Ergenekon davalarına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Birinci Ergenekon davası ile Danıştay üyelerine saldırı davasının birleştirilmesine karar verdi. Aslında uzun zamandır birleştirme prosedürü işlemekte ve resmi işlemler adım adım gerçekleştirilmekteydi. Bugünkü karar birleştirme prosedürünü tamamlayan resmi imza hükmünde. Duruşmada, bu dava ile Danıştay üyeleri ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırıya ilişkin 8 sanıklı dava birleştirildi. Bu karar sonrası, tutuklu sanıklar Doğu Perinçek ve Muzaffer Tekin ile tutuksuz sanık Kemal Alemdaroğlu duruşma salonunu terketti.
FLAŞ!!!Kritik haftada ilk karar: Ergenekon ve Danıştay birleşti
Ergenekon davalarına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Birinci Ergenekon davası ile Danıştay üyelerine saldırı davasının birleştirilmesine karar verdi. Aslında uzun zamandır birleştirme prosedürü işlemekte ve resmi işlemler adım adım gerçekleştirilmekteydi. Bugünkü karar birleştirme prosedürünü tamamlayan resmi imza hükmünde. Duruşmada, bu dava ile Danıştay üyeleri ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırıya ilişkin 8 sanıklı dava birleştirildi. Bu karar sonrası, tutuklu sanıklar Doğu Perinçek ve Muzaffer Tekin ile tutuksuz sanık Kemal Alemdaroğlu duruşma salonunu terketti.
Ergenekon´da en kritik kararlar haftası başladı
Danıştay ve 2. davanın 1. dava ile birleştirilmesi için karar günü. Çarşamba 3. iddianame açıklanacak. Perşembe Eruygur, Tolon ve Aygün için karar çıkacak. Ergenekon Terör Örgütü iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında, en hareketli ve yoğun haftaya girdik. 52 günlük aranın ardından bu sabah saat 09.00´da 1. Ergenekon davasının 102. oturumu başlayacak. Mahkeme, öncelikle Danıştay sanıkları ile Ergenekon sanıklarının birlikte yargılanıp yargılanmayacağına karar verecek. Daha sonra 1 ve 2. Ergenekon iddianamelerinin davalarının birleştirilip birleştirilmeyeceğine karar verecek olan 13. Ağır Ceza, çarşamba günü de 3. Ergenekon iddianamesinin kabul edilip edilmeyeceğini açıklayacak. Perşembe günü 2. iddianameyle ilgili davanın ikinci duruşmasında iki emekli orgeneral ile ATO Başkanı hakkında karar çıkacak.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´ndeki salonda görülen birinci ´Ergenekon´ davasının 102. duruşması başladı. Duruşmaya, tutuklu sanıklar emekli Tuğgeneral Veli Küçük ve İP Genel Başkanı Doğu Perinçek´in de aralarında bulunduğu 25 tutuklu sanık katıldı. Duruşmada ayrıca tutuksuz sanıklardan eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu ve Güler Kömürcü Öztürk de hazır bulundu. Salonda, Danıştay üyeleri ve Cumhuriyet Gazetesine yönelik saldırıya ilişkin davanın tutuklu sanıklarından Alpaslan Arslan, İsmail Sağır ve Tekin Irşi de yer aldı. Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, birinci ´Ergenekon´ davası ile Danıştay üyeleri ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırıya ilişkin dava dosyalarının birleştirildiğini açıkladı.
Sanıklardan birleştirmeye protesto
Tutuklu sanıklar Doğu Perinçek ve Muzaffer Tekin ile tutuksuz sanık Kemal Alemdaroğlu birleştirme kararının açıklanmasından sonra duruşma salonunu terketti. Muzaffer Tekin Danıştay saldırısı olayında azmettirici olarak suçlanıyordu ve davaların birleştirilmesi girişimlerine sürekli tepki gösteriyordu.
Kontrgerillanın yeni tetikçilerinden kışkırtmaya devam: Maocu İP´çiler Atatürkçü kesildi
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´nde görülen davada söz alan tutuklu sanık İP Genel Başkanı Doğu Perinçek´in avukatı Mehmet Cengiz, ´İP´nin saldırıya uğrayan hakim Mustafa Yücel Özbilgin ile aynı safta olduğunu´ savunarak, ´İP, olsa olsa müdahil olabilir. Müdahillik talebimizi önümüzdeki günlerde ifade edeceğiz. Birleştirilme kararı Türkiye ve Türkiye´nin milli güçlerine yapılan en büyük haksızlıktır´ dedi. Cengiz, mahkemenin bu 2 dosyayı ayırmaya yetkisi olduğunu belirterek, ´Ergenekon´ dosyasında bulunan Danıştay´a saldırı ve Cumhuriyet Gazetesini bombalanma iddialarının CMK´nın 10. maddesi uyarınca ayrılarak yeni bir esasa kaydedilmesini istedi. Cengiz, yeni bir esasa kaydedilen dosyanın Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nden gönderilen Danıştay üyelerine saldırı davası dosyasının birleştirilip yargılamanın bu şekilde yürütülmesini talep etti. Duruşmada söz alan Doğu Perinçek ise ´Danıştay suikastının bu davaya katılmasının bir tertip olduğunu ve zulmün son halkası olarak gördüklerini´ söyledi. Perinçek ´Bu uygulama hukuku çiğnemenin ötesindedir, zulümdür. Atatürk devrimine karşı yürütülen psikolojik hareket sınır tanımamaktadır. Bu zulme boyun eğmiyoruz. Bu zulme katlanamayız. Mahkeme dosyayı derhal ayırmalıdır. Mahkeme buna teslim olursa ancak sandalyeleri yargılayabilir´ diye konuştu. Perinçek´in sözleri, salonda bulunanlar tarafından alkışlandı. İP´li sanıklar Doğu Perinçek, Nusret Senem, Hikmet Çiçek ve Hayati Özcan ile Muzaffer Tekin daha sonra duruşma salonunu terk etti.
Sanık avukatları karara itiraz etti
Birinci ´Ergenekon´ davası kapsamında yargılanan sanıkların avukatları, davanın Danıştay üyelerine ve Cumhuriyet gazetesine yapılan saldırı davasıyla birleştirilmesi kararına itiraz etti. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´ndeki salonda görülen davanın bugünkü 102. duruşmasında, sanık avukatları tarafından usule ilişkin itirazlar dile getirildi. Tutuksuz sanık eski İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu´nun avukatı Metin Çetinbaş, soruşturma ve yargılama safhasının takip edilemez hale geldiğini, dava dosyalarının 1000 klasörü geçtiğini ifade ederek, 2 dava arasında hukuki ve somut bir ilişki bulunmadığını savundu. Bu davaların birleştirilmesinin Danıştay üyelerine ve Cumhuriyet gazetesine saldırılara ilişkin davanın sanıklarının lehine olacağını savunan Çetinbaş, ´Bu davayı tamamlamaya ne sizin ne de bizim ömrümüzün yetmeyeceği biraz hukuktan anlayan herkes tarafından bilinmektedir. Bu davaları ayırın. Buna yetkiniz var. Sorumluluk alın´ diye konuştu.
Tutuklu sanık İsmail Yıldız´ın avukatı Dursun Yaslıkaya da ´Ergenekon´ davasının Cumhuriyet Savcıları tarafından yaratıldığını ileri sürerek, ´Ergenekon´da 1, 2 ve 3. davalarının birleştirilmesi ve bütün sanıkların 3 iddianame üzerinden yeniden savunmalarını yapmaları gerektiğini söyledi.Tutuklu sanık Sevgi Erenerol´un avukatı Vural Ergül de heyetin incelemesi gereken evrakın yaklaşık 500 bin sayfayı bulduğunu, yargılamanın fiilen imkansız hale geldiğini belirterek, 2 davanın ayrılmasının daha uygun olacağını kaydetti.Sanık İsmail Yıldız da son dönemde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun açıklamalarını yakından takip ettiğini belirterek, ´Bu süreçte hükümetin heyetinizi ve savcıları desteklediğini gördük. Sizler, hükümetin bizleri cezalandırmak için görevlendirdiği memurlar gibi oldunuz. Ben bir sanığım. Adalet bekliyorum ve bu süreçte hükümetin gölgesinin olmasını istemiyorum´ diye konuştu. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel ise bu aşamada 2 davanın ayrılması kararına yapılan itirazların reddedilmesini istedi. Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün de talepleri değerlendirmek için duruşmaya ara verdi.
SANIK AVUKATLARI HSYK-10´LUSUNUN KORSAN AÇIKLAMASINDAN MEDET UMDU
İP´lilerin avukatı Mehmet Cengiz ve Alemdaroğlu´nun avukatı Metin Çetinbaş, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu´nun (HSYK) 10 üyesinin yaptığı korsan açıklamaya değindi. Cengiz, HSYK´nın açıklamasına göre hakim ve savcıların sadece kendi yargı alanlarına ilişkin arama ve ifade alma yoluna gidebileceğini savundu. Metin Cengiz, HSYK´nın bu kararı ortada iken İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Yargıtay´daki dosyaya evrak göndermiştir. Mahkeme, bu yanlışı devam ettirmektedir. dedi. Alemdaroğlu´nun avukatı Metin Çetinbaş da HSYK´nın açıklamasının özetini mahkemeye sundu.
Ara karar: Davalar ayrılsın talebine ret
Danıştay davasının Ergenekon davasıyla birleştirilmesi üzerine sanık avukatlarının yaptığı davalar ayrılsın itirazı mahkeme tarafından oturuma verilen arada görüşülerek reddedildi.
Alemdaroğlu´ndan mahkemeye tepki: Ben türban darbecisiyim. Türban için cinayet işleyenlerle aynı yerde yargılamayın. İdam kararı verin daha iyi.
Birinci Ergenekon davasının tutuksuz sanıklarından İstanbul Üniversitesi eski rektörü Kemal Alemdaroğlu, davaların birleştirilmesi kararına tepki göstererek, Danıştay hakimini katledenlerle birlikte yargılanmak bana vereceğiniz idam kararından daha ağırdır dedi. Devam eden duruşmada söz alan Kemal Alemdaroğlu, Türban kararı nedeniyle Danıştay hakimini katledenlerle yargılanmaktayım. Ben üniversitede türban darbesi yapmış birisiyim. 2 defa bu konuyla TBMM´de yargılandım ve aklandım. Danıştay hakimini katledenlerle birlikte yargılanmak bana vereceğiniz idam kararından daha ağırdır benim için şeklinde konuştu.
Sanıkların taraftarı seyirciler mahkemede şov yapmayı sürdürüyor
Mahkeme salonundaki izleyiciler ise ise Alemdaroğlu´nu alkışladı. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, sert bir ses tonu ile salondakileri uyararak, Burası bağırma ve alkışlama yeri değildir. Çıkın dışarıda istediğiniz kadar bağırın, çağırın, alkışlayın. Az önce alkış tutanlar dışarı çıksın, dışarıda bağırsın, çağırsın, alkışlasın dedi. Şengün, davanın 101. celsesinde savunması yarım kalan Kemal Alemdaroğlu´nun avukatı Metin Çetinbaş´a söz verdi. Çetinbaş, Yazılı savunmamın 433. sayfasındayım diyerek savunmasına başladı. Bu sırada tutuklu sanıklardan Kemal Kerinçsiz´in de aralarında bulunduğu bazı sanıklar mahkemeden söz istedi. Mahkeme Başkanı Şengün ise davaların ayrılması talebine ilişkin kararın verildiğini ve gerektiği takdirde kendilerine söz verilebileceğini belirtti. Kemal Kerinçsiz ısrarlı davranınca Şengün kızarak, Konuşma hakkını en çok kullanan kişisiniz. Zamanı geldiğinde tekrar söz alacaksınız. Şuan söz vermiyorum diye konuştu.
Öte yandan, duruşmada hazır bulunan sanık Alparslan Arslan´ın saçı ve sakalının birbirine karıştığı görüldü. Arslan ve beraberindeki diğer 2 sanığın duruşmaya ara verildiği sırada, salondan çıkarıldıkları gözlenirken, Arslan´ın yakınları arasından sadece kız kardeşi Hilal Arslan´ın duruşmaya katılması dikkat çekti.
Alemdaroğlu´nun avukatı savunmasına devam etti: Savunmamız 7-8 gün daha sürecek
Birinci ´Ergenekon´ davasının bugünkü duruşmasında tutuksuz sanık Kemal Alemdaroğlu´nun avukatı Metin Çetinbaş, savunmasını sürdürdü. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savunmasını yapan Çetinbaş, sanıkların Atatürkçü kişiler ve sivil toplum kuruluşları olmasının dikkat çektiğini belirterek, iddianamenin kişileri suç örgütü içinde gösterme gayreti içinde olduğunu ileri sürdü. Çetinbaş, ´Böyle başı sonu belli olmayan suçlamalar, hukuk devleti ilkeleriyle izah edilemez. Savcıların, mesnetsiz, kişisel, siyasi değerlendirmelerinin hukuki değeri yoktur´ görüşünü savundu. Basın mensuplarına yaptığı açıklamada da Çetinbaş, savunmasının 7-8 gün daha süreceğini bildirdi.
İşte iddianamelerdeki Ergenekon-Danıştay bağlantıları
Ergenekon soruşturması kapsamında hazırlanan ilk iki iddianamede Ergenekon örgütüyle Danıştay´a düzenlenen saldırı arasındaki bağlantıyı gösteren onlarca delil, bilgi, belge ve tanık ifadeleri geniş olarak yer alıyor. Onlardan bazıları:
DANIŞTAY davası hükümlüsü Osman Yıldırım, Danıştay ve Cumhuriyet Gazetesi´ne saldırı kararını Ataşehir´de bir apartmanda Alparslan Arslan ve Veli Küçük´le birlikte yaptıkları bir toplantıda aldıklarını söyledi.
DANIŞTAY saldırısından sonra yapılan aramada tetikçi Alparslan Arslan´ın üzerinde Ulusal Haber basın kartı ve Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği ibareli kartvizit ele geçirildi.
EMEKLİ Yüzbaşı Muzaffer Tekin´le Alparslan Arslan´ın irtibatlı oldukları tespit edildi. Arslan´ın kullandığı cep telefonuyla, Muzaffer Tekin´in kullandığı 0532 291 xx xx No´lu GSM hattı ile 35 kez görüştüğü belirlendi.
ORTAKLARI arasında Muzaffer Tekin´in de yer aldığı Doğuş Faktoring şirketinin avukatının Alparslan Arslan olduğu tespit edildi. Arslan, Ergenekon sanıklarından Hüseyin ve Rasim Görüm´ün de avukatıydı.
MUZAFFER Tekin´in Danıştay saldırısından yaklaşık 9 saat önce telefonundan 64 mesaj çektiği tespit edildi. Mesaj Susurluk hükümlüsü İbrahim Şahin´den gelmişti.
ÜMRANİYE´DE ele geçirilen ve emekli Astsubay Oktay Yıldırım´a ait olduğu iddia edilen 27 el bombasıyla Cumhuriyet Gazetesi´ne atılan bombaların aynı seriden olduğu belirlendi. Üstelik Cumhuriyet´e bomba atanlarından biri Alparslan Arslan´dı. Bombaların bulunduğu sandıkta Oktay Yıldırım´ın parmak izleri tespit edildi.
VATANSEVER Kuvvetler Güç Birliği Derneği Başkanı Taner Ünal, Danıştay saldırısını, Muzaffer Tekin grubunun yaptığını söyledi.
SALDIRININ ardından Danıştay sanıklarının banka hesaplarında artış olduğu tespit edildi.
DANIŞTAY sanıklarından Erhan Timuroğlu, yargılanma sürecinde Alparslan Arslan´ın Biz yakında çıkacağız, fazla kalmayacağız, hepimiz çıkacağız. dediğini belirtti.
İki dava nasıl birleşti?
17 MAYIS 2006: Türkiye, Danıştay´a yapılan kanlı saldırıyla sarsıldı. Danıştay 2. Dairesi Üye Hakimi Mustafa Yücel Özbilgin hayatını kaybederken, Danıştay 2. Daire Başkanı Mustafa Birden, üye hakimler Ayla Gönenç, Ayfer Özdemir ve tetkik hakimi Ahmet Çobanoğlu yaralandı. Danıştay saldırısının davası Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görüldü.
13 ŞUBAT 2008: Mahkeme sanık Alparslan Arslan´ı, ´cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası´nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya, yerine yeni bir düzen getirmeye, fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek´ ve Danıştay 2. Dairesi Başkanı Mustafa Yücel Özbilgin´i, ´tasarlayarak ve yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmek´ suçundan 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırdı. Osman Yıldırım, Erhan Timuroğlu ve İsmail Sağır ise müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
28 NİSAN 2008: Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, davanın gerekçeli kararında cinayetin ´türban düzenlemesi´ sebebiyle gerçekleştirildiğini aktardı. Kararda, ´sanıkların amacının, türban örtüsünü kendi bildikleri ve istedikleri şekilde yorumlamayan ve karara bağlamayan kurum ve kişilere yönelik cebir ve şiddet yöntemlerine başvurarak cezalandırma amacı taşıdığı ve bu amaç doğrultusunda Danıştay´a saldırı eyleminin mevcut anayasal sisteme yönelik bir tehlike yarattığı´ belirtildi. Kararda, ´Ergenekon terör örgütüyle Danıştay saldırısı arasında bir bağlantının bulunmadığı´ ileri sürüldü.
YARGITAY KARARI BOZDU: FİİLİ İRTİBAT VAR
7 EKİM 2008: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, önemli bir karara imza attı. Başsavcılık, Danıştay saldırısı davası sanıklarının Cumhuriyet´e bomba atılması ve Danıştay saldırısıyla ilgili mahkemeye gönderilen belgeler dışında, Ergenekon soruşturmasına ait tüm belge ve beyanların getirtilerek yeniden bir karar verilmesini istedi. Danıştay davasıyla ilgili Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı´nca hazırlanan tebliğname, temyiz incelemesini yapacak Yargıtay 9. Ceza Dairesi´ne gönderildi.
16 ARALIK 2008: Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 8 sanık hakkında Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nce verilen kararı oybirliğiyle bozdu. Dairenin kararında, ´tüm dosya kapsamına göre sanıkların mensubu bulundukları iddia edilen örgütün niteliği, atılı suçların vasfının belirlenmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesi yönünden Ergenekon davası ile bu dava arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğunun iddia edilmiş olması karşısında, öncelikle davaların birleştirilmesinde zorunluluk bulunduğuna´ işaret edildi.
21 OCAK 2009: Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, bozma kararının ardından hazırladığı tensip tutanağıyla, Danıştay saldırısı davasının iddianamesi, karar ve Yargıtay bozma ilamı da eklenerek İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´ne müzekkere yazılmasına karar verdi. Ayrıca Ergenekon´da devam eden davanın iddianamesi dava dosyasının ve duruşma zabıtlarının birer suretinin Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi´ne gönderilmesinin istenmesini kararlaştırdı. Mahkeme, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nden ´bozma ilamına uyulması durumunda´, Ergenekon davası ile bu davanın birleştirilmesi yönündeki Yargıtay´ın bozma kararıyla ilgili görüşünü bildirmesini de istedi.
YEREL MAHKEME, YARGITAY´IN KARARINA UYDU
23 MART 2009: Danıştay üyelerine saldırı davası, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nde yeniden görüldü. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Ergenekon ile Danıştay davalarının birleştirilmesi yönündeki Yargıtay´ın bozma kararıyla ilgili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nin görüşünü beklemeye karar verdi. Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ise Danıştay üyelerine saldırı davasıyla ilgili görüş bildirmeyerek, birleştirme konusunda önce Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nin görüş bildirmesini talep etti.
20 NİSAN 2009: Yeniden görülmeye başlanan Danıştay davasının ikinci duruşmasında, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay 9. Ceza Dairesi´nin verdiği bozma kararına uydu. Yerel mahkeme, dava dosyasının Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde birleştirilmesi konusunda muvafakat (onama) istenilmesine karar verdi. Mahkeme, birleştirme kararına gerekçesini, ´Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesi´ne bomba atılması olayının, İstanbul´daki yargılamaya konu örgütün yaptığı eylemler olarak´ gösterilmesi şeklinde açıkladı.
İSTANBUL NOKTAYI KOYDU: DAVALAR BİRLEŞTİ
8 MAYIS 2009: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 8 Mayıs 2009´daki duruşmada Danıştay ve Ergenekon davalarının birleştirilmesi yönünde görüş bildirilmesine karar verdi. Mahkeme, Danıştay dosyasının kendilerine gönderilmesi için Ankara´ya yazı yazdı. Dosya, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından İstanbul´a gönderildi.
3 AĞUSTOS 2009: Beklenen karar açıklandı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, birinci Ergenekon davası ile Danıştay üyeleri ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırıya ilişkin davanın birleştirilmesine karar verdi. ( Zaman)
(03 Ağustos 2009), son güncel.: (04 Ağustos 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Danıştay saldırısının Ergenekon davasıyla birleştirilmesi manşetlerimiz