İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında örgüt mensuplarının, yönetimine sızdıkları Sancak Camisi Yaşatma Derneğine ait 99 iş yerini örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in talimatıyla kurulan Akyaka Vakfına nasıl geçirdiğine dair ayrıntılar ortaya çıktı.
01.01.2017 09:10 İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında örgüt mensuplarının, yönetimine sızdıkları Sancak Camisi Yaşatma Derneğine ait 99 iş yerini örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in talimatıyla kurulan Akyaka Vakfına nasıl geçirdiğine dair ayrıntılar ortaya çıktı.
30 Aralık'taki gelişmeye göre, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in İzmir'de bulunduğu yıllarda en yakın arkadaşları olarak tanınan Akyaka Vakfı yöneticilerinin, Bayraklı ilçesi Çay Mahallesi semtinde bulunan Sancak Tepe Camisi'nin altındaki 99 iş yerinin mülkiyetini vakfa geçirmek için 12 Eylül 1980 darbesinden yararlandıkları belirlendi.
İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şubesinde ifade vererek şikayetçi olan Sancak Camisi Yaşatma Derneğinin eski bir yöneticisi, mülkiyeti derneğe ait 99 iş yerini FETÖ elebaşı Gülen'in "kurmay heyeti" olarak nitelendirilen Akyaka Vakfı yöneticilerinin nasıl elde ettiğine dair önemli bilgiler verdi.
Mali Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerinin yaptığı soruşturmada, FETÖ/PDY mensuplarının dini duyguları istismar ederek sağladığı rant da böylece ortaya çıkarıldı.
"İş yerlerine el konulacak yalanını yaydılar"
Şikayetçi olarak ifade veren dönemin cami derneği yöneticisi, Bayraklı ilçesinde hayırseverlerin desteğiyle cami inşaatına başladıklarını, "Sancaktepe" ismini verdikleri caminin altına iş yerleri planlandığını, bu iş yerlerinin kirasıyla da öncelikle caminin inşaatını bitirmeyi, sonrasında da her türlü ihtiyacının karşılanmasının hedeflendiğini söyledi.
Şikayetçi dernek yöneticisi, "camiye gelir olsun" diye inşa edilen iş yerlerinin FETÖ/PDY mensuplarının eline nasıl geçtiğini şöyle anlattı:
"12 Eylül 1980 darbesi sonrası tekrar demokrasiye geçiş sürecinde 1982 Anayasası hazırlanırken bazı kişiler gelerek, 'Yeni anayasa ile artık cami dernekleri kapatılacak. Dolayısıyla buradaki tüm mülklere de devlet el koyacak. ' Akyaka' adıyla yeni bir vakıf kuruluyor. Dernek kendisini feshederek bu mülkiyetleri kurulan Akyaka Vakfına devretsin. Böylece faaliyetler de kesintiye uğramadan devam etsin. Buradan elde edilen gelirlerle de hem Allah rızası için çocuklar okutulacak, aynı zamanda caminin her türlü ihtiyacı da karşılanır.' sözünü verdiler.
Bu dedikoduları mahallede ve cemaat arasında da yaymaya başladılar. Cami derneklerine el konulacağına dair hazırladıkları sahte belgeyi dernek yöneticilerine de göstererek feshini sağladıkları derneğe ait iş yerlerinin mülkiyetlerini yeni kurulan Akyaka Vakfına devrettirdiler. 'Vermeyelim.' diyenler de olmuştu ama onları da 'Vermezseniz burası dinsizlerin eline geçecek' diye cemaati kışkırtarak ikna ettiler."
"Bir çivi dahi çakılmadı"
Örgüt mensuplarının 12 Eylül sonrası oluşan ortamı kullanarak ele geçirdikleri iş yerlerinden elde edilen kira gelirlerini FETÖ/PDY'ye aktardıklarını, camiye hiçbir katkı sağlanmadığını belirten şikayetçi, "Biz varımızı, yoğumuzu bu camiye aktarmıştık. Söz vermelerine rağmen, derneğin iş yerlerinden elde edilen gelirlerden caminin bir elektrik prizini dahi değiştirmediler. Bırakın badana boyayı, bir tek halısını dahi yıkatmadılar. 'Camiye ait iş yerleri dinsizlerin eline geçmesin' diye cemaati kandırdıklarını anladık." ifadelerini kullandı.
Öte yandan, soruşturma kapsamında aranan firari avukat Mehmet Alan'ın örgütün "adliye imamı" olduğu, tutuklanan Uğur Öztaş ve Bünyamin Çakar gibi isimlerin de örgüte ait kapatılan televizyon kanallarında hazırlanan, Gülen'in hayatını anlatan belgesellerde örgüt elebaşına ilişkin hatıralarını anlatmalarının dikkati çekici olduğu ifade edildi.
Operasyon
9 Aralık 2016'da İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı doğrultusunda Mali Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, kapatılan Akyaka Vakfına yönelik operasyonda, haklarında yakalama kararı bulunan 18 şüpheliden 7'sini gözaltına almıştı.
Vakıf bünyesinde faaliyetlere katılan ve yönetim kurulundaki zanlılar arasında, hakkında yakalama kararı çıkarılan Rodi Jeans'in firari sahibi Fatih Kazancı ile aynı soruşturma kapsamında tutuklu bulunan İdil Kolonyalarının sahibi Mehmet Timuroğlu'nun da bulunduğu kaydedilmişti.
Şüphelilerin, Sancak Camisi Yaşatma Derneğine sızarak zaman içinde yönetimini ele geçirdikleri, böylece derneğe ait 99 iş yerinin mülkiyetini de Akyaka Vakfına aktardıkları, vakfın yönetim kurulu üyelerinin son 5 yılda örgüte 2,5 milyon lira aktardığı iddia edilmişti.
Ayrıca dosyada şüpheli olan kişilerin 17/25 Aralık kalkışmalarının ardından Bank Asya üzerinden yaklaşık 8 milyon liralık para trafiği yaptıkları saptandı.
Şüphelilerin bir bölümünün Bylock kullanıcısı oldukları da tespit edildi.
Tutuklanan zanlılar arasında Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'u silahlı saldırı sonucu öldüren ve daha sonra vurularak etkisiz hale getirilen Mevlüt Mert Altıntaş'ın mezun olduğu İzmir Rüştü Ünsal Polis Okulundaki FETÖ mensubu polis adaylarına "abi"lik yaptığı iddiasıyla gözaltına alınan Süleyman E'nin kardeşi Mustafa E'nin de bulunduğu belirtilmişti.
Örgüt elebaşı Gülen'in kurdurduğu ilk vakıflardan
Akyaka Vakfının, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in 1978'de İzmir'de kurdurduğu ilk vakıflardan olduğu, gözaltına alınan ve haklarında yakalama kararı çıkarılanlar arasında Gülen'in örgütü kurduğu ilk yıllarda beraber yola çıktığı kişilerin de bulunduğu öğrenildi.
(01 Ocak 2017, 09:10)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: