İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen Ergenekon davasının bugünkü duruşmasında Mahkeme heyeti ´Karargah Evleri´ soruşturmasıyla ilgili Genel Kurmay Başkanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı ve MİT Müsteşarlığı´ndan bilgi istedi. Özellikle Genelkurmay ve Hava Kuvvetleri´nce gönderilecek cevap merakla bekleniyor. Çünkü Karargah Evleri yapılanması´nın TSK içindeki uzantısını konu alan askeri soruşturmanın ağırdan alındığı ve saptırıldığı şeklinde kamuoyunda bir kanaat oluşmuş durumda. Bu kanaati doğuran çok sayıdaki gelişmeden özellikle üç tanesi çok çarpıcı. Birincisi, MİT tarafından 2005 yılında genelkurmaya bildirilmiş olan Karargah Evleri yapılanmasıyla ilgili askerlerin 3 yıl boyunca herhangi bir soruşturma başlatmadığı Ergenekon savcısı Zekeriya Öz´ün genelkurmaya başvurmasıyla ortaya çıkmıştı. İkincisi, TSK içindeki örgüt yapılanmasına karşı başlatılan soruşturmayı Konya Yunak Cumhuriyet Savcılığı´nca evrakta sahtecilik yaptıkları tespit edilip haklarında soruşturma başlatılmış iki askeri savcının yürütüyor olması. Üçüncüsü de, bu savcıların İşçi partililerin suçlandığı Karargah Evleri soruşturmasına İşçi partili bir bilirkişi atamış olması. Bugün gün içinde gelen bir şok haber de Karargah Evleri konusunu tekrar Türkiye gündemine taşıdı. Bahsi geçen askeri savcılardan Ahmet Zeki Üçok şu saatlerde adi bir çete suçundan Beşiktaş´taki Cumhuriyet Savcılığı´nda sorgulanıyor. Bu haber girildiğinde sorgulaması, tutuklanması istemiyle sevk edildiği nöbetçi mahkemede devam eden Üçok´un tutuklanıp tutuklanmayacağı henüz bilinmiyor. Ancak Üçok´un evrak sahteciliği ve bugünkü çete suçlamasından başka Çankaya belediyesi imar işlerinden kazanç sağladığı suçlamasıyla da inceleme geçirdiği ve Milli Savunma Bakanlığından kınama cezası aldığı öğrenildi. TSK yöneticilerinin şimdiye kadar bunları görmemesi ve soruşturmayı bu askeri savcıların yürütmesine izin vermesi inanılır gibi değil. Bu açıdan, Ergenekon davasına bakan mahkemenin askeri makamlardan soruşturmayla ilgili bilgi istemesine askerlerin vereceği cevabın belki bu soruyu da cevaplayabileceği ileri sürülüyor.
MahkemeTSK´dan Karargah Evleri bilgisi istedi
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen Ergenekon davasının bugünkü duruşmasında Mahkeme heyeti ´Karargah Evleri´ soruşturmasıyla ilgili Genel Kurmay Başkanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı ve MİT Müsteşarlığı´ndan bilgi istedi. Özellikle Genelkurmay ve Hava Kuvvetleri´nce gönderilecek cevap merakla bekleniyor. Çünkü Karargah Evleri yapılanması´nın TSK içindeki uzantısını konu alan askeri soruşturmanın ağırdan alındığı ve saptırıldığı şeklinde kamuoyunda bir kanaat oluşmuş durumda. Bu kanaati doğuran çok sayıdaki gelişmeden özellikle üç tanesi çok çarpıcı. Birincisi, MİT tarafından 2005 yılında genelkurmaya bildirilmiş olan Karargah Evleri yapılanmasıyla ilgili askerlerin 3 yıl boyunca herhangi bir soruşturma başlatmadığı Ergenekon savcısı Zekeriya Öz´ün genelkurmaya başvurmasıyla ortaya çıkmıştı. İkincisi, TSK içindeki örgüt yapılanmasına karşı başlatılan soruşturmayı Konya Yunak Cumhuriyet Savcılığı´nca evrakta sahtecilik yaptıkları tespit edilip haklarında soruşturma başlatılmış iki askeri savcının yürütüyor olması. Üçüncüsü de, bu savcıların İşçi partililerin suçlandığı Karargah Evleri soruşturmasına İşçi partili bir bilirkişi atamış olması. Bugün gün içinde gelen bir şok haber de Karargah Evleri konusunu tekrar Türkiye gündemine taşıdı. Bahsi geçen askeri savcılardan Ahmet Zeki Üçok şu saatlerde adi bir çete suçundan Beşiktaş´taki Cumhuriyet Savcılığı´nda sorgulanıyor. Bu haber girildiğinde sorgulaması, tutuklanması istemiyle sevk edildiği nöbetçi mahkemede devam eden Üçok´un tutuklanıp tutuklanmayacağı henüz bilinmiyor. Ancak Üçok´un evrak sahteciliği ve bugünkü çete suçlamasından başka Çankaya belediyesi imar işlerinden kazanç sağladığı suçlamasıyla da inceleme geçirdiği ve Milli Savunma Bakanlığından kınama cezası aldığı öğrenildi. TSK yöneticilerinin şimdiye kadar bunları görmemesi ve soruşturmayı bu askeri savcıların yürütmesine izin vermesi inanılır gibi değil. Bu açıdan, Ergenekon davasına bakan mahkemenin askeri makamlardan soruşturmayla ilgili bilgi istemesine askerlerin vereceği cevabın belki bu soruyu da cevaplayabileceği ileri sürülüyor.
Askerlerin Karargah Evleri sessizliği sürüyor
Genelkurmay´ın örtbas edildiği iddialarına karşı Karargah Evleri soruşturmasıyla ilgili şu ana kadar tek açıklaması olmuştu. 17 Ocak 2009 tarihli genelkurmay basın bilgilendirme toplantısında yapılan açıklamada ´Karargah Evleri olarak bilinen olaya ilişkin olarak idari soruşturmanın tamamlanmasını müteakip, 31 Mayıs 2008 tarihinde, adli soruşturma emri verilmiştir. Soruşturma kapsamında 1 yarbay (Mustafa Dönmez) tutuklanmıştır. Soruşturma Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı`nca bütün boyutlarıyla yürütülmektedir´ denilmiş ve yarbay Dönmez´in İstanbul´daki Ergenekon savcılarına teslim edildiği açıklanmıştı. Gazetecilerin soru sormasına izin verilmeyen toplantıdaki bu genelkurmay açıklaması kafaları karıştırmıştı. Çünkü Yarbay Dönmez´i örgüt bağlamında tespit edenler zaten Ergenekon savcıları olmuş ve sanığı sorgulamaları, askeri yetkililerin yarbayı ancak 42 gün sonra teslim etmesiyle mümkün olmuştu. ( Star)
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde bugün görülen İkinci Ergenekon davasının 9. duruşmasında, savcılar tarafından iddianamenin okunmasına devam edildi. Savcı Nihat Taşkın, özetleyerek okudukları iddianamenin genel kısmının bittiğini, bundan sonraki bölümde sanıkların hukuki değerlendirmelerinin yapılacağını söyledi. Bunun üzerine mahkeme heyetine başkanlık yapan üye hakim Hasan Hüseyin Özese, iddianamenin okunmasına ara vererek, taleplere ilişkin görüşlerini açıklamak üzere Savcı Pekgüzel´e söz verdi. Savcı Pekgüzel, mahkemenin aldığı ´Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu hakkında ne gibi bir işlem yapıldığının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına sorulması, telefon görüşmelerinin de Telekomünikasyon İletişim Başkanlığından istenmesi´ yönündeki kararın geri alınması yönünde avukat Hasan Fehmi Demir tarafından talepte bulunulduğunu kaydetti. Kanadoğlu´nun bu davanın taraflarından olmadığını ifade eden Savcı Pekgüzel, bu talebin reddedilmesini istedi. Pekgüzel, Genelkurmay Başkanlığı´na yazı yazılarak, 2002-2009 yılları arasında Türk Silahlı Kuvvetleri´nde darbe girişimi olup olmadığının sorulmasını, olmuşsa ilgili belgelerin istenilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, talepleri değerlendirmek için verdiği aranın ardından talepleri karara bağladı.
Mahkeme Ergenekon savcılarının talebini kabul etti: Darbe iddiaları TSK´ya soruluyor
Mahkeme heyeti, tutuklu sanık Tuncay Özkan´ın talebi doğrultusunda, Genelkurmay Başkanlığına yazı yazılmasını kararlaştırarak, 2000-2009 yılları arasında TSK içerisinde askeri darbeye teşebbüs amacıyla bir örgütlenme olup olmadığı konusunda inceleme, soruşturma yapılıp yapılmadığının tespiti ile, var ise her türlü istihbarat, bilgi, belge ve diğer evrakın onaylı suretlerinin gönderilmesinin istenmesini karara bağladı. Mahkeme, yine Genelkurmay Başkanlığına yazı yazılarak, iddianamede belirtilen ´Sarıkız-Ay Işığı, Eldiven ve Yakamoz´ adlı darbe senaryolarıyla ilgili mevcut olduğu takdirde her türlü bilgi ve belgenin gönderilmesinin istenmesini kararlaştırdı.
Karargah Evleri askerlerce soruşturuluyor mu sorulsun
Ergenekon´un TSK içindeki uzantısı olan Karargah Evleri yapılanmasında adı geçen sanık Cengiz Köylü´nün talebini kabul eden mahkeme heyeti, İP-Karargah Evleri konusunda herhangi bir duyum haber, bilgi ve soruşturma olup olmadığı varsa bu sanıkla ilgisinin sorulması ve buna ilişkin belgelerin celbi için Genelkurmay Başkanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığına ve MİT Müsteşarlığına yazı yazılmasına hükmetti. Hatırlanacağı gibi 9 Ocak 2009 tarihli duruşmada da mahkeme heyeti başkanı Köksal Şengün, Genelkurmay´dan mahkemeye gelen bir yazıya istinaden ´Karargah Evleri´ne ilişkin Genelkurmay Başkanlığı´nın da soruşturma yürüttüğünü açıklamış, yazıda ´NATO tesislerine yönelik saldırı ve suikast planlarıyla ilgili tedbirler alındı ve savcılığa bildirildi´ denildiğini belirtmişti. ( Star)
İçişleri Bakanlığı´nın gizli Gazi olayları raporu istendi
Davaya bakan mahkemenin aldığı bir diğer önemli karar da Gazi olaylarıyla ilgili İçişleri Bakanlığı´ndan rapor talebiydi. Mahkeme heyeti, sanık Durmuş Ali Özoğlu´nun talepleriyle ilgili olarak, İstanbul´daki Gazi olaylarıyla ilgili 15 Mart 1995 tarihinde Bakanlar Kuruluna sunulduğu öne sürülen ´gizli´ ibareli raporun İçişleri Bakanlığı´ndan istenmesine karar verdi. Eğer bahsedilen rapor mevcutsa en kısa sürede mahkemeye iletilecek. Mahkeme, raporu inceledikten sonra geri gönderecek.
İddianame okunurken Ergenekon Terör Örgütü ifadesi kullanılabilir
Heyet, sanık müdafilerinin iddianamenin okunması sırasında ´Ergenekon terör örgütü´ tabiri yerine ´iddia olunan örgüt´ tabirinin kullanılmasını talep etmişlerse de iddianamede yer alan bu tabirin okunmasının usul ve yasaya aykırı bir tarafının bulunmadığını, söz konusu örgütün var olduğunun iddia makamınca iddia edildiğini dikkate alarak, bu konudaki talebi reddetti.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´ndeki duruşmada, mahkeme heyeti, sanık Mehmet Haberal´ın avukatlarının talepleriyle ilgili olarak, ´0321 212 80 16 - 0532 284 81 30´ numaralı telefonlara ait HTS raporunun tesis tarihinden itibaren arayan ve aranan numaraları, konuşma tarih ve sürelerini, baz istasyonlarını gösterir şekilde Excel formatında ve CD olarak istenmesi için ilgili iletişim hizmetleri müdürlüklerine yazı yazılmasına karar verdi. Tutuklu sanık Yalçın Küçük´ün avukatlarının talepleriyle ilgili olarak mahkeme heyeti, iddianamenin kabul edilmiş olması karşısında bu aşamada sanık Yalçın Küçük ile ilgili bir kısım bölümlerin çıkarılması yönündeki talebin reddi ile sanık avukatının iddianamede müvekkiliyle ilgili belgelerin bir kısmının delil klasörlerinde olmadığı yönündeki iddiasının araştırılmasına hükmetti. Heyet, Sabih Kanadoğlu´nun vekilinin geçen duruşma ´4g´ no´lu ara karardan dönülmesi yönündeki talebinin, bu konuda Cumhuriyet Savcılığına bilgi mahiyetinde yazı yazılmış olduğu ve incelenmek üzere adı geçene ait telefon dökümlerinin istendiği dikkate alınarak, herhangi bir karar verilmesine yer olmadığını kararlaştırdı. Mahkeme heyeti, tutuklu sanık Tuncay Özkan´ın siyasi partilerle ilgili taleplerinin kısmen kabulüyle, 1998-2009 yılları arasında kurulan siyasi partilerin hangi tarihte kimler tarafından kurulduğunun, genel başkanlarının ve kurucularının isimleriyle birlikte bildirilmesi için İçişleri Bakanlığına yazı yazılmasına karar verdi.
Mahkeme, tutuklu sanık Adil Serdar Saçan´ın talebi doğrultusunda, 1 Mart 2001 ile 14 Kasım 2002 tarihleri arasındaki Tuncay Güney´in anlatımları ve kendisinden ele geçirilen dokümanlar üzerine alınan ön çalışma izni konusunda İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yazılan veya bu şubeye gelen yazıların onaylı birer örneklerinin İstanbul Emniyet Müdürlüğünden istenmesini kararlaştırdı. Yine Saçan´ın talebi üzerine, 2001 yılında şüpheli Tuncay Güney´e ait ev ve iş yerinde yapılan aramalarda ele geçen ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´nda bulunduğu anlaşılan doküman ve malzemelerin araştırılarak döküm listesinin bu sanığa verilmesini hükme bağlayan mahkeme heyeti, sanık Hasan Atilla Uğur´un dilekçesinde bahsettiği 5 ve 6 no´lu CD´ler üzerinde parmak izi incelemesi yapılması ve Uğur´un parmak iziyle karşılaştırılması için İstanbul Adli Tıp Kurumuna yazı yazılmasına karar verdi. Mahkeme heyeti, Uğur´un dosya içerisinde bulunan Silahlı Kuvvetlerin emekli personeli olduğunu gösterir belgenin bir sureti eklenerek, bu sanığın Kütahya´da daimi veya geçici olarak çalışıp çalışmadığının, çalışmışsa hangi zaman dilimlerinde çalıştığının Jandarma Genel Komutanlığından sorulmasını hükme bağladı. Sanık Levent Ersöz´ün avukatı Alı Rıza Dizdar´ın mahkemeye faksla gönderdiği reddi hakim talebine ilişkin dilekçesinin de herhangi bir hakim havalesi içermemesi, dosyada aslı bulunmaması, aynı sanığın bir başka avukatı tarafından da teyit edilmemesi üzerine bu dilekçeye ilişkin bu celse herhangi bir işlem yapılmasına gerek görmeyen mahkeme heyeti, avukat Dizdar dilekçesini teyit ettiğinde veya dilekçenin aslını sunduğunda talebine ilişkin gereğinin yapılmasına hükmetti.
Tahliye talepleri reddedildi
Mahkeme heyeti, dosya kapsamı, her sanığa iddianamede ayrı ayrı isnat olunan suçlamalar ve bunlarla ilgili sevk maddeleri, atılı suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığının devam etmesi hususlarını dikkate alarak, tutuklu sanıkların tahliye taleplerini reddetti. ( Zaman)
(25 Eylül 2009, 23:00)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Karargah Evleri ile ilgili tüm manşetlerimiz
Karargah Evleri soruşturmasının askerlerce savsaklanması