Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a yapılacak suikastı ihbar ederek 'Paralel Yapı'nın Cumhuriyet Halk Partisinin yeniden dizayn edilmesine yönelik bir girişimini deşifre ettiğini iddia eden genç iş adamı Kahraman Şeref Kasap, 09/12/2014 tarihinde yoğun güvenlik önlemleri altında getirildiği Çağlayandaki İstanbul Adliyesinde 'Paralel Yapı' ile bağlantılı olduğu şüphesiyle İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevlileri ve dönemin Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreteri Önder Sav hakkında suç duyurusunda bulundu. Konuyla ilgili davada karar duruşması 3 gün sonra.. CHP'nin yeniden dizaynı ve Baykal kasetinde paralel yapı parmağı.. İlginç bulgular.. İlginç zamanlama..
27.12.2014 10:33 Abdullah Harun (kontrgerilla.com) - (Eski) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a yapılacak suikastı ihbar ederek “Paralel Yapı”nın Cumhuriyet Halk Partisinin yeniden dizayn edilmesine yönelik bir girişimini deşifre ettiğini iddia eden genç iş adamı Kahraman Şeref Kasap, 09/12/2014 tarihinde yoğun güvenlik önlemleri altında getirildiği Çağlayandaki İstanbul Adliyesinde “Paralel Yapı” ile bağlantılı olduğu şüphesiyle İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevlileri ve dönemin Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreteri Önder Sav hakkında suç duyurusunda bulundu.
BAYKAL’IN SUİKAST İHBARCISINDAN “PARALEL YAPI’YA” SUÇ DUYURUSU
Kasap, suç duyurusunda;
15.04.2010 günü İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne gönderdiği; Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün, Başkan yardımcısı Osman Şevket Aslan aracılığı ile organize suç örgütü lideri Mithat Yılmaz’a CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı her iki dizinden vurması (yaralaması) talimatı verdiğine ilişkin elektronik posta (e-mail) ihbarının yirmi bir (21) günlük gecikmeden sonra Cumhuriyet Başsavcılığına bildirildiğini ve 06.05.2010 tarihinde Şişli Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldığını (Soruşturma No: 2010/21902),
İhbarı ile ilgili soruşturma izni verilen 06.05.2010 tarihini 07.05.2010 tarihine bağlayan gece Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal’a ait olduğu iddia edilen ve halen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturması (Soruşturma No: 2011/1544615) devam eden özel hayatın gizliliğini ihlal eden videonun yayınlandığını,
Soruşturmanın ikinci (2.) günü 08.05.2010 tarihinde ise Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreteri ÖNDER SAV’ın partisinin Merkez Yürütme Kurulu üyeleriyle birlikte gerçekleştirdiği canlı yayınlanan basın açıklamasıyla bir şekilde ulaştığı/ele geçirdiği soruşturma dosyasının en önemli ve tek bilgi kaynağı olan elektronik posta (e-mail) ihbarının içeriğinin tamamını kamuoyuna ve dolayısıyla ihbarda isimleri geçen kişilere ve bu kişilerin yakınlarına ihbarın içeriğiyle ilgili soruşturma başlatıldığını haber vermek suretiyle soruşturmanın gizliliğini ihlal ederek ihbarda isimleri geçen şüphelilerin ihbar konusu olayla ilgili suç delillerini karartmalarına imkân sağladığını,
Suikast yapılacağına dair delillerin ortadan kaldırılmasının akabinde ihbarda isimleri geçen şüphelilerin müşteki konumuna geçtiğini,
Canını tehlikeye atan kendisinin ise sanık olarak İstanbul 36. Asliye Ceza Mahkemesinde açılan davada iftira, suç uydurma, halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit, hürriyeti tahdit, ve bilişim sistemlerine hukuka aykırı olarak girme ve orada kalma suçlarını işlediği iddiasıyla; hukuki dayanaktan yoksun, hukuki bir metin olmaktan ziyade, Türkiye Cumhuriyeti Devleti içindeki paralel yapıyla bağlantılı olması muhtemel derin devlete hizmet ederek hukuka aykırı davranışlar sergileyen kimliği belirli/belirsiz şüphelileri görmezlikten gelerek, korku ve vehimlerden hareketle geleceğe yönelik spekülatif öngörülere yer veren kurgusal bir metin niteliğindeki iddianame ile hali hazırda yargılandığından bahsederek;
Dönemin Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreteri Önder Sav ile olayda sorumluluğu bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevlilerinin tespit edilerek haklarında kamu davası açılmasını talep etmiştir.
Edinilen son bilgiye göre; Baykal’a Suikast İhbarı davasının karar duruşması, 30 Aralık 2014 günü saat : 10.00’ da İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesinde görülecek!
İŞTE O SUÇ DUYURUSU
İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA
MÜŞTEKİ : KAHRAMAN ŞEREF KASAP (T.C.Kimlik No.:)
MÜŞTEKİ Tel: ... E-Posta: kahramanserefkasap@hotmail.com
ŞÜPHELİLER : 1..İSTANBUL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ GÖREVLİLERİ
ŞÜPHELİLER : 1..(Savcılık makamınca re ’sen tespit edilecek olan şüpheliler)
ŞÜPHELİLER : 2. ÖNDER SAV (Eski CHP Genel Sekreteri)
ŞÜPHELİLER : 1..Anadolu Bulvarı No: 12 Söğütözü / ANKARA
ŞÜPHELİLER : 3. RE’SEN TESPİT EDİLECEK ŞÜPHELLER
ŞÜPHELİLER : 1..( Savcılık makamınca re ‘sen tespit edilecek olan şüpheliler)
SUÇ TARİHİ : Fiile ıttıla tarihi 15/04/2010.
KONU : 2010 Yılı Mayıs ayında dönemin Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal’a yönelik Suikast İhbarımın sumen altı edilmesi, delillerin karartılmasına imkân sağlanarak soruşturmanın gizliliğinin ihlal edilmesi ve akabinde soruşturmanın seyrinin değiştirilerek yargılanmama neden olan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti içindeki paralel yapıyla bağlantılı olması muhtemel derin devlete hizmet ederek hukuka aykırı davranışlar sergileyen şüphelilerin tespit edilerek gerekli cezai soruşturmanın yapılması talebimden ibarettir.
AÇIKLAMALAR :
Edindiğim bilgiler doğrultusunda tarafımdan, 15.04.2010 günü İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne; Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün, Başkan yardımcısı Osman Şevket Aslan aracılığı ile organize suç örgütü lideri Mithat Yılmaz’a CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı her iki dizinden vurması (yaralaması) talimatı verdiğine ilişkin elektronik posta (e-mail) ihbarı gönderilmiştir. (EK-1: 5301 Nolu İhbar)
Türkiye Cumhuriyeti Devleti içindeki paralel yapıyla bağlantılı olması kuvvetle muhtemel derin devlete hizmet edenler tarafından, Cumhuriyet Halk Partisinin yeniden dizayn edilmesinin amaçlandığından habersizce, edindiğim ve yanılma paylarının çok düşük olduğu bazı eklemeler yaparak sadece Deniz Baykal’a yapılması muhtemel suikastın önlenmesine yardımcı olmak amacıyla ilgili emniyet birimini haberdar etmekten ibaret olan ihbarım maalesef ki benim hayatımı altüst etmiştir. İşlerine çomak soktuğum bu yapı tarafından haksız suçlamalara maruz bırakılarak yargılanmam sağlanmıştır. Belki de hiç suçum olmadığı halde ceza almam da sağlanacaktır. Nitekim yargılandığım İstanbul 36. Asliye Ceza Mahkemesinde 30 Aralık 2014 günü görülecek duruşma muhtemelen karar duruşması olacaktır.
İlgili davanın soruşturma safhasındaki usul ve esasa ilişkin hukuka aykırılıkların irdelenmesi amacıyla tarafımdan 15.06.2012 tarihinde Kovuşturmanın Genişletilmesi (Tevsii Tahkikat) talebinde bulunulmuş lakin on üç (13) ay sonra 19.07.2013 tarihli celsede “sanığın 15/06/2012 tarihli dilekçesinde kovuşturmanın genişletilmesi ile ilgili talepleri yargılamaya bir katkısı olmayacağı anlaşıldığından reddine” şeklinde karar verilmiştir.
Cumhuriyet Halk Partisini yeniden dizayn edenlerin; isimlerinin ve konumlarının deşifre olmaması için kendi suç ve suç delillerini benim suikast ihbarımı asılsızmış gibi göstermek üzere sarf ettikleri çabalarının ortaya çıkarılmasını sağlamak amacıyla sayın makamınıza başvurmak zorunluluğu doğmuştur.
1-) Şüpheli, İSTANBUL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ GÖREVLİLERİ; 'CMK.MD.158/4, 161/1-2, KY.MD. 6, PVSK MD.EK-6' hükümlerine aykırı hareket ederek, “Delillerin Karartılması” na imkân sağlayacak şekilde “Görevi Kötüye Kullanma/İhmal” suçlarını işlemişlerdir.
Şöyle ki, şikâyetime konu, elektronik posta (e-mail) ihbarı (EK-1: 5301 NOLU İHBAR); 15.04.2010 tarihinde İSTANBUL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ ORGANİZE SUÇLARLA MÜCADELE ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ’ ne gönderilmesine rağmen, cumhuriyet savcılığı bu gelişmeden ancak yirmi bir (21) gün sonra 05.05.2010 tarihinde haberdar edilmiştir.! (EK-2: İSTANBUL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN 05.05.2010 TARİH VE B.05.1.EGM.4.34.00.16.15.ORG.ŞUÇ.ÖR.BR.A-3.10/2870 SAYILI E-POSTA İHBARI KONULU YAZISI.)
Bu durum; 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun "İhbar ve Şikâyet" kenar başlıklı 158 inci maddesinde; "(4) Bir kamu görevinin yürütülmesiyle bağlantılı olarak işlendiği iddia edilen bir suç nedeniyle, ilgili kurum ve kuruluş idaresine yapılan ihbar veya şikâyet, gecikmeksizin ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir." , “Cumhuriyet savcısının görev ve yetkileri” kenar başlıklı 161 inci maddesinde; “(1) Cumhuriyet savcısı, doğrudan doğruya veya emrindeki adlî kolluk görevlileri aracılığı ile her türlü araştırmayı yapabilir.” (2) Adlî kolluk görevlileri, el koydukları olayları, yakalanan kişiler ile uygulanan tedbirleri emrinde çalıştıkları Cumhuriyet savcısına derhâl bildirmek ve bu Cumhuriyet savcısının adliyeye ilişkin bütün emirlerini gecikmeksizin yerine getirmekle yükümlüdür.” , Adli Kolluk Yönetmeliğinin "Görev ve Yetkiler" kenar başlıklı 6 ncı maddesinde; "Adlî kolluk görevlileri, kendilerine yapılan bir suça ilişkin ihbar veya şikâyetleri; el koydukları olayları, yakalanan kişiler ile uygulanan tedbirleri derhâl Cumhuriyet savcısına bildirir ve Cumhuriyet savcısının emri doğrultusunda işin aydınlatılması için gerekli soruşturma işlemlerine başlar." ve 2559 Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun "Adli Görev ve Yetkiler" kenar başlıklı EK-6 ncı maddesinde; "Polis, suçun delillerini tespit etmek amacıyla, Cumhuriyet savcısının emriyle olay yerinde gerekli inceleme ve teknik araştırmaları yapar, delilleri tespit eder, muhafaza altına alır ve incelenmek üzere ilgili yerlere gönderir. Şeklindeki hükümlerine aykırıdır.!
2-) Şüpheli, ÖNDER SAV, 'CMK.MD.157/1' hükmüne aykırı hareket ederek, “Delillerin Karartılması” na imkân sağlayacak şekilde “Soruşturmanın Gizliliğini İhlal” suçlarını işlemişlerdir.
Şöyle ki, şikâyetime konu, elektronik posta (e-mail) ihbarı ile ilgili 06.05.2010 tarihinde Şişli Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma, (Soruşturma No:2010/21902 08.05.2010 tarihinde dönemin Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreteri ÖNDER SAV’ın partisinin Merkez Yürütme Kurulu üyeleriyle birlikte gerçekleştirdiği canlı yayınlanan basın açıklamasıyla bir şekilde ulaştığı/ele geçirdiği soruşturma dosyasının en önemli ve tek bilgi kaynağı olan elektronik posta (e-mail) ihbarının içeriğinin tamamını kamuoyuna ve dolayısıyla ihbarda isimleri geçen kişilere ve bu kişilerin yakınlarına ihbarın içeriğiyle ilgili soruşturma başlatıldığını haber vermek suretiyle soruşturmanın gizliliğini ihlal ederek ihbarda isimleri geçen şüphelilerin ihbar konusu olayla ilgili suç delillerini karartmalarına imkân sağlamıştır. (EK: 3 Basın Toplantısına ait videoyu içerir DVD)
Bu durum; 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun "Soruşturmanın Gizliliği" kenar başlıklı 157 inci maddesinde; " (1) Kanunun başka hüküm koyduğu hâller saklı kalmak ve savunma haklarına zarar vermemek koşuluyla soruşturma evresindeki usul işlemleri gizlidir.” şeklindeki hükmüne aykırıdır!
Sonuç itibariyle; 15.04.2010 günü İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne gönderdiğim; Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün, Başkan yardımcısı Osman Şevket Aslan aracılığı ile organize suç örgütü lideri Mithat Yılmaz’a CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı her iki dizinden vurması (yaralaması) talimatı verdiğine ilişkin elektronik posta (e-mail) ihbarı(EK-1: 5301 Nolu İhbar) yirmi bir (21) günlük gecikmeden sonra Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilmiş ve 06.05.2010 tarihinde Şişli Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatılmıştır. (Soruşturma No: 2010/21902) İhbarım ile ilgili soruşturma izni verilen 06.05.2010 tarihini 07.05.2010 tarihine bağlayan gece Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal’a ait olduğu iddia edilen ve halen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturması (Soruşturma No: 2011/1544615) devam eden özel hayatın gizliliğini ihlal eden video yayınlanmıştır! Soruşturmanın ikinci (2.) günü 08.05.2010 tarihinde ise Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreteri ÖNDER SAV’ın partisinin Merkez Yürütme Kurulu üyeleriyle birlikte gerçekleştirdiği canlı yayınlanan basın açıklamasıyla bir şekilde ulaştığı/ele geçirdiği soruşturma dosyasının en önemli ve tek bilgi kaynağı olan elektronik posta (e-mail) ihbarının içeriğinin tamamını kamuoyuna ve dolayısıyla ihbarda isimleri geçen kişilere ve bu kişilerin yakınlarına ihbarın içeriğiyle ilgili soruşturma başlatıldığını haber vermek suretiyle soruşturmanın gizliliğini ihlal ederek ihbarda isimleri geçen şüphelilerin ihbar konusu olayla ilgili suç delillerini karartmalarına imkân sağlamıştır. Suikast yapılacağına dair delillerin ortadan kaldırılmasının akabinde ihbarda isimleri geçen şüpheliler müşteki, canını tehlikeye atarak ihbarı yapan ben ise sanık olarak İstanbul 36. Asliye Ceza Mahkemesinde açılan davada iftira, suç uydurma, halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit, hürriyeti tahdit, ve bilişim sistemlerine hukuka aykırı olarak girme ve orada kalma suçlarını işlediğim iddiasıyla; hukuki dayanaktan yoksun, hukuki bir metin olmaktan ziyade, Türkiye Cumhuriyeti Devleti içindeki paralel yapıyla bağlantılı olması muhtemel derin devlete hizmet ederek hukuka aykırı davranışlar sergileyen kimliği belirli/belirsiz şüphelileri görmezlikten gelerek, korku ve vehimlerden hareketle geleceğe yönelik spekülatif öngörülere yer veren kurgusal bir metin niteliğinde ki iddianame ile hali hazırda yargılanmaktayım.
Cumhuriyet Halk Partisinin yeniden dizayn edilmesi için istifa ettirilmesi gereken Genel Başkan Deniz Baykal’a yönelik silahlı suikast, ihbarım ile deşifre olmuş ise de ne yazık ki videolu suikast girişimi engellenemeyerek özel hayatın gizliliğini ihlal eden videolu suikast ile Deniz Baykal’ın 10.05.2010 günü istifa etmesi sağlanarak Cumhuriyet Halk Partisi yeniden dizayn edilmiştir.
Hal böyleyken, Ergenekon soruşturması başta olmak üzere kimliği belirsiz kişilerce yapılan ihbarlarla şok baskınlar yapan emniyet güçlerinin ülkenin ana muhalefet partisi genel başkanına yapılması muhtemel belki de telafisi mümkün olmayacak bir suikast ihbarını kanunlara aykırı hareket ederek yirmi bir (21) gün boyunca cumhuriyet savcılığına bildirmemesi üzeri örtülebilecek ve sorumluları cezasız bırakılabilecek bir konu değildir. Takdir sayın Cumhuriyet Başsavcılığınızındır.
HUKUKİ DELİLLER : Suça konu ihbar örneği (EK-1), İstanbul Emniyet Müdürlüğünün soruşturma izni yazısı (EK-2), Önder SAV’ın 08.05.2010 tarihli Basın Açıklaması’na ait video içerir DVD (EK-3), soruşturma safhasında başkaca delil sunma ve tanık dinletme haklarım saklı kalmak kaydı ile her türlü yasal delil.
İSTEM VE SONUÇ : Yukarıda açıkça arz ile izah ettiğim ve sayın savcılığınızca re ’sen tespit edilecek nedenlerle, şikâyetime konu elektronik posta (e-mail) ihbarımı yirmi bir (21) gün boyunca Cumhuriyet Başsavcılığına bildirmeyen olayda sorumluluğu bulunan İSTANBUL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ görevlileri ile soruşturmanın ikinci (2.) günü ihbarda isimleri geçen şüphelilerin suç delillerini karartmalarına imkân sağlayacak şekilde soruşturmanın gizliliğini ihlal eden suç tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreteri olan ÖNDER SAV hakkında eylemlerine uyan TCK.’ nın ilgili maddelerince kamu davası açılmasına ve cezalandırılmalarının sağlanmasına karar verilmesini saygıyla arz ve talep ederim. 09/12/2014 Kahraman Şeref KASAP.
DOĞAN VE PARALEL MEDYALAR KÖR SAĞIR
KARAR DURUŞMASI 3 GÜN SONRA
Suç duyurusu bu şekilde.. Deniz Baykal’a Suikast İhbarı Davası’nda karar duruşması 30 Aralık sabahı İstanbul 36. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Şu ana kadar 16 duruşma yapıldı. Şişli Belediyesi'ndeki son gelişmelerin odağında yer alan eski belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün Baykal'a suikast olayında da odakta yer aldığı görülüyor. Ancak bu olay niçin kamuoyunda pek duyulmadı acaba?.. Malum Doğan medyası ve paralel medya bu olayı kasıtlı olarak mı görmezden geliyor?.. Abuk subuk iddiaları haber diye manşetten günlerce duyuran DP medyası (Doğan-Paralel medya) bu şok iddiaya karşı niçin böyle kör-sağır kesilmekte?..
Olayın başlangıcını teşkil eden mail ihbarı nasıl o dönem paralel poliste günlerce örtbas edildiyse, ardından soruşturma dosyasını ele geçirip ihbarcıya müfteri diye baskı kurulduysa herhalde Doğan ve Paralel medyaların olaya kör-sağır kesilmesi de aynı kapsamda olmalı.. Düşünün ya olay tersi olsaydı. Yani odakta CHP değil AK Parti yer almış olsaydı kör-sağır kesilme mi söz konusu olurdu yoksa fırtına durumu mu?..
BAYKAL VİDEOSU İLE BAĞLANTI: ZAMANI KULLANMA SANATI
“Deniz Baykal’la ilgili suikast” ihbarı, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne 15 Nisan 2010 tarihinde yapıldı. Kahraman Şeref Kasap’ın ihbarı Emniyet görevlilerince savsaklandı. Cumhuriyet Savcılığı’na 21 gün sonra bildirildi. Ve 6 Mayıs 2010’da Şişli Cumhuriyet Savcılığı’nca soruşturma başlatıldı. Tesadüfe(!)bakın, Deniz Baykal’ın kaseti ise 6 Mayıs’ı 7 Mayıs’a (2010) bağlayan gece yarısı internet üzerinden yayınlandı.
Hanefi Avcı'nın 4 yıl önce Türkiye'yi sarsan "Haliç'te Yaşayan Simonlar" kitabında dile getirdikleri uçuk bulunmuş, paranoyakça ve savunma psikolojisiyle söylenmiş saçmalıklar diye geçiştirilmişti. Ancak 4 yıl sonra ne kadar haklı olduğu görüldü. Avcı'nın Yargıtay tarafından cezasının onanmasının ardından birkaç gün önce bir kez daha dile getirdiği "Deniz Baykal ve MHP'ye yapılan kaset olayları cemaatin işi. Bundan adım kadar eminim" sözlerini de (1) bu bağlamda hatırlamalı. Dolayısıyla CHP'nin "Baykal out-Kılıçdaroğlu in" dizaynında Paralel Yapının işbirliği yaptığı şüphesini ve somut bulguları da yukarıdaki suç duyurusuna ek delil diye eklemeli..
(Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(1) Kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=6498
(27 Aralık 2014, 10:33)
Haberle doğrudan ilgili diğer haberlerimiz:
BAYKAL´A KASET KOMPLOSU MANŞETLERİMİZ
Paralel yapı-Polis uzantıları manşetlerimiz
Paralel yapı-CHP bağlantısı manşetlerimiz
Paralel yapı-Çeşitli davalardaki kumpaslar manşetlerimiz
Paralel yapı-Hanefi Avcı'nın cemaat iddiaları manşetlerimiz
Paralel yapıya dair deliller manşetlerimiz
Paralel yapı-Suç duyuruları manşetlerimiz
PARALEL YAPI İLE İLGİLİ TÜM HABERLERİMİZ
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: