Taksim Gezi olayları, Demirel´in Ecevit´e yıllar önce ilettiği bir ihbarı akıllara getirdi. Ecevit´in konuyla ilgili kaygılarının haklılığını da gösterdi.
18.06.2013 17:04 Taksim Gezi olaylarının bir kaç ağacı koruma endişesini aştığı, hükümeti devirme amacı taşıdığı giderek netleşiyor. Yakın zamanda 29 Ekim 2012 Cumhuriyet Bayramı törenleri, alternatif kutlama adı altında kitlesel olaylara dönüştürülmeye çalışılmıştı. Ardından 1 Mayıs 2013 Taksim İşçi Bayramı kutlamalarının, alandaki inşaat çalışmaları nedeniyle yasaklanması üzerine kitlesel olaylar çıkarılmıştı. Son örnek Silivri´deki Ergenekon duruşmasının basılması girişimiydi. Hepsinde benzer özellikler bulunan bulunan bu kitlesel kışkırtmaların peşpeşe gelmesi, hazırlıkların önceden yapıldığını gösteriyor. Bu kışkırtmalara katılan kesimlerin tartışmasız ortak bir özelliği ´seçimlerden fayda ummayan güçler´ olması.. İşte bu tanım cümlesi eski Başbakanlardan Bülent Ecevit ve Süleyman Demirel dönemine ilginç bir çağrışım yapıyor.
Eski Başbakan Bülent Ecevit Özel Harp Dairesi´nin varlığını 70´li yıllarda tesadüfen öğrendi. ´Dehşete kapıldım´ diyecekti. Bazı ön hazırlıklardan sonra ´sivil uzantıyı´ ortadan kaldırmak, Daire´yi dış etkilerden arındırmak ve asli görevi ile sınırlamak üzere gereken adımları atmaya karar verdi. Ancak süreci tamamlayamadan muhalefete düştü. Sonra da konunun üzerini örtmeyi tercih etti. Neden örttüğünü de şöyle gerekçelendiriyordu: Bana, özsunuşta (brifingde) verilen bilgiler çok gizli olduğu için yeraltına kök salmış, adı sanı bilinmeyen kimselerden oluşan bir Örgüt´e karşı, muhalefette iken önlem alabilmemiz olanaksız olduğu için, hatta yapacağım açıklamalar üzerine, Kuruluş´un ´Sivil uzantısı´nda yer alanlardan bazılarının, korunma içgüdüsüyle, Ülkede çok tehlikeli tertiplere yönelebileceklerinden kaygı duyduğum için, o acı Devlet Sırrı´nı bir zehir gibi içimde saklamak zorunda kaldım.
Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, 3 Haziran 1977 günü CHP´nin Taksim´deki mitinginde CHP´li muhalefet lideri Bülent Ecevit´e bir suikast planlandığını mektupla Ecevit´e bildirdi. Olayı kamuoyuna da açıkladı. Demirel, mektubunda gerek bu suikastın, gerekse daha önceki suikast, sabotaj ve katliamları yapanların, ?Seçimlerden fayda ummayan güçlerin? eseri olduğunu bildirdi. Ecevit seçimleri kazanıp Başbakan olunca o ihbarı araştırdı. Kesin bir kanıt elde edemediğini açıklayan Ecevit, kontrgerilla olarak da adlandırılan Özel Harp Dairesi´nden şüphelendiğini belirtti.
Ecevit´in, Kuruluş´un sivil uzantısında yer alanlardan bazılarının, korunma içgüdüsüyle, ülkede çok tehlikeli tertiplere yönelebileceklerinden kaygı duyması.. Bu nedenle Daire´nin üzerine gitmekten vazgeçmesi.. Demirel´in, seçimlerden fayda ummayan güçlerin harekete geçtiğini Ecevit´e mektupla bildirmesi.. Ecevit´in bunların Özel Harp Dairesi (ÖHD) olduğundan şüphelenmesi..
Bunlar geçmişten günümüzdeki olaylara ışık tutan çok önemli tespitler. Geriye dönülüp bakıldığında rahatlıkla görülecektir ki, Malatya Zirve davası ek iddianamesinin açıklandığı Haziran 2012´den bugüne son 1 yıl boyunca sürekli Özel Harp Dairesi gündemde. Ergenekon davası ikinci planda kaldı. Adeta her taşın altından bu Daire çıkıyor. Malatya Zirve katliamının bu Daire´nin işi olduğu belge ve ses kayıtlarıyla ortaya çıktı. Zirve davasının seyri inanılmaz ölçüde değişti. Dink davasında benzer gelişmeler yaşanıyor. Ergenekon davasından Zirve davasına Özel Harp Dairesi´nin Hatay bölgesinde DHKP-C ile ortak operasyon yürüttüğünü gösteren bir belgenin gönderilmesi.. Özal davasının açılması ve Özel Harp hücresi Tushad´ın Özal´ı öldürmekle resmen suçlanması.. Genelkurmay´ın Tushad´ın varlığını yalanlaması ancak Ergenekon davasına bakan mahkemenin Tushad belgelerini Genelkurmay bilgisayarlarında bulması.. Başbakan Erdoğan´a suikast hazırlığı yapan Özel Harp subaylarından oluşan Atabeyler çetesi davasının komik gerekçelerle bireysel suça indirgenmesi ancak yargıtay´ın devreye girerek davayı bozması ve örgüte dikkat çekmesi.. Son olarak da MİT´e, oradan da TBMM Komisyonuna gönderilen Özel Harp mensuplarına ait 6 adet ihbar mektubu.. 2006-2007 arasındaki 1 yılı aşkın süreyi kapsayan Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde meydana gelmiş olan çok sayıdaki terör ve kışkırtma olaylarının mektuplardaki iddialarla örtüşmesi.. Bu mektupların mahkemelerce komisyondan talep edilmesi.. Görüldüğü gibi mahkemeler bu Daire´nin izini sürmeye başladı. Onlar da gördü ki, Ergenekon ikinci planda. Onun da üzerinde yer alan bir beyin var: Ergenekon ve diğer terör örgütlerine eleman ve bomba temin eden Özel Harp Dairesi..
Çok fazla örnek var. Bunları bir çok haberde detaylı olarak ele aldık. Hiçbiri spekülasyon ya da komplo teorisi değil. Bunlar, ´seçimlerden fayda ummayan güçler´in son 5-6 yıldır nasıl devrede olduğunu gösteren somut deliller.. Özellikle Özel Harp´teki kozmik aramalardan sonra 2010 boyunca çok sayıda il ve ilçede kitlesel olayların meydana gelmiş olması çok dikkat çekici. Günümüzdeki gelişmeleri de açıklıyor. Bu Daire´nin son 1 yıldır giderek daha fazla açığa çıkması ve gelişen kitlesel olaylar, açığa çıkarıldıklarında ülke çapında tehlikeli tertiplere girişebilecekleri korkusu yaşıyan Başbakan Ecevit´in haksız olmadığını ortaya koymuş oluyor.
Gezi parkı olaylarının kısa sürede çok sayıda ile yayılması.. Güvenlik güçlerinin ´Zello´ sistemi üzerinden internet tabanlı yapılan görüşmelerde olayları organize şekilde yönlendiren kişilerin varlığını tespit etmiş olması.. Daha şimdiden bir kaç somut bulgu ortaya çıktı. İlerleyen günlerde yenilerinin çıkması bekleniyor. Gezi olaylarının ardında bu Daire´nin varlığına kuşku duyulmuyor. Eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu da bu görüşte. Orakoğlu, Gezi olaylarında rol aldığı şüphesiyle bu sene içinde Özel Harp´e bir operasyon beklendiğini de belirtiyor.
2009 sonunda Özel Harp´te gerçekleşen kozmik aramalarla ilgili soruşturmanın da önümüzdeki aylarda tamamlanması bekleniyor. Mahkemenin el koyduğu ve Genelkurmay´ın taleplerine karşın geri vermediği suç içeren belgelerin ne olduğu merak ediliyor. Soruşturmada gözaltına alınan Özel Harp´çi subayların hükümete devirme ve ayaklanma ile suçlanmasının hangi somut bulgulara dayandığı merak ediliyor. Özel Harp subaylarının Ergenekon sanıklarıyla, İşçi Partisi ve Türk Gençlik Birliği (TGB) gibi kitlesel kışkırtmalarda ön saflarda yer alan kuruluşlarla bağlantıları merak ediliyor.
Dış ve iç düşman kavramını karıştıran bu Daire´nin irticanın kaynağı ve iç düşman gördüğü AK Parti hükümetine karşı bir kez daha harekete geçtiği anlaşılıyor. Seçimlerden fayda ummayan bu güçlerin bir örtülü operasyon daha yaptığı görülüyor. Gezi darbe planının Başbakan Erdoğan´ın kararlı duruşu ve halkın desteğini alması sayesinde başarısız olduğu söylenebilir. Ancak kuşkusuz olan bir şey varsa o da kaynağına gidilmediği sürece kışkırtmaların devam edecek olması.
´Kışkırtmak için malzeme verilmesin´ demek anlamsız. Her zaman kışkırtılacak bir şey bulunabilir. Terörü bitireni bitirirler deniliyordu. Özal´ı ve ekibindeki yetkilileri bu nedenle öldürdüler deniliyordu. Sanki bu iddia doğrulanıyor. 30 yıldır süren PKK terörü bitti deniliyordu. Uzun süredir şehit haberi gelmiyordu. Ancak rahatlama havası yerine inanılmaz bir sıkıntı ortaya çıktı. Hükümet sanatçıların da desteğiyle barış çabasını topluma yayma hamlesi başlattı. Hemen ardından Gezi olaylarıyla karşı hamle geldi. Hükümetin ekonomik ve siyasi alanda sağladığı gelişmelerin ve attığı adımların bedelinin ödetilmeye çalışıldığını görmek hiç de zor değil. Terör çıkarmayı mensuplarına resmen öğreten bir Özel Harp Dairesi varken ve bu Daire´nin kullanacağı kullanıma hazır laik militan kesimler de varken kışkırtma yapmak hiç de zor değil.
TV ya da sinema filmlerinde istedikleri senaryoyu yazıp oynamaya, sanal dünyalarında devlet kurup yıkmaya alışmış olan bazı sanatçılar gerçek dünyayı bir türlü algılayamıyor. Algı bozukluğu hırçın şekilde yakıp yıkmaya dönüşüyor. Seçtikleri lideri yetersiz deyip yatak sahnesiyle deviriyor, yerine başkasını umut diye getiriyorlar. O da çare olmayınca hırçınlaşıyorlar. Dağdaki çobanın oyunun onlarınkiyle eşit olmasını kabul edemiyor, Atatürk´ün ´köylü milletin efendisidir´ sözünü görmemezlikten geliyorlar. Lenin´le Atatürk´ün fotoğrafını yanyana taşıyabiliyor, DHKP-C ile Özel Harpçilerini ortak operasyona sokabiliyorlar. Danıştay´ı basıp kemalist hakimleri öldürtüyor, kanlı bıçakları müslümanların kapısının önüne, başörtüsünü de tel örgülere bırakabiliyorlar.
Londra´da da polis sert müdahale ediyor. Ancak olay olmuyor. Yerli ve yabancı bazı medya nedense o olayları görmüyor. Belli ki görmezden geliniyor. Kazlıçeşme´de miting yapılıyor, 1 milyon kişi hükümete destek veriyor. Ancak bu medya, mitingi hükümete protesto gösterisi olarak sunuyor. Bu medyanın muhabirleri olay yerinden gelişmeleri aktarırken açıkça yalan söylüyor, olayları büyük göstermeye ve kitleleri alanlara çekmeye çabalıyor. Geçmişte hiç olmadığı kadar olaylar yerli ve yabancı kaynaklarca ters yüz ediliyor. Yalan haberler hiç çekinilmeden veriliyor. Çıkan olaylardan ekonominin ufak dahi olsa olumsuz etkilendiğine yönelik haberler bu medya tarafından heyecan ve sevinçle veriliyor. Avusturya meclisinde görev yapan bir Türk milletvekili, Avusturya´da AK Parti hükümetine destek vermek için miting yapmaya hazırlanan binlerce Türk işçisinin yurtdışı edilmesi için Avusturya meclisine çağrı yapabiliyor. Korkunç bir nefret ve hırçınlık sözkonusu.
27 Mayıs 1960 darbesi öncesi günleri anımsatan olaylar yaşanıyor. Kıyma makinesinde geçirilerek öldürülen gençler gibi uydurma haberlerin günümüzde benzerleri yayınlanıyor. Hayret veren bir yalancılık ve çarpıtmayla. Seçimlerden fayda ummayan güçler anlaşılıyor ki doğru haberlerden de fayda ummuyor. Belli ki, ´yalan at, tutmasa da izi kalır´ düşüncesi var.
Tarihi günler yaşıyoruz. Özel Dairelerdeki güçlerin sandıktan umudu kestiği, seçimlerden ve doğru haberlerden fayda ummadığı günleri yaşıyoruz. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
ÜlkeTV Haber Bülteni Bölüm1
(18 Haziran 2013, 17:04)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Özel Harp´e operasyon geliyor
Gezi´nin arkasından onlar çıktı
Gezi´de Özel Harp izi
TAKSİM GEZİ OLAYLARIYLA İLGİLİ MANŞETLERİMİZ
ŞOK!!! İşte TUSHAD belgeleri.. Beyaz Kuvvetler.. Görmek için tıklayın
Flaş!!! Özel Harp´e dava açılıyor
Genelkurmay, Özel Harp´i yalanladı
Savcı: Ergenekon, kontrgerilladır
TUSHAD ile ilgili manşetlerimiz
Tushad kimlikleri ek klasörlerde
Ergenekon 1993´e uzandı: Tushad
Ergenekon 1993´e uzandı: Tushad
Şok Tushad belgesi mahkemede
Zirve ek iddianamesi kabul edildi
Tushad, bayrağı PKK´ya yaktırdı
Tanık: Özal´ı Tushad zehirledi
Zirve ek iddianamesi kabul edildi
Tushad´ın ilk kez telaffuz edildiği 22.06.2012´de kabul edilen 761 sayfalık Zirve ek iddianamesi
Arınç´a suikast iddiası ve kozmik arama manşetlerimiz
Flaş!!! Yeni kitabımız: Arınç suikasti
ÜlkeTV´deyiz: Özel Harp ve Arınç
Bölüm2
İşte kontrgerilla.com´un da katkı sunduğu Özel Harp Dairesi konulu TBMM raporu
Özel Harp Dairesi ile ilgili manşetlerimiz
Özel Harp Dairesi sayfamız
Tedavülden kalkan 100bin Meclis´te
TBMM: 100 bin özel harpçi var
TBMM: Derin güçler aktif
TBMM: Terör Özel Harp işi
Flaş!!! Özel Harp ve Ergenekon bombaları kardeş
İşte kanıtlarıyla Ergenekon´un ardındaki asıl beyin: Özel Harp Dairesi ya da kontrgerilla
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap