Yargıtay´dan bir skandal karar daha.. Deniz Feneri e.V bağlantılı soruşturmayı yürütürken görevden alınan cumhuriyet savcıları Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz, ´Resmi belgede sahtecilik ve görevde yetkiyi kötüye kullanma´ suçundan yargılandıkları davada suçlarını itiraf ettikleri halde beraat etti. Sanık savcı Abdulvahap Yaren duruşmada şok bir savunma yaptı. Yaren, Deniz Feneri yardım paralarının yoksullara değil şirket ortağı yapılan metreslere gittiğini iddia etti. Mahkemenin bu açık hakarete hiçbir müdahale ve işlem yapmayarak sanıkları beraat ettirmesi ise tepki çekti. Savcı Yaren önceki duruşmada da şok bir savunma yapmış, tahrifatı itiraf ederek bunun haklı bir nedeni olduğunu savunmuştu. Yaren´in bugünkü hakaretine ve tahrifata getirdiği skandal savunmaya göz yumulması, Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nin siyasi bir karar verdiğini düşündürüyor. Aynı Daire, Ergenekon sanığı İlhan Cihaner´e de sahip çımış, skandal fotokopi kararıyla sanıkların davasını kendi bünyesine almıştı.
16.11.2012 15:25 Deniz Feneri soruşturmasını sürdürürken dosyadan el çektirilen ve haklarında evrakta tahrifat ve görevi kötüye kullanmaktan dava açılan Ankara Cumhuriyet Savcıları Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mahmut Tamöz´ün yargılanmalarına Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nde saat 10.00´da başladı.
KILIÇDAROĞLU DA İZLEDİ
Yargıtay Genel Kurul Salonu´ndaki duruşmaya katılmak üzere YARSAV üyeleri ile Ankara Adliyesi´ndeki bazı hakim ve savcılar da destek için geldi. Geniş güvenlik önlemleri altında yapılan bugünkü duruşmaya CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da savcılara destek için kurmaylarıyla beraber geldi. CHP Milletvekilleri Atilla Kart, Sezgin Tanrıkulu ve Erdoğan Toprak da duruşmayı izledi.
´ADALETİN TECELLİ ETMESİNİ BEKLİYORUM´
İlk kez duruşma izleyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Hürriyet muhabiri Oya Armutçu´ya Deniz Feneri davası tüm dünyanın bildiği bir dava haline gelmiştir. Demokrasimizi yaralamıştır. Adaletin tecelli etmesini bekiyorum. Bu ayıplı davanın adalete uygun sonuçlanması gerekir. Oda TV davasında da gazetecilerin tahliye edilmesini umut ediyoruz dedi.
SALONDAN İLK GÖRÜNTÜ
Yargı-Sen Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu ile YARSAV üyelerinin de izlediği duruşmada bir ilk yaşandı. Heyet Başkanı Hüseyin Eker, ilk kez duruşmadan görüntü alınmasına izin verdi. Kameramanlar ve foto muhabirleri duruşma salonuna alınarak 5 dakika görüntü almalarına izin verildi.
SAVCI MÜTALAASINDA BERAAT İSTEDİ
Bugünkü duruşmada savcı esas hakkındaki mütalaasını sundu. Esas hakkında mütaalasını veren Yargıtay Savcısı sanıkların beraatine karar verilmesini istedi. Savcı sanıklar hakkındaki suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığını belirterek, atılı tüm suçlardan beraat istedi. Savcı mütaalada Kanunen, hukuken, ahlaken ve vicdanen sanıkların bu suçu işlediği kanıtlanamamıştır dedi.
Savcı, esas hakkındaki mütaalasında, şunları kaydetti: “Sanık Nadi Türkaslan hakkındaki resmi belgede sahtecilik suçunun irdelenmesinde, sanığın mahkeme kararını beyazla silerek, fotokopi çektirerek uygulamaya gönderdiği anlaşılmaktadır. Sanık hakkındaki belgede sahtecilik suçunun irdelenmesinde, TCK´nın 204/2. maddesindeki suçun tanımı değerlendirilmeli. Sahtecilik için gerekli unsurlar yasada sıralanmıştır. Belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren kamu görevlisinin cezalandırılacağı belirtilmiştir. Suçun oluşması için belgenin aldatma yeteneğinin olması gerekir. Aldatma yeteneğinin olup olmadığı objektif ölçülere göre değerlendirilmeli. Belli sayıda güç ve kişiyi kandıracak nitelikte olmalıdır. Eylemin aldatma niteliği yoktur. Sahtecilik olması için çoğu insan için ilk bakışta anlaşılmayacak derecede değiştirilmiş olması gerekir.
SAHTECİLİK YOK
Bu açıklamalar çerçevesinde, o evrak, kararın aslı ile birlikte incelendiğinde açıkça kararın bir bölümünün kapatılarak suret elde edildiği görülmekte, diğer bentlerin görülmediği anlaşılmaktadır. Somut evrak gören herkesin bunu anlayabildiği durumdadır. Ceza hukuku kriterleri açısından bakıldığında bu husus ortada sahtecilik olmadığını gösterir.
Sanığın o bölümü kasten gizleyip, hukuken tedbir konulmasına mümkün bulunmayan mallara tedbir konulmasını sağlama kastıyla hareket etmesi halinde pek tabii başkaca çok zor anlaşılacak yöntemleri denemesi mümkünken, görünür şekilde kapatarak tedbir uygulanması için göndermesi, hukuken, aklen ve vicdanen, sanığın iş bu fotokopiyi karışıklığa neden olmaması için gönderdiği savunmasının aksinin kanıtlanamadığı sonucuna ulaşılmaktadır. Her üç sanığın da üzerlerine atılı suçların maddi ve manevi unsurları oluşmadığı için beraatleri gerekir.
GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU DA YOK
Suçun oluşması için 257/1´de kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında görev gereklerine aykırı olarak hareket ederek, haksız kazanç sağlayana kamu görevlisinin cezalandırılması gündemdedir. Bunun anlamı suç oluşturan eylemi icra etmenin yanında sonuç olarak eylemin kişilerin mağduriyetine, kamunun zararına ya da haksız kazanca neden olması gerekir. Somut olayda, sanık Nadi´nin bir mahkeme kararını kapatarak talimat verdiği, diğer sanıkların da bu eylemi devam ettirerek bu suçu işledikleri belirtilmektedir. Her ne kadar kararları uygulatan makamların bu kararların bir bölümünü kapatması etik olarak tartışılsa da Nadi´nin bir suç teşkil etmeyen uygulaması ile diğer sanıkların bu uygulamayı sürdürmesi görevi kötüye kullanma suçu oluşturmaz. Sanıkların eylemlerinin bir bütün olarak değerlendirilmesinden zarara neden olmadıkları belirlenmekte, suçun unsurlarının oluşmadığı anlaşılmaktadır.
KRİTİK TALEP KARARA BAĞLANDI
Geçen duruşmada sanık savcı Türkaslan, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici, HSYK Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur´un da aralarında bulunduğu 17 kişinin tanık olarak dinlenmesini talep etmişti. Bu kritik talep de bugün karara bağlandı.
SORUŞTURMANIN GENİŞLETİLMESİ TALEBİNE DE RET
Yargıtay Savcısı, tanıkların dinlenmesi ve soruşturmanın genişletilmesi taleplerinde ise Adalet Bakanı Sadullah Ergin´le birlikte 17 ismin tanık olarak dinlenmesinin dosyanın aydınlatılmasına bir katkıda bulunmayacağı gerekçesiyle soruşturmanın genişletilmesi talebinin reddini istedi. Yargıtay 11. Ceza Dairesi heyeti de oybirliği ile tanıkların dava konusu suç dışında kaldığı ve bu hususların araştırılmasının davanın çözümüne bir katkıda bulunmayacağı anlaşıldığı gerekçesiyle oybirliğiyle talebi reddetti.
SANIK SAVCILARIN SAVUNMALARI:
SAVCI TÜRKASLAN: GÖREVİMİ YAPTIĞIM İÇİN BURADAYIM
Davada sanık savcılar savunmalarını yaptı. Sanık savcı Nadi Türkaslan, Ben görevimi yaptığım için, birileri de görevlerini yaptığı için buradayım. Pişmanlık duymuyorum. Beraatimi istiyorum dedi. Türkaslan, hakkında hükmün açıklanmasının ertelenmesi, paraya çevrilmesi hükümlerinin uygulanmasını istemediğini de belirterek şöyle dedi:
Tedbir kararından dolayı hangi 3.´ncü kişi mağdur olmuş.Tüzel kişi gerçek kişi değil ki benim kararımdan acı ızdırap dursun. Zarar neyse söyleyin. Benim burada bulunma nedenim benim hakkıyla bir soruşturma yapmamdır. Bu soruşturmada hukuk ne gerektiriyorsa arkadaşlarımızla birlikte onu uyguladık. Almanya´ya gittik. Deniz Feneri e.V paralarının başka yerlerde kullanıldığını tespit ettik. Firdevsi Ermiş´in bana gelip 40 saat ifade verdiği ortaya çıkınca, Deniz Feneri sanığının avukatı ´Bu sanığın ifade vermesini nasıl engelleyemedik´ demiştir. Benim bütün yaptığım hukuk ne gerektirdiğiyse belki yapılmayacakları yapmak. Onun için buradayım. Kimseye yanaşmadan, hiçbir menfaat beklentisi içine girmeden işimi yaptım. 100´de de yaparım 101.´ncide de buraya gelirim. Pişmanlıkta duymuyorum. Ben görevimi yaptığım için birileri de görevlerini yaptığı için buradayım.
YAREN´DEN ŞOK SAVUNMA: PARALAR ŞİRKET ORTAĞI YAPILAN METRESLERE GİTTİ
Sanık savcı Abduvahap Yaren ise şok bir savunma yaptı. Yaren, Deniz Feneri yardım paralarının yoksullara değil şirket ortağı yapılan metreslere gittiğini idida etti. Yaren, HSYK´nın soruşturma kararının yok hükmünde olduğu ve dava şartı bulunmadığı için düşmesi gerektiğini, savcının mütalaasına bu yönüyle katılmadığını ancak suçun oluşmadığı sonucuna ise katıldığını söyledi. Türkaslan gibi ceza ertelemesi değil de beraatini istediğini belirten, Yaren savunmasında özetle şöyle dedi:
Bu devlet bize bir görev verdi. ´Almanya´ya gidin delilleri inceleyin´ dedi. Belgeleri bulduk. Isparta, Burdur, Trabzon´da ve Türkiye´nin her yerinden yardım yapıldığı iddia edilen bu insanları dinledik. 600 kişinin biri bana ´Deniz Feneri e .V bana yardım yaptı´ demedi. Yüzde 80´i ´Bu imzalar sahte. Bana yardım yapılmadı ´dedi. Yüzde 20´si ise ´Buradaki imza bana ait ama bana bu miktarda yardım yapılmadı´ dedi. Adama 20 avro yardım yapılmış ama 400 avro yardım yapılmış gibi belge düzenlemiş. Sözleşmiş gibi hepsi yalan mı söylediler? Soruşturma belli bir aşamaya geldiği zaman bizi aldılar, dellilerin tamamına ulaşılması engellendi. Yardım paraları nereye gitti? Metreslerini şirket ortağı yaptılar. Cinsel istismara devam edebilmek için, şantaj malzemesi olarak kullanmak için. Paralar buralara (yoksullara) değil, oralara gitti
Müdahil avukatlarının Şurada oturan avukat ifadesine tepki göstermesi üzerine de Yaren, Otur yerine burası mahkeme. Senin şov yaptığın medya değil dedi.
TAMÖZ: KIRGINIM
Sanık savcı Tamöz de beraatini istedi ve Ben ülkemi ve insanımı seviyorum. Tüm amacım yasaları tarafsız ve bağımsız olarak uygulamak. Bu nedenle siyasi düşüncelerle hakkımızda soruşturma yaparak, bizi önünüze getiren meslektaşlarımıza kırgınım dedi.
SON SÖZLERİNİ SÖYLEDİLER
Daire verilen aradan sonra avukatların süre verilmesi talebini reddetti ve duruşmaya devam edildi. Başkan Hüseyin Eken, sanıklara son sözlerini sordu. Türkaslan, Beraatimi istiyorum, takdir yüce heyetin dedi. Sanık savcı Yaren, Adil bir karar verilmesini istiyorum derken, sanık Tamöz de Takdir yüce heyetin ifadelerini kullandı.
BERAAT ETTİLER
Deniz Feneri e.V bağlantılı soruşturmayı yürütürken görevden alınan cumhuriyet savcıları Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz, “Resmi belgede sahtecilik ve görevde yetkiyi kötüye kullanma” suçundan yargılandıkları davanın dördüncü duruşmasında beraat etti.
Kararı açıklayan Yargıtay 11. Ceza Dairesi Başkanı Hüseyin Eken beraat eden üç sanık savcıya Hadi Geçmiş olsun dedi. Yargıtay Konferans Salonu´nu dolduran üç savcının meslektaşları ise beraat kararını alkışladılar.
TÜRKASLAN´A OYÇOKLUĞU İLE BERAAT
Yargıtay 11. Ceza Dairesi heyeti kararı 14.25´te verdi. Kısa kararı Başkan Eken okudu. Savcı Yaren ve Tamöz, görevi kötüye kullanmaktan oybirliği ile Türkaslan ise oyçokluğu ile beraat etti. Üye Ahmet Turan Doğan savcı Türkaslan´ın Sahtecilik suçunun nitelik değiştirerek görevi kötüye kullanma suçuna dönüştüğü ve bu suçtan mahkum edilmesi gerektiği gerekçesiyle karşı oy verdi. Doğan, Türkaslan´ın görevi kötüy kullanmaktan mahkumiyetini istedi. Üç sanık savcı da savcılık mütaalası doğrultusunda suçun yasal unsurları oluşmadığı gerekçesiyle beraat etti.
SUÇUN YASAL UNSURLARI YOK
Eken kararı şöyle açıkladı:
Sanıklar Nadi Türkaslan´a kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği ve görevi kötüye kullanmak, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz´e ise görevi kötüye kullanma suçunun yasal unsurlarının yokluğu nedeniyle suçun oluşmadığı anlaşıldığından sanıklara yüklenen suçlardan ayrı ayrı beraatlerine
Yargıtay 11. Ceza Dairesi gerekçeli kararını daha sonra açıklayacak.
KILIÇDAROĞLU YOKTU
Duruşmanın sabahki bölümüne katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kararın açıklandığı öğleden sonraki bölüme katılmadı. Karar duruşmasını baştan sona izleyen CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan kararla ilgili olarak, Bu karar yüzyılın soygunu olan Deniz Feneri Davası´nın mahkumiyetidir dedi.
SAVCILAR NE DEDİ?
Duruşma sonrası beraat eden savcılar ise şöyle konuştular:
KARARA SEVİNMEDİM
Savcı Nadi Türkaslan: Bugüne kadar hep hukuktan yana oldum. Hiç sapmadım. Beraat kararına sandıkları kadar sevinmedim. Çünkü suçlu olan sevinir. Bu karar hukuk tarihine geçecek bir karardır. Bu karar hakim ve savcılara hiç korkmayın karşınızdakinin kim olduğuna bakmayıp görevinizi yapın demiştir. Bu açıdan önemlidir.
Türkaslan´ın Avukatı Cevat Balta: Bu dava savcı ve yargıçlara gözdağı davasıydı ve aslında hiç açılmamalıydı.
Savcı Abdulvahap Yaren: Türk halkına teşekkür ediyorum. Yaren gazetecilerin, Savunmanızdaki bahsettiğiniz şirket kurduran kişiler kimdi soruları üzerine, Yazılı savunmamda tüm detayları yazdım dedi. Yaren, Mağduriyetiniz nedeniyle dava açacak mısınız? sorusu üzerine ise, Bunun için henüz erken. Kararın kesinleşmesi gerekir dedi.
CİHANER´DEN SONRA İKİNCİ YARGITAY SKANDALI
Bugünkü duruşmada sanık savcı Abduvahap Yaren şok bir savunma yaptı. Yaren, Deniz Feneri yardım paralarının yoksullara değil şirket ortağı yapılan metreslere gittiğini iddia etti. Mahkemenin bu açık hakarete hiçbir müdahale ve işlem yapmayarak sanıkları beraat ettirmesi ise tepki çekti. Savcı Yaren, önceki duruşmada da şok bir savunma yapmış, evrakta tahrifat yaptığı suçlamasını kabul etmiş, ancak bunun haklı bir nedeni olduğunu savunmuştu. Deniz Feneri yolsuzluğu davası sanıklarını suçlayan Yaren, “Bu insanlar ne yapmış? Zekat, fitre, sadaka paralarını hovardalıkta kullanmış, şirketlerine aktarmış, paraları kendine mal etmiş. Bunu dini inançları suistimal ederek yapmış” demiş ve Cumhuriyet savcısı olarak görevini yerine getirdiğini belirtmişti.
Eğer tahrifat gibi suç olan bir işlem, bu şekilde cumhuriyet savcılarının görevleri arasında yer alıyorsa, şu halde Danıştay saldırıyla laiklik tehlikesini görünür hale getirmeyi amaçlayan Ergenekon örgütünün de rejimi korumaya çalıştığı söylenebilir ve bu çarpık bakış açısıyla da beraat etmeleri gerekir.
Sanık savcı Yaren´in bugünkü hakaretine ve tahrifata getirdiği skandal savunmaya göz yumulması, sanıkların suçlarını itiraf etmelerine rağmen beraat ettirilmeleri, Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nin siyasi bir karar verdiğini gösteriyor. Aynı Daire, Ergenekon sanığı İlhan Cihaner´e de sahip çıkmış, skandal fotokopi kararıyla sanıkların davasını kendi bünyesine almış ve sanıkları tahliye etmişti. 12 Eylül iddianamesini ilk hazırlayan Savcı Sacit Kayasu ise bu rezalete isyan etmiş ve Ergenekon Yargıtay´a da mı sıçradı? diyerek açık bir soru yöneltmişti. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(16 Kasım 2012, 15:25)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Fener savcısından şok savunma
Deniz Feneri savcılarının ´evrakta tahrifat´ davası manşetlerimiz
Deniz Feneri Savcılarının üstünü örttüğü mahkeme kararı
Fener savcılarına kovuşturma izni
Zekeriya Öz´e alkış, Deniz Feneri´ne yuh
Nazlı Ilıcak: Deniz Feneri ve madalyonun diğer yüzü
Aydınlık´tan Kozinoğlu´na ilginç sansür
Yargıda Kontrgerilla örgütlenmesi