Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında aralarında polis müdürlerinin de bulunduğu 30'u tutuklu 32 sanık hakkında 'seçilmiş hükümete darbe düzenlemek' ve 'yasadışı dinleme yapmak' ve diğer suçlamalarla düzenlenen iddianame mahkeme tarafından kabul edildi. Tutuklu polis müdürü ve memurlarının, yok edilmesi gereken kayıtları bilgisayarda tuttukları iddia ediliyor. Şüpheliler hakkında 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor. İddianameye giren bir ihbar mektubunda ise, MİT'e yönelik planlanan bir kumpas operasyonu ile diğer bazı kumpas girişimlerine dair iddialar yer aldı.
03.12.2016 16:16 Bursa'da, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 30'u tutuklu 32 sanık hakkında 'kamu görevlisinin kamu belgelerinde sahteciliği, yasa dışı dinleme, kişisel verileri kaydetmek ve paylaşmak' suçlarından hazırlanan ilk iddianame, 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
1 Aralık'taki gelişmeye göre, FETÖ/PDY terör örgütünün bu zamana kadar yaptıkları faaliyetler de iddianamede yer aldı. Aralarında polis müdürleri ve memurlarının da bulunduğu soruşturmada, şüphelilerin 2010 ile 2012 yılları arasında bazı haberleşmeleri dinleme suretiyle tespitler yaptıkları iddianamede yer aldı. Yok edildiği iddia edilen kayıtların sanıkların bilgisayarlarında tutulduğu belirlendi.
Sanıklar, önümüzdeki günlerde Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 'terör örgütüne üyelik, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs ve kasten adam öldürme suçlarını da içerecek şekilde darbe girişiminde bulundukları' iddiasıyla hakim karşısına çıkacak. Şüpheliler hakkında 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor.
İHBAR MEKTUBUNDA "MİT'E OPERASYON PLANI" İDDİASI
Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) iddianamesine giren ihbar mektubunda, MİT'e yönelik planlanan operasyonla ilgili bilgiler dikkati çekti.
FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan, çoğunluğu polis 30 kişi hakkında hazırlanan iddianamede, bazı emniyet mensuplarının örgütün çıkarlarına yönelik nasıl çalıştıklarına yönelik detaylara yer verildi.
İddianameye, söz konusu zanlılar ve bağlantılı oldukları örgüt üyelerinin himmet, tehdit ve şantajla neler yaptıkları ile MİT'e yönelik planladıkları operasyonun anlatıldığı "ihbar mektupları" da delil niteliğinde eklendi.
"Ayakkabı topuğuna gizlenecek krokiyle operasyon"
Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına hitaben Emniyet Genel Müdürlüğüne gönderilen, kentteki FETÖ/PDY içinde yer alan bazı emniyet personeli ve yargı mensuplarının örgüt adına işledikleri suçların yazıldığı ihbar mektubunda, şu ifadeler yer aldı:
"Sürekli olarak TSK ve MİT personelini izlemişlerdir. 2010 yılında kendilerine uymayan MİT başkanını tutuklamak amacıyla Bülent Arınç'a eylem yapacakları iddiasıyla başkan ve 10 MİT mensubunu gözaltına almaya çalışmışlar ancak MİT'çilerin silah çekip restleşmeleri üzerine ülke çapında sansasyonel silahlı çatışma olacağından korkup serbest bırakmışlardır. Bu olayda Bülent Arınç'ın akrabasının evini gösteren krokinin bulunduğu, koruma otosunun plakalarının içinde olan flash bellek gözaltı işleminden sonra bir MİT görevlisinin ayakkabı topuğuna gizlenmiş şekilde konulup, sonra bulunacaktı. Bu operasyon için gerekli geçmiş tarihli izleme, dinleme ve gözaltı kararları Bursa'daki savcıya imzalatılmıştı."
Başka bir ihbar mektubunda da MİT'e yönelik operasyonla ilgili benzer bilgiler yer aldı.
FETÖ karşıtı askeri personele soruşturma açıldığı, bazı rütbeli askerlerin örgüt üyelerinin astsubay okullarına girmesine yardımcı olduğunun vurgulandığı ihbar mektubunda, şunlar kaydedildi:
"Bu çete, 'MİT ekibini, Ergenekon çetesiymiş gibi göstererek Bülent Arınç'a eylem yapacak' diye tutuklamaya kalkıştılar. MİT yöneticileri, arkadaşlarını gözaltına alan çetenin polisleri üzerine silahlı ekibini müdahale için yollayınca, korkup bıraktılar, madara oldular. FETÖ'cü polisler, her Allah'ın günü bir araya gelerek kumpaslar planladılar."
Devleti ele geçirme amacı
İddianamede, FETÖ'nün kuruluşundan günümüze kadar faaliyetlerini dini görünümlü cemaat adı altında gizleyerek, güçlenme, etki alanını genişletme ve devleti ele geçirme amacı doğrultusunda olduğu belirtildi.
"İddia ettikleri 'altın nesil' yerine devlet ve rejime karşı hiçbir sorumluluk hissetmeden talimatlarını FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'den, maaşları, makamları ve rütbelerini devletten alan bir nesil yetiştirme anlayışında olduğu" vurgulanan iddianamede, şu ifadeler kullanıldı:
"Emniyet ve adliyeden yasal yollardan aldıkları yetkilerini örgütsel amaçları doğrultusunda kullanmak suretiyle anayasal tüm kurumlarda kendine engel gördüğü kadroları usulsüz teknik takipler yapmak, delil üretmek, tespit ettikleri usulsüzlükleri baskı aracı olarak kullanmak suretiyle idari ve adli soruşturmalarla tasfiye etme, örgütsel amaçlarına matuf yasal düzenlemeler yaptırma stratejisiyle hareket ettiği anlaşılmıştır. Örgüt içinde faaliyet yürütenler tarafından örgüte destek vermeyen vatandaşlar hakkında, delil ve suç uydurmak suretiyle adli ve/veya idari yönden baskı kurarak terör örgütüne finansal kaynak sağlanmış, muhalif olanlar bertaraf edilmiş, devlet kadrolarına sızılmış, örgüt mensupları etkin kadrolara atandığı tespit edilmiştir."
(03 Aralık 2016, 16:16)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: