İnkar edilemeyecek delillere karşın bazı şüpheli deliller öne çıkarılarak basitçe kapatılan Balyoz ve Kozmik Oda davaları gibi Zirve katliamı davası da örtbas edilmek üzere.. Üç kişinin boğazları kesilerek öldürüldüğü Zirve Yayınevi katliamının üzerinden 8 yıl geçti. Olay aydınlatılıp katiller cezalandırılacak diye beklenirken failler serbest bırakıldı. Öldürülen Tilman Geske'nin eşi Susanne Geske, davadan adalet çıkacağına inanmadığını belirtiyor. Paralel yapı bahane edilerek vahşi katliamın davası örtbas edilmeye gidiyor. Bu durum, kamuoyunda derin bir öfke ve tepkiye neden olurken, 'Galiba asıl suçlular vahşice öldürülen 3 kişi imiş, pes' dedirtiyor. Bir cinayeti işlemekten daha kötüsünün o cinayeti örtbas etmek olduğu, çünkü bu durumda o suça çok daha geniş bir katılımın iştirak ettiği de dile getiriliyor.
03.04.2015 18:34 Malatya'da 18 Nisan 2007'de İncil basımı yapan Zirve Yayınevi'nde çalışan Alman uyruklu Tilman Ekehart Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel’in boğazları kesilerek öldürülmesinin üzerinden 8 yıl geçti. Menfur olayın gerçekleştiği tarihin yıldönümü yaklaşırken konuya bakan mahkemenin bir sonuca varamaması ölenlerin yakınları ve avukatları davanın geleceği konusunda ümitsizliğe sevk etmiş durumda. Türkiye’deki Protestan cemaati de davanın üstünün kapatılacağından endişeli.
HAKİM DEĞİŞTİ
17-25 Aralık yolsuzluk operasyonları sonrasında soruşturma ve davanın seyri açısından ilginç gelişmeler yaşandı. Mart 2014’deki duruşmadan sonra cinayeti failleri Emre Günaydın ve arkadaşları serbest bırakıldı. Davada belli bir aşamaya gelmişken olayı çözmeye çalışan emniyet yetkilileri tasfiye edildi. Davaya bakan hakim ve savcılar değiştirildi. Bütün bunlar davanın uzamasına neden oldu.
Öldürülen Tilman Geske'nin eşi Suzanne Geske, gelinen nokta itibari ile davadan bir adalet çıkacağını düşünmediğini belirti: “Her şey tersine dönmüş durumda” dedi. Geske, “Davada adalet çıkacağını düşünmüyorum. Adaletin bu dünyada yerini bulacağını düşünmüyorum. Sanıkların hepsinin serbest kalması hiç hoş olmadı” ifadelerini kullandı.
DOĞAN: DAVA UZATILARAK SULANDIRILIYOR
Müdahil avukatlardan Erdal Doğan, davanın her geçen gün sulandırıldığına dikkat çekti. Doğan şöyle konuştu: “Dava tekamül etmiştir. Mahkeme Kozmik Oda soruşturması savcılığından TUSHAD adlı örgüt ve Malatya’da yargılanan sanıklara ilişkin bilgileri istedi. Ancak Kozmik Oda soruşturmasını yürüten savcılık, o soruşturmayı kapatmadan önce bu talebi devlet sırrı diye reddetti. Aslında bu karar aynı zamanda iddianamedeki iddiaları ve delilleri tersinden teyit etmiş oldu. Ayrıca Kozmik Oda soruşturmasına savcılığın verdiği takipsizlik kararında şüphelilerin iş yerlerinde Seferberlik Tetkik Kurulu’nda misyonerler ve Hıristiyan cemaat liderlerine yönelik belgeler olduğunu ortaya koyuyor. Davanın iddianame ve savcılığın mütalaası doğrultusunda sonlandırılması gerekiyor. 17 Aralık’tan sonra kumpas iddiaları ve paralel örgüt savunmaları ile olan biten her şey sulandırılıyor. Davada üçüncü heyet değişikliği yaşandı. Dört savcı değişti. ”
‘PARALEL’E YIKMAK İÇİN KUMPAS HAZIRLIYORLAR
Türkiye Protestan Kiliseler Birliği Hukuk Kurulu üyesi Umut Şahin, Protestan cemaatinin şaşkınlık içinde olduğunu belirtti. Şahin şunları kaydetti: “Mart ayında cinayet sanıklarının bırakılması karşısında tam anlamıyla şok içindeyiz. Bu kişiler elektronik kelepçe ile kalıyor. Hatta elektronik kelepçeyi de çıkarın diye talepleri var.
OĞLU KORKU İÇİNDE
Tilman Geske’nin oğlu Lukas Keske büyük korku yaşıyor. Sokakta bunlarla karşılaşabilirim diye endişeli. Protestan cemaatinde adalete karşı inanç yerle bir oldu. Katil sanıklar serbest bırakıldıktan sonra askeri personelin de bırakılacağını düşünüyorduk. Öyle de oldu. Şimdi bir tane sanık kaldı. O da hakimi tehdit ettiği için içeride. 17-25 Aralık’tan sonra suçu paralele yıkma çabaları var. 17-25 Aralık’tan sonra ilk duruşma Mart’ta oldu. O duruşmadan beri davayı paralele yıkmaya çalışıyorlar. Duyduğumuza göre paralel yapı soruşturması kapsamında Zirve davasının soruşturmasını yürüten polislere yönelik Zirve sanıklarının gizli gizli ifadeleri alınıyormuş. Zirve sanıkları yargılandıkları davaya kurgu diyor. Kabul ettikleri ses kayıtlarına hard disklere montaj diyorlar. Siyasi iklimden yararlanıp davanın içini boşaltıp kendilerini kaybettirmeye çalışıyorlar.”
SANIKLAR STRATEJİ DEĞİŞİKLİĞİNE GİTTİ
Davadaki gizli tanıkların can güvenliğinin kalmayacağı, tanık koruma statülerinin devam edip etmediği, bununla ilgili önlemlerin alınıp alınmadığı merak edilenler konular arasında. 2013 Mayıs’ında gizli tanıklara yapılan baskı ve ifadeleri değiştirme konusu basına yansımıştı. Gizli tanık İlker Çınar’ın Tanık Koruma Daire Başkanı Ali Uzuner ve ekibi tarafından ifadesini değiştirmek için illegal bir şekilde Ankara’ya götürülmesi olayının kamuoyuna yansıması sonrasında Uzuner görevden alınmıştı.
BİLGİM YOK DİYORLARDI
Davanın sanıklarından eski Malatya Jandarma İl Alay Komutanı Mehmet Ülger, gazetelere cezaevinde iken verdiği röportajda davanın aydınlanmasını sağlayan tanık İlker Çınar’ı suçlamıştı. Çınar da Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne 57 sayfalık bir dilekçe verdi. Çınar, Ülger’in daha önce katliamla ilgili duyumlarının olmadığını belirttiğini ancak şimdi strateji değiştirdiğine dikkat çekti. Çınar’ın dilekçesinde, Ülger ve ekibinin davada ağız değiştirdiğini ve suçu cemaate yıkmaya çalıştıklarını şöyle anlattı: “Mehmet Ülger’in ilk kez konuşuyor olması, yeni stratejiyle ilgili. Eski stratejileri Zirve cinayetlerinin olacağına dair önceden bilgilerinin olmadığına yönelikti. Yeni strateji, cinayetlerin failinin Cemaat PDY olduğunu biliyorlarmış ve benim de cemaat tarafından yönlendirildiğim kurgusudur. Ne misyonerlerin, ne de cemaatin yönlendirmesi ile hareket etmedim.”
BALYOZ VE KOZMİK ODA ÖRTBAS EDİLDİ
Yeniden görülen Balyoz davası iki gün önce 31 Mart 2015 tarihinde beraat ile sonuçlandı. Sadece bazı şüpheli deliller öne çıkarıldı ve kararın haklılığına gerekçe yapıldı. Bu sonuç ve gerekçe bir örtbas olayının yaşandığını gösteriyor. Çünkü davada darbe planı yapıldığını, bu girişimin hayata geçtiğini kanıtlayan ve tartışılmayacak açıklıkta çok sayıda delil söz konusu idi. Saatlerce uzunluktaki seminer ses kayıtları, davada dinlenen tanıkların ifadeleri, seminer toplantısına dair ilk askeri bilirkişinin hazırladığı rapor, Çok gizli belgelerin Gölcük istihbarat şube zemin karoları altında bulunması ve basına da yansıyan dönemin en üst komutanları Hilmi Özkök ile Aytaç Yalman'ın birbiriyle girdiği polemikler.. Bunlar bir arada değerlendirildiğinde o dönem açıkça bir darbe hazırlığının yapıldığı, kısmen bile olsa uygulamaya geçtiği ve dönemin bu iki üst komutanının direnmesi nedeniyle daha ileriye gidemediği anlaşılıyordu. Ancak olayın bu kısımları gözlerden kaçırıldı. Paralel yapının varlığı ve bazı deliller üzerine düşen şüpheler ön plana çıkarıldı. Gündem yoğunluğu içinde bu skandal örtbas hayata geçirildi.
Darbe suçunun en aşağılık bir suç olduğu söylenir hep. Askeri darbe girişimleri gibi paralel darbe de bu aşağılık suç kapsamına giriyor şüphesiz. Ancak bir üçüncü suç daha söz konusu.. Paralel yapı bahane edilerek darbe girişiminin aklanması da bir suç olsa gerekir. Bunu mahkemelerin yapmış olması durumu değiştirmeyecektir. Balyoz davasında bazı sanıkların masumiyetinden bahsedilebilir. Bu zaten sıkça dile getiriliyor, masumların araya karışmış olabileceği belirtiliyordu. Ancak bir çoğu için durum böyle değil. O kişiler aklandık diye sevinmesinler. İşledikleri açık olan suçlar sık sık karşılarına çıkmaya devam edecektir. Mahkumiyet veren mahkeme bir kesim tarafından peşinen lanetlenirken diğeri tarafından savunuluyor, ancak kimse delillere hukuken bakma ihtiyacı hissetmiyor ve konjonktüre göre hareket ediliyorsa mahkemenin verdiği kararın hukuki olduğu söylenemez.
Örtbas skandalının bir benzeri de Kozmik Oda davasında yaşandı. O dava da örtbas edildi. Nasıl olsa konjonktür müsait, bir günah keçisi var. O keçinin günahı yok mu, elbette var. Ancak var diye eski keçi de aklanmamalı. Ne ifrat ne de tefrit olmalı.. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(03 Nisan 2015, 18:34)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: