Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 'futbol yapılanması'na yönelik eski futbolcular tutuklu sanık İsmail Demiriz ile tutuksuz sanık Uğur Tütüneker ve firari sanık Arif Erdem'in, 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 7,5 yıldan onbeşer yıla kadar hapis cezası talebiyle yargılanmasına başlandı. Duruşma sonunda Demiriz tahliye edildi.
18.02.2017 17:47 Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 'futbol yapılanması'na yönelik eski futbolcular tutuklu sanık İsmail Demiriz ile tutuksuz sanık Uğur Tütüneker ve firari sanık Arif Erdem'in, 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 7,5 yıldan onbeşer yıla kadar hapis cezası talebiyle yargılanmasına başlandı.
14 Şubat'ta İstanbul 23'üncü Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuklu sanık İsmail Demiriz cezaevinden getirilirken, tutuksuz sanık Uğur Tütüneker ve avukatları da salonda hazır bulundu. Firari sanık Arif Erdem ise duruşmaya katılmadı.
Duruşmada kimlik tespiti yapılan tutuklu sanık Demiriz, teknik direktör olduğunu ve emekli maaşı aldığını söyledi.
Teknik direktör olduğunu belirten Uğur Tütüneker ise üzerine kayıtlı gayrimenkul ve arabaya tedbir konulduğunu ifade etti.
Duruşmada iddianamenin özeti okundu.
Kimlik tespitleri yapılan sanıklar, mesleklerini antrenör olarak yazdırırken, ilk olarak tutuklu sanık İsmail Demiriz'in ifadesi alındı.
Sanık Demiriz ifadesinde 1990 yılında Galatasaray'da oynamaya başladığını söyleyerek, 'Her futbolcunun yaşadığı gibi benim de kötü ve düzensiz bir hayatım vardı. Müslümanım, dinimi öğrenmek istiyordum. Bu amaçla dini kitaplar okumaya başladım. Ama bunlar yetmiyordu. Çarşı esnafındakilerle tanıştım. Onların aracılığıyla 1990-1991 itibariyle evlerde düzenlenen dini sohbetlere katılmaya başladım. Bu sohbetlere kimseyi zorla götürmedim. 1991 yılında Fetullah Gülen ile tanıştım' dedi.
'Hiçbir zaman bu hareket içinde sorumluluk düzeyinde bir görev almadım'
FETÖ lideri Gülen ile tanıştıktan sonra dini bir hareket olarak düşündüğü için sohbetlere devam ettiğini kaydeden sanık Demiriz, 'Hiçbir zaman bu hareket içinde sorumluluk düzeyinde bir görev almadım. Bu hareket, hizmet hareketi olarak biliniyordu. Gayrimeşru bir hareket olduğundan bilgim yoktu. 1998 yılında Sait Alpsoy ile tanıştım. Uğur Tütüneker ile Fatih'te ortak bir restoran işletiyorduk. Alpsoy zaman zaman buraya gelip giderdi. 1998 yılında kendisiyle bir konuşmamız esnasında Foça'da askerlere iman hizmeti anlattığını söylemişti. Yapı ile bağım 2013 yılına kadar devam etti. Henüz 17-25 Aralık operasyonları olmadan evvel Pensilvanya'ya Fetullah Gülen'in yanına gittim. O tarihten sonra bu yapıyla irtibatımı kestim' ifadelerini kullandı.
Mahkeme Başkanı: 'Parası olanı es geçmezlerdi, şaşırdım'
Sanığın ifadesini tamamlamasının ardından, mahkeme başkanı sanığa, 'Bu örgüte para yardımında bulundunuz mu?' diye sordu. Sanık Demiriz böyle bir şey olmadığını söyleyince mahkeme başkanı 'Parası olan adamları es geçmezlerdi de. Ben şaşırdım' dedi.
Sanık, ev aramasında ele geçirilen 1 Amerikan doları banknotları ile ilgili soruya, 'Bu paralar, Gülen veya bu yapıya mensup kişilerce verilmemiştir. Ben antrenörken zaman zaman yurt dışına gidip geliyordum. Harcamalar sırasında cebimde kalan bozuk paralar oluyor. Bu parada onlardandır, oğlumun odasındaki bir kutuda bulunmuştur. Hatta bu kutuda farklı ülkelere ait paralar da vardı' yanıtını verdi.
'Evimde bulunan gömlek Fetullah Gülen ziyaretinden hediye'
Demiriz'e, ev aramasında ele geçirilen M.F.G. işlemeli gömlek ve Fetullah Gülen'in bulunduğu fotoğraflar ile ilgili söyleyecekleri soruldu. Demiriz, 'Ben 2013 yılında Gülen'i ziyaret için Pensilvanya'ya gitmiştim. Bu ziyaret sonrası, orada herkese hediyeler dağıtılıyordu. Ayıp olur diye pakette ne var açıp bakmadım. O hediyeyi eve getirdim. İçinde gömlek varmış. Diğer çamaşırların arasına koymuşum. Fotoğraf ise bir yerlerde kalmış, zaten o karelerde ben yokum' dedi. Bank Asya'ya hiç para yatırmadığını ve Uğur Tütüneker ile işlettikleri restorana gelen Bank Asya Şube müdürünün ısrarı üzerine bu hesabı açtığını söyleyen Demiriz, örgüt içi haberleşme programlarının hiçbirini kullanmadığını söyledi.
'OKAN BURUK İLE BİR KEZ, BÜLENT İLE TUGAY'I HATIRLAMIYORUM'
Soru üzerine futbolcu Okan Buruk ile sohbete gitmediğini ancak bir sohbette Buruk ile karşılaştığını söyleyen Demiriz, Bülent Uygun ve Tugay Kerimoğlu'nun ise bu toplantılara katıldığını hatırlamadığını söyledi.
TÜTÜNEKER: CEMAATE GİTMEMİN AMACI DİNİ ÖĞRENMEKTİ
İsmail Demiriz'in ardından tutuksuz sanık Uğur Tütüneker savunmasını yaptı. 1993 yılında Gülen cemaati ile tanıştığını belirten Tütüneker, '1998 yılına kadar sohbetlere gidip geliyordum. 1998 yılında antrenörlüğe başlayınca bağım koptu. Herhangi bir görev almadım. Kod isim kullanmadım. Ben Uğur Tütüneker'im. Bu adımla biliniyorum. Bu cemaatin gayri meşru bir amaç taşıdığını bilmiyordum. Beni tüm başkanlara sorsunlar. Şahitlerdir. Cemaat gücüyle buralara geldiğim iddia ediliyor. Ben bu noktaya kendi emeğimle geldim. Futbolculara sorabilirsiniz. Ben kimi sohbetlere götürmüşüm?' dedi.
'Soruşturmam olduğunu öğrenince takımı bırakıp geldim'
Tütüneker, Bylock, eagle gibi örgüt içi haberleşme uygulaması kullanmadığını kaydederek, 'Örgüte ait yayın organlarına aboneliğim yoktu. 5-6 yıl önce Bank Asya hesabım vardı. Battığını duyunca tüm paramı çektim. Soruşturma başladığı tarihte hakkımda İsviçre'de bir futbol takımının antrenörlüğünü yapıyordum. Hakkımdaki iddiaları duyunca hemen işlemlere başladım ve Türkiye'ye geldim' ifadelerini kullandı.
Duruşmada, sanık savunmalarının ardından tanık olarak hazır bulunan, FETÖ'de bir dönem imamlık yaptığı belirtilen Sait Alpsoy'un beyanı alındı.
TANIK: FETÖNÜN MAHREM İMAMIYDIM SONRA GAYRİ RESMİ FUTBOL İMAMI OLDUM
Daha sonra Sait Alpsoy tanık olarak dinlendi. Demiriz ile 1993'te Foça'da tanıştıklarını belirten Alpsoy, o dönemler FETÖ'nün İzmir'deki mahrem imamı olduğunu ve iltisaklı olan askerlere sohbet verdiğini söyledi. FETÖ'nün, devleti ele geçirme amacının olduğunu bilmediğini ileri süren Alpsoy, İsmail Demiriz ile Uğur Tütüneker'in de FETÖ'nün bu amacını bilmediklerini sadece dünyada dini yaymak üzere kurulmuş bir cemaat olarak gördüklerini söyledi.
'TSK'NIN DİNDARLARA DARBE YAPMASINI ENGELLEMEK İÇİN SOHBET VERDİĞİMİZİ ZANNEDİYORDUM'
Mahkeme başkanının askerlere hangi amaçla sohbet verdiğini sorması üzerine tanık Alpsoy, 'Bize, geçmişteki askeri darbelerde olduğu gibi dindarların hedef alınacağı faşist bir darbeye karşı engel olmak için, TSK içerisindeki yapıya sempati duyan kişilere bu sohbetleri veriyoruz deniliyordu. Biz de hep bu amaçla sohbet verdiğimizi düşünüyorduk. Benim dahi bilmediğim FETÖ'nün bu gizli gayesini Tütüneker ile Demiriz'in bilmesi mümkün değil' diye konuştu
Örgütle ilgili kamuoyuna deklare edilen amaç ve hedeflerin, gerçek amaç ve hedefler olmadığını söyleyen Alpsoy, 'Biz inanıyorduk fakat bunlar gerçek değildi. Bu bildiğimiz amaçlar, hukuki, vicdani, insani açıdan yadırganacak şeyler değildi. İnsanların ahiretlerinin kurtarılmasına yönelik, dindar sorumluluğu arz etmeye yönelik dile getirilen amaç ve hedeflerdi. İnsanların büyük kısmı da buna inandı, aldandı ama asıl gerçekler daha sonra ortaya çıktı.' dedi.
'Kirli hedeflerine yönelik en küçük bir tahmin söz konusu değildi'
Darbe girişiminin yapıldığı 15 Temmuz'da örgütün gerçek amaç ve hedeflerinin görünür hale geldiğini anlatan Alpsoy, 'Devleti ele geçirmek için Fetullah Gülen'in önderliğinde, onun zihninde inşa edilmiş, totaliter bir rejim oluşturmak şeklindeki hedefe, bu kirli hedefe yönelik olduklarına dair, bizzat şahitlik edebileceğim en küçük bir tahmin, bir algı söz konusu değildi. Olsaydı, bu en azından ikili, üçlü dar dairedeki sohbetlerde gündem konumuz olurdu.' ifadesini kullandı.
Örgütle ilgili kişisel değerlendirmeyi 15 Temmuz'da değil 17-25 Aralık sürecinde yaptığını da belirten Alpsoy, 'Bu süreç yaşanıncaya kadar örgüt mensubu ya da değil kişilerin, örgütün deklare ettiği sahte amaçlarına inanarak, iyi niyetle, samimi olarak işin içinde bulunmasını makul karşılarım. Ama 17-25 Aralık'tan sonrasında da örgütün gerçek niyeti, amaçları itibarıyla bir kısım insanlar halen inanmaya devam etmişlerse, edebi tabirle bir mim koyulması gerektiğini düşünüyorum.' değerlendirmesinde bulundu.
'Gayriresmi olarak futbol imamıydım'
FETÖ'yle ilgili iddialı konuşacağı dönemin 1999-2005 seneleri arası olduğu ve doğrudan Pensilvanya'dan geldiğini tahmin ettiği bir emir üzerine bu örgütten dışlandığına dikkati çeken Alpsoy, şöyle devam etti:
'Bana gelen bilgilere göre, benimle ilgili, 'yüzüne hakaret edin, rencide edin' denilmiş. Ben gayriresmi olarak futbol imamıydım. Benim pozisyonum spontane, kendiliğinden gelişmiş bir pozisyondu. Atanmadım. O nitelikte olan, 'Nusret' adlı başka biri vardı, futbol imamı olarak. Antalyalı olduğunu ve o tarihlerde İstanbul'daki üniversitelerden birinde yüksek lisans yaptığını biliyorum. Futbolcularla kişisel uyum problemi olduğu, çocukların ona çok sempati duymadıkları söyleniyordu. Kişisel olarak Demiriz ve Tütüneker ile tanışıyordum. Onlar, cemaatin tayin ettiği kişileri sevmiyorlar, oynayan futbolcular onunla bir araya gelmek istemiyorlar. İslami motivasyonlarına yönelik olarak, yukarıya da haber vermeden İstanbul sorumlusu Ahmet Kara'dan, çocukların dinlerini daha iyi öğrenmeleri, manevi gelişimine örnek olması için imamlık teklifi geldi. Örgütteki motivasyonuma uygundu, teklifi kabul ettim. Fakat kısa süre sonra bu durum yukarısı tarafından tespit edildi ama yukarısı futbolcuların benden ve benim fonksiyonumdan memnun olduğunu duyunca, 'bu böyle devam etsin, buna göz yummuş olalım' deyip bir çeşit gayriresmi tasvip oluştu.'
'Demiriz ve Tütüneker, manevi çöküntüden şikayetçiydi'
Ahmet Kara ile oluşan sürtüşme ve ahlaki çöküşü görmesiyle 2003 yılında örgütle irtibatını sona erdirdiğini belirten Alpsoy, 'Buradan ayrıldım. Bunu Tütüneker ve Demiriz ile paylaşmışızdır. Onlar da manevi çöküntüden şikayetçiydiler, herkes gibi. 2005 senesine kadar futbolcu arkadaşlarla sadece kişisel samimiyetim devam etti. Ahmet Kara çok sert şekilde devreye girdi. Pensilvanya'dan emir geldiğini ileri sürerek, futbolcu arkadaşların beni aforoz etmelerini tayin etti. Zaten o saatten sona yüz yüze gelmiş değiliz.' ifadesini kullandı.
Bu süreçte İsmail Demiriz ve Uğur Tütüneker'in örgüt içinde hiyerarşik pozisyonlarının olmadığını, emekli pozisyonunda bulunduklarını ve örgütün emekli olanları ikinci derecede önemli gördüğünü de vurgulayarak, 'Bugün de böyledir sanırım. Kamuoyunda giderek şöhretleri azalır çünkü. Örgüte yüksek miktarda bağış yapma imkanları da ortadan kalkmıştır, gelirleri düştüğü için. El üstünde tutulanlar; halen daha büyük futbol takımlarından birinde oyunculuğa devam eden, ücreti artan, ciddi ücret alan insanlardır.' diye konuştu.
'Benim mahrem hizmetlerde olduğumu belki biliyorlardır'
Mahkeme heyeti başkanının, 'O tarihe kadar devlet kademesi içinde polisin kullanıldığını, sınav sorularının çalındığını, belirli yerlere belirli adamlar sokulduğunu bilmiyor muydunuz kendi özelinizde?' diye sorulan Alpsoy, 'Ben zaten mahrem hizmetindeydim İzmir'de. Bu geçmişim nedeniyle ben çok fazlasıyla biliyordum. Foça ve İzmir'deydim. Fakat bahsini ettiğimiz arkadaşların benim çapımda olayın bu boyutunu bilmeleri mümkün değildi. Ben bile arkada bıraktığım geçmişimde bu arkadaşlara ayrıntılı olarak anlatmadım. Çok biliyorlarsa bile benim genel olarak mahrem hizmetlerde bulunduğumu belki bilmişlerdir. Emniyetteki sistematik örgütlenmeyi biliyorlardır. Fakat bu derece siyaseti eli geçirmek üzere kadrolaştıklarını bildiklerini düşünmüyorum.' değerlendirmesini yaptı.
Tanık anlatımının ardından, sanık avukatlarının talepleri alındı. Tutuklu sanık Demiriz'in avukatı tahliye talebinde bulunurken, Tütüneker'in avukatı adli kontrol tedbiri ile mal varlığına konulan tedbir kararlarının kaldırılmasını istedi.
Taleplere ilişkin görüşü sorulan savcı ise tutuklu sanık İsmail Demiriz hakkında, savunmasının alınması, aramasında ele geçirilen materyallerin makul şüphe kapsamında kalması, anlatılan olaylara ilişkin dönemler ve ilk kolluk tarafından yapılan 'ByLock' sorgusu dikkate alınarak adli kontrolle tahliye kararı verilmesi talebinde bulundu. Savcı sanıklardan Uğur Tütüneker hakkında adli kontrol ve mal varlığı tedbir durumu ile Arif Erdem hakkındaki yakalama emrinin devamına karar verilmesini de istedi.
Mahkemenin tahliye ve tedbirlerin kaldırılması kararı
Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanık İsmail Demiriz'in mevcut delil durumu, savunmasının alınması ve tutuklu kaldığı süre dikkate alınarak tahliyesine karar verdi.
Tutuksuz sanık Uğur Tütüneker hakkında adli kontrol tedbirini kaldıran heyet, Tütüneker ve Demiriz'in mal varlıklarına uygulanan tedbirin kaldırılmasını da kararlaştırarak, duruşmayı 11 Mayıs'a erteledi.
TAHLİYE EDİLDİ
Duruşma sonunda İsmail Demiriz'in tahliyesine karar verildi.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Mehmet Şenay Baygın tarafından hazırlanan iddianamede, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) futboldaki yapılanması ve sanıklara ilişkin suçlamalar anlatılıyor.
Uzun zaman 'imamlık' yaptığı, örgüt adına futbol camiasıyla temas kurduğu ve daha sonra Fetullah Gülen'in Mavi Marmara gemisiyle ilgili söylemlerine kızıp örgütten bağını kopardığı belirtilen Sait Alpsoy'un savcılık ifadesine yer verilen iddianamede, Alpsoy'un, 'Türk Milli futbol takımının 2002 dünya şampiyonasında üçüncü olmasının ardından cemaate yakın futbolcuların aldığı teşvik priminden 200 veya 500 bin doların bir araya getirildiği, Arif Erdem'in bu parayı Fetullah Gülen'e götürdüğü, Gülen'in kabul etmediği, sonrasında Arif Erdem'in Gülen'in yardımcısı olan Cevdet Türkyolu'na bu parayı verdiği ve Gülen'in de bu durumdan memnuniyet duyduğunu Arif'e söylediğini bildiği' beyanları dikkati çekiyor.
Örgütün şifreli yazışma programı ByLock kullanıcısı olan Arif Erdem'in cep telefonundan Gülen'e ait telefon numarasıyla 289 kez görüştüğü ve HTS kayıtlarına göre FETÖ lideriyle sürekli irtibat halinde olduğu belirtilen iddianamede, İsmail Demiriz'in, Galatasaray'da oynarken örgüte ilk giren isimlerden olduğu, Uğur Tütüneker'in de örgüt temsilcileriyle hareket ettiği, örgütün desteğini aldığı ve örgüte maddi yardımda bulunduğu öne sürülüyor.
İddianamede şüphelilerin, 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 7,5 yıldan onbeşer yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.
Paralel yapı-24 Ağustos (2016) 'İstanbul Futbolda Fetullahçı Yapılanma 3 sanık' davası
(18 Şubat 2017, 17:47)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: