Ergenekon davasına 263. duruşma ile devam ediliyor. Duruşmada, terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan´ın eski avukatı İrfan Dündar tanık olarak ifade veriyor. Geçtiğimiz duruşmaya can güvenliği olmadığı gerekçesiyle katılmayan Dündar, bugünkü duruşmada savcılık ifadelerindeki bir çok kritik iddiasını yalanladı.
19.11.2012 12:40 Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük´ün de aralarında bulunduğu 65´i tutuklu 274 sanıklı ´Ergenekon´ davasının 263. duruşması başladı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´nde oluşturulan küçük salonda görülen duruşmaya, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay ve gazeteci Tuncay Özkan´ın da aralarında bulunduğu 30 tutuklu sanık katıldı.
Bu davadan tutuksuz yargılanan ´Odatv´ davasının tutuklu sanığı Yalçın Küçük ile diğer tutuksuz sanıklar Abdulvahit Özkaya ile Nusret Senem´in de katıldığı duruşmaya, CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, emekli Orgeneral Hurşit Tolon, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve emekli Tuğgeneral Veli Küçük´ün de aralarında bulunduğu 35 tutuklu sanık gelmedi.
TANIK İRFAN DÜNDAR´IN İFADESİ
Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese, tanık olarak dinlenilmek üzere çağrılan Abdullah Öcalan´ın eski avukatlarından İrfan Dündar´ın hazır olduğunu belirtti.
Salona alınan Dündar´a Özese, İstanbul´daki ´KCK´ soruşturması kapsamında 24 Kasım 2011´de verdiği 20 sayfalık ifadesinin dosyaya getirtildiğini belirterek, bu ifadesinde iddia olunan ´Ergenekon´ yapılanmasıyla ilgili bölümler ile dava sanıklarından Doğu Perinçek ve Yalçın Küçük hakkında da beyanları olduğunu söyledi.
-Perinçek ile Öcalan arasında görüşmecilik-
Özese´nin bildiklerini anlatmasını istediği Dündar, Türkiye´ye getirilmesinin ardından 15 Şubat 1999´dan itibaren Öcalan´ın avukatlığını yaptığını belirterek, 2000-2001 yıllarında Öcalan´ın talebi üzerine Perinçek ile İşçi Partisi İstanbul İl Başkanlığı´nda görüştüğünü kaydetti.
Dündar, ´2000-2001 yıllarında Öcalan´ın avukatları olarak bir sürü kişiyle görüşüyorduk. Öcalan´ın talebi üzerine avukatlar olarak birçok kişiyle görüş alışverişi yapıyorduk. Bu çerçevede Doğu Perinçek ile de görüştük. Görüş alışverişlerinde avukatların aracılık gibi durumları vardı. Öcalan cezevinde olması nedeniyle yapılan görüşmeleri Öcalan´a aktarıyorduk´ dedi.
Görüşmelere avukatlar olarak gittiklerini ifade eden Dündar, Perinçek ile yapılan görüşmeye avukat Doğan Erbaş ile birlikte gittiklerini anlattı.
Kendisinden önce de Perinçek ile Öcalan´ın avukatlarının görüşmeler yaptığını söyleyen Dündar, ´2000 yıllarında Öcalan diğer kesimlerle de görüşülmesini istemişti. Perinçek´in, Türk- Kürt birliğiyle ilgili söylediklerini Öcalan´a aktardık. Öcalan da barış için çalıştığını söyledi. Öcalan´ın da Kürt-Türk birliğinin gelişmesi, Kürt sorunun çözülmesi için söylemleri vardı. Perinçek, Öcalan´a Atatürk´ün Eskişehir-İzmir konuşmalarının yer aldığı bir kitap hediye etti. Perinçek ile ilk görüşmede, HADEP ile falan ittifak arayışı konusunda görüşülmüş olabilir´ şeklinde konuştu.
-Yalçın Küçük ile görüşme-
Yalçın Küçük ile 1999 ya da 2000 yılında Gebze Cezaevi´nde bulunduğu dönemde görüştüğünü dile getiren Dündar, şunları kaydetti:
´Öcalan´ın çağrısı üzerine barış grupları geldi. Şemdinli´de dağdan 8 kişi, Avrupa´dan da 8 kişi geldi. Avrupa´dan gelenlere İstanbul 5 No´lu DGM´de, dağdan gelenlere de Van DGM´de dava açıldı. Avrupa´dan gelen 8 kişi Gebze Cezaevi´nde kalıyordu. O dönemde Gebze Cezaevi´de avukat görüşlerinde, tutuklu ve hükümlüler, avukatlar bir arada bulunabiliyordu. Avukat olarak onları ziyarete gittiğimde Küçük ile 1-2 kez karşılaştım. Güncel konular üzerine bazı şeyler konuştuk. Küçük Öcalan´ı sordu. Öcalan ile Küçük´ün görüş alışverişleri oluyordu. Avukatların birçok çevreyle görüşmeleri oluyordu. Küçük´ten alıp Öcalan´a aktardığımız oldu.´
Öcalan´ın isteği üzerine de görüşmek için Yalçın Küçük´e 2008´de telefon açtığını belirten Dündar, ´Öcalan Yalçın Küçük ile görüşün dediği için, diğer avukatlar tanımaması nedeniyle ben Küçük´e telefon açtım. Küçük, ´Siz aradınız. Savcılar Ergenekon´a bağlar´ deyince bir daha aramadık. Görüşmenin içeriği iyi geçmediği için Küçük ile görüşme gereği duymadık´ diye konuştu.
Başkan Özese´nin ´Öcalan´ın Türkiye´ye getirilmesindeki şartlar nelerdir´ sözleri üzerine Dündar, ´Öcalan, kendisini Amerika´nın teslim ettiğini belirterek, Amerika ve İsrail´i suçluyordu. Türkiye´yi suçlamıyordu´ dedi.
-´İfadem yanlış yazılmış´-
Başkan Özese, ´Abdullah Öcalan´ın, Yalçın Küçük ile 1970´e dayanan bir tanışıklıkları olduğunu ve bunun size Öcalan tarafından söylendiğini aktarmışsınız. Bu konuda neler biliyorsunuz´ sorusu üzerine Dündar, ´Ben 1972 doğumluyum. Böyle bir görüşmeye tanıklık etmedim. Bu ifade biraz fazla olmuş´ dedi.
Savcı Mehmet Ali Pekgüzel de, savcılık ifadesi sırasında avukatının da yanında olduğunu belirterek, ´Siz de hukukçusunuz. İfadede ne deyip ne demediğinizi bilirsiniz. Zaten bu ifadeler bilgisayarda yazılıyor. Herhangi bir hata yapıldığında müdahale edip düzeltme şansınız vardı. Ayrıca bunlar ifade sırasında olmadıysa da her zaman şerh düşme hakkınız var´ diye konuştu.
Dündar ise, 4 gün gözaltında kaldığını ve çok yorgun olduğunu belirterek, ´Kendi yargılandığım mahkemede bu ifadeyi düzeltirim´ dedi.
Dündar´ın ifadesinde ´Doğu Perinçek, Abdullah Öcalan´ın fikir babasıdır´ şeklindeki beyanı olduğunu belirten Özese, bunun dayanağını sordu.
Dündar da, bunun yanlış yazıldığını belirterek, ´Fikir alışverişi olmuştur, ama fikir babalığı fazla olmuş´ şeklinde konuştu.
Duruşmaya öğlen arası verildi. (AA)
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde tanık İrfan Dündar´ın ifadesinin alınmasına devam edildi. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, Abdullah Öcalan´ı sorgulayan timin başında yer alan ve Ergenekon davasının tutuklu sanığı olan emekli Albay Atilla Uğur´un Öcalan´ın avukatları Mahmut Şakar, Aysel Tuğluk, Doğan Erbaş, Öcalan´a kimliğini dahi söylememesini, davayı kilitlemesini tavsiye ediyorlardı. şeklinde ifade verdiğini hatırlatarak O avukat grubunda siz de var mıydınız? Kimler vardı? diye sordu. Avukat İrfan Dündar Hasip ve Ercan Bey bu görüşteydiler. Avukatların yargılamayı kilitleme hakkı vardır. Savunma stratejisi olarak düşünülebilir. Öcalan ifade verdi. cevabını verdi.
Savcı Pekgüzel, Gizli Tanık Galip´in Avukatların söyledikleri Öcalan´ın talimatı olarak algılanırdı. şeklindeki ifadesini okuyunca Avukat Dündar Onların yorumu, bilmiyorum. dedi. Pekgüzel ise Siz kendinizin örgütteki değerinizin farkında değilsiniz. diye konuştu.
Savcı Pekgüzel, İrfan Dündar ile Yalçın Küçük arasında geçen konuşmayı okuduktan sonra Yalçın Küçük, sizi tanımadığını söylüyor. Sizin kendisini aramanızdan rahatsız oluyor. Yalçın Küçük ile görüşmenizi Abdullah Öcalan mı istedi? diye sordu. İrfan Dündar Abdullah Öcalan, çeşitli çevrelerle görüşmemizi istiyordu. Hasan Cemal ile de Ertuğrul Özkök ile de görüşülmüştür. Ama Yalçın Küçük ile görüşmemiz sorun oluyor? diye konuştu.
Savcı Mehmet Ali Pekgüzel Öcalan yeni bir atılım yapacağı zaman sizin birtakım çevrelerle görüşmenizi istiyor. Kendi başına karar vermiyor mu? diye sordu. Dündar ise Hükümet kanadından, sivil toplum kuruluşlarına kadar Kürt sorununun çözümü konusunda görüş soruyorduk. Yalçın Küçük´e de soru soruluyordu. Kimle görüşüleceği kararını Öcalan kendisi veriyordu. dedi. Savcı Pekgüzel, tanık Dündar´a Yalçın Küçük sizin MİT´e çalıştığınızı söyledi. Telefon ile görüşmenizde kendisini Ergenekon´a bağlayacaklarını söylüyor. Küçük´ü nereden aradınız? diye sordu. Dündar, Yalçın Küçük´ü Asrın Hukuk Bürosu´nun telefonundan aradım. dedi.
Yalçın Küçük ise İrfan Dündar´a Evet sizi hatırladım. Ama sizi daha uzun boylu hatırlıyorum, o kadar da uzun boylu değilmişsiniz. dedi. Yalçın Küçük´ün Öcalan´ı benim Atatürkçü yaptığım söylendi. Bunu duydunuz mu? sorusu üzerine Dündar Öcalan, bazı konularda Mustafa Kemal´e atıfta bulunuyordu. Ama Öcalan´a Atatürkçü denemez. diye konuştu.
Duruşmalardaki üslubu gerekçesiyle duruşmalardan men edilen Doğu Perinçek de tanığın kendisi ile alakalı beyanları nedeniyle duruşmaya getirildi. Perinçek, Abdullah Öcalan´ın avukatları Doğan Erbaş ve İrfan Dündar ile partisinin İstanbul İl Merkezi´nde görüştüğünde PKK´nin silah bırakması, örgütün dağıtılması gerektiğini söyledim. Ayrıca Türkler ayrı, Kürtler ayrı örgüt olmamalıdır. Türk ve Kütlere ´demokratik cumhuriyet programı içinde değil, altı ok, yani Atatürk devrimi temelinde bir birlik olacağını söylemiştim. diye konuştu.
Yalçın Küçük´ün avukatı Kazım Yiğit Akalın tanık Dündar´a, Öcalan ile 2-3 avukatla cezaevinde yaptığınız görüşmeleri not haline getirip bir internet kafede bilgisayarın taslaklar kısmına kaydettiğinizi ve Karayılan´ın e-mail şifresiyle bu talimatları aldığını söylemişsiniz. Bu şekilde talimatların gönderilmesinin amacı neydi? diye sordu.
Dündar, Bilgim yok. cevabını verince avukat Akalın, Ama bunu anlatan sizsiniz. Şeklinde tepki gösterdi. Dündar da Olabilir dedi. Ancak soruya bir cevap vermedi.
Ardından da Doğu Perinçek´in avukatı Bülent Hattatoğlu tanığa sorular yöneltti. Hattatoğlu, Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmışsınız. Ancak burada anlattıklarınız bu kapmasa girmiyor. Bu ifadeyi verirken baskı ya da telkin gördünüz mü? diye sorunca kısa süreli bir gerginlik yaşandı. Tanık Dündar,Ben de size müvekkillerinizin Ergenekon ile ne alakası var diye mi sorayım? tepkisini verdi. Hattatoğlu ise Oldu mu olmadı mı bunu sordum. dedi. Bu atışmaya Mahkeme Başkanı Özese son verdi. Ardından da Hattatoğlu, İfadenizde 1980´de Öcalan ile Aydınlık grubunun silahla çatıştığını söylüyorsunuz. 1972 doğumlu olduğunuza göre buna bizzat tanıklık etmediğinizi teyit eder misiniz? dedi. Dündar, Cumhuriyet tarihini kahramanlarıymış gibi anlatıyorsunuz sanki o dönemi siz mi yaşadınız? cevabını verdi. (Cihan)
Mahkeme Başkanı Özese de Hattatoğlu´nu sanığı yargılar şekilde soru sorulmaması konusunda uyardı.
PERİNÇEK SALONDAN ÇIKARILDI
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu´nun, İrfan Dündar ve Doğan Erbaş´ın İşçi Partisi İl Başkanlığı´nı ziyaretlerinde Tuncay Güney´in de bulunduğu şeklindeki ifadeleri okurken Doğu Perinçek itiraz etti. Perinçek Tuncay Güney ile görüşecek adam mıyım ben? dedi. Perinçek söz verilmeden konuşmasını ısrarla sürdürmesi üzerine salondan çıkarıldı.
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu 1999-2004 arasında terör örgütü faaliyetleri asgari düzeye indirildiği dönem. 2004´ten sonra neden terör örgütü faaliyetleri arttı? diye sordu. Tanık İrfan Dündar şöyle konuştu: 1999´da genel af olsaydı bu sorun çözülmüştü. Maalesef olmadı. Öcalan´ın rolü kötü değil o sıralarda. O dönemde Öcalan silahlı güçleri sınır dışına göndermişti. Genel af ile çözüm yoluna gidilecekti. Ancak, Türkiye Öcalan yakalandı, nasıl olsa dağılacaklar düşüncesinde olduğu için af çıkarmadı. Öcalan örgütü yumuşatmaya çalıştı. Hem devlete hem örgüte mektup yazdı. 11 Eylül saldırılarından sonra güvenlik stratejileri ön plana çıktı. 2003-2004 Irak savaşı dönemidir. Uluslararası denklemde örgüt kendine yer aradı. Bulmuş olacak ki örgüt yeniden silahlı mücadeleye başladı.
BİZ TANSU ÇİLLERİ ÖLDÜRECEĞİZ SİZ BUNU ÜSTLENİN
Devlet yetkililerinden birilerinin Biz Tansu Çiller´i öldüreceğiz siz bunu üstlenin diye Öcalan´a teklifte bulunduğunu aktaran Dündar, Ancak Öcalan bunu kabul etmedi. Öcalan bunu daha sonradan bu olayı bana söyledi. Kendisine teklifin kimden geldiğini ise söylemedi. Öcalan´a başka illegal teklif yapıldı mı bilmiyorum şeklinde cevap verdi. Tanık İrfan Dündar´ın dinlenilmesinin ardından duruşmaya ara verildi. (DHA)
(19 Kasım 2012, 12:40)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Ergenekon-PKK bağlantısıyla ilgili manşetlerimiz
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap