Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından eski Emniyet Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin´in (53) ´beyin´ sağlığı normal çıktı. Susurluk skandalına adı karışan ve mahkemece ceza alan Şahin, Adli Tıp´taki Kontrgerillacılar tarafından verilen ´iyileşmez bunama - demans´ teşhisiyle dönemin cumhurbaşkanı Necdet Sezer tarafından affedilmişti. Yıllar önceki bu raporu öne sürerek Ergenekon tutuklusu Şahin´in Silivri cezaevinden kurtulması için başvuran avukatı, İstanbul 13. Ağır Ceza´nın yeni bir rapor için Şahin´i Bakırköy´e sevketmesi üzerine tepki göstermiş, Sezer´in affetmesine yol açan rapora güvenilmemesine üzülmüştü. Ancak cezaevinden çıkınca hayret verici şekilde bunaması iyileşiveren Şahin, Ergenekon Terör Örgütü içerisinde çok önemli görevler almış özellikle suikast timleri olan S-1´leri organize ettiği anlaşılmıştı. Polislerin evinde yaptığı aramada uzun saatler Şahin´in yerinden kalkmamasından şüphelenilmesi üzerine sandalyesinde yapılan aramada ele geçirilen krokiden hareketle arazide çok sayıda silah bulunmuştu. ´Bunamış hali böyleyse bunamamışı nasıldır?´ diye sordurtan Şahin´in hala ´iyileşmez bunama´ iddiasıyla rapor alarak davadan kurtulmaya çabalaması bu kez işe yaramıyor. Benzer şekilde, mahkemedeki duruşmalarda olay çıkaran ve deli olduğu şüphesini uyandıran hareketler sergileyen Danıştay saldırganı Alparslan Arslan için Bakırköy´de yapılan tetkikler sonucu çok net bir teşhis konulmuştu: ´Şahıs simulasyon yapmaktadır´, yani kendini hasta göstermeye çalışmaktadır.
Alparslan´dan sonra Şahin de sağlam çıktı: Bunama emaresi yok
Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından eski Emniyet Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin´in (53) ´beyin´ sağlığı normal çıktı. Susurluk skandalına adı karışan ve mahkemece ceza alan Şahin, Adli Tıp´taki Kontrgerillacılar tarafından verilen ´iyileşmez bunama - demans´ teşhisiyle dönemin cumhurbaşkanı Necdet Sezer tarafından affedilmişti. Yıllar önceki bu raporu öne sürerek Ergenekon tutuklusu Şahin´in Silivri cezaevinden kurtulması için başvuran avukatı, İstanbul 13. Ağır Ceza´nın yeni bir rapor için Şahin´i Bakırköy´e sevketmesi üzerine tepki göstermiş, Sezer´in affetmesine yol açan rapora güvenilmemesine üzülmüştü. Ancak cezaevinden çıkınca hayret verici şekilde bunaması iyileşiveren Şahin, Ergenekon Terör Örgütü içerisinde çok önemli görevler almış özellikle suikast timleri olan S-1´leri organize ettiği anlaşılmıştı. Polislerin evinde yaptığı aramada uzun saatler Şahin´in yerinden kalkmamasından şüphelenilmesi üzerine sandalyesinde yapılan aramada ele geçirilen krokiden hareketle arazide çok sayıda silah bulunmuştu. ´Bunamış hali böyleyse bunamamışı nasıldır?´ diye sordurtan Şahin´in hala ´iyileşmez bunama´ iddiasıyla rapor alarak davadan kurtulmaya çabalaması bu kez işe yaramıyor. Benzer şekilde, mahkemedeki duruşmalarda olay çıkaran ve deli olduğu şüphesini uyandıran hareketler sergileyen Danıştay saldırganı Alparslan Arslan için Bakırköy´de yapılan tetkikler sonucu çok net bir teşhis konulmuştu: ´Şahıs simulasyon yapmaktadır´, yani kendini hasta göstermeye çalışmaktadır.
İkinci Ergenekon iddianamesinin sanıklarından İbrahim Şahin, yaklaşık 15 gün önce tutuklu bulunduğu Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´nden, Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi´ne getirilmişti. Sağlık sorunları gerekçesiyle sürekli tahliye talebinde bulunan Şahin´in ´bunama´ raporu almak için çabaladığı ileri sürüldü. Kaldırıldığı hastanede sağlık kontrolünden geçirilen Şahin´in 11 Eylül´de beyin tomografisi çekildi. İşlemlerinin tamamlanmasının ardından yeniden cezaevine gönderildi. Şahin´in çekilen tomografisinin sonuçları belli oldu. Hazırlanan rapora göre, İbrahim Şahin´de ´bunama´ belirtisine rastlanmadı. Beyin yapısı yaşıtlarıyla uyumlu, herhangi bir sorunu yok. Kan akışı anormal bir durum tespit edilemedi. Kemik yapısı da gayet normal.
İbrahim Şahin´in yakalandığı öne sürülen ´bunama´ hastalığı genelde 65 yaş üzeri kişiler için risk oluşturuyor. Henüz 50´lerinde olanların bu hastalığa yakalanma oranı düşük. Hastalığın kesin tanısı ancak otopsi yapılarak beyin dokusunun mikroskop altında incelenmesiyle konulabiliyor. Fakat bu olamayacağı için kişiye yapılan birtakım testler ve klinik muayene ile hastalık teşhis edilebiliyor. Beyin görüntüleme yöntemi olan BT incelemesi de bunlar arasında önemli bir yer teşkil ediyor. Önümüzdeki günlerde Adli Tıp Kurumu´nda sağlık kurulunun önüne çıkacak olan Şahin, en son 27 Mart 2009 günü Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi´nde 6 saat kontrolden geçirilmişti. Burada genel cerrahi, dahiliye, kulak burun boğaz, nöroloji ve psikiyatri servislerinde muayene edildi. Şahin´in devlet hastanesindeki raporu 10 Nisan 2009´da tamamlandı. Beş servisten uzman doktorların imzasını taşıyan raporda, Şahin´in ´demans´ yani bunama hastası olduğu belirtildi. Fakat kesin teşhis için Şahin´in Adli Tıp Kurumu´nda kurul önüne çıkması gerekiyor. İbrahim Şahin, Susurluk davasında cezaevine gönderildiği 2003 yılında da Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu´nda ´bunama´ raporu almıştı.
Necdet Sezer güvendi İstanbul 13. Ağır Ceza güvenmedi
Susurluk´tan raporla kurtuldu
İki raporda da İbrahim Şahin´in travmaya bağlı yakın ve uzak hafıza kaybına uğradığı ileri sürülmüştü. Raporda, Hastanın hastalıkları kalıcıdır. Düzelme göstermez. ifadeleri yer alıyordu. Şahin´in cezası, dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından affedilmişti. İddianamede, ´darbeye teşebbüsle´ suçlanan İbrahim Şahin hakkında 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor. ( Zaman)
İbrahim Şahin 2000 yılında geçirdiği kazadan beri malulmüş. Allah korusun bir de malül olmasaydı ne olurdu acaba?..
Avukatı Rukiye Hanım, Sezer döneminde alınan rapora güvenilmeyerek yeni rapor istenmesine içerlemişti
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu bulunan eski Özel Harekat Daire Başkan Vekili İbrahim Şahin için tahliye talebinde bulunulması üzerine ikinci bir rapor istendiği öğrenilmişti. Müvekkilinin tahliyesi için nöbetçi mahkemeye dilekçe veren Rukiye Kibar, Daimi olduğu onaylanmış bir hastalığın devam edip etmediğini tespit ettirmenin hiçbir hukuki tarafı yoktur. diyerek duruma tepki göstermişti. Şahin´e basın yoluyla ´hastane hastane dolaştırılarak tahliye edilmeye çalışılıyor´ iddiasıyla saldırı yapıldığını ve müvekkilinin diğer sanıklarla aynı kefeye konulduğunu savunan Kibar, Müvekkilim 2000 yılında geçirdiği kazadan beri maluldür. Sekiz ayrı hastaneden alınan raporlara istinaden Adli Tıp Kurumu kararı doğrultusunda cezaevi şartlarında yaşayamayacağı anlaşılmıştır. Hastalığının tedavisi mümkün olmayan ve sürekli hastalık olduğundan cezası dolmadan dönemin cumhurbaşkanı tarafından affedilmiştir. Bu raporlara istinaden mahkemeden tahliye edilmesini talep etmeme rağmen yeni rapor istendi. Daha sonra İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin talebi ile müvekkilim hastaneye sevk edildi. Daimi olduğu onaylanmış bir hastalığın devam edip etmediğini tespit ettirmenin hiçbir hukuki tarafı yoktur. Ama maalesef istenmiştir. Bu da düşündürücüdür. demişti.
Herkeste aynı numara biraz farklısını söyleyen yok mu? ´Müvekkilimin üzerinden Ergenekon tertibi kuruluyor gerçek suçlular gizleniyor´
Rukiye Kibar, müvekkili Şahin´in demans (bunama) nedeniyle fiili ehliyetinin bulunmadığını öne sürmüş ve bu nedenle de daha önce verdiği ifadelerin de geçersiz olduğunu iddia etmişti. Kibar ayrıca, İbrahim Şahin´e ait olduğu iddia edilen ve bir gazetenin 11 ve 12 şubat 2009 tarihli nüshalarında yayımlanan ifadeleri kendisinin vermediğini savunmuştu. Kibar, ?İfade tutanaklarının imzalı nüshası avukatı olarak benim bile elimde değildir. Savcılık tarafından gizlilik gerekçesiyle verilmemiştir. Müvekkilim kendisine ait olduğu öne sürülen bu ifade tutanaklarını da yalanlamaktadır... Terör örgütleriyle hiçbir şekilde irtibatı olmayacak İbrahim Şahin´in üzerinden rahatsızlığını da fırsat bilerek tertip kurulduğunu ve davanın Susurluk hadisesine indirgenerek, gerçek suçluların gizlenmeye çalışıldığını? öne sürmüştü.
(22 Eylül 2009, 14:35)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: