Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı korumak üzere Tarabya'daki Huber Köşkü'ne gitmeleri yönündeki talimata uymayan 17'si tutuklu 29 sanığın yargılandığı davanın 4 günlük duruşmaları süresince 50 tanık dinlenildi.
11.02.2017 16:51 İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinde, 6 Şubat Pazartesi günü başlayan ve 9 Şubat Perşembe gecesi sona eren 4 günlük duruşma süresince, soruşturma kapsamında bilgisine başvurulan 50 kişi, bu kez mahkemeye çağrılarak 'tanık' savunmaları alındı.
10 Şubat'taki duruşmada, daha önce tutuksuz olarak yargılanan bir sanıkla ilgili, FETÖ'nün şifreli haberleşme programı ByLock kullandığının tespit edilmesi ve dosyasının mahkemeye gönderilmesi üzerine, celse arasında tutuklama kararı verildiği ve 16 olan tutuklu sanık sayısının 17'ye yükseldiği belirtildi.
Tanık anlatımlarının ardından, tutuklu sanık ve sanık avukatlarının taleplerini alan mahkeme heyeti, bunlara ilişkin ara kararını da son duruşmada açıkladı.
Tutuklu sanıklardan Murat Dursun'u, mevcut delil durumu ve tutuklulukta geçirdiği süreyi dikkate alarak tahliye eden heyet, delil durumuna göre diğer 16 tutuklu sanığın bu hallerinin devamını kararlaştırdı.
Heyet, yeni tanıklar dinlenilmek üzere duruşmayı 4 Nisan'a erteledi.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcısı Evliya Çalışkan'ın hazırladığı 59 sayfalık iddianamede, çeşitli rütbelerde ve birimlerde görevli 29 sanık polis yer alırken, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi anlatıldı.
Darbe teşebbüsünü durdurmak için, başta Cumhurbaşkanı ve Başbakan olmak üzere üst düzey devlet yetkililerinin, FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne direnilmesi ve karşı konulması şeklinde çağrı yaptığı belirtilen iddianamede, bu çağrılara ve tüm ilgili amirlerin talimatlarına rağmen, sanık polislerin ya göreve gelmedikleri ya da darbe girişimine direnen arkadaşlarını ve vatandaşları vazgeçirmeye çalıştıkları ifade edildi.
İddianamede, bazı emniyet mensuplarının örgüte yardım etmenin ötesinde, ülkenin geleceğine ve yaptığı göreve ihanet ettiğine vurgu yapılarak, şöyle denildi:
'Doğru zamanda doğru yerde bulunan tek bir kişinin, dik bir duruşun, yerinde söylenen cesur bir sözün ve hepsinden önemlisi doğru ve yerinde kullanılan tek bir kurşunun ülkenin kaderini çizdiği, kadınların kucaklarında çocuklarıyla kendilerini tanklara, bombalara siper ettiği, erkeklerin kendilerini tankların önüne attığı, yaşlısı genci, kadını erkeği velhasıl toplumun her kesiminden vatandaşın yoksunluklar içinde adeta yalın el, çıplak ayak terör örgütüne kahramanlık ve direniş dersi verdiği bir ortamda, TSK dışında devletin elindeki tek meşru silahlı güç olan emniyet teşkilatına mensup bir kısım personelin, çeşitli bahanelerle görev yerine gelmemek, terör örgütüne direnmemek, terör örgütüne direnen vatandaş ve kolluk görevlilerinin şevk ve cesaretini kırmak için mesaj, söz ve davranışlarıyla bozgunculuk yapmak türü eylemlerde bulunmuşlardır.'
Sanıkların, vatandaşların darbeci askerlere müdahale etmek için yardım isteklerine karşılık vermedikleri gibi, polis memurlarına içeride kalıp direnmeden teslim olmaları konusunda uyarıda bulundukları ifade edilen iddianamede, sanıkların bu şekilde terör örgütü lehine bozgunculuk yaptıkları belirtildi.
İddianamede, darbe girişimi gecesi Özel Harekat Müdürünün, saat 22.30 sıralarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı korumak üzere Huber Köşkü'ne Özel Harekat timinin sevk edilmesini istediği kaydedilerek, Havacılık Şube Müdürü Mehmet Kurt'un, sanık polis Ender Küçükağ ile pilot Mehmet Barış Aktaş'ı helikopterle Özel Harekat timini Huber Köşkü'ne götürmek üzere görevlendirdiği ancak sanıkların 'Özel Harekatçıları oraya götürürsek bu darbeciler bizi asar.' diyerek talimata karşı çıktığı anlatıldı.
İddianamede, sanıkların talimata uymamaları nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı korumak üzere çıkan ekiplerin, helikopter yerine neredeyse tamamı kapalı olan karayoluyla Huber Köşkü'ne gitmek zorunda kaldığı aktarıldı.
Polislerin mesajları
İddianamede, sanık polis Muhammet Işık'ın evinde yapılan aramalarda, kullandığı cep telefonunda 'Eagle' isimli haberleşme programı bulunduğu ve burada 'ABD'den haber; Erdoğan'a darbe yapılacak.' altında da 15 Temmuz 2016 gününe ait takvim yaprağının kayıtlı olduğu belirtildi.
Yine sanık polis memurlarından İshak Erol, WhatsApp grubundan asker fotoğrafı paylaşarak 'Bunların anlamını biliyor musunuz, yarın kamuflajları hazırlayın, yarın asker oluyoruz.' şeklinde mesaj attığı kaydedilen iddianamede, sanık Eyüp Şahin'in telefonunda FETÖ yöneticileri tarafından gönderildiği anlaşılan şu mesaj yer aldı:
'Herkes arkadaşlarını yönlendirsin ve askerlerin müdahalesine yardımcı olunmasını temin etsin. Direnmesinler, direnen emniyet güçlerine engel olsunlar. Özellikle Özel Harekat ve Çeviktekiler askere teslimiyet gösterin. Emniyetten gelen emirleri de yerine getirmeyin. Ankara'da kim varsa silahını alıp direnen herkesi indirsin.'
İddianamede, darbe girişimi başarısız olunca darbeye destek veren polislere gönderilen mesajın ise bir başka sanık Ersan Gönül'ün telefonundan ele geçirildiği aktarıldı. İddianamede, yer verilen '16 Temmuz 2016 günü 05.20'de 'bölge imamları' kaydıyla gönderilen mesajda, 'Çok acil duyuru… Durum kötü. Tüm hizmet mensupları darbeyi şiddetle kınayan açıklama yapsın. Meydanlara inip kendisini kamufle etsin, resim çekilip sosyal medyada paylaşılsın, seçilmiş irade falan desinler ama asla hoca efendinin adı geçmesin.'' ifadelerinin yer aldığı kaydedildi.
Söz konusu mesajda, hükümete ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a karşı asla olumsuz bir paylaşım yapılmaması uyarısında da bulunulduğu bilgisine yer verildi.
Ceza istemi
İddianamede, bir kısmı 'ByLock' kullanıcısı olduğu tespit edilen 21 sanık polisin, 'cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek', 'cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs etmek' ile 'cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek' suçlarından üçer kez ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılması talep ediliyor.
İddianamede, diğer 8 polis hakkında, 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-23 Ekim (2016) 'İstanbul darbeye destek veren polisler 29 sanık' davası
(11 Şubat 2017, 16:51)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: