Devrimci Karargah (DKÖ) adındaki örgütün İstanbul´un göbeğinde terör estirmesi, canlı bombaların peşpeşe yakalanması, PKK´nın eylemlerinin birden tırmanışa geçmesi sonrasında ´Türkiye yine bunalımlı günlere mi götürülmek isteniyor?´ sorusunu soranlar oldu. İstihbarat kaynakları ise gelişmelerin normal olduğunu, yıllardır terör çıkarmaya ve hesap sorulmamaya alışmış çevrelerin durumun ciddiyetini ve soruşturmanın durmayacağını gördüklerini ve kolay teslim olmalarının beklenmemesi gerektiğini vurguluyorlar. Ergenekon Terör Örgütü ve sempatizanları şimdiye kadar soruşturmaya karşı ´28 Şubatla hesaplaşılıyor´, ´hukukdışına çıkılıyor´, ´Atatürk devrimleri karşı devrimle yıkılıyor´ propagandalarının arkasına saklanmaya çalışılan bir psikolojik savaş veriyordu. Ancak PKK ve diğer terör örgütleriyle ilişkilerin ortaya çıkması, PKK ve diğer örgütlerce yapıldığı sanılan suikast ve faili meçhullerin devlet içinde görevli kişilerin de dahil olduğu bir örgüt tarafından yapıldığının birbir ortaya çıkması, bu örgütün kullandığı tetikçilerin itiraflarıyla yapılan kazılarda bulunan kemikler ile gözaltı dalgalarında evlerde ve kazılarda bulunan çok miktarda silah, Ergenekon Terör Örgütü´nün psikolojik savaşını etkisiz kıldı. Tüm çabalara karşın soruşturma pasifize edilemeyince elde kalan son koz oynanmaya çalışılıyor: İrili ufaklı 50 kadar örgütün hücreleri uyandırıldı, ETÖ kaos eylemleri peşinde. Aktif ve uyandırılan terör örgütlerinin ana hedefi toplumu sindirecek, gündemi değiştirecek sansasyonel eylemleri yapmak. Böylece, siyasi otoritede zafiyet meydana getirilecek, Türkiye ana meselelerini bırakıp bu eylemlerle meşgul olacak..
Soruşturmayı durduramayan ETÖ terör hücrelerini uyandırıyor
Devrimci Karargah (DKÖ) adındaki örgütün İstanbul´un göbeğinde terör estirmesi, canlı bombaların peşpeşe yakalanması, PKK´nın eylemlerinin birden tırmanışa geçmesi sonrasında ´Türkiye yine bunalımlı günlere mi götürülmek isteniyor?´ sorusunu soranlar oldu. İstihbarat kaynakları ise gelişmelerin normal olduğunu, yıllardır terör çıkarmaya ve hesap sorulmamaya alışmış çevrelerin durumun ciddiyetini ve soruşturmanın durmayacağını gördüklerini ve kolay teslim olmalarının beklenmemesi gerektiğini vurguluyorlar. Ergenekon Terör Örgütü ve sempatizanları şimdiye kadar soruşturmaya karşı ´28 Şubatla hesaplaşılıyor´, ´hukukdışına çıkılıyor´, ´Atatürk devrimleri karşı devrimle yıkılıyor´ propagandalarının arkasına saklanmaya çalışılan birpsikolojik savaş veriyordu. Ancak PKK ve diğer terör örgütleriyle ilişkilerin ortaya çıkması, PKK ve diğer örgütlerce yapıldığı sanılan suikast ve faili meçhullerin devlet içinde görevli kişilerin de dahil olduğu bir örgüt tarafından yapıldığının birbir ortaya çıkması, bu örgütün kullandığı tetikçilerin itiraflarıyla yapılan kazılarda bulunan kemikler ile gözaltı dalgalarında evlerde ve kazılarda bulunan çok miktarda silah, Ergenekon Terör Örgütü´nün psikolojik savaşını etkisiz kıldı. Tüm çabalara karşın soruşturma pasifize edilemeyince elde kalan son koz oynanmaya çalışılıyor: İrili ufaklı 50 kadar örgütün hücreleri uyandırıldı, ETÖ kaos eylemleri peşinde. Aktif ve uyandırılan terör örgütlerinin ana hedefi toplumu sindirecek, gündemi değiştirecek sansasyonel eylemleri yapmak. Böylece, siyasi otoritede zafiyet meydana getirilecek, Türkiye ana meselelerini bırakıp bu eylemlerle meşgul olacak..
UYANDIRILAN TERÖR HÜCRELERİ
Dev-Genç (Devrimci Gençlik), 1956´dan sonra kurulan Fikir Kulüpleri Federasyonu´ndaki (FKF) bir ayrışmayla ortaya çıktı. Bu grup 1969´un sonbaharında çizgisini sertleştirmeye başladı. Mahir Çayan, Yusuf Küpeli, Hüseyin Cevahir, İlhami Aras, Ulaş Bardakçı gibi isimlerden oluşan gençler illegal bir örgüt kurmak için bir araya geldi. İki yıl içinde de Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi (THKP-C) ortaya çıktı. Bu yapı, Türkiye´nin o güne kadarki en şiddetli illegal örgütü olmaya adaydı. Zaten kısa süre sonra eylemleriyle bunu gösterdi. THKP-C´nin peşi sıra Acilciler, Dev-Savaş, Dev-Sol gibi 10 kadar yeni örgüt türedi. Dursun Karataş´ın (kanserden öldü) liderliğindeki THKP/C-Dev-Sol´un (adı daha sonra Devrimci Halk Kurtuluş Partisi Cephesi, DHKP-C olarak değiştirildi; 30 Mart 1994) yaptığı eylemler ve işlediği cinayetler ülkede bir kaos havası oluşturmaya yetti.
Türkiye´de sol fraksiyonla başlayan terör hadiselerine, daha sonra sağ olarak tabir edilen bazı örgütler de katıldı. Sağ ve sol terör örgütleri haricinde, her ne kadar temellerini Marksizm´e dayandırmış olsa da Kürt milliyetçiliği yapan bir başka terör örgütünün (PKK´nın) ortaya çıkması ise (27 Nisan 1978) Türkiye´nin teröre bakışını tümden değiştirdi. Sol, etnik ve ´İslamcı´ gruplar Türkiye´de özellikle 12 Eylül darbesi öncesinden başlayarak aynı anda ´zaman ayarlı´ eylemlere imza attı. Bu örgütler giderek bir ´güç´ halini almaya ve büyük kitleleri peşinde sürüklemeye başladı.
Fakat, her geçen gün Türkiye terör örgütleriyle yeniden yüzleşmek zorunda kaldı. Bugün PKK, Hizbullah, DHKP-C gibi kitle gücü ve militan sayısı yüksek örgütler dışında irili ufaklı çok sayıda örgüt, geçmişte olduğu gibi yeniden ortaya çıkıyor. Daha düne kadar nasıl bir yapılanmaya sahip olduğu bile bilinmeyen Devrimci Karargah örgütünün son bir yılda yaptığı üç eylem hafızalara kazındı. Birinci Ordu´ya havan saldırısı ve AK Parti İstanbul İl Başkanlığı´na bombalı paket gönderme eylemleri akim kalsa da Bostancı´da polisle çatışan terörist ve elindeki mühimmat, örgütün tek başına hareket etmediğini ortaya koydu. Aynı şekilde, eylem yapmalarına izin verilmeden ani baskınlarla güçten düşürülmeye çalışılan Vasat, El Kaide gibi örgütler Devrimci Karargah´tan farklı değil.
Peki, Türkiye´de terör neden tekrar hortlamaya başladı? Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ´un geçen hafta basını bilgilendirme toplantısındaki Türkiye aslında terörle yaşayan bir ülke sözü ne anlama geliyor? İstihbarat kaynaklarına göre, Türkiye´de uyuyan terör hücreleri yeniden uyandırıldı. 50 (dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar örgüt yok) kadar terör örgütü aktif hale geldi. Güvenlik güçlerinin önemli operasyonları ve takibatı sonucunda terör grupları etkisizleştirilmeye çalışılıyor. Terör uzmanları ise yeniden yapılanma yoluna giden örgütlerin önümüzdeki günlerde eylemleriyle tekrar ortaya çıkabileceğini belirtiyor.
Naylon terör örgütleri
Bu süreçte, ´Ergenekon Silahlı Terör Örgütü´ olarak iddia edilen Ergenekon yapılanmasının geliştirdiği ´naylon terör örgütleri´ stratejisi önemli rol oynuyor. Zira, Devrimci Karargah örgütünün Ergenekon´la bağı dava için hazırlanan ikinci iddianamede geçiyor. Aynı şekilde Hizbullah, PKK ve DHKP-C ile Ergenekon ilişkisi de iddianamelerde yer alıyor. Marksist Leninist Komünist Parti´nin (MLKP) Ergenekon tarafından yönlendirildiği iddialar arasında. Aslında bu örgüt üç yıl önce aldığı darbelerle bitme noktasına getirilmişti. Ancak yeniden büyüyen gruplar arasında yer aldı.
Uyandırılmaya çalışılan terör hücreleri, sanki birbirinin devamı ve birlikte hareket ediyor. Devrimci Karargah militanı Orhan Yılmazkaya´nın Kuzey Irak´taki PKK kamplarında eğitim gördüğünün ortaya çıkması bu birlikteliği destekliyor. Devrimci Karargah, sol jargon kullanan ve Hikmet Kıvılcımlı´nın felsefesinde hareket eden bir örgüt. PKK kamplarında sadece Devrimci Karargah militanları eğitim görmüyor. Aynı zamanda PKK ile hiçbir görüş ve ideolojik bağı olmayan örgütler de kamplarda silah ve bomba eğitimi alıyor. İddiaya göre, din eksenli Vasat örgütü militanları PKK kamplarında eğitiliyor ve yer yer PKK´nın eylemlerine destek veriyor. Aslında bu durum geçmişte biraz ortaya çıkmıştı. 2008´de Kuzey Irak´a yönelik kara harekatını protesto eden Demokratik Toplum Partisi (DTP) mitinginde elinde Kura´n-ı Kerim ile halka seslenen Muhittin Eryılmaz Vasat üyesiydi.
Aynı şekilde sol örgütlerin de özellikle Tunceli kırsalında eylem için eğitim aldıkları ileri sürülüyor. Türkiye İşçi Köylü Kurtuluş Ordusu (TİKKO) ve PKK kamplarında eğitimden geçirilen sol örgütler daha sonra şehirlere gönderiliyor. Bütün örgütlerdeki eğitimlerin ana konusu ´metropollerde muharebe taktiği ve bombalama eylemleri.´ Yani, örgütlerin Devrimci Karargah´ta olduğu gibi şehirlerde göğüs göğüse tabir edilen mücadele şeklini hayata geçirmeyi planladıkları belirtiliyor. En basit örgüt elemanı bile bomba yapmayı ve patlatmayı öğreniyor.
Diğer bir iddia, Türkçülük jargonunu kullanan ve kendisini Türk İntikam Tugayı (TİT) olarak lanse eden terör örgütünün diğer örgüt mensuplarına her türlü silahı kullanma konusunda eğitim verdiği. Eğitimler ´özel kuvvetlerin´ aldığı yüksek eğitim kademesi şeklinde oluyor. Bir dönem şehirlerde eylemler yapan Kürdistan Özgürlük Şahinleri (TAK) de bu yapılarla ilişkili. Her örgütün birbirinden habersiz hücreler halinde yapılanma yoluna gittiği vurgulanıyor. Bütün örgütler küçük çaplı, bazıları 10 ila 20 militana sahip. Örneğin Türkiye Devrimci Komünist Partisi (TDKP) az sayıdaki militanı ile hareket ediyor. Fakat sayıları az olsa da ellerindeki cephaneliklerle büyük eylemler yapmaları mümkün. Küçük gruplar halinde hareket eden örgütlerin sansasyonel eylemler yapmak için hareketlendiği konusu istihbarat birimleri tarafından doğrulanıyor.
Geçen hafta Türkiye genelinde üç örgüte yönelik operasyonlarda LAW silahları, el bombaları, A-4, C-4 türü patlayıcılar, özel yapım çelik uçlu mermiler gibi bol miktarda mühimmatın ele geçirilmiş olması olayın vahametini ortaya koyuyor. ´Örgütler, bu cephaneliği nereden buluyor?´ sorusu kafaları karıştırıyor. Aslında, patlayıcıların tür ve biçim olarak aynı olması silahların tek kaynaktan çıktığını ortaya koyuyor. Emniyet birimleri bu bilgiyi doğruluyor. Kuzey Irak´tan getirilen silahlar, bu değerlendirmenin dışında tutuluyor.
Aktif ve uyandırılan terör örgütlerinin ana hedefi toplumu sindirecek, gündemi değiştirecek sansasyonel eylemleri yapmak. Böylece, siyasi otoritede zafiyet meydana getirilecek, Türkiye ana meselelerini bırakıp bu eylemlerle meşgul olacak. ( Aksiyon)
Ergenekon, irtica görüntüsü vermek amacıyla Hizbut- tahrir´i kullanmış
Ergenekon soruşturması kapsamında hazırlanan ikinci iddianamenin ek klasörleri, örgütün ülkeyi kaosa sürüklemek için başvurduğu yöntemleri çarpıcı biçimde ortaya koyuyor. Ergenekon, irtica yanlılarının arttığı izlenimi vermek, belli kesimlerde korku ve paniğe sebep olmak için ´Hizbuttahrir´ örgütünü kullanmış. Sanık Neriman Aydın´ın evinde bulunan kitap ve dokümanlar, Ergenekon´un bu örgütü uzun süredir izlediğini ve yönlendirdiğini gösteriyor. Aydın´ın ajandasında Hizbuttahrir üyelerinin kişisel bilgilerinin yanı sıra nerede nasıl buluştuklarına dair istihbari veriler de yer alıyor.
Hizbuttahrirciler Müslümanları bir halife etrafında tutmayı amaçlıyor. Örgüt, Ürdün, Suriye, Sudan, Kuveyt, Malezya, Özbekistan´ın yanı sıra İngiltere, Almanya ve Danimarka gibi Avrupa ülkelerinde de faaliyet gösteriyor. 28 Şubat´ta devlet kurumları ve askeri birimlere gönderdikleri bildirilerle gündeme gelen Hizbuttahrir, ilginç protestolara da imza attı. 2005 Eylül´ünde İstanbul Fatih ve Ankara Hacıbayram camilerinde cuma namazı sonrası gerçekleştirdiği protesto ile ´irtica´ haberlerine konu olmuştu. Cami önlerinde cübbeyle gerçekleştirdikleri kanunsuz gösterilerle kamuoyu gündemine gelmeye çalışan örgüt, cami cemaatini de kışkırtarak güvenlik güçlerini tahrik etmişti. Örgütün içine sızdırdığı kişiyle Hizbut Tahrir´i yakından izleyen Neriman Aydın´ın evinden örgütün yayınladığı kitap ve belgelerin yanı sıra CD ve dokümanlar da çıktı. Bu bilgi ve belgeleri Ergenekon´a taşıyan isim ise soruşturma kapsamında tutuklanan teğmenlerden Mehmet Ali Çelebi. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı yaptığı soruşturmada örgüt üyesi Kurtça Bektaş, Mahmut Oğuz, Süleyman Solmaz, Rıfat Yıldırım, Rıza Demir gibi isimlerle ilişki kurduğu görülen Mehmet Ali Çelebi´nin bu kişilerle buluştuğunda birtakım yönlendirmelerde bulunduğu görülüyor. Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Hizbuttahrircilerle yakın irtibat halinde bulunan Çelebi, örgütün düzenlediği haftalık ve aylık toplantılara katılarak bilgi akışını sağlamış. Aydın´ın evinde ele geçirilen ve üst kısmında Hizbut Tahrir olarak etiketlenen defterde şunlar yazıyor: Süleyman, Ulus kiler çarşı girişindeki Turkcell telefoncu Rıza arkadaşı. Keçiören sanatoryum konuşma yerleri. Her hafta toplantı yapılıyor, ayda bir büyük toplantı. Aşama aşama hazırlık. CD´ler kalabalık ortamda izleyin.
(04 Mayıs 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: