DHKP-C terör örgütüne düzenlenen ve çok sayıda kişinin gözaltına alındığı operasyonlarda toplam 21 kişi tutuklandı. Bazı medya organlarında ise Odatv ve Balyoz davasında benzerini gördüğümüz deliller üzerinde şüphe uyandırma ve kafa karıştırma gayretleri ortaya çıkmaya başladı. Bu çevrelerin iki önemli ayrıntıyı görmezden gelmelerinin nedeni anlaşılamıyor.
21.01.2013 14:27 Geçtiğimiz günlerde 7 ilde yapılan ve çok sayıda gözaltının yaşandığı DHKP-C operasyonlarında çok çarpıcı bir gelişme yaşanmıştı. Baskın yapılan yerlerden biri olan Şişli´deki Ozan Yayıncılık´ta peşpeşe 11 çelik kapıdan girilebilen bir bilgi işlem odası ortaya çıkarıldı. 11 kapıyı 6 saatte açabilen polis 3´üncü kat penceresinden itfaiye yardımıyla içeri girdi. Bu süreyi değerlendiren örgüt üyeleri kozmik odadaki 9 bilgisayarı yaktı, 1 dizüstü bilgisayarı da parçaladı. Bir başka ildeki operasyonda ise örgüt evindeki evrakların operasyon esnasında sobada yakılmaya çalışıldığı tespit edildi.
Baskınla ilgili İstanbul Emniyet Müdürlüğü´nden bir açıklama geldi: Legal görünüm altındaki dernek/kültür merkezi/dergi bürolarında çelik kapılarla (11 çelik kapıdan geçilerek) korunaklı hale getirdikleri yerlerde, yurt dışında bulunan örgüt elebaşlarına ülkemizin kozmik bilgilerini şifreli metinler halinde kodlayarak raporladıkları, başka ülkeler lehine ajan faaliyeti yürütmek için gizli haberleşme merkezleri oluşturdukları tespit edilmiştir. Bazı basın yayın organlarında, ´avukatların, mesleki faaliyetleri ve baktıkları davalar nedeniyle gözaltına alındıkları´ iddia edilmektedir. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´nın talimatları ve Cumhuriyet Savcılarının nezaretinde titizlikle yürütülen soruşturmada, şahıslar ´terör örgütü yöneticiliği ve üyeliği´ şüphesiyle gözaltına alınmıştır.
Operasyon sırasında yurt içi ve dışı gizli haberleşmelere ait kriptolu doküman ve dijital delillerin yakılmak ve kırılmak suretiyle yok edilmeye çalışıldığının görüldüğü aktarılan açıklamada, çok miktarda yakılmaya çalışılmış harddisk, flashdisk ve yazılı dokümanlar ile örgütsel dijital malzemeler ele geçirildiği de kaydedildi. Polis operasyonlarının tamamının videoya kaydedildiği bildirildi.
2010 YILINDA 7 KAPILI SİSTEM ORTAYA ÇIKARILMIŞTI
İddianamelerde Ergenekon örgütüne taşeron eylem yapmakla itham edilen, çok ilginç bazı bulgular (1) nedeniyle Derin-Sol da olarak nitelendirilen yasadışı sol terör örgütü DHKP-C´yle ilgili daha önce de benzer bir gelişme yaşanmıştı. Örgütün yayın organı Yürüyüş Dergisi´ne ihbar üzerine 2010 yılında baskın yapan polis, beklemediği bir sürprizle karşılaşmıştı. (2) Dergi´nin bulunduğu dairede karşısına çıkan 7 ayrı çelik kapıyı kırmak zorunda kalan polis, sadece 3 kişinin girebildiği yalıtımlı özel odaya bu şekilde ancak ulaşabilmişti. DHKP-C´nin tüm yazışmalarını özel tasarlanan ve yalıtım sağlanan bu odadaki bilgisayarlarla yaptığı ortaya çıkarılmıştı. Burada bulunan bilgisayarlar ile içlerindeki dosyaların çok özel bir yöntemle şifrelendiği, yazışma anahtarı olmadan açılamadığı da belirlenmişti. Ayrıca yazışmaların da şifreli olduğu, bu şifrelerin anahtarsız okunamayacağı anlaşılmıştı.
KARARTMA VE KAFA KARIŞTIRMACILAR, O 11 KAPIYI NİÇİN İNŞA ETTİNİZ?
Örgütün bu kez kapı sayısını 11´e çıkardığı görüldü. Bu sayının artmasının gerekçesi olarak, polisin bu kapıları açmak için harcayacağı süre içinde örgüt üyelerince kozmik odadaki bilgisayar ve diğer delillerin yok edilmesinin hedeflendiği düşünülüyor. Nitekim son operasyonda bu durum çok net şekilde görüldü. Operasyonlarda gözaltına alınan ve savcılık sorgusunun ardından tutuklama talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edilen şüphelilerden 9´u avukat olmak üzere 21´i tutuklandı. 7 ildeki operasyonun İzmir ayağında, zanlıların polis çelik kapıyı kırmadan önce suç delillerini sobada yakmak istedikleri ortaya çıktı. Operasyona katılan Özel Harekat Ekipleri, girdikleri evde yakılmak üzere sobaya atılan dokümanları buldu.
Bu arada bazı medya organlarında, Odatv ve Balyoz davasında benzerini gördüğümüz deliller üzerinde şüphe uyandırma ve kafa karıştırma gayretleri ortaya çıkmaya başladı. Bir örnek olarak Radikal yazarı Pınar Öğünç´ün yazısını gösterebiliriz. (3) Pınar Hanım, yazısında Ergenekon ve benzer davalar sürecinde sık karşılaştığımız bir çok gerekçeyi sıralayarak gözaltı ve tutuklamaların haksız olduğunu savunuyor. Sanıkların davet edilmesi varken niçin baskınla gözaltına alındığını soruyor. Odatv olayından hatırlayacağımız gibi virüsle bilgisayarlara dosya yüklendiği iddiasını dile getiriyor.
Ancak göremediği(!) çok basit iki ayrıntı, yazısında yer almıyor:
- Özel Harp Dairesi´nde bile bulunmayan 11 çelik kapılı kozmik oda niçin inşa edilmiştir?..
- Polisin girmek için harcadığı 6 saat boyunca niçin bilgisayarlar ve dijital malzemeler imha edilmeye çalışılmıştır?..
- Onları da uzaktan yüklenen virüsler yapmış olabilir mi?..
ERZİNCAN DAVASINA RADİKAL MÜDAHALE
Pınar Hanımın gazetesinin radikal tavırları aslında şaşırtıcı değil. Hatırlanacağı gibi, Erzincan Ergenekon davasını karalamak için Radikal gazetesinin öncülüğünde yürütülen karalama kampanyasında eski İliç Cumhuriyet Savcısı Bayram Bozkurt hedef alınmış, savcı hakkında aşağılayıcı haberler yapılmıştı. Savcı Bozkurt hakkında Radikal gazetesi tarafından ´Keneyle suikast, çaycıyla darbe´ başlığı altında ´Çaycıya 86 TL´lik borcunu ödemedi, kuyumcudan aldığı borcun bir kısmını geç ödedi´ şeklinde alaycı bir dil kullanılarak ve tuhaf suçlar isnat edilerek karalama kampanyası yürütüldü. Radikal´in merkezinde yer aldığı bu karalama kampanyası sadece eski İliç savcısını değil Erzincan´daki Ergenekon soruşturmasını da hedefliyordu. (4)
Radikal müdahale bunlarla sınırlı kalmadı. Fiilen Ergenekon örgütüne yardım edildiği şüphesini doğuracak şekilde Erzincan Ergenekon davasında tanıkların ifadesini değiştirmek için bu gazetenin fiilen devreye girdiği de iddia edildi. Bu şok iddia, 6 Mart 2010 tarihinde sonsayfa.com sitesinde gündeme geldi. Radikal muhabirinin gizli tanık Munzur ile kuytu köşelerde yaptığı görüşmenin fotoğrafları yayınlandı. Gazetenin gizli tanığı CHP´li milletvekilleri ile görüştürmeye çalıştığı iddia edildi. (5)
Tanığa baskı operasyonuna katılan CHP eski milletvekilleri Erol Tınastepe ile Ahmet Ersin hakkında geçtiğimiz haftalarda Ergenekon Terör Örgütü´ne yardım ve yataklık suçlamasıyla Erzincan´da dava açıldı. (6)
(Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(1) kontrgerilla.com/mansetsec.asp?m_no=5031 4726 4553 4391 2526 2461 2343
(2) kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=2736
(3) radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1117809
(4) kontrgerilla.com/mansetsec.asp?m_no=1496 1487
(5) kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=1558
(5) kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=2139
(6) kontrgerilla.com/mansetsec.asp?m_no=5007 4925
(21 Ocak 2013, 14:27)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Kontrgerilla Medyası
Ergenekon, Balyoz ve benzer davaları engelleme girişimleri
Balyoz, Odatv ve diğer davalarda delil tartışmaları
11 kapılı odaya 6 saatte girildi
DHKP-C´den Cüneyt Arkın taktiği: 7 kapılı kozmik oda
DHKP-C´nin Ergenekon bağlantısı
DHKP-C ile ilgili manşetlerimiz
Ergenekon ve Derin-Sol infazlar
Ergenekon ve Derin-Sol infazlar bağlantısı manşetlerimiz
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap