Cumhurbaşkanlığı seçimiyle birlikte en önemli eşiklerden biri olan HSYK seçimleri öncesi adliye koridorları hareketlendi. Son kalelerini kaptırmak istemeyen paralel yapılanma, özel görevli ekipleriyle hakim ve savcılara 'ikna' ziyaretlerini sıklaştırdı. Ziyaretlerde Yargıtay seçimlerinin de üstü kapalı bir tehdit unsuru olarak kullanıldığı belirtiliyor. Yargıtay 1. Başkanlık Kurulu seçimlerinde paralel yapının seçimleri kilitlediği ve çok sayıda asil ve yedek üyeyi kurula seçtirmeyi başardığı yönünde propaganda yaptıkları öğrenildi. HSYK seçimleri paralel yapı için hayati öneme sahip.
16.07.2014 10:58 Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyelikleri için seçimler yaklaşırken adliye koridorlarında hareketlilik de arttı. Tüm yargıçları denetleyen ve yöneten HSYK'yı kaybetmek istemeyen paralel yapılanma da seçimlerde kendilerine yakın isimleri kurul üyeliklerine seçtirmek için tüm yurtta ikna seferberliğine başladı. İkna olmayan yargıçlara Yargıtay seçimlerini örnek gösteren çetenin yargıçlara, 'HSYK'yı aldıktan sonra eski düzene devam edilecek' tehdidi savurduğu belirtiliyor.
'OY VERİRKEN DİKKATLİ DAVRANIN'
Yeni Şafak'tan Cihat Arpacık'ın haberinde; adli kaynaklardan alınan bilgilere göre şebekenin, ikna için özel ekipler kurduğu belirtiliyor. Seçimlere kadar yargıçları markaja almakla görevlendirilen her ekibe 'ikna edilmesi gereken' savcı veya hakimlerin isim listeleri verildi. Paralel görevlendirmenin ardından savcı ve hakimlerin adliyelerdeki odalarına yapılan 'ziyaretler' de arttı. İstanbul'da görevli bir cumhuriyet savcısı, HSYK seçimleriyle ilgili bazı meslektaşları tarafından ziyaret edildiğini ve 'oy verirken dikkatli davranması' konusunda kendisinin ikaz edildiğini söyledi. Başka bir hakim ise '15 yıldır görmediğim bir meslektaşım günde iki defa HSYK seçimleriyle ilgili beni telefonla aramaya başladı' ifadelerini kullandı.
YARGITAY'I GÖSTERİYORLAR
Yargıçlara yapılan ikna turlarında Yargıtay seçimlerinin de üstü kapalı bir tehdit unsuru olarak kullanıldığı belirtiliyor. Kanun değişikliğinin ardından ceza dairelerinin iş bölümünü belirleyecek olan Yargıtay 1. Başkanlık Kurulu seçimlerinde paralel yapının seçimleri kilitlediği ve çok sayıda asil ve yedek üyeyi kurula seçtirmeyi başardığı yönünde propaganda yaptıkları öğrenildi. Kurula seçilenler arasında 2000 yılında Fetullah Gülen hakkındaki tutukluluk kararını kaldıran Ş.İ. ile Şike davasının temyiz incelemesini yapan B.D. de bulunuyor. Çete, 'Yargıtay seçimlerinin ağırlıklı olarak paralel mensubu hakimler lehine sonuçlandığını' iddia ediyor.
'SELAM SORUŞTURMASI SÜRECEK' TEHDİDİ
Şebekenin yargıçlara HSYK seçimlerinden sonra 'eski düzene' devam edileceği yönünde tehditler savurduğu öne sürülüyor. Çetenin aynı zamanda 'HSYK'yı yeniden kazandıktan sonra başta 17 ve 25 Aralık olmak üzere, Selam, Şike, İBB ve MİT soruşturmaları kaldığı yerden devam edecek' dediği de belirtiliyor. Şebekenin emniyet ve adliyeden tasfiye olmadan hemen önce harici belleklerle önemli soruşturma dosyalarını çaldığı biliniyor. Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle birlikte Türkiye'nin kaderine yön verecek iki seçimden biri olduğu yorumları yapılırken, paralel karşıtı blok da Yargıda Birlik Platformu çatısı altında seçim çalışmasını sürdürüyor. (Yenişafak)
HSYK PENSİLVANYA'YA TESLİM EDİLİYOR
Aynı konuda bir yazı kaleme alan Star yazarı Elif Çakır ise ilginç detaylar aktarıyor. Pazartesi günü İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca düzenlenen iftar programında Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kenan İpek'in yaptığı konuşmayı ele alan Çakır, paralel yapının Yargıtay seçimlerinden zaferle çıktığını, şimdi de HSYK'yı ele geçirmek için olağanüstü çaba gösterdiğini dile getiriyor.
Çakır'ın yazısı şu şekilde:
"Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kenan İpek, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca düzenlenen iftar programına katılmış. İftara Adalet Bakanlığı diğer müsteşarları ve yardımcılarının yanı sıra İstanbul’da görevli 900 hâkim ve savcı da katılmış.
Pazartesi günü, Kenan İpek’in iftarda yaptığı konuşmayı “866 BİN DİNLEME” başlığıyla manşetine taşıyan Vatan gazetesinin haberinden öğreniyoruz. (İftarda iki HSYK üyesi de varmış) Kenan İpek 17 Aralık darbe girişiminin akabinde Adalet Müsteşarlığına gelen bir isim ve böylesi bir konuşmayı da ilk kez yapıyor.
Böylesi bir konuşma derken, aslında ne Kenan İpek’in söylediği “4 yıl içinde, Meclis Başkanı, bakan, vekil, işadamı, gazeteci ve subaylar dahil” bilgisi yeni...
Ne de “Bazı yargı mensupları da kullanılarak, devlet sistemini altüst edecek şekilde bir teşebbüste bulunulmuş” sözlerinde bizleri şaşırtacak bir şey var. Yeni bir şey yok, evet.
Ancak... Paralel örgüt dediğimiz çeteyle yürütülen/yürütülecek hukuki mücadelede ana kumanda durumunda olan Adalet Bakanlığı’nın Müsteşarı Kenan İpek’in savcılar ve hâkimlerin gözlerinin içine baka baka bu konuşmayı yapması, bakanlığın iradesini ortaya koyması açısından önemlidir. O yüzden gecikmiş bir konuşma olsa da önemlidir.
Yalnız... Benim İpek’in konuşmasında dikkat kesildiğim asıl husus 17-25 Aralık darbesine ilişkin olarak söylediği ‘Darbeler ve müdahaleler tarihine yarım kalmış bir müdahale olarak geçmiştir” sözleri oldu. “Geçmiş midir?” yoksa “geçecek midir?” Bunu neye dayanarak söylediğini anlayamadım.
İpek, bu sözleri sarf ederken, benim, dün Cumhuriyet gazetesinin de ‘Yarışan hukuk değildi: Yargıtay’da seçimi cemaat önde bitirdi” şeklinde haberleştirdiği Yargıtay’daki Birinci Başkanlık Kurulu seçimlerindeki fiyasko geldi aklıma.
Biliyorsunuz 17 Aralık darbe girişimi sonrasında yargı içindeki paralel örgütün adamlarının tasfiyesine yönelik bir yasa değişikliğine gidilmişti. Yargıtay kanununda yapılan değişiklikle özellikle Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu asil üyelerini 8’den 12’ye çıkartacak, toplamda ise yedeklerle birlikte 20 kişilik Başkanlar Kurulu seçilecek, böylece de cemaat etkisiz hale gelmiş olacaktı.
Oysa Yargıtay’daki mevcut yapılanma çok fazla bilinmediğinden olsa gerek, iyi niyetle yapılmış olan düzenleme, Yargıtay’ın mevcut yapısının iki blok halinde oy kullanmasıyla seçimleri tıkadı. Sonra da 2010’dan sonra oluşturulan yeni üyelerin belirleyici olduğu bir seçim gerçekleşti.
İster saflık deyin, ister iş bilmezlik; Yargıtay’daki paralel örgüt tasfiye olsun diye çıkarılan yeni düzenlemeyle Yargıtay’ın tamamı teslim edilmiş oldu. Birinci Başkanlık Kurulu’nun önemi görev ve yetkileri göz önünde bulundurulduğunda Yargıtay’ın beyni diyebiliriz. Yargıtay’daki iş bölümünü, daire başkanlarının ve üyelerinin hangi dairelerde görevlendirileceğine, kişisel ve görevle ilgili suçlardan dolayı soruşturma izin ve işlemlerini bu kurul yapıyor.
Tane tane yazayım anlaşılsın, yani hangi davanın hangi dairede görüleceğine de bu kurul karar vermektedir. Yine anlaşıldı değil mi? Pensilvanya’nın peşpeşe açtığı davaları da paralel örgütün medyasının emrine amade olarak sunulan tekzip kararları da anlaşılmıştır umarım.
Yargıtay’daki yapılanmayı bitiren Pensilvanya’nın gözü şimdi de Eylül ayında yapılacak HSYK seçimlerinde.
Yargıtay içerisindeki önemli kaynaklarım “28 Haziranda yürürlüğe giren 6545 sayılı yasa ile Yargıtay yeniden yapılandırılırken, 2010 Anayasa değişikliği ile oluşturulan HSYK’daki hakim yapı ve bu yapının atadığı üyelerin çoğunluk sağladığı Yargıtay üye çoğunluğuna dayanılmış olması, kaş yapayım derken göz çıkarma denilebilecek hayati bir risk” taşıdığını söylüyor.
Ve devamla “Eylül ayında yapılacak olan HSYK seçimlerinde de, bugünkü üye profili veya buna yakın bir tablo çıkarsa, paralel yapının yargı erkini kullanarak her türlü hukuksuzluğu yapabileceğini öngörmek bir kehanet olmaz. 17 ve 25 Aralık darbe girişimlerini atlatan Türkiye yargı eliyle paralel yapının yeni darbe girişimleriyle hem de tahkim edilmiş güçlerle karşı karşıya kalabilir.” diyor.
Yukarıda belirttiğimiz Yargıtay’daki seçimler gözüne alındığında HSYK seçiminin Cumhurbaşkanlığı seçiminden de öte bir öneme sahip olduğu, paralel yapının bu seçimi aldığı takdirde Türkiye’de bir kaos ortamının tekrar oluşacağı bir kehanet olmasa gerek. HSYK... HSYK... HSYK..." (Star)
(16 Temmuz 2014, 10:58)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: