Ergenekon savcılarınca hazırlanan ve mahkeme heyetinin de kabul ettiği iddianamenin eklerinde bulunan ve kamunun çok rahat ulaşabildiği bir belgeyi köşesine taşıdığı için Star gazetesi yazarı Şamil Tayyar, temyiz yolu da kapatılarak 1 yıl 3 aya mahkum edildi. Benzer konuda yazarsa hüküm işlemeye başlayacak.. Kontrgerillacıların, Ergenekon savcı ve hakimlerini devre dışı bırakmak için nasıl çırpındıklarını Ergenekon soruşturma ve davası sürecinde adeta canlı yayında izledik izliyoruz. Bu çabalar şaşırtmıyor ve Ergenekon Terör Örgütü´nün yargıdaki elemanları ortaya çıkarılmadan da sona ermeyecek. Ergenekon Terör Örgütü´nün yargıda elemanları mı var? Evet var. Ergenekon iddianamelerine yansımış bazı örnekler var. Bunun dışında bir çok hakim ve savcı hakkında bu şüpheye yol açan bulgular sebebiyle mahkeme kararlarıyla başlatılan ve 1 yıldır yürütülen bir soruşturma var. Bu terör örgütünün yargıda faal elemanları olduğu gibi sempati duyan sempatizanları da var. Yargı cüppesine bürünmüş bu kontrgerillacıları, sitemizde deşifre etmeye ve asıl yüzlerini sergilemeye çalışıyoruz. Bunu yaparken artık özel bir çaba harcamamıza da gerek kalmıyor, çünkü Ergenekon soruşturmasıyla köşeye sıkışan kontrgerillacılar kurtulmak için çılgınca mücadele ederken giderek daha fazla açık veriyor. AYM üyesi Osman Paksüt´ün adının karıştığı İstanbul Organizeye düzenlenen, henüz mahkemeye bile yansımamış Ergenekon soruşturma belgelerini ele geçirerek soruşturmanın kimlere uzandığını tespit amaçlı baskın ile Ergenekon-Temizöz-KCK savcı ve hakimlerini görevden almaya çalışan HSYK girişimlerinden sonra Kontrgerillacıların Ergenekon soruşturma ve davasına karşı en cüretkar girişimini gazeteci Şamil Tayyar´a verilen ceza olayında yaşıyoruz. Açıkça savcıları ve hakimleri suçlayamayan bu güçler, gazeteci Şamil Tayyar´ın şahsında onları mahkum etmeyi amaçladılar. Ancak bunu başarmaları mümkün görülmüyor. Ergenekon ve Temizöz soruşturma-davaları hız kesmeden ilerliyor ve ilerlemeye de devam edecek görünüyor. Bakalım ilerleyen süreçte daha kimleri bu soruşturmada sanık olarak göreceğiz?..
İtalyan Savcı haklı çıktı: Kontrgerillanın en sert direnişi yargıda
Ergenekon savcılarınca hazırlanan ve mahkeme heyetinin de kabul ettiği iddianamenin eklerinde bulunan ve kamunun çok rahat ulaşabildiği bir belgeyi köşesine taşıdığı için Star gazetesi yazarı Şamil Tayyar, temyiz yolu da kapatılarak 1 yıl 3 aya mahkum edildi. Benzer konuda yazarsa hüküm işlemeye başlayacak.. Kontrgerillacıların, Ergenekon savcı ve hakimlerini devre dışı bırakmak için nasıl çırpındıklarını Ergenekon soruşturma ve davası sürecinde adeta canlı yayında izledik izliyoruz. Bu çabalar şaşırtmıyor ve Ergenekon Terör Örgütü´nün yargıdaki elemanları ortaya çıkarılmadan da sona ermeyecek. Ergenekon Terör Örgütü´nün yargıda elemanları mı var? Evet var. Ergenekon iddianamelerine yansımış bazı örnekler var. Bunun dışında bir çok hakim ve savcı hakkında bu şüpheye yol açan bulgular sebebiyle mahkeme kararlarıyla başlatılan ve 1 yıldır yürütülen bir soruşturma var. Bu terör örgütünün yargıda faal elemanları olduğu gibi sempati duyan sempatizanları da var. Yargı cüppesine bürünmüş bu kontrgerillacıları, sitemizde deşifre etmeye ve asıl yüzlerini sergilemeye çalışıyoruz. Bunu yaparken artık özel bir çaba harcamamıza da gerek kalmıyor, çünkü Ergenekon soruşturmasıyla köşeye sıkışan kontrgerillacılar kurtulmak için çılgınca mücadele ederken giderek daha fazla açık veriyor. AYM üyesi Osman Paksüt´ün adının karıştığı İstanbul Organizeye düzenlenen, henüz mahkemeye bile yansımamış Ergenekon soruşturma belgelerini ele geçirerek soruşturmanın kimlere uzandığını tespit amaçlı baskın ile Ergenekon-Temizöz-KCK savcı ve hakimlerini görevden almaya çalışan HSYK girişimlerinden sonra Kontrgerillacıların Ergenekon soruşturma ve davasına karşı en cüretkar girişimini gazeteci Şamil Tayyar´a verilen ceza olayında yaşıyoruz. Açıkça savcıları ve hakimleri suçlayamayan bu güçler, gazeteci Şamil Tayyar´ın şahsında onları mahkum etmeyi amaçladılar. Ancak bunu başarmaları mümkün görülmüyor. Ergenekon ve Temizöz soruşturma-davaları hız kesmeden ilerliyor ve ilerlemeye de devam edecek görünüyor. Bakalım ilerleyen süreçte daha kimleri bu soruşturmada sanık olarak göreceğiz?..
Ergenekon dosyasındaki bir belgeyi köşesine taşıdığı için 1 yıl 3 aya mahkum olan Star gazetesi yazarı Şamil Tayyar, Yenişafak Gazetesi´nden Mehmet Gündem´e konuştu. Tayyar, Ergenekon 1. İddianamesi´nin eklerinde yer alan Güler Kömürcü ile Tuğrul Türkeş arasındaki telefon konuşmasını 12 Eylül 2008 tarihli köşe yazısından yer vermişti. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi?haberleşmenin ve özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği? gerekçesiyle Tayyar hakkında 1 yıl 6 ay hapis cezasına hükmetti. Ceza önce iyi hal nedeniyle 1 yıl 3 aya düşürüldü ardından da ceza ertelenerek, ?5 yıl adli denetime tabi tutulması? kararı verildi. Mahkeme ?gerekçeli kararın? açıklanmasını belirsiz bir tarihe erteledi. Haliyle Tayyar´ın temyize gitme yolu da fiilen kapandı.
Peki şimdi ne olacak? Bu durum benzer davalara emsal oluşturacak mı? Ergenekon davası iddianamesinden ve eklerinden haber yapılması yolu kapanıyor mu? Özel hayat kılıfı altında basın özgürlüğüne darbe mi? Hukuk mu işliyor, Ergenekoncular koruma altına mı alınıyor? Yargı tarafsızlığını kaybetti mi? Yeni bir sulandırma girişimi mi? Yargı içindeki parçalanmışlığın göstergesi mi? Bu ceza Şamil Tayyar üzerinden Ergenekon savcılarının da mahkumiyeti midir? Meydan okuma mı? HSYK´nın sonuçsuz kalan girişiminin devamı mı? Yargı tarafını netleştirdi mi? Peki bu kadar soru oluşturan bir mahkumiyet kararının gerekçeli kararı nerede?
Bence gerekçesi açıklanamayacak bir karar... Türkiye´ye evrensel hukuk kadar gerçek hukukçular da lazım. Çünkü yargının yanlılığını, yer yer politize olduğunu, hatta Ergenekoncuların kuşatma hedefine girdiğini de gördük. Öyle anlaşılıyor ki ?hukukun üstünlüğünden? daha üstün bir şeyler var bu ülkede... Ergün Babahan durumu güzel izah etmiş; ?Yargı çatıştı Şamil arada kaldı!? diyor. Sevgili Şamil, yalnız değilsin, aldırma, bu da geçer... Ergenekoncularla mücadele etmenin, bu ülkede hukuk, adalet, özgürlük, demokrasi, istemenin bir bedeli vardı... Gerekirse hepimiz ?şerefimizle? öderiz o bedeli... Zaten bu mahkumiyet hepimize...
Yazında alıntıladığın ve 1 yıl 3 ay hapis cezası aldığın belgeyi nereden buldun? Cezaya konu olan belge, 1. Ergenekon iddianamesinin eklerinde mevcut. Ayrıca kamuoyuyla paylaşıldı. İsteyen internetten kolaylıkla ulaşabilir. Hatta Milliyet gazetesi, erişimi kolaylaştırmak için arama motoru bile koydu.
Belge resmi, üzerinde gizlilik kararı bulunuyor muydu? Hayır. Mühürlü bir belgeydi... Yine hakim insaflı çıktı. Nasıl? İddianameyi hazırlayan savcı Ali Çakır, ayrıca, soruşturmanın gizliliğini ihlal, adil yargılamayı etkileme ve hukuk dışı yollardan temin edilmiş bilgileri yayınlamakla suçladı. Yani, iddianamenin ekinde yer alan Tuğrul Türkeş ile Güler Kömürcü arasındaki telefon konuşmasını benim dinlediğimi iddia etti. Oysa dinlemenin mahkeme kararıyla yapıldığı çok açık şekilde eklerde yer alıyordu. Mahkemenin kabul ettiği bir iddianameyi haber yaparken soruşturmanın gizliliğini ihlalle suçlanmak ise tam bir hukuk garabetidir.
Belgeli haber yapmak meslekte övünç kaynağıdır, bir gün bunun mahkumiyet sebebi olacağını düşünmek... Elbette düşünmedim. Ama Ali Çakır´ın savunmama bile gerek görmeden hazırladığı iddianameyi okuyunca bir oyunla karşı karşıya kaldığımı düşündüm.
Neyse ki hakim savcıya uymamış... Hakim, savcıya uysaydı 18 yıla kadar hapis cezası vermesi gerekebilirdi. O iddianame, mahkemece kabul edilmiş Ergenekon iddianamesini soruşturmanın gizliliğini ihlal olarak değerlendirerek de tarihe geçti.
Eskiden mahkumiyetler belgesiz yazılan haberler nedeniyle ve çoğunlukla tazminat cezaları şeklinde olurdu. İlk kez belgeli habere hapis cezası geliyor. Bu karar mesleğimizi nasıl etkiler? Senin de dediğin gibi ilk kez gizli olmayan belgeli habere ceza verilmiş oldu. Üstelik gerekçeli kararın açıklanması sonraya bırakılarak, temyiz hakkım fiilen engellendi, 5 yıl boyunca köşe yazılarım denetim altına alındı. Diğer anlamı sansür ve gözdağıdır. ´Ergenekonla ilgili bir daha yazarsan adresin bellidir´ denmiştir. Ben de o mesajı aldım. Ankara´ya yakın yerde cezaevi aramaya başladım. Çünkü devam eden 30´a yakın davam var.
Farklı olaylarda iddianamelere giren yasal dinleme kayıtlarından sayısız haber yapıldı. Ancak böyle karar verilmedi. Bu karar Ergenekon´a özel mi? Ergenekon süreciyle doğru orantılı olduğunu düşünüyorum. Ergenekon´un diyetini ödetecekler. Yıllar önce Güler Kömürcü ile Sedat Peker arasındaki mahrem telefon konuşmalarını Milliyet yayınlamıştı, o davadan ceza çıkmadı.
Bu kararın Ergenekon´un üzerine giden bir gazeteci olarak sana özel olduğunu düşünüyor musun? Kararın, sadece şahsıma değil, iddianameyi hazırlayan savcılar ve kabul eden mahkeme heyetine mesaj niteliğinde olduğu kanaatindeyim. Çünkü sadece ben cezalandırılmadım, örtülü şekilde Ergenekon savcıları ve hakimler de cezalandırıldı. Bir şekilde HSYK´dan çıkmayan ceza, yerel mahkemeden çıkmıştır.
Ara mesaj olarak, ?Ergenekon yazmayın hapse girersiniz? mesajı var mı gazetecilere? Bu mesaj, daha önce bazı gazeteci arkadaşlara verilen cezalar yoluyla gönderilmişti. Şimdi ´iddianameyi bile yazmayın´ denerek ikinci aşamaya geçilmiştir.
ERGENEKON´U YAZANLARI SUSTURACAKLAR
Bu karar seni susturmaya yönelik bir adım mı? Öyle olduğunu düşünüyorum.
Aldığın net mesaj nedir? Çok ileriye gittin. Buraya kadar. Sınırı daha fazla aşarsan başına gelecekleri iyi düşün...
Sen Ergenekon ile tanıştın mı? Tanıştım, ama birbirimizden pek hazzetmedik. Ne zaman? Bu konuları yazmaya başladığım andan itibaren ritmik bir ilişkimiz var. Beni yoldan çevirmek ve caydırmak için sürekli uyardılar.
´Operasyon Ergenekon´ isimli bir kitap yazmıştın. Şimdi Ergenekon´un bir operasyonuna uğradığını düşünüyorsun? Kesinlikle böyle düşünüyorum. O kitaptan dolayı da yargılamam devam ediyor..
Ergenekon´u deşifre eden yazılarından dolayı açık veya örtülü tehdit gördün mü? Evet... Ne tür tehdit ve telkinler oldu? Sürekli ölüm tehditleri aldım. Hala da alıyorum. ´Darbe olacak, çok ağır hesap vereceksin, zindanlarda çürüyeceksin´ diyenler oldu. Hatta 1 milyon dolar rüşvet teklifiyle bile karşılaştım.
Kim yaptı bu teklifi? Ergenekon´la bağlantılı olduğunu düşündüğüm bir gazeteci...
Nasıl oldu? Benden başka bir amaçla görüşme talep ettiler, biraraya geldik, cep telefonlarımızı kapattılar, basit bir üst kontrolü yapıldı, güvenli bir ortam oluştuğunu düşündüklerinde bu teklif yapıldı. Eğer beni ya da onları yakından takip eden devlet içinde bir güç varsa yüksek ihtimalle ortam kaydı ellerinde mevcuttur. İspat edebilsem o gazetecinin ismini de açıklarım...
Tam olarak ne için teklif edildi bu para? Ergenekon´la ilgili yazılardan, haberlerden ve tavrımdan vazgeçmem, iddianın üzerine gitmemem için teklif edildi.
Özellikle Ergenekon´la ilgili haber yapan muhabirler adeta davaya boğulmuş durumda. Bu hukukun normal işleyişi midir, yoksa planlı ve bilinçli mi yapılıyor? Bilinçli yapılıyor. Psikolojik harekattır. Şimdi aynı yöntem, savcıları sürekli HSYK´ya şikayet ederek uygulanıyor.
Gazetecilerin bu kadar davayla boğulduğu başka bir süreç hatırlıyor musun? Hatırlamıyorum. Aksine yakın tarihte Susurluk´un üzerine gidenler kahraman muamelesi gördüler.
YARGIYA DA SIZMIŞ
Alper Görmüş, Ergenekon süreci sonrası diğer kurumlarda olduğu gibi yargıda da ikiye yarılma olduğu fikrinde... Ben de öyle düşünüyorum. Ergenekon´un yargıdaki uzantıları, hem süreci akamete uğratmaya hem de kendilerine uzanmasını önlemeye çalışıyorlar.
Başbakan´a yönelik ?sadist, mazoşist, hırsız, sen kimsin lan, katil, hortumcu, mal? gibi ifadelere yargı ?fikir özgürlüğü? çerçevesinde ceza vermedi. Çok doğru. Bu ifadeleri kullananların daha çok Tuncay Özkan gibi Ergenekon´a yakın ve Ergenekon içindeki isimler olduğunu görüyoruz...
Yargı bazılarına farklı mı işliyor? O konuda hiç şüpheniz olmasın. Şahsa ve temsil ettiği misyona göre yapılan yargılamaların sayısı her geçen gün artıyor. Başbakan´a söylenen sözler Baykal için ifade edilse, cezaevinden çıkamazsınız.
Yargıda Başbakan´ı bile ?öteki? pozisyonuna düşüren bu gücün adını koyabilir musun? Adını siz koyun. Dudaklarını büzüşlerinden isimleri okunmuyor mu...
Yargıdaki bu gücü ya da yapılanmayı motive eden şey nedir? Ergenekon´la bağlantılı olanlar var, soruna ideolojik yaklaşanlar var, kişisel hesap peşinde koşanlar var, saf şekilde ülkenin irticaya sürüklendiği duygusuna kapılanlar var, intikam hislerine yenik düşenler var...
Deniz Feneri davasındaki yasal bir dinleme kaydını Nedim Şener yazsaydı, 1 yıl 3 ay hapis cezası alır mıydı? Herhalde almazdı. Alsa bile büyük ihtimal Yargıtay´da bozulurdu. Hatırlayın, Nedim Hrant Dink cinayetiyle ilgili kitabından dolayı 18 yıl hapis cezası ile yargılanıyor, ona isnat edilen suçlamalar arasında gizili belgeleri deşifre etmek var. O belgeler iddianame içinde olmadığı halde Doğan Grubu büyük bir karşı kampanya başlattı.
ERGENEKONCU BAŞSAVCI VAR
51 No´lu DVD ve benzerlerinde yargı mensuplarının uygunsuz görüntüleri ve fişleri yeralıyor. Ergenekon yargıya benzer yöntemlerle şantaj yapıyor olabilir mi? Doğrudur. Bir, Ergenekon´la doğrudan bağlantılı olanlar, bir de şantaja yenik düşüp talimatları yerine getirenler var. Şantajla Ergenekon´a esir düşmüş ve her istediklerini yapan çok önemli bir başsavcı var. Keşke yiğitlik yapıp itiraf edebilse...
Kim o? Adını veremem... Adını vermiyorsan eşkalini versen? Son bir yıldaki medya taraması eşkalini ortaya çıkarır...
İtalya´da Gladyo´yu çökerten savcı, bu tip davalarda ?asıl direncin yargıdan geleceğini? söylemişti. Haklı mıymış? Kesinlikle doğrudur. İtalya´dan farklı olarak bir de TSK içinde ciddi muhalefet var. Bu aralar, terfi eden bazı kuvvet komutanları bazı Ergenekon sanıklarını hapishanede ziyaret ederlerse şaşırmamak lazım... Adına ?İnsani ziyaret? derlerse de inanmamak lazım...
Ergenekon sanıklarıyla HSYK´nın bazı üyelerinin sıkı irtibatları ortaya çıktı. Ergenekon´un üzerine giden gazetecilere yönelik davalarda, bu grubun etkisi var mıdır? İhtimal dahilindedir...
1 numara İstanbul´da etkisiz eleman durumunda
Ergenekon´u ilk yazmaya başladığın anla şu an arasında işin boyutu çok değişti... Savcılar, öyle önemli işlere imza attılar ki gelinen noktayı bu işi başından beri takip eden bir gazeteci olarak ben bile tahayyül edemedim. Bir buçuk yıl önce verdiğin bir röportajda Ergenekon buraya kadar demiştin... Bu ifadem, sorunun küçüklüğünden değil, soruşturmayı yürütenlerin bu iradeyi gösterip gösteremeyeceği kaygısındandı. Geçmişte hep yarıda bıraktıkları için Ergenekon´da da yarıda bırakacaklarını düşündüm, ama onlar bizi yanılttılar ve gidebilecekleri yere kadar gittiler. Daha ileriye de gidebilirlerdi ancak arkalarındaki destek azaldığı için bir numaraya varmadan döndüler.Hangi destek? Devlet desteği...
1 numara gündemden düştü, ne oldu? Savcılar 1 numaranın üzerine gitmeseler de ensesinde olduklarını hissettirdiler. O nedenle İstanbul´da izole edilmiş bir hayat yaşıyor, örgütle de bağlantıları büyük ölçüde koparıldı, etkisiz eleman durumundadır. ( Mehmet Gündem, Yenişafak)
(22 Eylül 2009, 13:30)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
´Şamil Tayyar´ın şahsında Ergenekon savcılarını mahkum ettiler´ manşetimiz
Ergenekon soruşturmasını/davasını akamete uğratma girişimleri
Kontrgerilla´nın yargıdaki örgütlenmesi
HSYK üzerinden Ergenekon davasını akamete uğratma çabaları