Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcıvekili Oğuzhan Atamtürk Uyar, hakkında paralel medyada çıkan haberlere tepki gösterdi. Uyar, 'Paralel Devlet Yapılanması'nın tezgahladığı Selam-Tevhid kumpasını ve yasa dışı usulsüz dinleme faaliyetlerini ortaya çıkarmaları nedeniyle daha önce de maruz kaldıkları saldırıların gerçek dışı haberlerle sürdürüldüğünü' belirtti.
13.09.2015 10:23 Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcıvekili Oğuzhan Atamtürk Uyar, paralel medyada yayınlanan ''Hukuksuzluğa itiraz eden başsavcıvekili sürgün edildi'' başlıklı haberlerin gerçeği yansıtmadığını bildirdi. Uyar, "Paralel Devlet Yapılanması'nın tezgahladığı Selam Tevhid kumpasını ve yasa dışı usulsüz dinleme faaliyetlerini ortaya çıkarmaları nedeniyle daha önce de maruz kaldıkları saldırıların gerçek dışı haberlerle sürdürüldüğünü" bildirdi.
Uyar, yaptığı yazılı açıklamada, bugün bazı gazete ve internet sitelerinde ''Hukuksuzluğa itiraz eden başsavcıvekili sürgün edildi'' başlığıyla yayımlanan yazılar üzerine basın açıklaması yapma gereğinin hasıl olduğunu belirtti.
"Adı kullanılarak yargıya yönelik yeni bir yıpratma operasyonu yapıldığını" kaydeden Uyar, şöyle devam etti:
"17 Aralık'tan sonra TMK 10. maddesi ile görevli cumhuriyet başsavcıvekilliği görevine atanmamla birlikte başta başsavcım olmak üzere haberde adı geçen diğer meslektaşlarımla birlikte, özellikle Selam Tevhid dosyası ile yapılmak istenen hukuksuzlukları fark ederek buna engel olmamız sebebiyle, planlarını ve amaçladıklarını tamamlayamayan Paralel Yapı'nın bu tarz saldırılarla adımı da kullanarak yeni bir algı operasyonu yürüttüğünü görüyoruz.
Hak hukuk tanımadan kendi amaçları için hizmet edilmesine alışkın olan Paralel Yapı'nın, hukuksuzluklarına engel olunması karşısında bu gibi yalan yanlış adliye koridoru dedikodusu mahiyetinde safsata iddia ve haberlerle yeni algılar oluşturmaya çalışması kendilerinden beklenen bir durumdur. Paralel Yapı'nın tezgahladığı Selam Tevhid kumpasını ve yasa dışı usulsüz dinleme faaliyetlerini ortaya çıkarmamız nedeniyle daha önce de maruz kaldığım bu tip saldırılarını bu gerçek dışı haberle sürdürmektedirler."
Uyar, 25 Aralık operasyonu olarak bilinen soruşturma dosyası ile yapılan ve yapılmak istenen tüm hukuksuzlukların, 25 Aralık'tan sonra engellendiğini vurgulayarak, "Soruşturma dosyasında yolsuzluk algısı oluşturulmaya çalışıldığı, suç oluşturmayan birçok iddia ile farklı bir amaç güdüldüğü fark edilmiş ve buna engel olunmuştur. Soruşturma sırasında hiçbir kişi veya makam aracı kılınarak herhangi bir talepte bulunulmadığı gibi soruşturma tamamen hukuka uygun olarak devam ettirilmiş ve çok isabetli bir şekilde takipsizlik kararı verilerek sonlandırılmıştır'' ifadelerini kullandı.
Başsavcıvekili Uyar, açıklamasını şöyle tamamladı:
"Bu tip haberler, Paralel Yapı'nın kendileriyle etkin ve hukuki yollardan mücadele eden, en başta haberde isimleri geçen değerli başsavcım ve meslektaşlarım olmak üzere, şahsım ve diğer yargı mensuplarını yıpratmak, yıldırmak, pasifize etmek ve ayrıca nifak tohumları ekmek için sergilediği yeni bir oyundur. Şahsıma ve benim üzerimden yargıya yönelik yeni bir saldırı mahiyetinde gördüğüm, Büyükçekmece Adliyesi'ne atanmamı çarpıtarak, tamamen gerçek dışı, uydurma haber yapan kişi ve kurumlar ile yayınlayan yazılı görsel medya organları ve sosyal medya kuruluşları hakkında gerekli yasal süreci başlatacağımı da bu vesileyle kamuoyuna saygıyla duyuruyorum."
İŞTE PARALEL MEDYADAKİ O HABER
Paralel medyanın merkez yayın organı olduğu ileri sürülen Zaman gazetesinde Göksel Genç imzasıyla 11 Eylül 2015''de yayınlanan ve "Hukuksuzluğa itiraz eden savcı sürgün edildi" başlıklı haber şu şekildeydi:
"17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarının ardından yargıya yönelik siyasîmüdahaleler, adliyelerde gruplaşmalara yol açıyor. Çağlayan Adliyesi'nde başsavcı vekillerinin başka yerlere gönderilmesinin altında bu mücadelenin yattığı belirtiliyor. Güç savaşı sebebiyle yeni tasfiyelerin de gündemde olduğu iddia ediliyor.
Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nde Başsavcı Hadi Salihoğlu ile başsavcı vekilleri arasında kriz yaşandığı ortaya çıktı. ‘Mensubiyetler' üzerinden gruplaşmalar oluştuğu belirtilen adliyede savcılar arasında güç savaşı başladığı iddiaları yayılıyor. Geçtiğimiz haziran ayında yayınlanan kararname ile bazı başsavcı vekillerinin sürpriz şekilde farklı adliyelere gönderilmesinin de bu kavganın sonucu olduğu öne sürülüyor. Geçtiğimiz gün adliyede yapılan törende ‘60 yaşındayım savaşmaya hazırım' diyen Başsavcı Hadi Salihoğlu ile başsavcı vekilleri arasındaki güvensizliğin had safhaya ulaştığı ve yeni tasfiyelerin yaşanacağı ifade ediliyor.
17-25 Aralık sonrası terör ve örgütlü suçlar bürosunun başına getirilen ve yolsuzluk soruşturmalarının kapatıldığı dönemde sorumlu başsavcı vekili olan Oğuzhan Atamtürk Uyar'ın bile ‘paralelci' olabileceği şüphesiyle Büyükçekmece Adliyesi'ne sürüldüğü iddia edildi. Uyar'ın başsavcı vekili olmasından kısa süre sonra Selam Tevhid terör örgütüne ilişkin dosya, şüphelilerin kaçması pahasına deşifre edildi. Hükümete yakın medya, algı operasyonlarında uzun süre söz konusu soruşturma kapsamında ‘7 bin kişi dinlendi' iftirasını attı. Ancak haberlerin yalan olduğu tescillendi. İddialara göre Oğuzhan Atamtürk Uyar'ı, dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan iki kez yüz yüze görüşmek için MİT görevlilerini yanına yollayarak evine çağırdı. Ancak Uyar, teklifi kabul etmedi. Başbakan'ın davetini reddetmesi Uyar'ın üzerinin çizilmesine giden sürecin başlangıcı oldu.
25 Aralık soruşturmasının savcı Muammer Akkaş'tan alınıp İrfan Fidan, Fuzuli Aydoğdu ve İsmail Uçar'a verilmesinden sonra da Çağlayan Adliyesi'nde ilginç sürtüşmeler yaşandığı öğrenildi. Yeni atanan savcıların, dönemin başbakanı Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ı ifadeye usule aykırı şekilde çağırmalarına Uyar izin vermedi. 3 savcı Bilal Erdoğan'ı basın mensuplarına yakalanmaması için hafta sonu ifadeye çağırmayı düşünürken Uyar, bunu kabul etmeyerek normal şüphelilere yapıldığı gibi ifadenin hafta içi alınmasını istedi. Erdoğan'ın ifade vermesinden önce savcıların 25 Aralık yolsuzluk soruşturması için 3-4 soru hazırladığını gören Uyar, bu duruma da müdahale ederek soru sayısının artırılmasını istedi. Hatta Uyar'ın savcılara ‘Biz işimizi yapalım' dediği öğrenildi. Bilal Erdoğan ifade için adliyeye geldiği zaman da ilginç bir olay yaşandı. Şüpheli sıfatıyla beyanı alınacak Erdoğan'a savcıların ifade sırasında yemesi için meyve tabağı hazırlattığını öğrenen Uyar, bu duruma müdahale etti.
Uyar'ın bu çıkışları üzerine ‘paralel' safsatası devreye girdi ve hakkında iftiralar atılmaya başlandı. Kısa bir süre sonra Uyar, başsavcı vekilliği görevinden alındı. Yerine Bakırköy'den Çağlayan'a getirilen Orhan Kapıcı atandı. Ardından da 17-25 Aralık ve Selam Tevhid soruşturmalarında görev alan polislere yönelik algı operasyonları başlatıldı. İstanbul Adliyesi Başsavcısı Hadi Salihoğlu ile Başsavcı vekili Orhan Kapıcı'nın, Uyar'dan rahatsızlıklarını HSYK'ya ilettiği ve adliyeden gönderilmesini istedikleri öğrenildi. Bunun üzerine de haziran kararnamesiyle Oğuzhan Atamtürk Uyar, Büyükçekmece'ye sürdü. Adliye içindeki güç mücadelesi kapsamında farklı isimlerin de görev yerleri değişti."
(13 Eylül 2015, 10:23)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: