat´ın ölümünden sorumlu tuttuğu Hakan Saraylıoğlu´nu tasarlayarak öldürmek suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açılmıştı. Davanın ilk duruşması İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülmüş ve mahkeme heyeti söz konusu davanın Ergenekon Davası ile birleştirilmesine, Serhan Bolluk´un da tutuksuz olarak yargılanmasına karar vermişti.
Aydınlık´tan Serhan Bolluk cinayet suçlamasında savunma veriyor
Danıştay ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırılara ilişkin dava ile birleştirilen birinci Ergenekon davasının 114. duruşması başladı. Duruşma, Hakan Saraylıoğlu´nu ´tasarlayarak öldürmek´ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle hakkında dava açılan ve bu dosya ile birleştirilen davaya ilişkin Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Serhan Bolluk´un ek savunmasının alınmasıyla devam ediyor. Ergenekon davası sanıklarından Serhan Bolluk hakkında DHKP-C´nin Önder Babat´ın ölümünden sorumlu tuttuğu Hakan Saraylıoğlu´nu tasarlayarak öldürmek suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açılmıştı. Davanın ilk duruşması İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülmüş ve mahkeme heyeti söz konusu davanın Ergenekon Davası ile birleştirilmesine, Serhan Bolluk´un da tutuksuz olarak yargılanmasına karar vermişti.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´ndeki salonda yapılan yargılamanın bugünkü duruşmasına, tutuklu sanıklar Erkut Ersoy, Kahraman Şahin, Ergün Poyraz, Selim Akkurt, Ümit Oğuztan ve Ümit Sayın katılmadı. Duruşmaya, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin, Alparslan Arslan ve Osman Yıldırım´ın da aralarında bulunduğu 24 tutuklu sanık geldi. Duruşmada, tutuksuz yargılanan sanıklar Güler Kömürcü Öztürk ile Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Serhan Bolluk da hazır bulundu. Duruşma, Hakan Saraylıoğlu´nu ´tasarlayarak öldürmek´ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle hakkında dava açılan ve bu dosya ile birleştirilen davaya ilişkin Serhan Bolluk´un ek savunmasının alınmasıyla devam ediyor. ( Samanyoluhaber)
Notlar haber kaynağım tarafından verildi ismini açıklayamam
Ergenekon davası tutuklu sanığı Serhan Bolluk, Ergenekon davası ile birleştirilen Hakan Saraylıoğlu´nun öldürülmesine ilişkin davada ek savunma verdi. Serhan Bolluk ifadesinde, gazeteci olduğunu belirterek, Sen notlar tutmuşsun. Hakan Saraylıoğlu´nun ölümüne karışmışsın, deniliyor. Olay tarihi, 2006 başları. Ben de aynı tarihlerde ajandama bu konuyla ilgili not almışım. Ancak bu notlar, bana bir kaynağım tarafından verildi. Öldürülen şahsın sorgusuna katılmam mümkün değil. diye konuştu. 30 yıldır İşçi Partisi´nde yöneticiliğe kadar birçok görevde bulunduğunu belirten Serhan Bolluk; Partimin fikirlerini benimserim. Partimi, Gladio´nun kontrol ettiği örgütlerin her zaman karşısında olmuş ve onlarla mücadele içindedir. İddianamede belirtildiği gibi Saraylıoğlu´nun örgüt elemanları tarafından yapılan sorgusuna katılmasının mümkün olamadığını ifade eden Bolluk, ´Ne DHKP-C örgütü ile bir alakam, ne de bu örgütten herhangi biriyle bağlantım var. Terör örgütü üyelerinin beni böyle bir sorguya çağırdıkları yönündeki iddialar hayal ürünü ve gerçek dışıdır. İşçi Partisi (İP) üyesiyim. 30 yılı aşkın süredir İP´liyim. Partimizin böyle bir örgütle alakası yoktur. Partimiz bu tür terör örgütlerinin karşısındadır. DHKP-C örgütü tarafından öldürülen Hakan Saraylıoğlu ile ilgili bana iddia edilen iştirak suçu, tamamen gerçek dışıdır. dedi.
Savunmasının ardından Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, çapraz sorguda Serhan Bolluk´a, ´Ajandayı hangi tarihlerde kullandınız? diye sordu. Bolluk ise, ajandaları zamanında kullanmadığını sadece not tutmak için kullandığını söyledi. Savcı Pekgüzel, notları kimden aldığını sorması üzerine Bolluk, o tarihte Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni olduğunu belirterek, O kadar kaynağımız var ki, hangi kaynaktan olduğunu tespit etmem mümkün değil. cevabını verdi. Savcı Pekgüzel, (1994´te buluştunuz mu?) şeklinde notlar var. Şüphe uyandırıcı, ayrıntılı ve özel notlar. Siz notlarınızı soru, cevap olarak mı tutarsınız? diye sordu, Serhan Bolluk da, Her türlü sorarım da tutarım da. Nota göre eğer örgüt doğru diyorsa ben yöneltiliyorum. O zaman notlarda bir yanlışlık olduğu anlamına gelir. Bu kişiyle alakalı notları ciddiye almamışım ki haber olarak görmemiş, haberin devamını da yapmamışım. dedi.
Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese, ´Aldığınız notların önemini nasıl değerlendirirsiniz? diye sordu. Serhan Bolluk ise, Gündem ya da önceden takip ettikleri konu olup olmamasına baktıklarını söyledi. Özese, aldığı nota, önemine göre bir işaret koyup koymadığını sordu. Serhan Bolluk da, bazı işaretler koyduğunu ifade etti. Özese, Hakan Saraylıoğlu ile ilgili, isminin Hasan Kartay olduğu kısmında baş tarafa bir yıldız konulduğunu ifade ederek, notun kendisine ait olup olmadığını sordu. Serhan Boluk da, notun kendisine ait olduğunu kabul etti. Daha önce bu nota haber değeri vermediğini belirten Bolluk, Özese´nin ´Bu notunuzun başına yıldız koymuşsunuz. Bu önemli anlamına mı geliyor? şeklindeki sorusuna, ´Bu koyduğum işaretlere göre değişir. Bir çok notumda yıldız var. Önemini ben kendim anlarım diye cevap verdi.
Savcı Nihat Taşkın´ın bir sorusu üzerine, DHKP-C terör örgütünün şahsına yönelik bir tehdidi bulunmadığını, ancak Aydınlık dergisi yöneticilerinin bu örgüt tarafından uzun süredir tehdit edildiğini öne sürdü.
Bolluk, üye hakim Haşıloğlu´nun, ´Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink´in öldürülmesi ile 1978 Maraş olayları arasında bir bağ olduğuna ilişkin haber yaptınız mı?´ sorusuna ise, Dink´in katledilmesini sağlayan ve Maraş olaylarını yapanın aynı örgüt ´gladyo´ olduğunu savundu. Serhan Bolluk, Haşıloğlu´nun ikinci Ergenekon davasının tutuklu sanığı Özel Harekat Dairesi eski Başkanvekili İbrahim Şahin ile cezaevinde öldürülen Sabancı Suikastı hükümlüsü Mustafa Duyar arasında habercilik anlamında bir bağlantı kurup kurmadığına ilişkin soruya da ´Hayır´ cevabını verdi.
Bolluk´un ardından söz alan tutuklu sanık İP Genel Başkanı Doğu Perinçek de, İbrahim Şahin´in, kendi el yazısının bulunduğu bir kağıt verdiğini belirterek, ´Kağıtta, (Size suikastı yapacak olan adam Yunus Emre Uyar)dır, diyordu. Ergenekon dosyasında, İbrahim Şahin ile ilgili bölümde, MHP İzmir İl Başkanı Müsavat Dervişoğlu´nun, Perinçek suikastının başında olan adam olduğu yazıyor. Yunus Emre Uyar, bir minibüs dolusu insanı Doğu Perinçek´i vursunlar diye Ankara´ya gönderiyor. Bunlar, kadrolu MİT mensubudurlar. Savcılar, Dervişoğlu´nun suikast olayını araştırmıyor´ iddiasında bulundu. Tutuklu sanık Nusret Senem de, terör örgütü DHKP-C´nin, uyuşturucu işinde olduğuna dair Aydınlık dergisinde yapılan haberler nedeniyle kendilerine düşman olduğunu kaydetti. Sorgunun ardından duruşmaya ara verildi. (AA)
HAKAN SARAYLIOĞLU OLAYI NEYDİ?
Taksim´de 2004 Mart´ında yolda yürürken başına isabet eden kurşunla hayatını kaybeden üniversite öğrencisi Önder Babat´ın ölümünün ardından, bir süre geçtikten sonra esrarengiz bir infaz gerçekleşmişti. Yasadışı örgüt DHKP-C´nin Babat´ın ölümünden sorumlu tuttuğu Hakan Saraylıoğlu (42) İkitelli´de boğularak öldürülmüş olarak bulundu. Üzerinden kimlik çıkmayan cesedin parmak izinden kimlik tespiti yapan polis, cesedin Hakan Saraylıoğlu´na ait olduğunu belirledi. Polise mukavemetten kaydı bulunan Saraylıoğlu´nun iple boğularak öldürüldüğü tespit edildi. Ceset üzerinde incelemelerde, darp izlerine rastlandı. DHKP-C örgütü üstlendiği cinayetin nedeni olarak, Saraylıoğlu´nun Önder Babat´ı öldürmesi olarak açıkladı.
DHKP-C infazına Aydınlık´tan Serhan Bolluk da katıldı mı?
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Ercan Şafak tarafından hazırlanan 6 sayfalık iddianamede, 1 Şubat 2006 tarihinde Küçükçekmece İkitelli Organize Sanayi Bölgesi´nde bir erkek cesedinin bulunduğu, Adli Tıp Kurumu raporuna göre kişinin bağla boğularak öldürüldüğünün anlaşıldığı kaydediliyordu. Yapılan araştırmalarda öldürülen kişinin Hakan Saraylıoğlu olduğunun tespit edildiğinin belirtildiği iddianamede, yasadışı DHKP-C terör örgütünün internet sitesinde yayınlanan DHKP-C 355, bir halk düşmanını bir kontracıyı cezalandırdık başlıklı örgüt açıklamasında, Hakan Saraylıoğlu´nun DHKP-C´li savaşçılar tarafından gözaltına alındığı, bütün suçları nedeniyle 2 Şubat 2006´da örgüt tarafından cezalandırıldığı ve cesedinin İkitelli Organize Sanayi bölgesine bırakıldığının bildirildiği anlatıldı. Örgüt açıklaması üzerine İstanbul Cumhuriyet Savcılığı´nın soruşturma başlatıldığının ifade edildiği iddianamede, Ergenekon terör örgütü ile ilgili olarak yürütülen soruşturma kapsamında Ulusal Kanal´da yapılan aramalarda 2005 yılı ajandasının ele geçirildiği belirtildi. Ajandanın 19-20-21 Şubat´a ait sayfalarında el yazısı ile Hakan Saraylıoğlu isminin yazıldığının anlatıldığı iddianamede, terör örgütü DHKP-C´nin yayınlanan DHKP-C 355, bir halk düşmanını bir kontracıyı cezalandırdık başlıklı açıklamasında yer alan bilgilerle ajandadaki notların örtüştüğü, ajandanın fazladan bilgi içerdiği ifade edildi.
Serhan Bolluk´un ajandasındaki el yazısında DHKP-C açıklamasında yer almayan fazladan bilgiler vardı
İstanbul Kriminal Polis Laboratuarı Müdürlüğü´nce yapılan incelemede ajandadaki el yazılarının Ergenekon terör örgütü üyesi olma suçundan tutuklu olan Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Serhan Bolluk´un el yazısı olduğunun tespit edildiği de iddianamede yer aldı. Örgüt açıklaması ile Serhan Bolluk´un ajandasındaki notların karşılaştırılmasına yer verilen iddianamede, ajandada örgüt açıklamasında yer olmayan fazladan bilgilerin yer aldığı, örgüt açıklamasında ismi geçen görevlilerin telefon numaralarının ajandada yazılı olduğu anlatıldı.
Ergenekon soruşturma ve davası sürecinde karanlık ve kirli ilişkiler bir bir ortaya çıkıyor.. Sağcı ve solcuların buluştuğu Ergenekon kardeşliği.. Kontrgerilla da zaten bu değil midir?..
Fazla bilgi göz çıkarmaz ama Ergenekon - DHKP-C ilişkisini ortaya çıkarır
Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınıp tutuklanan Ulusal Kanal yöneticisi ve Aydınlık Dergisi Yayın Yönetmeni Serhan Bolluk´a ait olduğu kriminal olarak da tespit edilen ajanda, Ergenekon-DHKP-C bağlantısı somutlaştırdı. Söz konusu ajandada, örgüt mensubu Hakan Saraylıoğlu isimli şahsın sorgulandığı ile ilgili bilgiler yer alıyor. DHKP-C Saraylıoğlu´nun hain olduğu gerekçesiyle infaz edildiğini kendi yandaşlarına internet üzerinden duyurdu. Şubat 2006´da iple boğularak öldürülen Saraylıoğlu´nun cesedi İkitelli Organize Sanayi Bölgesi´nde bulunmuştu. DHKP-C Hakan Saraylıoğlu´nu sorguladığını ilan etmişti. Bu durumda Serhan Bolluk´a ait ajandadaki sorgu notları dikkat çekiyor. Zira örgütün duyurusunda yer alan bilgilerin tamamının, hatta detaylarının bu ajandada kayıtlı olduğu belirtiliyor. Örneğin DHKP-C terör örgütünün üstlenme metninde ?Sammy ya da Steaven; Amerikan Başkonsolosluğunda CIA görevlisi. Alex ile aynı durumda.? şeklinde yazıldığı halde ajandada bu bilgilere ilaveten Baja soyadı bulunuyor. Yine DHKP-C´nin üstlenme metninde ?Bazı operasyonlarda CIA, MI-5 ve MI-6 ile, Alman BND ile işbirliği yapıyorlar. BND ile yapılan işbirliğinden birinde Alman istihbaratçı Hans Stenzel ile birlikte Türkiye bağlantılı bir Yugoslav insan kaçakçılığı operasyonunda Hans denilen kişi Jochim adlı kişiyi kaçıyorken vuruyor ve nehre atarak boğuyor. Olay faili meçhul olarak kalıyor.? şeklinde yazılıyken bu bilgiye ilaveten ajandada ajanların telefon numaraları da bulunuyor.
İddianame: Bolluk´un Hakan Saraylıoğlu´nun sorgusuna ve öldürülmesine katıldığı kanaati oluşmuştur
Örgüt açıklamasında başka hiçbir yerde bulunmayan bilgilerin Serhan Bolluk´a ait ajanda da olduğu, ajandadaki bilgilerin örgüt açıklamasından alınmadığı, Serhan Bolluk´un bunu kabul ettiğinin belirtildiği iddianamede, tüm bu veriler değerlendirildiğinde Serhan Bolluk´un boğularak öldürülen maktul Hakan Saraylıoğlu´nun kimliği henüz belirlenemeyen DKKP/C militanları ile birlikte sorgusuna katıldığı, sorgusu sırasında ajandasına el yazısı ile notlar aldığı, bu şekilde Hakan Saraylıoğlu´nun öldürülmesine iştirak suçunu işlediği belirtildi.
Bolluk´un davası İstanbul 13. Ağır Ceza´nın Ergenekon´a bakan değil diğer heyetince ele alınmıştı
Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Serhan Bolluk´un ´Hakan Saraylıoğlu´nun öldürülmesine iştirak etmek´ davası, 12 Şubat 2009 tarihinde Ergenekon´la birleştirilmiş ve Bolluk´un savunmasının, birleşen dosya üzerinden alınması kararlaştırılmıştı. Bolluk´un avukatı Osman Aydın Şahin, gazeteci olan müvekkilinin ajandasındaki notlara dayanılarak iddianame hazırlandığını ve iddianamede maddi yanlışlık bulunduğunu öne sürmüştü.Avukat Şahin, terör örgütü DHKP-C´nin açıklamasında olay tarihinin 2 Şubat olarak belirtildiğini ancak cesedin 1 Şubatta bulunduğunu ifade ederek, örgütün bu eylemi benimserken yalan söylediğini savunmuştu. Bu olayın da çeşitli gazetelerde çıktığını anlatan Şahin, iddianamenin, terör örgütünün bildirisi doğru kabul edilerek düzenlenmesinin üzücü olduğunu dile getirmişti.
Kontrgerillacıları cezalandıran Kontrgerillacılar
Saraylıoğlu cinayetinin üstlenen DHKP-C´nin internette yayınlanan bildirisinin ilk kısmı şöyleydi: Bir Kontracı Cezalandırıldı. Hiçbir halk düşmanı, hiçbir kontracı halkın adaletinden kurtulamaz. Devrimci Halk Kurtuluş Cephesi, 6 Şubat 2006 tarihli açıklaması ile, Hakan SARAYLIOĞLU isimli bir kontrgerilla elemanını cezalandırdığını duyurmuştu. İnfazlar, kaybetmeler, işkenceler... halka karşı bir- çok suçun içinde yeralan kontrgerilla elemanının cezalandırılması, burjuva basın tarafından bilinçli bir sansüre maruz kaldı. Çünkü, aleni kontrgerilla elemanlarını tutuklamayan, tutuklamak zorunda kaldığını ilk celsede bırakan düzenin adaletinin karşısında, halkın adaletinin suçluların yakasına yapışacağı gerçeğinin bilinmesini istemiyorlardı. Bu ve benzeri politikalarının sonucudur ki, onlar da kontrgerillanın basın ayağını oluşturmaktadırlar. Dergimize posta yoluyla ulaşan Devrimci Halk Kurtuluş Cephesi´nin üstlenmesinde, 2 Şubat günü cezalandırılarak cesedi İKİTELLİ ORGANİZE SANAYİİ BÖLGESİNE bırakılan Saraylıoğlu´nun itiraflarına da yer verildi. Hiçbir halk düşmanı, hiçbir kontracı halkın adaletinden kurtulamaz ifadeleriyle sona eren açıklamada, 1966 Adana doğumlu Hakan Saraylıoğlu´nun itiraflarına yerverildi...
Hakan Saraylıoğlu cinayeti davası da Ergenekon davasıyla birleştirilmişti
Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Ayar, Bolluk´un dosyasının ´Ergenekon´ dava dosyasıyla birleştirilmesini istemişti
Savcının birleştirme talebi üzerine söz alan avukat Şahin, ´Ergenekon´ davasında 11 sanığın avukatı olduğunu, o dosyada bu eylemle ilgili hiçbir bulgunun yer almadığını ifade ederek, bunun kapsamlı olan ´Ergenekon´ dosyası ile birleştirilmesi halinde Bolluk´un aklanma hakkının da elinden alınacağını düşündüklerini söylemiş, dosyaların birleştirilmemesini talep etmişti. Ancak mahkeme heyeti, aynı mahkemenin diğer heyetince bakılan ´Ergenekon´ dosyası ile Bolluk´un bu dosyası arasında şahsi ve hukuki bağlantı olduğunu, iddianamenin de birleştirme talebiyle düzenlendiğini kaydetmişti. Bu dosyaların birleştirilerek sanığın hukuksal konumunun değerlendirilmesinde yarar olduğunu belirten mahkeme heyeti, Bolluk´un dosyasının ´Ergenekon´ dava dosyasıyla birleştirilmesini kararlaştırmış, Bolluk´un savunmasının da birleşen dosya üzerinden alınmasını hükme bağlamışdı.
DHKP-C´ye atfedilen ve Serhan Bolluk´un da rol aldığı Hakan Saraylıoğlu cinayetinde Ergenekon parmağı
´de bu konuyla ilgili dikkat çekici bir köşe yazısı bulunuyor. Metin delikan´ın konuyla ilgili yazısı şu şekilde: ?Dedektiflik bana düştü... 24 Kasım 2008... DHKP-C´ye göre hırsız, uyuşturucu bağımlısı Hakan Saraylıoğlu; Alman BND, İngiliz MI5, yine İngiliz MI6, CIA ile irtibatlıdır. Yine aynı ?büyük ajan? içerde de Hanefi Avcı ve Gökhan adlı Kosova ile ilgili istihbarat yapan biri ile iş pişirmektedir. Peki bu bilgiler Serhan Bolluk´a nereden geldi, DHKP-C´ye nereden geçti?..
Ergenekon klasörleri 440 tane, oku oku bitmiyor. Okudukça insan iğreniyor. Irkçılığın en pisi, kirli ilişkilerin en inanılmazı karşısına çıkıyor insanın. Böylesi ilişkileri okuduktan sonra insanın uyuyası gelmiyor. Ömürleri Türk Devleti´ne hizmetle geçmiş naif Kürdlerimiz bile fişlenip ?PKK li? diye damgalanıyor. Zaten hiç birine normal bir dille ?Kürd? denmiyor. Ya ?Ermeni dölü?, ya da ?PKK li? diye fişleniyor. Hukukun olmadığı, generallerin dokunulmaz olduğu, herşeyin 17. ?devletin bekaası? için yapıldığı bu sistemde böylesi karanlık işlerin olması kaçınılmaz. Bu arada dosyayı okudukça bunun buzdağının görünen tepesi olduğuna insan daha çok inanıyor ama bazı ilginç sayfalara da raslıyor. Bunlaran biri de PKK ve DHKP-C nin devlet tarafından nasıl kullanıldığı, bazı cinayet ve eylemlerin birbirine nasıl havale edildiğini görüyoruz. Bunlardan biri de 148. klasörde yer alan İstanbul emniyetinden Cumhuriyet Savcılığı´na gönderilen bir yazı. Bu yazıda Hakan Saraylıoğlu adlı birinin öldürülmesiyle ilgili yazı ve savcının ulaştığı sonuçlar.Olayın kahramanları DHKP-C, Hakan Saraylıoğlu ve şu anda tutuklu olan Ulusal Kanal çalışanı, yani Doğu Perinçek´in adamı Serhan Bolluk.
Hakan Saraylıoğlu 2 şubat 2006 da, İstanbul-İkitelli´de bir yol kenarında boğulmuş olarak bulunmuş. Bulunduktan iki gün sonra DHKP-C yayın organı bir website´ta bir ajanı nasıl cezalandırdıklarını yazıyor. Hakan Saraylıoğlu kimdir? Kız kaçırmak, sahtecilik, kaçakçılık, uyuşturucu kullanmak gibi suçlardan defalarca tutuklanmış, sorgulanmış birisi. Yani sürekli suç işlemiş biri. Buradan yola çıkarak bu adamın polisler tarafından bir yerlerde kullanıldığı akla gelebilir. Buna karşılık yaptığı bu suçlardan kendisine göz yumulmuş olabilir. Bu adamın tetikçi olarak kullanılma ihtimali de var.
Serhan Bolluk denen ulusalcı 2008 yılında Ergenekon operasyonlarında tutuklanıyor, kendisine ait Beyoğlu´daki bürosu aranıp bilgilere el konulunca bir ajandasında Hakan Saraylıoğlu ile ilgili notlar çıkıyor. Notlar Saraylıoğlu öldürülmeden önce tutulmuştur. DHKP-C´ye göre hırsız, uyuşturucu bağımlısı Hakan Saraylıoğlu; Alman BND, İngiliz MI5, yine İngiliz MI6, CIA ile irtibatlıdır. Yine aynı ?büyük ajan? içerde de Hanefi Avcı ve Gökhan adlı Kosova ile ilgili istihbarat yapan biri ile iş pişirmektedir. Peki bu bilgiler Serhan Bolluk´a nereden geldi, DHKP-C´ye nereden geçti?.. Oysa Serhan Bolluk devletle iç içe ve şimdi Ergenekon´dan tutuklu. Bu iki tarafın kanlı bıçaklı düşman lması gerekirken aynı bilgilerin iki tarafta olması neyle izah edilebilir? Üstelik Hakan´ın ilişkide olduğu BND ajanlarının isim listesi ve CIA ajanı Stefan´ın da ismi ajandada tek tek not edilmiştir. Belli ki Hakan bazı kirli işlerde kullanıldı. Artık işe yaramayınca onunla ilgili bilgiler Serhan Efendi´ye verildi. O da uygun bir dille DHKP-C´ye bilgileri ve notları sattı. Hakan´ın adını adresini de verdi. Ortalıkta epey bir rant ta dolaştı.
DHKP-C taraftarlarına henüz ?halk düşmanlarını arayıp bulan ve cezalandıran bir örgüt? olduğunu ispatladı. Devlet de kullanıp işine yaramayan bir ayakbağından kurtuldu. Her şey al gülüm ver gülüm oldu. Okuyuculara Sabancı suikastinin kahramanları Mustafa Duyar, İsmail Akkol ve Fehriye Erdal isimlerinin Sabancı öldürülmeden sekiz gün önce Doğu Perinçek´in bilgisayarına girdiğini söylersem bu ihalelerin nereden nereye gönderildiğini daha iyi anlarlar. Mustafa Duyar yakalandığı zaman rahmetli Sakıp Ağa´nın ?Ne yapayım ben küçük balıkları, bana büyük balıkları getirin, büyük balıkları...? dediği hala hatıralardadır. Olayda kullanılan silahların Susurluk kayıp silahları, Fehriye´yi Sabancı Center´de işe koyan da Susurluk´ta ölen Hüseyin Kocadağ´dı. Mustafa Duyar´ı susturmak da Veli Küçük´ün 100 000 doları ile Nuri ve Vedat Ergin kardeşlere havale edildi. Hadi siz sağ ben selamet... Alın size bir sahici dedektiflik. O da bana düştü.?
(05 Ekim 2009, 12:30)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: