Taksim Gezi olaylarına açıklama ve attıkları twitlerle destek veren, ´çapulcu´ olduklarını açıkça belirten, ´Mesele Gezi değil sen hala anlamadın mı?´ diyerek hükümeti bir ayaklanma ile devirmeye destek veren sanatçı, bankacı ve işadamları ile yurtdışı destekçilerin listesi delilleriyle birlikte medyada yayınlanmaya başladı. Seçimlerden fayda ummayan bu güçlerin açıklama ve tweet´leri tarihe birer ibret vesikası olarak geçecek.
18.06.2013 11:52 Taksim Gezi olayları toplumda keskin bir ayrışmanın yaşanmasına neden oluyor. Olayların bir kaç ağacı koruma endişesini aştığı, amacın hükümeti devirme amacı taşıdığı konusunda hemen herkes aynı fikirde.
Gezi olayları aslında ilk de değil. Yakın aylarda peşpeşe benzer gelişmeler yaşanmıştı. 29 Ekim 2012 Cumhuriyet Bayramı törenleri, alternatif kutlama adı altında kitlesel olaylara dönüştürülmeye çalışıldı. Ardından 1 Mayıs 2013 Taksim İşçi Bayramı kutlamalarının, alandaki inşaat çalışmaları nedeniyle yasaklanması üzerine kitlesel olaylar çıkarıldı. Son örnek Silivri´deki Ergenekon duruşmasının basılması girişimi oldu. Hepsinde benzer özellikler bulunan bulunan bu kitlesel kışkırtmaların peşpeşe gelmesi, hazırlıkların önceden yapıldığını gösteriyor. Bu kışkırtmalara katılan kesimlerin tartışmasız ortak bir özelliği, ´seçimlerden fayda ummayan güçler´ olması..
Oynadıkları TV ya da sinema filmlerinde istedikleri senaryoyu yazıp oynamaya, sanal dünyalarında devlet kurup yıkmaya alışmış olan bu kişiler gerçek dünyayı bir türlü algılayamıyor. Algı bozukluğu hırçın şekilde yakıp yıkmaya dönüşüyor. Seçtikleri lideri yetersiz deyip yatak sahnesiyle deviriyor, yerine başkasını umut diye getiriyorlar. O da çare olmayınca hırçınlaşıyorlar. Dağdaki çobanın oyunun onlarınkiyle eşit olmasını kabul edemiyor, Atatürk´ün ´köylü milletin efendisidir´ sözünü görmemezlikten geliyorlar. Lenin´le Atatürk´ün fotoğrafını yanyana taşıyabiliyor, DHKP-C ile Özel Harpçilerini ortak operasyona sokabiliyorlar. Danıştay´ı basıp kemalist hakimleri öldürtüyor, kanlı bıçakları müslümanların kapısı önüne, başörtüsünü de tel örgülere bırakabiliyorlar.
´Halk hücum etti vatandaş denize giremedi´ gibi tuhaf bir bakış açısına sahipler. Çırpındıkça daha da batıyorlar. Çırpındıkça, Halk sandığa hücum ediyor, vatandaş sandıktan çıkamıyor!..
Sandıktan çıkma umudu kalmayan bu güçler, hükümeti devirme çabalarına destek çağrıları yapan, iktidarı seçen halk kesimlerini çoban, bidon kafalı, göbeğini kaşıyan diyerek aşağılayan Taksim Gezi destekçileri giderek netleşiyor. Açıklama ve attıkları twitlerde ´çapulcu´ olduklarını açıkça belirten, ortalığı yakıp yıkan ve hükümeti bir ayaklanma ile devirmeye çalışan gruplara destek veren bankacı, işadamı ve sanatçıların listesi medyada yayınlanmaya başladı. Bu kişilerin açıklama ve tweet´leri tarihe birer ibret vesikası olarak geçecek.
Sessiz yığınları insan yerine koymayanlar.. Kendi halkına tepeden bakarak sanatçı geçinenler.. Doğaya hiç saygılı olmadıkları daha önce yapmış oldukları çevre katliamlarıyla kanıtlanan ancak Gezide bir kaç ağaç için çevreci kesilenler.. Ürünlerini satarken ya da mevduatlarını değerlendirmeleri için çağrı yaparken hiçbir ayrım yapmayan ancak onların seçtiği hükümete açıkça cephe alırken bankacı ve işadamı geçinenler.. ´Mesele Gezi değil sen hala anlamadın mı?´ diyerek asıl amaçlarını belli eden halktan kopuk kişi ve kuruluşlar.. İşte bu kesimleri delilleriyle birlikte deşifre eden çalışmalar bir bir ortaya çıkmaya başladı.
ERDOĞAN: KARŞILARINDA BİZİ BULACAKLAR
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gezi Parkı protestolarında bazı sanatçı, gazeteci ve siyasetçilerin bu olaylar sırasında sorumsuzca davrandıklarını söylemiş ve “Bir bankanın genel müdürü çıkıp da bu vandalizmi organize edenlerin yanında olduğunu söylüyorsa onlar karşısında bizi bulacaklardır” ifadelerini kullanmıştı.
Yeni Akit gazetesi, Başbakan Erdoğan´ın da konuşmalarında sık sık işaret ettiği bu kesimi, Gezi olaylarına açık destek veren bankacı, işadamı ve sanatçıları araştırdı. Söz konusu kişilerin açıklamalarını ve tweet´lerini derledi.
Bir başka ayrıntı da, önümüzdeki günlerde çok sayıda tanınmış siyasetçi, sanatçı ve işadamının ifadesinin alınacak olması. Sosyal paylaşım sitelerinden bazı asılsız haberler ve fotoğraflar yayınlayan kişilerin IP numarasından tespit edilip, söz konusu kişilerin çağrılarak ifadelerinin alınacağı belirtiliyor.
İŞTE ÇAPULCULARA DESTEK VERENLER
İŞADAMLARI VE BANKACILAR!..
Boyner Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cem Boyner: Taksim Gezi Parkı´ndaki eylemlere katıldı ve “Ne Sağcıyım, Ne solcuyum, Çapulcuyum çapulcu...” dövizini taşıdı.
Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen: Gezi Parkı provokatörlerinin bankasını hedef alması üzerine, “Ben Gezi eyleminin yanındayım. Ben de çapulcuyum” açıklamasında bulundu.
Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere: Gezi Parkı olaylarını gazetecilere değerlendirdi ve Garanti Bankası çalışanları arasında da mesai sonrası eyleme katılım olduğunu söyledi ´yatırım yapılabilir ülke´ olarak dikkat çeken Türkiye´nin olaylarla birlikte ´sosyal ve siyasi istikrarından endişe duyulan bir ülke´ olarak izlemeye alındığını iddia etti.
İŞTE O SİYASİLER...
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Umut Oran: Sosyal paylaşım sitesi Twitter´daki hesabından; “Halkına aralıksız 20 saattir kimyasal silah kullanan siyasetin tek bir adı vardır: FAŞİZM” mesajını paylaştı!
CHP Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin: İftira ve yalanda haddi aştı, Ankara´da polis panzeri altında kalan genç bir kızın yaşamını yitirdiğini söyledi. Bu açıklaması, Cumhuriyet Gazetesi´nin resmi internet sitesinde yayınlandı.
İŞTE O SANATÇILAR...
Mehmet Ali Alabora: (EYLEMLERE KATILIYOR): Sosyal paylaşım sitesi twitter´da, “Mesele sadece Gezi Parkı değil arkadaş, sen hala anlamadın mı? Hadi gel. #direngeziparkı” iletisini paylaştı ve eylemlerinin gerçek amacını açıkladı.
Sezen Aksu: CHP´nin televizyonu Halk Tv´nin canlı yayınına katıldı ve ´Gezi Parkı´ protestolarını değerlendirdi. Aksu; “Dünyadaki ilk gençlik devrimi bu... Olağanüstü bir söz söylediler ve olağanüstü bir dille söylediler oradaki insanlar ve sokağa çıkan insanlar...” iddiasında bulundu.
Gülben Ergen: Sosyal paylaşım sitesi twitter´da, “Mesele ağaçlar değil.. Ülke birikmiş tüm isyanlarını dışa vuruyor!” yazılı mesajı paylaştı.
Okan Bayülgen: (EYLEME KATILDI): Twitter´da, Bahçeşehir Üniversitesi´ndeki radyo programı iptal ettiğini duyurdu ve “Ne Medya adamıyım bugün, ne sanatçı! 17 yaşımda yediğim dayağı bir daha yerim gerekiyorsa polisten! Bahçeşehir Ünv.´den radyo programı iptal bu gece Taksim!” ifadelerini kullandı.
Beyazıt Öztürk: (EYLEME KATILDI)- Cuma akşamı ekranlara gelmesi gereken Beyaz Show, Taksim´deki olaylar nedeniyle yayınlanmadı. Stüdyoya gelen öğrenciler Gezi Parkı eylemlerine destek vermek için Kanal D binasından Taksim´e yürüdüler. Program sunucusu Beyazıt Öztürk de yürüyüşe katıldı.
Tarık Akan: Gezi Parkı eylemlerini tahrik eden Oda TV adlı internet sitesine açıklamada bulundu ve “Emniyetin böyle demokratik bir harekete karşı göstermiş olduğu tavır beni çok yıpratıyor, ciğerimi söküyor neredeyse. Ama öbür taraftan hiç tahmin etmediğim o gencecik Atatürkçü çocuklar, bundan sonra da sürekli o aydınlıkçı tavırlarını koyacaklar, işte Türkiye o zaman aydınlanacak ve ayaklarının üzerine daha sağlam basacak buna inanıyorum, buradan da umudum çok fazla...” dedi.
Zülfü Livaneli: (EYLEMLERE KATILIYOR): Gezi Parkı´nda provokatörlere destek verdi ve burada yaptığı açıklamada; “Buraya çapulculuk yapmak için geldik” dedi.
Kıvanç Tatlıtuğ: Twitter´dan; “Aklımız Taksim´de... Diren Gezi Parkı... Susmayın, kimse susmasın... Orantısız kullanılan güç, tek bir evladı bile yıldıramayacaktır” mesajını paylaştı.
Şevval Sam: (EYLEMLERE KATILIYOR): Gezi Parkı´ndaki eylemde konuştu ve “İnsan olmanın ne anlama geldiğini sorguluyorlardır. Türkiye halkı din, dil, ırk, cinsiyet, sınıf farkı gözetmeksizin kenetlendi. Bu süreç adına bu halktan gurur duyuyorum açıkçası, özellikle gençlerle gurur duyuyorum” dedi.
Pelin Batu: (EYLEMLERE KATILIYOR): Gezi Parkı´ndaki yapılan eylemde, “Biz biriz, onlar size siz on bin kişisiniz deseler de biz bir milyon kişiyiz deseler de biz biriz, direnmeye devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.
Olgun Şimşek: (EYLEMLERE KATILDI): Mart ayında Kaş´ta, yolda yürürken düşüp ayağını kırdı buna rağmen Taksim´deydi. Koltuk değnekleriyle geldiği alandan uzun süre ayrılmadı.
Ali Poyrazoğlu: Twitter´dan Gezi Parkı´ndaki gençlere davette bulundu ve “300 çapulcu misafirimdir. Onlara oyun bedava” dedi.
Erdal Beşikçioğlu: (EYLEMLERE KATILDI) Ankara´daki eyleme içki şişesiyle katıldı ve “Gençleri sokağa döken olayları, sanatçılar olarak yakından gözlemlemek istedik ve biz de gençlerin arasında bulunduk” dedi.
Ali Atay: (EYLEMLERE KATILIYOR)- TRT 1´in dizisi Leyla ile Mecnun dizisinin oyuncusu...
Nihat Doğan: Gezi Parkı eylemine katıldı ve twitter´dan, “Ağaçların onuru faşizmi yenmeye yetmeyebilir ama en azından safımız belli olsun. Bu gece ben de Gezi Parkı´nda olacağım” mesajını paylaştı.
Serkan Keskin: (EYLEMLERE KATILIYOR)- TRT 1´in sevilen dizisi Leyla ile Mecnun dizisinin oyuncusu...
Can Bonomo: Twitter´dan; “Tanımadığınız kişilerden medikal yardım talep etmeyin. Polisin göz altına bayıltarak aldığı konuşuluyor” mesajını paylaştı.
Haluk Bilginer: (EYLEMLERE KATILDI): Gezi Parkı´ndaki eyleme katıldı ve “Arada böyle gelip çapulculuk yapıyoruz. Düzelecek inşallah, bundan daha kötüsü olamaz” dedi.
Eyleme katılan diğer sanatçılar:
Yavuz Bingöl, Edip Akbayram, Volkan Konak, Kenan İmirzalıoğlu, Kıvanç Tatlıtuğ, Mehmet Aslantuğ, Bergüzel Korel, Halit Ergenç, Sertap Erener, Meltem Cumbul, Demet Akalın, Tuba Büyüküstün ve Onur Saylak...
İŞTE O GAZETECİLER
Hürriyet Gazetesi yazarı Ayşe Arman: Gezi Parkı´ndaki eylemleri destekledi ve Twitter´dan, “Bana dokunmayan yılan 1000 yıl yaşasın devri bitti... Yılan herkese dokunuyor. (...) Budur! Bıçak kemiğe dayandı. (...) Yaşananlar, Türkiye´de kesinlikle bi şeylerin başlangıcı” mesajlarını paylaştı.
Birgün Gazetesi yazarı Ece Temelkuran: Twitter´dan paylaştığı iletide yaşanan olayları dünya kamuoyuna duyurulması açısından takipçilerine iletilerini İngilizce yazmalarını önerdi ve “Arkadaşlar, lütfen elinizden geldiğince İngilizce yazın. Yabancı gazeteciler de olayları buradan takip ediyor. Anlamaları lazım detayları” ifadelerini kullandı.
Gazeteci Can Ataklı: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan´ın, “Bunların hedefi İstanbul Belediyesini almak” sözünü doğrularcasına, Twitter´dan “Öncelikle İstanbul Belediyesi AKP´den alınırsa gerisi çorap söküğü gibi gelir. Çünkü İstanbul´u kaybeden bir iktidarın kimyası bozulur” ifadelerini kullandı.
Sabah Gazetesi Yazarı Ayşe Özyılmazel: Gezi Parkı provokatörlerine destek verdi ve Twitter´dan, “Yeter artık! Yeter! Bize Allah´tan bahsetmeyin, Allahsızlar, vicdansızlar” mesajını yayınladı.
Milliyet Gazetesi yazarı Mehmet Tezkan: Köşe yazısında, Gezi Parkı eylemini, “Beyaz gencin başkaldırısı” olarak değerlendirdi.
Gazeteci Metin Uca: Twitter´dan, “´Taksim baharı´ mı desem, ´Gezi tahriri´ mi ama bu akşam Gezi Parkı´nı görmeden gelecek için umutsuzluk cümleleri söylenmemeli” iletisini paylaştı.
Habertürk Televizyonu sunucusu Balçiçek İlter: Twitter´dan, “Benim vekilim, oy verdiğim adam (Sırrı Süreyya Önder) #geziparkiicintaksime gitti mücadele ediyor. Peki sizin vekiliniz nerede ey İstanbullular” mesajını paylaştı ve BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder için oy verdiğini duyurdu.
Televizyoncu Ayşenur Yazıcı: Türk Silahlı Kuvvetleri´ni göreve çağırdı ve “TSK_Bilgi_Notu Sesimiz geliyor mu? Ben sizinle her zaman gurur duydum. Siz neden benimle değilsiniz?” mesajını paylaştı.
“DİVAN OTEL 5 YILDIZLI DEĞİL, ARTIK AY YILDIZLI BİR OTELDİR!”
ABD´nin İstanbul Konsolosluğu´nun resmi Twitter hesabından, “Divan Otel 5 yıldızlı değil, artık Ay Yıldızlı bir oteldir! Helal sana Ali Koç” tweet´i retweet´lendi. Konsolosluk resmi Twitter hesabının saldırıya uğradığı iddia edilerek, “Kısa süre önce hesabımıza bilinmeyen kaynaklarca müdahalede bulunulmuştur. Şu andan itibaren tedbirlerimizi almış bulunmaktayız” denildi. Gezi Parkı provokatörlerine kapılarını açan Divan Oteli´nin resmi Twitter hesabından da eylemcilere destek geldi ve #direngeziparkı adlı hosting açıldı.
AK PARTİ MİTİNGİ´NE KATILANLARA AĞIR HAKARET
İstanbul Barosu Eski Başkanı avukat Turgut Kazan´ın kızı Aslı Kazan Gilmore, önceki gün Kazlıçeşme´de yapılan ve bir milyonu aşkın kişinin katıldığı AK Parti mitingine katılanlara ağır hakaretlerde bulundu. Gilmore, miting öncesi Twitter hesabından “#1MilyonVicdansızYarınKazlıçeşmeye” başlıklı hostingi paylaştı. Gilmore, hakkında dava açılacağına yönelik mesajların ardından attığı tweeti sildi.
28 ŞUBAT´I ARATMAYAN DEVRİMCİ MEDYASI
Gezi olaylarına destek verenlere dair kısa bir liste de Yenişafak gazetesinde yer aldı. Gezi´nin 28 Şubat´ı aratmayan devrimci medyası başlıklı bugünü haberde, Türk medyasının 28 Şubat vebalini üstünde taşıyan kurum ve kalemleri, Gezi Parkı eylemlerinin bir anda seçilmiş hükümet karşıtlığı ve sivil darbe söylemlerine dönüşmesinde de ön plandaydı deniliyordu.
İki haftalık süreçte Türk halkına ve dünya kamuoyuna sunulan kaos havası, gazete, tv, internet siteleri ve sosyal medyanın büyük gücüyle büyük bir provokasyona dönüştü. Tıpkı 28 Şubat sürecinde olduğu gibi, kendini ekonomik sarsıntıya, kitleleri sokaklara dökmeye ve siyaseti yıpratmaya adayan kalemler vandallığı övüp, uluslararası medyanın yayınlarını ´iç savaş çıkacak´ mesajına dönüştürdü.
Yakılan canlı yayın araçlarını, belediye otobüslerini fotoğraflayıp ´ne varsa gençlerde var´ mesajları yayınlayan gazeteciler, kendilerine destek vermeyen meslektaşlarını ise dışlama seferberliğine koyuldu. Eylemlere destek veren sanatçı ve oyuncular göklere çıkarılıp, Gezi Parkı´ndan geri duranları ise yadırgandı.
Hürriyet Gazetesi yazarı Ayşe Arman, göstericiler tarafından yakılan NTV´nin canlı yayın aracını fotoğraflayıp ´ne varsa gençlerde var´ diyerek adeta sevinç çığlıkları atıyordu.
Gösterileri Artı 1 TV´de Banu Güven´in programında değerlendiren gazeteciler ise yaşanılanların bir devrim olduğu kanısına vardı. Banu Güven, ´Bu bir devrim´ dedi... Ece Temelkuran, ´Evet, devrim´ diye tekrarladı. Banu Güven, Devrime gidecek bir halk hareketi.´ Ece Temekuran coştukça coşuyordu: ´Devrim diyebilir miyiz Banu? İçimde devrim demek geçiyor...´ Banu Güven, ´Benim de içimden devrim demek geçiyor´ diyerek bu coşkuya coşku katıyordu. Özgür Mumcu, ´Böyle giderse, birkaç belediye otobüsü daha yanar...´ dedi.
ERDOĞAN´A CNN TEHDİDİ
Birgün Gazetesi yazarı Ece Temelkuran Gezi eylemleri sürecinin en etkin gazeteci olarak dikkat çekti. Sokak olaylarının arka planını ve planlayıcılarını ortaya çıkaran gazete ve gazetecileri hedef gösteren Temelkuran CNN INT´in Taksim´den 10 saat boyunca yayın yapmasını Başbakan Erdoğan´a ´iç savaş´ tehdidi olarak sundu. ´Herkes CNN yayının ne demek olduğunu bilir. Başbakan şiddeti durdurmazsa ya da durduramadığını itiraf etmezse bu gidişin sonu iyi değildir.´ (Ece Temelkuran / Twitter / 12 / 06 / 2013)
MİLLİ İRADE KAZLIÇEŞME´DE, DİĞER İRADE ZAMAN´DA MI?
Zaman Gazetesi yazarı Şahin Alpay´ın eylemler sürecinde yaptığı bir yorum ise çok tartışıldı. Alpay, Erdoğan´ın değişmeye ikna olması gerektiğini yoksa sağlık durumunun Başbakanlık yapmaya uygun olmadığını yazdı. Alpay´ın yazısındaki ilgili bölüm şöyleydi: ´Eğer Başbakan değişmeye ikna edilemezse, o zaman ben şahsen yaklaşık on bir yıldır sürdürdüğü yoğun çalışmalar sonunda ziyadesiyle yorulmuş olduğu ya da sağlık durumunun göreve devam etmesine izin vermediği sonucuna varacağım. O zaman çare bulma sorumluluğu halka düşecek.´ (Zaman / 06 / 06 / 2013)
´Cemaat de Gezi´de mi?´ şüpheleri olaylar başladığından beri dile getirilmekteydi. Çünü cemaate bağlı yayın organlarının olaylarla ilgili haber politikası bu şüpheye yol açıyordu. Bu şüpheyi son olarak gazeteci yazar Abdurrahman Dilipak dile getirdi. Dilipak, Zaman yazarı Şahin Alpay´ın bir yazısından yola çıkıyordu. Alpay´ı bugünkü yazısının başlığı ise ´Milli İrade Yüzde 50´den ibaret değil´ şeklinde. Alpay yazısında, Ankara Sincan ve İstabul Kazlıçeşme´de gerçekleşen ve ´Milli İrade´ adı verilen AK Parti mitinglerine tepkisini yansıtıyor. Alpay´ın bu yazısı, cemaatin Gezi olaylarının ardında olduğu şeklindeki Dilipak´ın şüphesi ile o yazıda Alpay´la ilgili tespitlerini adeta tam oarak doğruluyor. 9 Haziran´da Yeni Akit´teki köşesinde bir yazı kaleme alan Dilipak, Şahin Alpay´dan evirip çevirmeden başlıklı yazısında Gezi olaylarının arka planını analiz ediyordu. Dilipak´ın yazısından bir bölümü şu şekildeydi:
Şahin Alpay sözünü evirip çevirmiyor, buna sosyolojik kılıflar falan bulmaya çalışmıyor bazı “abi”lerin yaptığı gibi. Söyleyeceğini açıkça söylüyor: “Başbakan değişmeli”. Bundan benim anladığım şu, “Ya Başbakan kendini değiştirmeli ya da Başbakan değiştirilmeli”.. Aynı netlikle söyleyen bir kişi daha var: Zaman Kahire temsilcisi Cumali Önal, Mısır´da muhalif El-Vatan gazetesine verdiği mülakatta, Başbakan Erdoğan´ı mutlak itaat isteyen “diktatör” olarak tanımladı.. Ona göre, “Taksim olayları, diktatör “Erdoğan´a karşı bir intifadadır.” Kimilerine göre Erdoğan´ın hastahaneye yatırılması ve herhalde sonra da orada icabına bakılması gerekir.. Birtakım kardeşler bu tarlayı epey sürdüler. Bu sözler birilerinin ağzında sakız oldu günlerdir.. Evet, Erdoğan´ı değiştirmek istiyorsanız, buyrun değiştirin.. Bunun yolu, sandıktan geçiyor.. Ya da AK Parti delegelerine söyleyin, kurucu genel başkanlarını partiden uzaklaştırsınlar.. O da olmuyorsa, AK Parti grubuna diyin ki, “Bu adama güvenoyu vermeyin” Kim dinlerse sizi.. Peki sonra, sonra ne olacak, ne yapacaksınız?. Korkuları şu, eğer rollerini iyi oynayamazlarsa, Baykal´ın başına gelen, onların da başına gelir. Ama rollerini bu şekilde oynamaya devam ederlerse, bindikleri dalı kesmiş olurlar. Erdoğan sonrası onların hali nice olur, onu kimse bilemez. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
İŞTE GEZİ´NİN SPONSORLARI
18.06.2013 19:55 Hükümet´e karşı direnişe dönüştürülen Gezi Parkı eyleminin arkasından yerli-yabancı büyük bir koalisyon çıktı. Eylemi fişekleyen para baronları küresel ittifak kurdu; reklam ajansları harekat başlattı. Sosyal medya kışkırttı, Türk medyasına reklam sopası gösterildi. ´Eylemler devam etsin´ diye büyük firmalar kamyonlarla yiyecek-içecek taşıdı...
Dış mihrakların eli Gezi Parkı eylemlerine uzandı. Protestoların, para baronlarının tezgahı olduğu ortaya çıktı. Yapılan uluslararası koalisyonla Gezi Parkı kullanılarak Türkiye´yi istikrarsızlaştırma çalışmaları sürdürüldü. Meydanlarda gençlerle polisi karşı karşıya getiren psikolojik savaşta, firmaların yaptırım kararlarına ilk tepkiyi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan verdi. Erdoğan, 3 Haziran´da K.Afrika gezisi öncesinde Reklamları iptal edenler bedelini ağır öder diye uyardı.
Yüzde 90´ı yabancı olan bu firmalar, 4 büyük reklam ajansıyla çalışıyor. New York merkezli Omnicom Group ve İnterpublic Group, Londra merkezli WPP ile Paris merkezli Publicis Groupe. Bu 4 kuruluşun yıllık gelirleri 16 milyar dolara ulaşıyor. Gösterilerin kitlesel eyleme dönüşmesi için kamuoyu oluşturma çabasına girişen reklam ajansları, sosyal medyadan gençlere seslenerek dikkatlerini çekmeye çalıştı.
CREATiF ŞiRKETLER
Fırsatçı bazı reklam ajansı, sosyal medya ajansı, yayınevi, twitter ve blog yazarları, organize bir şekilde #direngeziparkı hastag´i ile toplumu kışkırtmaya başladı.
Yüzbinden fazla takipçisi olan Alemşah Öztürk, Mehmet Ali Alabora, Cem Batu, Ari Levi, Uğur Şeker, Yüce Zerey gibi sosyal medyada popüler isimler kışkırtıcı paylaşımlar yaptı. ElmaAltShift, MediaCat, Netfrog gibi yayın ve oluşumlar, bazı global ölçekli şirketlerin sosyal medya yöneticileri de bu faaliyetlere destek verdi. Bu şirketler çarpıcı sloganlar ve afişler üretip, gençleri Taksim´e çağırdı. Alametifarika´nın kurucusu Serdar Erener´in çalışanlarını bizzat yönlendirdiği iddia edildi.
McCann Ericson ajansının ise http://www.dunyaduysun.org/ adlı bir site yaparak Türkiye´nin yurt dışındaki imajına olumsuz etki edecek gelişmeleri abartarak aktardığı iddia edildi. Öykü ajans Necati Özkan, Vietnam gibi bazı ajanslar ve yöneticilerinin de benzer içerikte paylaşımları yaydıkları gözlendi. Sosyal Medya ajansları da Erdoğan´ı diktatör gibi göstermek için 18 bin twit attırdı. 4129, Promoqube, Projecthouse, Plasenta, C Section, Rabarba, NetForg gibi bazı ajansların yöneticileri ve çalışanları aktif olarak sokak eylemlerini kışkırttı.
KAMYON DOLUSU
Hükümet´e karşı direnişe çevrilen eylemlerdeki koalisyon, bir rapor ile Başbakan Erdoğan´a sunuldu. Ayrıntıları AK Parti Merkez Karar Yönetim Kurulu´nda da konuşuldu. Rapora göre; 8 Alman vakfı protestoların bitmemesi için eylemcilere kol kanat gerdi. Daha önce terör örgütlerine yardım yaptığı ifade edilen bu vakıflar eylemcilerin gıda sorunu yaşamaması için Taksim Meydanı´na sürekli yemek servisi yaptı. Migros´un kamyonları kişisel ihtiyaç maddelerini Taksim´e boşalttı. Alkollü içecekleri ise Anadolu Grubu (Efes Bira) karşıladı. Bu grup da kamyonlarla sevkıyat yaptı. (Takvim)
Çapulculara boykot yayılıyor
(18 Haziran 2013, 11:52)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Düşünen adam da olacak mı?
Sofuoğlu destek, Memet alabora
For Dummies: Gezi Hikaye
TAKSİM GEZİ OLAYLARIYLA İLGİLİ MANŞETLERİMİZ