Emniyette 'paralel yapı' iddialarına ilişkin gözaltına alınan 21 polisten 17'si tutuklandı. 3 gün süren mahkeme süreci bu sabahın erken saatlerinde sona erdi. Polislerin tutuklanma gerekçesi ise; 'Silahlı terör örgütüne üye olma', 'Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme', 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme'. Soruşturmada 1 numaralı şüphelinin Fetullah Gülen olduğu ileri sürülüyordu. Mahkeme kararında bu konuya değinildi ve Gülen'in örgüt lideri olduğuna vurgu yapıldı.
15.02.2015 10:56 "Yasadışı dinleme" soruşturması kapsamında geçtiğimiz Pazar günü düzenlenen operasyonda gözaltına alındıktan sonra savcılık sorguları İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde yapılan 21 polis, Perşembe sabahı tutuklanmaları talebiyle nöbetçi 5. Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edildi.
GAFUR ATAÇ'IN İFADESİ 9 SAAT 18 DAKİKA SÜRDÜ
21 şüpheli polisten 20'sinin ifadesi önceki gece 03.40'ta tamamlayan 5. Sulh Ceza Hakimliği, dün saat 14.00'e kadar ara verdi. 14.00'da emniyet amiri Gaffur Ataç'ın ifadesine başlandı. 9 saat 18 dakika boyunca 45 sayfalık ifade verdiği öğrenilen Gaffur Ataç'ın sorgusu saat 23.18'de bitti.
KARAR SORGULAMA İŞLEMİNDEN 6 SAAT SONRA VERİLDİ
İfadenin bitmesinin ardından savcılığın tutuklama talebini değerlendiren 5. Sulh Ceza Hakimi Cevdet Özcan, 129 sayfa tutan kararını sabaha karşı 05.30'da açıkladı.
17 KİŞİ TUTUKLANDI
Kararda, Şüpheliler Ali Fuat Altuntaş, İsa Ardıç, İsmail Yalınız, Mehmet Işık, Necati Arslan, Muhammet Yasin Akyar, Mustafa Uyanık, Mücahit Gökoğlu, Oğuzhan Ceylan, Erhan Körtek, Gafur Ataç, Mehmet Kuru, Ramazan Avşaroğlu, Selman Yuyucu, Serhat Taner Doğan, Sinan Karataş, Ziya Yalabuk'un üzerlerine atılı 'silahlı terör örgütüne üye olma', 'devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme', 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme' suçlarından ayrı ayrı tutuklanmaları talep edildiği, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın soruşturma dosyasında SEGATE marka WID2FHsF seri numaralı 1000 GB kapasiteli ve SEGATE marka WID2FJB4 seri numaralı 1000 GB kapasiteli 2 adet hard diskin çözümünün yapılması sonucunda 09/01/2015 tarihinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nce rapor düzenlendiği, bu rapora göre telefon görüşmeleri dinlenerek kayda alınan müşteki ve mağdurların ses kayıtları ile ilgili CMK 91/5 maddesi kapsamında yeni deliller elde edildiği, bu kapsamda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ulusal ve uluslar arası yararları bakımından gizli kalması gereken nitelikli görüşmeleri kaydedilen ve bir kısım görüşmeleri sözde Kudüs Terör Örgütü ile irtibatlandırarak iletişim tespit tutanağı haline getirilen Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Prof. Dr. Sayın Ahmet Davutoğlu, Türkiye Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı sayın Bülent Arınç, Türkiye Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı sayın Beşir Atalay, Türkiye Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı sayın Yalçın Akdoğan, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı sayın Hakan Fidan, Adalet ve Kalkınma Partisi 22 ve 23. Dönem milletvekilleri, Milli İstihbarat Teşkilatı Özel Kalem Müdürleri, basın danışmanları, rektörler, TRT ve Anadolu Ajansı Genel Müdürleri, genel müdür yardımcıları ve yetkilileri ile birlikte kamu kurumlarının üst düzey yöneticilerinin telefon görüşmelerinin dinlenerek kayda alındığı tespit edildi" denildi.
ÜÇ SUÇTAN TUTUKLANDILAR
İŞTE TUTUKLANAN İSİMLER
Tüm şüphelilerin bu eylemler sırasında İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde çeşitli zaman dilimlerinde silahlı kolluk kuvveti olarak görev yaptıkları hatırlatılan tutuklama kararında, Oğuzhan Ceylan, Gafur Ataç, Mehmet Işık, serhat Taner Doğan, Necati Arslan, Selman Yuyucu, Ali Fuat Altuntaş, Erhan Körtek, İsa Ardıç, İsmail Yalınız, Muhammed Yasin Akyar, Mustafa Uyanık, Ramazan Avşaroğlu, Ziya Yalabuk, Mücahit Gökoğlu ve Sinan Karataş'ın, silahlı terör örgütüne üye olma", Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme", Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" suçlarından tutuklanmalarına karar verildi.
4 POLİS YURTDIŞI ÇIKIŞ YASAĞI KONARAK SERBEST BIRAKILDI
Hakim Özcan129 sayfalık kararında, şüpheli polisler Halil Akdeniz, Beyzade Ünver, Kılıç Arslan ve İsmail Acer'i, 'yurt dışına çıkış yasağı' adli kontrol yöntemi ile serbest bıraktı.
İŞTE MAHKEME KARARINA GÖRE FETULLAH GÜLEN ÖRGÜTÜ
15.02.2015 17:52 Emniyette 'paralel yapı' iddialarına ilişkin İstanbul merkezli 12 ilde gözaltına alındıktan sonra tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk edilen 21 polis hakkında verilen kararda, şüphelilerin örgütlü bir suç işledikleri belirtilerek, söz konusu örgütün yapısından bahsedildi.
İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliği'nin kararında, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ulusal ve uluslararası yararları bakımından gizli kalması gereken nitelikteki görüşmeleri kaydedilen ve bir kısım görüşmeleri sözde Kudüs Ordusu Terör Örgütü ile irtibatlandırılarak iletişim tespit tutanağı haline getirilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu, bakanlar, bürokratlar ve milletvekillerinin telefon görüşmelerinin dinlenerek kayda alındığı aktarıldı.
-Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığa görüş soruldu-
Soruşturma kapsamında elde edilen yeni deliller doğrultusunda, kayıt altına alınan görüşmelerle ilgili Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı'na ve Başbakanlığa görüş sorulduğu vurgulanan kararda, ''Cumhurbaşkanlığı'nın 26 Ocak 2015 ve Başbakanlığın 6 Şubat 2015 tarihli cevabi yazılarında, söz konusu görüşmelerin 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin güvenliği, iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibariyle gizli kalması gereken' bilgiler kapsamında olduğunun tespit edildiği'' kaydedildi.
Şüpheli polislerin bu eylemlerin işlendiği tarihlerde İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde amir ve memur olarak görev yaptıkları ifade edilen kararda, benzer soruşturmalarda benzer suçların yine bir kısım emniyet müdürlüğü personelinin de şüpheli olarak bulunduğu dosyada örgüt lideri olarak Fethullah Gülen isimli şahsın gösterildiği, bu şahıs hakkında daha önce yakalama kararı çıkarıldığı anımsatıldı.
Kararda, şöyle denildi:
''Bu örgütün görünen ve örtülü iki temel amacının bulunduğu, görünen amacın ahlaklı toplum yetiştirme olduğu gösterilse de asıl amacın Türkiye'de devletin bütün anayasal kurumlarını, güvenlik birimlerini, mülki ve adli yapısını ele geçirmek ve aynı zamanda uluslararası alanda etkili bir siyasi ve ekonomik güç odağı haline gelmek olduğu, bu amaçla doğrudan mevcut sistemi yıkmak yerine tüm devlet organlarında, yerel yönetimlerde ve sivil sektörde örgütlenerek devlet yönetimini kontrol altına alabilmek ve tüm kadrolara kendi mensuplarının getirilmesi hedeflenmiştir.
Örgütün bilinen yasa dışı örgütlerden çok daha sıkı bir hiyerarşik yapısının bulunduğunun birçok kişi veya kurum tarafından dile getirildiği, örgüt liderine doğrudan bağlı, 'Tayin heyeti', 'İstişare kurulu', 'Mollalar grubu' ve 'Meclis' olarak adlandırılan birimlerin yer aldığı, üst örgüt organlar olarak bu birimler tarafından sevk ve idare edildiği, mecliste alınan kararların örgüt mensuplarınca silsile yolu ile en alt birimlere kadar iletildiği, bu talimatların hiyerarşi içerisinde gizliliğe, istihbarata ve sır saklamaya özen gösterilerek koşulsuzca yerine getirildiği, örgütün ilk kurulduğundan beri 'devlet içerisinde örgütlenme' gayesi ile hareket ettiği tespit edilmiştir.''
-Kod isim kullanıyorlar-
Kararda, bu örgütlenme anlayışının bir hiyerarşik düzene göre hareket eden bir yapıya göre davranmasının söz konusu olduğu ifade edilerek, kamu kurumlarının hassas noktalarında görev alan örgüt mensubu kişilerin kod isim kullandıkları, itaat ve bağlılık vurgusu yapılan bir metin doğrultusunda kutsal değerler üzerine yemin ettirilerek örgütlerine koşulsuz sadakatlerinin sağlandığı vurgulandı.
Örgütün legal görünümlü birçok faaliyetinin de bulunduğu, bu faaliyetler çerçevesinde ekonomik gücünün yüksek olduğu belirtilen kararda, devletin hassas ve etkili kurumları içerisindeki kadroların sağladığı avantajlardan faydalandıkları, bu amaçla siyasal operasyonlara kalkıştıkları, devletten bağımsız bir dış politika oluşturmaya çalıştıkları kaydedildi.
-Elde ettikleri bilgileri ''tehdit ve şantaj'' amaçlı kullanıyorlar-
Örgütün önemli hedefinin yasal ve yasa dışı dinleme, izleme, raporlar ile elde ettiği bilgileri, tehdit ve şantaj olarak kullanıp, Türkiye'de devletin bütün anayasal kurumlarını, güvenlik birimlerini, mülki ve adli yapısını ele geçirip, uluslararası düzeyde büyük ve etkili bir siyasi ve ekonomik güç haline gelmeye çalıştığı aktarılan kararda, şöyle devam edildi:
''Bu hali ile bir terör örgütü olarak vasıflandırılması gerektiği, söz konusu yapılanma incelendiğinde tanımlanan terör örgütüne uyduğu, Fethullah Gülen örgütü isimli yapılanmanın, Terörle Mücadele Kanunu'nun 1. ve 7. maddeleri ile Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin Balyoz davasındaki kararı dikkate alındığında, bu yapının cebir ve şiddet unsuru da içerdiği, buna göre bu yapının anayasada belirtilen cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, devletin ve cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla kurulmuş terör örgütü niteliğinde olduğu tespit edilmiştir.''
-''Silahlı bir güç''-
Bu amaçla, örgüt lideri olan Fethullah Gülen hakkında da yakalama kararı çıkarıldığı anımsatılan kararda, şüphelilerin İstanbul Emniyet Müdürlüğü içerisinde görev ifa etmeleri nedeniyle zaten silahlı bir güç oldukları, dosya kapsamında eylemleri tek tek tespit edilen şüphelilerin eylemlerden sorumlu oldukları, birbirlerinin eylemlerinden haberdar oldukları, dayanışma içerisinde bulunduklarının anlaşıldığı vurgulandı.
Şüpheli polislerin tek tek yaptıkları eylemlerin sıralandığı kararda, şüphelilerin, tüm devlet yetkililerinin ve üst düzey bürokratların dinlendiği ve görüşmelerinin iletişim tespit tutanağı haline getirildiği söz konusu soruşturmalarda görev aldıkları, herhangi bir suç unsuru taşımadığı halde üst düzey bürokratların yaptıkları görüşmeleri terörle ilişkilendirmek amacıyla iletişim tespit tutanağı haline getirdikleri kaydedildi.
Hakimlik kararında, şüpheliler Ali Fuat Altuntaş, İsa Ardıç, İsmail Yalınız, Mehmet Işık, Necati Arslan, Muhammet Yasin Akyar, Mustafa Uyanık, Mücahit Gökoğlu, Oğuzhan Ceylan, Erhan Körtek, Gafur Ataç, Mehmet Kuru, Ramazan Avşaroğlu, Selman Yuyucu, Serhat Taner Doğan, Sinan Karataş ve Ziya Yalabuk'un, haklarında kuvvetli suç şüphesi olduğu, kaçma ve delilleri yok etme ihtimali, tanık ve mağdurlar üzerinde baskı oluşturma şüphesi bulunduğu, adli kontrol tedbiri uygulamasının bu aşamada yetersiz kalacağı göz önüne alınarak, ''silahlı terör örgüte üye olmak'', ''casusluk'' ve ''Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs' suçlarından tutuklanması kararlaştırıldı.
Hakimlik, diğer şüpheliler Kılıç Arslan, Beyzade Ünver, Halil Akdeniz ve İsmail Acer'in, haklarında yurt dışına çıkış yasağı konularak serbest bırakılmasına hükmetti. (AA)
(15 Şubat 2015, 10:56), son güncel.: (15 Şubat 2015, 17:52)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: