Ergenekon davasında 267. duruşma başladı. Duruşmada, hakkında yakalama kararı bulunan YAŞ üyesi Orgeneral Nusret Taşdeler´in savunması, tedavi gördüğü Ankara GATA´ya video konferans sistemiyle bağlanılarak alındı.
23.11.2012 13:50 Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük´ün de aralarında bulunduğu 66´sı tutuklu 275 sanıklı ´Ergenekon´ davasının 267. duruşması başladı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´nde oluşturulan salonda görülen duruşmada, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, Tümgeneral Hıfzı Çubuklu, emekli Korgeneral Mehmet Eröz, emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, gazeteci Tuncay Özkan, emekli Albay Dursun Çiçek´in de aralarında bulunduğu 35 tutuklu sanık hazır bulundu. Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ ve CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal´ın da aralarında bulunduğu 31 tutuklu sanık duruşmaya katılmadı.
SANIK NUSRET TAŞDELER´İN SAVUNMASI
Kimlik yoklamasının ardından, hakkında yakalama emri bulunan YAŞ üyesi sanık Orgeneral Nusret Taşdeler´in tedavisinin devam ettiği Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesi´nden (GATA) telekonferans yoluyla ifadesinin alınmasına başlandı.
Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, görüntüsü ve sesi mahkeme salonuna yansıtılan Taşdeler´in yanında bulunan üye hakim Hüsnü Çalmuk ile konuşarak ifadenin alınacağı odada kimlerin bulunduğu konusunu sordu. Çalmuk, odada zabıt katibi ve bir teknisyenin yanı sıra Taşdeler´in avukatı Metin Güçlü ile Kardiyoloji Uzmanı Mehmet Yokuşoğlu´nun hazır bulunduğunu söyledi.
Kimlik tespiti yapılan Taşdeler, Kara Harp Okulu ve Kara Harp Akademisi mezunu olduğunu, Orgeneral rütbesinde subay olduğunu ve 7 bin 300 lira maaşı bulunduğunu ifade etti. Cep telefonu kullanmadığını belirten Taşdeler, dava dosyasında kendisine ait bölümde yazılmış olan telefon numarasının ise eşine ait olduğunu belirtti.
Taşdeler´e yasal haklarını hatırlatan Başkan Özese, ´internet andıcı´ dava dosyasında Taşdeler hakkında iddia edilen suçlamaları okudu.
Suçlamaların okunmasının ardından Taşdeler, 11 ana başlık altında savunma yapacağını söyledi.
Taşdeler, 5 Eylül 1965 yılında Kuleli Askeri Lisesi´nde Başlayan 47 yıllık meslek hayatının her aşamasından onur ve gurur duyduğunu söyledi. Üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyen Taşdeler, Ben her zaman hukuka ve kurallara uyan tertemiz bir vatandaşım. Tüm silah arkadaşlarım gibi ömrüm boyunca yasalara ve hukuka uygun sadık kaldım. İçinde bulunduğum bu durumdan, alnım ak bir şekilde çıkacağıma inanıyorum. 47 yıllık askerlik hayatım boyunca hakkımda soruşturma ve kovuşturma açılmadı. Emrimdeki personele her zaman hukuka ve yasalara uymalarını öğütledim. 1 Eylül 1968 tarihinde içtiğim asker andı bundan sonraki hayatımın anlamını içerir. dedi.
Hakkındaki iddiaları hakaret kabul ettiğini belirten Taşdeler, Doğruların er ya da geç ortaya çıkacağını düşünüyorum. Hakkımda açılan davayla ilgili soruşturma evrakları bana ulaştı. Hakkımdaki iddialar zihnen ve bedenen gurur kırıcı, itibar düşürücü, haysiyet zedeleyici, ailemin onuru ile mensubu bulunduğum TSK´nın manevi şahsiyetine ağır bir tecavüz olarak görmekteyim. Benim alnım ak, başım dik. Gerçeğin bir süre üstü örtülsede sonunda gerçeklerin ortaya çıkacağını biliyorum. diye konuştu.
Taşdeler, 21´inci yüzyılda medeni alemin üyesi olan anayasasında hukuk devleti olduğu belirtilen Türkiye Cumhuriyeti´ne Ergenekon süreci hiç yakışmamıştır. Benim haleti ruhiyemi savcıların anlamasını beklemiyorum. İddia makamı tüm belge ve bilgileri somut delil olarak değerlendirmiştir ancak subjektif bir yorum yapmıştır. İddianamede kurulan ilişkiler kuşkulu ve varsayımlarla dolu bir iddianame yazılmıştır. dedi.
Sanık Taşdeler, Mahkeme, 1 Ağustos 2011´de başlayacak YAŞ öncesinde iddianamenin kabulünü yetiştirme telaşında olduğu görülmektedir. Tüm süreç hukuk devleti ve adalet anlayışıyla uyum sağlamamaktadır. ifadesini kullandı.
Taşdeler savunmasında, Hamurabi kanunu, Magnakarta, Konfiçyus ve Niche´den örneklemeler yaparak soruşturma aşamasını ve hukuki süreci eleştirdi.
Taşdeler, orgeneral rütbesinde ve Ege Ordu Komutanlığı görevinde bulunduğunu, Ege Ordu Komutanlığı´nın Türk vatanının savunulması ve Türkiye Cumhuriyeti´nin hak ve menfaatlerinin korunması konusunda hayati önemde görev ve sorumlulukları olan bir makam olduğunu ifade etti.
Orgeneral Nusret Taşdeler, şunları söyledi:
´Ege ordusunu muhtemel bir harpteki vazifesini üstün başarı ile yapabileceği muharebe gücüne ve harbe hazırlık düzeyine ulaştırmak amacıyla yoğun bir tempoda çalışmaktayken, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´nın söz konusu soruşturma ile ilgili yazısını aldım. Haksızca düşürüldüğüm bu ruha ızdırap veren durumu, kişisel haklarıma ve ailemin onuruna olduğu kadar, mensubu bulunduğum kurumun manevi şahsiyetine de ağır bir tecavüz olarak görmekteyim. Mesleğime gönülden bağlı olan biri olarak, asker andıma ömrüm boyunca bağlı kaldım. Askeri öğrencilik dönemim dahil 47 yıllık askerlik hayatım boyunca, amirlerim, disiplin mahkemeleri ve askeri mahkemeler tarafından hiçbir soruşturmaya veya kovuşturmaya maruz bırakılmadım, ceza almadım. Maiyetimde bulunan personele ve astlarıma daima yasalara saygılı olmalarını, hukuk kurallarına uymalarını emrettim.´
´İnternet Andıcı´ iddianamesini de eleştiren Taşdeler, ´İddia makamı, tüm bilgi, belge ve verileri objektif kıstaslar dahilinde hukuki değerlendirmeye tabi tutarak somut delilleri tespit etmek yerine, subjektif değerlendirmeler, yönlendirilmiş kanaat, düşünce ve tahminler, çelişkili ifadelerden alınmış seçme ibareler, mesnetsiz genellemeler, sahte belgelerle olaylar arasında kurulan suni ilişkiler, gerçek olarak kabul edilen kuşkulu varsayımlar ve önyargılarla bir sonuca varma çabası içindedir´ dedi.
´İddia makamının gerekli gördüğünde askeri hiyerarşiyi gizli örgüt yapılanmasının kıstası olarak suçlama konusu yaptığını, mevcut askeri hiyerarşiyi gizli örgüt hiyerarşisi olarak gördüğünü´ ifade eden Taşdeler, savcılığın askeri personel ve sivil memurlar arasındaki ilişkiyi ´terör örgütü ara yöneticisi ya da üyesi ilişkisi olarak görerek, gizli örgüt yapısı olarak değerlendirdiğini´ anlattı.
Bunun akıl ve vicdan tutulması olduğunu, hayret verici mantık dışı iddiaların bulunduğunu dile getiren Taşdeler, iddia makamının tüm bilgi ve belgeleri kendi anlamak istediği gibi değerlendirdiğini savundu.
Orgeneral Nusret Taşdeler, savunmasını Konfüçyüs, Sokrates, Heradot gibi filozoflardan, Babil Kralı Hammurabi´den alıntılarla destekleyerek, ´internet andıcı´ iddialarına değindi.
Taşdeler, ´Davaya ismini veren internet andıcı ile benim ilgim, bilgim, imzam, parafım veya adıma atıf bulunmamaktadır. Andıç, benim Genelkurmay Harekat Başkanlığı görevimden ayrılmamdan sonraki bir tarihte hazırlanmıştır. Bu konuda şahsıma yöneltilen herhangi bir iddia veya suçlama yoktur. Evrak imhası, bilgisayar silme ve ´İrtica ile Mücadele Eylem Planı´ konuları ile de hiçbir ilgim ve bu konulara ilişkin bilgim yoktur. Zaten iddianamede de bu konulardaki eylem ve faaliyetlerin, benim Genelkurmay Harekat Başkanlığı´ndan ayrılmamdan sonraki tarihlerde vuku bulduğu iddia edilmekte, bu konularda şahsıma yöneltilen herhangi bir iddia veya suçlama bulunmamaktadır.´
Prof. Dr. İzzet Özgenç´in ´Örgüt suçlamasını Türkiye kadar hoyratça kullanan başka ülke yok. Her şeyi örgütle irtibatlandırmak inandırıcılığı zedeliyor´ sözlerini anımsatan Taşdeler, şöyle devam etti:
´26. Genelkurmay Başkanımızın, her rütbeden muvazzaf ve emekli general, amiral, subay ve astsubaylarımız ile sivil memurlarımızın, askeri yargı mensuplarımızın, bir Cumhuriyet Başsavcımızın, milletvekillerimizin, bir siyasi parti genel başkanımızın, üniversite rektörlerimizin, profesörlerimizin, öğretim üyelerimizin, akademisyenlerimizin, doktorlarımızın, avukatlarımızın, gazetecilerimizin, yazarlarımızın, televizyoncularımızın, sendikacılarımızın, polislerimizin, hasılı hemen her yaştan, meslekten, sosyal konumdan, kadın ve erkek vatandaşlarımızın, ´silahlı terör örgütü kurucusu, yöneticisi, ara yöneticisi veya üyesi oldukları´ iddiasıyla yargı karşısında bulunduklarını, üstelik tutuklu olarak yargılandıklarını dikkate aldığımızda, bu tespitin ne kadar doğru ve yerinde olduğu ortaya çıkmaktadır.´
Emekli Yargıtay Başkanı Sami Selçuk´un ´Önüne gelen tutuklanıyor. Yeryüzünde böyle bir tutuklama anlayışı da yok´ şeklinde beyanı olduğunu belirten Taşdeler, ´Bu alanda, muhtemelen uzun yıllar kırılamayacak bir dünya rekorunun sahibi olarak kazandığımız unvanın, bir övünç ve kıvanç kaynağı olamayacağını düşünmekteyim´ dedi.
Ankara Garnizon Komutanı´nın Hayrünnisa Gül ile tokalaşmamak için protokolden ayrılması ile Emine Erdoğan´ın askeri hastanede Nejat Uygur´u ziyaretine izin verilmemesinin terör örgütü eylemi olarak değerlendirildiğini hatırlatan Taşdemir, kılık kıyafet yönetmeliğinin daha önceden de orduevlerinde, askeri garnizon ve tesislerde uygulandığını söyledi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Ergenekon davasının görüldüğü duruşma salonuna telekonferans yöntemi ile bağlanıp savunma yapan Nusret Taşdeler, ´İrtica ile Mücadele Eylem Planı´ belgesinin ıslak imzalı orijinalinin de beraberinde gönderildiği ve kendisi hakkında birçok suçlamalarda bulunulan İhbar mektubu ile ilgili değerlendirmelerine öğleden sonrada devam etti.
İddianamede, Belge içeriği incelendiğinde Abdullah Gül´ün Cumhurbaşkanı seçilmesi ile ilgili birtakım eleştirilerin yer aldığı belgede, türban konusu ile ilgili bazı eylemsel faaliyetlerden yararlanılarak kaos oluşturulmasının amaçlandığı gözlemlenmiştir. ifadesine de yer verildiğini belirten Taşdeler, Bu mektubun delil olarak sayılabilmesi için belge olarak isimlendirilebilmesi gerekir. Oysa iddia makamının, söz konusu yazı için ´Belge´ nitelemesini, gerek sözlük anlamı, gerekse hukuk doktrini bakımından herhangi bir tetkikte bulunmadan, rastgele yaptığı kanaatini taşıyorum. diye konuştu.
´Bilgi Destek Planı´ konulu belgenin sahte olduğunu öne süren Taşdeler, bu belge ile hiçbir ilişkisi olmadığını söyledi. Söz konusu belgenin kendisine arz edilmediğinin en açık delilinin, üzerinde imzasının veya parafının bulunmaması olduğunu belirten Taşdeler, İmza blokunun hiçbir zaman kabul etmeyeceğim biçimde yanlış ve eksik açılmış olması da bunun ispatıdır. İmza blokunun nasıl olacağı konusunda verdiğim ve tavizsiz olarak takip ettiğim emrimi Harekât Başkanlığı´nın benim dönemimdeki bütün personeli bilir. ifadesine yer verdi.
Taşdeler iddianamede, ´Bilgi Destek Planı´ kapsamında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül´ün Eylül 2007 tarihinde Esenboğa Havaalanı´ndaki karşılama töreninde dönemin Ankara Garnizon Komutanı´nın (Korgeneral Aslan Güner) protokolden (Hayrunnisa Gül ile tokalaşmamak için) bir süreliğine ayrıldığı değerlendirmesinin yapıldığını söyledi. Kasım 2007 tarihinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan´ın eşi Emine Erdoğan´ın TSK Rehabilitasyon Merkezi´nde tedavi gören tiyatro sanatçısı Nejat Uygur´u ziyaretine izin verilmemesinin de aynı plan kapsamında gerçekleştiği ifadesine yer verildiğini belirten Taşdeler, bu iki olayın da terör örgütü faaliyeti olarak değerlendirildiğini hatırlattı. Taşdeler İddia makamının, Genelkurmay Başkanlığı´nca yapılan incelemede suç unsuru tespit edilmemiş olan iki olayı sahte bir belgeyle ilişkilendirerek, şahsımı suçlamak için bunca çaba sarf etmesindeki niyet ve maksadını, akıl, mantık ölçüleri ve vicdan duygusu ile bağdaştıramıyorum. dedi.
Türk Silahlı Kuvvetlerine ait kışla, karargâh, birlik, kurum ve sosyal tesislere girişte, yönetmelik ve yönergelere dayanan ve titizlikle uygulanan kılık kıyafet kurallarının evvelden beri bulunduğunu belirten Taşdeler, Herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Askerlik hak ve ödevini yerine getirmiş bulunan her Türk Vatandaşının, bu gerçeği yaşayarak öğrenmiş olması gerekir. Hatta yurdumuzun çeşitli bölgelerinde, özellikle küçük şehir ve kasabalarımız ile Anadolu´muzun mahrumiyet içindeki ücra köşelerinde görev yaparken, aileleri ile beraber orduevlerinin, askerî gazinoların ve askerî sağlık tesislerinin imkânlarından istifade eden hakimlerimizin ve savcılarımızın da bu kurallara aşina olmaları beklenir. Oysa, iddia makamının sahte belge ile iki olay arasında bağlantı kurması, bu gerçeklerin farkında olmadığını, bu tür olayların söz konusu sahte belge nedeniyle, ilk defa meydana geldiğini zannettiğini göstermektedir. ifadelerini kullandı.
Türk Silahlı Kuvvetleri´ne ait kışla, karargah, birlik, kurum ve sosyal tesislere girişte, yönetmelik, yönergelere dayanan ve titizlikle uygulanan kılık kıyafet kurallarının evvelden beri bulunduğunu dile getiren Taşdeler, bu kuralın herkes tarafından bilinen bir gerçek olduğunu savundu.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin ´General´ rütbesindeki görevlileri tarafından resmî bir faaliyet sırasında, Cumhurbaşkanı´na ve Başbakan´ın eşine karşı olumsuz davranışta bulunulmasının akıl ve mantık ölçüleri içinde inandırıcı bulmanın mümkün olmadığını düşündüğünü dile getiren Nusret Taşdeler, Bu nasıl bir gizli örgüttür ki, hazırlıklarını ve uygulamalarını fütursuzca ve açıkça yapıyor. Eylemlerini yüksek rütbeli generaller tarafından, devlet büyüklerine karşı, herkesin gözü önünde gerçekleştiriyor. Bunun en hafif ifade ile kişilere ve kurumlara yapılan çok büyük bir haksızlık ve vahim bir hata olduğu kanaatindeyim. şeklinde konuştu.
Sanık Nusret Taşdeler´in savunmasına ara veren Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, Taşdeler´in savunmasına 26 Kasım 2012 tarihli duruşmada devam edeceklerini açıkladı. Özese, bu açıklamanın ardından da Ergenekon davasına dahil edilen son dava dosyasının tutuklu sanığı Mahmut Güzel´in savunmasını yapmasını istedi. Güzel, hakkında yapılan iddiaları kabul etmediğini belirterek suçsuz olduğunu söyledi. Güzel´in ifadesinin ardından da duruşma, 26 Kasım 2012 tarihine ertelendi.
ANDIÇ İDDİANAMESİNDE TAŞDELER
İddianamede, Taşdeler ile ilgili bölümde, Söz konusu belge ile ilgili olarak adı geçen ihbarda 2007 yılı Eylül ayında dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Ergin Saygun´un emri gereği, üniversitelerden bir kısım akademisyen ve CHP yönetiminden bazı politikacıların desteği ile dönemin Genelkurmay Harekat Başkanı Korgeneral H. Nusret Taşdeler´in himayesinde Genelkurmay Bilgi Destek Daire Başkanlığında şube müdürü olarak görevli kurmay albaylar Dursun Çiçek, Sedat Özüer, İlker Ziya Göktaş ve Fuat Selvi tarafından kamuoyunu yönlendirme maksatlı çeşitli belgeler hazırlandığına, tanık oldum. Yukarıda isimleri geçen şahıslar, görev alanlarının dışındaki birçok konuyla ilgili olarak hiçbir hukuki dayanağı olmaksızın çeşitli faaliyetlerde bulunmuşlardır. Bu konuda örnek olması bakımından bahse konu cunta tarafından hazırlanmış bir çalışma EK-B´de sunulmuştur. EK-B´nin altında imza bulunmamasının sebebi evrağın elektronik ortamda gönderilmiş olmasından kaynaklanmaktadır. şeklinde ibareler yer almaktadır. şeklinde iddialar yer alıyor.
Nusret Taşdeler´in, Ergenekon silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda askeri müdahale ortamı oluşturmak amacıyla belirtilen internet siteleri vasıtasıyla kara propaganda ve dezenformasyon faaliyetlerini icra ve organize ettiği, devlet yöneticilerini baskı altına almak, devlet otoritesini zaafa uğratmak, bu hususta gerektiğinde kamu düzenini bozup ülkede kaos ve düzensizlik ortamı oluşturmak, halkı devlet yöneticilerine karşı kışkırtmak ve anarşi ortamı oluşturmak, böylece cebir ve şiddet yöntemleri ile hükümetin görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs ettiği, ara yönetici sıfatıyla harekat faaliyetini yönettiği ve örgüt üyelerini yönlendirdiği. iddia ediliyor.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 8 Ağustos 2011 tarihinde Nusret Taşdeler hakkında yakalama kararı çıkarmış, Taşdeler´in rahatsızlanması üzerine GATA´da tedavi altına alınmıştı. Mahkemenin ara kararı üzerine Taşdeler´in mevcut rahatsızlığının tespitinin yapılması için Yenibosna´daki Adli Tıp Kurumu´nda 25 Ocak 2012´de sağlık kontrolünden geçirilmişti. 2007-2008 yılında Genelkurmay Harekat Başkanı olarak görev yapan Taşdeler´in Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis ve Terör örgütü yöneticisi olmak suçundan 15 ile 22,5 yıl arasında hapisle cezalandırılması isteniyor. Soruşturma kapsamında da ifadesi bulunmayan Taşdeler hakkındaki iddialara ilk kez cevap veriyor. (DHA, Cihan)
(23 Kasım 2012, 13:50)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Genelkurmay´ın provokasyon siteleri ya da ´internet andıcı´ konulu manşetlerimiz
Andıç iddianamesinde arama yap
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap