Paralel yapının Selam-Tevhid soruşturmasında sanıklara kumpas kurduğu iddialarına yönelik soruşturma kapsamında firari şüpheliler Fetullah Gülen ve Emre Uslu ile eski emniyet müdürü Yurt Atayün ve muvazzaf subayların da aralarında bulunduğu 55'i tutuklu 122 kişi hakkında hazırlanan iddianame mahkemece kabul edildi. Tutuklu 55 sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren Mahkeme, 1 numaralı şüpheli Fetullah Gülen ve 2 numaralı şüpheli Emre Uslu hakkında yokluklarında tutuklama kararı verdi. Davanın gizli duruşma ile görülmesi talebini ilk duruşmada değerlendirmeyi kararlaştıran mahkeme, aralarında Yurt Atayün ve Ömer Köse'nin de olduğu 10 sanık hakkında 'Darbe ve Casusluk' suçlarından ek tutuklama kararı çıkarttı. Bu şüpheliler daha önce 'Terör Örgütü' suçundan tutuklanmışlardı. İlk duruşma 1 Şubat 2016'da.. İddianame 10 bin 529 sayfadan oluşuyor. Bu yönüyle, paralel yapıya şu ana kadarki en büyük dava açılmış oldu.
09.11.2015 21:08 İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, "Selam-Tevhid'de kumpas" soruşturması kapsamında firari şüpheliler Fetullah Gülen ve Emre Uslu, eski emniyet müdürü Yurt Atayün ve muvazzaf subayların da aralarında bulunduğu 55'i tutuklu 122 kişi hakkında hazırlanan iddianameyi kabul etti.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 10 bin 529 sayfalık iddianame üzerindeki incelemesini tamamladı.
İddianamenin kabulüne karar veren mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Ali Fuat Altıntaş, Aytekin Koçak, Baycan Görücü, Bekir Enes Arı, Bekir Karataş, Berkant Aydın, Ensar Doğan, Erdal Turna, Erhan Körtek, Erkan Ünal, Gafur Ataç, Gökhan Bakışkan, Gültekin Menge, Hakan Gençer, Hakan Kaplan, Halil Alp, Halil İbrahim Köse, Hayati Özcan, Hüseyin Özmen, İbrahim Arslan, İdris Karaçizmeli, İsa Ardıç, İsmail Önder Ata, İsmail Yalınız, Kürşat Durmuş, Mahmut Özcan, Mehmet Fırat, Mehmet Işık, Mehmet Kılıç, Mehmet Kuru, Mehmet Mustafa Yardımcı, Mesut Çelik, Muhammed Kaya, Muhammed Yasin Akyar, Murat Çobanoğlu, Mustafa Kayıkçı, Mustafa Uyanık, Mücahid Gökoğlu, Necati Arslan, Oğuzhan Ceylan, Orhan Şahin, Osman Özgür Açıkgöz, Ömer Köse, Önder Kır, Ramazan Avşaroğlu, Selman Yuyucu, Serdar Bayraktutan, Serhat Taner Doğan, Sezai Akyüz, Sinan Karataş, Vedat Sadak, Yemliha Kale, Yurt Atayün, Yusuf Yolcu ve Ziya Yalabuk'un mevcut delil durumu, suçların vasıf ve mahiyeti, kuvvetli suç şüphesini gösteren somut kanıtlar bulunması, müşteki sayısı ile eylemlerin sayısal yoğunluğu, kaçma şüphesini dikkate alındığında sanıklara verilmesi muhtemel ceza veya güvenlik tedbiriyle tutuklama tedbirinin ölçülü oluşunu göz önüne alarak, bu hallerinin devamına karar verdi.
Heyet, Fetullah Gülen ve Emre Uslu hakkında, soruşturma kapsamında çıkarılan yakalama emrinin kaldırılmasına, yurt dışında bulunduklarından, "sanıklar hakkında kuvvetli suç şüphesini, varlığını gösteren olguların bulunması, kaçacakları ve saklanacakları şüphesi uyandıran somut olguların bulunması, adli kontrol kararının yetersiz kalacak olmasından dolayı" yokluklarında ayrı ayrı tutuklanmalarını kararlaştırdı.
Gülen ve Uslu hakkında kırmızı bülten çıkarılmasının istenilmesine hükmeden heyet, sanıkların ABD yetkili adli makamlarından iadesi prosedürüne esas olmak üzere ilgili bakanlıklara yazı yazılmasına karar verdi.
Tutuksuz sanıklar ile yargı çevresinde bulunan müştekilerin duruşmaya çağrılmasına karar veren heyet, kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kılması nedeniyle (soruşturma kapsamında devlet yetkililerinin ulusal ve uluslararası görüşme kayıtlarının dosyada bulunması, MİT'e ait yardım tırlarının durdurulması eylemi sebebiyle Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nde yargılaması yapılan şüpheliler hakkındaki duruşmaların gizli yapılmasına karar verilmesi de göz önünde bulundurularak) yargılamanın tamamının kapalı oturumda yapılması talebi hakkında ise duruşma gününde karar verilmesine hükmetti.
Yargıtay'dan dosya istendi
İddianame sayfa sayısı göz önünde bulundurularak, iddianamenin okunmasında görevlendirilmek üzere bir spikerin TRT İl Müdürlüğü'nden istenmesini kararlaştıran heyet, duruşmanın yeriyle ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na müzekkere yazılmasına, Başsavcılıktan cevap geldikten sonra duruşma yerinin belirlenmesine karar verdi.
Mahkeme, Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nden MİT'e ait tırların durdurulmasıyla ilgili olarak, dairede yargılanan Adana Eski Cumhuriyet Başsavcısı, Cumhuriyet Başsavcıvekili, ve özel yetkili cumhuriyet savcıları ile dönemin Adana İl Jandarma Alay Komutanı hakkındaki dava dosyası ile ilgili ifade tutanakları, iddianame ve duruşma tutanaklarının istenilmesine hükmetti.
MİT'e ait tırların durdurulmasıyla ilgili bilgi ve belgelerin mahkemenin kasasında muhafaza altına alınmasını kararlaştıran heyet, bir kısım sanıklar hakkında istenen tutuklama talebinin duruşma günü değerlendirilmesine karar verdi.
Gülen hakkında 3. kez tutuklama
Mahkeme heyeti, ilk duruşmanın 1, 2, 3, 4 ve 5 Şubat 2016'da yapılmasını oy birliğiyle kararlaştırdı.
Böylece, Fetullah Gülen hakkında İstanbul'daki Paralel Devlet Yapılanması davaları kapsamında yokluğunda 3 kez tutuklama kararı çıkarıldı. Gülen hakkında daha önce ''Tahşiye Grubuna kumpas'' ile ''25 Aralık Soruşturmasında kumpas'' davalarında da yokluğunda tutuklama kararı çıkarılmıştı. Her iki davada da Gülen'in kırmızı bültenle aranmasına ilişkin yazı yazılmasına karar verilmişti.
Ceza istemleri
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan "Selam Tevhid'de kumpas" iddianamesinde, aralarında firari şüpheliler Fetullah Gülen ve Emre Uslu ile eski emniyet müdürü Yurt Atayün ile muvazzaf subayların da bulunduğu 55'i tutuklu 122 şüphelinin ''Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi.
Gülen, Uslu ile eski emniyet müdürleri Atayün ve Ömer Köse'nin de aralarında bulunduğu 48 şüphelinin ayrıca "devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması talebinde bulunulan iddianamede, şüpheliler Gülen, Uslu ile Atayün'ün, "silahlı terör örgütü kurma veya yönetme, özel hayatın gizliliğini ihlal etme, hukuka aykırı kişisel verileri kaydetme, resmi belgede sahtecilik, suç uydurma, devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme, hukuka aykırı olarak kişiler verileri kaydetmek'' suçlarından ayrı ayrı 67,5 yıla kadar, diğer şüphelilerin de benzer suçlardan değişen oranlarda hapis cezalarına çarptırılmaları istendi.
İŞTE ŞÜPHELİ POLİSLERİN İFADELERİ
13.11.2015 13:41 "Selam-Tevhid'de kumpas" iddianamesinde, "2011/762 sayılı dosya (sözde Kudüs ordusu terör örgütü soruşturması), acele bir şekilde kapatılarak emniyet müdürlüğünden gizlice çıkarılmak istendi ve dinleme işlemlerine ilişkin log kayıtları silinerek dosya üzerinde yapılan işlemler gizlenmeye ve yok edilmeye çalışıldı. Şüphelilerin gerçekleştirdikleri eylemin vehametini bildikleri ve suç delillerini imha etme amacı taşıdıkları anlaşıldı" deniliyor.
BİR POLİS İTİRAFLARDA BULUNDU
"DOSYA ACELEYLE KAPATILMAK, EMNİYETTEN KAÇIRILMAK, LOG KAYITLARI SİLİNMEK İSTENDİ"
İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili İrfan Fidan tarafından hazırlanan iddianamede, 22 Temmuz 2014'de yakalanarak gözaltına alınan ve savcılık ifadesinin ardından serbest bırakılan Metin Sayılgan'ın kendiliğinden gelerek tekrar ifade vermek istediği belirtildi. Söz konusu hususlara göre 2011/762 sayılı dosyanın acele bir şekilde kapatılarak emniyet müdürlüğünden gizlice çıkarılmak istendiği ve dinleme işlemlerine ilişkin log kayıtlarının silinerek dosya üzerinde yapılan işlemlerin gizlenmeye ve yok edilmeye çalışıldığı belirtilen iddianamede, şüphelilerin gerçekleştirdikleri eylemin vehametini bildikleri ve suç delillerini imha etme amacı taşıdıklarınının anlaşıldığı kaydedildi.
Şüpheli emniyet amiri Muhammed Kaya'nın ifadesi
İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü Teknik Büro Amiri şüpheli Muhammed Kaya'nın 24 Temmuz 2014'deki emniyet ifadesinde, "Bir görüşme kaydı ile o kişi hakkında rapor tanzim edilip terör örgütü kapsamına alınarak soruşturmanın genişletilmesini nasıl izah edersiniz?" sorusuna karşılık, "Sayısal anlamda, nitelik anlamda küçük şeyler konu soruşturma olunca çok önemli hale gelebilir" cevabını verdiği belirtilen iddianamede, "kısıtlama kararı olduğu halde dosyadaki bazı evrakların sosyal paylaşım sitelerinden yayınlanmasının nasıl gerçekleştiği" de sorulan şüphelinin, "Bu konu ile alakalı olarak şahsımı zan altında bıraktıkları için bu eylemi gerçekleştiren şahıslardan yakın zamanda davacı ve şikayetçi olduk" dediği aktarıldı.
Şüpheli Kaya'nın, "Yaptığımız çalışmalarda kanun ve yönetmeliklere uygun davrandık kanun ve mevzuata aykırı herhangi bir işlemimiz olmamıştır" dediği de belirtilen iddianamede, "Kurum telefonlarını dinlemenizdeki amaç nedir? Hedef şahıs üzerinden kurum telefonlarının dinlenmesinde arayan/aranan olarak bakıldığında dolaylı olarak çok sayıda kişinin dinlenmesini nasıl açıklarsınız?" sorusuna karşılık da, "Hedeflerin tespiti soruşturma bürosu tarafından yapılmaktadır" ifadesini kullandı.
İddianamede, "Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın hangi yetki ile görüşmesini dinlediniz ve kayıt altına aldınız?" diye sorulan şüpheli Kaya'nın, "Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan' a yönelik herhangi bir CMK 135 kararı alınmamıştır. Kendisi takip edilen hedefler üzerinden dinlemeye takılmış olabilir" şeklinde cevap verdiği belirtilirken, "Bu soruşturmanın esas amacı nedir?" sorusunu da, "Bahse konu terör örgütünün üyelerinin, eylemlerinin, faaliyet ve irtibatlarının deşifre edilerek örgütü tamamen etkisiz hale getirip, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünün her soruşturmada yaptığı gibi kamu düzenini korumaktır" şeklinde yanıtladığı aktarıldı.
"Devlet yetkililerinin dinlenilmesi olayında savcıya kesinlikle haber verilmiştir"
Şüpheli Kaya'nın ifadesinde, "Selam Terör Örgütü kapsamındaki olaydan haberim var. Bu soruşturmaya neden casusluk suçuna ilişkin atfedilen dinlemelerden de haberim vardır. Ancak bizim büro karar mekanizması değildir. Bizim dışımızda soruşturma bürosu vardır. Karar ve tasarrufta onlar bulunur. Devlet yetkililerinin dinlenilmesi olayında savcıya kesinlikle haber verilmiştir. Savcı, 'dinlemeler kalsın, tape yapılmasın' talimatı vermiştir. Yani imha edilmesi yönünde bize talimat gelmedi. Ancak şunu da belirtmek isterim ki, kesinlikle tape yapılmadı. KDM ( Kanuni Dinleme Modülü ) dediğimiz ses modunda kaldı. Normalde operasyon aşamasına gelince DVD'ye aktarılır, suç teşkil edenler soruşturma dosyasına, diğerleri de emanete alınmak soruşturma bürosu üzerinden Savcılığa teslim edilir. Benim hatırladığım kadarıyla devlet büyükleri hakkında Başbakan hakkında, MİT Müsteşarı hakkında doğrudan alınmış bir dinleme kararı yoktur" dediği de anlatılan iddianamede, üst düzey devlet yetkililerinin telefon görüşmelerinin dinlenmesini, kaydedilerek depolanmasını, gizli kalması gereken görüşmelerin iletişim tespit tutanağı haline getirilmesinin, hiçbir suç unsuru bulunmamasına rağmen mağdur ve müştekilere yönelik fiziki takiplerin yapılmasını sağlayan, bu kapsamda soruşturmayı yöneten, kurgulayan ve soruşturma kapsamında gerçekleştirilen eylemlerin talimatını veren kişinin şüpheli Muhammed Kaya olduğunun anlaşıldığı vurgulandı.
İddianamede, şüphelinin FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü Lideri şüpheli Fetullah Gülen'in talimatlarıyla hareket eden FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü'nün yöneticisi konumunda olduğu da öne sürüldü.
Şüpheli Teknik Büro Amir Yardımcısı Başkomiser Işık'ın ifadesi
İddianamede, 22 Şubat 2012 ve 1 Şubat 2014 tarihleri arasında İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde Teknik Büro amir yardımcısı olan şüpheli Mehmet Işık ile ilgili de benzer suçlamalar yer aldı ve yasadışı 821 dinleme eylemi sıralandı.
Ek ifade veren Metin Sayılgan'ın, "soruşturmayla ilgili dinleme kayıtlarının imha edilmesi talimatına Başkomiser Metin Işık'ın verdiği" beyanı sorulan Işık'ın, alınan ifadesinde bu ithama yönelik, "Sayılgan'dan iddialarını somut olarak ispatlamasını istiyorum. Zira Sayılgan'ın söyledikleri hayal dünyasında kurguladığı iftiralardan ibarettir. Bunun ödülünü de görevine başlayarak almıştır. Şubede çalıştığım dönemde 18 Aralık tarihli kamera kayıtları müfettişler tarafından incelenmiş her hangi bir suç ve suç unsuru tespit edilememiştir. Bu anlamda kamera kayıtlarının incelenerek hakkımdaki iddiaların asılsız olduğu, kanunsuz ve hukuksuz hiçbir talimat vermediğim anlaşılacaktır" dediği aktarıldı.
"Devlet görevlileriyle ilgili dinleme yapılamayacağı tercih butonu yok"
İddianamede, şüpheli Işık'ın 26 Temmuz 2014'de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nda alınan ifadesinde, devlet yetkilileriyle ilgili dinlemeler nedeniyle ilgili sorulara karşılık, şu yönde ifadeler kullandığı dile getirildi:
"Muhammed Kaya benim amirimdi. Bizim dinleme sistemimizde sadece tanıklıktan çekilme hakkıyla ilgili özel oluşturulmuş bir buton var. Diğer kişilerle ilgili özel bir buton yok. Devlet büyükleriyle ilgili dinlemelerin yapılamayacağı ile ilgili tercih botunu yok. Ancak biz bunun yapılmayacağını biliriz. Ancak şu şekilde durumlarla karşılaşabiliyoruz; hakim kararıyla dinlenilmekte olan bir telefonu o an için bir bakan ya da başbakan alıp karşı tarafla görüşme yapmış olabilir. Biz bunu imha etmeyiz. Ancak tape de yapmayız ve bununla ilgili işlem de yapmayız. Sadece soruşturmanın sonucunda alt veri taşıyıcısına aktarılır ve savcıya teslim edilir. Bizim yaptığımız işlem de budur. Aslında sonraki ekip ya da polis müfettişleri bunu tape yaparak suç işlediler. Biz bunu hiçbir yere sızdırmadık. Bu konuşmalar internet sitelerinde de yayınlanmadı. Sadece veri taşıyıcısında kaldı. Dolayısıyla hiç kimse adına casusluk yapmadık. Görev yaptığım büro itibariyle, takip edilen şahısları, terörist sıfatıyla masum insanların canlarına rahatlıkla kastedebilecek tarzda insanlar oldukları için, yapı itibariyle takip edilen şahısla ilgili tüm detayları bilmek ve analiz etmek durumundayız. Zira bu şahıslarla ilgili bazen en ufak detay değerlendirildiğinde tehlikeyi önleme anlamında somut sonuçlar elde ettiğimiz örnekler mevcuttur."
Soruşturma savcılığınca Işık'a, "Siz Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Bakanları, Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı ve diğer üst düzey yöneticileri ve bürokratlarının bu görüşmelerini hangi yetki ile dinlettiniz, bu görüşmelerin dinlendiğini tespit ettiğinizde üstlerinize bilgi aktardınız mı, dinlemeler esnasında üst düzey devlet yöneticileri ve bürokratlarının çok sayıda görüşmesinin kayda alındığım anladınız mı?" şeklinde soru yöneltildiği belirtilen iddianamede, Işık'ın cevaben, "Görev kapsamım A, B, C ve D kısımları ile ilgili adli olarak yürütülen soruşturmaların teknik takip bölümünde koordinasyon görevi ile görevliydim. Teknik Büro destek birimidir. Soruşturma büroları ile irtibatlı çalışmakta savcının talimatları gereğince görevini yürütmektedir. Soruşturma büroları dosya ile ilgili soruşturma savcısını bilgilendirmekte sıklıkla brife etmektedirler dolayısıyla kimin dinleneceğine, kimin dinletileceğine karar verecek nihayi olarak savcının talebi üzerine hakimlik makamlarıdır" ifadesini kullandığı kaydedildi.
MİT TIR'larınnın durdurulması eyleminden de sorumlu
İddianamede, Şüpheli Işık'ın, "Dinleme sürecinde devlet görevlilerini fark edip etmediği" sorusuna karşılık da, "İsimleri zikredilen ve dinlenmesi özel hükümlere tabi kişilerin hiçbir tanesi dinlenmemiştir. Dinlemeden bahsedebilmek için numara hakkında iletişim tespit kararı almak gerekir ki bu durumun olmadığı dosya incelendiğinde anlaşılabilecektir. Ben dinleme yapan personel olmadığım gibi kayıtların çözümünü de yapmıyordum" dediği aktarıldı.
Şüpheli Işık'ın soruşturma kapsamında iletişim ve fiziki takiplerin yapıldığı TEM Şube Teknik Büro Amir Yardımcısı olarak üst düzey devlet yetkililerinin telefon görüşmelerinin dinlenilmesi, kaydedilerek depolanması, üst düzey devlet yetkililerinin 'devletin güvenliği açısından gizli kalması gereken' nitelikteki görüşmelerinin iletişim tespit tutanağı haline getirilmesi, hiçbir suç unsuru bulunmamasına rağmen mağdur ve müştekilere yönelik fiziki takiplerin yapılmasını sağladığına dikkat çekilerek, bu kapsamda soruşturmayı yöneten, kurgulayan, 17 Aralık sürecinde suç delillerinin yok edilmesi maksadıyla, soruşturmaya ait teknik büro amirliğinde bulunan tüm bilgi, belge ve evrakların imhası ve soruşturma kapsamında gerçekleştirilen diğer eylemlerin talimatını veren şüpheli olduğu da bildirildi.
Başkomiser Işık'ın FETÖ/PDY Silahı Terör Örgütü Lideri şüpheli Fetullah Gülen'in talimatlarıyla hareket eden FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü'nün yöneticisi konumunda olduğu aktarılan iddianamede, şüphelinin örgüt faaliyetleri kapsamında "Darbeye teşebbüs, siyasi ve askeri casusluk, özel hayatın gizliliğini ihlal etmek, hukuka aykırı olarak elde edilen verilerin kaydedilmesi, resmi belgede sahtecilik, suç uydurma ve suç delillerini yok etmek, gizlemek veya değiştirmek, örgüt faaliyeti kapsamında Adana'da MİT'e ait tırların durdurularak devlet sırrının ifşa edilmesi eyleminden dolayı örgüt yöneticisi sıfatıyla, gizli kalması gereken bilgileri açıklamak" suçlarından sorumlu olarak yargılanması talep edildi.
ÖRGÜT ABD'DEN BİLE DİNLEMİŞ
Öte yandan Fetullah Gülen’in liderliğini yaptığı paralel devlet yapılanmasının, Amerika Birleşik Devletleri’nden bile dinleme yaptığı ortaya çıktı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan "Selam-Tevhid kumpası" iddianamesinde; dinleme işlemlerinin İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü Teknik Büro Amirliği dışında hiçbir yerde yapılmaması yönünde yasal zorunluluk bulunmasına rağmen ABD’den dinleme yapıldığı tespit edildi.
172.11.11.5 IP ADRESİ ÜZERİNDEN ABD’DE DİNLEME YAPILMIŞ
Yeni Akit'ten Kenan Kıran'ın haberine göre; Bilgi Teknolojileri Kurumu Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na (TİB); 20 kişilik TEM personeli dışında dinleme yapıldığını tespit etti ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirdi. İstanbul Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü; 172.11.11.5 IP adresi üzerinden dinleme yapıldığını, söz konusu IP adresinin Gastonia/Amerika Birleşik Devletleri kaynaklı bir IP adresi olduğunu tespit etti. İddianamede; paralel yapının söz konusu IP adresi üzerinden Türkiye’de dinlenen kişilerin konuşmalarına ulaştığını kaydedildi.
20 KİŞİDEN OLUŞAN TEM ŞUBE PERSONELİ DİNLEME İŞLEMİNİ YÜRÜTTÜ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili İrfan Fidan tarafından hazırlanan, aralarında firari şüpheliler Fetullah Gülen ve Emre Uslu ile eski emniyet müdürü Yurt Atayün ve muvazzaf subayların da bulunduğu 122 şüphelinin yer aldığı “Selam Tevhid’de kumpas” iddianamesinde, paralel yapının yasadışı dinleme işlemlerine yönelik çarpıcı bilgiler yer alıyor. İddianamede; şüpheliler tarafından yürütülen 2011/762 soruşturma numaralı sözde Kudüs Ordusu Terör Örgütü soruşturması kapsamında, 20 kişiden oluşan TEM Şube personelinin dinleme işlemini yürüttüğünün tespit edildiği hatırlatıldı.
BAŞSAVCILIK: HANGİ IP ÜZERİNDEN DİNLEME GERÇEKLEŞTİRDİ?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı; 28 Ocak 2015 tarih ve 2014/41637soruşturma sayılı yazısı ile Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na (TİB) aidiyet numaraları bildirilen 20 kişilik TEM Şube personelin dinleme işlemlerini hangi tarihlerde, hangi IP adresleri üzerinden yaptıklarının, bu IP adreslerinin nerelere kayıtlı olduğunun, söz konusu personelin bugüne kadar hangi soruşturmalar kapsamında, hangi numaraları hangi tarihlerde dinlediklerinin tespit edilerek başsavcılığa bildirilmesini talep etti.
TİB, IP ADRESLERİNİ BAŞSAVCILIĞA BİLDİRDİ!
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) 20 Şubat 2015 tarih ve 087102 sayılı cevabi yazısı ile talep edilen bilgileri CD ortamında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Bilgi Teknolojileri Şube Müdürlüğü’nün 6 Nisan 2015 tarihli yazısında; 10.34.242.xx IP bloğunun İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü 2. katında kullanılan bilgisayarlara, 10.34.244.xx IP bloğunun ise İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü 4. katında kullanılan bilgisayarlara ait olduğuna dikkat çekildi. Terörle Mücadele Dairesi Başkanlığı’nın 17 Nisan 2015 tarihli 10.220.140.109 IP adresinin, Ankara ilinde bulunan Emniyet Genel Müdürlüğü’nün bloğunda Terörle Mücadele Dairesi Başkanlığı tarafından kullanılan -1. kattaki bir bilgisayara ait olduğu hatırlatıldı.
PARALEL ÇETENİN ABD’DE DİNLEME YAPTIĞI IP ADRESİ
İstanbul Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nün 27 Mayıs 2015 tarih ve 2015/7703-2 sayılı yazısı ile 172.11.11.5 IP adresinin de Gastonia/Amerika Birleşik Devletleri kaynaklı bir IP adresi olduğunu İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirdi.
FİDAN: ABD’DEN DİNLEME İŞLEMİNİN GERÇEKLEŞTİRİLDİĞİ ANLAŞILMIŞTIR
İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili İrfan Fidan tarafından hazırlanan iddianamede; “İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde dinleme işlemlerinin yapıldığı Teknik Büro Amirliği Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nün 2. katında bulunduğu, dinleme işleminin kişilerin özel hayatına yaptığı etki ve mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulduğunda, dinleme işlemlerinin Teknik Büro Amirliği dışında hiçbir yerde yapılmaması yönünde yasal zorunluluk bulunmasına rağmen bir tanesi Amerika Birleşik Devletleri’nde olmak üzere birçok farklı yerden dinleme işleminin gerçekleştirildiği anlaşılmıştır” denildi. (Kenan Kıran / Yeni Akit)
Paralel yapı-Selam-Tevhit kumpası manşetlerimiz
Paralel yapı-22 Temmuz (2014) operasyonları '25 Aralık/Selam-Tevhid kumpasları' manşetlerimiz
(09 Kasım 2015, 21:08), son güncel.: (13 Kasım 2015, 13:41)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: