Emniyet içindeki Gülen cemaati örgütlenmesinin en önemli delili olarak gösterilen usulsüz telefon dinlemelerine yönelik açılan soruşturmalardan sonra 'sahte ihbarlarla' ilgili de soruşturma açıldı. Bir ihbar mektubuyla, geçen haziran ayında Eskişehir Emniyet Müdürlüğü'nde başlatılan bir soruşturma, ucu Hanefi Avcı'nın tutuklanmasına kadar uzanan bir komplo zincirini açığa çıkardı. Ayrıca olay örtbas edildi. İhbarcının İstihbarat Şube'de başkomiser olarak çalışan kişi olduğu ortaya çıktı. Bu kişi, 'istihbari bir çalışma yürüttüğü, şüpheli şahısları takip ettiği' iddiasında bulunup kendisini yakalayan ekibi de kimliğini deşifre etmekle suçladı. Beyanları çelişkili bulununca konu üst makamlara intikal ettirildi. Ancak o kişi serbest bırakıldı. Soruşturma da açılmadı.
30.09.2014 20:53 Emniyet teşkilatındaki Gülen cemaati örgütlenmesinin en önemli delili olarak gösterilen usulsüz telefon dinlemelerine yönelik açılan soruşturmalardan sonra “sahte ihbarlarla” ilgili de soruşturma da açıldı. Bir ihbar mektubuyla, geçen haziran ayında Eskişehir Emniyet Müdürlüğü’nde başlatılan bir soruşturma, ucu Hanefi Avcı’nın tutuklanmasına kadar uzanan bir komplo zincirini açığa çıkardı.
Ankesörlü telefondan bir eroin sevkiyatı ihbarı yapan kişinin sahte isim kullanan bir başkomiser, baskın yapılmasını istediği adresin ise dönemin Eskişehir Terörle Mücadele Şubesi Müdürü’nün ilişkisi olduğu kadının evi olduğu anlaşıldı. Soruşturma raporunda, fiziki takip ve usulsüz dinlemeler yoluyla elde edilen bilgilerin bir araya getirilerek “Kişilerin özel hayatları ile ilgili önemli sırların kötü niyetli kullanılmasına yol açabilecek bir faaliyette bulunulduğu değerlendirilmektedir” tespitinde bulunuldu.
Konunun Hanefi Avcı’nın tutuklanmasıyla olan ilgisi ise asılsız ihbar yapan polisin kimliği. Eskişehir İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görevli Başkomiser Erkan Soydan, Hanefi Avcı’nın suçlanmasına yol açan usulsüz telefon dinleme kayıtlarının bulunduğu makam odasında aramalar başlamadan hemen önce görülmüştü. Soydan’ın, görevli olmadığı halde mevzuata aykırı olarak aramalar sırasında Avcı’nın makam odasında da bulunduğu tespit edildi.
İhbar, yine ihbar mektubuyla başladı
Komplo zincirini ortaya çıkaran soruşturma Cihan Tuğlu adıyla Eskişehir Valiliği’ne gönderilen bir ihbar mektubuyla başladı. Hanefi Avcı’ya yapılan operasyonda yer alan kamu görevlilerinin usulsüzlükler yaptığı iddia edilen mektupta, makam odasında yapılan aramaların mahkeme kararına dayanmadan gerçekleştiği belirtiliyordu. İhbarda, komplo düzenlemek için asılsız ihbarlar yapıldığı da belirtiliyordu. Bunun üzerine bir Emniyet müdürü ve vali yardımcısı görevlendirilerek 16Mayıs 2014’te araştırma başlatıldı. Eskişehir’deki 2010-2012 yılları arasındaki tüm ihbarlar incelendi. 6 Ocak 2011’de Ali Tekin ismiyle 155’e yapılan bir ihbar dikkat çekti.
Yalan ihbarda bulundu ancak...
Saat 22.11’de telefon açan Ali Tekin, verdiği adrese Şırnak’tan 80 kilogram eroin geldiğini ve 2 saat içinde İstanbul’a sevkiyatının yapılacağını söylüyordu. Ancak 155 hattındaki polis, kuşkulanmış ve ihbarın yapıldığı ankesörün yerini tespit ederek yakındaki ekiplerden ihbarcıyı gözaltına almalarını istemişti. İhbarcı Tekin, ankesörlü telefonda konuşurken yakalanmıştı. Ancak ihbarcı kendisinin İstihbarat Şubesi’nde başkomiser olarak çalışan Erkan Soydan olduğunu söyleyince durum karıştı. Soydan, “istihbari bir çalışma yürüttüğü, şüpheli şahısları takip ettiği” iddiasında bulunup kendisini yakalayan ekibi de kimliğini deşifre etmekle suçladı. Soydan’ın beyanları çelişkili bulununca konu üst makamlara intikal ettirildi. Dönemin İl Emniyet Müdürü Naci Kuru, İstihbarat ile Kaçakçılık ve Organize Suçlar (KOM) Şube Müdürleri tarafından hem sahte ihbar hem de uyuşturucu sevkiyatı konularının araştırılması talimatı verdiğini belirterek Soydan’ı serbest bıraktırdı. Yalan ihbarda bulunduğu tespit edilmesine rağmen Soydan hakkında soruşturma açılmadı.
Yapılan incelemelerde KOM Şube Müdürü Suat Kural’ın da ihbarda belirtilen uyuşturucu konusunu araştıracak ekibi yoldan çevirip kendisinin ilgileneceğini söyleyerek araştırmayı durdurduğu belirlendi. Olay tarihinde Emniyet Müdür Yardımcısı olan Abdülkadir Kutlu verdiği ifadede Hanefi Avcı’nın makamının aranmasından hemen önce Erkan Soydan’ı odada gördüğünü de söyledi.
‘İhbar itibarsızlaştırma amacı taşıyor’
Emniyet Müdürü Engin Korkmaz ve Vali Yardımcısı Rıza Dalan’ın hazırladığı raporun tahlil bölümünde Soydan’ın sahte uyuşturucu ihbarını yapmasının esas hedefinin dönemin Eskişehir Terörle Mücadele Şube Müdürü olan Eyüp Gökhan Keçe olduğu ve itibarsızlaştırma amacı taşıdığı belirtilerek şu tespitler yapıldı: “Belirtilen dönemde Emniyet Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Abdulkadir Kutlu’nun ifadesinde, sahte ihbarı yapan Erkan Soydan’ın aynı zamanda Devrimci Karargâh operasyonu kapsamında Hanefi Avcı’nın Eskişehir’de boşalttığı makam odasında arama başlamadan hemen önce, görevli olmadığı halde odanın içinde yalnız olarak gördüğünü beyan etmiştir. Eskişehir Emniyet Müdürlüğü içerisindeki bir grubun, yukarıda anlatılan örnek olaydan hareketle; devletin kendilerine verdiği kamu gücünü kullanarak, hedefine koyduğu insanları yok etmeye yönelik faaliyetlerini ortaya çıkarmak bakımından, kanunsuz dinlemelerin, takip tarassutlarının hangi amaca yönelik olduğu, mahkemeleri aldatarak alınan telefon dinleme kararlarının muhataplarının aslında hedefe konan insanlar olduğunun ispatlanması durumunda bu gizli faaliyet yürüten grubun örgütsel boyutu ortaya çıkarılabilecektir.”
‘Deliller ortadan yok edildi’
Raporda Mustafa Aygün, Suat Kural, Murat Önemli, Erkan Soydan, Kazım Selvi, Serkan Kiracı, Rüştü Çetinkasap, Hasan Keklik, Yakup Kenç ve Servet Tek isimli polisler hakkında “Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme; suç uydurma; iftira; görevi kötüye kullanma; resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek; haberleşmenin gizliliğini ihlal; özel hayatın gizliliğini ihlal; verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” suçlarından adli soruşturma yapılması istendi. Hazırlanan ikinci bir raporda da Hanefi Avcı’nın makam odasında bulunduğu öne sürülen dinleme kayıtlarının bir komplo olduğuna vurgu yapıldı. Arama kararının makam odasını kapsamamasına rağmen burada arama yapıldığı belirtilen raporda, dinleme kayıtlarıyla Avcı hakkında suçlu kanaati oluşturularak mahkemelerin ve kamuoyunun etkilemeye çalışıldığı tespiti yapıldı. Raporda, Avcı’nın kasetlerin kendine ait olmadığı ve başkaları tarafından suç isnat edilmek için odasına konulduğu savunmasına rağmen şüphelilerin bulunmasını sağlayacak delillerin yok edildiği belirtildi.
(30 Eylül 2014, 20:53)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: