Isparta'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında haklarında dava açılan ve aralarında eski Isparta Valisi Memduh Oğuz, eski Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Rektörü Prof. Dr. Hasan İbicioğlu ile bazı eski rektör yardımcılarının da bulunduğu 49'u tutuklu 130 sanığın yargılanmasına peşpeşe günlerde görülen celselerle devam edildi. Sanık ve tanık ifadelerinin alındığı dava 9 Ocak'a ertelendi. Öte yandan Isparta Yalvaç ilçesindeki iki ayrı operasyonda eski AK Parti ilçe Başkanının da arasında olduğu 6 kişi tutuklandı.
12.11.2016 16:41 Isparta'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na ( FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında haklarında dava açılan ve aralarında eski Isparta Valisi Memduh Oğuz, eski Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Rektörü Prof. Dr. Hasan İbicioğlu ile bazı eski rektör yardımcılarının da bulunduğu 49'u tutuklu 130 sanığın yargılanmasına peşpeşe günlerde görülen celselerle devam edildi.
7 KASIM GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşma, sanık sayısının fazlalığı nedeniyle adliyenin konferans salonunda yapıldı.
Duruşmaya, aralarında eski SDÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan İbicoğlu, eski Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Talip Türcan, Prof. Dr. Süleyman Seydi, eski Bilgi İşlem Dairesi Başkanı Halil Karakoç, eski Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Tuğrul Sezer, iş adamları Bedri Ayhan, Alper Bayhan, Özcan Pınarcı, örgütün "Isparta bölge imamı" olduğu iddia edilen Osman Demirhan'ın da bulunduğu 49 tutuklu sanık ile tutuksuz yargılanan bazı sanıklar hazır bulundu.
Akşehir Cezaevi'nde bulunan tutuklu eski Isparta Valisi Memduh Oğuz ve SDÜ personeli Kürşat Mustafa Gök ise duruşmaya video konferans yöntemiyle katıldı.
Tutuksuz yargılanan sanıklardan eski SDÜ İdari ve Mali İşler Daire Başkanı Zümriye Irlayıcı, savunmasında devlete ve millete bağlı olduğunu, 31 yıldır devlete hizmet ettiğini belirterek, FETÖ üyeliği suçlamasını kabul etmedi.
Örgüt adına para topladığı iddia edilen Yüksek Öğrenim Sosyal Kalkındırma Eğitim ve Kültür Derneğinin FETÖ'cü olduğunu bildiğini belirten Irlayıcı, üniversitede düzenlenen bahar şenliklerinin bu dernek tarafından organize edildiğini, eski Rektör Hasan İbicioğlu'nun bu derneğe üniversitedeki kantin işletmecilerinden para alınması talimatı verdiğini anlattı.
Irlayıcı, işletmecilerden alınan paranın dernek hesabına yatırılmasının da eski Rektör İbicioğlu'nun talimatıyla yapıldığını iddia etti.
Üniversitede örgüt yapılanmasına ilişkin konuşan Irlayıcı, "Üniversitede ilan kişiye özel yayınlanıyordu. Yani önceden alınacak kişiye göre ilana çıkılıyordu. Bu ilanların hepsi de dönemin Rektör Yardımcısı Numan Tamer'in elinden geçiyordu. Kimi almak istiyorlarsa onu alıyorlardı. Bu rektörün yaptığı bir şey, benim görev alanım değil." dedi.
İbicioğlu'nun örgütün desteği ile rektör seçildiğini ve seçildikten hemen sonra örgüt adına kadrolaşmaya gittiğini öne süren Irlayıcı, "Rektör, göreve seçildikten sonra Gülen cemaatine yakın olan kişilerle kadrolaşmaya gitti. Bu kişiler Gülen cemaatine mensuptu. Gülen cemaatinin onayı olmadan kimse alınamazdı." diye konuştu.
"İbicioğlu'nun Gülen ile görüştüğünü herkes konuşuyordu"
Irlayıcı, SDÜ Güzel Sanatlar Fakültesi kantininin o zamanki Yüksek Öğrenim Sosyal Kalkındırma Eğitim ve Kültür Derneğinin başkanı olan tutuklu sanık Adem Demiralay'a devredilmesi yönünde İbicioğlu'ndan talimat aldığını ancak kendisinin sadece Demiralay'ı kantin işletmecisi Süleyman Eryılmaz ile görüştürdüğünü anlattı.
Rektör İbicioğlu ve rektör yardımcılarının ABD'deki bir üniversite ile iş birliği için söz konusu ülkeye gittiğini anlatan Irlayıcı, İbicioğlu ve diğerlerinin örgüt elebaşısı Fetullah Gülen ile görüştüğünün, ziyaret sonrası üniversitede herkesçe konuşulduğunu kaydetti.
Irlayıcı, ayrıca eski Genel Sekreter Aziz Bayrak'a İbicioğlu'nun mobbing uyguladığını da anlattı.
Sanık Kürşat Mehmet Gök ise dernek üyeliğinin olduğunu ancak "himmet" adı altında kimseden para toplamadığını savundu. 17-25 Aralık darbe girişiminin ardından dernekten ayrılmak istediğini belirten Gök, dernekten fiilen ayrıldığını ancak korktuğu için resmi olarak ayrılmadığını öne sürdü.
"Mafya tipi bir yapı"
Sanıkların savunmalarının ardından söz alan müşteki SDÜ öğretim görevlisi Nevzat Özgür, İbicioğlu döneminde mobbinge maruz kaldığını ve 20'ye yakın soruşturma geçirdiğini anlattı. Kendisi hakkında açılan soruşturmaların çoğundan aklandığını dile getiren Özgür, üniversite yönetiminin ilk başta FETÖ'yle ilgisinin olduğunu bilmediğini ancak mafya tipi bir yapı olduklarını anladığını kaydetti.
Başında olduğu araştırma merkezindeki 2 kadronun 3 ay boyunca boş kaldığını anlatan Özgür, kadroların bu kadar süre boş kalmasının üniversite yönetiminin buralara örgüt mensubu kişilerin atamaya çalışmasından kaynaklandığını öne sürdü.
Özgür, üniversitede görünür rektörün Hasan İbicioğlu olmasına rağmen tüm işlerin firari sanık Numan Tamer'in kontrolünde gerçekleştiğini, asıl rektörün Tamer olduğunu öne sürdü.
Üniversitedeki kantinlerin işletmecileri olan müştekiler Hüseyin Tekeli ve Hasan Avcu da Zümriye Irlayıcı'nın bahar şenlikleri ve Türkçe Olimpiyatları için bağış istediğini ve bu bağışın Yüksek Öğrenim Sosyal Kalkındırma Eğitim ve Kültür Derneğinin hesabına yatırılması gerektiğinin kendilerine söylendiğini aktardı.
Mahkeme heyeti, diğer sanık ve müştekilerin dinlenmesi için duruşmayı yarına erteledi.
08.11.2016 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşma, sanık sayısının fazlalığı nedeniyle adliyenin konferans salonunda yapıldı.
Duruşmada, aralarında eski SDÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan İbicoğlu, eski Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Talip Türcan, Prof. Dr. Süleyman Seydi, eski Bilgi İşlem Dairesi Başkanı Halil Karakoç, eski Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Tuğrul Sezer, iş adamları Bedri Ayhan, Alper Bayhan, Özcan Pınarcı, örgütün "Isparta bölge imamı" olduğu iddia edilen Osman Demirhan'ın da bulunduğu 49 tutuklu sanık ile tutuksuz yargılanan bazı sanıklar hazır bulundu.
Akşehir Cezaevi'nde bulunan tutuklu eski Isparta Valisi Memduh Oğuz, duruşmaya SEGBİS aracılığıyla katıldı.
Duruşmada söz alan müştekilerden SDÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Coşkan, 2011'de yönetime gelen İbicoğlu ve ekibinin, akademik ve idari personeli dünya görüşüne göre ayırdığını anlattı. İbicioğlu döneminde profesörlüğünün kasıtlı olarak engellendiğini ve birçok arkadaşının da aynı muameleye maruz kaldığını dile getiren Coşkan, bu engellemelerinin sebebinin dünya görüşü farklılığından kaynaklandığını belirtti.
Bir gün yaşadığı sorunlarla ilgili görüşmek için İbicioğlu'nun yanına gittiğini ifade eden Coşkan, İbicioğlu'nun kendisine, "Keşke cemaat yerine sizinle çalışsaydım. Cemaat olgunlaşmamış bir çocuk." dediğini aktardı.
Üniversite idari personeli Hüseyin Otru ise uzun yıllar üniversitede görev yaptığını, İbicioğlu'nun 2011 yılında yönetime gelmesinin ardından baskılara uğradığını belirtti. Kendisinin Şarkikaraağaç Meslek Yüksekokulu'na geçici görevlendirmeyle gönderildiğini vurgulayan Otru, "İstedikleri kişileri kadrolara yerleştirmek için mevcut görevlileri geçici görevle başka yerlere gönderiyorlardı." dedi.
Kantini devretmesi için tehdit edildi
Üniversitedeki bir kantin işletmecisi olan müşteki Süleyman Eryılmaz da çok uzun yıllar üniversitede kantin işlettiğini, 2011 yılına kadar hiçbir yerden şikayet gelmeden işini yaptığını kaydetti. 2011 yılından sonra üniversite yönetiminin kendisine kantini devretmesi yönünde baskı yapmaya başladığını ifade eden Eryılmaz, 17-25 Aralık darbe girişimine kadar 20'nin üzerinde tehdit aldığını öne sürdü.
"17 Aralık'a kadar çektiğim zulmü bir ben bir de Allah bilir" diyen Eryılmaz, şu an başka bir FETÖ soruşturmasında tutuklu bulunan iş adamı İrfan Boztepe'nin eski rektör İbicioğlu'nun selamıyla gelerek kantini kendisine devretmesini istediğini ve "Ben bu üniversite cemaatin müfettişiyim" dediğini anlattı.
Müşteki SDÜ Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Emine Ekinci, baskılar sonucu Yenişarbademli Meslek Yüksekokulunda görevlendirildiğini belirterek, "Cemaate yakın olmayan üniversite personelinin nasıl yıldırıldığını gerek kendi fakültemde gerek başka birimlerde gördüm." dedi.
SDÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Kutluhan da kendisinden Kurban Bayramı öncesi para istendiğini ifade ederek, "Benden peygamber adına kurban kesmek için para istediler. Ancak ben 'Kurbanı zengin olan kimse keser. Parça parça para toplayarak, kurban kesilmez' dedim ve istenilen parayı vermedim. Fetullah Gülen cemaati adına hastane personelinden para toplandığını biliyorum." diye konuştu.
SDÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesinde başmüdür Mehmet Uygur, o dönem rektörlük seçimlerinden sonra, Rektör Yardımcısı Numan Tamer'in kendisini yanına çağırıp istifa etmesini istediğini söyledi. Uygur, kendisinin yerine örgüte yakın kişinin alınacağını tahmin ettiğini çünkü o dönem yönetimin kendilerine yakın olan isimlerle kadrolaştığını bildiğini belirtti.
SDÜ'de idari personel olan Hediye Kaya, kendisinden emekli olmasının istediğini, kabul etmeyince mobbing (bezdiri) uygulandığını kaydetti. Makam odası olarak kendisine yemekhanenin bodrum katının verildiğini anlatan Kaya, 12 metrekarelik odada ısıtma sistemi ve telefon bulunmadığını kaydetti.
Açtığı mobbing davasını kazandığına dikkati çeken Kaya, dönemin üniversite yönetiminden şikayetçi olduğunu dile getirdi.
Mahkeme heyeti, duruşmayı yarına erteledi.
09.11.2016 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Isparta Ağır Caza Mahkemesinde görülen davanın bugünkü duruşmasına tutuklu sanıklardan Eski Vali Memduh Oğuz, Akşehir Cezaevinde olması nedeniyle SEGBİS video konferans sistemiyle katılırken, 39 tanık hazır bulundu. Mahkeme heyeti SDÜ Rektörü İlker Çarıkçı ile yardımcısı Sedat Aktan'ı tanık olarak dinledi. 2011 rektörlük seçimlerinden sonra 1 sene İletişim Fakültesi Dekanı görevi yaptıktan sonra, cemaat yapılanmasına tepki göstererek görevinden ayrıldığını belirten Çarıkçı, 2015 seçimlerinde aday olduğunu ve rektör seçildiğini söyledi. Çarıkçı, 2011 yılında Bilimsel Düşünce Topluluğu adı altında muhafazakar milliyetçi öğretim üyelerinden oluştuğunu bildiği platformun toplantılarına davet edildiğini ve bu toplantıların 4-5 kez yapıldığını kaydetti. Çarıkçı, "O platformun bu yapıyla değil, iyi niyetli bir yaklaşım olduğunu biliyordum. Platformda adaylardan ikisi çekildi ve tek aday Hasan İbicioğlu desteklendi" dedi.
"Kendine yakın isimleri alacağını duydum"
Dekanlık görevinden rektörlük yönetiminin bu yapılanma içinde olduğunu hissederek tepki amaçlı ayrıldığını belirten Çarıkçı, "Tabi 2011 yılında şartlar çok farklıydı. Güçlü bir yapıydı. Biz o dönem yapılanmaya karşı mücadele verdik" diye konuştu. O dönem açık biçimde gölge bir yapılanma olduğunu gördüğünü kaydeden Çarıkçı, Rektör Yardımcısı Numan Tamer'in (davanın firari sanığı) ağzından kendisine yakın isimleri alacağını bizzat duyduğunu ileri sürdü. İbicioğlu'nun ABD'ye gittiğini internet haberinden gördüğünü anlatan Çarıkçı, dekanlık görevindeyken bu yapıya uzak kişilerin başka yerlere haberi olmadan görevlendirildiklerine şahit olduğunu iletti.
"Bu kadar hızlı yükseliş olamazdı"
Üniversitede kendisinden bu yapının para istemediğini ancak çevreden para toplandığını duyduğunu aktaran Çarıkçı, "Ben göreve geldikten sonra üst yönetimdeki isimler değişti. Olağan akışına uygun olmayan atamalarla ilgili dosyaları tek tek inceledik. Olağan akışa uygun olamayan diyorum, çünkü bu kadar hızlı yükseliş olamazdı. Hastaneye alınan 4B'li sözleşmeli personelle ilgili kişiye özel düzenlemeler olduğunu dosya incelemelerinde gördük. Taşeron olarak alınan işçiler uzun yıllardır büro elemanı olarak görev yapmıştı. Bunlar dururken, yeni başlayan kimselerin 4B'li olarak alınmasında özel kadrolar yazıldığını hissettik ve onların sözleşmelerini iptal ettik" iddiasında bulundu.
"210 kişi ihraç edildi"
Mahkeme heyetinin KHK ile açığa alınan personelin sayısı ve açığa alınanların ne kadarının İbicioğlu döneminde alındıkları sorusuna Çarıkçı, "500'e yakın kişi açığa alındı. 210 civarında ihraç var. Ama henüz tam bir raporlama çalışması yapılmadı. Halen KHK kapsamında bilgileri topluyoruz. İstatistiki bir çalışma henüz yok" yanıtını verdi. Çarıkçı, avukatlardan gelen sorular üzerine, davanın sanıklarından Isparta il imamı olduğu iddia edilen Osman Demirhan ismini ilk kez mahkemede duyduğunu belirtirken, dönemin Rektör Yardımcısı İskender Akkurt'un benzer nedenlerden dolayı istifa ettiğini bildiğini söyledi.
İbicioğlu tepki gösterdi
Mahkeme Başkanı Hacı Mustafa Yazıcı, avukatlardan tanık Çarıkçı'ya sorulan soruların sanki bir sanığı sorgulayıcı nitelikte olduğunu belirterek, durumun suiistimal edildiği gerekçesiyle duruşmaya ara verdi. Bu sırada soru sormak isteyen tutuklu sanık Eski Rektör Hasan İbicioğlu, "Benimle ilgili iddiaları var. Bunun için soracağım sorular çok önemli. Ben hapisteyim" diyerek soru sorulamamasına tepki gösterdi. Ara sırasında sanık avukatlarının talebi üzerine, mahkeme başkanı Çarıkçı'yı yeniden kürsüye çağırdı. İbicioğlu, Çarıkçı'ya profesörlük kadrosunu kimin döneminde aldığını, kendisi dönemindeki 8 daire başkanının görevden alınıp alınmadığını sordu. Çarıkçı, profesörlük kadrosunu İbicioğlu döneminde aldığını belirtirken, 30 Mart yerel seçimlerinden sonra göreve getirilen kişilerle ilgili sıkıntı olmadığını gördüğünü söyledi. Çarıkçı, İbicioğlu'nun 'üniversite kaynaklarını ben cemaate peşkeş çektim mi?' sorusuna ise yanıt vermedi.
"Cemaatçilik yapmayın diye uyardım"
Duruşmada tanık olarak konuşan SDÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sedat Aktan da kendisinin 28 Şubat mağduru olduğunu, bu dönemde soruşturma geçirdiğini belirterek bu nedenle muhafazakar bir rektörün seçilmesinin üniversitede oluşan genel kanıyla örtüşür şekilde kendisinin de istediğini söyledi. O dönem rektörlük seçimleri için bir platform kurulduğunu buraya muhafazakar akademisyenlerin katıldığını belirten Aktan, platformda 3 aday arasından Hasan İbicioğlu'nun desteklenmesi şeklinde bağlayıcı olmayan bir karar çıktığını ifade etti. İbicioğlu'nun rektör seçilmesinin ardından rektör yardımcılıkları ve diğer önemli görevlere FETÖ yanlılarının getirildiğini öne süren Aktan, İbicioğlu'na "cemaatçilik yapmayın" diyerek tepki gösterdiğini, süreç içerisinde üniversite yönetiminin FETÖ lehine kadrolaşmaya devam etmesi nedeniyle bu gruptan ayrıldığını söyledi. İbicioğlu yönetimi boyunca hiç bir idari görev de almadığını belirten Aktan,17-25 Aralık sürecinden çok önce demokratik yollarla yönetimin değiştirilmesi hususunda mücadele ettiklerini iletti.
"Gülen örgütünün destekçileri Isparta'da ağırlandı"
İbicioğlu'nun pragmatik olarak bu örgüte yanaşmadığını aksine örgüt üyesi olduğunu düşündüğünü belirten Aktan, İbicioğlu'nun 17-25 Aralık girişiminden sonra da ABD'deki İstanbul Center aracılığıyla Rene Garcia, Bettina Rodrigez Aguilera gibi Gülen örgütünün destekçilerini Isparta'da ağırladıklarını, bu heyetin Türkiye'de Kimse Yok mu, Tuskon gibi FETÖ kuruluşlarını da ziyaret ettiklerini iddia etti.
"Yoğun şekilde kadrolaştılar"
Personelden de sorumlu rektör yardımcısı olarak YÖK denetleme kurulunun talebi üzerine incelemeci olarak görevlendirildiğini söyleyen Aktan, "İbicioğlu döneminde personel alımlarından usulsüzlükler tespit ettim. Örgüt üyeleri bu dönemde yoğun bir şekilde üniversite kadrolaştı. Isparta, örgüt için önemli bir şehirdi. Çünkü SDÜ'de doktora programları çok yoğundu. Burada doktorasını yapan kişi kolay bir şekilde akademisyen olabiliyordu" diye konuştu.
Aktan, şu an davanın tutuklu sanıkları Orhan Adıgüzel, Erkan Uz ve İrfan Ateşoğlu'nun akademik personel alımlarında genelde jüri üyesi olduğunu, tutuklu sanık eski SDÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Talip Türcan döneminde bu fakülteye alınan akademik personelden çoğunluğunun açığa alındığını veya ihraç edildiğini ifade etti.
Duruşma yarına ertelendi.
10.11.2016 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşma, sanık sayısının fazlalığı nedeniyle adliyenin konferans salonunda yapıldı.
Duruşmada, aralarında eski SDÜ Rektörü İbicoğlu, eski rektör yardımcıları Prof. Dr. Talip Türcan, Prof. Dr. Süleyman Seydi, eski Bilgi İşlem Dairesi Başkanı Halil Karakoç, eski Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Tuğrul Sezer, iş adamları Bedri Ayhan, Alper Bayhan, Özcan Pınarcı, örgütün "Isparta bölge imamı" olduğu iddia edilen Osman Demirhan'ın da bulunduğu 49 tutuklu sanık ile tutuksuz yargılanan bazı sanıklar hazır bulundu.
Akşehir Cezaevinde bulunan tutuklu eski Isparta Valisi Memduh Oğuz, duruşmaya SEGBİS aracılığıyla katıldı.
FETÖ'nün darbe girişiminin ardından tutuklanan ve mahkemede tanık olarak dinlenen Muhammed Muhsin Varol, Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı'nda (BAKA) dış ilişkiler biriminde görev yaptığını söyledi. Sanık Vali Oğuz'un valilik yaptığı dönemde BAKA tarafından düzenlenen bir etkinlikle Florida'ya gittiğini belirten, buradaki temaslarının ardından Vali Oğuz'un kendisinin de olduğu bir kaç kişiyle terör örgütü elebaşısı Fetullah Gülen'in Pensilvanya'daki evinde ziyaret ettiğini kaydetti.
Varol, Oğuz'un Gülen ile görüştürülmek üzere başka bir odaya alındığını ve görüşmenin detayını bilmediğini anlattı.
Tanık Atılgan Ateş de İbicioğlu döneminde bir inşaatta şantiye şefliği yaptığını, o dönemki bir daire başkanının kendisine gelerek bahar şenlikleri için para istediğini kaydetti. Ateş, çalıştığı firmanın sahibi ile görüşerek bu parayı kendilerine veremeyeceğini söylediğini belirtti.
Tanıkların dinlenmesinin ardından Savcı Murat Karakaya dosya hakkında mütalaasını verdi. Karakaya mütalaasında tüm tutuklu sanıkların tutukluluk hallerini sürmesini, haklarında yakalama kararı bulunan firari sanıkların tutuklanmasını, duruşmaya gelmeyen mağdur, müşteki ve tanıkların zorla getirilmesini istedi.
Karakaya ayrıca duruşmaya katılmak isteyen müştekilerin katılma isteklerinin kabul edilmesini talep etti.
Mütalaanın ardından sanık avukatlarının savunmalarına geçildi. Tutuklu sanık eski Isparta Valisi Memduh Oğuz'u avukat olan oğlu Fatih Oğuz savundu. Oğuz, savunmasında müvekkilinin "ByLock" kullanıcısı olmasından tutuklandığını ancak yapılan tespitlerde Oğuz'un telefonunda ByLock bulundurmadığı, sadece Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasının uygulamaya giriş için kullanıldığını savundu.
Müvekkilinin 40 yılı aşkın devletin çeşitli kademelerinde yöneticilik yaptığını dile getiren Oğuz, eski Vali Oğuz'un göreve başladığı dönemde FETÖ'nün henüz bulunmadığını, FETÖ'nün devlette yoğun olarak kadrolaştığı dönemde merkez valisi olduğunu kaydetti.
Avukat Oğuz, müvekkilinin 17-25 Aralık darbe girişiminden önce emekli olduğunu, o dönemde FETÖ'nün terör örgütü olarak bilinmediğini, görev yaptığı dönemde de örgüt lehine bir kadrolaşmaya gitmediğini öne sürdü.
İddianamede müvekkilinin örgüt yapılanmasının içinde olduğunu gösteren bir belge olmadığını ileri süren Oğuz, eski Vali Oğuz'un tahliyesini istedi.
ESKİ VALİ GÜLEN'LE GÖRÜŞTÜRÜLDÜ
15 Temmuz darbe girişimin ardından başlatılan FETÖ/PDY soruşturması kapsamında daha önce tutuklanan Muhammed Muhsin Varol, duruşmada tanık olarak dinlendi. Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı (BAKA) Dış İlişkiler Birimi'nde görevliyken, Memduh Oğuz'un valiliği döneminde BAKA tarafından düzenlenen bir etkinlikten sonra kendisinin de aralarında bulunduğu birkaç kişiyle Fetullah Gülen'i Pensilvanya'daki evinde ziyaret ettiklerini anlatan Varol, Memduh Oğuz'un burada Gülen ile başka bir odada görüştürüldüğü söyledi.
Mahkeme heyeti, duruşmayı diğer sanık avukatları ile sanıkların dinlenmesi için yarına erteledi.
11.10.2016 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
130 sanıklı davanın 10'uncu duruşması Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşma, sanık sayısının fazlalığı nedeniyle adliyenin konferans salonunda yapıldı.
Duruşmada, aralarında eski SDÜ Rektörü İbicoğlu, eski rektör yardımcıları Prof. Dr. Talip Türcan, Prof. Dr. Süleyman Seydi, eski Bilgi İşlem Dairesi Başkanı Halil Karakoç, eski Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Tuğrul Sezer, iş adamları Bedri Ayhan, Alper Bayhan, Özcan Pınarcı, örgütün "Isparta bölge imamı" olduğu iddia edilen Osman Demirhan'ın da bulunduğu 49 tutuklu sanık ile tutuksuz yargılanan bazı sanıklar hazır bulundu.
MEMDUH OĞUZ'UN SAVUNMASI
Akşehir Cezaevinde bulunan tutuklu eski Isparta Valisi Memduh Oğuz, duruşmaya SEGBİS aracılığıyla katıldı. Ara karar öncesi söz alan sanıklardan eski Vali Oğuz, hayatında Bylock kullanmadığını, Bylock'u bu operasyonların ardından duyduğunu savundu. Oğuz, tahliyesini istedi.
Davanın tutuksuz sanığıyken Bylock kullandığı gerekçesiyle tutuklanan Eski Isparta Valisi Memduh Oğuz, "Yemin ediyorum hayatımda ne bylock adını duydum ne kullandım. Bu zaten raporda da ortaya çıktı. Bylock kullanmanın suç olduğunu kabul ediyorum. Benim bylock kullandığım resmi olarak kanıtlanırsa dünyanın en şerefsiz insanıyım" dedi.
HASAN İBİCİOĞLU'NUN SAVUNMASI
Tutuklu sanık eski SDÜ Rektörü Hasan İbicioğlu da 4 yıllık rektörlüğünde 1,5 trilyonluk bütçeyi kullandığını, yapılan denetimlerde kamuyu hiçbir şekilde zarara uğratmadığını öne sürdü. Kendisinin rektörlük seçimlerinde farklı gruplarla iletişime geçtiğini, bu gruplardan birinin de FETÖ'ye yakın kişilerden oluşan grup olduğunu belirten İbicioğlu, bu ilişkisinin pragmatik sebeplere dayandığını savundu.
İbicioğlu, kendisinde panik atak olduğunu ve kapalı ortamlarda kalamadığını belirterek, gerekirse ev hapsi şartlarında tahliyesini istedi.
Sanıklardan Eski SDÜ Rektörü Hasan İbicioğlu, rektörlük görevi sırasında üniversitenin kaynaklarını, başka bir kuruma aktarmadığının ortaya çıktığını belirtirken; 1.5 milyon TL'lik bir bütçe yönettiğini, toplanacak 30-40 bin TL için 150 kişiye ihtiyaç duymayacağını söyledi. İdari ve akademik personele mobbing uyguladığı iddialarına ilişkin iki kişinin dava açtığını bunu da üniversiteye açtığını belirten İbicioğlu, "Hediye Kaya'ya mobbing uyguladığı için dönemin İdari Mali İşler Daire Başkanı Zümriye Irlayıcı hakkında soruşturma açtım ve kendisi caza aldı" dedi. Kimsenin ABD'ye giderek FETÖ elebaşısı Fetullah Gülen'le görüştüğünü ispat edemeyeceğini çünkü bunun olmadığını söyleyen İbicioğlu, "9 aydır hapisteyim. Panik atağım var. Kapalı yerde kalamıyorum. Bunun için ev hapsine bile razıyım. Tahliyemi istiyorum. Örgütle bağlantılı olduğum ortaya çıkmadı. Bedri Ayhan'la görüşmedim. Osman Demirhan ismini ilk kez duyuyorum. Türkçe Olimpiyatları için de üniversitede para toplanmadı. Ben kimseye baskı yaparak üniversitedeki işletmecilere baskı yapmadım. Bilim Şenliğini cumhuriyetin 2023 hedefleri doğrultusunda yaptım. Gazino mu açsaydım. Ben bunu Türkiye'ye katkı sağlamak amacıyla yapıyorum. Para toplanmasıyla ilgili bir imzam da yok" dedi.
Kendisinin rektör seçimlerinde farklı gruplarla iletişime geçtiğini bu gruplardan birinin de FETÖ'ye yakın kişilerden oluşan grup olduğunu belirten İbicioğlu, bu ilişkisinin pragmatik sebeplere dayandığını da söyledi. İbicioğlu, görevden daha sonra aldığı yardımcısı Numan Tamer'in, ABD'ye gittiğinden bile haberi olmadığını kaydetti.
Diğer sanıklarda suçlamaları kabul etmeyerek, tahliyelerini istedi.
ARA KARARLAR
Verilen aranın ardından kararını açıklayan heyet, tutuklu sanıklardan Mustafa Enis Büyükküpçü'yü, tutuklukta geçirdiği sürenin dikkate alınarak adli kontrol şartıyla tahliyesine edilmesine, tutuksuz sanıklardan Ramazan Demirci'nin tutuklanmak üzere yakalanmasına karar verdi.
Heyet, kaçma şüphelileri ve mevcut delil durumunu göze alarak tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, tahliye taleplerinin reddine hükmetti.
Kanun Hükmünde Kararname ile SDÜ'den ihraç edilen ve açığa alınanların listesinin ve işe giriş tarihlerinin SDÜ'den istenmesi yönünde karar veren heyet, sanıkların özellikle FETÖ elebaşısı Fetullah Gülen'in talimatının ardından Bankasya'daki hesap hareketlerinin incelenmesi için gerekli yerlere yazı yazılmasına hükmetti.
Duruşma, 09 Ocak 2017 tarihine ertelendi.
YALVAÇ'TA TUTUKLAMALAR
Öte yandan Isparta Yalvaç ilçesinde de peşpeşe iki operasyon yaşandı. AK Parti eski İlçe Başkanı Fetö'den tutuklandı.
AKP İLÇE BAŞKANI DAHİL 3 TUTUKLAMA
Isparta'nın Yalvaç İlçesi'ndeki ilk FETÖ/PDY operasyonunda 4 gün önce gözaltına alınan AK Parti eski İlçe Başkanı Halil Kılınç ile 1 işadamı, çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.
Yalvaç Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri geçen cuma gecesi AK Parti eski İlçe Başkanı işadamı Halil Kılınç, daha önce partide ilçe yönetimi kadrosunda görev alan işadamı A.B. ile işadamı Mustafa Ayvallı ve sağlık çalışanı B.Ç.'yi gözaltına aldı. FETÖ'yle bağlantılı olduğu yönünde iddialar bulunan şüphelilerin ev ve işyerlerinde de arama yapıldı.
Polis merkezinde işlemleri tamamlanan şüpheliler dün akşam adliyeye sevk edilirken, Sulh Ceza Hakimliğince A.B. serbest bırakılırken, B.Ç. ise adli kontrol şartıyla salıverildi. Halil Kılınç ile Mustafa Ayvallı ise tutuklandı. Kararın ardından fenalaşan Mustafa Ayvallı, hastaneye götürüldü. 2 şüpheli daha sonra Isparta Cezaevi'ne gönderildi.
1'İ ASTSUBAY 3 TUTUKLAMA DAHA
Yalvaç ilçesindeki diğer operasyonda ise 1'i astsubay 3 şüpheli tutuklandı.
Yalvaç Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, FETÖ'ye ait dershanede öğretmenlik yapan C.D.'nin İstanbul'da bulunduğu bilgisine ulaşan İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, İstanbul ile irtibata geçerek şüphelinin yakalanmasını sağladı. SEGBİS aracılığıyla sulh ceza hakimliğince ifadesi alınan C.D. tutuklandı.
Aynı soruşturmada ağustos ayında açığa alındıktan sonra adli denetim şartıyla serbest kalan astsubay kıdemli çavuş H.T.'nin cep telefonunda örgütün şifreli mesajlaşma programı 'ByLock' tespit edildi. Bunun üzerine yeniden gözaltına alınan H.T., dün sevk edildiği sulh ceza hakimliğince tutuklandı.
Cep telefonunda 'ByLock' tespit edilen F.A. adlı kişi de polis tarafından gözaltına alındı. Dün savcılıkta ifade veren F.A.'nın anne ve babası da duruşmayı adliyede takip etti. F.A. işlemlerinin ardından tutuklanırken, kararı öğrenen annesi fenalaştı. Adliyeye getirilen sağlık ekibi tarafından kadın hastaneye götürüldü.
Paralel yapı-14 Mart (2016) 'Isparta ve Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Yapılanması' soruşturması
Paralel yapı-23 Temmuz (2016) 'Isparta/Yalvaç örgüte finansal destek' soruşturması manşetlerimiz
Paralel yapı-23 Temmuz (2016) 'Isparta/Yalvaç Öğretmen Yapılanması' soruşturması manşetlerimiz
(12 Kasım 2016, 16:41)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: