Darbe davası kumpaslarıyla çok sayıda subayı ordudan tasfiye eden paralel örgütün, kendi üyelerini TSK'ya sokmak için ilk hedef olarak Harbiyeyi seçtiği ortaya çıktı. Örgüt, kendinden olmayan öğrencileri, binbir oyunla sistem dışına itti. 2008-2014 yılları arasında yaklaşık 2 bin öğrenci, 'şok mangalarında işkence gibi talimler, sınav sonuçlarının değiştirilmesi' gibi oyunlarla ordudan ayrılmak zorunda bırakıldı. Harbiyeden ayrılanların 175'inin asker çocuğu olması dikkat çekti. Örgütün Deniz ve Hava Kuvvetlerine sızmada kullandığı yöntemler de deşifre oldu.
25.06.2016 17:50 Paralel örgütün, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde (TSK) hakimiyet kurmak için başvurduğu yöntemler deşifre oldu. Darbe davası kumpaslarıyla çok sayıda subayı sistem dışına iten paralel yapı, kendi üyelerini orduya sokmak için ilk hedef olarak Harp Okullarını seçti.
Yeni Şafak'tan Kiymet Sezer'in haberine göre; Harbiye'ye sızmak için her yolu deneyen paralel örgüt, kendi elemanlarının önünü açmak için kendilerinden olmayan başarılı öğrencileri binbir oyunla eledi. Başta askeri lise çıkışlı zeki çocuklar olmak üzere kendilerinden olmayan tüm öğrenciler disiplin notu, sınav sonuçlarının değiştirilmesi, şok mangalarında işkence benzeri talimler ve ardından verilen “askeri öğrenci olamaz” raporlarıyla okuldan ayrılmak zorunda bırakıldı.
İŞKENCE TALİMLERİ YAPTIRDILAR
Balyoz kumpasının mağdurlarından emekli Kurmay Albay Mustafa Önsel, TSK'daki paralel örgütlenmeyi “Ağacın Kurdu, TSK'de Şakirtlerin İşgali mi? Fethullah'ın Askerleri” başlıklı kitabında anlattı. Önsel'in anlattıklarına göre, TSK'yı ele geçirmeyi amaçlayan paralel yapının öncelikli hedeflerinden biri Harbiyeler oldu. Örgüt, TSK'nın yeni kadrolarını tamamen örgüt üyelerinden oluşturmak ve hızla terfilerini sağlamak için Harbiyelerde akıl almaz yöntemlere başvurdu. Askeri liseden gelme başarılı subay adaylarını sistem dışına itmek için yıldırma politikaları uygulayan örgüt, Menteş Kampı'nda şok mangalarında seçilmiş öğrencilere akıl almaz talimler yaptırdı.
ASKER ÇOCUKLARINI GÖNDERDİLER
Kara Harp Okulu'ndan ayrılmak zorunda bırakılan öğrencilerin sayısı 2009'da rekor kırdı. 3 bin 500 öğrencinin okuduğu okuldan o yıl 465 öğrenci ayrıldı ya da atıldı. Sağlık nedeniyle atılanlar da dahil edildiğinde sayı 500'leri buldu. Sağlık nedeniyle ayrılanlar hariç olmak üzere harp okullarından 2008 yılında 262, 2009 yılında 465, 2010 yılında 283, 2011'de 330, 2012'de 222, 2013'te 200, 2014'te ise 160 öğrenci harbiyeden atıldı ya da ayrılmak zorunda bırakıldı. 2001-2007 yılları arasında toplam 7 yılda harbiyeden ayrılan toplam öğrenci sayısı yaklaşık 150 iken, 2008-2014 yılları arasındaki 7 yıllık sürede ise sağlık raporu dışında ayrılanların sayısı 2 bine ulaştı. 2009 yılında Harbiye'den atılan ya da ayrılanların 175'inin ise asker çocukları olması dikkat çekti.
Denizcilere ağır itham
Kendi elemanlarını Deniz Harp Okullarına alabilmek için okulu kazanan çocukların ailelerine ilginç mektuplar gönderdiler. “Çocuğunuz burada okursa uyuşturucuya, fuhuşa bulaşır. Burada eşcinsel ilişki var” gibi iddialarla dolu mektuplarla aileleri vazgeçirmeye çalıştılar. Okula girdikten sonra örgütten ayrılmak isteyen öğrencilere ise karalama kampanyası başlattılar. Bu öğrencilerin isimlerini o dönem “Gay Tayfa” başlıklı haberlere eklediler. Vatana hizmet için TSK'yı seçen başarılı öğrenciler, ahlaksızlıkla yaftalandılar.
PİLOTLARI KALPTEN GÖTÜRDÜLER
Bir dönem Türkiye gündemini meşgul eden TSK pilotlarının istifalarında da FETÖ izi çıktı. Paralel yapının hava hastanelerindeki doktorları, sağlıklı savaş pilotlarına “kalp” rahatsızlığı teşhisi koydu. Yıllık muayenelerden geçemeyen 500’ü aşkın pilot bu gerekçeyle sistem dışına itildi. Yerlerine de FETÖ’ye bağlı pilotlar getirildi.
Orduya kumpas davalarının birer birer beraatle sonuçlanmasının ardından Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), Türk Silahlı Kuvvetleri'nde (TSK) örgütlenmek için kendinden olmayan subayları hangi yöntemlerle sistem dışına ittiği ortaya çıktı. Balyoz kumpasıyla cezaevinde yaklaşık bin 300 gün kaldıktan sonra Anayasa Mahkemesi (AYM) kararıyla beraat eden emekli Kurmay Albay Mustafa Önsel, TSK'daki FETÖ örgütlenmesini “Ağacın Kurdu, TSK'de Şakirtlerin İşgali mi? Fethullah'ın Askerleri" başlıklı kitabında anlattı. Kitapta, “FETÖ'nün ilk ciddi kıyımını gerçekleştirdiği" iddia edilen Hava Kuvvetleri'ndeki yapılanmasına ilişkin iddialar dikkat çekti.
DAVAYLA OLMAZSA RAPORLA YOLLADILAR
Hava Kuvvetleri ve Hava Harp Okulu'ndaki FETÖ yapılanmasının diğerlerine göre daha eski ve güçlü olduğu iddia edildi. Hava Harp Okulu'nda 2005 yılında atanan “çok özel subaylar"la kendilerinden olmayan öğrencileri eleyen FETÖ, örgüt üyesi pilotları yetiştirdikten sonra da başarılı savaş pilotlarını türlü yöntemlerle sistem dışına itti. Kumpas davaları döneminde, bazı internet sitelerinde asılsız senaryolarla hakkında karalama kampanyaları yürütülen subayların terfi şansları elinden alındı. Bu sitelerde ismi hiçbir şekilde geçmeyen örgüt üyeleri ise alternatifsiz terfi gördüler.
YER HİZMETİNE ÇEKTİLER
Orduda daha çok yönetim kademelerini ve kritik birimleri ele geçirmeyi amaçlayan örgüt, kumpas davalarıyla ulaşamadığı subayları sağlık raporlarıyla tasfiye etti. Pilot olmayan havacıların tümgenerallikten daha yukarı terfi alamayacağı kuralını da gözönünde bulundurarak havacıların elinden önce pilotluklarını aldı. Hava hastanelerindeki doktor imamlar eliyle savaş uçağı pilotları “uçamaz" raporu verilerek yer hizmetlerine çekildi. Örgüt, hava hastanelerindeki yapılanmaları marifetiyle, her yıl yapılan muayenelerde en ufak bir rahatsızlık durumunda uçamaz raporu verilen pilotları elemekte zorlanmadı.
HEP AYNI DOKTORLAR
Pilotlar daha çok Eskişehir ve Etimesgut Hava Hastaneleri'nin raporlarıyla sistem dışına itildi. Pilotlar en çok kalp-damar ve kardiyoloji bölümlerinin verdiği raporlarla elendi. Havacılara verilen sağlık raporlarındaki teşhisler çoğunlukla, “minimal mitral yetmezlik", miyo kardiyal bridge", “iskemiye neden olan koroner arter rahatsızlığı" oldu. Bu rahatsızlıkların her insanda rastlanabilen, uçmaya engel olmadığı gibi rahatsızlık bile sayılmayan teşhisler arasında olduğu belirtildi. Paralel yapının Eskişehir, Etimesgut ve İzmir Hava Hastanelerinde çok etkin olduğu öğrenilirken, pilotlara verilen “uçamaz" raporlarının büyük çoğunluğunun ise Etimesgut Hava Hastanesi'nin doktor imamı M.A. ve Eskişehir Hava Hastanesi'nin doktor imamı Ş.B. tarafından verildiği kaydedildi.
500 TSK mensubu mağdur
Paralel örgüt, yıllık sağlık raporları marifetiyle 2008-2014 yılları arasında savaş pilotu 50'yi aşkın kurmay albay ile 10'u aşkın generali tasfiye etti. Kurmay olmayan 80'i aşkın savaş pilotu da o yıllarda muayeneye takıldı. Ancak edilen bilgiye göre, uçamaz raporlarıyla son 5-6 yılda sistem dışına itilen pilot sayısı 500'ü aşıyor. Sağlık raporuyla sistem dışına itilenler arasında emekli Pilot Kurmay Albay İ.Ü., emekli Pilot Kurmay Yarbay E.Ç., emekli Pilot Binbaşı H.Ü., emekli Pilot Yüzbaşı E.Ç. de yer alıyor. Doktor imamların raporlarıyla yer hizmetlerine döndürülen pilotlar, düştükleri tuzağı Türkiye'nin en saygın hastanelerinde oldukları muayenelerde anladı. Hava Hastanesi'nde uçamaz raporu verilen pilotların yüzde 95'i sivil hastanelerde sağlam çıktı. Paralel yapının tasfiye ettiği savaş pilotları, halen çeşitli hava yolu şirketlerinde pilot olarak uçuyor. Böylelikle uçma aşkının en önemli unsur olarak öne çıktığı pilotlar paralel örgütün örgütteki imamları vasıtasıyla kolaylıkla sistem dışına itilmiş oldu. Bu boşalan kadroların çoğu ise örgüt unsurlarıyla dolduruldu.
Paralel yapı-TSK uzantıları manşetlerimiz
(25 Haziran 2016, 17:50)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: