HSYK'daki paralel yapılanmanın, mensubu olan savcı ve hakimlerin soruşturulmasını engelleme çabalarına karşı savcıların devreye girmeye hazırlandığı ileri sürüldü. HSYK 3. Dairesi'nin, yapı mensubu savcı ve hakimlerin soruşturulmasını Zekeriya Öz örneğinde olduğu gibi bloke etmeye devam etmesi halinde şok bir adım atılacak. Buna göre, paralel yapıya yönelik dosyalara bakan savcılar, 'casusluk' suçu nedeniyle Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı'nı hariç tutan CMK 161-8 maddeyi işletecek. Sonrasında da HSYK yetkilileri İbrahim Okur ve Ahmet Hamsici için TCK 288. madde, yani 'Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs' maddesi devreye sokulacak.
09.08.2014 10:57 HSYK'daki paralel yapılanmanın paralel savcı ve hakimlerin soruşturulmasını engelleme çabaları giderek daha fazla açığa çıkıyor ve tepki çekiyor. Paralel HSYK'nın Ekim ayında yapılacak seçimlerde ulusalcı kesimin temsilcisi Yarsav'la ittifak yapıp kurulu tamamen ele geçirme planı yaptığı biliniyor.
HSYK, paralel yapının son ve en önemli kalesi olarak görülüyor. Plan başarılı olursa 17 ve 25 Aralık ile Selam-Tevhid soruşturmaları savcılar değiştirilerek yeni baştan başlatılacak. Paralel yapıya yönelik açılmış soruşturma ve davalar savcı ve hakimler değiştirilerek örtbas edilecek. Eski Ergenekon ve şimdi Küçükçekmece hakimi olan Mehmet Karababa, twitter mesajlarında, "Ekim'de milletin seçeceği hakimler hesap soracak" diyerek bu planı bas bas bağırarak ilan edenlerden biri oldu.. Savcı Zekeriya Öz açık açık Başbakan'a tehdit mesajları yazıyor. Buna karşın HSYK 3. Dairesi tarafından kollanıyor. Paralel yargının en önemli üyesi olduğu iddiaları bir kaç yıldır dile getirilen HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur, şok açıklamalar yapıyor. Paralel yapıya yönelik soruşturmaları engelleyeceklerini ifşa ediyor. Bu açıklamadan cesaret alan gözaltındaki emniyetçiler mahkemenin kendilerini sorgulayamayacağını ileri sürüyor. Bunun ifade tutanağına aynen geçmesini de özellikle istiyorlar. O kadar pervasızlar yani.. Yıkılmadık ayaktayız, dayanın diyorlar..
Milletin seçtiği hükümet, milletin(!) seçtiği yargıçlarca tehdit ediliyor.. Buna karşın hükümetin yaptığı tek şeyin -en azından şimdilik- bunu eleştirmek olduğu görülüyor.. Somut bir adım atılmış değil. Cumhurbaşkanlığı seçim telaşı ya da HSYK gelişmelerinin nasıl seyredeceğinin bir süre daha beklenmesinin uygun olacağı gibi nedenlerle şimdilik beklemede kalındığı da ileri sürülüyor.
-3 aşamalı plan-
Geçtiğimiz günlerde hükümetin blokajı ve krizi çözmek için Ekim'deki seçimlerin öncesi ve sonrasında uygulanmak üzere 3 aşamalı bir plan hazırladığı iddiası dile getirilmişti. Buna göre, üye seçim şekli, toplantı ve karar sayısı ile anayasa değişikliği yapılacak. İlk değişiklikle kürsü ve yüksek yargı organlarında yapılacak seçimlerde her üyenin sadece bir aday için oy kullanması sağlanacak. İkinci olarak toplantı ve karar yeter sayısı değiştirilecek. Bu iki adımın yetersiz kaldığı görülürse anayasa değişikliği yoluna gidilecek. Bu planın işe yaramayabileceği şüphesi görüldüğü gibi planın içerisinde zaten öngörülmüş. Son madde olan anayasa değişikliğinin ise zaten -en azından kısa vadede- işe yaramayacağı açık. Tabi eğer muhalefetle işbirliği yaparak Meclis'ten geçirme kastediliyorsa. Çünkü benzer girişimlere muhalefetin destek vermeyeceği çok açık. Ama eğer "3. aşama: anayasa değişikliği" ile kastedilen 2010'daki gibi anayasa değişikliği tekliflerini referandumda halka sunmak ise işte bu işe yarayabilir.
-Paralel mağdurlarına sicil affı-
Yargıdaki paralel örgütün etkisini kırmak için hükümetin bir başka adım atmaya da hazırlandığı ileri sürülmüştü. Buna göre, hükümet yargıçlara sicil affı çıkarmaya hazırlanıyor. Kanunsuz işlemlere engel olan ya da olabilecek yargıçların sicillerini HSYK müfettişleri eliyle bozan şebekenin, son yıllarda 1000'den fazla yargıcı bu şekilde cezalandırdığı, onlardan boşalan yerlere ise kendi elemanlarını yerleştirdiği ileri sürülüyor.
Bu gibi gelecekte devreye girebilecek önlemleri bırakıp günümüze dönecek olursak, Paralel HSYK'ya dokunulamaması mensuplarını daha da cesaretlendiriyor. Tehdit twitleri atan savcı ve hakimler çoğalıyor. Nasıl olsa soruşturulmayacaklar.. HSYK'nın paralel yapıya ve mensubu yargı üyelerine yönelik soruşturmaları engelleme çabasının şimdilik devam edeceği görülüyor.
Ancak bugün şok bir iddia dile getirildi. Star yazarı Elif Çakır, paralel HSYK'nın soruşturmaları engellemeyi sürdürmesi halinde şok bir adımın atılabileceğini belirtti. Elif Çakır'ın yazısından ilgili bölüm şu şekilde:
CAN SİMİTLERİ PARALEL İÇTİHAT
"Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 1. Daire Başkanı (Hakim ve savcıların sicil amiri konumunda) İbrahim Okur’un verdiği sonrasında yalanladığı o röportaj öyle ‘arkadaş muhabbeti’ olarak filan kalmadı. Ne mi oldu? 22 Temmuz’dan bu yana şov yapan, ifade vermeyerek, sorulan soruları cevaplamayarak mahkemeyi kilitleyen ‘Casusluk’ ve ‘yasadışı dinleme’ soruşturmalarında gözaltına alınan şüphelilerden Yurt Atayün sonrasında diğer şüpheliler sorguya sevk edildiklerinde sorgulamaları yapan 3. Sulh Ceza Mahkemesi Hakimi İslam Çiçek’e ‘Sen bizim sorgulamalarımızı yapamazsın sizin meşruiyetiniz yok. Gayri meşru olan bir hakim sorgulama yapamaz. İbrahim Okur sizin meşruiyetinizin olmadığını söyledi. Reddi hakim talebinde bulunuyoruz” demişler. Hakim Çiçek’e ‘Bunun zabıtlara bu şekilde yazılmasını istiyoruz’ diyerek zabıtlara geçmesini istemişler. Ve zabıtlara aynen böyle geçmiş.
İbrahim Okur yaptığı açıklamanın ne anlama geldiğini bilmiyor mu? Biliyor. Suç işlediğini bilmiyor mu? Biliyor. Tüm bunları bildiği halde neden böylesi bir açıklama yapar? İbrahim Okur böylesi bir açıklama yaptığında bu davaya bakacak hakim ve savcılar tedirgin olmazlar mı? Bu yürütülen davanın salahiyetine zarar vermez mi? Verir.
Bulunduğunuz kurumun gücünü arkanıza alarak verdiğiniz ‘Siz rahat olun, biz 3. Daire’yi toplamayacağız, müfettiş istediği kadar rapor hazırlayıp toplantıya çağırsın. Arkadaşlar sırası geldikçe izin-rapor kullanacaklar” güvencenin hesabı da sorulur.
HSYK devreye girecek öyle mi? Zekeriya Özler, Fikret Seçenler, Adnan Çimenler ve diğerleri, yargı önüne çıkmaları gerekirken, meydan okurcasına ellerini kollarını sallaya sallaya adliyelere gelip şov yapmaya devam edecekler. Yok öyle. Yapılan hukuksuzlukların hesabını herkes verecek. Sonucu HSYK’ya uzandığında HSYK’daki sorumlular bunun hesabını verecekler. Anlaşıldı mı Nazlı Ilıcak ablacık, paralel örgüte kurtuluş yok. Çatır çatır hesap verecekler.
Paralel çetenin HSYK’yası var öyle mi? Ekimde de seçimleri biz alacağız diye güveniyorlar, öyle mi? Emine Ülker Tarhan Yarsav’ı cemaatin emrine teslim etmiş öyle mi? Pensilvanya çetesi Yarsav’ın listesinden HSYK seçimlerine girecekler, kimsecikler de anlamayacak? Teknik nakavt mı?
Yargı ayağına geldiği zaman HSYK olarak devreye gireriz, bizim iznimiz olmadan yargı ayağına dokunulamaz diyen İbrahim Okur ve Ahmet Hamsici ve Hamsici’nin açıklamalarından medet uman Nazlı Ilıcak’a benim de kötü bir haberim var. İbrahim Okur istediği kadar ‘Biz devredeyiz, korkmayın” mesajları versin! Ahmet Hamsici istediği kadar 3. Daire’yi kilitlesin ve suçları tescillenmiş bu şüpheli konumundaki savcılarla ilgili daireyi toplamasın ve her toplantıda birisini izne çıkartsın...
Bu bir müddet daha böyle devam eder. Sonrasında ne mi olur? Söyleyeyim. Bu davanın dosyasına bakan savcılar, ‘casusluk’ suçu nedeniyle Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı’nı hariç tutan CMK 161-8 maddeyi işletirler. Sonrasında da savcılar İbrahim Okur ve Ahmet Hamsici için TCK 288. Madde devreye girer. HSYK kimsenin babasının kurumu değil. Hukuk mu? Al sana hukuk. Yasa mı? Al sana yasa." (Elif Çakır / Star)
(Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(09 Ağustos 2014, 10:57)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: