Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın eşine zehirletilerek öldürüldüğü iddiası gündemi sarstı. Avukatı aracılığıyla açıklama yapan Semra Özal iddialara sert tepki gösterdi. Açıklamada iddiayı dile getiren Ergenekon tanığına ağır hakaret ifadeleri kullanılırken, iddialarda dile getirilen ayrıntılara ise cevap verilmedi. Diğer taraftan Özal´ı zehirletmekle suçlanan Levent Ersöz de savcıyı HSYK´ya şikayet etti. Savcıyı sadece tanık ifadelerine dayanmak ve iddianameyi tahrif etmekle suçlayan Ersöz´ün şikayet dilekçesinde Semra Özal´ı savunması da dikkat çekti.
25.04.2013 13:23 8´inci Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın zehirlenerek öldürüldüğü iddiasıyla açılan davada çarpıcı gelişmeler yaşanıyor. Özal´ın şantaja uğrayan eşi Semra Özal tarafından zehirlendiğini savcılık ifadesinde belirten gizli tanık Selçuk´un iddiaları, Özal´ın eşi Semra Özal tarafından sert şekilde yalanlandı. Selçuk hakkında ağır hakaret ifadeleri kullanıldı.
Özal´ın ölümüne dair 20 yıl sonra dava açılması ilk günlerde Özal ailesi tarafından sevinçle karşılanmış olmalı. Ancak son bir kaç gündür durum tersine dönmüş gibi görünüyor. Özal davasının açılmasında verdiği ifadelerle önemli rol oynayan Ergenekon gizli tanığı Selçuk´un savcılık ifadesinde şok eden başka bilgilerin de yer aldığı ortaya çıktı. İfadenin dün ortaya çıkan yeni bölümlerinde Semra Özal´a ağır suçlamalar yer alıyor:
Savaş isimli şahıs, bana Turgut Özal´ın zehirlenerek öldürüldüğünü söyledi. Semra Özal´a, birtakım uygunsuz beraberlikleri, bilgi ve görüntüleri kullanılarak şantaj yapıldığını anlattı. Bunu 2004 yılında Levent Ersöz´den de duydum. Ersöz, ´Bizler Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yapmış kişiyi koynundaki kişiye zehirletiriz. Turgut Özal´ı, karısı Semra Özal´a zehirlettik. Ona iki seçenek bıraktık. Ya rezil rüsva olup her şeyini kaybedecek ya da bizim istediğimizi yapacaktı´ dedi.
AHMET ÖZAL: TANIK, SAHTEKAR VE YALANCI
Bu şok iddia iki gündür Türkiye gündemini sarsıyor. Dün konuyla ilgili bir açıklama yapan Ahmet Özal, iddialara sert tepki göstermiş, şunları söylemişti: Bu adam bir çevrenin piyonu. Sahtekar ve yalancı. Manipülasyon yapmak için ortaya çıkarılmış bir zavallı. Türkiye babamın öldürüldüğünü görüyor, anlıyor. Babama suikast yaptıranlar, zehirlemeye çalışan odaklar boş durmuyor.
SEMRA ÖZAL: TANIK, GARİP VE TEDAVİYE MUHTAÇ BİR VARLIK
Bugün de Semra Özal´dan avukatı aracılığıyla bir açıklama geldi: ?Görgüye müstenit bilgisi olmayan, sadece kulak dolgunluğu ile gerçekte olmayan vakıaları sanki vuku bulmuşcasına hayalinde genişleten uydurma senaryoları da mekan ve zaman ilavesi ile kuvvetlendirme çabasındaki, kendini gizleyen bu sözde tanık, insanların şeref, onur, haysiyet ve namus kavramlarını bir çırpıda yerle bir etmekten kaçınmayan, diline geldiği gibi konuşan garip bir varlıktır. Gizli tanık olarak, ağzına gelen her şeyi, mesnedi ve delili bulunmayan vakıaları insanları karalamak ve yermek için, hiç çekinmeden ortaya atan bu insanın tedaviye ihtiyacı bulunduğu izahtan varestedir. Özal´ın eşi tarafından zehirlendiği iddiası tamamen hayal mahsulü bir savdır. Dilekçe sahibinin burada saymaktan imtina ettiğim diğer çirkin isnat ve iftiraları da tamamen gerçek dışıdır. Bu çirkin ve hayali iddianın gerçekle uzaktan yakından bir ilişkisi kesinlikle yoktur. Özal ailesini ve Özal ismini karalamak için, özellikle uydurulmuş akıllara ziyan bir isnat ve özel kasıtlı iftiralardır. Bu kabil hayali ve mesnetsiz iftiralar, Özal ailesini değil, iftira sahibini bağlar. Bu örnek olay gizli tanıklık müessesinin kötüye kullanılmasının özel bir örneği olarak hafızalarda kalacaktır.?
SANIK LEVENT ERSÖZ: SAVCI TAHRİFAT YAPTI, CEZALANDIRILMALI
İddialara üçüncü bir tepki de, Özal´a suikast iddianamesinde sanık olarak yer alan emekli Tuğgeneral Levent Ersöz´den geldi. Avukatı aracılığıyla Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu´na başvuran Ersöz, iddianameyi hazırlayan Ankara Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin´i şikayet etti: ?İddianame incelendiğinde somut bir veri bulunmamakla birlikte, salt gizli tanık ifadelerine dayanılarak illiyet bağı tesis edilme gayreti görülmektedir. Cumhuriyet Savcısı, gizli tanık beyanlarının yer aldığı duruşma tutanaklarından alıntı yaparken tahrifat yapmış, Genelkurmay ve MİT tarafından gönderilen yazılara ise iddianamede yer vermeyerek görevini kötüye kullanmıştır.?
İddiaların merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın maneviyatına saygısızlık anlamına geldiği ileri sürülen şikayet dilekçesinde, Semra Özal´ı savunulması da dikkati çekti. Gizli tanık Selçuk´un, Özal´ın eşi Semra Özal hakkında akıl almaz, mantık dışı ve iftira içeren sözlerini kasten eksik olarak iddianameye taşıdığı ifadesi kullanıldı ve savcı Kemal Çetin hakkında soruşturma başlatılarak cezalandırılması istendi.
Dilekçede dikkati çeken diğer ayrıntılar ise, davanın diğer tanığı İlker Çınar´ın hem savunulması hem de eleştirilmesi ve bazı çelişkiler oldu. Çınar ifadesinde Özal´ın iki radyoaktif madde ile zehirlenerek öldürüldüğünü belirtmiş, suikasti Özel Harp Dairesi subaylarının görev yaptığı Tushad biriminin gerçekleştirdiğini iddia etmişti. Ersöz´ün şikayetinde, Tanık Çınar´ın Levent Ersöz´den bahsetmemesinin masumiyete delil teşkil ettiği savunulurken, diğer taraftan ise Çınar´ın muvazzaf olduğu dönemde komutanları tarafından ahlaki zafiyetleri olduğu yönünde sicil kaydı bulunduğu belirtildi. İfadesine güvenilemeyeceği ima edildi. Tanık Çınar´ın bu sicil kayıtlarının düşülme gerekçesine dair savunması Özal iddianamesinde yer alıyor. Ancak dilekçede o kısımlardan bahsedilmiyor.
Ersöz, dilekçesinde Tushad biriminin varlığının Genelkurmay tarafından yalanlandığını da savundu. Oysa Tushad´ın varlığına dair Zirve davasına da girmiş olan bazı belgeler söz konusu. Tushad´ın varlığı ilk kez tanık İlker Çınar´ın ifadesiyle ortaya çıktı. Evet, Genelkurmay yalanladı birimin varlığını. Ancak JİTEM´in varlığı da hatırlanacağı gibi hep yalanlanmadı mı? JİTEM ibareli bordrolara karşı bu yalanlama hep yapıldı. Sonunda mahkemeler de isyan etti bu yalanlamaya. 4 Mart 2013 tarihinde görülen Malatya Zirve katliamı davasının 57. duruşmasında mahkeme başkanının ilginç bir tepkisi oldu. Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde hazırlanan bir rapor ile JİTEM yapılanmasının ortaya çıkartıldığını belirtti. Kısa, Hurşit Tolon´un JİTEM´in olmadığını mahkemede söylediğini hatırlatarak, Bir orgeneralin JİTEM yoktur demesi çok garip dedi. Ve son gelişme ise Genelkurmay´ın varlığını yalanladığı Tushad belgelerinin Genelkurmay´dan Ergenekon davasına gönderilen harddisklerden çıkması oldu.
İDDİALAR SADECE TANIK İFADELERİNE DAYANMIYOR
Semra Özal hakkındaki iddia gerçekten de şok eder nitelikte. Aile isterse tanığa karşı hakaret ve iftira davası açabilir. Ancak bu kadar ağır bir iddianın dile getirilmiş olması nedeniyle tanığın linç edilmeye çalışılması ne derece doğrudur? Tanıklık, tanık olunan olayı mahkemede anlatmak demektir. Aksi halde mahkemelerdeki açık olsun gizli olsun hiç bir tanıklığın anlamı kalmaz. Ergenekon davası sürecinde çok sayıda tanık hakkında itibarsızlaştırma ve aşağılayıcı yayınlar yapıldı. İfadelerine güvenilemeyeceği iddia edildi. PKK´lı Şemdin Sakık´ın ifadeleriyle Genelkurmay Başkanlarının ve diğer şerefli insanların yargılandığı iddia edildi. Ancak bunlar klasik hale geldi. Artık kanıksanan çarpıtmalar. Hukuksal değerleri yok. Ne yerel mahkemelerde, ne Yargıtay´da ne de AİHM´de. Mahkemeler hiç bir zaman sadece tanık ifadesine dayanarak hüküm vermezler. Verseler bile bunun Yargıtay´dan döneceği açıktır. Diğer delil ve bulgularla desteklenmeyen tanık ifadelerinin önemi bulunmamaktadır.
Kaldı ki, tanık iddialarının diğer delillerle desteklenip desteklenmediği de henüz bilinmiyor. Özal dosyasında iki tanığın ifadelerinin yanında 6 bin kadar da belge yer alıyor delil olarak.
Özal soruşturmasının sürdüğü de biliniyor. Savcı, tanık ifadesinde adı geçen Savaş kod isimli yarbayın kimliğini tespit etmek üzere. Yine savcının başka isimlerin de izini sürdüğü biliniyor. Örneğin Hurşit Tolon soruşturma kapsamında şüpheli olarak ifade verdi ancak serbest bırakıldı.
Savcının tanık ifadesini Özal iddianamesine yansıtırken, ´karısına zehirletildi´ ibaresinden ´karısına´ kelimesini çıkartma gerekçesi de ayrı bir soru. Bu kadar hassas bir değişikliğin sehven olduğu düşünülmüyor. Bunun, Semra Özal´ın şüpheliler arasında yer aldığına dayanak olduğu ileri sürülüyor.
Tanık Selçuk´un şok iddiasını güçlendiren başka bulgular da var. Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu, çok sayıda tanık ifadesine başvurdu. Sonuçta, Semra Özal´ın ölümün hemen sonrasında Turgut Özal´a otopsi yapılmasına karşı çıktığı, otopsinin bu nedenle yapılmadığını raporunda belirtti.
Semra Özal ile Ahmet Özal´ın ellerinde olduğunu iddia ettikleri saç tellerini uzun süre savcılığa vermedikleri de biliniyor. Yine Ahmet Özal´ın elinde olduğunu açıkladığı Turgut Özal´ın ses kasetlerini savcılığa vermediği de malum. Savcılık bu nedenlerle fethi kabir kararı aldı.
Semra Özal ile Ahmet Özal, 19 yıl sonra yapılan fethi kabir, yani mezarın açılarak otopsi yapılması işlemine de karşı çıktı. İşte tüm bunlar, kafaları karıştıran, açıklanmaya ve aydınlatılmaya muhtaç tuhaflıklar.
(Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(25 Nisan 2013, 13:23)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Tanık: Özal´ı eşine zehirlettiler
Ersöz´den HSYK´ya Özal şikayeti
Özal´ın sırrını açıklayın artık
Yarbay Savaş´ın izi sürülüyor
Özal soruşturması genişliyor
Özal´ı Meclis de araştırmalı
Flaş!!! Özal iddianamesine kabul
Özal iddianamesinde arama yap
TURGUT ÖZAL SUİKASTİ VE ŞÜPHELİ ÖLÜMÜYLE İLGİLİ MANŞETLERİMİZ
Tanık: Özal´ı Tushad zehirledi
TUSHAD ile ilgili manşetlerimiz
Zehirlenme örtbas mı edilecek?
Özal´ın zehirlendiği iddiası ve adli tıp incelemesi manşetlerimiz
Ergenekon 1993´e uzandı: Tushad
Özal ve komutan cinayetleri bağlantılı
Özal: Dertleri beni tasfiye etmek
DDK: Özal´ın mezarı açılmalı
DDK raporunun tam metni
DDK´nın Özal´ın vefatına dair raporun orjinalini Cumhurbaşkanlığı sitesinden indirmek için tıklayın
DDK´nın Özal´ın vefatına dair raporun orjinalini sitemizden indirmek için tıklayın
DDK Özal´ın ölümüne yoğunlaştı
Özal suikastinde çember daralıyor
Özal suikasti muhteşem bir Özel Harp işiydi, amacına da ulaştı
Korkut Özal: Kardeşimi Ergenekoncular öldürdü
Kaynak: Özal´ın o dönem ölmesi birilerince uygundu
Kanlı ve Kara Yıl: 1993.. PKK´nın tasfiyesi durduruldu
Ergenekon-PKK bağlantısıyla ilgili manşetlerimiz
Özel Harp Dairesi ile ilgili manşetlerimiz
Özel Harp Dairesi sayfamız
Ergenekon, Balyoz ve diğer iddianamelerde arama yap