Zirve Yayınevi cinayetlerine ilişkin davanın 51. duruşmasında eski Malatya Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger, cinayetlerin ardından üçüncü kattan atlayarak kaçmaya çalışırken, düşerek yaralanan Emre Günaydın için tedavi gördüğü İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi´ne gittiğini doğruladı. Günaydın´ı ziyarete gitmediğini ileri süren Ülger, jandarma komutanı olarak, alınan tedbirleri yerinde görmek amacıyla vicdani sorumluluk duyarak gittiğini öne sürdü.
16.11.2012 23:03 Zirve Yayınevi cinayetlerine ilişkin davanın 51. duruşmasında, tutuklu sanık Mehmet Ülger savunma yaptı. Mehmet Ülger savunmasının ilk bölümünde hazırladığı metni müdahil avukatlara bakarak okudu. Bunun üzerine müdahil avukatlardan Hafize Çobanoğlu, Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa´dan sanığın uyarılmasını talep etti. Talep üzerine Başkan Kısa, Ülger´i savunma metnini mahkeme heyetine doğru okuması konusunda uyardı.
İddianamede yer verilen misyonerlik çalıştaylarının doğru olmadığını öne süren Ülger, haber elemanlarıyla misyonerlik faaliyetlerine ilişkin görüşme ya da çalıştay yapılmadığını öne sürdü. Ülger, iddianame ve eklerinde verilen HTS kayıtlarını inkar ederek, davanın tanığı ve sanığı durumundaki İlker Çınar´la da görüşmediğini savundu. Ülger, sanıklar Emre Günaydın ile Levent Ercan Gelegen´i tanımadığını söyledi.
İlker Çınar´ın, Zirve Yayınevi´ne yönelik ´sözde eylem planı´ndan bahsederken, cinayetleri bilmediğine yönelik iddialarının birbiriyle çeliştiğini öne süren Ülger, iddianamede gizli bir yapının çalışmasının gizli şekilde yürütüldüğü iddialarını hiçe sayarak, Ortada bir eylem planı yoktur. Eğer olsa bunun bir emri olması gerekir. dedi.
İddianamede de konu olan özel ASAF kurslarının, personelin teknoloji ve örgütlerin geliştirdiği yeni taktikleri öğretmek için açıldığını savunan Ülger, ASAF kursunun ´Yaşam 1´ isimli dosyayla ilişiği bulunduğu iddialarını reddederek, böyle bir dosyayı bilmediğini söyledi. Ülger´in reddettiği konu, iddianamede, 8-12 Ocak 2007 tarihleri arasında diğer sanıklar Murat Göktürk ve Adem Gedik´in de katıldığı Ankara ilinde düzenlenen Özel ASAF Kursunda misyonerlik faaliyetleri üzerinde önemle durulması gerektiğinin vurgulandığı, bu kursun ardından Malatya İl Jandarma Komutanlığı tarafından 16 Ocak 2007 tarihinde ´Yaşam-01´ adıyla Zirve Yayıncılık Ltd. Şti. Malatya irtibat bürosunun misyonerlik faaliyetlerinin takip edilmesi kapsamında bir dosyanın açıldığı, bu dosya kapsamında başında kendisinin bulunduğu Malatya İstihbarat Şube Müdürlüğü´nce Zirve Yayınevi´nin faaliyetlerinin takibine yönelik planlı istihbarat faaliyetlerini yürüttüğü, maktullerden Necati Aydın´ın telefonunu teknik takibe aldırdığı, misyonerlik konusunda takip için haber elemanlarına birçok kez ödemeler yaptığı, ödemelerin özellikle eylem tarihine yakın tarihlerde yoğunlaştığı tespit edildiği. şeklinde yer almıştı.
Türk Silahlı Kuvvetleri içinde TUSHAD isimli bir kuruluş olmadığını savunan Ülger, Zirve Yayınevi cinayetleri davasının, Ergenekon davasıyla birleştirilmesi çabası olduğunu iddia etti. İlker Çınar´ın ifadeleriyle hedef durumuna getirildiklerini öne süren Ülger, Çınar´ın sürekli yönlendirmeler doğrultusunda ifadelerini değiştirdiğini iddia etti. Ülger, Çınar, itiraf adına bizlere iftirada bulunmaktadır. dedi.
Cinayetlerin ardından, kaçmaya çalışırken yaralanan asli faillerden tutuklu sanık Emre Günaydın´ın bulunduğu hastaneye gittiğini kabul eden Ülger, komutan olarak tedbirleri yerinde görmek amacıyla vicdani sorumluluk duyarak hastaneye gittiğini savundu. Ülger´in hastaneyi ziyaret saatlerindeki kamera kayıtlarının silindiği tespit edilmişti. Emekli albay, bunların da jandarmayla ilgisi olmadığını ileri sürdü. Cinayetin asli failleriyle doğrudan ya da dolaylı olarak irtibatının bulunduğu yönündeki iddiaları reddeden Ülger, cinayetler sonrası yürüttükleri dezenformasyon faaliyetlerini de inkar etti.
İddianamede, cinayetlerden sonra kamuoyu ile soruşturmayı yürüten makamları yönlendirmek amaçlı dezenformasyon çalışması yaptığı iddia edilen Ülger, bunları da reddetti. Tanık ve sanık İlker Çınar´ın ifadelerinde, kendilerine yöneltmeye çalıştığı propaganda faaliyetlerini Çınar´ın kendisine yaptığını öne süren Ülger, ´Asimetrik Harekat Planı´nı İlker Çınar, masa başında kendisi düzenlemiştir.´ iddiasında bulundu.
Davanın tutuksuz sanıklarından Aykut Saka´ya el yazısıyla mektup yazdırdığı ve tehditle mektubun altına imzasını attırdığı iddialarını reddeden Ülger, ´Saka´yı tanık olarak gösterdim. Keşke de göstermeseydim.´ dedi.
Savunmasının ardından çapraz sorgusu yapılan Ülger, mahkeme başkanı Hayrettin Kısa ve müdahil avukatların sorularını yanıtladı. Kısa´nın, savunmalarındaki çelişkilere işaret ederek sorular yönelttiği Ülger, tanık koruma programından yararlanan sanık İlker Çınar ile görüşme sayısını tam olarak hatırlamadığını, bu görüşmelerin istihbarat biriminin işi olduğunu iddia etti.
Yeni iddianamede İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim görevlisi Ruhi Abat ile sık sık görüştükleri HTS kayıtları ile ortaya konan Ülger, bu görüşmeleri Ben baldızımı kaybetmiştim. Mevlit okuttum sözleriyle açıkladı.
Arif Doğan, Veli Küçük, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım, Cemal Temizöz, Şener Eruygur ve Muzaffer Tekin´i tanıyıp tanımadığı sorusu üzerine, Veli Küçük´ü bir kez gördüğünü, Mahmut Yıldırım´ı etraftan anlatılanlardan bildiğini, Cemal Temizöz´ü Kayseri Jandarma Bölge Komutanı olduğu için katıldığı toplantılarda gördüğünü iddia eden Ülger, Sizin jandarma istihbarat veya JİTEM dediğinizin bir merkezi yok. Bunlar gariban şartlarda kalıyorlar. Ben o bölgelerde çalıştım ve bu insanların nasıl zor şartlarda görev yaptığını gördüm ve bu zor şartları bizzat yaşadım dedi.
Sorulara genelde soruyla karşılık veren, iddiaları reddeden Mehmet Ülger, misyonerlik faaliyetlerinin bir suçmuş gibi neden izlendiğini sorulması üzerine, Avrupa´da yaşayan Müslümanlar, ´Bizim şu kadar Müslüman nüfusumuz vardı şimdi şu kadar. Cami sayıları şu kadar´ diye zaman zaman açıklamalar yapıyorlar. Bunlar suç olabilir mi? Aynı şekilde bir Hristiyan´ın, ´Hak din Hristiyanlıktır´ demesi suç sayılabilir mi? dedi. Sanık Ülger, bunların suç sayılmayacağını söyledi.
Zirve Yayınevi faaliyetlerini neden sıkı şekilde takip ettikleri sorusuna ise Ülger, kent merkezinde izleme yapmadıklarını, yayınevi çalışanlarını jandarma bölgesindeki faaliyetlerini izlediklerini kaydetti.
Zirve Yayınevi´nde öldürülen Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske´nin eşi Suzanne Geske ve müdahil avukat Orhan Kemal Cengiz ile bazı jandarma personelinin, yasa dışı suç örgütü üyesi, terör örgütü mensubu, uyuşturucu kaçakçısı gibi gösterilerek cinayetlerden sonra telefonlarının usulsüz şekilde dinlenmesine ilişkin soru üzerine Ülger, Ben hangi terör örgütü üyesiyim de benim ve eşimin telefonları dinleniyor peki? diye karşılık verdi. Hakimlerle ilgili fişleme yapılıp yapılmadığı sorulan Ülger, Bilmiyorum cevabını verdi.
Yayınevinde cinayetlerin işlendiği saatlerde bir mobilyacıda olan Ülger´in cinayetlerin hemen akabinde olay yerine geldiği öne sürülmüştü. Ülger, cinayetlerin işlendiği saatlerde mobilya mağazasında olduğunu kabul etti.
Müdahil avukatlardan Erdal Doğan´ın, Aynı saatlerde davanın sanıklarından Hurşit Tolon, İnönü Üniversitesi´nde konferanstaydı. Aynı programa 2. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız da katılmıştı. Üniversite o dönem sizin bölgenizde ve siz üniversitede bulunmuyordunuz. Bu durum askeri hiyerarşide normal midir? sorusuna sanık Ülger, Ben Hurşit Tolon´un o gün Malatya´da olduğunu basından öğrendim. Evet üniversite bizim bölgemizdeydi ancak Genel Komutanlık´tan kesin talimat vardı. Bu tür programlara katılmamamız yönünde uyarılmıştık. yanıtını verdi.
Zirve Yayınevi cinayetleri davasında sanık olarak dinlenmesi gerekenlerin tanık, tanık olarak dinlenmesi gerekenlerin de sanık durumuna düşürüldüğünü öne süren Ülger, kendisine yönelik suçlamalarla ilgili manipülasyon amaçlı imalarda bulundu. Suçlamaları reddeden Ülger, beraatını talep ederek, savunmasını tamamladı.
Mehmet Ülger´in çapraz sorgusunun ardından Ruhi Abat savunma yapmaya başladı. Yaklaşık 500 sayfa savunma hazırlayan Abat savunmasının ilk bölümü okurken mahkeme heyeti ara kararı açıklayarak davayı 14 Ocak 2013 tarihine erteledi. 13 tutuklu sanığın tutukluluk halinin devamını karar veren mahkeme heyeti, sonraki duruşmada gizli tanık Adıyaman ile müdahil avukatların talep ettiği köy korucusu Y.A´nın dinlenmesine karar verdi.
(16 Kasım 2012), son güncel.: (17 Kasım 2012)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Dink ve Zirve aynı ekibin işi
Çınar´dan mahkemede şok iddialar
Zirve´yi başlatan papazdan şok itiraflar
Zirve davaları birleştirildi
İşte 761 sayfalık ek iddianamesi
Zirve ek iddianamesi kabul edildi
Tushad kimlikleri ek klasörlerde
Ergenekon 1993´e uzandı: Tushad
Malatya Zirve Katliamı ve Ergenekon bağlantısı manşetlerimiz
Ergenekon ve Balyoz, Malatya´da ´zirve´ yapmış
Tanık: Malatya ve Dink ´Kafes´ işi
Zirve Yayınevi Katliamı ile Kafes davaları birleşebilir
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap