18 Kasım´da Deniz Harp Okulu ve Deniz Lisesi´nin kuruluş yıldönümü töreninde yapılan Balyoz gösterisinin ardından, genç subaylara, ´darbe davalarına dur´ demeleri için isyan ve emre itaatsizliği teşvik eden 21 maddelik bildiri dağıtıldığı ortaya çıktı. Genç subayları kışkırtmaya yönelik çabaların peşpeşe gelmesi, TSK içinde hükümeti devirmeye yönelik cuntaların varlığını sürdürdüğüne açık bir delil teşkil ediyor. Bu oluşumlardan en az birisinin varlığı aylar önce basına yansıyan Kara Kuvvetleri EDOK Komutan vekili Korg. Tevfik Özkılıç´ın şok ses kaydıyla ortaya çıkmıştı. Ancak yetkililer sorumluların üzerine gitmek yerine ses kayıtlarını haberleştirmeyi yasaklamıştı.
12.12.2012 11:45 Balyoz Darbe Planı davası sanıklarının organizesiyle, Deniz Harp Okulu ve Deniz Lisesi´nin kuruluşunun 239. yıldönümü kutlamaları sırasında yapılan Balyoz eyleminin ardından Deniz Harp Okulu (DHO) öğrencilerine 4 sayfa ve 21 maddeden oluşan izinsiz bildiri dağıtıldığı ortaya çıktı.
Bildiride, TSK´nın komuta kademesi üzerinde baskı kurulması için isyan çağrısı yapılıyor. Darbe davalarında yargılanan subayların ?kendi vatanlarında esir tutuldukları? savunulan bildiride, davalarla Deniz Kuvvetleri´ndeki millileştirmenin engellendiği savunuluyor ve ?İlk zamanlar bu konuya şüpheyle yaklaşanların bu konuda artık şüpheden arınması? isteniyor. Bildiride ?29 Ekim ve 10 Kasım törenlerinde bilinçli ve örgütlü derneklerin neler yapabileceği topluma gösterilmiştir? ifadelerine de yer veriliyor. Bildiride, Genelkurmay Başkanlığı´nın ?hukuka saygılıyız? açıklamaları ?oyalama taktiği? olarak değerlendirilirken, emekli Genelkurmay Başkanları da ?görev süreleri boyunca durumu idare edip olaysız bir şekilde emekli olmayı tercih etmekle? suçlanıyor. Bildiride ?Ancak önümüzde olan dönemde ya bu personele ve atamızdan kalan mirasa sahip çıkacağız, ya da ´susanlar, sessiz kalanlar, dilsiz şeytandır´, daha açıkçası ´hainler ve işbirlikçileri kadar suçludur ve vebal altındadır´ konumunda vicdanlarımız ile baş başa kalacağız? deniliyor. Bildiride, Poyrazköy ve Ergenekon davalarının duruşmalarına organize bir şekilde gidilerek desteğin gösterilmesi isteniyor. Yine bildiride genç subaylar ve askeri öğrencilerden Hasdal, Maltepe ve Mamak askeri cezaevlerinde tutuklu bulunan muvazzaf sanıklarla rutin ve kayıt dışı görüşmeler yapmak için cezaevlerine gidip, sanıklara ´yanınızdayız´ mesajı vermeleri isteniyor. Emekli askerlerden de darbe davalarında sanık olan tutuklu askerleri, Silivri başta olmak üzere yattıkları cezaevlerinde sık sık ziyaret edip moral vermeleri talep ediliyor.
-18 Kasım´da da askeri okulda eylem yapılmıştı-
Deniz Harp Okulu ve Deniz Lisesi´nin kuruluşunun 239. yıldönümü nedeniyle Tuzla´daki Deniz Harp Okulu yerleşkesinde 18 Kasım 2012´de yapılan kutlamalar sırasında bazı emekli subaylar, Balyoz sanıklarının fotoğraflarını taşıyıp, sanıkların isimlerinin yazılı olduğu tişörtler giymişti. Askeri öğrencilerin arasında fotoğraf taşıyıp slogan atan emekli subaylara bazı öğrenciler de alkışlarla destek vermişti. (Kıymet Sezer / Star)
ŞOK SES KAYDI TSK İÇİNDE YENİ BİR DARBENİN HAZIRLANDIĞINI KANITLIYORDU
Genç subayları kışkırtmaya yönelik çabaların peşpeşe gelmesi, TSK içinde hükümeti devirmeye yönelik cuntaların varlığını sürdürdüğüne açık bir delil teşkil ediyor. Bu oluşumlardan en az birisinin varlığı aylar önce basına yansıyan, Kara Kuvvetleri EDOK Komutan vekili Korg. Tevfik Özkılıç´a ait olduğu iddia edilen ses kaydıyla ortaya çıkmıştı. Ancak yetkililer sorumluların üzerine gitmek yerine ses kayıtlarını haberleştirmeyi yasakladı.
Çok gizli bir darbe yapılanmasının halen sürdüğünü kanıtlayan şok ses kaydı 31 Mayıs 2012 tarihinde internette yayınlandı. Kayıttaki sesin, halen Kara Kuvvetleri EDOK Komutan vekili olan Korg. Tevfik Özkılıç´a ait olduğu ileri sürülüyor. Darbe için herşeyimizle hazırdık ama KKK´lığı ile Genelkurmay arasında yorum farklılıkları oldu´ diyen ses, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül´e de inanılmaz küfürler ediyor. Yakın zamanda yapılan gizli bir toplantıya ait olduğu anlaşılan konuşmadaki ses, ´Bilgisayar kullanmayacaksınız. Hiçbir şekilde. Hiçbir zaman internete, karanete bağlanmayın. Bu gördüğünüz kişiler dışında hiçbir kişi ile haberleşme görüşme elemanı tanımayacaksınız ikinci bir emre kadar diyor.
Ses kayıtlarının ilgili kişiye ait olup olmadığı, tıpkı parmak izi ya da ıslak imza gibi kriminal laboratuvarlarda kesin olarak belirlenebildiğini de hatırlatalım.
SAVCILAR: ERGENEKON HALA DİRİ
Ergenekon Terör Örgütü´nün idhar (yedek) kardolarının şu ana kadar sadece bir kısmının ortaya çıkarılabildiği, bir çok hücresinin ise deşifre edilemediği savcılarca iddianamelerde belirtiliyordu. Son olarak İnternet andıcı iddianamesinde de bu tespit yer almıştı. Ses kaydı: Yeni darbe hazırlığı başlığıyla 31 Mayıs 2012 tarihinde yayınlanana haberimizde ayrıntılı şekilde işlediğimiz gibi, son örneğini Mustafa Bakıcı´nın yurtdışına kaçışının oluşturduğu savcıların bu tespitini doğrulayan çok sayıda bulgu var.
- Malatya Zirve katliamını çok gizli bir Ergenekon hücresinin düzenlediğinin ortaya çıkması. Komutan cinayetleri adı verilen Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis ve çok sayıda askeri ve sivil yetkilinin ölümünde de bu yapılanmanın izlerine rastlanması. Tushad isimli TSK içindeki bu çok gizli yapılanmanın izinin halen sürülüyor olması.
- Ergenekon´un TSK içindeki çok gizli askeri yapılanması olarak nitelendirilen ´Karargah Evleri´ne yönelik Savcı Zekeriya Öz tarafından başlatılan soruşturmanın halen sürmesi.
- Başbakan Erdoğan´ın KKTC Cumhurbaşkanı ile telefonla yaptığı gizli resmi devlet görüşmelerinin Aydınlık´ta yayınlanması ve bununla Ergenekon operasyonlarına karşı misillemeye girişilmesi.
- 2010 yılı sonunda Gölcük Donanma Komutanlığı İstihbarat Şubenin zemin karoları altında Ergenekon örgütünün kozmik arşivi olarak nitelendirilen çuvallar dolusu belgenin ele geçirilmesi. Belgelerin imha edilmeyerek saklanması, örgütün onları kullanmakta olduğu anlamına geliyor. Belgelerde sürekli güncellemelerin yapılmış olması da, örgütün gelişmelere göre belgeleri güncellediği şeklinde yorumlanıyor.
- Ergenekon soruşturmasına her zaman soğuk bakan ve eleştiren Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ´un bizzat astlarının ihbarıyla tutulanarak andıç davasında sanık haline gelmesi. Andıç ve ıslak imza kapsamında Genelkurmay´da evrak ve harddisk imha operasyonu yürütülmesi. Andıç davası ıslak imza davası ile birleşti. Ergenekon Terör Örgütüne yönelik soruşturma 2007 yılında başladı. Ancak ıslak imza ve andıç gibi planların tarihi 2009. Yani halen soruşturma sürerken örgütsel faaliyet devam etmekteydi.
- Ergenekon örgütünün medya sitesi olarak nitelenen Odatv operasyonunda çok önemli belgelerin ele geçirilmesi. ´Ulusal Medya 2010´ ismi verilen belgede, Ergenekon ve benzer davaların nasıl yıpratılacağı talimatlarının yer alması ve Odatv´nin geçmişteki yayınlarına da bakıldığında bu belgedeki talimatları yerine getirdiğinin görülmesi.
- Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı´nın Ergenekon örgütüne yardım ve yataklıktan tutuklanması. Avcı´nın örgüt üyelerine polis operasyonlarını bildirmesi, polis takibinden kurtulma taktikleri vermesi, yakalanmak üzere olan bazı üyelere yurt dışına kaçmaları uyarısında bulunması. Yakalanacağını anladığında ise polis içindeki cemaat üyelerinin Ergenekon ve diğer tüm soruşturmaları yürüttüğünü, bu davalara bakan tüm savcı ve hakimlerin cemaat üyesi olduğunu, hatta Deniz Baykal seks kaseti olayının dahi cemaat işi olduğunu iddia edecek kadar ileri giderek kamuoyunda bu soruşturma ve davaların siyasi olduğu imajını vermeye çalışması. Avcı´nın Odatv davası ile Ergenekon örgütüne taşeron eylem yapmakla suçlanan Devrimci Karargah terör örgütü davasında sanık olması. Avcı´nın 90´lı yıllarda Dev-Sol´u derin devletin kontrolündeki Derin-Sol örgütüne dönüştürmede çok önemli bir rol üstlendiği de ortaya çıktı.
- Çok yakın zamanda yaşanan son örnekler olarak, Dink cinayetine dair şok edici yeni ayrıntıları ortaya çıkaran Bugün gazetesi yazarı Adem Yavuz Arslan´a mermi ve beyaz bereli paket gönderilmesi ile Erzincan Ergenekon davasındaki kritik bir tanığa yönelik silahlı saldırı eylemi sayılabilir.
- Güneydoğu´da görülmekte olan Temizöz davası ile İstanbul´da görülmekte olan Ergenekon davasının tanıklarına çok sayıda baskı ve tehditler uygulanması. Geçtiğimiz günlerde Ergenekon gizli tanığına ifadelerini değiştirmesi için baskı yaptığı kanıtlanan dava sanığı Sedat Peker´e dava açıldı.
- Kısa zaman önce, Ergenekon tutuklusu tuğgeneral Levent Ersöz´e yönelik hastanede suikast girişimi.
- Sivas Ermeni cemaat lideri Minas Durmazgüler´e suikast girişimi.
- Gölcük belgeleri üzerine Poyrazköy´de yapılan kazılarda suikast amaçlı yeni silahlar ve çok özel plastik patlayıcılarının bulunması.
- Erzincan Ergenekon davasının şok müdahale ile yargıtaya alınması, suçsuz insanları silahlı göstermeye çalışmakla suçlanan sanıkların tahliye edilmesi ve bununla adeta isnat edilen suçlara devam etmelerine izin verilmesi. 12 Eylül darbecileri hakkında ilk iddianameyi hazırlayan eski Savcı Sacit Kayasu´nun bu duruma tepki gösterip, Ergenekon´un Yargıtay´a sıçramış olabileceğinden açıkça bahsetmesi.
- Ergenekon davalarına bakan çok sayıda hakime yargıtayda skandal şekilde tazminat cezaları verilmesi.
- Ergenekon sanığı Mehmet Haberal´ın sağlıklı olduğunu gösteren raporların hastanelerdeki örgüt üyesi olduğu şüphesi ortaya çıkan doktorlarca mahkemelerden saklanması. Doktorlar Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklandı.
- Erzincan´da Ergenekon örgütlenmesine yönelik ikinci bir soruşturmanın halen yürütülüyor olması.
İşte yukarıda kısaca yer verdiğimiz bu bulgular, Ergenekon´un geçmişte var olmuş, faaliyete geçmeyen, düşünce ya da plan bazında kalmış bir girişim olduğuna dair savunmaları çökertiyor.
Şüphesiz örnekler daha da çoğaltılabilir. Haberal´ın tutuklanmasından sonra Ergenekon operasyonları durdu deniliyor. Peki Ergenekon ya da diğer bir deyişle kontrgerilla bitti mi, çöktü mü?.. Şu ana kadar sadece tetikçilere ya da orta düzey birimlere, onların da pek azına ulaşılabildiği söylenebilir. Danıştay saldırısında bir avukat. Malatya Zirve cinayetinde 2 genç. Dink cinayetinde 17 yaşında Ogün Samast. Ergenekon´da da 3-5 astsubay, Andıç davalarında suçu birbirlerinin üstüne atan bir kaç general, o kadar.. Ama iddialara göre NATO´ya girmemiz sonrası kurulan Özel Harp Dairesi´ne bağlı kuvvetlerin sivil hayatta kullandığı yaklaşık 10 bin kişi var. Bunlardan 5 bini siyah kuvvet denilen, silah kullanan, her türlü saldırı ve savunma eğitimini almış paramiliter gruplar. Çok tehlikeliler. Her türlü provokasyonu yapabilecek, Taksim, Maraş, Gazi Mahallesi olayları gibi olayları kolaylıkla organize edebilecek adamlar. Her biri bir Yeşil ve Çatlı. Onlara henüz ulaşılamadı. Fırsat kolladıkları uygun ortam bulur bulmaz faaliyete geçecekleri ileri sürülüyor.
Belki ´Karargah Evleri´ ve ´Tushad´ gibi soruşturmalar, örgütün buzdağının altındaki kısımlarına doğru götürebilir savcıları. Ancak Özal´ın vücudunda zehirlerin tespit edilmesine karşın zehirlenmenin olmadığının iddia edilebilmesi olayında da konuşulduğu gibi kamuoyuyla yüzleşmekten çekinen devlet refleksleri, soruşturmaların daha derine inmesini zorlaştırabilir ya da engelleyebilir. Ama unutulmasın ki, Başbakan Turgut Özal da kendisine düzenlenen suikastin üzerine bir yerden sonra gitmemiş, Cumhurbaşkanlığı makamına geçince o makamın gücüyle onları mağlup edebileceğini düşünmüştü. Ancak yanıldığı kısa sürede açığa çıktı.
Kara Kuvvetleri EDOK Komutan vekili Korg. Tevfik Özkılıç´a ait olduğu ileri sürülen ve içeriğini özetle yukarıda verdiğimiz ses kaydının da gösterdiği gibi EDOK içinde hala darbe hazırlığı içinde olan, bilgisayarlara güvenmeyen, deşifre olmaktan korkan ve yazışmalarını kurşun kalemle yapan çok gizli birimler var. Peşpeşe düşen ses kayıtlarında da, hapisteki darbecilerin umutlarını koruduğu, ´bir herşeyi takip ediyoruz merak etmeyin´ diye birbirlerine cesaret verdiği görülüyordu.
Bunları görmezden gelmek ve bunların üzerine gitmek yerine ses kayıtlarını haberleştirmeyi yasaklamak, bu habere de konu olduğu gibi darbe faaliyetlerini engellemiyor. Su uyur cunta uyumaz. Birileri gözümüzün içine baka baka hala Genç subayları rahatsız etmeye, onları komutanlarına karşı emre itaatsizliğe ve doğal sonuç olarak da bir darbeye itmeye çabalamaktan vazgeçmiyor.
(Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(12 Aralık 2012, 11:45)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Deniz Harp Okulu´nda Balyoz eylemi
TSK´DAKİ SKANDALLARLA İLGİLİ BAZI MANŞETLERİMİZ
Ses kaydı: Yeni darbe hazırlığı
Ses kayıtları, parmak izi ve ıslak imza gibi doğrulanabilir mi?
Ergenekon soruşturma sürecindeki ses kayıtları
ERGENEKON´UN HENÜZ ORTAYA ÇIKARTILAMAYAN YEDEK (İDHAR) KADROLARI
Savcılar Ergenekon ´İdharı´nın peşinde
Gölcük´teki çuvallar devede kulak: Savcılar iz peşinde
Ergenekon davası gerekli mi?
Ergenekon henüz çökertilemedi
Su uyur cuntacı uyumaz: İşte ispatı
Ergenekon hala diri, Bakıcı kaçabildi
7. iddianame: Ergenekon hala faal
Ergenekon hala aktif: Planları çökünce yenisini yapıyorlar
Ergenekon, Balyoz ve bağlantılı diğer iddianamelerde arama yap