28 Şubat davasında 36. duruşma başladı. Duruşmada, tutuksuz sanıklardan eski Jandarma Genel Komutanı emekli orgeneral Fevzi Türkeri'nin savunma yapması bekleniyor. Öte yandan mahkemenin Genelkurmay'dan istediği Türkeri'nin MGK'da yaptığı sunum ile ilgili yazı geldi. Genelkurmay, sunumla ilgili ellerinde herhangi bir belge olmadığını bildirdi. Daha önce MGK da, sunumun kendilerinde olmadığını bildirmişti. Türkeri'nin, davada çok kritik bir öneme sahip 28 Şubat 1997 tarihli MGK toplantısında yaptığı irtica konulu bu sunumuyla ilgili bugün neler söyleyeceği merak ediliyor.
21.11.2013 11:21 28 Şubat darbe sürecine ilişkin 5'i tutuklu 103 sanığın 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni cebren devirmeye, düşürmeye iştirak' suçundan müebbet hapis cezası talebiyle Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davanın 36. duruşması başladı.
Duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler ve tarafların avukatları katılıyor. Dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, bu duruşmaya da katılmadı.
Duruşma, üye Hakim Süleyman Köksaldı'nın, sanıkların yoklamasını almasıyla başladı.
-Türkeri'nin sunumu G.kurmay'da da yok-
Mahkemeye ulaşan cevabi yazılar okundu. Mahkemenin Genelkurmay’dan istediği Fevzi Türkeri’nin Milli Güvenlik Kurulu’nda (MGK) yaptığı sunum ile ilgili yazı geldi. Genelkurmay, Türkeri'nin MGK'da yapmış olduğu sunumla ilgili ellerinde herhangi bir belge olmadığını ve bütün belgeleri gönderdiklerini bildirdi. Daha önce MGK'da, Türkeri'nin yapmış olduğu sunumun kendilerinde de olmadığını bildirmişti. Genelkurmay ayrıca yine Türkeri tarafından 24 Ocak 1997'de Gölcük'te komutanlara yapılan sunumla ilgili de ellerinde bir belge olmadığını ve bütün belgeleri gönderdiklerini de bildirdi.
Dünkü duruşmada dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Hikmet Köksal ve dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı dönemin Orgeneral Ahmet Çörekçi'nin savunmaları alınmıştı.
Bugünkü duruşmada ise, tutuksuz sanıklardan eski Jandarma Genel Komutanı emekli orgeneral Fevzi Türkeri savunmasını yapacak. Türkeri'nin, davada çok kritik bir öneme sahip 28 Şubat 1997 tarihli MGK toplantısında yaptığı irtica konulu sunumuyla ilgili neler söyleyeceği merak ediliyor.
SANIK FEVZİ TÜRKERİ'NİN SAVUNMASI
Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen 28 Şubat Davası'nın bugünkü duruşması, Türkeri'nin savunmasıyla başladı.
Kürsüye gelip savunmasını yapan dönemin Genelkurmay İstihbarata Karşı Koyma Başkanı emekli Org. Fevzi Türkeri, iddianameye konulan belgelerin yasal olmadığını iddia etti. Türkeri, ilk kez 1972 yılında Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ne giren irticanın Refahyol hükümeti döneminde ivme kazandığını öne sürdü. İrticanın PKK’dan daha öncelikli tehdit olarak görülmesi konusunda dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i adres gösteren Türkeri, “28 Şubat’tan günler önce Sayın Demirel, gazetelerde yayınlanan açıklamasında, ‘Varlığını cumhuriyete borçlu olan her kuruma sesleniyorum: Laik rejime sahip çıkın’ demiştir. Cumhurbaşkanı gerekli gördüğü halde Bakanlar Kurulu’na başkanlık eder, TBMM adına TSK’nın Başkomutanlığını yapar” dedi.
Sanık Türkeri, 28 Şubat MGK toplantısı sonucu irticaya yönelik alınan 18 maddelik kararın, dönemin hükümeti tarafından yayınlanan genelgelerle uygulamaya konulduğunu ileri sürdü. BÇG’nin yasadışı bir yapı olmadığını iddia eden Türkeri, savunmasına, eski Milli Savunma Bakanı İsmet Sezgin’in BÇG’yle ilgili yaptığı açıklamaları dayanak yaptı. İrticaya ilişkin çalışmaların sadece TSK’da değil, tüm kamu kuruluşlarında yapıldığını belirten Türkeri, “TSK’nın tespitleri çok daha masumdur” ifadelerini kullandı.
Org. Fevzi Türkeri, İKK Başkanı olarak yaptığı sunumlarda ve verdiği brifinglerde MİT ve diğer kurumlardan gelen bilgilerden istifade edildiğini iddia etti. Genelkurmay Karargahı’nda Demirel’e verilen irtica brifingine de değinen Türkeri, “Bu takdim metni Genelkurmay Başkanlığı’nın onayından geçmiştir. Anayasamıza göre icranın başı ve Başkomutanımız olan Demirel, takdim içeriğini uygun bulmuş ve kaygıları paylaştığını dile getirmiştir. Genelkurmay Başkanı da ‘siyasetin dışındayız’ mesajı vermiştir. Takdimin BÇG’yle bir ilgisi yoktur” şeklinde konuştu.
Türkeri, 28 Şubat sürecinde ve öncesinde, MİT Müsteşarlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünün etütleri ve basının incelendiğinde irticai tehdidin, Cumhuriyet'in niteliklerini tehdit edecek şekilde geliştiğinin görüleceğini öne sürdü.
Buna ilişkin çalışmaların öncelikle Genelkurmay tarafından değil devletin ilgili birimlerince yapıldığını ifade eden Türkeri, 28 Şubat sürecinde, irtica kavramının bölücü terörün önüne çıkacak şekilde bir tehdit olarak algılandığını söyledi.
Bu dönemde irtica tehdidine karşı Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in sözlerini anımsatan Türkeri, MİT Müsteşarlığının irtica konusundaki raporunun, Demirel'e ve 28 Şubat 1997'deki MGK'da üyelere sunulduğunu dile getirdi. Türkeri, bu raporun Genelkurmay Başkanlığının katkısıyla hazırlanmadığını savundu.
MGK'nın 28 Şubat kararlarının ardından, kararların uygulanmasını takip amacıyla Batı Çalışma Grubu'nun kurulduğunu belirten Türkeri, "Böyle bir çalışma grubu ilk defa kurulmuş değildir. İddia edildiği gibi yasa dışı bir çalışma grubu değildir. Genelge çerçevesinde faaliyetlerini yürütmüştür. Varlığı, Hükümet, ve kamuoyu tarafından bilinmektedir. Hükümeti devirmek gibi suç taşıyan herhangi bir eylemi yoktur" ifadesini kullandı.
Türkeri, Şevket Kazan'ın yazdığı kitapta da dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'ın istifasının herhangi bir baskı ile değil Hükümet ortağı DYP ile yapılan protokol gereği gerçekleştiğinin belirtildiğini aktardı.
MGK kararlarının uygulanması ile ilgili Başbakanlık genelgesi uyarınca yapılan çalışmaların sadece TSK'da değil başta Başbakanlık olmak üzere tüm kamu kuruluşlarında sürdürüldüğünü, bunların, MİT Müsteşarlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünün verdiği istihbaratla yapıldığını söyledi.
Türkeri şöyle konuştu: "Bu belgeler BÇG tarafından hazırlanmamıştır. 16 yıl öncesine ait olayları insan ne kadar net hatırlayabilir, bunu takdirinize sunuyorum. Genelkurmay Başkanlığı'nda irili ufaklı bir çok toplantı yapılır. Bunların ne zaman yapıldığını hatırlamak insanın doğasına aykırıdır. İstihbarat Daire Başkanıydım, görev tanımım bellidir. Faaliyetlerimde kanun dışı bir eylem olmadı. Komuta katının bilgisi dahilinde oldu. BÇG şemasında ismim bulunmamaktadır. Bu toplantılara da katılmadım. 7 Nisan tarihinde yapılan toplantıya da katıldığım iddia ediliyor ama buna katılmadım. Bu toplantıda konuşma yaptığım iddia ediliyor, fakat böyle bir konuşma yapmadım. Böyle bir konuşma yapsam da dönemin Hükümetine karşı değildir. Bunu takdirlerinize bırakıyorum."
Genelkurmay Başkanlığında yapılan brifingilerin MİT, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve açık kaynaklardan gelen bilgilerin analiz edilmesinden oluştuğunu bildiren Türkeri, Genelkurmay karargahında yargı mensuplarına verilen brifinge de değindi.
Türkeri, "Genelkurmay Karargahında Yargıtay üyelerine verilen brifinge 400'e yakın yargı mensubu katılmıştır. Brifinge basın mansupları da davet edilmiştir. Brifinge kimlerin katılacağı, davet edileceği konusunda bir çalışmam olmamıştır. Açılış konuşmasını Çetin Saner yaptı. Konuşma yargı mensuplarınca hareretle alkışlandı. Katılanlar söylenenlerin hukuk dışı olduğunu belirtmediler, aksine brifingin çok faydalı olduğunu vurguladılar" diye konuştu.
Hükümetin istifa ettiği tarihin belli olduğunu belirten Türkeri, Güçlü Eylem Planı'nın, Refah-Yol Hükümetiyle ilgili değil terörle mücadele konusu kapsamında hazırlandığını iddia etti. Çalışmalarını normal bir karargah faaliyeti olarak tanımlayan Türkeri, bunların suç unsuru içermediğini savundu.
Türkeri, şunları kaydetti: "Çevik Bir tarafından verilen takdir belgesi aleyhime değerlendirilmiştir. Bu takdir belgesinde görevim yanlış yazılmıştır. O tarihte İç Güvenlik Harekat Başkanı değildim, İstihbarata Karşı Koyma Başkanıydım. Bu takdir belgesinin BÇG ile de ilgisi yoktur, ismi bile geçmemektir. 28 Şubat sürecinde mücadele edilen Hükümet değil irticadır. MGK tarafından uygulanması için Erbakan'ın yayımladığı genelge ve Milli Güvenlik Siyaset belgesi gereği hareket ettim. Gölcük'teki bilgi arzının 28 Şubat ve BÇG ile ilgisi yoktur. Müştekilerin çoğu öğretmen ve akademisyenlerdir. Kendilerini tanımam. Verdiğim brifingilerde yargıyı etkilediğimi iddia ediyorlar. Yargı mensuplarını da töhmet altında bırakıyorlar. Görevden ayrılan askerlerin de sicil amiri değilim. Hakkımdaki atılı suçlamaları kabul etmiyorum, beraatimi talep ediyorum."
-Çapraz sorgu-
Duruşmada daha sonra Türkeri'nin çapraz sorgusu yapıldı. Türkeri, dönemin Cumhurbaşkanı'na sunumun 28 Şubat süreci ile ilgili olmadığını söyledi.
28 Şubat MGK toplantısı sonucu irticaya yönelik alınan 18 maddelik kararın, Bakanlar Kurulu’nda görüşüldükten sonra uygulandığını öne süren Türkeri, “Kararlar Erbakan'ın genelgesiyle uygulanmıştır. Genelgede irticayla etkin mücadele edilmesi gereğince bakanlıkların gerekli tedbirleri alınması istenmiştir. Kararların takibi ve uygulanması için Başbakanlık'ta izleme kurulu kurmuştur. Daha sonra İçişleri Bakanlığı bu genelge çerçevesinde çok geniş kapsamlı bir genelge yayınlamıştır. Bu genelge valiliklere, Emniyet Genel Müdürlüğü'ne, Genelkurmay, MSB’ye MGK’ya Başbakanlık’a gereği için gönderilmiştir. Adalet Bakanlığı'nda ise kanunların titizlikle uygulanması için cumhuriyet başsavcılıklarına ve DGM başsavcılıklarına genelge göndermiştir. Genelkurmay’da da BÇG kurulmuştur. Böyle bir çalışma grubu ilk defa kurulmuş değildir. İhtiyaç duyulan konularda çalışma yapmak üzere çalışma grubu kurulmuştur. BÇG yasadışı bir yapı değildir. Mevcut hükümeti kaldırmaya yönelik kesinlikle bir çalışma içerisinde olmamıştır. Varlığı Başbakanlık ve kamuoyu tarafından biliniyordu. Erbakan bu konuyla ilgili herhangi bir beyanda da bulunmamıştır” dedi.
Genelkurmay Başkanlığı İnönü Salonu'nda Cumhurbaşkanı'na bir takdim yaptığını da hatırlatan Türkeri, “Bu takdim metni Genelkurmay Başkanlığı’nın onayından geçmiştir. Takdim metni MSB, MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nden gelen raporlar üzerine hazırlanmıştır. Gölcük'te 24 Ocak gününde yapılan genişletilmiş komutanlar toplantısında bilgi arzında bulunduğum belirtilmektedir. Komutanlar toplantısında sunulan bilgi arzları devletin istihbarat teşkilatları tarafından gönderilen bilgilerden istifade edilerek yapılmaktadır. Bu sunumun BÇG ve 28 Şubatla herhangi bir ilgisi yoktur” şeklinde savunma yaptı.
Türkeri, Cumhurbaşkanı’na, yargı mensuplarına, gazetecilere ve MGK’da verilen brifinglerin farklı olduğunu söyledi. Hakim Hakan Oruç’un “MGK’da verdiğiniz brifinge bir türlü ulaşamadık? Bu brifing metinleri elimizde olmadığı için soruyorum. Brifinglerin içeriğini hatırlıyor musunuz? Bunların içeriklerini kim hazırladı?” sorusuna Türkeri, “Gölcük’te verilen brifing tamamen iç istihbaratla ilgili verilmiş bir brifingdir. Cumhurbaşkanı’na verdiğim brifing çok uzun bir brifingdir. MİT, Jandarma Genel Komutanlığı ile hazırlandı. MGK’da önce toplantıya girmedim. Önce MİT üst düzey faaliyetleri konusunda brifing sundu. Sonra Emniyet İstihbarat tarafından irtica ile ilgili brifing sunuldu. Ben de Genelkurmay Başkanlığı’nın irtica konusunda görüşü olarak kısa bir takdim yaptım. Karargâh tarafından hazırlanmıştır. Genelkurmay Başkanı’nın onayından geçti.” şeklinde cevap verdi.
Genelkurmay’ın, Org. Türkeri’nin yaptığı irtica sunumu metinlerinin arşivde yer almadığını bildirdiğine dikkat çeken müşteki avukatı Muhammed Emin Özkan, sanığa kendi sunumunun bulunmamasıyla ilgili ne düşündüğünü sordu. Türkeri, “Hiçbir şey düşünmüyorum. Cevap vermek istemiyorum” karşılığını verdi. Fevzi Türkeri, sanık emekli Org. Çetin Doğan’ın “Brifinglerinizin dosyada bulunmamasının nedeni neye dayanıyor?” sorusuna da “O dosyada olmamasının sebebi biz bir takdim yapmadık. MİT takdim yaptı” diyerek, daha önce Üye Hakim Oruç’a verdiği cevapla çelişti.
Savunmasında, BÇG faaliyetlerinin Refahyol hükümetinin yayınladığı genelgelere göre yapıldığını iddia eden Türkeri’ye, sanık emekli Albay Hüsnü Dağ’ın evinde “Gazetecilere verilecek temalar” başlıklı bir belgenin ele geçirildiğini hatırlatan duruşma savcısı Kemal Çetin, “Bu belgede hükümet aleyhine birçok değerlendirme var. Bu savunmayla çelişiyor. Bunu nasıl açıklarsınız?” diye sordu. Türkeri, görev sahasının dışında olan söz konusu belgenin uygulamaya konulup konulmadığını bilmediğini öne sürdü. Davanın kilit sanıklarından emekli Org. Fevzi Türkeri, Üye Hakim Hakan Oruç ve müşteki avukatı Yılmaz Bölükbaşı’nın soruları üzerine PKK’nın eski yöneticisi Şemdin Sakık’ın ifadesi diye hazırlanıp servis edilen ve Akit hakkında da iftiralar içeren ‘Andıç’ın varlığını kabul etti. İfade tutanağında Sakık’ın imzasının bulunmaması nedeniyle Güçlü Eylem Planı’nın taslak çalışma ve parafe aşamasında kaldığını, yayınlanmadığını savunan Türkeri, Andıç belgesinin bir şekilde basına sızdırıldığını, sızdırılmayla ilgili herhangi bir bilgisinin olmadığını ileri sürdü.
Fevzi Türkeri’ye vahim bilgiler içeren Batı Harekat Konsepti belgesiyle ilgili soru yönelten Üye Hakim Hakan Oruç, araya giren emekli Org. Çetin Doğan’ı adeta fırçalayarak, “Çetin Bey, karışmasanız iyi olur. Bunu imzaladığınızı sormuyorum Fevzi Bey’e. Gerçek olduğunu söylüyorum” ifadelerini kullandı. El kaldıran sanık Çevik Bir, Mahkeme Başkanı Tayyar Köksal’a “Sayın Başkan, açıklama yapmak istiyorum” dedi. Köksal’ın sadece sanık Türkeri’ye yöneltmek üzere soru aldıkları hatırlatmasına ise Bir’in “O zaman soru şekline çevireyim efendim” cevabını vermesi, salonda gülüşmelere sebep oldu. Soru sormak maksadıyla söz hakkı verilen Org. Bir’in, Batı Harekat Konsepti belgesinin taslak olarak çıktığını açıklayıp, Türkeri’ye soru yöneltmemesi de yine salonda bulunanları güldürdü.
Üye Hakim Süleyman Köksaldı'nın sorusu üzerine Türkeri, o dönemde değişik kesimlere verilen irtica brifinglerinin farklı metinler olduğunu belirtti.
Türkeri Üye Hakim Hakan Oruç'un sorusuna ise, Gölcük Donanma Komutanlığında verilen brifingin aşırı sol ve sağ gruplar ile PKK'nın uyuşturucu trafiğiyle ilgili olduğunu kaydederek "Özel bir anlamı yoktur. Komutanları iç istihbarat konusunda bilgilendirme amacıyla verilen brifingdir" karşılığını verdi.
Türkeri, bir başka soru üzerine şunları söyledi: "Sayın Cumhurbaşkanına verdiğimiz brifing çok uzundur, 65 sayfadır, bir buçuk saat sürmüştür. Tümüyle MİT Müsteşarlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve açık kaynaklardan elde edilmiş bilgilerle derlenmiştir. MGK toplantısına başlangıçta girmedim. Orada önce MİT Müsteşarlığı irticai faaliyetler konulu brifing sundu. Bilahare Emniyet Genel Müdürlüğü, İçişleri Bakanlığı adına irticayla ilgili brifing sundu. Ben de Genelkurmay Başkanlığının irticayla ilgili görüşü olarak çok kısa bir takdim yaptım."
Türkeri, 28 Şubat sürecinde verilen brifinglerin içeriklerinin karargah çalışması sonucu hazırlandığını ve Genelkurmay Başkanının onayından geçtiğini açıkladı.
-"Andıç"-
Üye Hakim Oruç, Türkeri'ye, "Şemdin Sakık ile ilgili andıç konusunu sormak istiyorum. Genel bir kanı var. Bazı gazetecilerin işlerinden olduğu ve bir dernek başkanının suikasta uğradığı iddiası var. Yürürlüğe konmasa bile bazı şahıslar açısından bu kadar ağır sonuçları olan bu eylem planı nasıl hazırlandı?" diye sordu.
Türkeri, soruyu şöyle yanıtladı: "Bu, 1998'de, Şemdin Sakık'ın yakalanmasından sonra, nisan ayı içinde taslak çalışma olarak hazırlandı. Kara Kuvvetleri Komutanlığınca alınan ifade tutanakları Genelkurmay'a gönderildi. Genelkurmay da o günkü acı olaylar nedeniyle taslak çalışma yapılmasını kararlaştırdı. Bilahare yayımlanmasından vazgeçildi. Bu taslak çalışma bir şekilde sızdırıldı. Olay budur."
Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin'in, "bazı bakanlıklardaki irticai kadrolaşmaya ilişkin brifinglere" yönelik sorusu üzerine Türkeri, "Bu tespiti Genelkurmay yapmadı, devletin istihbaratından sorumlu MİT Müsteşarlığı yaptı. Bunun onlara sorulması gerekir. Devletin istihbarat kurumundan gelen belgelerin doğru olduğunu kabul etmek gerekiyor" dedi.
İsmail Hakkı Önder vekili Müşteba Aydın'ın sorusu üzerine Türkeri, Önder'i BÇG'de görevlendirmediğini bildirdi.
-Müşteki avukatlarının soruları yanıtsız kaldı-
Müşteki avukatlarından Yılmaz Bölükbaşı'nın Andıç olarak bilinen "Güçlü Eylem Planı"na ilişkin, "Böyle bir çalışmayı yapmak sizin görev alanınız içinde mi?" sorusuna Türkeri, "Sayın müşteki avukatları Kusura bakmasınlar. Ben, sorularına cevap vermeye hazırım ancak katılmaları konusunda karar verilinceye kadar cevap vermek istemiyorum. Hukuki bir tercihtir. Susma hakkımı kullanmak olarak değerlendirilmemelidir" ifadesini kullandı.
Müşteki avukatları, bu açıklamanın ardından da Türkeri'ye sorularını yöneltmeyi sürdürdüler ancak her sorunun sonunda Türkeri yanıt vermeyeceğini kaydetti.
Türkeri, sanıklardan Çetin Doğan'ın sorusu üzerine ise "MGK'da sunulacak konular bir dosya halinde hazırlanır, takdimler de o dosyaya konulur. MGK üyeleri dosya muhteviyatından haberdar olarak hazırlık yaparlar. MİT Müsteşarlığı takdim yaptıktan sonra Genelkurmay adına, Genelkurmay'ın onayından geçmiş görüş sundum. Dolayısıyla biz sunum yapmadığımızdan onun dosyada olması mümkün değil" diye konuştu.
Müvekkili Türkeri adına savunma yapan avukat Aykanat Kaçmaz ise 28 Şubat sürecinde "cebir ve şiddet" bulunmadığını ileri sürdü.
İddia makamının elinde "şiddet" olarak nitelenebilecek şeyin Sincan'da tankların yürümesi olduğunu ifade eden Kaçmaz, "Bu taktik yürüyüşe en güzel cevabı dönemin Cumhurbaşkanı 'Doğrusu asker müdahalesi olabileceğini düşünmedim. Asker müdahalesi olacak olsa tanklar Sincan'a değil, başka yere yürür' diyerek vermiştir. Tanklar yürümekten başka ne yaptı? Tankların yürümesinde şiddet nerededir?" ifadesini kullandı.
28 Şubat süreciyle ilgili yalnızca askerlere dava açıldığını belirten Kaçmaz, "davanın, silahlı kuvvetler aleyhine açılmış davaların devamı olduğunu" iddia etti.
Kaçmaz'ın savunmasının uzaması üzerine, mahkeme heyeti duruşmayı 25 Kasım Pazartesi saat 10.00'a erteledi.
Mahkeme, savunmaları alınan sanıklar İlhan Kılıç, Refik Zeytinci, Şükrü Sarıışık, Aydan Erol, Hayri Bülent Alpkaya, Muhittin Erdal Şenel, Cengiz Çetinkaya ve Ayhan Cansevgisi’nin duruşmalardan vareste tutulmasına karar verdi. Davaya 25 Kasım saat 10:00’da devam edilecek.
(21 Kasım 2013, 11:21)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Darbe kaydına suç duyurusu
28 Şubat´ta şok Çiller itirafı
28 Şubat davasında mahkeme heyeti ile ilgili tartışmalar
28 Şubat´a Balyoz etkisi
28 Şubat davası duruşmaları
Flaş!!! 28 Şubat davası açıldı
28 Şubat soruşturması manşetlerimiz
28 Şubat süreci manşetlerimiz
28 Şubat iddianamesinde arama yap