İzmir askeri casusluk davasında sanıklara kumpas kurulduğu suçlamasıyla İzmir merkezli 18 ilde yapılan operasyonda gözaltına alınan 48 kişiden, 36'sı tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk edildi. Üst düzey emniyet görevlileri ile merkez valilerinin, üzgün ve moralsiz oldukları görüldü. 8 zanlı ise savcılık talimatıyla serbest bırakıldı. Operasyonların 11 dalga halinde süreceği, Hazine Müsteşarlığı'ndaki bürokratlara kumpas kuran kişileri de kapsayacağı öğrenildi.
06.11.2015 21:24 İzmir askeri casusluk davasında sanıklara kumpas kurulduğu suçlamasıyla İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü FETÖ (Fetullahçı Terör Örgütü) soruşturmasında 36 sanık mahkemeye sevkedildi. Geniş güvenlik önlemleri altında adliyeye sevk edilen üst düzey emniyet görevlileri ile merkez valilerinin, üzgün ve moralsiz oldukları görüldü. 8 zanlı ise savcılık talimatıyla serbest bırakıldı. Bu arada aranan polislerden biri daha sabah saatlerinde teslim oldu. Onun da adliyeye gönderilmesiyle adliyeye sevk edilen zanlı sayısı 36'ya çıktı. Bu kişiler daha sonra sağlık kontrollerinin ardından İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından "tutuklanma" talebiyle sulh ceza hakimliğine sevk edildi.
1.5 yıllık hazırlık döneminden sonra geçen salı günü 18 ilde operasyon düzenlendi. Operasyonlarda, aralarında Merkez Valileri Ahmet Kaya, Mehmet Oduncu, Sadık Altunkaynak, halen görevde olan Eskişehir Vali yardımcısı Mesut Keser, Mülkiye Başmüfettişi Ferda İleri, İzmir'de 10 Kasım 2011-12 Şubat 2014 tarihleri arasında Emniyet Müdürlüğü yapan Ali Bilkay, Afyon Polis Okulu Müdürü Müjdat Karagöz, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nden sorumlu İzmir eski Emniyet Müdür Yardımcısı Mehmet Ali Şevik, şube müdürleri Erkan Değer, Behzat Tuzcu, Şube Müdür Yardımcısı Taner Aydın ile amirler Yusuf Uzşan ile Yaser Özoğul'un da bulunduğu, 48 kişi gözaltına alındı.
Bir numaralı zanlısı Fetullah Gülen olan soruşturmada, gözaltı kararı verilen zanlı sayısının ise, 57 olduğu açıklandı. Soruşturma çerçevesinde halen, Fetullah Gülen'in de aralarında bulunduğu 9 kişi için de yakalama kararı çıkartıldı.
SUÇLANDIKLARI OPERASYONU YÖNETTİKLERİ BİNADA TUTULDULAR
Operasyonun en ilginç anları ise, gözaltına alınan emniyet görevlilerinin İzmir'deki Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne getirilmelerinde yaşandı. Gözaltına alınanlar arasında bulunan İzmir eski Emniyet Müdürü Ali Bilkay, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nden Sorumlu eski Emniyet Müdür Yardımcısı Mehmet Ali Şevik, şube müdürleri Erkan Değer, Behzat Tuzcu, Şube Müdür Yardımcısı Taner Aydın ile amirler Yusuf Uzşan ile Yaser Özoğul, daha önce uzun yıllar bu binada görev yaptı. Bu polisler, sahte delil ürettikten sonra yaptıkları iddia edilen gizli bilgi ve belge bulundurma soruşturmasını da, yine bu binadan yönetti.
SORGULARI ÜÇ GÜN SÜRDÜ
İzmir merkezli yapılan ve kamuoyunda casusluk adıyla bilinen, 357 sanıklı gizli bilgi, belge bulundurma davası soruşturmasıyla, 13 bakanlık ile kamu kurumunda 3 bin kişiyi tasfiye etmeyi planladıkları ileri sürülen zanlıların, bunun içinde 350 kişiyi, sahte isimlerle dinledikleri saptandı. İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin hazırladığı 12 sayfalık raporda ayrıca, 357 kişinin casuslukla suçlandığı soruşturmanın esasını teşkil eden belgelerin, casusluk niteliği taşıyacak nitelikte gizli belgeler olmadığı da yeraldı. Ayrıca, bu belgelerin de yine uzmanlarını incelediği harddisklere, önceden konulduğu saptandı. Operasyonu, Fuat Avni gibi sosyal medya hesaplarından duyup kaçmamaları için alınan özel önlemler sonrasında gözaltına alınan üst düzey emniyet görevlileri ile bürokratların, ifade işlemleri üç gün sürdü.
HAKLARINDAKİ SUÇLAMALARLA İLGİLİ SORULAR YÖNELTİLDİ
İfadesi alınan zanlılara, 4 ortak sorunun, sorgunun hemen başında yöneltildikleri öğrenildi. Bunların, "Abone olduğunuz basın yayın kuruluşu var mı? Cemaate yönelik yaptığınız yardımlar var mı? Gülen hareketini tanıyor musunuz, bilginiz var mı? Gülen grubunun organizasyonlarına katıldınız mı" sorularından oluştuğu ortaya çıktı. Ardından da zanlılara, rütbe ve makamlarına, soruşturmadaki etkinliklerine göre ek sorular yöneltildi. İfadesi alınan en önemli isimlerden kentin eski emniyet müdürü Ali Bilkay'ın, soruşturmanın ilk başlangıç tarihinde emniyet müdürlüğü yapan Ercüment Yılmaz'ı işaret edip, "Dönemin emniyet müdürü nerede" dediği öğrenildi.
SAVCI TUTUKLANMALARINI İSTEDİ
Operasyonda son gelişme olarak, gözaltına alınan aralarında valilerin de olduğu 36 kişi, sağlık kontrollerinin ardından İzmir Cumhuriyet Başsavcı vekili Okan Bato tarafından tutuklanma talebiyle sulh ceza hakimliğine sevk edildi. 36 kişi, savcılık tarafından ifadeleri alınmadan, dosya üzerinden tutuklanmaları talebiyle İzmir Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edildi.
------------------------------------------------------------------------------
OLAYIN GEÇMİŞİ
İzmir merkezli 18 ilde "Paralel Devlet Yapılanması"na yönelik operasyon kapsamında aralarında merkez valileri, mülkiye müfettişi, emniyet müdürü ve polislerin de bulunduğu 57 kişi hakkında gözaltı kararı çıkartılmıştı. Şüphelilerden 49 kişi gözaltına alınırken, 13'ü ifadelerinin ardından savcılık talimatıyla serbest bırakılmıştı.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamada şüphelilerin, "Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması"nın (FETÖ/PDY) yönlendirmesi ve talimatları doğrultusunda, "İzmir Askeri Casusluk Davası" olarak bilinen davaya ilişkin soruşturma sürecinde, taraflı ve kasıtlı olarak usulsüzlükler yaptıkları, bu davanın şüphelilerini kamuoyunda itibarsızlaştırılarak devlet bürokrasisinden ve Türk Silahlı Kuvvetlerinden tasfiyesini amaçladıkları yönündeki iddialar üzerine gözaltı alındıkları bildirilmişti.
PORNO KUMPASI
İzmir merkezli operasyonun ardından, çoğu asker birçok isme yönelik 'delil kumpası'nın detayları da netleşiyor. FETÖ'nün kumpas kuracağı isimleri porno filmle itibarsızlaştırdığı, kapıları çilingirle açıp delil koyduğu ortaya çıtı.
İzmir Cumhuriyet Başsavcı Vekili Okan Bato tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, "Casusluk davasında "Sahte delil üreterek, TSK'yı ele geçirmek istemekle" suçlanan, Fetullah Gülen'in de bir numaralı sanık olarak arandığı operasyonunun yankıları sürerken, ayrıntılar da ortaya çıkmaya başladı. FETÖ üyelerinin TSK'dan tasfiye etmek istedikleri subayları, muhtemel bir suçun önlenmesi amacıyla yapılan istihbari yöntemiyle dinledikleri belirlendi. Hedefteki subayların telefonlarını dinleyip özel hayatları ve aileleri hakkında bilgi toplayan örgüt üyelerinin bunları bir bilgi havuzunda toplayıp, fişleme arşivi oluşturdukları, bu bilgilerle de TSK mensuplarına kumpas kurdukları bildirildi.
PORNOLU İTİBARSIZLAŞTIRMA
Muğla'da görev yapan denizci subay O.D.'nin evine giren bir örgüt üyesi, küçük düşürüp itibarsızlaştırmak için bilgisayarına hayvan pornosu indirdi. Ancak filmin internetten indirildiği tarihte seferde olan subay, bunu ispat edince soruşturma kapatıldı. Yılda birkaç kez Rusya'ya giden subay Ö.İ. askeri bilgi ve belgeleri satmakla suçlandı. Ancak eşi Rus olan subayın, bu nedenle yılda birkaç kez Rusya'daki kayınvalidesini ve eşinin akrabalarını ziyarete gittiği ortaya çıktı. Rus sevgilisine hediye tabak gönderen subay A.G.K. ise "Tabağa şifre koyup askeri bilgileri göndermekle" suçlandı.
------------------------------------------------------------------------------
EN TEPEDE GÜLEN VAR
İzmir Valisi Mustafa Toprak, soruşturmayla ilgili açıklama yaptı. Toprak açıklamada "Soruşturmanın en tepe noktasında FETÖ terör örgütünün başında bulunan Fetullah Gülen yer alıyor. Bu operasyonun dışında, İl Müftülüğü'nde vaiz olarak çalışan bir kişi örgütün 'adliye imamı' olduğu iddiasıyla geçen hafta gözaltına alındı. Sevk edildiği adliyede serbest bırakıldı. Başka bir ilçede görevlendirildi, ancak görev yerine gitmeyince açığa alındı. Ama hakkındaki soruşturması devam ediyor" ifadelerine yer verdi.
GENÇ KIZI KULLANDILAR
Davanın 2 numaralı sanığı olan üniversite öğrencisi Narin Korkmaz'ın astsubay nişanlısı tarafından terk edilince intikam almak isteyen genç kızın da örgütün çıkarları doğrultusunda kullanmak için davaya dahil edildiği anlaşıldı. Bazı subay ve astsubaylarla gönül ilişkisi yaşayan genç kızın sevgilileriyle çekilmiş uygunsuz fotoğrafları TSK'yı itibarsızlaştırmak için kullanıldı.
YAT LİMANINI ELE GEÇİRMEK İSTEDİLER
Askeri Casusluk davasının 1 numaralı sanığı işadamı Bilgin Özkaynak'ın ise yıllardır FETÖ ile mücadele ettiği için kumpas kurulduğu belirlendi. Tutuklanarak cezaevine gönderilen işadamının işlettiği yat limanına el konulmak isteyen örgüt, Bilgin Özkaynak'a "Bize himmet verirsen seni serbest bırakırız" şeklinde de teklif sunularak milyonlarca lira himmet istendiği belirtildi.
SAHTE DELİLLER DOLABIN ÜSTÜNDEN
Örgütün, önceden hazırladığı dijital sahte delileri de genellikle çok kullanılmayan yazlık evler, bekar evleri ya da suçlanacak olan TSK mensubunun bir akrabasının evine yerleştirdikleri, diğer sahte delileri de, Narin Korkmaz'ın görme özürlü babasının evinde yaptıkları gibi, arama yapmak için gittiklerinde genellikle buzdolabının ya da çamaşır makinesinin arkasına ya da mutfak dolabının üstüne koyup, daha sonda da elleriyle koymuş gibi bulmuş gibi yaptıkları belirtildi.
HEDEF MİLLİ PROJELER
Paralel Yapı'nın eskort kızlarla kurduğu kumpasın altından akıllara durgunluk veren ayrıntılar çıktı. Devlet kurumlarındaki 3 bin bürokratı tasfiye amaçlı fişleyen örgütün hedeflerinden birinin de Milli Gemi Projesine (MİLGEM) imza atan mühendis askerler olduğu ortaya çıktı. Sözde "casusluk" davasıyla Deniz Üsteğmen Mehmet Deniz Irak'ın da aralarında bulunduğu Türk mühendis ve subaylarının çoğunun tutuklanarak projenin baltalandığı belirlendi. "Işıkevler" soruşturmasını yürüten emekli askeri hâkim Ahmet Zeki Üçok da yalan ihbarla cezaevine konuldu. Sahte delil ürettiği tespit edilen Paralel Yapı'nın bu delilleri hedef seçtiği kişilerin işyeri ve ev adreslerine çilingirle kapıyı açarak yerleştirdikleri belirlendi.
OĞLU SORGUDA KENDİ FİRARDA
Paralel örgütün ‘askeri casusluk’ kumpasına yönelik İzmir merkezli operasyonda gözaltı sayısı 48 oldu. 11 zanlı sorguları sonrası serbest kalırken, şüphelilerden polis müdürü Behzat Tuzcu’nun babasının, Konya’da zorla himmet toplatmaktan aranan firari Emniyet Müdürü Salih Tuzcu olduğu ortaya çıktı.
Türk Silahlı Kuvvetleri başta olmak üzere devletin birçok kurumuna kendi üyelerini yerleştirmek için binlerce bürokrata 'casusluk' kumpası kuran paralel örgüte yönelik İzmir merkezli operasyonda gözaltına alınan şüpheli sayısı 48 oldu. İlk sırasında örgüt lideri Fetullah Gülen'in olduğu 57 kişilik yakalama listesinde isimleri bulunan 46 zanlı, operasyonun ilk günü 18 kentte gözaltına alınmıştı. Operasyon kapsamında aranan, biri merkez valisi 2 kişi, dün polise teslim oldu. Toplamda yakalanan 48 isimden 12's ifadelerinin alınmasının ardından cumhuriyet savcısının talimatıyla serbest bırakıldı. Aralarında Gülen'in de bulunduğu kalan 9 şüpheliyi arama işlemleri sürüyor.
KONYA'DA OKYANUS'U YÖNETTİ
Sorgusu süren zanlılar arasında polis müdürlerinden Behzat Tuzcu da var. Tuzcu'nun babasının, Konya'da paralel yapı adına işadamlarından zorla himmet toplatılmasına yönelik soruşturma kapsamında aranan firari Emniyet Müdürü Salih Tuzcu olduğu ortaya çıktı. Salih Tuzcu, Konya Emniyet Müdürlüğü yaptığı dönemde Okyanus Şirketler Grubu'na yönelik operasyon düzenlemiş ve kentte 'paralel yapıya boyun eğmeyen' işadamlarına gözdağı verilmişti. 2008 yılında gerçekleşen skandallarla dolu operasyonda gözaltına alınıp tutuklanan isimlerden biri de Okyanus Şirketler Grubu'nun sahibi Nusret Argun'du.
HİMMETÇİ MÜDÜR KAYIPLARDA
Paralel örgütün hedefindeki isimlere sahte delillerle operasyon yaptıran eski Emniyet Müdürü Tuzcu, geçtiğimiz mayıs ayında paralel yapıya yönelik soruşturmaların Konya ayağında, hakkında yakalama kararı çıkarılan 66 zanlıdan biri. Konya'daki himmet paralarının organizasyonunu yaptığı ileri sürülen baba Salih Tuzcu, emekli edildikten sonra yerleştiği İzmir'deki evinde bulunamamıştı. Tuzcu o tarihten beri firarda. Oğlu Behzat Tuzcu ise İzmir merkezli 'casusluk kumpası'na yönelik operasyonda önceki gün gözaltına alındı.
------------------------------------------------------------------------------
TELE-TİTAN DİNLEME ZİNCİRİ BÖYLE KURULDU
İzmir ‘Askeri Casusluk’ soruşturmasında usulsüzlük yaptıkları ileri sürülen şüphelilerle ilgili dikkat çekici detaylar ortaya çıktı. Aralarında merkez valileri, birinci sınıf emniyet müdürleri ve mülkiye müfettişlerinin de bulunduğu şüphelilerin usulsüz dinlemeleri, bütün bir şehrin dahil edilebileceği ‘titan zinciri’ne benzetildi.
Askeri Casusluk davasının, Fethullah Gülen’in talimatıyla hazırlanmış bir ‘kumpas’ olduğu iddiasıyla gözaltına alınan 35 kişinin bugün mahkemeye çıkarılması bekleniyor.
Gülen dahil 9 şüpheli hakkında da yakalama kararı bulunuyor. Emniyet’in 11 aylık incelemesi sonucunda Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETO/PDY) neden bir terör örgütü olduğuna ilişkin saptamalar ve gerçekleştirdiği eylemlerde uyguladığı metotlar tüm detaylarıyla 1000 sayfayı aşan fezlekeye dönüştürüldü. Fezlekede FETÖ/PDY’nin bir silahlı terör örgütü olduğu, yetkilerini silahlı bir kuvvet olan polis/adliye ayağıyla oluşturduğu, silahtan daha güçlü olduğu ifade edilen şantaj ve dinleme yöntemlerini de kullandığı kaydedildi. Titan saadet zincirine benzetilen dinleme yöntemleriyle yapılan kurgularla, terör örgütünün yapılanmasının nasıl oluşturulduğu şöyle açıklandı:
TSK’YI BÖYLE DİNLEMİŞLER
-TSK direkt dinlenemezdi. Önleme dinlemelerinde TSK mensupları için işçi, memur gibi meslekler adı altında, sahte isim ve adresler oluşturuldu. Kimi zaman kadınlar erkek, erkekler kadın ismiyle dinlendi. Adresler başka şehirlerden de gösterildi.
-Mahkemeler, gelen kararları doğruluğunu araştırmadan onayladı.
-İstihbarat teknik altyapısını kullanarak askeriye irtibatları üzerinden ulaşılabilen kişiler dinlendi. Soruşturma bu kişiler üzerinden kuruldu. Örgüt şeması bu şekilde oluşturuldu.
-Askeriyeyle irtibatlı kişiler belirlenerek sahte ihbar düzenlendi. O sahte ihbarla dinlenmeye başlanan kişilerin istihbarat raporuyla, hayatı boyunca kiminle irtibatlıysa onlar da dinlendi. Bu kadınların bir kere konuştuğu birinin irtibatlı olduğu askerler bile dinlemeye dahil edildi.
‘OLAĞAN AKIŞA AYKIRI’
-Titan zincirine (1990’lı yıllarda ortaya çıkmış bir para kazanma sistemi olan piramit sistemin halk arasındaki ismidir) benzer bir yönteme benzetilebilecek bu usulsüz metotla bütün bir şehrin bile dinlenebileceği vurgulandı. 1, 2, 3, 4, 5, 6 kuşak irtibatla bütün bir şehri örgüt olarak göstermenin mümkün olduğu belirtildi.
-Tape, delil olmadan sadece görüşmelere dayandırılan ilişkilerde klişe cümle kullanıldı: ‘Hayatın olağan akışına aykırı.’ Bu cümle üzerinden onlarca karar alındı.
-İhbarı süslemek ve gerçekliğine inandırmak için daha önceden fuhuş ve fuhuş yaptırmakla sabıkalı isimlere yer verildi.
İzmir Emniyet Müdürlüğü ve KOM Daire Başkanlığı’nın daha büyük operasyonlar için çalışma hazırladıkları da bildirildi.
BİRBİRLERİYLE İLGİSİZLER İRTİBATLANDIRILDI
(Akhisar Kaymakamı’nın kızı) S.K.’nın bir sene önce Foça’da görüştüğü teğmenin, Marmaris’e tayininden sonra, marina müdürü emekli albay C.B. ile bir günde beş kez telefonla konuştuğu tespit edildi. Marinanın işletmecisi de operasyonda örgüt lideri olarak gösterilen B.Ö. idi. B.Ö.’yü dosyaya sokabilmek için bir irtibat zinciri araştırıldı. Ö.’nün marina müdürü, teğmen ve teğmenin eski kız arkadaşı S.K. ile bir görüşmesi olmamasına rağmen bir yıl önceki bu üç kişinin birbiriyle ilgisiz konuşması irtibatlandırıldı. Aslında teğmenin marina müdürünü bir günde beş kere aramasının nedeninin çıkan bir yangın olduğu tespit edildi.
------------------------------------------------------------------------------
AYDINLIK'TAN ÇILGIN FUAT AVNİ İDDİASI
Aydınlık gazetesinin haberine göre İzmir merkezli paralel yapı operasyonlarında Fuat Avniler'den biri yakalandı. İzmir merkezli düzenlenen casusluk operasyonunda gözaltına alınanlardan birinin Cemaat'e bilgi sızdırdığı iddia ediliyor.
ESKİŞEHİR VALİ YARDIMCISI MUSA KESEN FUAT AVNİ Mİ?
Gözaltına alınan Eskişehir Vali Yardımcısı Mesut Kesen'in İçişleri Bakanlığı'nda görevliyken kendi bilgisayarına gizli bir hat çektirmekle suçlanıyor. Kesen'in ele geçirdiği evrakları örgüte aktardığı ileri sürülüyor.
------------------------------------------------------------------------------
GÖZALTI 11 DALGAYI BULACAK
Operasyonun 11 dalga halinde süreceği ve Hazine Müsteşarlığı'ndaki bürokratlara kumpas kuran kişileri de kapsayacağı öğrenildi.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI'NIN FUAT AVNİSİ
Aydınlık'ın haberine göre; Teftiş Kurulu raporlarından elde edilen bilgilere göre; Eskişehir Vali Yardımcısı Mesut Kesen İçişleri Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanı olduğu dönemde bilgisayarına çektirdiği özel hat üzerinden adeta 'cemaatin sosyal medyadaki sesi olan fuatavni'nin bir kolu gibi çalıştı.
Kesen'in Bakanlık bünyesindeki 'gizli' veya gizli olmayan tüm evraklara ulaşabildiği elde ettiği bilgileri de FETÖ'ye aktardığı tespiti yapıldı.
Devlet içinden sızdırdığı gizli bilgilerle özellikle "paralel yapıya" yönelik operasyonları Fuat Avni üzerinden önceden duyuruluyordu.
Öte yandan İzmir merkezli operasyonu konu olan ve kamuoyunda casusluk davası olarak bilinen soruşturmaya ilişkin çarpıcı ayrıntılar ortaya çıkıyor.
BELGELERİN BİR KISMI SINAVA HAZIRLIK DÖKÜMANLARI
Dava sürecinde, Genelkurmay Başkanlığı davanın asker sanıklarıyla ilgili inceleme yapmak üzere Milli Savunma Bakanlığı, kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı, Özel Kuvvetler Komutanlığı, Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı, Genelkurmay Adli Müşavirliği temsilcilerinden oluşan inceleme heyeti, davada yargılanan askerlerden ele geçirildiği iddia edilen materyallere ilişkin hazırladığı değerlendirme yazısını mahkemeye gönderdi.
Buna göre, incelenen belgeler içerisinde Harp Akademileri sınavlarına hazırlık için kullanılan dokümanların da bulunması sebebiyle, aday subayların her ne kadar hukuki olmasa da uygulamada sınava hazırlanmak için bu türden dokümanları iş yerlerinde ve evlerinde bulundurduğu şeklinde bir fiili durumun söz konusu olduğu belirtildi.
Söz konusu dokümanların asker sanıkların görev sebebiyle ve görevlerinden dolayı elde etmiş olabilecekleri de ifade edildi.
TOZSUZ HARD DİSKLER
Sanıkların evlerinde yapılan aramalara katılan bazı polis memurları ile hazirunların mahkemeye tanık olarak verdikleri ifadelerde, ele geçirilen ve iddianamede “delil” olarak gösterilen hard disklerin çoğunun sanıkların mutfaklarındaki buzdolaplarının arkasında bulunduğu bilgisine yer verildi.
Mahkeme Başkanı Orhan Kızıltaş’ın tanıklara yönelttiği sorular sonucunda, dolapların arkası tozlu olmasına rağmen, bu materyallerin üzerlerinde toz olmadığı ve temiz olduğu ortaya çıktı.
Bazı aramalarda ele geçirildiği iddia edilen materyallerin tutanaklara geçirilmediği, aramaların bir kısmında eldiven kullanılmadığı, kamera kaydının kesintisiz yapılmadığı, tutanakların imzalatılmadığı, materyallerin imajlarının alınmadığı da tespit edildi.
TUTANAKLA GÖRÜNTÜLER BAĞDAŞMADI
Duruşmada tanık olarak dinlenen polis memurlarının ifadelerine göre, sanık Engin Karatekin’in evinin iddianamede yanlış yazılmasına rağmen “doğru” evin arandığı, buna dair savcıdan yeni bir arama talimatının alınmadığı, bu durumun tutanağa geçirilmediği de ortaya çıktı.
Sanık Hakan Oğuzhan’ın Kaş’taki iş yerinde yapılan aramanın kamera görüntülerinin izlendiği celsede, tutanakta dolabın üst kısmında dosya içerisinde flaş bellek ve CD’lerin bulunduğunun yazıldığı, bunun görüntülerle bağdaşmadığı, görüntülerde Oğuzhan’ın iş yerinde olmasına rağmen bunun tutanağa geçirilmediği, tutanağın sanığa imzalatılmadığı saptandı.
------------------------------------------------------------------------------
SANIK AVUKATI: BUGÜN DEVLET BAŞA GEÇMİŞTİR
İzmir merkezli 18 ildeki "Paralel Devlet Yapılanması" operasyonuyla yeniden gündeme gelen, aralarında muvazzaf askerlerin de bulunduğu 357 kişi hakkında "askeri gizli bilgi ve belge bulundurma" suçlamasıyla açılan davanın sanık avukatlarından Nevzat Güleşen,"Bugün devlet başa geçmiştir, kuzgun leşten kurtulduk" dedi.
Güleşen, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığını başlattığı soruşturma kapsamında gözaltına alınanların bulunduğu Emniyet Müdürlüğünün Yeşilyurt Semti'ndeki hizmet binası önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye'nin çok uzun zamandan beri merkezi ABD'nin Pensilvanya eyaletinde bulunan bir çetenin kumpas davalarıyla boğuştuğunu ifade etti.
İZMİR VALİSİ: EN TEPE NOKTASINDA GÜLEN VAR
İzmir Valisi Mustafa Toprak, İzmir merkezli 18 ilde "Paralel Devlet Yapılanması"na yönelik düzenlenen operasyona ilişkin, "Soruşturmanın en tepe noktasında FETÖ'nün başında bulunan Fetullah Gülen yer alıyor" dedi.
CASUSLUK DEĞİL KUMPAS
Vali Toprak, soruşturmayla ilgili gazetecilere yaptığı açıklamada, kamuoyunda "casusluk" soruşturması olarak bilinen "Askeri gizli bilgi ve belge bulundurma" davasıyla ilgili ortaya koyan deliller çerçevesinde hiçbir şekilde bilgi, belge ve casusluk olayının olmadığı, aksine "kumpas" şeklinde "birtakım kamu görevlilerine ve bazı kişilerin geleceklerine yönelik planlamaların yapıldığının ve kişilerin lekelenmek istendiğine yönelik" sonucun ortaya çıktığını söyledi.
------------------------------------------------------------------------------
SERTAB ERENER'İN FOTOĞRAFININ CASUSLUK DAVASINDA NE İŞİ VAR?
İzmir’deki ‘Askeri Casusluk’ davasına yönelik soruşturmada sanatçı Sertab Erener’in Albay Namık Kemal Altıparmak’la çektirdiği anı fotoğrafını dava dosyasına kimin koyduğu da araştırılıyor.
İzmir’de 357 sanıklı ‘Askeri Casusluk’ ve ‘Fuhuş’ soruşturmasını yürüten polis ve bürokrat kadrosuna, aradan 3 yıl geçtikten sonra operasyon yapıldı. 46 kişilik gözaltı listesinin başında dönemin İzmir Emniyet Müdürü ile vali sınıfında olan 3 bürokrat da var. Onlarca askerin tutuklandığı, birçoğunun TSK’dan atılmasına neden olan dava İzmir’de sürerken, her duruşmada sahte delil iddiaları tutanaklara geçti. Sanık sayısının çokluğu nedeniyle birçok asker uzun süre tutuklu kaldı. Soruşturma aşamasıyla 4 yıl süren ‘Askeri Casusluk’ ve ‘Fuhuş’ davasının hukuk dışı dinleme ve sahte delille yürütüldüğüne dair birçok kayıt var.
Habertürk gazetesinden Zülfikar Ali Aydın'ın haberine göre, davaya giden süreç 10 Ağustos 2010’da tıpkı Ergenekon ve benzeri davalardaki gibi ABD Maryland’dan İzmir Emniyet Müdürlüğü’ne gönderilen bir e-posta ihbarıyla başladı. İhbarcının e-posta adresinden gönderdiği ihbara göre; İzmir’de üniversiteli kızlar kandırılarak üst düzey bürokratlara ve zengin kişilere fuhuş amacıyla satılıyordu. İhbarda “Alsancak ve Bostanlı’da her gün birinin canını yakıyorlar” ifadesi yer aldı.
SAHTE İSİM VERDİLER
İhbarcının çete üyesi olarak adını verdiği 15 kişiden 6’sı hâkim kararıyla dinlemeye alındı, ancak bu isimler davanın sanığı olmadı. Dinlemeye alınan telefonlardan birinin Se. Ko.’ya ait olduğu belirtiliyordu. Ancak, Se. Ko.’nun gerçek adı Sa. Kö.’ydü ve dinlenen telefon numarası da onun adına değil ağabeyinin adına kayıtlıydı.
Polisin sahte isim vererek başka bir isme kayıtlı telefon numarasını dinlemesinin amacının, Sa. Kö.’nün sosyal çevresinde yer alan askerlere ulaşmak olduğu belirtiliyor. Davanın sembolü haline gelen Narin K.’nın davaya dahil edilmesinin amacı da çevresindeki askerlerdi. Gözaltına alınan askerlere yönelik büyük suçlamalar, Narin K. ve Sa. Kö.’nün hukuk dışı yöntemlerle soruşturmaya dahil edilmesinin ardından yapıldı. Önce bu 2 isimle irtibatlı askerlerin yer aldığı bir “telefon irtibat şeması” oluşturan polis, bu şemadan yola çıkarak, 4 Temmuz 2011’de savcıya, “Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk” başlığıyla, soruşturmanın yeni bir aşamaya taşındığına ilişkin bir yazı yazdı.
MİT’E HABER VERİLMEDİ
Savcılık soruşturma talebi üzerine “askeri casusluk suçu” ihtimaline karşı 4’ü yabancı, 9 kişinin telefonlarının dinlenmesine karar verdi. Ama bu tür suçlara dair şüphe bile tespit edildiğinde haber verilmesi gereken MİT’e durum bildirilmedi. Soruşturma devam etti ve devletin gizli sırlarını casusluk amacıyla kullanmak ve suç örgütünün faaliyetlerine karışmakla suçlanan askerlerin sayısı 300’ü aştı. 2012’de yapılan ilk operasyonda 57 asker tutuklandı.
ARAMA HUKUKSUZDU
Tutuklananlar arasında villasında içinde devlet sırlarının olduğu “Pandora” isimli bir dijital belge çıktığı ileri sürülen, üst düzey askerlerle irtibatlı olduğu iddia edilen işadamı Bilgin Özkaynak da yer aldı. Polisin dinlemeye aldığı Özkaynak’ın işten çıkardığı eski çalışanı N.Y., Özkaynak’a ait bazı belgelerle kendisine şantaj yapacağına dair konuşmalar yapmıştı. Polis, bu bilgi üzerine Özkaynak ile ilgili arama kararı aldı. N.Y.’ye ait ne bir ev ne de bir adres aranmadı.
Özkaynak’ın Sapanca’daki çiftlik evi 10 Mayıs 2010’da arandı. İzmir Emniyeti Kaçakçılık Şubesi ekiplerince yapılan aramada, evin kütüphanesinde bir hard disk ve dijital bellekte “Pandora” isimli klasör bulundu. İddiaya göre, arama hukuka aykırıydı. Yasa gereği aramada bulunması gereken yerel kolluk güçlerinin arama tutanağında imzası yoktu. “Pandora” klasörü casusluk iddialarının temelini oluşturdu. Birçok asker bu belgeler nedeniyle tutuklandı.
SERTAB ERENER FOTOĞRAFI TWITTER'DA YAYINLANDI
İddiaya göre, klasörün içinde “devletin sır niteliğindeki belge ve bilgileri” vardı. Klasörün olduğu dijital bellek muhafazaya alınıp savcı dışında kimsenin erişemeyeceği adli emanetin kasasına konuldu. Pandora’da Sertab Erener’in Ankara ziyaretinde Albay Namık Kemal Altıparmak ile çektirdiği fotoğrafı da vardı. Fotoğraf, adli emanetin kasasındayken, bir Twiter hesabı tarafından yayınlandı. Kimsenin ulaşamayacağı yerdeki fotoğrafın sosyal medyada yayınlanması tartışma konusu oldu. Çünkü fotoğraf, Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı’nda (DPT) görev yapan askerlerin değil sivillerin denetiminde olan bir odada çekilmiş, orada görevli Albay Altıparmak tarafından bilgisayara yüklenmişti. Fotoğrafı yayınlayan Twitter hesabı kapatıldı. Albay Altıparmak ise davanın sanığı olarak yargılandı.
Albay Altıparmak’ın avukatı Mehmet Hacı Ahmetoğlu, müvekilinin Sertab Erener’le fotoğrafının Pandora klasörüne konulmasının sebebi olarak Altıparmak’ın yaptığı görevi gösterdi ve “Olumsuz algı yaratmak istediler” dedi. Hacıahmetoğlu, şunları söyledi:
'HASSAS GÖREVDEYDİ, OLUMSUZ ALGI YARATMAK İSTEDİLER'
“Albay Namık Bey, Başbakanlık’ta hassas bir görevdeydi. TSK ile Başbakanlık arasındaki koordinasyonu sağlayan askerlerdendi. Sertab Hanım’la hatıra için makamında çektirdiği o fotoğrafı, gizli dedikleri Pandora belgelerinin arasına koyup ‘Bakın bu adamlar böyle bir görevdeler ama zevk-ü sefa içindeler’ diye olumsuz bir algı yaratmak istediler. Fotoğrafı oradaki sivil görevliler bu Pandora klasörünün içine koymuştur. Zaten devlet sırrı dedikleri o belgeleri Namık Bey’in sızdırdığına dair bir algı yaratmak istiyorlardı. Bunu da kendisini sanık yaparak bu fotoğrafla irtibatlandırarak başardılar.”
‘Casusluk’ davasının duruşmalarında, yapılan dinlemelerin yasa ve usüllere aykırı olduğu iddiası sıkça tartışıldı. İddianamede örgütün yöneticisi olarak diğer isimlerle irtibatlı gösterilen birçok sanık, telefon dinlemeleri üzerinden birbiriyle irtibatlı gösterildi. Örgüt şemasında irtibatlı gösterilen isimlerin bu kayıtlara göre bile birbirini tanımadığı ileri sürüldü.
49 KEZ DİNLENDİ
‘Casusluk’ davasının duruşmalarında, yapılan dinlemelerin yasa ve usüllere aykırı olduğu iddiası sıkça tartışıldı. İddianamede örgütün yöneticisi olarak diğer isimlerle irtibatlı gösterilen birçok sanık, telefon dinlemeleri üzerinden birbiriyle irtibatlı gösterildi. Örgüt şemasında irtibatlı gösterilen isimlerin bu kayıtlara göre bile birbirini tanımadığı ileri sürüldü.
57. dakika kumpasına 57 gözaltı
Paralel yapı-TSK uzantıları manşetlerimiz
Paralel yapı-03 Kasım (2015) 'İzmir askeri casusluk kumpası' soruşturması manşetlerimiz
Paralel yapı-Çeşitli davalardaki kumpaslar manşetlerimiz
Paralel yapıya dair deliller manşetlerimiz
Fuhuş ve casusluk davalarıyla ilgili manşetlerimiz
(06 Kasım 2015, 21:24)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: