Yeni HSYK'dan paralel yapıya ilk şok, mini kararname ile geldi. Kurul, kendi bünyesindeki cemaate yakın olduğu iddia edilen başmüfettiş ve tetkik hâkimlerini taşraya sürdü. Paralel Yapı'nın HSYK seçimlerinde adayı olarak anılan ve daha önce Gülen'in yaşadığı Pensilvanya'da iki yıl kadar kaldığı öğrenilen Ayşe Neşe Gül Ankara Hâkimliği'nden Edirne Hâkimliği'ne gönderildi. Yine HSYK Başmüfettişi olarak görev yapan eşi Cevat Gül de Edirne'ye düz savcı olarak atandı. 12 Ekim HSYK seçimlerinde Paralel Yapı'nın HSYK adayı Kurul Tetkik Hâkimi İdris Berber Elazığ Hâkimliği'ne atandı. Cemaatin hakim olduğu önceki HSYK'nın kilit isimleri sayılan çok sayıda başmüfettişler çeşitli illere düz savcı olarak gönderildi. 80 kişiyi kapsayan adli ve idari yargı kararnamesi, yargı kulislerinde, HSYK içindeki paralel yapıyı tasfiye amaçlı değerlendirildi. Kararname paralel kesimlerde tepki ile karşılandı.
29.11.2014 14:54 HSYK 1. Dairesi, önceki gün 80 kişilik bir kararname yayımlayarak paralel yargıya yönelik operasyonu başlattı. Kararname kapsamında HSYK’da görevli 24 başmüfettiş ve müfettiş ile 11 tetkik hâkimi, kurum dışına gönderildi. Adalet Bakanlığı’nda görev yapan görevli 32 tetkik hâkimi de kararname ile bakanlıktan uzaklaştırıldı ve taşraya atandı. Bir dönem Adalet Bakanlığı Kanunlar Genel Müdürü olarak görev yapan Yüksek Müşavir Yüksel Hız Antalya savcısı oldu.
HSYK dışına atanan müfettiş ve tetkik hâkimlerinin yargıda cemaate yakın isimlerden olduğu iddia edildi. HSYK seçimlerine cemaatin desteklediği listeden aday olan HSYK Tetkik Hâkimi İdris Berber, Elazığ Hâkimliği’ne getirildi. HSYK Başmüfettişi Cevat Gül, Edirne Savcılığı’na getirilirken eşi olan Ankara Hâkimi Ayşe Neşe Gül de Edirne Hâkimi oldu. Yargıç Gül de cemaat destekli olduğu öne sürülen listeden kurul üyeliğine aday olmuştu. Deniz Feneri savcıları hakkında evrakta sahtecilik suçundan yargılanmaları gerektiği yönünde rapor hazırlayan başmüfettiş Arif Kavasoğlu ise Gaziantep Savcılığı’na atandı.
DETAYLAR
12 Ekim’deki Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) seçimlerinden sonra göreve başlayan yeni HSYK Birinci Dairesi önceki gün (27 Kasım) 80 kişilik adli ve idari yargı kararnamesi yayınladı. Yargı kulislerinde, bu kararname “HSYK’daki paralel yapıyı tasfiye kararnamesi” olarak nitelendirildi.
İki HSYK adayı gitti
HSYK’nın 74 kişilik adli yargı kararnamesinde 12 Ekim’deki seçime bağımsız giren iki kritik ismin alınması dikkat çekti. Kararnameyle, son HSYK seçimlerinde “cemaatin” desteklediği iddia edilen bağımsız adaylar arasında bulunduğu öne sürülen Ankara hakimi Ayşe Neşe Gül ile HSYK Başmüfettişi olan kocası Cevat Gül, Edirne’ye atandı. Ayşe Neşe Gül Edirne’ye hakim olarak atanırken, kocası da aynı ile düz savcı olarak gönderildi.
İdris Berber tapu kayıtlarını yayınlamıştı
Seçime bağımsız aday olarak giren diğer isim İdris Berber ise HSYK Tetkik Hâkimliği’nden Elazığ Hâkimliği’ne atandı. Berber, propaganda çalışmaları sırasında yaptığı harcamalar için evini sattığını iddia edip adalet.org’ta tapu kayıtlarını yayınlamıştı.
Deniz Feneri müfettişi artık düz savcı
Adli yargı kararnamesiyle, Deniz Feneri soruşturmasını yürüten Cumhuriyet savcılarının resmi belgede sahtecilik ve görevi kötüye kullanmak suçundan Yargıtay’da yargılanıp beraat ettikleri davadaki HSYK soruşturmasına ilişkin raporu hazırlayan HSYK Başmüfettişi Arif Kavasoğlu da Gaziantep’e düz savcı olarak atandı. Kavasoğlu’nun yanı sıra 23 HSYK Başmüfettişi ve Müfettişi de çeşitli illerde düz savcı olarak görevlendirildi. Kararname ile Adalet Bakanlığı ve HSYK’da görevli 46 tetkik hakiminin görev yerleri de değiştirildi.
Kanunlar genel müdürü de kararnamede
Kararnamede Adalet Bakanlığı’nda bir süre Kanunlar Genel Müdürü olarak görev yapan ve daha sonra bakanlık Yüksek Müşavirliği’ne çekilen Yüksel Hız da ilk sırada Antalya Hâkimi olarak atandı. HSYK’nın 80 kişilik kararnamesinde 12 Ekim’deki seçime cemaat adına katıldıkları iddia edilen iki kritik ismin alınması dikkat çekti. Kurul Başmüfettişleri Mustafa Yılmaz, Abdulvahap Yılmaz, Hasan Hendek, Mustafa Duran ve Eşref Köse Samsun, Kütahya, Afyonkarahisar ve Sivas gibi illere savcı olarak gönderildi. Kurul Başmüfettişleri Mustafa Yılmaz, Abdulvahap Yılmaz, Hasan Hendek, Mustafa Duran ve Eşref Köse Samsun, Kütahya, Afyonkarahisar ve Sivas gibi illere savcı olarak gönderildi.
Kendi kadrosunu oluşturuyor
Yargıçlar Sendikası Genel Sekreteri Mustafa Karadağ Hürriyet Dünyası’na, “HSYK’nın ilk kararnamesinin tasfiye kararnamesi olduğunu belirterek, “Yeni HSYK kendi kadrosunu oluşturuyor. Beraber çalışmayı istemediği ve güvenmediği müfettişleri ve tetkik hakimleri tasfiye edildi. Bu nedenle bu kararname kritik önem taşıyor” dedi.
56 kişilik eş birleştirme kararnamesi
HSYK 1. Dairesi, adli yargıda 50, idari yargıda 6 kişiden oluşan 56 kişilik eş birleştirme kararnamesi de yayımlandı.
PARALEL YAPIDAN KARARNAME TEPKİSİ
Öte yandan kararnameye paralel kesimlerde tepki gösterildi. Paralel medyanın merkez yayın organı olarak nitelendirilen Zaman gazetesinde kararname haberi "HSYK müfettişlerine kıyım kararnamesi" başlığıyla verildi. Haberde şu satırlar yer aldı:
"Mart ayında HSYK’nın yapısını değiştiren kanunla bütün müfettişlerin ve tetkik hâkimlerinin görevine son verilmişti. Görevine son verilen hâkim ve savcıların bazıları tekrar HSYK’da görevlendirilmişti. Anayasa Mahkemesi kanunun bazı maddelerini iptal etmesine rağmen kararın geriye yürümemesi sebebiyle değişik adliyelerde görevlendirilen hâkim ve savcılar görevlerine dönememişti. 12 Ekim’de gerçekleştirilen seçimlerden sonra Yargıda Birlik Platformu üyelerinin çoğunluğu ele geçirdiği HSYK’da 1. Daire ilk iş olarak tetkik hâkimleri ve müfettişlere kıyım kararnamesi hazırladı.
Daha önce Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı ve Kanunlar Genel Müdürlüğü yapan Adalet Bakanı Yüksek Müşaviri Yüksel Hız, Antalya’ya hâkim olarak atandı. Kararnamede, HSYK üyeliğine bağımsız aday olan HSYK Başmüfettişi Dr. İdris Berber ile Ankara Hâkimi Ayşe Neşe Gül de yer aldı. Berber, Elazığ Hakimliği’ne, Gül eşiyle birlikte Edirne’ye atandı. Atamada kıdem esası da gözetilmedi. Birinci sınıfa ayrılan bazı hâkimler daha düşük sınıftaki adliyelerde görevlendirildi. HSYK tarafından sürgün edilen isimler arasında, Aktroller tarafından Twitter üzerinden linç edilen bazı isimler de yer aldı. Hakim ve savcılar kış ortasında Edirne’den Diyarbakır’a kadar uzak bölgelere gönderildi. Kış ortasında hâkim ve savcıların nasıl taşınacağı ve çocuklarının okul durumları düşünülmeden uzak bölgelere atanması yargı camiası tarafından tepkiyle karşılandı."
CEMAATİN HSYK ADAYI BERBER'DEN TEPKİ
Cemaat içinden bir başka tepki de kararname ile Elazığ'a gönderilen HSYK Tetkik Hakimi Dr. İdris Berber'den geldi. 12 Ekim'deki Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu seçimlerine cemaat adına bağımsız aday olarak katılan ancak kazanamayan ve kararnameyle Elazığ’a sürgün edilen Berber, kararnameye tepki gösterdi. Berber, kendisinin kurumun yıpranmaması amacıyla atama talep ettiğini belirterek bu talebinin önce gündeme alındığını belirtti. Berber, talebinin Kurul’un 1 numaralı gündemi olduğu halde, “sen gidemezsin, biz seni göndeririz” denilerek 2. Sıraya alındığını savundu. Daha sonra hazırlanan kararnameyle Elazığ’da görevlendirilen Berber’in atama talebinin incelenmesine gerek görülmedi. Berber, bu atamayla seçimleri kazanan Yargıda Birlik Platformu adayları tarafından açıklanan etik sözleşmesinin bittiğini ifade etti.
İdris Berber’in ilginç cümlelerin yer aldığı açıklaması, cemaat yapılanmasının yönetiminde olduğu ileri sürülen "adalet.org" internet sitesinde yayınlandı. Açıklama aynen şu şekilde idi:
“Bilindiği üzere, 12 Ekim 2014 tarihli HSYK Üyeliği seçimlerinde aday olarak seçimlere girmiş ve girmiş olduğum bu seçimi 5003 meslektaşımızın oyunu alarak tamamlamış ve her meslektaşımız gibi sonucun mesleğimiz ve ülkemiz adına en hayırlısı olduğuna olan inancımı sizlerle paylaşmıştım.
Ancak, göreve başlayalı henüz 1 ay dahi dolmayan yeni HSYK’nın vermiş olduğu kararlara bakıldığında, ülke yargısının geleceğinin, maalesef birleştiricilikten ve objektiflikten uzak, kişiye göre değişen bir sistem üzerine inşa edilmek üzere olduğuna şahit olmaktayız.
Bu kapsamda; öncelikle özelde şahsımı da ilgilendiren 19 Kasım 2014 tarihli izahı mümkün olmayan HSYK Genel Kurul Kararının ortaya çıkardığı resmi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Seçimden kısa bir süre sonra, bu Kurul’un 2. günü 28 Ekim 2014 tarihli dilekçeyle;
“Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünde ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunda yaklaşık 6 yıl tetkik hâkimi olarak çalışmak benim için büyük bir onur ve kıvanç vesilesi olmakla birlikte;
12 Ekim 2014 Pazar günü gerçekleştirilen Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Üyeliğine, seçilen Sayın Üyelerimizle birlikte adaylığımı koymuş olmam nedeniyle, bu aşamadan sonra aynı Kurumda devam etmemin bürokratik etik ilkelerine uygun olmayacağını düşünmekteyim…”
Diyerek, 6087 Sayılı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu’nun 42 nci maddesi gereğince, Birinci Daire tarafından atamam yapılmak üzere Genel Kurul’dan karar alınmasını talep etmiştim.
Seçimde aday olmam nedeniyle, Kurul’un şahsımla ilgili bir tasarrufta bulunmak isteyebileceğini pekâlâ tahmin etmekteydim. Ben de,
1-Kurul’un bu hususta yıpranmaması ve zorlanmaması amacıyla,
2-Kurul seçimlerinde aday olan birisini re’sen gönderen bir Kurul olarak anılmalarının çok hoş olmayacağı kanaatiyle,
3-Bu durumun, uluslararası sözleşmeler ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde Türkiye’nin itibarına zarar verebileceği düşüncesiyle,
4-Bürokratik etik ilkelerine uygun bir davranış olacağı inancıyla,
Bizzat Kurul’dan ayrılma talebinde bulunmuştum.
19 Kasım 2014 tarihli Genel Kurul gündemi de, her Genel Kurul gündemi gibi Sayın Bakan’ın “olur”uyla hazırlanmış ve Üyelere dağıtılmıştır.
Buna göre İnsan Kaynakları Bürosunun gündeminin;
1. maddesi: Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Tetkik Hakimi Dr. İdris Berber’in Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Tetkik Hakimliği görevinden ayrılma talebinin görüşülmesi.
2. maddesi ise: 6087 Sayılı Yasanın 12. Ve 42. Maddeleri uyarınca bir kısım Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Tetkik Hakimlerinin 1. Daire tarafından uygun görülecek başka bir göreve atanmaları için karar alınması olarak düzenlenmesine rağmen,
HSYK Genel Kurulu tarafından, Türk filmlerinde örneği görülecek şekilde, adeta “sen gidemezsin, biz seni göndeririz” denilerek,
İnsan Kaynakları Bürosunun gündeminin 1. sırasında bulunan talebim hakkında “red” anlamına gelecek şekilde karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Sayın Bakan’ın “olur”uyla hazırlanan İnsan Kaynakları Bürosunun gündeminin ilk sırasında Kurul’dan ayrılma talebim olmasına rağmen, Genel Kurul, Sayın Bakan’ın katılmadığı toplantıda önce gündem sırasını değiştirmeyi oylamış ve talebimi “seni biz göndeririz” edasıyla 2 nci sıraya aldıktan sonra, takip eden madde gereğince Kurul dışında bir yere atanmama karar vermiştir.
Ardından Kurul’dan ayrılma talebim tekrar gündeme alınmış ve “zaten İdris Berber’le ilgili az önce bir karar verdik” denilerek, talebim hakkında bu sefer karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmiştir.
6087 sayılı Kanunun 42 nci maddesinin sistematiğine açıkça aykırı olarak, zaten talebim olmasına rağmen, gündem sırası değiştirilerek “senin talebin önemli değil” denilmek suretiyle verilen bu kararla ilgili düşüncelerimi yazmasam kendimle çelişirdim. Kimse alınmasın ve lütfen kimse kusura bakmasın.
Madem İdris Berber’i re’sen göndermek istiyordunuz, “Sen gidemezsin, biz seni göndeririz” mesajı vermek istiyordunuz, Sayın Bakan’a gündemi teklif eden sizlersiniz. Ben hazırlamadım o gündemi.
En başta, gündem Sayın Bakan’a teklif edilmeden önce benim talebimi 2 nci sıraya yazsaydınız. Ya da talebimi hiç gündeme almasaydınız. Doğrudan 2 nci maddeyi tek gündem maddesi olarak hazırlasaydınız. En azından bu kadar zor duruma düşmezdiniz.
Bu neyin öfkesidir? Neyin kinidir? 12 Ekim 2014 seçimlerinde Kurul Üyesi adayı olmam YBP listesinden seçilen Sayın Üyeleri ve bu liste için çalışan Sekreteryayı neden bu kadar rahatsız etti?
Bu mu demokrasi anlayışınız, birleştirici yaklaşımınız, kişiye göre değişmeyeceğini vadettiğiniz felsefeniz? Ortalama 5400 meslektaşın oyuyla seçilen Üyelerimizin ve Kurul’umuzun bu şekilde yıpranması gerçekten çok üzüntü verici.
Bu enteresan kararı öğrenen bir meslektaşım; “Hâkim bey size yapılan, kalp krizi geçiren bir insana hasmının önce kalp masajıyla yaşama döndürüp, daha sonra kafasına kurşun sıkmasından başka bir şey değil. Sen kendin ölemezsin, ben seni öldürürüm demek” benzetmesini yapınca, durumun hiç de farklı olmadığını ifade etmiştim kendisine.
Yeri gelmişken isterseniz bir hatırlayalım ne yazıyordu YBP’nin tribünlere oynamak maksatlı hazırlandığı açıkça ortada olan, dostlar alışverişte görsün amacıyla yazılan sözüm ona o meşhur “Etik Sözleşmesi’”nin ilk 4 maddesinde;
“1. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına, kanunlarına, Birleşmiş Milletler etik kodlarına uygun davranacağına, hiçbir cemaat, grup veya kişinin tesiri altında kalmayacağına, kanun ve vicdan dışında hiçbir güce biat etmeyeceklerine,
2. Kişiye ve zamana göre değil, her zaman ve herkes için adaleti gözeteceklerine, bağımsızlık, tarafsızlık ve objektifliği tüm çalışmalarında benimseyeceklerine,
3. Görünüşte değil esasta şeffaf, hesap verme mekanizmalarını işleten bir kurul oluşturmaya,”
4. Yapacakları tasarruflarda kıdem, liyakat ve objektif kriterleri dikkate alacaklarına ve kimseyi ötekileştirmeyeceklerine,… söz veririz.”
Nerede kaldı “Etik Sözleşmesi”nin o şatafatlı içi boş cümleleri?
Nerede kaldı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, kanunları, Birleşmiş Milletler etik kodları…?
Seçimlerden önce bu ilkeleri koca koca cümlelerle anlatarak meslektaşlardan oy isteyenler, meslektaşların iradelerini etkilemeye çalışanlar, keşke açıkça “Bu Etik Sözleşmesi denen şeyde böyle yazıyor ama siz bize bakmayın, öyle birleştiricilik, objektiflik, herkese eşit mesafede durmak gibi uygulamaları bizden beklemeyin” deselerdi, daha şık ve gerçekçi olurlardı diye düşünüyorum.
Bahsetmeyi istediğim bir diğer karar ise, önceki Kurul’da Üye olarak görev yapan meslektaşlarımızla ilgili HSYK Genel Kurulunun 5 Kasım 2014 tarihli atama kararıdır.
Sayın İsmail Aydın’ı 1. tercihi olan (Genel Kurulda ilk sırada oylanan) Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına atayan Genel Kurul’un, diğer Üyelerden hiçbirini 1. tercihlerine atamamasının hukukun hangi evrensel ilkelerine uygun olduğunu, hangi kadro ve ihtiyaç durumuna uyduğunu doğrusu çok merak etmekteyim.
“Ben ilgilinin yapmış olduğu 3 tercihten 1 tanesine ilgiliyi atayabilirim. Kanun bana bu yetkiyi verdi” demek, bu işin sadece geçiştirme cevabıdır.
Sayın İsmail Aydın hangi gerekçeyle 1. tercihi olan Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına atandı da, yıllarını bu mesleğe vermiş, hatasıyla sevabıyla yargı camiasına büyük katkıları olan Sayın İbrahim Okur 1. tercihi olan Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına atanamadı? Yine Sayın Nesibe Özer, Hüseyin Serter, Teoman Gökçe, Ahmet Kaya, Ömer Köroğlu ve Resul Yıldırım neden Sayın İsmail Aydın gibi 1. tercihlerine atanmadılar da 3. tercihlerine atandılar?
“Etik Sözleşmesi”nin o süslü cümlelerini bir daha hatırlatmaya gerek yok sanırım.
Her şeye rağmen mesleğimizin geleceği adına umutlarımın devam ettiğini, bu tür eleştirel yaklaşımlarla Kurulumuzun bundan sonraki her türlü tasarrufunda olması gereken duruşu sergileyeceğine olan inancımın tam olduğunu belirtir, Siz değerli meslektaşlarımın bilgilerine ve takdirlerine sunarım. İdris Berber”
İŞTE HSYK KARARNAMELERİ
Kararnameler 27 Kasım 2014 tarihinde HSYK'nın sitesinden aşağıdaki satırlarla duyuruldu:
"Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunda görev yapan Başmüfettiş, Müfettiş ve Tetkik Hâkimleri ile Adalet Bakanlığı Merkez Teşkilâtında görev yapan adlî ve idarî yargı hâkim ve Cumhuriyet savcıları ile eşlerine ait 27.11.2014 gün ve 2710-2711 sayılı kararnameler ektedir. Ataması yapılan meslektaşlarımıza yeni görev yerlerinde başarılar diler, kararnamelerin yargı teşkilatına, ülkemize ve ailelerine hayırlı olmasını temenni ederiz."
1- 27/11/2014 tarih ve 2710 sayılı adlî yargı kararnamesi (74 kişi) | alternatif link
2- 27/11/2014 tarih ve 2711 sayılı idarî yargı kararnamesi (6 kişi) | alternatif link
(Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(29 Kasım 2014, 14:54)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: