İzmir´de, Ahmet Tekin Baykal liderliğindeki organize suç örgütüne yönelik düzenlenen, ´Anafor´ operasyonuna ilişkin davaya 28 Eylül Pazartesi günü başlanacak. Ahmet Tekin Baykal´ın 1989 yılında cezaevinden çıktıktan sonra, Gebze Dilovası´ndaki, ´Ergenekon´ davası sanıklarından Veli Küçük´ün himayesinde kurulduğu öne sürülen Dilovası Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifine ortak olduğu öne sürüldü. ´Ergenekon´ davasının gizli tanıklarından ´Dilovası´nın ifadelerinin önemli yer tuttuğu iddianamede, Ergenekon soruşturması kapsamında ele geçirilen ´Mafya´ ve ´Mafyanın yeniden yapılandırılması´ başlıklı dokümanlara yer verildi. Ahmet Tekin Baykal´ın, 31 Ocak 1997 tarihli Milliyet Gazetesinde yayınlanan ´Bana vur dediler´ başlıklı röportajında da, devlet adına suç işlediğini söylediği de iddianamede yer aldı. İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi, Baykal tarafından kurulduğu ileri sürülen çıkar amaçlı örgütün, suç örgütü mü yoksa bir terör örgütünün alt yapılanması mı olduğunun tespit edilmesi için, her iki davanın yargılamasının birlikte yapılması gerektiğini kaydederek, hukuki ve fiili irtibat nedeniyle Ergenekon dava dosyalarıyla birleştirilmesine muvafakat edilip edilmeyeceği konusunda, 13. Ağır Ceza Mahkemesine yazı yazılmasını kararlaştırmıştı. Ancak sanık sayısını ve henüz birinci Ergenekon davasındaki sanıkların sorgulamalarının tamamlanmamış olmasını dikkate alan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi birleşme istemini reddetmişti. Bu reddin geçici olduğuna dikkat çeken çevrelerce ilerleyen süreçte Anafor davasının Ergenekon davasıyla birleştirilmesine kesin gözüyle bakılıyor.
Ergenekon bağlantılı ´Anafor´ davasına 28 Eylül´de başlanıyor
İzmir´de, Ahmet Tekin Baykal liderliğindeki organize suç örgütüne yönelik düzenlenen, ´Anafor´ operasyonuna ilişkin davaya 28 Eylül Pazartesi günü başlanacak. Ahmet Tekin Baykal´ın 1989 yılında cezaevinden çıktıktan sonra, Gebze Dilovası´ndaki, ´Ergenekon´ davası sanıklarından Veli Küçük´ün himayesinde kurulduğu öne sürülen Dilovası Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifine ortak olduğu öne sürüldü. ´Ergenekon´ davasının gizli tanıklarından ´Dilovası´nın ifadelerinin önemli yer tuttuğu iddianamede, Ergenekon soruşturması kapsamında ele geçirilen ´Mafya´ ve ´Mafyanın yeniden yapılandırılması´ başlıklı dokümanlara yer verildi. Ahmet Tekin Baykal´ın, 31 Ocak 1997 tarihli Milliyet Gazetesinde yayınlanan ´Bana vur dediler´ başlıklı röportajında da, devlet adına suç işlediğini söylediği de iddianamede yer aldı. İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi, Baykal tarafından kurulduğu ileri sürülen çıkar amaçlı örgütün, suç örgütü mü yoksa bir terör örgütünün alt yapılanması mı olduğunun tespit edilmesi için, her iki davanın yargılamasının birlikte yapılması gerektiğini kaydederek, hukuki ve fiili irtibat nedeniyle Ergenekon dava dosyalarıyla birleştirilmesine muvafakat edilip edilmeyeceği konusunda, 13. Ağır Ceza Mahkemesine yazı yazılmasını kararlaştırmıştı. Ancak sanık sayısını ve henüz birinci Ergenekon davasındaki sanıkların sorgulamalarının tamamlanmamış olmasını dikkate alan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi birleşme istemini reddetmişti. Bu reddin geçici olduğuna dikkat çeken çevrelerce ilerleyen süreçte Anafor davasının Ergenekon davasıyla birleştirilmesine kesin gözüyle bakılıyor.
İddianamede Susurluk bağlantısına değinildi
Savcı iddianamede Baykal´ın bugüne kadar yaptıklarını, Susurluk sanıklarıyla ilişkilerini de anlattı. Sanıkların kendi aralarındaki telefon konuşmalarında “Susurluk kazası olmasaydı 15 gün sonra İbrahim Şahin İzmir Emniyet Müdürü´ydü” sözleri dinlemeye takıldı. İddianamede, 2 Ekim 2006´da işadamı İbrahim Çiftçi´nin İzmir´in Alsancak semtindeki bir kafede el bombasıyla öldürülmesi olayına da değinildi. Bu olayda kullanılan el bombalarının, İstanbul Ümraniye´de ele geçirilen ve kamuoyunda Ergenekon adıyla bilinen soruşturmanın başlamasına neden olanlarla aynı seriden olduğunun saptandığı vurgulandı.
İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesindeki ilk duruşmada sanıkların kimlik sorgulamaları yapılacak. 6´sı başka davalardan 43´ü tutuklu 151 sanığın ifadeleri alınacak. Sanık sayısının fazlalığı nedeniyle 2 Ekime kadar oturumlar halinde yapılması planlanan duruşmalar saat 09.00´da başlayacak. İsnat edilen suçların cezaları 5 yıldan az olan 25 tutuksuz sanığın, bulundukları illerde talimatla ifadelerinin alınması kararlaştırılmış, İbrahim Tatlıses´in de aralarında yer aldığı bu kişiler, ilgili mahkemelere ifade vermişti. Duruşmalarda bu sanıklar dışındaki 151 sanık ifade verecek. Ahmet Tekin Baykal´ın, ´Suç işlemek için silahlı örgüt kurmak´, çok sayıda ´Nitelikli yağma´, ´Kasten yaralama´, ´Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma´, ´İhaleye fesat karıştırma´, ´Tehdit´, ´Rüşvet´, ´Genel güvenliği kasten tehlikeye sokma´ gibi suçlara ilişkin savunmaları alınacak. Sanıklardan tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Sami Hoştan, ´Silahlı örgütte yönetici olma´, 4 olaydan dolayı ´Nitelikli yağma´, 1 kez de ´Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma´, halen cezaevinde bulunan eski Güzelbahçe Belediye Başkanı Ertan Avkıran, ´Suç işlemek amacıyla kurulan silahlı örgüte bilerek yardım´, ´Çeşme Belediyesi plaj ihalesine fesat karıştırma´, Çeşme Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu da ´Suç işlemek için kurulan silahlı örgüte bilerek yardımcı olma´, ´İhaleye fesat karıştırma´ iddialarına karşı ifade verecek. Sanıklar arasında Ergün Bademci, Mürsel Ünlü gibi avukatların yanı sıra eski Emniyet Müdürü Haluk Ercan, işadamları Hasan İzmirli, Erol Çehreli, Cezmi Aslan, eski Ülkü Ocakları Ege Bölge Başkanı Abidin Bilgin de yer alıyor.
İDDİANAME
Özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Murat Gök´ün hazırladığı, eksiklerinin Cumhuriyet Savcısı Faruk Çalışkan tarafından giderildiği 300 sayfayı bulan iddianamede, ilk olarak 1974 yılında 17 yaşındayken mahalle kavgasında arkadaşı Temel Özkan´ı bıçaklayarak öldürmekten cezaevine giren Ahmet Tekin Baykal´ın suç geçmişinden ayrıntılı şekilde söz edildi. Ahmet Tekin Baykal´ın 1989 yılında cezaevinden çıktıktan sonra, Gebze Dilovası´ndaki, ´Ergenekon´ davası sanıklarından Veli Küçük´ün himayesinde kurulduğu öne sürülen Dilovası Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifine ortak olduğu öne sürüldü. ´Ergenekon´ davasının gizli tanıklarından ´Dilovası´nın ifadelerine yer verilen iddianamenin bu bölümünde şöyle denildi: ´32-33 yaşlarında 2 cinayetin faili olarak tahliye olan, hiç bir mali ve örgütsel gücü bulunmayan Ahmet Tekin Baykal´ın bu kadar derin ve çaplı isimlerle aynı rant alanına girebilmesi, Veli Küçük´ün himayesinde hareket ettiğini göstermektedir. Gizli tanık Dilovası´nın, ifadesinin devamında, ´İsmi geçen Ahmet Tekin Baykal´ı Dev-Yolcu olarak bilirim. Kendisi 1990´lı yılların başından itibaren İzmit, Derince, Hereke civarında gayri meşru alemde bilinen bir isimdir. Polis ve jandarmanın o dönemde bu şahsın arkasında olduğuna dair söylentiler çıkıyordu. Bu şahsın Dilovası Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifini ele geçirmeye yönelik girişimleri oldu. Aramızda silahlı çatışmaya varan tartışmalar oldu. Bu tartışmaları bitirmek amacıyla kooperatifin yöneticileri olan Mehmet Terzioğlu, Emin Alkılıç, Cemil Ata ve soy ismini hatırlayamadığım Süleyman ve daha sonra öğrendiğim kadarıyla Veli Küçük´ün araya girmesi sonucu Ahmet Tekin Baykal ile olan ilişkimiz normale döndü´ şeklindeki beyanları bunu teyit etmektedir.´ İddianamede, Ergenekon soruşturması kapsamında ele geçirilen ´Mafya´ ve ´Mafyanın yeniden yapılandırılması´ başlıklı dokümanlara yer verildi.
SONRAKİ FAALİYETLER
Ahmet Tekin Baykal´ın Dilovası Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifindeki ´eylemlerinin´ ardından Aydın´a yerleştiği, Deveciler Derneğini açarak burada ´kumar işine´ başladığı ve burada aynı alanda faaliyet gösteren kişilerle çatışmaya girdiği ifade edildi. Baykal´ın, bu eylemlerinden dolayı 1997 yılında yeniden yakalanarak cezaevine gönderildiği belirtildi. Ahmet Tekin Baykal´ın, 31 Ocak 1997 tarihli Milliyet Gazetesinde yayınlanan ´Bana vur dediler´ başlıklı röportajında da, devlet adına suç işlediğini söylediği de iddianamede yer aldı. 2002´de çıkan aftan yararlanan Baykal´ın, İzmir´de Çerkes İbrahim olarak bilinen İbrahim Çiftçi´nin öldürülmesiyle doğan boşluğu doldurmaya çalıştığı, ´eski adamlarıyla´ yeniden suç örgütü oluşumuna gittiği vurgulandı. Baykal´ın liderliğindeki örgütün bazı kişilerin gayrimenkulleri ve iş yerlerine el koyduğu, eski Kuşadası Belediye Başkanı Fuat Akdoğan´ın da aralarında bulunduğu bazı kişilerin tehdit edilmesi olaylarına karıştığı ayrıntılı şekilde anlatıldı.
İBRAHİM TATLISES´İN OTELİNİN BASILMASI
İddianamede, İbrahim Tatlıses´in Kuşadası´nda bulunan otelinde, 2007 yılı Kurban Bayramı´nın 3. günü, Sami Hoştan ve bazı iş adamları ve sanatçıların katılımıyla kumar günü düzenlendiği öne sürüldü. Kumar günüyle ilgili kendisine bilgi verilmemesine sinirlenen Baykal´ın, örgüt mensuplarıyla silahlı olarak oteli bastığı, Sami Hoştan ve Tatlıses´in ise otelden kaçtıkları iddia edilerek şöyle denildi: ´Baskından sonra Ahmet Tekin Baykal, Sami Hoştan´a izinsiz kumar oynattığı için 1 milyon dolar ceza kestiği, bu paranın peyder pey Sami Hoştan´dan tahsil edildiği, buna ek olarak da Ahmet Tekin Baykal´ın yine izinsiz kumar oynattığı için İbrahim Tatlıses´in Kuşadası´na girmesini yasakladığı ve bu sebeple İbrahim Tatlıses´in son 2 sezon ´İbo Show´ adlı televizyon programını Kuşadası Tatlıses Otel yerine Bodrum´da yaptığı yönünde tespitlerde bulunulmuştur.´
İddianamede İbrahim Tatlıses´in 2008 yılının Ekim ayında İstanbul Emniyet Müdürlüğünde alınan ifadesine de yer verildi. Tatlıses´in Ahmet Tekin Baykal´ı şahsen tanımadığını, Sami Hoştan´ı ise 15 yıl önceden sanatçı arkadaşlarıyla gittiği bir sünnet düğününden tanıştıklarını söylediği belirtilerek, şöyle denildi: ´İbrahim Tatlıses´in alınan ifadesinde, 2 Ocak 2007 tarihinde Kuşadası ilçesindeki otelinde bayram vesilesi ile program olduğunu, Sami Hoştan´ın otelde bulunduğunu, otelinde müşterilere açık oyun salonu bulunduğunu, bu salonun kumarhane olarak faaliyet göstermediğini, işlerinin yoğun olması nedeniyle ne kendisi ne de Sami Hoştan´ın herhangi bir oyun oynamadıklarını, Ahmet Tekin Baykal ve adamlarının kumar oynatıldığı gerekçesiyle oteline baskın yapmalarının söz konusu olmadığını, otelinde kumar oynatılmadığını, Baykal´a para vermediğini söylemiştir.´ Tatlıses ise 25 Ağustosta Beşiktaş´taki İstanbul Adliyesinde ifade vermiş, basın mensuplarının, ´Neden geldiniz?´ sorusunu şöyle yanıtlamıştı: ´Daha önce tanık olarak gittim. Savcı, herhalde ´İbrahim Tatlıses dosyaya girerse daha ilginç olur´ dedi. İzmir´de, yani otelimizde olan bir olay... Aslında bir olay yok ama öyle gibi görünüyor. Çete yakalanınca, Kuşadası otel, motel geçiyor. İşte otelde kaldılar, ettiler. Halbuki kimse ne kaldı, ne etti... Onun için ben, mağdur olarak gittim ifade verdim.´
ERGENEKON DAVASIYLA BİRLEŞTİRME TALEBİ REDDEDİLMİŞTİ
İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi, davayla ilgili hazırladığı tensip zaptında, Ahmet Tekin Baykal tarafından kurulduğu ileri sürülen çıkar amaçlı örgütün, suç örgütü mü yoksa bir terör örgütünün alt yapılanması mı olduğunun tespit edilmesi için, her iki davanın yargılamasının birlikte yapılması gerektiğini kaydederek, hukuki ve fiili irtibat nedeniyle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nin 2008/209 esas sırasında devam eden dava dosyalarıyla birleştirilmesine muvafakat edilip edilmeyeceği konusunda, 13. Ağır Ceza Mahkemesine yazı yazılmasını kararlaştırmıştı. Ancak sanık sayısını ve henüz birinci Ergenekon davasındaki sanıkların sorgulamalarının tamamlanmamış olmasını dikkate alan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi birleşme istemini reddetmişti.
´SKORSKY´Lİ OPERASYON
Daha önce silahlı çete kurma suçundan cezaevine giren Ahmet Tekin Baykal liderliğindeki grubun yeniden suç örgütü oluşumuna giderek, yasa dışı faaliyetlerde bulunduğu iddiaları üzerine, 1,5 yıl süren takibin ardından Temmuz 2008´de, İzmir, İstanbul, Ankara, Aydın, Kuşadası, Muğla, Balıkesir, Samsun, Mersin, Kayseri, Zonguldak ve Antalya´da, Savcı Murat Gök´ün talimatıyla operasyon düzenlenmişti. ´Anafor´ adı verilen operasyonda, Ahmet Tekin Baykal ile emekli albay, emekli askeri savcı, emekli 2 uzman çavuş, Danıştay´daki hakimlik görevinden istifa etmiş bir avukat, iş adamları ile İzmir´de daha önce Asayiş Şube Müdür Vekilliği yapan emekli polis müdürünün de aralarında bulunduğu 58 kişi yakalanmış, 21 tabanca, 11 pompalı tüfek, bunlara ait çok sayıda mühimmat ve bir çelik yelek ele geçirilmişti. Operasyonda Skorsky tipi helikopter de kullanılmıştı. ´Anafor´ operasyonuna bağlantılı olarak gerçekleştirilen kumarhanelere yönelik ikinci operasyonda ise, 6´sı polis 11 kişi gözaltına alınmıştı. (Zaman)
İddianamede İbo´ya Kuşadası´nı yasaklayan ´baba´ya 510 yıl ceza istendi
Geçen yıl Kuşadası´ndaki çiftliğine Sikorsky helikopterle baskın yapılan İzmirli çete lideri Ahmet Tekin Baykal hakkında 510 yıl hapis istemiyle dava açıldı. Davanın sanıkları arasında Ergenekon davasında da yargılanan Sami Hoştan ile ünlü türkücü İbrahim Tatlıses ve Çeşme Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu da var. Ahmet Tekin Baykal ve adamlarıyla ilgili olarak zorla çek senet tahsilatı, yağma, adam kaldırma ve işyeri kurşunlama olaylarıyla ilgili şikayetler üzerine geçen yıl yapılan Anafor operasyonuyla çökertilen İzmirli çete için rekor cezalar istendi. Ege Bölgesi´nde karıştığı birçok suçtan dolayı geçmişte yargılanan, çete lideri olmaktan hükümlü Baykal ve adamları, iki yıl önce teknik takibe alınmış, dönemin Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Murat Gök´ün talimatıyla, operasyon için düğmeye basılmıştı. İzmir başta olmak üzere Aydın, Balıkesir, Muğla, Samsun, İstanbul, Ankara, Mersin, Kayseri, Zonguldak ve Antalya´da 100 ev ve 35 işyerine baskın düzenlendi. Polis, Ahmet Tekin Baykal´ın Kuşadası´ndaki çiftliğine, içerisinde özel harekat timlerinin bulunduğu Sikorsky helikopterle baskın yaptı, ancak Baykal çiftlikte yakalanamadı. Polis, çete liderini Çeşme´de lüks bir otelde sevgilisi M.K. ile birlikte yakaladı.
İşkence odalı villada el bombası ve çelik yelek
Baykal´ın Kuşadası´ndaki ormanlık alanda bulunan ve kale gibi korunan çiftliğinde arama yapan ekipler, baskın sırasında kaçmak için açılan tüneller, çek ve senetlerini ödemeyenlere işkence yapılan odalar, çok sayıda silah ve çok yüksek miktarda usulsüz şekilde elde edilen TL, döviz ele geçirdi. Eş zamanlı baskınlarda, şüphelilerin, gösterdikleri yerlerde yapılan aramalarda, 5´i ruhsatlı 21 tabanca, 11 pompalı tüfek, el bombaları, çelik yelek, telsizler, çok sayıda mermi ve evrak bulundu.
Sanıklar arasında hakim savcı ve komiser de var
Gözaltına alınanlar arasında Ahmet Tekin Baykal ile birlikte emekli albay Y.Y., emekli Emniyet Müdür Yardımcısı H.E., değişik rütbelerde 3 emniyet görevlisi, üç avukat, Danıştay dan ayrılma hakim R.S.U., işadamı H.İ., Beşok davasında yargılanıp beraat eden F.T., İzmir eski Askeri Başsavcısı H.Ç. ve Nuri ve Vedat Ergin´in de avukatlığını yapan E.B.´nin bulunduğu dört ayrı operasyonda toplam 182 kişi gözaltına alındı. Çetenin, Yargıtay´daki davalarına etki etmek için emekli albay, askeri savcı ve hakimi kullandıkları ileri sürüldü.
Yağma, kumar, silahlı örgüt kurma suçları
Soruşturmayı üstlenen, Anafor operasyonu ile bağlantılı toplam dört soruşturma evrakını inceleyip tek dosya haline getiren, Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Faruk Çalışkan, 50´si tutuklu 182 sanık hakkında ´Suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak´, ´Nitelikli yağma´, ´Kumar oynatmak´, ´İhaleye fesat karıştırmak´, ´Kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak “ ve ´Suç işlemek amacıyla kurulan silahlı örgüte bilerek yardım etmek´ suçlarından 6 ile 510 yıl arasında değişen hapis cezaları istemiyle Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi´nde dava açtı. Savcı Çalışkan, aralarında sanatçı, avukat, emekli hakim ve polislerin de bulunduğu sanıklardan en çok ceza 510 yıl ile Ahmet Tekin Baykal için istedi.
İddianamede Susurluk bağlantısına değinildi
Savcı iddianamede Baykal´ın bugüne kadar yaptıklarını, Susurluk sanıklarıyla ilişkilerini de anlattı. Sanıkların kendi aralarındaki telefon konuşmalarında ” Susurluk kazası olmasaydı 15 gün sonra İbrahim Şahin İzmir Emniyet Müdürü´ydü “ sözleri dinlemeye takıldı. 2 Ekim 2006´da işadamı İbrahim Çiftçi´nin İzmir´in Alsancak semtindeki bir kafede el bombasıyla öldürülmesi olayına da değindi. Bu olayda kullanılan el bombalarının, İstanbul Ümraniye´de ele geçirilen ve kamuoyunda Ergenekon adıyla bilinen soruşturmanın başlamasına neden olanlarla aynı seriden olduğunun saptandığı vurgulandı.
Hablemitoğlu cinayet sanığı Ergenekon bombasıyla öldürüldü
Necip Hablemitoğlu´nun öldürülmesinin ardından, Ankara´da polise başvuran bir kişi, cinayeti üstlenmiş, azmettirenin Çiftçi olduğunu iddia etmişti. İfadesi alınan Çiftçi, kanıt elde edilemeyince serbest kalmıştı. Çiftçi´nin Hablemitoğlu´nu çetenin talimatıyla vurduğu, ancak parasını alamadığı için itirafta bulunduğu, bu nedenle de çetenin Çiftçi´yi el bombası atarak ortadan kaldırdığı iddia edilmişti.
Ege Bölgesi´ni haraca kesmişti
Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan “Ulusal Çete” raporunda adı Alaaddin Çakıcı, Kürşat Yılmaz ve Sedat Peker gibi isimlerle birlikte geçen Çerkez kökenli Ahmet Tekin Baykal, son günlerin en çarpıcı operasyonlarından biri olan Anafor Operasyonu´nda Çeşme´de yakalanmıştı. Çerkez kökenli olması nedeniyle örgütünün çoğunluğunu aynı kökenden kişilerden oluşturduğu belirlenen Ahmet Tekin Baykal, yakalandığında üzerinde altın kaplama tabancası da ele geçirilmişti. İzmir ve Aydın başta olmak üzere Ege Bölgesi´nde karıştığı birçok suçtan dolayı 1997 yılında çete lideri olduğu iddiasıyla tutuklanan Baykal, cezaevinden çıktıktan sonra da yeniden suç örgütü kurdu. Çeşitli suçlara karışan Baykal, ´Çerkez İbrahim´ lakaplı İbrahim Çiftçi´nin bombalı saldırıyla öldürülmesinin ardından gayri meşru alanda tek söz sahibi olmak ve bunu ülke geneline yaymak için faaliyetlerde bulundu. Çiftçi´nin adamlarıyla iyi ilişkiler kurdu, kendi yanına çekti. Çete elemanları örgütten ´teşkilat´ olarak söz ediyor, olaylara gönderilen adamlara ´ekip´adı veriliyor, ekip lideri lüks keşif ve koruma araçlarıyla dolaşıyordu. Çete lideri Baykal, birbirini tanımayan, birbirinden habersiz hücre tipi bir yapılanma kurmuştu. Örgütün mensupları, teknik takibe yakalanmamak için cep telefonu kullanmıyor, Baykal da elemanlarıyla yüz yüze görüşüp talimat veriyordu. Savcı Çalışkan, hazırladığı iddianamenin yanında örgütün çalışma şeklini gösteren, örgüt üyelerinin fotoğraflarının da bulunduğu bir şemayı mahkemeye sundu.
İbo´ya ceza kesti: ´Kuşadası´na giremez´
İddianamede, 2007 yılı kurban bayramında, İbrahim Tatlıses´in Kuşadası´ndaki otelinde Sami Hoştan ve bazı işadamları ile sanatçıların da katıldığı bir kumar günü düzenlediği, Ahmet Tekin Baykal´ın kendisinden izin alınmadığı gerekçesiyle oteli bastığı anlatıldı. Tatlıses´in otelden kaçtığı, Baykal´ın bir daha ilçeye gelmesini yasakladığı, Sami Hoştan´a da 1 milyon dolar ´ceza´ kestiği, bu parayı taksitlerle aldığı kaydedildi. Ahmet Tekin Baykal ve adamlarının Ege Bölgesi´nde, kendilerinden izinsiz kumar oynatılmasına izin vermediği de yer aldı. Davada İbrahim Tatlıses´in de ´Suç işlemek amacıyla kurulan silahlı örgüte bilerek yardım´ ve ´Kumar oynatmak´tan 7 yıl hapsi istendi.
Özcan Deniz´i de Baykal vurdurmuş
Çete lideri Baykal´ın, şarkıcı Özcan Deniz´in Çeşme ilçesindeki bir konser sonrasında vurulması olayına da karıştığı iddianamede yazanlar arasında. Deniz´in bir gece kulübünde sahneye çıkmak için anlaşıp, parasını almasına rağmen sonradan vazgeçmesi yüzünden, işletme sahiplerinin isteğiyle vurulduğu ileri sürüldü. Çete lideri Ahmet Tekin Baykal´ın ´Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak´, ´Nitelikli yağma´, ´Kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak´ ve ´İhaleye fesat karıştırmak´ suçlarından cezalandırılması talep etti. Sami Hoştan´ın ´Suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak´ ve ´Kumar Oynatmak´tan 66 yıl, Çeşme Belediye Başkanı CHP´li Faik Tütüncüoğlu´na karşı ´Suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak´ ve ´İhaleye fesat karıştırmak´ suçundan 15 yıl hapis cezası istedi. Sanıklar önümüzdeki günlerde İzmir 8´inci Ağır Ceza Mahkemesi´nde hakim önüne çıkacak.
(26 Eylül 2009, 16:50)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: