'Tahşiyeciler' isimli Fetullah Gülen karşıtı nur cemaati mensubu grubun evine paralel örgüt tarafından silah yerleştirilerek bulunması kumpasını konu alan davada tutuklu sanıkların tahliye talepleri reddedildi.
28.02.2016 06:53 Fetullahçı Terör örgütünü konu alan, "Tahşiyecilere kumpas" iddiasıyla, aralarında Fetullah Gülen'in de bulunduğu 33 sanığın yargılanmasına 25 Şubat 2016 Perşembe günü 5. duruşma ile devam edildi.
İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcılığı tarafından hazırlanan 333 sayfalık iddianamenin okunmasına devam edilerek kalan son bölüm okundu. İddianamenin okunması işlemi 3 celsede tamamlanmış oldu. Mahkemenin zabıt katibi tarafından salı günü iddianamenin okunmasına başlanmış, sanık avukatları aralıklarla taleplerde bulunmuşlardı.
İddianamenin okunmasının ardından savcı katılma talebinde bulunan müştekilerin taleplerinin kabulüne, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini istedi.
“TAHŞİYECİLERİ İLK KEZ SAVCILIKTA DUYDUM”
Duruşmada söz alan sanık avukatları müvekkillerinin tahliyelerini talep etti. Karaca’nın avukatlarından Fikret Duran, “Tahşiye iddianamesini yazan savcı Hasan Yılmaz'ın, iddianamede Karaca lehine delilleri bilinçli olarak sakladığını anlatıyor. Biz Anayasayı, kanunları Hidayet Karaca için bir türlü uygulatamadık. Başka bir kanun veya mevzuat varsa oraya başvuralım. Biz kanunların Hidayet Karaca için de uygulanmasını ve tahliyesini talep ediyoruz" dedi.
Avukatların savunmalarının ardından söz alan Emniyet Müdürü Ahmet Öztürk ise "Hakimlik sorgum yapılmadan tutukladım. Yalnızca emniyette ifade verdim ve tutuklandım. Eşim bir yıl önce vefat etti. 7 yaşındaki oğlum psikiyatrik tedavi görüyor. Eşimin üvey annesinin yanında kalıyor. 'Kaçma şüphesi var' deniyor. Siz bu durumda olsaydınız kaçar mıydınız hakim bey?" diye sordu.
Taleplerini mahkemeye ileten Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, tahşiye grubundan ilk kez savcılıkta haberdar olduğunu söyleyerek, "Samanyolu TV'de Tahşiyecilerle ilgili hiç haber yapılmış mı? Hesabını veremeyeceğim hiçbir fiil yok. Tahliyemi talep ediyorum" dedi.
Hidayet Karaca, “Eğer terör örgütü kurup yönetmişsem, eşim, çocuklarım burada, Allah bütün sülalemle canımı alsın. Polis fezlekesi, savcı iddianamesini görünce korktum. Bir gizli tanıkla Türkiye'de tutuklanmayacak kimse yoktur. Başbakanla, bakanlarla ya aile dostuyum ya da yakın ilişkim var. Yüzlerce sahneden bir sahnede geçen tek kelime ile mi terörist oldum. Yapılan operasyonlar beni ilgilendirmez. Doğru veya yanlış, polisler yapmış. Kaçma şüphem yok. Hadi Salihoğlu arkadaşımdır. Çok defa görüştüm. Adliyeye gelip ‘Hadi abi benimle ilgili birşey varsa geleyim’ dedim. Aradı başsavcı vekilini ‘hayır seninle ilgili yok’ dedi. Yalan benim için küfür sıfatıdır. Bu şuurla söylüyorum. Ben bir yalanın küfür sıfatı olduğunu biliyorum ve bundan dolayı da ahirette hesap vereceğimi bilerek yaşıyorum. Tahşiye davasında talimat alan da veren de var. Oğuz Kaan Köksal, TV'de 'talimatı ben verdim' dedi. Bizi medya haberleriyle mi yargılıyorsunuz. Medya doğru da yanlış da yapabilir. Hakimler ana dosyadan sorumludur. STV haftalık 5 dizi yapıyor, bunlar yaklaşık 2000 sayfa yapar. Ben bütün bunları incelesem, geriye kalan binlerce işi nasıl yapacağım?” şeklinde konuştu.
Karaca, Anayasa Mahkemesinin Can Dündar ve Erdem Gül ile ilgili verdiği "ihlal" kararına da değinerek, "Birazdan Can Dündar ile ilgili karar vereceksiniz. Milyonlarca insan kararınızı bekliyor. Anayasa Mahkemesi kararı ifade özgürlüğünü savunuyor" ifadesini kullandı.
Söz alan tutuklu sanık Hidayet Karaca'nın avukatları Aynur Tuncel Yazgan, Fikret Duran ve Nazif Aktaş, Anayasa Mahkemesinin Can Dündar ve Erdem Gül ile ilgili "hak ihlali" kararı verdiğini belirterek, aynı suçlamalarla yargılandığını iddia ettikleri müvekkillerinin de bu karar göz önüne alınarak tahliye edilmesini istedi.
Diğer tutuklu sanıkların da tahliye talebinde bulunmasının ardından mahkeme kararını açıklamak üzere duruşmaya ara verdi.
TAHLİYE TALEPLERİ REDDEDİLDİ
Ara kararını açıklayan mahkeme, atılı suçun niteliği, suçun vasfı, mevcut delil durumunu dikkate alarak tutuklu sanıkların tahliye taleplerini reddetti. Tutuklu sanıklar Ali Fuat Yılmazer, Yurt Atayün, Ekrem Çelik, Ertan Erçıktı, Hidayet Karaca, Hüseyin Nohut, Mustafa Kılıçarslan, Ömer Köse, Ahmet Öztürk ve Erol Demirhan'ın, üzerlerine atılı suçların vasıf ve mahiyeti ile mevcut delil durumuna göre tutukluluk hallerinin devamına hükmeden mahkeme heyeti, sıralı olacak şekilde duruşmayı 29, 30 ve 31 Mart'a erteledi.
TAHŞİYE İDDİANAMESİNE ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN
Paralel yapı-14 Aralık (2014) 'Tahşiye kumpası' soruşturması manşetlerimiz
(28 Şubat 2016, 06:53)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: