Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu bünyesindeki İhtisas Kurulu raporuna göre, Özal ölmeden kırk gün önce zehirlenmeye başladı. Özal´ın naaşında da aynı zehir bulundu.
15.04.2013 15:39 Savcılığın, sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın kabrinin açılması kararını, Devlet Denetleme Kurulu´nun (DDK) Özal´ın ölümünden 40 gün önce zehirlendiğine ilişkin ihtisas kurulu raporuna dayanarak aldığı ortaya çıktı. Soruşturmayı yürüten Savcı Kemal Çetin´in, Özal soruşturmasıyla ilgili aldığı ?fethi kabir? kararının Özal´ın ölümüyle ilgili DDK tarafından yapılan araştırma üzerine alındığı öğrenildi. DDK´nın bünyesinde, uzman tıpçıların bulunduğu bir TIP İhtisas Kurulu oluşturduğu ve fethi kabirden bir yıl önce; Özal´ın cumhurbaşkanı olduğu dönemde çeşitli hastanelere verdiği kan örneklerini araştırdığı ortaya çıktı.
40 gün önce değişim
Araştırmada, Özal´ın ölümünden 40 gün önceki kan örneklerinde değişim gözlemlendi. Bunun üzerine giden uzmanlar, fethi kabir işleminden sonra Adli Tıp Kurumu´nca Özal´ın naaşından alınan numunelerde bulunacak olan zehirli kadminyum maddesini, Adli Tıp´tan bir yıl önce tesbit etti.
Kamuoyuna açıklanmadı
Bugüne kadar kamuoyuna açıklanmayan DDK Tıp İhtisas Kurulu raporunda, kadminyumun Özal´a yavaş yavaş verildiği, ilk zehirlenme tarihinin ise ölüm tarihi olan 17 nisandan yaklaşık 40 gün önce olduğu kaydedildi. Raporda, söz konusu zehrin kişiyi yürüyemeyecek hâle getirdiğinin altı çizildi.
Raporun ardından Savcı Çetin, DDK raporunun öneriler kısmında da yer alan ?kabrin açılması? konusundaki öneriyi yerine getirme kararı aldı. Ancak bu kararda, Tıp İhtisas Kurulu´nun ?çok gizli? olarak savcıya verdiği zehirlendi bilgisi yer almadı. Kabrin açılmasından sonra, Adli Tıp Kurumu; Özal´ın naaşından alınan numunelerde kadminyum bulunduğunu ancak bu zehrin ölümünden sonra vücuda topraktan bulaşmış olabileceğini ifade etti ve bunun yanı sıra bugüne kadar kalp krizi olarak belirtilen ölüm nedeninin yapılan incelemelerde belirlenemediğini ifade ederek, ?ölüm nedeni tesbit edilememiştir? dedi.
Adli Tıp´ın aksine DDK TIP İhtisas Kurumu´nun raporunda, zehrin ölümünden 40 gün önce verildiği ifadeleri yer alıyor. DDK´nın yanı sıra, Ergenekon ve Zirve Yayınevi davalarının tanıkları ?Selçuk? ve İlker Çınar da kabrin açılmasından önce Özal´ın kadminyum ile zehirlendiğini ifade etmişti. (Taraf)
ÖZAL´IN İDRAR TAHLİLİ TEKRAR YAPILDI
16.04.2013 13:41 Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın ölümüne ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianame, zamanaşımı endişesini ortadan kaldırdı. Ayrıca Özal´ın ölümünden önce alınan idrar örneğinin tahlili yapıldı. Özal´ın kan örneklerinin kaybolması nedeniyle tahlilinin yapılamadığı bildirildi. İdrar örneğinde yapılan inceleme sonucunda zehir izine rastlanmadı. İdrar örneğinin 20 yıl boyunca saklanmasına rağmen kan örneklerinin kaybolması kafalarda soru işaretleri yarattı.
Müebbet hapis cezası gerektiren suçlarla ilgili soruşturmalarda zaman aşımı süresini 20 yıl olarak öngören 765 sayılı Türk Ceza Kanunu´na (TCK) göre, Özal´ın 17 Nisan 1993´teki ölümüne ilişkin soruşturma, savcılığın bir iddianame hazırlamaması durumunda 17 Nisan´da kapanacaktı. Soruşturmayı yürüten TMK´nin 10. maddesiyle görevli Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin´in, Özal´ın ölümüne ilişkin, Ergenekon davası sanığı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz hakkında hazırladığı iddianame, zamanaşımı tehlikesinin önüne geçti. Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianamede, Ersöz, TCK´nin, ´Cumhurbaşkanına suikasta´ ilişkin 156. maddesi kapsamında suçlandı. Maddede, ´Reisicumhur hakkında suikastta bulunanlarla buna teşebbüs edenler fiilleri teşebbüsü tam derecesinde ise ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasıyla, nakıs ise müebbet ağır hapis ile cezalandırılır´ ifadesi yer alıyor. Suç tarihinin ´17 Nisan 1993´ olarak yer aldığı iddianamede, Özal´ın eşi Semra Özal ile oğlu Ahmet Özal ´müşteki´ gösterildi. Mahkemenin, iddianamenin kabulü veya reddine ilişkin bir karar vermesi bekleniyor.
-Saç örnekleri inceleniyor-
Soruşturmayı yürüten savcılık, aralarında Özal´ın eşi Semra Özal ve oğlu Ahmet Özal ile hastaneye kaldırıldığında müdahale eden Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi doktorlarının da bulunduğu çok sayıda kişinin ´tanık´ sıfatıyla ifadesine başvurdu. Levent Ersöz´ün şüpheli sıfatıyla ifadesinin alınması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına talimat yazan savcılık, Özal´ın ölümüne karıştığına ilişkin iddiaları sordu.
Soruşturma kapsamında, mezarı açılan Özal´ın naaşı, Adli Tıp Kurumunca incelendi. Adli Tıp Kurumunun hazırladığı raporda, ölüm olayının meydana gelişi ile ilgili anlatımlar öncelikle ani kardiyak bir ölümü düşündürmekteyse de ölüm sonrası otopsi işlemi uygulanmamış ve iç organlarda, vücut sıvılarında gerekli makroskobik, mikroskobik, mikrobiyolojik, serolojik, toksikolojik incelemeler yapılmamış olduğundan mevcut bilgi ve bulgular ile kesim ölüm sebebinin tespit edilemediği oy birliğiyle mütalaa edildi´ ifadesi yer aldı.
Raporda, otopsi örneklerinde saptanan ağır metal (kadmiyum dahil) düzeylerinin Türkiye´de normal popülasyonda saptanan doku düzeyleri ve çeşitli ülkelerdeki normal popülasyon sonuçları ile literatürde yer alan postmortem (ölüm sonrası) doku düzeyleri ile uyum gösterdiği, bu nedenle ağır metal (kadmiyum dahil) maruziyeti ile öldüğünün tıbbi delillerinin bulunmadığı da belirtildi.
Ahmet Özal´ın, savcılığa teslim ettiği babasının saç örneklerinin ise İstanbul Adli Tıp Kurumundaki incelemesi sürüyor.
ÖZAL´IN ÖLÜMÜNDEN ÖNCE ALINAN İDRAR ÖRNEĞİNE 20 YIL SONRA TAHLİL
17 Nisan 1993´te şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın ölümüne ilişkin soruşturmayı yürüten Savcılığın, Özal´ın ölümünden önce verdiği idrar örneğini geçtiğimiz Eylül ayında tahlil ettirdiği ortaya çıktı. Devlet Denetleme Kurulu´nun raporunu açıklamasının ardından harekete geçen Savcılığın, feth-i kabir işleminden önce Özal´ın GATA´da bulunan ve 20 yıldır saklanan idrar örneği üzerinde yaptırdığı tahlillerde zehir tespit edilemedi. Savcılığın bunun üzerine DDK raporu doğrultusunda mezarın açılmasına karar verdiği belirtildi. Turgut Özal´dan alınan idrar örneğinin 20 yıl muhafaza edilmesine karşın kan örneklerinin kaybolması kafalarda soru işareti bıraktı.
(15 Nisan 2013), son güncel.: (16 Nisan 2013)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
TURGUT ÖZAL SUİKASTİ VE ŞÜPHELİ ÖLÜMÜYLE İLGİLİ MANŞETLERİMİZ
Tanık: Özal´ı Tushad zehirledi
TUSHAD ile ilgili manşetlerimiz
Zehirlenme örtbas mı edilecek?
Özal´ın zehirlendiği iddiası ve adli tıp incelemesi manşetlerimiz
Ergenekon 1993´e uzandı: Tushad
Özal ve komutan cinayetleri bağlantılı
Özal: Dertleri beni tasfiye etmek
DDK: Özal´ın mezarı açılmalı
DDK raporunun tam metni
DDK´nın Özal´ın vefatına dair raporun orjinalini Cumhurbaşkanlığı sitesinden indirmek için tıklayın
DDK´nın Özal´ın vefatına dair raporun orjinalini sitemizden indirmek için tıklayın
DDK Özal´ın ölümüne yoğunlaştı
Özal suikastinde çember daralıyor
Özal suikasti muhteşem bir Özel Harp işiydi, amacına da ulaştı
Korkut Özal: Kardeşimi Ergenekoncular öldürdü
Kaynak: Özal´ın o dönem ölmesi birilerince uygundu
Kanlı ve Kara Yıl: 1993.. PKK´nın tasfiyesi durduruldu
Ergenekon-PKK bağlantısıyla ilgili manşetlerimiz
Özel Harp Dairesi ile ilgili manşetlerimiz
Özel Harp Dairesi sayfamız
Ergenekon, Balyoz ve diğer iddianamelerde arama yap