Ergenekon, Balyoz, askeri casusluk gibi davalarda yüzlerce insanın tutuklanmasına neden olan isimsiz ihbar mektupları 'FetöBİM' (Fetö Bilgi İşlem Merkezi) adı verilen bir merkezde hazırlanmış. Bir itirafçı 'imzasız ihbar' sisteminin nasıl işlediğini şöyle anlattı: 'Örneğin sahte ihbar mektupları tanzim ederek bunları evlerinde veya ofislerinde bulunan yazıcılarda hazırlayıp göndermektedirler. Bunları hazırlarken genelde eldiven kullanmaktadırlar. Hazırlanan mektupları göndermek için evlerinde, ofislerinde bol miktarda posta pulu bulunmaktadır. Menfi olarak tabir edilen bir jandarma personeli hakkında yani cemaatten olmayan birisi hakkında sahte ihbar mektubu gönderme işi bu kişiler tarafından organize edilir ve gönderilir. Gönderici ismi olmaz. Bu mektuplar aynı zamanda BİMER üzerinden de gönderilmektedir.'
12.11.2016 16:27 İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen ‘darbe’ soruşturması kapsamında yıllardır yapılan ve yüzlerce kişinin tutuklanmasına sebep olan sahte ihbar mektuplarının kaynağı ortaya çıkarıldı. İtirafçı bir örgüt yöneticisinin ifadesiyle ortaya çıkan sahte ihbar biriminin adı; “BİM” İstanbul İmzasız ihbarların altındaki imza bulundu: BİM
Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu savcılarından Can Tuncay tarafından yürütülen “Darbe” soruşturması kapsamında bir öğretmen gözaltına alındı. Gözaltına alındıktan sonra itirafçı olan öğretmenin FETÖ/PDY örgütü içerisinde üst düzey bir yönetici olduğu ortaya çıktı. İsmi savcılık tarafından gizli tutulan ‘öğretmen’ örgüte ilişkin bugüne dek hiç ortaya çıkmayan ve kamuoyu tarafından sıkça sorulan o soruyu cevapladı; “Sahte ihbar mektuplarını kim yazdı?”
SAHTE İHBAR ÜRETME BİRİMİ
İtirafçı yöneticinin ifadesi ile örgüt içindeki bir birim ilk kez savcılık kayıtlarına geçti. FETÖ içindeki bu birimin adı; “BİM”. Yani örgütün, ‘Bilgi işlem departmanı’ Ülkenin bölgelere ayrıldığını ve her bölgenin ayrı BİM sorumlusu olduğunu söyleyen itirafçı, Marmara Bölgesi sorumlusunun da ismini de verdi. İtirafçı yönetici bu birimde çalışan örgüt üyeleri için, “Bilgisayarlardan çok iyi anlarlar. Her türlü karalama ve kötüleme faaliyetlerini organize ederler” ifadelerini kullandı.
“SAHTE İHBARLAR ELDİVENLE YAZILIYORDU..”
Savcılıklara ya da emniyet müdürlüklerine gönderilen sahte ihbar mektuplarının nasıl hazırlandığını anlatan örgüt yöneticisi; “Örneğin sahte ihbar mektupları tanzim ederek bunları evlerinde veya ofislerinde bulunan yazıcılarda hazırlayıp göndermektedirler. Bunları hazırlarken genelde eldiven kullanmaktadırlar. Hazırlanan mektupları göndermek için evlerinde, ofislerinde bol miktarda posta pulu bulunmaktadır. Menfi olarak tabir edilen bir jandarma personeli hakkında yani cemaatten olmayan birisi hakkında sahte ihbar mektubu gönderme işi bu kişiler tarafından organize edilir ve gönderilir. Gönderici ismi olmaz. Bu mektuplar aynı zamanda BİMER üzerinden de gönderilmektedir” itirafında bulundu.
İHBARLARI İŞLEME KOYAN DA ÖRGÜTTEN
Örgüt tarafından yapılan ihbarların gönderildiği birimin de çok önemli olduğunu anlatan itirafçı, “İhbarın yapıldığı yerdeki evrak kayıt kısmında muhakkak cemaatten birinin olduğunu düşünüyorum. Nedenine gelince, isimsiz ihbarların işleme sokulması problem teşkil edeceğinden böyle bir yöntem izlenmektedir” dedi.
ÖRGÜTTEN OLMAYANLARI İHBAR ETTİLER
Örgüt mensubu olmayan askerler hakkında, FETÖ’cü diye ihbar da yapılarak soruşturmaların sulandırıldığını anlatan itirafçı, “Bu eylem özellikle 17-25 Aralık sonrasında hız kazanmıştır. Bu yapı ile alakası olmayan kişileri ihbar ederek işlem yapılmasını sağladılar. Örgüt ile alakalı olmayan birçok yurt, dernek ve kişi hakkında sahte ihbarlar yapıldı” ifadelerini kullandı.
İHBAR MEKTUPLARI İNCELENECEK
İtirafçı örgüt yöneticisinin ifadesinin ardından harekete geçen savcılık 2007 yılından itibaren yapılan sahte ihbar mektuplarını incelemeye aldı. Savcılık soruşturmayı bu yönde derinleştirdi.
ERGENEKON VE BALYOZ DAVASI DA İSİMSİZ İHBARLA BAŞLAMIŞTI
2007 yılından itibaren Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy ve Askeri Casusluk gibi TSK’ya yönelik soruşturmalarda birçok isimsiz ihbar mektupları savcılık ve emniyete gönderilmişti. Bu soruşturmalar isimsiz ve imzasız ihbar mektuplarının ardından başlamış ve davalar kapsamında yargılanan sanıklar ihbar mektuplarının kaynağının araştırılmasını istemişti. Ancak ihbar mektuplarının kaynağı hiçbir zaman bulunamamıştı.
(12 Kasım 2016, 16:27)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: