Bahtiyar Aydın davası gözleri bir kez daha 1993´deki karanlık Lice olaylarına çevirdi. Lice olaylarını Tuğg. Aydın suikasti penceresinden incelemeye alan savcılık, Bahtiyar Aydın´ın Lice´de bulunma gerekçeleri üzerine de yoğunlaştı. Olaylarda Ergenekon davasında müebbet hapis cezası alan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ´un adı da geçiyor. Tuğg. Bahtiyar Aydın´ın uydurma bir ihbarla Lice´ye çekildiği ve orada şehit edildiği ileri sürülmüş, bu ihbar dava dosyasına girmişti. Aydın´a Lice´ye git emrini Başbuğ´un verdiği ortaya çıktı. Diğer taraftan, 1993´de TSK içinde kurulduğu ortaya çıkan ve Özal ve Bitlis ile bu ekipteki komutanlara yönelik cinayetleri işlediği ileri sürülen Tushad isimli Ergenekon hücresi bir kez daha gündemde..
24.10.2013 12:08 Lice olayları Başbuğ´la yeniden mercek altında.. Tuğgeneral Aydın´ın karargah içinden sıkılan kurşunla şehit olduğu Lice olayları yeniden mercek altında. Aydın´a ?Çatışma var Lice´ye git? emrini veren isim İlker Başbuğ çıktı.
´GİT´ EMRİNİ BAŞBUĞ VERDİ
Star´da yer alan habere göre; Suikastin gerçekleştiği dönemde Diyarbakır Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı Hasan Kundakçı, yardımcısı ise Tümgeneral İlker Başbuğ´du. Tuğg. Bahtiyar Aydın ise Diyarbakır Bölge Jandarma Komutanı´ydı. İddiaya göre 22 Ekim 1993 günü Tümgeneral Başbuğ, tarafından Tuğgeneral Aydın´a Lice´ye git emri verildi.
Aydın bu emre itaat ederek Lice´ye gitti. Ancak görgü tanıklarına göre Aydın´ı taşıyan helikopter Lice´ye indiğinde olay yoktu. Söylendiği gibi çatışma olması durumunda Tuğgeneral rütbesindeki bir komutanın kurşuna dayanıksız UH-1 tipi genel maksat helikopteriyle gelmeyeceği ve açık alanda bulunmayacağı ifade ediliyor.
İLK GİDEN BAŞBUĞ VE KUNDAKÇI
Aydın vurulduğunda Lice Jandarma Bölük Komutanlığı´nın ön tarafında araç dışında açık alanda emir subayıyla sohbet halindeydi. Ne bir mevzide, ne bir zırhlı araç içerisinde değildi. Çatışma iddialarının sanal olduğunu destekleyen en önemli durum buydu.
Aydın´ın vurulduğu haberi TSK´da deprem etkisi yaptı. Suikast kamuoyuna duyulmadan askeri bir helikopter Lice Jandarma Bölük Komutanlığı´nın bahçesine indi. Helikopterdeki iki general Hasan Kundakçı ve İlker Başbuğ´du.
TUTANAK YAZILIRKEN ORADAYDI
İki general Aydın´ın vurulmasıyla ilgili ilk bilgi ve tutanakların hazırlandığı süreçte bizzat oradaydılar. Tutanaklarda Aydın´ın vurulma biçimi, açısı gibi ayrıntılardan ateş yönünü tespite yarayacak bilgiler yeralmıyor, Lice halkı sorumlu tutuluyordu. Lice olayları 2008´de tekrar gündeme geldiğinde Genelkurmay Başkanı Başbuğ´du ve Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Tuğg. Metin Gürak´a Aydın´ın teröristlerce açılan ateş sonucu şehit olduğu açıklaması yaptırmıştı.
´BAHTİYAR PAŞAYI BİZZAT UĞURLADIM´
19 Temmuz 2010 Tarihli Aksiyon Dergisi´ne konuşan Bahtiyar Aydın´ın eşi Şahin Aydın ise Lice konusunu bizzat İlker Başbuğ ile konuştuğunu, Başbuğ´un kendisine, Bahtiyar Aydın´ı bizzat kendim uğurladım Lice´ye. TSK´yı yıpratmak için bu iddialar ortaya atılıyor dediğini aktarmıştı.
KARAKOLDAKİ 55 YARALI KİM? KAYITLARI NEREDE?
İlker Başbuğ´la ilgili bu durum, Bahtiyar Aydın´ı görevlendirmesi ve Lice olaylarının sanal olduğu yıllardır özellikle Genelkurmay içinde çokça tartışıldı. Emekli Korgeneral Hasan Kundakçı olayı Güney Doğuda Unutulmayanlar ismiyle kitap yaptı. Kitapta, İlker Başbuğ ve kendisini taşıyan helikopterin yoğun ateş ve inmeyin uyarılarına rağmen, Aydın´ın şehit edilmesinden sonra karakola indiğini, kendilerini bacağından yaralı bir subayın karşıladığını, içerde 55 yaralı ve hasta asker olduğunu yazdı.
Ancak çatışmanın günlerce sürdüğü, giriş çıkışların asker tarafından günlerce yasaklandığı Lice´de Kundakçı Paşa´nın sözünü ettiği ayağından yaralı subayın ismi, tedavi kaydı, 55 yaralı askerlerin isimleri sır olarak kaldı. Paşaları taşıyan ve ateş altında olduğu söylenen helikopterin hiç isabet almamış olması da bir diğer ilginç gelişmeydi. Bin 200 metreden Bahtiyar Aydın´ı başından vuranlar devasa helikopteri ıskalamıştı. Yaralı ve şehit isimlerini içeren tutanaklar hiçbir zaman ortaya çıkmadı. Savcılık şimdi, o tutanakların, Aydın´a ´Lice´ye git´ emrinin verilme sebebinin peşinde. Soruşturma hem Aydın suikastini hem de Lice olayları aydınlanacak.
20 yıllık zaman aşımına girmesinin beklendiği gün sürpriz şekilde açılan Tuğgeneral Bahtiyar Aydın suikasti davası şok gelişmeleri tetikleyecek gibi görünüyor.
Diyarbakır´daki faili meçhul cinayetleri soruşturan Cumhuriyet Savcısı Osman Coşkun, Lice´de 22 Ekim 1993 tarihinde Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın´ın şehit edilmesiyle ilgili iddianameyi zaman aşımının dolacağı gün tamamladı. İddianame, TMK´nın 10. Maddesiyle Görevli Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi´nce kabul edildi. Böylece Bahtiyar Aydın cinayeti zaman aşımına uğramaktan kurtuldu. Bahtiyar Aydın dosyasını zaman aşımından kurtaran ise koruması Ayhan Esen´in verdiği ifade doğrultusunda hazırlanan kroki oldu.
-Paşa ile 14 sivil ölmüştü-
Dönemin Jandarma Bölge Komutanı Tuğg. Aydın´ın da bulunduğu 2´si asker 16 kişinin ölümüyle ile ilgili hazırlanan iddianamede, Bahtiyar Paşa´nın Lice Jandarma Komando Bölük Komutanlığı Binası önünde ´kanas´ olarak tabir edilen uzun namlulu silahla öldürülmesiyle ilgili ayrıntılara yer verildi. 20 yıl önce Lice´de çıkan olaylarda Bahtiyar Aydın, Uzman Çavuş Yüksel Bayar ile 14 vatandaşın öldüğü belirtilen iddianamede şu çarpıcı tespit yapıldı:
-PKK olayı üstlenmedi-
?Olayda, bir uzman çavuş, bir er ve bir polis memuru ile çok sayıda vatandaş yaralanmış, çok sayıda konut, iş yeri ve araç hasar görmüştür. Operasyonu Diyarbakır Jandarma Komutanı olan şüpheli Eşref Hatipoğlu yönetmiştir. Resmi tutanaklarda PKK´lıların ilçeye saldırması nedeniyle bu sonucun meydana geldiği yazılmış, ancak örgüt o gün ilçeye kendilerinden saldıranın olmadığını ileri sürmüştür. Aradan geçen 20 yıla rağmen saldırıya katıldığı tespit edilen örgüt mensubu olmamıştır.?
-Terör saldırısı kanıtı yok-
?Olay günü PKK terör örgütünün Lice ilçesine saldırdığına ve Tuğgeneral Bahtiyar Aydın´ı öldürdüğüne dair herhangi bir delil elde edilememiştir? denilen suikastle ilgili olarak dönemin Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı Emekli Albay Eşref Hatipoğlu ve Üsteğmen Tünay Yanardağ, ?şüpheli? sıfatıyla yer aldı. Hatipoğlu ve Yanardağ hakkında, ?Taammüden öldürme?, ?Halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik?, ?Cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturma? suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis ile 24 yıla kadar hapis istendi.
-11 saat çatışılan PKK´lılardan hiçbiri neden öldürülemedi?-
Bahtiyar Aydın iddianamesinin kamu kurumlarınca o dönem tutulan tutanaklara ilişkin ´Dikkat çeken ayrıntılar´ bölümünde saldırının neden PKK saldırısı olamayacağıyla ilgili tespitler yapıldı:
-Roket zırhı sadece çizer mi?-
?11 saat süren çatışmada, sadece bir polis memurunun zırhlı araç içinde hafif yaralanması, bu memurun ifadesinin alınmaması, hiçbir teröristin ölü /yaralı ele geçirilememesi, gözaltına alınıp sorgulanan 74 kişinin ifade tutanakları, yakalama tutanakları, hangi delile dayanılarak gözaltına alındıklarına dair hiçbir belgenin bulunmaması, roket saldırısına maruz kaldığı ileri sürülen zırhlı araçta sadece zırh boyasının çizilmiş olması, şahıslara ve DEP´li belediye başkanı olan belediyeye ait bina ve araçlarda ağır hasarın bulunmasına karşılık asıl hedef olması gereken emniyet ve askeri birlik binalarında hafif hasarın bulunması, vatandaşların nerede, nasıl öldürüldükleri, yaralıların nasıl yaralandıklarına dair herhangi tespitin yapılmaması, şehit öğretmen Ali Nurettin Soyer´in yakınlarının talebi üzerine sonradan sadece vurulduğu yeri gösterir krokinin jandarma tarafından düzenlenerek savcılığa gönderilmiş olması dikkat çekmiştir.?
-Güpe gündüz nasıl görmediler?-
İddianamede suikastin ardında PKK´nın olmadığı gerekçesiyle belirtiliyor, olayın sadece bir albay tarafından planlanıp uygulanamayacağına da dikkat çekiliyor: ?Olay günü PKK terör örgütünün Lice ilçesine saldırdığına ve Tuğgeneral Bahtiyar Aydın´ı öldürdüğüne dair herhangi bir delil elde edilememiştir denilen iddianamede, şöyle denildi: Nitekim gündüz saatlerinde bir ilçenin basılıp yaklaşık 11 saat boyunca çatışmanın devam etmesine rağmen hiç bir teröristin ölü ya da sağ olarak ele geçirilemediği gibi teröristleri gören kişilerin dahi bulunmaması, aradan geçen 20 seneye rağmen bu eyleme katılanların tespit edilememiş olması PKK terör örgütünün bu saldırıyı gerçekleştirmediğini göstermiştir.?
-Suikast örgütlü işlendi-
?Bu çapta bir eylemin bir albay tarafından planlanıp uygulanması mümkün olmaması karşısında, şüphelilerin bu eylemlerinin örgüt faaliyeti kapsamında olduğuna dair delillerin mahkemece değerlendirilmesi gerektiği düşünülmüştür.?
BAŞBUĞ VE ERGENEKON OLAYIN ŞÜPHELİSİ
Olaylarda Ergenekon davasının hükümlüsü eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ´un adının geçmesi ve Aydın´a Lice´ye git emrini Başbuğ´un verdiğinin ortaya çıkması önemli. Bizzat astları olan subayların ihbarıyla Ergenekon davasında sanık haline gelen Başbuğ, davada yargılanmayı ve hapis cezası almayı içine sindiremediğini ikide bir belirtiyor. Ergenekon´da müebbet hapis cezası alan Başbuğ, Genelkurmay Başkanlığı döneminde de ikide bir basının karşısına geçip abuk subuk eleştiriler yapmakla hatırlanıyor. Bu alışkanlığını sanık olduktan sonra da sürdüren Başbuğ sık sık hapisten çeşitli konular hakkında açıklamalar gönderiyor. Mahkeme kararıyla terör örgütü yöneticiliği damgası yiyen Başbuğ´un şimdi Lice şüphesine de cevap verip vermeyeceği merak ediliyor.
KRİTİK YIL: 1993
Bu noktada ilginç bir ayrıntıyı da hatırlatmak istiyoruz. Olayın geçtiği yıl yani 1993´te TSK içinde Tushad isimli gizli bir Ergenekon hücresinin oluşturulduğu ve bu birimin terör sorununu bitirmek için barış projesi başlatan Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile ona destek veren Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis ve ekibindeki bir çok askeri yetkiliyi öldürdüğü ileri sürülüyor. Malatya Zirve davasında ortaya çıkan bu iddiaya göre, ´Komutan Suikastleri´ olarak da adlandırılan ve 1993 içerisinde peşpeşe yaşanan suikast ve şüpheli ölümler fırtınası emir-komuta zincirine bağlı planlı bir operasyon sonucu gerçekleştirildi. İstanbul Ergenekon, Malatya Zirve ve Ankara Turgut Özal davaları ile diğer bazı davalarda ortaya çıkan somut deliller, bu iddianın her geçen gün güçlenmesine neden oluyor. Bu ortak bulgular üzerine o zincirdeki ölüm olaylarını araştıran çeşitli illerdeki savcılıklar ortak delil paylaşımı kararı almış, bazı ölümler bir kaç ildeki savcılıklar tarafından aynı anda incelenmeye başlamıştı.
Yukarıda da ayrıntılı olarak Bahtiyar Aydın iddianamesinden aktardığımız gibi Lice´ye PKK´nın saldırdığını gösteren hiçbir delilin ele geçirilmemiş olması.. Tuğg. Bahtiyar Aydın´ın Turgut Özal ve Eşref Bitlis ekibinde yer alıyor olması.. Bu ekip üyelerinin 1993 içinde peşpeşe suikast ya da şüpheli ölümle hayatını kaybetmiş olması.. Özal´ın ölümü sonrası değişen devlet yönetimi ile terör politikasının da değişmesi, Özal´ın başarmaya çalıştığı barış projesinin rafa kaldırılarak yerine Susurluk sürecinde de görüldüğü gibi terörü daha da azdıran şekilde faili meçhullere ve kontrgerilla yöntemlerine dayanan bir politikaya geçilmiş olması.. Malatya Zirve davasında ilk kez ortaya çıktığı gibi, 1993 yılında TSK içinde Özel Harp subaylarının katılımıyla Ergenekon sanığı emekli general Hurşit Tolon´un öncülüğünde Tushad isimli Ergenekon hücresinin kurulduğu iddiası.. Genelkurmay´ın varlığını yalanlamasına karşın bu hücrenin varlığını gösteren belgelerin andıç soruşturması kapsamında mahkeme emriyle incelenen Genelkurmay bilgisayarlarından çıkmış olması.. Ve benzer şekilde burada sayılabilecek çok sayıdaki bağlantılı diğer somut bulgular.. İşte tüm bunlar inanılması güç gibi görünse de 1993 yılında TSK içerisinde bir yapılanmanın emir-komuta zincirinde hareket ederek cinayetler işlediğini ve devlet yönetimini ele geçirdiğini gösteriyor. Ortaya çıkan her yeni bulgu zincirleme etkiyle bu korkunç şüpheyi güçlendiriyor. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(24 Ekim 2013, 12:08)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Flaş!!! Bahtiyar Aydın davası açıldı
Bahtiyar Paşa´dan derin görev
TUĞGENERAL BAHTİYAR AYDIN SUİKASTİYLE İLGİLİ MANŞETLERİMİZ
Bahtiyar Aydın suikastinde Balyoz izi
Tuğg. Aydın dosyası 17 yıl sonra açıldı
Tuğg. Aydın´ı Kanas´lı albay öldürdü
Komutanları JİTEM öldürttü
Albay: Bitlis´in ekibi öldürülecek
Fotoğraftaki 10 subaydan 7´si öldü
Kanlı ve Kara Yıl: 1993.. PKK´nın tasfiyesi durduruldu
PKK´nın bitirilememesi gücünden değil ihanetten
Ergenekon-PKK bağlantısıyla ilgili manşetlerimiz
TUSHAD ile ilgili manşetlerimiz
Ergenekon 1993´e uzandı: Tushad
Tanık: Özal´ı Tushad zehirledi
Özal ve komutan cinayetleri bağlantılı
Özal: Dertleri beni tasfiye etmek
Nasıl mı terörist olur? İşte böyle
Altı da üstü de şaşkın Devlet
Gül´den Ergenekon eleştirisi
Ergenekon: Sanıklara ceza yağdı
Ergenekon´da karar 5 Ağustos´ta
Flaş!!! Mütalaa: Ergenekon var
Ergenekon ve benzer davaları engelleme girişimleri
Ergenekon, Balyoz ve benzer davalarda delil tartışmaları
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap
Genelkurmay´ın provokasyon siteleri ya da ´internet andıcı´ konulu manşetlerimiz