28 Şubat davasında 46. duruşması görülüyor. Duruşmada, tutuksuz sanıkların savunmalarının alınmasına devam ediliyor. Bu arada, önceki duruşmalarda müşteki avukatları tarafından yapılan reddi hakim talebinin üst mahkemece usulden reddedildiği öğrenildi.
10.12.2013 17:24 28 Şubat darbe sürecine ilişkin 5'i tutuklu 103 sanığın 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni cebren devirmeye, düşürmeye iştirak' suçundan müebbet hapis cezası talebiyle Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davanın 46. duruşması görülüyor.
Duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler ve tarafların avukatları katılıyor. Dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, bu duruşmaya da katılmadı.
Duruşmanın başında üye Hakim Süleyman Köksaldı, sanıkların yoklamasını aldı.
REDDİ HAKİMİN REDDİNE İTİRAZA ÜST MAHKEMEDEN RET
Duruşmada daha sonra Mahkeme Başkanı Tayyar Köksal, müşteki avukatlarının "reddi hakim" talebinin reddine yönelik itirazını değerlendiren Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, "itirazı usulden reddettiğini" bildirdi.
Köksal, mahkemenin, daha önce Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşavirliği'nden istediği 27 Mayıs 1997’de yapılan 'Batı Eylem Planı' ile ilgili belgenin asıllarının olup olmadığına dair yazının da mahkemeye ulaştığını belirtti. Mahkeme, daha önce 27 Mayıs 1997’de yapılan 'Batı Eylem Planı' konulu belgenin asıllarının olup olmadığını Genelkurmay Başkanlığı’na sormuştu. Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşavirliği’nden gelen cevabi yazıda, mahkemeye daha önce gönderilen fotokopi belgelerinin asıllarının adli müşavirliğin arşivinde olduğu ve belgeler üzerinde el yazması notlar olduğunun tespit edildiği bildirdi.
Duruşmada daha sonra, sanıkların savunmasına geçildi.
SANIK CENGİZ KOŞAL'IN SAVUNMASI
Tutuksuz sanıklardan emekli Albay Cengiz Koşal savunma yapmak için kürsüye geldi. Genelkurmay Karargahında 7 Nisan 1997'de yapılan "irtica konusunda alınacak tedbirler" başlıklı toplantıya katıldığını belirten Koşal, kamu görevlilerinin amirinden aldığı emri yerine getirmek zorunda olduğunu ifade etti.
Sahte olup olmadığı belirlenemeyen, 16 yıl boyunca saklanan, 7 Nisan 1997 tarihli toplantı tutanağının hukuki gerçekliğinin olmadığını savunan Koşal, darbe suçunun, cebir ve şiddet içerdiğini, kendisinin, böyle bir suça iştirak etmediğini söyledi.
BÇG'nin, 7 Nisan 1997'de yapılan toplantının ardından oluşturulduğu iddiasının yer aldığını hatırlatan Koşal, "7 Nisan 1997'de yapılan toplantı dışında, BÇG faaliyetleriyle hiçbir ilgim olmamıştır. BÇG bölüm listesi, toplantı listesi ve telefon rehberinde ismim yer almamaktadır. Müşteki beyanlarında da ismim geçmemiştir. Amirlerimden BÇG faaliyetleriyle ilgili hiçbir emir almadım. BÇG faaliyetleriyle ilgim olmadı" dedi.
"İddianameyi okuyunca adeta küçük dilimi yutacaktım" diyen Koşal, iddianamede yorum yapıldığını, sanıkların lehine hiçbir belgeye yer verilmediğini öne sürdü.
İddianamede yapılan en büyük haksızlığın, dönemin Cumhurbaşkanı, Başbakanı ve bakanlarının imzaladığı belgelere yer vermemek olduğunu savunan Koşal, bu durumu, dönemin devlet adamlarına yapılmış bir "saygısızlık" olarak nitelendirdi.
-"Nasıl aynı ifadeyi verdiler?"-
BÇG'nin, 7 Nisan 1997'den önce kurulduğu iddialarının yalan olduğunu savunan Koşal, bunun, kendilerini 28 Şubat mağduru olarak göstermek isteyenlerin uydurması olduğunu iddia etti.
BÇG'nin hiyerarşi dışında kurulmuş bir yapı olmadığını öne süren Koşal, "Kara ve deniz kuvvetlerinden ihraç edilen küçük rütbeli kişilerin, aynı ifadeyi nasıl verdiğini merak ediyorum. BÇG, Genelkurmay Başkanlığı'nın ve kuvvet komutanlıklarının bilgisi dahilinde, 10 Nisan 1997'de kuruldu. Genelkurmay'da ihtiyaç duyuldukça bu tür çalışma grupları kurulur" diye konuştu.
-"Toplantıda acayip sözler geçmedi"-
Savunmasını tamamlamasının ardından, Koşal'ın sorgusuna geçildi.
Mahkeme Başkanı Tayyar Köksal'ın, "7 Nisan 1997 tarihli toplantıya kimler katıldı hatırlıyor musunuz?" sorusuna Koşal, "İstihbarat başkanlığından sadece ben katıldım. Kimlerin katıldığını hatırlamıyorum" cevabını verdi.
Köksal'ın, "Toplantıda bir tutanak tutuldu mu?" sorusuna Koşal, "Benim bildiğim bir kayıt yapılması lazım. Toplantı salonlarında kayıt sistemleri vardır. Tutanak tutulup tutulmadığını bilmiyorum" yanıtını verdi.
"Tutanaklarda, kişilere atfedilen sözler söylendi mi?" sorusunu, Koşal, "Böyle acayip sözler geçmedi toplantıda. Hükümete yönelik sözler olmadı, hatırlamıyorum" diye cevapladı.
-"Çevik Bir kapanış konuşması yaptı"-
Sanık avukatı Akın Şenol'un, "Toplantıya kesin katıldınız mı? Kimin emriyle katıldınız? Toplantıda kimler vardı ve kaç kişiydiniz?" sorusuna Koşal, "Yücel Özsır'ın emriyle katıldım. Kaç kişinin katıldığını hatırlamıyorum. Toplantıda, BÇG kuruldu ve ismi 'Batı' olarak benimsendi, o kadar. Kayıt tutuldu mu bilmiyorum" diye cevapladı
Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin'in, "Bu toplantının nerede yapıldığını hatırlıyor musunuz?" sorusuna Koşal, "Hatırlamıyorum" yanıtını verdi.
Çetin'in, "Toplantının sonunda Çevik Bir konuşma yaptı mı?" sorusuna, Koşal, "Çevik Bir, kapanış konuşması yaptı" cevabını verdi.
Savcı Çetin'in, "Savcılık sorgunuzda, 7 Nisan 1997 tarihli belgede el yazması birşeyler gösterildi mi?" sorusu üzerine, Koşal, "Savcılıkta gösterilen belge büyük harflerle yazılmıştı, ama bana gelen belge küçük harfli. Belgeyi hatırlamıyorum el yazması mıydı, daktilomuydu bilmiyorum" dedi. Koşal, aradan 16 yıl geçtikten sora, bazı şeyleri hatırlamakta zorlandığını söyledi.
-"Başka çalışma grupları da vardı"-
Müşteki avukatı Reşat Petek'in, "BÇG gibi o dönemde oluşturulmuş başka gruplar var mıydı?" sorusuna Koşal, "Vardı, Güven Çalışma Grubu vardı. Bu da bölücü faaliyetlere ilişkin çalışma grubuydu. BÇG'den çok daha önce kurulmuştu" yanıtını verdi.
Petek'in, "7 Nisan tarihli toplantıdan sonra BÇG çalışmalarına katılmadığınızı söylediniz, bunda bir çelişki mi var? Hiç mi katılmadınız?" sorusuna Koşal, "7 Nisan tarihli toplantıya katıldım ancak, görev almadım. Neden almadım, komutanlarımız başkasını görevlendirmişti. Eğer görev verilseydi alırdım" cevabını verdi.
Avukat Petek'in, "Başbakanlığın, Bakanlar Kurulunun size verdiği bir emir var mı? Yoksa tamamen sözlü emirlerle mi toplantılar yapıldı ve siz katıldınız?" sorusunu, Koşal, "Emri aldım, katıldım. Bunu sorgulamak benim görevim değil" diye yanıtladı.
-"Hava Kuvvetleri istihbaratı yoğundu"-
Müşteki avukatı Namık Kemal Urhan'ın, "BÇG'nin kuruluş emirlerinde alt birliklerde de benzer tarzda oluşumların yapılması öngörüldüğünden, Hava Kuvvetleri'nde de böyle bir birim kuruldu mu?" sorusu üzerine, Koşal, "Kesinlikle kurulmadı. Hava kuvvetleri istihbaratı o kadar yoğundu ki bir de bu işi yapacaksınız... Bu mümkün değil. Hava kuvvetlerinde böyle birşey ne kurulur, ne de imkan vardır" dedi.
Sanık emekli Orgeneral Çetin Doğan, "BÇG'nin oluşturulmasıyla ilgili, 4 Nisan 1997'de bir emir var. 7 Nisan'da tekrar kurulması için toplantı yapılmasında çelişki yok mu? Sizin hazırladığınız toplantı, gerçekten çalışma grubunun oluşturulmasına karar verilip, emrin yayımlanmasından sonra yapılan bir toplantı olamaz mı?" sorusunu yöneltti.
Soruya itiraz eden Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin, "Sanık, Koşal'ı yönlendirmeye yönelik açıklama yapıyor" dedi.
Koşal da "4 Nisan'da yayımlanan emirden haberdar olmadığını" söyledi.
-"Güven grubunun BÇG ile ilgisi yok"-
Sanık emekli Orgeneral Çevik Bir'in, "Koşal'ın savunmasından, Güven Çalışma Grubu, BÇG'nin devamı gibi anlaşılmıştır. Güven Çalışma Grubu, ne zaman kuruldu?" sorusuna Koşal, "Güven Çalışma Grubu çok önce kuruldu. BÇG ile ilgisi yoktur" cevabını verdi.
Çevik Bir de "Güven Çalışma Grubu, iç güvenlikle ilgili kurulan önemli bir çalışma grubudur, karıştırılmaması lazım" ifadesini kullandı.
Sanık Vural Avar'ın, "7 Nisan tarihli belge, savcılıkta müsvedde olarak gösterildi. Bu belge daha sonra savcılıkta bilgisayar çıktısına dönüştü. Belge nasıldı hatırlıyor musunuz?" sorusuna, Koşal, "Büyük harfle yazılmış el yazısıydı, ama doğru mu hatırlıyorum, bilemiyorum" karşılığını verdi.
Bunun üzerine üye Hakim Hakan Oruç, "Genelkurmay tarafından gönderilen belge emanette var" dedi. Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin de bu belgede Genelkurmay'ın da kaşesinin bulunduğunu söyledi.
Koşal'ın avukatı Naci Sözen de BÇG'nin hükümete yönelik hiçbir çalışmasının olmadığını savunarak, "Müvekkilim suçsuzdur. Süreç Anayasal çizgide ilerlemiştir. Beraatını talep ediyoruz" dedi.
KARADAYI 12 ARALIK'TA MAHKEMEDE
Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmanın öğleden sonraki oturumunda mahkeme başkanı Tayyar Köksal, avukat Aras'ın, "müvekkili Karadayı'nın sağlık koşulları uygun olmamasına rağmen mahkemede ifade vermek istediğine" ilişkin dilekçesini tutanağa yazdırdı.
Söz alan Aras, müvekkilinin 12 Aralık'ta mahkemeye geleceğini ifade ederek, "Doktorlar, aralıklarla dinlenmek kaydıyla ifade verebileceğini belirttiler" dedi.
SANIK KURTULUŞ ÖĞÜN'ÜN SAVUNMASI
Duruşmada savunmasını yapan dönemin Genelkurmay Elektronik Sistemler (GES) Komutanı emekli Tuğgeneral Kurtuluş Öğün, görevi ve komutanlığıyla ilgili bilgi verdi. Emir verilmediği haller dışında Genelkurmay Başkanlığına gitmediğini ifade eden Öğün, şöyle konuştu: "Görev yaptığım sürece amirlerimin sıralı emirlerini aldım. Görev yaptığım yer, bir daire başkanlığı olmadığı için toplantıya katılmadım, çağrılmadım. BÇG çalışmalarında yer almadım. Komutanlığını yaptığım birlik ya da hiçbir çalışanım BÇG'de yer almadı. Bu, belgelerden de anlaşılabilir. Dağıtımı yapılan hiçbir belge de bana ulaşmadı. Dağıtımı yapılan belgeler listesi arasında GES Komutanlığı görülmemektedir."
Öğün, hakkında açılan davanın usulsüz olduğunu savunarak beraatini talep etti.
Öğün'ün avukatı Ömer Oğur da savunmasında GES Komutanlığının görev kapsamının net olduğunu ifade ederek, "Müvekkilimin hiçbir brifinge katıldığına dair belge yoktur. Belgemiz de iddianamedir. Genelkurmay Başkanlığı İnönü Salonu'nda yapılan toplantıya da müvekkilim katılmamıştır. Biz, bunu iddia makamının belgeleriyle ispatlıyoruz. Ama yine de yargılanmaktadır" diye konuştu.
SANIK MUSTAFA HAKAN BURAL'IN SAVUNMASI
Sanık Albay Mustafa Hakan Bural da savunmasında, 1996'da yüzbaşıyken Genelkurmay İstihbarata Karşı Koyma ve Güvenlik Dairesi'ne atandığını, kendisine basit görevler verildiğini, daha sonra bazı sorunlar yaşaması üzerine başka bir birimde görevlendirildiğini anlattı.
Bural, "Geçici olarak şube müdürü olan İdris Koralp'in emrine girdim. Hiç yazılı emir verilmeden burada görevlendirildim. Ona günlük gazeteleri arz ediyordum. Lüzumlu görülen haberler şube müdürüne arz ediliyordu. Aldığım emirler yasalara uygundu. BÇG'nin aktif elemanı olsaydım 8 ay gibi uzun bir süre kursa göndermezlerdi. Gönderdikten sonra da geri çağırırlardı, tayinim çıkmazdı. Bu benim önemli bir elaman olmadığımı gösterir" ifadelerini kullandı.
Hiçbir aktif görevi olmadığını anlatan Bural, şunları kaydetti: "Gücüm ve olanağımın hükümeti düşürmeye yetmesi imkansızdır. Hiçbir katkım da olamaz. Sincan'da yürütülen tanklarla hiçbir ilgim yok, bilgim dahilinde değil. Suçun oluştuğunu gösterir delil yok. Ben ve benim gibilerin yokluğunda da bunlar olacaktı. Somut bir belge de yok. Ben emirleri İdris Koralp'ten aldım. Emirlere uymak zorundayım. Her asker, amiri tarafından verilen emrin kanuna uygun olduğunu farz etmek durumundadır."
Bural, çapraz sorgusunda Üye Hakim Hakan Oruç'un, "BÇG'de çalışanların görevleriyle ilgili bir belge var. Sizin görevleriniz, arşiv çalışmaları, gelen misafirlerle ilgilenme. Bu belgede anlatılan iş bölümü doğru mu?" sorusuna, "Bu belgeyi hiç görmedim ama belgeyi okuduğumda örtüştüğünü gördüm" yanıtını verdi.
Bural, bir başka soru üzerine, "bir bölgede irticai olay olmuşsa, o belgelerin kendilerine de geldiğini" bildirdi.
Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin'in, "Sizin yaptığınız çalışma nedir? Biraz açar mısınız?" sorusu üzerine Bural, "Biz, sabahları gazeteleri alırdık. Bizi yazışma ve evraklara bulaştırmıyorlardı. Biz basını paylaşırdık" dedi.
SANIK SALİH ERYİĞİT'İN SAVUNMASI
Sanıklardan Salih Eryiğit de o dönemde Jandarma Binbaşı rütbesiyle Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı Destek Şubeye tayin olduğunu ifade ederek, şubede yeni olması, kalifiye olmaması gibi nedenlerle amirlerince BÇG'de görevlendirildiğini kaydetti.
BÇG'deki görevi süresince komuta kademesinin bilgilendirilmesi maksadıyla günlük gazeteleri okuyarak, Atatürk'e yönelik suçlar, devrim kanunlarına aykırı hareketler ve Genelkurmaya karşı hakaretlere ilişkin gazete küpürlerini keserek muhafazasını yaptığını anlatan Eryiğit, "Bir nevi evrak memurluğu yaptım" dedi.
BÇG'nin 10 Nisan 1997'de kurulduğunu, kendisinin ise BÇG'de Mayıs 1997'de göreve başladığını aktaran Eryiğit, "Ben BÇG'de çalışmaya başladıktan bir buçuk ay sonra REFAHYOL Hükümeti protokol gereği istifa etmiştir. Bu bir buçuk aylık süre içinde bana isnat edilen suçu karşılayacak herhangi bir faaliyetim olmamıştır" diye konuştu.
Erbakan Hükümeti ile bir sorunu olmadığını, cebir, şiddet, tehdit, tuzak, korku salma emri almadığını ifade eden Eryiğit, şunları kaydetti: "Herhangi bir konuda planlama yapma, karar verme, icra etme yetkisine sahip olmayan ben ve çevremdeki arkadaşlarım, komuta kademesine arz edilecek konular ile Başbakanlığa iletilecek hususların ayıklanmasıyla görevlendirilmiştir. Hangi konuların komutanlara arz edileceği, hangilerinin Başbakanlığa iletileceğine sıralı amirler karar veriyordu. Bu bağlamda, aldığım emir gereği irtica konularında komuta kademesinin bilgilendirilmesine katkıda bulunmak için yaptığım gazete okuma, haberlerin altını çizme, küpür kesme gibi işlemlerin 54. koalisyon hükümetinin istifasında bir etkisi olduğunu düşünmüyorum. Ben, bu faaliyetleri 54. Hükümet döneminde bir ay kadar, 55. Hükümet döneminde ise daha uzun süre yapmıştım. Bu durumda Mesut Yılmaz Hükümeti'nin de istifa etmesi gerekirdi."
Eryiğit, 54. Hükümet'in istifa etmesine ülkede esen siyasi rüzgarların, dalgalanmaların sebep olduğunu ifade ederek, 28 Şubat sürecinin karmaşık olduğunu kaydetti.
Eryiğit, "Bu davada ben olsam olsam tanık olabilirim. Ama ne yazık ki devletim yakama yapışmış, hesabını ben vermeye çalışıyorum" dedi.
DURUŞMA SONA ERDİ
Mahkeme, sanıklardan Cengiz Koşal ve Kurtuluş Öğün'ün duruşmalardan vareste tutulmasına karar vererek, duruşmayı yarın saat 10.00'a erteledi.
(10 Aralık 2013, 17:24)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Darbe kaydına tekzip talebi
Darbe kaydına suç duyurusu
28 Şubat davasında mahkeme heyeti ile ilgili tartışmalar
28 Şubat´a Balyoz etkisi
28 Şubat davası duruşmaları
Flaş!!! 28 Şubat davası açıldı
28 Şubat soruşturması manşetlerimiz
28 Şubat süreci manşetlerimiz
28 Şubat iddianamesinde arama yap