Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın ölümüyle ilgili Adli Tıp raporuna dair savcılıktan ilk bilgiler geldi. Savcılık raporun şüpheyi kaldırmadığını, yeni bir raporun istenebileceğini ve soruşturmanın da derinleşebileceğini açıkladı.
13.12.2012 11:22 Savcılık Turgut Özal´ın Adli Tıp Kurumu´ndan çıkan ölüm raporu için, ´Sonuç odur ki; şüpheler ortadan kalkmadı. Soruşturma derinleşebilir. Yeni bir rapor istenebilir.´ açıklamasında bulundu. Raporun Ankara C. Başsavcılığı´ndaki incelemesi tamamlandı.
Başsavcılık, raporla ilgili birazdan açıklama yapacak...
VE SAVCILIK ÖZAL RAPORUNU AÇIKLADI
13.12.2012 16:12 Ankara Cumhuriyet Başsavclığı, Özal´ın ölümü ile ilgili soruşturmaya devam edileceğini açıkladı. Başsavcılık, Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın naaşında yapılan incelemeye ilişkin Adli Tıp Kurumu raporunda mevcut bilgi ve bulgular ile kesin ölüm sebebinin tespit edilemediğinin oy birliğiyle mütala edildiğinin bildirildiği kaydedildi. Yapılan yazılı açıklamada soruşturmaya devam edileceği vurgulandı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Adli Tıp Kurumu´nun Turgut Özal ile ilgili gönderdiği raporda, ´ölüm olayının meydana gelişi ile ilgili anlatımlar öncelikle ani kardiyak bir ölümü düşündürmekteyse de ölüm sonrası otopsi işlemi uygulanmamış ve iç organlarda, vücut sıvılarında gerekli makroskobik, mikroskobik, mikrobiyolojik, serolojik, toksikolojik incelemeler yapılmamış olduğundan mevcut bilgi ve bulgular ile kesim ölüm sebebinin tespit edilemediğinin oybirliğiyle mütalaa edildiğinin bildirildiğini´ duyurdu.
Başsavcılık açıklamasında, raporda, ´otopsi örneklerinde saptanan ağır metal (kadmiyum dahil) düzeylerinin Türkiye´de normal popülasyonda saptanan doku düzeyleri ve çeşitli ülkelerdeki normal popülasyon sonuçları ile literatürde yer alan postmortem (ölüm sonrası) doku düzeyleri ile uyum gösterdiği, bu nedenle ağır metal (kadmiyum dahil) maruziyeti ile öldüğünün tıbbi delillerinin bulunmadığının´ yer aldığı da kaydedildi.
Turgut Özal´ın ölümüne ilişkin soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Adli Tıp Kurumu raporuyla ilgili yazılı açıklama yaptı.
Açıklamaya göre, Özal´ın travmatik bir tesir ile öldüğünün tıbbi delillerinin bulunamadığı belirtilen raporda, 17 Nisan 1993 öncesine ait tıbbi belgelerde akut veya kronik toksik madde maruziyetine bağlı klinik ve laboratuvar bulgusunun tanımlanamadığı ifade edildi.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi´nde yapılan muayene ve yeniden canlandırma işlemleri sonucunda düzenlenen tıbbi belgelerde, zehirlenme lehine değerlendirilebilecek patogonomik (zehirlenmeye spesifik) klinik ve laboratuvar bulgusunun tespit edilemediği kaydedilen raporda, radyoaktif madde maruziyeti ile öldüğünün tıbbi delillerinin bulunamadığı vurgulandı.
Anıt mezarda yapılan fethi kabir sırasında mezar ve çevresi ile otopsiden elde edilen örneklerin analiz ve bulgularının da yer aldığı raporda, otopsi örneklerinde saptanan DDE düzeylerinin, Türkiye´de normal popülasyonda 1976-1996 yıllarında saptanan adipoz (yağ) doku düzeyleri ve çeşitli ülkelerdeki normal popülasyon sonuçları ile literatürde yer alan postmortem (ölüm sonrası) doku düzeyleri ile uyum gösterdiği bildirildi.
Raporda, Özal´ın, DDE´nin (DDT´nin metoboliti olan) maruziyeti ile öldüğünün tıbbi delillerinin bulunamadığı ifade edildi.
-´Ağır metal maruziyeti ile öldüğünün tıbbi delilleri yok´-
Açıklamada şunlar kaydedildi:
´Otopsi örneklerinde saptanan ağır metal (kadmiyum dahil) düzeylerinin Türkiye´de normal popülasyonda saptanan doku düzeyleri ve çeşitli ülkelerdeki normal popülasyon sonuçları ile literatürde yer alan postmortem (ölüm sonrası) doku düzeyleri ile uyum gösterdiği, bu nedenle ağır metal (kadmiyum dahil) maruziyeti ile öldüğünün tıbbi delillerinin bulunmadığı, tüm tıbbi belgeler ve incelemeler ışığında, Türkiye Cumhuriyet´nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın 05.02.1993 tarihinde The Methodist hastanesinde yapılan muayene ve tetkiklerin değerlendirilmesinde, kardiyolojik risk profilinin düşük olduğu, ancak ani kardiyak ölümün hiçbir zaman dışlanamayacağı, tıbbi antesedani ve ölüm olayının meydana gelişi ile ilgili anlatımlar öncelikle ani kardiyak bir ölümü düşündürmekte ise de ölüm sonrası otopsi işlemi uygulanmamış ve iç organlarda vücut sıvılarında gerekli makroskobik, mikroskobik, mikrobiyolojik, serolojik, toksikolojik incelemeler yapılmamış olduğundan mevcut bilgi ve bulgular ile kesim ölüm sebebinin tespit edilemediğinin oy birliğiyle mütalaa edildiği bildirildiği, yukarıda açıklandığı üzere, Adli Tıp Kurumu raporunda ölümün hemen sonrasında gerekli otopsi işleminin ve ölü üzerinden derhal alınması gerekli kan, idrar ve doku örnekleri gibi materyallerin alınarak incelemelerinin yapılmamış olması nedeniyle kesin ölüm sebebinin saptanamadığının bildirilmiş olması nedeniyle, Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından dosyada mevcut Adli Tıp kurumu raporu, diğer bulgu ve deliller ışığında soruşturmaya devam edilerek, muktezaya bağlanacağı, kamuoyunun bilgisine saygıyla sunulur.´
´Basın Sözcüsü´ sıfatıyla gazetecilerin karşısına çıkan Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili Nuri Yiğit, ´Bu rapora rağmen soruşturma devam eder mi?´ sorusuna, ´Bu konuyla ilgili soruşturmayı yürüten savcımız bu konuda kanun ve mevzuat ışığında takdir yetkisini kullanacaktır´ cevabını verdi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´nın açıklamasının tam metni
Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın 17. 04.1993 tarihinde ölümüyle ilgili olarak yürütülen soruşturma kapsamında, 18.09.2012 tarihinde Adli Tıp Kurumu Başkanlığına soruşturma sırasında elde edilen tıbbi doküman, belgeler ile diğer delillerin bir örneği 02/10/2012 tarihindeki defi kabir neticesi yapılacak olan otopsi işleminden elde edilen deliller dikkate alınarak, kesin ölüm sebebinin belirlenmesi için yazılan müzekkerimize Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Birinci İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen ve cumhuriyet başsavcılığımıza gönderilen 5-12 2012 tarih 4416-C karar no´lu 382 sayfadan ibaret raporun sonuç bölümünde özetle:
?Türkiye Cumhuriyeti 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın;
1-Travmatik bir tesir ile öldüğünün tıbbi delillerinin bulunmadığı
2-17/04/1993 öncesine ait tıbbi belgelerde akut veya kronik toksik madde maruziyetine bağlı klinik ve laboratuvar bulgusunun tanımlanmadığı
3-Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesinde yapılan muayene ve yeniden canlandırma işlemleri sonucunda düzenlenen tıbbi belgelerinde zehirlenme lehine değerlendirilebilecek patognomonik (zehirlenmeye spesifik) klinik ve laboratuvar bulgusunun tespit edilemediği
4- Radyoaktif madde maruziyeti ile öldüğünün tıbbi delillerinin bulunmadığı
5-Anıt mezarda yapılan tetkik ve defi kabir işlemi sırasında mezar ve mezar çevresinden otopsiden elde edilen örneklerin yapılan analiz ve bulgularının incelenmesinde; otopsi örneklerinde saptanan DDE düzeylerinin normal popülasyonda, 1976-1996 yıllarında saptanan adipoz yağ doku düzeyleri ve çeşitli ülkelerdeki normal popülasyon sonuçları ile literatürde yer alan port mortem (ölüm sonrası) doku düzeyleri ile uyum gösterdiği DDE ?DDT´nin metobiliti olan? maruziyetiyle öldüğünün tıbbi delillerinin bulunmadığı
6-Otopsi örneklerinde saptanan ağır metal kadmiyum düzeylerinin Türkiye´de normal popülasyonda saptanan doku düzeyleri ve çeşitli ülkelerdeki normal popülasyon sonuçları ile literatürde yer alan port mortem doku düzeyleriyle uyum gösterdiği bu nedenle ağır metal kadmiyum dahil maruziyeti ile öldüğünün tıbbi delillerinin bulunmadığı
7-Tüm tıbbi belgeler ve incelemeler ışığında TC 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın 5/2/1993 tarihinde The Methodist Hastanesi´nde yapılan muayene ve tetkiklerin değerlendirilmesinde kardiyolojik risk profilinin düşük olduğu ancak ani kardiyak ölümün hiçbir zaman dışlanamayacağı, tıbbi antesedani ve ölüm olayının meydana gelişiyle ilgili anlatımlar öncelikle ani bir kardiyak ölümü düşündürmekteyse de ölüm sonrası otopsi işlemi uygulanmamış ve iç organlarına vücut sıvılarında gerekli makroskobik, mikroskobik, mikrobiyolojik, serolojik, toksikolojik, incelemeler yapılmamış olduğundan mevcut bilgi ve bulgularla kesin ölüm sebebinin tespit edilemediğinin oybirliği ile mütaala edildiğinin bildirildiği,
Yukarda açıklandığı üzere Adli Tıp Kurumu raporunda hemen sonrasında gerekli otopsi işleminin ve ölü üzerinden derhal alınması gereken kan, idrar ve doku örnekleri gibi metaryaller alınarak incelemeleri yapılmamış olması nedeniyle kesin ölüm sebebinin saptanamadığının bildirilmiş olması nedeniyle cumhuriyet başsavcılığımız tarafından dosyada mevcut Adli Tıp Kurumu raporu diğer bulgu ve deliller ışığında soruşturmaya devam edilerek, muktezaya bağlanacağı kamuoyunun bilgisine saygıyla sunulur.?
(13 Aralık 2012, 11:22)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Adli Tıp: Özal zehirlenmiş olabilir
Zehirlenme örtbas mı edilecek?
Adli Tıp iddiası: Özal zehirlenmiş
Tanık: Özal´ı Tushad zehirledi
Ergenekon 1993´e uzandı: Tushad
Özal ve komutan cinayetleri bağlantılı
TURGUT ÖZAL´IN ŞÜPHELİ ÖLÜMÜ MANŞETLERİMİZ
Özal: Dertleri beni tasfiye etmek
DDK: Özal´ın mezarı açılmalı
DDK raporunun tam metni
DDK´nın Özal´ın vefatına dair raporun orjinalini Cumhurbaşkanlığı sitesinden indirmek için tıklayın
DDK´nın Özal´ın vefatına dair raporun orjinalini sitemizden indirmek için tıklayın
DDK Özal´ın ölümüne yoğunlaştı
Özal suikastinde çember daralıyor
Özal suikasti muhteşem bir Özel Harp işiydi, amacına da ulaştı
Korkut Özal: Kardeşimi Ergenekoncular öldürdü
Kaynak: Özal´ın o dönem ölmesi birilerince uygundu
Ergenekon, Balyoz ve diğer iddianamelerde arama yap