Gazeteci yazar Abdurrahman Dilipak, BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu´nun öldürüldüğünü söyledi. Dilipak, Yazıcıoğlu´nun helikopter düştükten sonra, enkaz bölgesine gelen bir tim tarafından iki rekat namaz kıldıktan sonra infaz edildiğini iddia etti. Dilipak ve BBP yetkililerine göre, konuyla ilgili soruşturma dosyasında bazı somut belgeler var. Diğer bazıları da dava açıldığında mahkemeye sunulacak.
08.11.2013 16:59 Büyük Birlik Partisi eski Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu´nun 2009´da helikopter kazasında ölümüyle ilgili şok bir iddia gündeme geldi.. Avrasya Bir Vakfı tarafından organize edilen ´28 Şubat´ın Bilinmeyenleri´ konulu panele konuşmacı olarak katılan gazeteci yazar Abdurrahman Dilipak, Muhsin Yazıcıoğlu´nun öldürüldüğünü söyledi. Dilipak, merhum BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu´nun helikopter düştükten sonra, enkaz bölgesine gelen bir tim tarafından iki rekat namaz kıldıktan sonra infaz edildiğini iddia etti.
Muhsin başkanın rolünün biraz farklı olduğunu anlatan Dilipak, şöyle konuştu: ´Muhsin Yazıcıoğlu´nun helikopteri düşmedi, helikopteri sert iniş yaptı, daha sonra helikopterle gelen bir tim tarafından infaz edildi. İnfaz için gelen helikopter karda kayarak kırıma uğradı. Skorsky... Arkasından Malatya´dan iki helikopter geldi, onlar, onların tekrar ikmallerini yaptılar. Arkasından Akdeniz´deki bir Amerikan gemisinden bir helikopter kalktı, geldi, döndü o da Akropolis üssüne indi. Bu işin içinde Amerika da var, İngiltere de var, bu işin içinde siviller de var, herkes var.´
Muhsin Beyin, Erbakan hükümetinde de aktif olduğunu belirten Dilipak, şunları söyledi: ´Tayyip Erdoğan hükümetinde de aktifti, Tayyip Erdoğan´a yönelik bazı operasyonlar sırasında, devreye girip süreci engelledi. Gizli şahit filan da değildi. Ama birilerine, nerelere bakmaları gerektiği ve nerelere dikkat etmesi gerektiği konusunda; söylemesi yapması gerekeni yapıyordu.
Uluslararası sistem bunu ne yapacağını kestiremedi ve tasfiye etti, infaz edildi. Yani içerideki gazeteci de sadece gazeteci değildi, onu da söyleyeyim. Sadece 45 dakikalık telefon görüşmesi yok, o çocuk 45 dakika telefonda görüştü ve daha fazlası da var. Çenesi de ayrık, kırık, çene ayrılmış, konuşamaz. Bunların hepsi infaz. Hatta Muhsin başkan sağ olarak alındıktan sonra iki rekat namaz kıldıktan sonra infaz edildi. Helikopter düşmedi, sert iniş yaptı, kayaya çarptı. Eğer dava açılırsa, açılmazsa da onun dostları, ellerindeki belgeleri açıklayacaklar. Bu kadar yeter...
´HELİKOPTERE BİNMEDEN ÖNCE BENİ ARADI´
´Muhsin Yazıcığlu helikoptere binmeden önce aradığı bir gazeteci var, o da benim. Dedim bak başkanım. Biz bu dünyada yaptıklarımızın hesabını vereceğiz ama yapmamız gerekipte yapmadıklarımızın da hesabını vereceğiz. Söylediğimizin e söylemediğimizin hesabını vereceğiz. Sen bazı şeyler biliyorsun, ben bilmiyorum. Senin bildiklerini rüyamda görsem dudağım uçuklar.
Kahramanmaraş´a giderken beni aradı. Dilipak bak, konuşmamız lazım. Maraş´a gitme kararı vermiş öyle arıyor. Gel konuşalım anlamında söyledi ama ben de Gaziantep´e gidecektim. Hasan Celal´de Antepli´dir. Bunlar sistem içinden gelip, sisteme muhalif isimlerdir. Hasan Celal Güzel hala Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesidir. Hasan Celal Güzel ile ben halef selefim. Sabahtan öğleye kadar Erbakan ile çalışıyordu, öğleden akşama kadar Demirel ile çalışıyordu, akşamdan geceye kadar da Alparslan Türkeş ile çalışırdı. Bu adamları kaynatıp, suyunu çıkarın Hasan Celal Güzel çıkar.
Muhsun Yazıcıoğlu´nun helikopteri düşmedi. Helikopteri sert iniş yaptı. Daha sonra helikopterle gelen bir tim Yazıcığlu´nu infaz etti. İnfaz için gelen helikopter kırıma uğradı. Arkasından Malatya´dan iki helikopter kalktı. Ardından da Akdeniz´de bulanan bir Amerikan gemisinden helikopter kalktı, geldi ve ondan sonra o da üssüne döndü. Bu işin içinde Amerika, İngiltere ve siviller var.Muhsin Başkan sağ olarak 2 rekat namaz kıldıktan sonra infaz edildi
İDDİALAR İÇİN NELER SÖYLEDİLER
Gazeteci Abdurrahman Dilipak´ın bu iddiaları Habertürk´te Veyis Ateş´in hazırlayıp sunduğu Gece Yarısı´nda tartışıldı. Programa katılan Yazıcıoğlu davasının avukatı Kemal Yavuz, Dilipak´ın iddialarına benzer ifadelerin dava dosyasında bulunduğunu söylerken, BBP lideri Mustafa Destici ise kazanın hemen sonrasında olay yerine iki helikopterin indiğinin, gizli tanık ifadesiyle dava dosyasına girdiğini anlattı. İşte o sözler;
Kemal Yavuz (Yazıcıoğlu Davasının Avukatı)
Muhsin Yazıcıoğlu, Yüzde 1 lik bir partinin genel başkanı olmanın ötesinde bir dava adamıydı. Beraberinde de gerçekten bir çok insanın güvendiği, itimat ettiği, bilgiyi emanet edebileceği bir ağabey olarak görüyordu. Muhsin Yazıcıoğlu´nun suikaste kurban gittiği yönünde, halkta genel bir eğilim var. Benim kanaatimde bu yönde. Dosya kapsamında da sabit olan bir husus var. O da şudur ki helikopterin, dağa çarptığı yükselme trendinde iken dağa çarptığını biliyoruz. İlk temas eden kısmının da kızaklar olduğunu biliyoruz. Bir başka hususta başkanın helikopterden sağ olarak çıktığını biliyoruz. Dosyada var bunlar, yorum yapmıyorum. Fazla açığa gitmeden, silahı yanındayken indiğini biliyoruz. Emniyet kereminin bağlı olduğunu; ancak çözülmüş olduğunu biliyoruz. Kendi mi çözdü bilmiyoruz. Neden silahı almaya ihtiyaç duydu bu sorunun cevabı yok.
AHMET TÜRK (Yazıcıoğlu´nun Danışmanı)
Kanaatlere katılıyorum. Dava dosyasına giren bir bilgiden özellikle bahsetmek istiyorum. 2100 metre yukarıdan düşüyor ve namaz kılıyor hatta. Bu iddia içinde. Dilipak´a bu iddiayı gönderenler, ya bu işin içindedir ya ortada görüntü var ya da dezenformasyan amaçlanıyor.
Helikopterle ilgili kendi kanaatlerimi söyleyim. Bir sene evvel, Mustafa Destici helikopterin kırıma uğradığı noktaya, birilerinin geldiği ve olaya iki helikopterin bir saat sonra indiğini açıkladı. En alıcı nokta bu zaten. Türkiye´de ciddi bir çok iddia var.
Kırıma uğradığı noktaya iki tane helikopterin indiği ve bir tanesi 7 dakika sonra Akdeniz´deki bir gemiye yöneldiği o dönemdeki muvazzaf bir asker tarafından verildi. Biz bu bilgiyi paylaştıktan sonra; asker ve MİT savcılık davayla ilgili bilgiyi vermedi. Bu çok ciddi bir konudur, idari makamlar bu olay açıklandıktan sonra kaybetti.
MUSTAFA DESTİCİ (BBP GENEL BAŞKANI)
Abdurrahman Dilipak bu konuyu başından beri takip ediyor. Toplumda Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının öldürüldüğü aldığı algısı devam etmektedir. Bu konuda 7 tane madde var ki bunlar açıklığa kavuşmadan bu iddiaların arkası kesilmez.
Gizli bir tanık ki o muvazzaf askerin, olay sonrasında oraya iki helikopterin indiğini söylemiş birinin kalkış saati belirlenmiş diğeri ise henüz araştırılmaktadır. Dilipak´ın iddiaları, dava dosyasındaki olaylardır. Dışarıya bunlar anlatılırken, bir takım değişiklikler olabiliyor. İşin esasına bakıldığında ilgili iddialar dava dosyasında vardır.
---------------------------------------------------------------------------
BBP´Lİ ÖNALAN´DAN ŞOK FOTOĞRAF İDDİASI
10.11.2013 16:43 Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve 5 arkadaşının hayatını kaybettiği helikopterin düşmesiyle ilgili soruşturmayı yürüten Özel Yetkili Malatya Cumhuriyet Savcılığı´na, olayın suikast olduğuna dair şüpheleri çoğaltan yeni bilgiler ulaştı. Bu kapsamda ortaya atılan son iddiaya göre, helikopter düştükten sonra enkaz bölgesine gelen ekip Muhsin Yazıcıoğlu´nun ölmeden hemen önceki son görüntülerini cep telefonuyla kaydetti. Görüntüyü izlediğine ilişkin savcılığa ifade veren BBP kurucularından, Erzurum Eski İl Başkanı ve MKYK eski üyesi Emrullah Önalan konuştu. Önalan ´izlediğim görüntüde Muhsin Yazıcıoğlu dizlerinin üzerinde, sırtı dönük, ellerini açmış dua eder şekildeydi´ ifadelerini kullandı.
Muhsin Yazıcıoğlu ve 5 arkadaşının hayatını kaybettiği olayın soruşturması kapsamında geçtiğimiz günlerde Özel Yetkili Malatya Cumhuriyet Savcılığı´na BBP kurucularından Emrullah Önalan, Muhsin Yazıcıoğlu´nun ölmeden önce görüntüsünü izlediğine ilişkin ifade verdi. Önalan, görüntüler ile ilgili çarpıcı bilgiler paylaşırken görüntüyü 8 ay kadar önce izlediğini söyledi. Emrullah Önalan, ´2009 Mayıs ayında Sayın Cumhurbaşkanına yazdığım mektupta, fotoğraf ve görüntülerin kaynaklarıma dayanarak, bunun bir suikast olduğunu, devletin kasa veya bazı görevlilerinde bulunduğunu sitemli bir şekilde yazmıştım. Aynı kaynaklarım bana, helikopter düştükten sonra Muhsin Yazıcıoğlu´nun infaz görüntülerinin olduğunu söyledi. O görüntüleri ´bana verin, gereğini yaparım´ dedim. Yani savcıyla paylaşacaktım. Bunun üzerine ´seni öldürürler, yaşatmazlar´ gerekçesiyle vermediler. ´Öyle bir korkum yok. Muhsin Bey için inandığımı yaparım´ dedim. Görüntünün olduğuna ilişkin bilgi hiç aklımdan çıkmadı. Aradan birkaç ay geçtikten sonra en azından görüntüyü vermiyorsanız bile bana izlettirin´ dedim.´ ifadelerini kullandı.
´Muhsin Yazıcıoğlu´nun 3 kişi başında duruyordu´
Söz konusu görüntünün 15 saniye gibi bir bölümünü izlediğini söyleyen Emrullah Önalan, Muhsin Yazıcıoğlu´nun başında 3 kişinin bulunduğunu belirtti. Önalan, şunları kaydetti: ´Israrlarıma karşılık sisli bir havada çekilmiş çok kısa bir kayıt izlettiler. Muhtemelen görüntüyü çeken kişi yürüyordu. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu´nun elleri havada sanki son bir kez dua ediyormuş gibiydi. Arkadan çekilmiş bir görüntüydü. Açıkçası profesyonel çekilmiş bir görüntü değildi. Cep telefonuyla ya da boyundan askılığı olan amatör bir kamerayla çekilmiş. Yürürken çekilmişti. Yürürken çıkan ses görüntüye yansıyordu üstelik hareket halinde bir görüntüydü. Muhsin Yazıcıoğlu´nun sırtı dönük, 3 kişi başında duruyordu. Üzerinde beyaz gömleği vardı. Gizli çekilmiş bir görüntü gibiydi. Uzun bir görüntü olabilir ama bana sadece yaklaşık 15 saniyelik bir bölümü izlettiler.´
´Görüntüyü sızdıran o ekibin içinden biri´
Kaynaklarının kendisine görüntüdeki ekibin özel kuvvetler ve NATO kaynaklı bir ekip olduğunu da söylediğini iddia eden Emrullah Önalan, o ekibin içinden birinin görüntüyü sızdırdığını öğrendiğini aktardı. Önalan, ´Kaynaklarım görüntüdeki şahısların, özel kuvvetler ve NATO kaynaklı bir ekip olduğunu söyledi. İçerde de bunun ayaklarının olduğunu ve böyle bir dönemde bunun açığa çıkmasının çok zor olduğunu dile getirdi. Hatta benim için de risk olduğunu söyledi. Orada olup, görüntüyü sızdıran şahsın da, ´Burada görevliydim ama biz ne yaptığımızı bilmiyorduk. Bize bir görev verdiler, görev yapıldı. Ama daha sonradan vicdanen rahatsızlık duyuyorum bu yüzden bu işin açığa çıkmasını istiyorum.´ dediğini öğrendim. Görüntüyü çok istedim ama maalesef alamadım. ´Elinize geçerse siz direk harekete geçer ve intikam almaya kalkarsınız´ nedeniyle görüntüyü vermediler. O görüntünün bir tane değil, birkaç kopyasının olduğunu düşünüyorum. Kendi adıma risk alarak ayrıntılı şekilde Özel Yetkili Malatya Cumhuriyet Savcılığı´na ifade verdim. Asla da silinmeyecek bir görüntüdür. Çünkü öyle bir görüntüyü eline geçirenin asla silmeyeceğini düşünüyorum. Görüntüyü izledikten sonra hiç aklımdan çıkmadı.´ ifadelerini kullandı.
Gizli tanık helikoptere 160 dakika sonra ulaşıldığını iddia etmişti
Öte yandan Emrullah Önalan´ın söyledikleri Yazıcıoğlu ailesi ve BBP yöneticileri tarafından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül´e sunulan belgeler ile örtüşüyor. Daha sonradan soruşturma kapsamında gizli tanığın Hava Kuvvetleri Komutanlığı MY Modülü (Muharebe Yönetimi Modulü)´nden elde ettiği belgeleri Cihan Haber Ajansı 24 Mayıs 2012 tarihinde ´Yazıcıoğlu´nun helikopterine 160 dakika sonra ulaşıldı´ başlık altında yayınlamıştı. Söz konusu haberde gizli tanığın iddiasına yer verilmişti. İddiaya göre, Yazıcıoğlu´nu taşıyan helikopter 15.03´te düştükten sonra 17.42´de ´J´ kodlu helikopter enkaz bölgesinin 300 metre uzağına iniş yapıyor ve 17.49´da kalkış yapıyor, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi istikametine doğru uçuşunu gerçekleştiriyordu. Aynı kodlu bir başka helikopter ise 17.47´de enkaz bölgesine iniyor ve ne zaman kalkış yaptığı bilinmiyordu.
İsmail Güneş´in çenesinin kırık olduğu ortaya çıkmıştı
Helikopterin düşmesi sonucu hayatını kaybeden gazeteci İsmail Güneş´in otopsi raporunda, Güneş´in 4 ila 6 saat arasında vefat ettiği belirtiliyordu. Gazeteci Güneş´in TİB kayıtlarına göre 19.04´e kadar tam 16 kez aranarak 12 dakikalık telefon görüşmesi yaptığı kesinleşmişti. İsmail Güneş´in bulunduğu bölgede telefonun çekmediği tespit edilmişti. Bu durum, Güneş´in bu telefon konuşmalarını helikopter enkazının olduğu bölgede yaptığını gösteriyor. Bu bilgiler İsmail Güneş´in 19.04´ten sonra da hayatta olma ihtimalini güçleniyor. Fakat Güneş´in 19.04´e kadar bu görüşmeleri kiminle yaptığı ve neler söylediği henüz tespit edilebilmiş değil. Ayrıca İsmail Güneş´in otopsi raporlarında çenesinin kırık olduğu da ortaya çıkmıştı. Güneş, enkazın 600 metre aşağısında bulunmuştu. Öte yandan BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu helikopter düştükten 3 gün sonra, enkazın 25-30 metre uzağında, yüz üstü pozisyonunda bulunmuştu. (Sabah)
---------------------------------------------------------------------------
OĞLU FOTOĞRAF İDDİASINI YALANLADI
11.11.2013 17:38 BBP kurucularından, Erzurum Eski İl Başkanı ve MKYK eski üyesi Emrullah Önalan, dün Yazıcıoğlu davasının seyrini değiştirecek bilgiler verdi. Önceki gün de Dilipak benzer iddialar ortaya attı. Önalan, Muhsin Yazıcıoğlu´nun helikopterinin düşmesinin hemen sonrasında çekildiği iddia edilen görüntüleri izlediğini iddia etmişti. İddasında ´Israrlarıma karşılık sisli bir havada çekilmiş çok kısa bir kayıt izlettiler. Muhtemelen görüntüyü çeken kişi yürüyordu. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu´nun elleri havada sanki son bir kez dua ediyormuş gibiydi. Arkadan çekilmiş bir görüntüydü. Açıkçası profesyonel çekilmiş bir görüntü değildi. Cep telefonuyla ya da boyundan askılığı olan amatör bir kamerayla çekilmiş. Yürürken çekilmişti. Yürürken çıkan ses görüntüye yansıyordu üstelik hareket halinde bir görüntüydü. Muhsin Yazıcıoğlu´nun sırtı dönük, 3 kişi başında duruyordu. Üzerinde beyaz gömleği vardı. Gizli çekilmiş bir görüntü gibiydi. Uzun bir görüntü olabilir ama bana sadece yaklaşık 15 saniyelik bir bölümü izlettiler. dedi. Gazeteci yazar Abdurrahman Dilipak, da olayla ilgili olarak ´´Yazıcıoğlu´nun helikopteri düşmedi. Helikopteri sert iniş yaptı. Daha sonra helikopterle gelen bir tim Yazıcığlu´nu infaz etti. Bu işin içinde Amerika, İngiltere ve siviller var. Muhsin Başkan 2 rekat namaz kıldıktan sonra infaz edildi.´´ demişti.
-Oğlundan fotoğrafa yalanlama: Birileri sanki soruşturmanın önünü kesmek istiyor-
Merhum Yazıcıoğlu´nun oğlu Furkan Yazıcıoğlu ise Habervaktim´e yaptığı açıklamada, ortaya çıkan fotoğrafın fotomontaj olduğunu iddia ederek şunları söyledi: “Ne zaman soruşturmayla ilgili Savcılık nezdinde bir ilerleme kat edilse bu tür düzmece bilgiler, montaj olduğu besbelli fotoğraflar internete dolayısıyla kamuoyuna servis ediliyor. Ve bunlar bizi çok ama çok üzüyor. Araştırılması ve üzerine gidilmesi gereken çok daha önemli bilgi ve belgeler var oysa. Örneğin olaydan 160 dakika sonra oraya 2 helikopterin indiği bilgisi. İlk defa sizinle paylaştığım bu bilgiyi Savcılık araştırıyor şuan. Ama birileri sanki bunun önünü kesmek istercesine, foto montaj fotoğraflarla soruşturmayı ve kamuoyunu farklı yerlere yönlendirmeye çalışıyor.” (Sabah)
---------------------------------------------------------------------------
BBP LİDERİ DESTİCİ: FOTOĞRAF İDDİASI DOSYADA DA VAR, İFADESİ DE ALINDI
11.11.2013 17:42 BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Kosova Türk Adalet Partisi ve Mamuşa Belediye Başkanı Arifi Bütüç´ü kabul etti. Kabulde gazetecilerin, Muhsin Yazıcıoğlu´nun ölmeden önce namaz kıldığına dair görüntüler ile infaz iddialarını nasıl değerlendirdiğini sormaları üzerine Destici, helikopterin düşmesinden itibaren Kahramanmaraş yerel mahkemede soruşturma başladığını, Meclis´te komisyonun kurulduğunu ve Devlet Denetleme Kurulu´nun devreye girdiğini hatırlattı.
Devlet Denetleme Kurulu´nun da ´´Türkiye´de ezber bozacak bir olumlu rapor´´ yayınladığını belirten Destici, bu raporla birlikte Kahramanmaraş Başsavcılığı´na müracaat ederek, burada örgütlü bir suç, bir suikast, sabotaj olabileceği ihtimali olduğunu bunun için de artık dosyanın özel yetkili bir mahkeme ve savcılar tarafından araştırılmasını, soruşturulmasını talep ettiklerini ve bunun da kabul gördüğünü anlattı.
Dosyanın Mart 2011´den itibaren Malatya Özel Yetkili Cumuhuriyet Savcıları tarafından soruşturulduğunu ifade eden Destici, ´´Bugün kamuyounda konuşulan her iddia soruşturma dosyasında mevcuttur. Bugün kamuoyunda iddia ortaya atan herkesin ifadesi de Malatya Cumhuriyet Savcılığında soruşturma dosyasının içerisinde alınmıştır´´ dedi.
Son görüntünün fotomontaj olduğunun söylendiğini, bunu net bilmediğini, bu konuyu araştırdıklarını anlatan Destici, şunları kaydetti: ´´Fotomontaj olduğu söyleniyor net bilmiyorum, tabi ona da bakacağız değerlendireceğiz, ama benim aldığım bilgilerde zaten fotoğrafın üzerinde bu bir fotomontajdır diye yazdığı söyleniyor. Bilmiyorum gerçek midir değil midir ona da bakıyoruz, araştırıyoruz. Ama şunu söylemek istiyorum ´görüntüyü izledim´ diyen bizim eski bir merkez karar ve yürütme kurulu üyemiz, eski Erzurum il başkanı olan arkadaşımız. ´Muhsin başkan sorgulanıyordu´ görüntüsünü izledim diyen bir arkadaşımız ve bu arkadaşımız, bunu bizimle paylaştıktan sonra bize söyledikten sonra biz kendisini derhal avukatlarımız aracılığıyla Malatya´daki Özel Yetkili Cumhuriyet savcılarına götürdük ve orada kendisi ifadesini verdi.
Daha sonra da onun kendisine görüntüyü izlettirdiği dediği şahıs da Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından çağrıldı, onun da ifadesi alındı ve soruşturma şu anda devam ediyor ama orada iki rekat namaz kıldığı gibi şeyler benim bilgim dahilinde değil. Bunlar bazen şöyle oluyor, kulaktan kulağa aktarılırken değişebiliyor işin doğrusu bu. Herkes dosyayı başından itibaren takip etmiyor ve o anda kendisine ne söylenmişse birisi birşey söylüyor, öbürü birşey söylüyor.. O öyle olabilir diye düşünüyorum. Bununla ilgili soruşturma devam ediyor. Bunun ötesinde bir şey söylemem durumunda hem dosyanın gidişatına zarar veririm hem soruşturmanın gizliliğini ihlal etmiş olurum´´
Kendilerinin konuyla ilgili her türlü bilgiyi savcılara ilettiklerini anlatan Destici, ´´Kim hangi iddiada bulunmuşsa hatta rüya bile görenler var, rüyasında görüp anlatanlar var, komplo teorileri olsun, kulaktan duyumlar olsun, ´görüntü izledim´ diyenler var, bunların hepsi soruşturma dosyasının içinde... Bize hangi bilgi gelmişse, biz bunların hepsini Malatya´daki Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılarına bildirdik´´ ifadesini kullandı.
Merhum Yazıcıoğlu´nun üzerinden bir takım insanların isim yapmaya, gündem oluşturmaya çalıştığını savunan Destici, ´´En kötüsü ve belki de gazabımızla muhatap olacak tavırlar rahmetli Muhsin Başkanı derin yapılarla, Ergenekon vari yapılarla ilişkilendirme çabalarıdır. Bunu yapanlar Muhsin Yazıcıoğlu´na onun davasına en büyük kötülüğü yapıyorlar´´ değerlendirmesinde bulundu.
Muhsin Yazıcıoğlu´nun hiç bir dönemde derin yapılarla iç içe olmadığını belirten Destici, onun mücadelesinin derin yapılara karşı olduğunu söyledi,
Destici, bir gazetecinin iddialara ilişkin görüntülerin Savcılıkta olup olmadığını sorması üzerine, hiçkimsenin görüntüyü getirmediğini, birisinin iddiasının olduğunu, görüntüyü izleyen ile izlettirenin ifadelerinin alındığını, kendilerinin gereğini yaptığını ifade etti.
Destici, her türlü spekülasyon ve dezenformasyonun önünün kesilmesinin yolunun, bu dosyanın bir ön önce aydınlatılmasından geçtiğini sözlerine ekledi. (AA)
OĞUL YAZICIOĞLU İLE BBP´DEN FOTOĞRAF TEPKİSİ
12.11.2013 10:15 Eski BBP Genel Başkanı Merhum Muhsin Yazıcıoğlu´nun, helikopter kazasının ardından “iki rekat namaz kıldıktan sonra infaz edildiği” iddiasına hem ailesinden hem de BBP´den tepki geldi.
Merhumun oğlu Furkan Yazıcıoğlu, eski BBP Erzurum İl Başkanı Emrullah Önalan´ın gördüğünü iddia ettiği ve internette yayılan ´düşen helikopter başında namaz kılan Yazıcıoğlu fotoğrafı´nın montaj olduğunu belirtirken, birilerinin bu tür asılsız iddialarla soruşturmayı farklı yerlere yönlendirmeye çalıştığını söyledi. Habervaktim´e konuşan Furkan Yazıcıoğlu, somut bilgi ve delillerin üzerinin örtülmeye çalışıldığına dikkat çekti. Yazıcıoğlu, “Ne zaman soruşturmayla ilgili savcılık nezdinde bir ilerleme kat edilse bu tür düzmece bilgiler, montaj olduğu besbelli fotoğraflar internete, dolayısıyla kamuoyuna servis ediliyor. Araştırılması ve üzerine gidilmesi gereken çok daha önemli bilgi ve belgeler var oysa. Örneğin olaydan 160 dakika sonra oraya 2 helikopterin indiği bilgisi. İlk defa sizinle paylaştığım bu bilgiyi savcılık araştırıyor şu an. Ama birileri sanki bunun önünü kesmek istercesine, foto montaj fotoğraflarla soruşturmayı ve kamuoyunu farklı yerlere yönlendirmeye çalışıyor.” dedi.
BBP Genel Başkan Yardımcısı Murat Ekinci de Türkiye´deki tüm hava hareketlerini anlık takip eden ve Hava Kuvvetleri bünyesinde bulunan muharebe yönetim modülünden elde edilen bilgiye göre 25 Mart günü olaydan yaklaşık 1,5 saat sonra olay mahalline 2 helikopterin indiğine dikkat çekti. Ekinci, şunları kaydetti: “Biri 17.42´de iniyor, 7 dakika sonra yani 17.49´da havalanıyor. Diğeri de 17.47´de iniyor, fakat bunun ne kadar kaldığı, hangi saatte havalanıp oradan ayrıldığı bilgisi yok elimizde. Biz bu bilgileri soruşturmayı yürüten savcılıkla paylaştık. Savcılık da Hava Kuvvetleri´nden bu bilgilere dair görüntüler istedi. Birileri sanki, bu helikopterlerin ve orada ne yaptıklarının üzerine gidilmesini istemiyor. Çıkacak sonuçtan endişe ediyor olmalı ki, şimdiden bu tür fotomontaj fotoğraflarla ve kesin olmayan bilgilerle soruşturmayı ve en önemlisi de kamuoyunu farklı yerlere yönlendirmeye çalışıyor.” (Zaman)
YAZICIOĞLU'NUN OĞLUNDAN ŞOK İDDİA
14.11.2013 10:53 4 yıl önce helikopter kazasında hayatını kaybeden BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun oğlu Furkan, "Hava Kuvvetleri radarından çıkan görüntülere ulaştık. Helikopterin düştüğü bölgeye olaydan 160 dakika sonra iki helikopter iniyor" dedi. BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği helikopter kazasının üzerinden 4 yılı aşkın zaman geçti, ancak sır perdesi hala kalkmadı. Suikast iddialarına BBP Lideri'nin oğlu Furkan Yazıcıoğlu da katıldı. Furkan Yazıcıoğlu olayla ilgili ilk kez Vatan'a konuştu. İşte oğul Yazıcıoğlu'ndan çarpıcı iddialar:
'Fotomontaj yaptılar'
"Babamın ölmeden önce namaz kıldığına dair görüntüler fotomontaj. Sosyal medya üzerinden birtakım fotomontaj görüntüler servis ediliyor. Bu tür görüntüler davanın seyrini olumsuz etkiliyor. Bu tür görüntüler Muhsin Yazıcıoğlu'nun maneviyatını da yıpratıyor. Yazıcıoğlu'nun ölümüyle ilgili namazdan ziyade arama-kurtarmayla ilgili zafiyetin konuşulması gerekir."
'Gizli tanığın başı belada'
"Olayla ilgili ifade veren gizli tanık çok ciddi problemler yaşıyor. O dönem asker olan gizli tanık, mesleği elinden alınarak emekli edildi. Onun vasıtasıyla elimize ulaşan radar görüntülerini Cumhurbaşkanı Gül ve savcıyla paylaştık. Hava Kuvvetleri radar modülünden çok farklı yöntemlerle çıkarılan görüntüleri izledik. Radar görüntülerinde enkaz bölgesine olaydan 160 dakika sonra 2 helikopterin indiği görülüyor."
'6 dakika arayla iniyorlar'
"Helikopterlerden biri enkaz yerine 300 metre mesafede iniş yapıyor ve yaklaşık 7-8 dakika sonra havalanıyor. Diğer helikopter ise ilkinden 5-6 dakika sonra iniş yapıyor ancak ne zaman havalandığına dair radar görüntü yok. Helikopterlerin koordinat, eylem, boylam bilgileri açıkça görüntülerde yer alıyor. Bilirkişi radar görüntülerinin gerçek olup olmadığını inceleyecek. Şayet radar görüntüleri gerçekse hukuki girişimleri başlatacağız. Babamın ölümüyle ilgili hem aile, hem de BBP olarak çok ciddi araştırmalar yapıyoruz. Belli bir mesafe de kat ettik. an gizli kalması gereken konular var."
'Davayı sulandırıyorlar'
"Olay çok ciddi ve farklı yerlere gidiyor. Sulandırma operasyonu yapılmak isteniyor. Yazıcıoğlu ailesi olarak kamuoyundan ricamız; aile ve BBP dışında yapılan hiçbir açıklama, görüntü, söylentiye itibar edilmesin. Fotomontaj görüntülerle davanın seyri oyalanıyor."
'Kesinlikle suikast'
Furkan Yazıcıoğlu, olayın kaza olmadığına inanıyor: "Babama kesinlikle suikast yapıldı. Oğlu olarak duygusal düşündüğüm zannedilmesin. Çok ciddi bilgilere dayanarak sabotaj olduğunu iddia ediyorum. Vakti zamanı gelince bu bilgi ve belgeleri açıklayacağız." (Star)
---------------------------------------------------------------------------
SON FAİLİ MEÇHUL MUHSİN YAZICIOĞLU SUİKASTİ (1)
02.12.2013 10:58 Bülent Orakoğlu (Yenişafak): Muhsin Yazıcıoğlu'nun da içinde olduğu helikopterin bilinmeyen bir nedenden dolayı Kes Dağı Kanlıçukur mevkine düştüğü tarihten günümüze kadar 4 yılı aşkın bir süre geçti. Bu süre zarfında ortaya çıkan gerçekler ve yeni deliller ışığında Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte helikopterde bulunan 6 kişinin kaza süsü verilmek istenen bir suikast ile hayatlarını kaybettikleri kesinleşmiş gibi görünüyor.
Helikopterin düşmesi sonrasında arama- kurtarma ekiplerinin son teknolojik gelişmelere rağmen enkaza kazadan 48 saat sonra ulaşması ve yaşanan zafiyetler kamuoyunda şüphe ile karşılanmış ihmal kusur veya kasıt iddialarına neden olmuştu.
Yıllar sonra Cumhurbaşkanı'na olayın içindeki muvazzaf bir subay tarafından gönderildiği düşünülen kaza ile ilgili videoda, helikopterdeki cihazları sökmeye çalışan ve cesetlerle ilgilenen askeri kişilerin görüntülerinin yer aldığı bizzat Cumhurbaşkanı Gül tarafından açıklanmıştı.
Helikopterin dış bir etki ile düşürülüp düşürülmediğini ortaya çıkaracak cihazların ortadan kaldırılması ile helikopterin düşüş sebebinin tespit edilmesi önlenmiş oluyordu. Üstelik cihazları çalan kişilerin mahkemede susma haklarını kullanarak kendilerine bu emri veren üstlerine güvenerek deşifre etmemeleri ve birkaç ay içinde tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmaları korunduklarının en açık belirtisiydi.
Olayı soruşturan Malatya Özel Yetkili Savcısı'na ifade veren ve muvazzaf asker olduğu bilinen gizli tanığın, helikopterin düşüşünden 160 dakika sonra kısa aralıklarla iki helikopterin kaza mahalline indiğini, Hava Kuvvetleri Radar Modülü'nden çok farklı yöntemlerle çıkarılan görüntüleri de delil olarak savcılığa teslim ettiği iddia edilmişti.
Bora kod adlı gizli tanığın, dönemin Kahramanmaraş İl Jandarma Komutan Yardımcısı Hamza Tiryaki'nin aramaların sürdüğü sırada ''Siz o bölgeye kayın, duruma bakın gerekirse eks olana kadar oralarda durun'' şeklinde Genelkurmay'dan bir binbaşı ile telefon görüşmesi yaptığı iddiasının savcılık tarafından detaylı olarak soruşturulduğu da medyaya yansımıştı.
Ayrıca yapılan tahkikatlarda bazı üst düzey askerlere savcılık tarafından sorulduğu iddia edilen ''Ergenekon üyesi misiniz?'' Helikopteri BÇG yerine kurulan Atakurtlar Cumhuriyet Oluşumu mu düşürdü şeklindeki sorular, soruşturmada helikopterin bir kaza sonucu değil bir suikast sonucu düşürüldüğü yönünde önemli bilgi ve belgelerin savcının elinde olduğunu ortaya koymuştu.
Ayrıca helikopterin düştüğü saatten 5 dakika önce olay mahalline 28,5 km uzaklıkta iki F-16 ve bir F4 olmak üzere üç adet uçak ile ilgili olarak dijital radar görüntü kayıtlarının doğu bölgesinde bütün radarlarda meydana gelen kısa süreli bir arıza nedeniyle alınamadığı Genelkurmay tarafından olayı soruşturan savcılığa bildirilmişti. Cumhurbaşkanlığı DDK'nın daha önce yaptığı tespitlerde helikopterin tam da bu zaman aralığında düştüğü yer almıştı.
Bütün bu yaşanan yeni ve önemli gelişmeler sonrasında, Cumhurbaşkanlığı DDK, Malatya Cumhuriyet Savcılığı'na gönderdiği yeni değerlendirme raporunda, kendilerine ve savcılığa ulaşan bilgi ve belgelerle, kaza gününe ilişkin Genelkurmay Başkanlığı tarafından üretilen bilgi ve belgelerin çeliştiği ve sıhhatinin tartışılır olduğuna dikkat çekilerek, radar görüntülerinin belirli bir süre alınamamasına ilişkin, arızanın gerçekliliğinin ve uçak kayıt cihazlarındaki uçuş kayıtlarının saklanıp saklanmadığının araştırılmasına dikkat çekilmişti. (Bülent Orakoğlu / Yenişafak)
SON FAİLİ MEÇHUL MUHSİN YAZICIOĞLU SUİKASTİ (2)
09.12.2013 09:47 Bülent Orakoğlu (Yenişafak): Geçen haftaki yazımızda Yazıcıoğlu ile birlikte 5 kişinin hayatını kaybettiği helikopter kazası süsü verilmiş bir suikastla karşı karşıya olduğumuzu, devletin resmi raporları ve kaza sonrası ortaya çıkan yeni maddi deliller ışığında açıklamaya çalışmıştık.
Helikopter havada iken, savaş uçaklarının da aynı bölgede eğitim çalışmalarını yoğunlaştırmaları, üç savaş uçağının helikopterin uçuş güzergâhının olduğu bölgede havada olması nedeniyle helikopteri kaza veya kasıtlı bir şekilde jetlerin düşürme ihtimali uzmanlara göre oldukça güçlü görünüyor.
İlginç bir tesadüf olarak, helikopterin düştüğü zaman aralığında, doğu bölgesinde tüm radarların 4 dakika 47 saniye karardığı iddiası, özel yetkili savcılığın uzmanlardan oluşturduğu bilirkişi ekibinin verdiği raporla çürütülmüş bulunuyor. Bilirkişi ekibi ''Radarların milyonda bir ihtimal bile olsa asla kararmayacağına'' işaret ediyor.
Cinayet masası dedektiflerinin dillendirdiği kamuoyuna da mal olmuş'' Kusursuz cinayet veya suikast yoktur'' tespiti Yazıcıoğlu suikastının her aşamasında belirgin bir şekilde olayı aydınlatacak yeni deliller ışığında gündemi sarsmaya devam ediyor.
Düşen helikopterde bulunan gazeteci İsmail Güneş'in, 112 acil servisi ile yaptığı telefon görüşmesinde Yazıcıoğlu'nu taşıyan helikopterin düştüğünü, kendisinin sadece bacağının kırık olduğunu, helikopter içinde sıkıştığını hareket edemediğini akıcı bir şekilde anlatarak yardım istemesi üzerine, tüm ülke bu trajik kazadan(!) haberdar olmuştu. Tabii ki de suikastı planlayanlar da.
Güneş, yaptığı telefon konuşmaları ile hayatının en büyük gazetecilik olayına imza atarken, derin yapının tekerine çomak soktuğunu ve kendi sonunu hızlandırdığını nereden bilebilirdi ki?
Güneş'in cesedi bacağında iki kemik, 4 kaburga kemiği ve alt çenesi kırık olduğu halde, enkazın 600 metre aşağısında bulunmuştu. Tüm telefon konuşmalarını helikopterin içinde yaptığı da kesinleşmişti. Cesedinin bulunduğu yerde ise telefonunun çekmediği tespit edilmişti. Ayrıca otopsi raporunda açıkça belirtilen alt çenesinin kırık olduğu hususu 2,5 yıl kamuoyundan gizlenebilmişti.
Yazıcıoğlu'nu hangi güç neden ortadan kaldırmıştı? Aslında bu soruya malumu-ilam etmek cevabını rahatlıkla verebiliriz. Rahmetli Yazıcıoğlu'nun '' haberimiz olmadan bizim tarlayı sürmüşler'' açıklaması ve 2007 yılında MHP den koparak aralıklarla toplu halde BBP geçiş projesinin arka planı suikastın düğüm noktası olarak görünüyor.
Yazıcıoğlu, Rahip Santora, Danıştay, Hrant Dink ve Zirve Katliamı sanık ve tetikçileri ile Dink cinayetini azmettiren Yasin Hayal'in BBP ve Alperen Ocakları ile ilgisi olduğu iddialarını ve büyük abi Erhan Tuncel'in kendisi ile aynı karede fotoğraflanmasının tesadüf olmadığını kendisinin ve partisinin derin bir komplo ile karşı karşıya kaldığını düşünüyordu. Bu amaçla emniyet kökenli genel başkan yardımcılarından birini bu olayları araştırmak için görevlendirmişti. Yapılan araştırmalarda ilginç ve karanlık önemli ipuçlarına ulaşıldığı iddiaları ortaya atılmış bu hususta kamuoyu dahi bilgilendirilmişti.
Yazıcıoğlu bu bilgilerin ışığında, Alperen Ocakları'nın üst düzey yöneticileri ve bazı il başkanları ile yaptığı toplantılarda, ocaklara sızmaların önlenmesini konusunda net ve kesin bir tavır alarak sorumluları ikaz etmişti.
Önemli ipuçları ve delillere rağmen toplumu şok eden, tüm suikastların, neredeyse ortak noktası haline gelen delillerin gizlenmesi, karartılması ve bilgi kirliliği yaratılması stratejisi bu olayda da öne çıkmış görünüyor.
Geçmişte kamu vicdanını yaralayan Özal, Bitlis, Abbas, Kahveci, Öz, Çillioğlu ve daha nice cinayet, kaza ve zehirlenme süsü verilmiş suikastları, kurgulayan devlet içine sızmış illegal yapının bilinmesine rağmen deşifre edilerek yargı önüne çıkarılamaması, hukuk ve demokrasi açısından ülkemiz için bir handikap olarak görünmeye devam ediyor. (Bülent Orakoğlu / Yenişafak)
(08 Kasım 2013, 16:59), son güncel.: (09 Aralık 2013, 09:47)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
MUHSİN YAZICIOĞLU´NUN ŞÜPHELİ ÖLÜMÜYLE İLGİLİ MANŞETLERİMİZ
Yazıcıoğlu kazasında 6 şüphe
Yazıcıoğlu soruşturmasında şok gözaltılar ve tutuklamalar
İşte enkazı söken o subaylar
Yazıcıoğlu soruşturması özel yetkili savcıda
Ölmez: Yazıcıoğlu´nu susturacaktık
Ergenekon çaycısı şok itiraflarda bulundu: Yazıcıoğlu öldürüldü
Ölmez: Yazıcıoğlu´nu susturacaktık
Şok iddia: BBP lideri Yazıcıoğlu gizli tanıktı, MİT öldürdü
Yazıcıoğlu´nun ölümünde Barnabas iddiası
İncil olayından Ergenekon çıktı
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap